A project of peace, painted across 50 buildings | eL Seed

124,516 views ・ 2016-08-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Erkan Atalay Gözden geçirme: Yunus ASIK
00:12
So when I decided to create an art piece in Manshiyat Naser,
0
12640
3736
Manshiyat Naser'de bir sanat eseri yaratmaya karar verince,
00:16
the neighborhood of the Cairo garbage collectors in Egypt,
1
16400
2976
ki burası Mısır'da Kahire'nin çöp şehri olarak biliniyor,
00:19
I never thought this project would be
2
19400
1816
bu projenin en büyüleyici deneyimim
00:21
the most amazing human experience that I would ever live.
3
21240
2680
olacağını hiç aklımdan geçirmedim.
00:24
As an artist, I had this humanist intention
4
24640
2696
Bir sanatçı olarak hümanist bir gayem vardı,
00:27
of beautifying a poor and neglected neighborhood
5
27360
2376
köhne ve unutulmuş bir mahalleyi güzelleştirmek
00:29
by bringing art to it and hopefully shining light on this isolated community.
6
29760
5080
ve sanatı oraya götürüp bu soyutlanmış topluluğa ışık tutmak istedim.
00:36
The first time I heard about this Christian Coptic community
7
36000
3616
Bu Hristiyan Kıpti topluluğunu ilk kez
00:39
was in 2009 when the Egyptian authorities under the regime of Hosni Mubarak
8
39640
5416
2009'da, Mısır yetkililerin Hüsnü Mübarek rejiminde
00:45
decided to slaughter 300,000 pigs using the pretext of H1N1 virus.
9
45080
5800
H1N1 virüsü bahanesi ile 300.000 domuzu kesmeye karar verdiklerinde duydum.
00:51
Originally, they are pig breeders.
10
51560
1936
Asıl işleri domuz yetiştiriciliği.
00:53
Their pigs and other animals are fed with the organic waste
11
53520
3176
Domuzları ve diğer hayvanları günlük olarak topladıkları
00:56
that they collect on a daily basis.
12
56720
1976
organik atıklarla besleniyor.
00:58
This event killed their livelihood.
13
58720
1760
Bu olay onların gelirini yok etti.
01:01
The first time I entered Manshiyat Naser, it felt like a maze.
14
61080
3456
Manshiyat Naser'e ilk uğradığımda, labirent gibi gelmişti bana.
01:04
I was looking for the St. Simon Monastery on the top of the Muqattam Mountain.
15
64560
3696
Moqattam tepesinde bulunan St. Simon manastırını arıyordum.
01:08
So you go right, then straight, then right again, then left
16
68280
3176
Tepeye erişmek için önce sağ yapıyorsunuz, sonra düz,
01:11
to reach all the way to the top.
17
71480
1696
sonra tekrar sağ ve sol.
01:13
But to reach there, you must dodge between the trucks overpacked with garbage
18
73200
4416
Ama oraya giderken çöp taşan kamyonların arasından sıyrılmalı
01:17
and slalom between the tuk-tuks,
19
77640
1576
ve mahallede hareket için
01:19
the fastest vehicle to move around in the neighborhood.
20
79240
3200
en hızlı araç olan 3 tekerlilerin arasından geçmelisiniz.
01:23
The smell of the garbage unloaded from those trucks was intense,
21
83040
3136
Kamyonlardan boşaltılan çöp kokusu yoğundu
01:26
and the noise of the traffic was loud and overbearing.
22
86200
3376
ve trafik gürültüsü yüksek sesli ve sıkıcıydı.
01:29
Add to it the din created by the crushers in those warehouses along the way.
23
89600
4680
Bir de depolardaki sıkma makinelerin gürültüsünü buna ekleyin.
01:34
From outside it looks chaotic, but everything is perfectly organized.
24
94920
4440
Dışardan kaos gibi görünüyor ama her şey mükemmelce organize edilmiş.
01:40
The Zaraeeb, that’s how they call themselves,
25
100600
2456
Onlar kendilerine Zaraeeb diyorlar,
01:43
which means the pig breeders,
26
103080
1536
anlamı domuz yetiştiricisidir.
01:44
have been collecting the garbage of Cairo
27
104640
2376
Kahire'nin çöpünü toplamışlar
01:47
and sorting it in their own neighborhood for decades.
28
107040
2776
ve bunu kendi mahallelerinde on yıllarca yapmışlar.
01:49
They have developed one of the most efficient
29
109840
2136
Çok etkili bir yöntem geliştirdiler
01:52
and highly profitable systems on a global level.
30
112000
3296
ve küresel anlamda son derece kârlı bir sistem.
01:55
Still, the place is perceived as dirty, marginalized and segregated
31
115320
4616
Ama hâlâ kirli, marjinal, ve ayrı tutulmuş görünüyorlar,
01:59
because of their association with the trash.
32
119960
2080
çünkü çöple bağdaştırılıyorlar.
02:03
So my initial idea was to create an anamorphic piece,
33
123080
2856
İlk fikrim bir anamorfik eser tasarlamaktı,
02:05
a piece that you can only see from one vantage point.
34
125960
2856
tek bir stratejik noktadan görebildiğiniz bir parça.
02:08
I wanted to challenge myself artistically by painting over several buildings
35
128840
4336
Kendi sanatımı zorlamak ve birkaç binayı kapsayan resim çizmek istedim
02:13
and having it only fully visible from one point on the Muqattam Mountain.
36
133200
5136
ve bunun bir tek Moqattam tepesinden görülmesini planladım.
02:18
The Muqattam Mountain is the pride of the community.
37
138360
2576
Moqattam tepesi buradaki insanların gururudur.
02:20
This is where they built the St. Simon Monastery,
38
140960
2456
St. Simon manastırını oraya kurdular,
02:23
a 10,000-seat cave church that they carved into the mountain itself.
39
143440
5120
dağın içine kazınmış toplam 10.000 kişilik bir kilisedir.
02:29
So, the first time I stood on top of the mountain
40
149200
4056
İlk kez bu tepede bulunduğum
02:33
and I looked at the neighborhood,
41
153280
1616
ve bu mahalleye baktığımda,
02:34
I asked myself, how on earth will I convince all those owners
42
154920
2896
kendime sordum, bu kadar ev sahibini binalarını boyamaya
02:37
to let me paint on their buildings?
43
157840
2176
nasıl ikna edebilirim?
02:40
And then Magd came.
44
160040
1376
Sonra Magd ile tanıştım.
02:41
Magd is a guide from the Church.
45
161440
2376
Magd kilisede rehberlik yapıyor.
02:43
He told me the only person I needed to convince was Father Samaan,
46
163840
4096
Bana bir tek peder Samaan'ı ikna etmem gerekeceğini söyledi,
02:47
who is the leader of the community.
47
167960
2456
kendisi bu topluluğun lideriydi.
02:50
But to convince Father Samaan, I needed to convince Mario,
48
170440
3216
Ama peder Samaan'dan evvel Mario'yu ikna etmem gerekiyordu,
02:53
who is a Polish artist who moved to Cairo 20 years ago
49
173680
3056
o da 20 sene önce Kahire'ye taşınmış Polonya'lı bir sanatçı
02:56
and who created all the artwork of the Cave Church.
50
176760
3816
ve dağın içindeki kilisenin tüm sanat eserlerini yapan kişi.
03:00
I am really grateful to Mario. He was the key of the project.
51
180600
2920
Mario'ya çok şey borçluyum. O bu projenin kilit noktası.
03:04
He managed to get me a meeting with Father Samaan,
52
184280
2376
Benim peder Samaan ile buluşmamı Mario sağladı.
03:06
and surprisingly, he loved the idea.
53
186680
1736
Şaşırtıcı ama peder fikrimi sevdi.
03:08
He asked me about where I painted before
54
188440
2256
Bana daha önceki projelerimi ve
03:10
and how I will make it happen.
55
190720
1456
bunu nasıl yapacağımı sordu.
03:12
And he was mainly concerned by what I was going to write.
56
192200
3200
Daha çok neler yazacağımdan endişe ediyordu.
03:16
In every work that I create, I write messages
57
196760
2136
Her yarattığım eserimde, Arapça hat sanatı
03:18
with my style of Arabic calligraphy.
58
198920
1776
tarzımla mesajlar yazarım.
03:20
I make sure those messages are relevant to the place where I am painting
59
200720
3736
Mesajlarımın yerine göre anlamlı olmasına gayret ediyorum,
03:24
but have this universal dimension,
60
204480
1620
aynı zamanda evrensel boyutlu,
03:26
so anybody around the world can relate to it.
61
206124
2800
ki dünyada herkes kendine anlam çıkarabilsin.
03:29
So for Manshiyat Naser,
62
209560
1256
Manshiyat Naser için,
03:30
I decided to write in Arabic the words of St. Athanasius of Alexandria,
63
210840
4776
Alexandria'lı St. Athanasius'un sözlerini Arapça'da kullanmaya karar verdim,
03:35
a Coptic bishop from the third century,
64
215640
1936
üçüncü yüzyıldan bir Kopti piskoposdu
03:37
who said: (Arabic),
65
217600
4576
ve şunu demişti: (Arapça),
03:42
which means in English,
66
222200
1256
İngilizce çevirisi şudur,
03:43
"Anyone who wants to see the sunlight clearly
67
223480
2136
"Güneş ışığını görmek isteyen
03:45
needs to wipe his eyes first."
68
225640
1480
ilk gözlerini temizlemelidir."
03:47
It was really important for me
69
227800
1776
Benim için önemli olan
03:49
that the community felt connected to the words.
70
229600
2896
oradaki topluluğun bu sözlerle bağlantı kurmalarıydı.
03:52
And for me this quote was perfectly reflecting the spirit of the project.
71
232520
3440
Bana göre bu alıntı projemi çok iyi anlatıyordu.
03:56
So Father Samaan blessed the project,
72
236480
2416
Peder Samaan projemi onayladı
03:58
and his approval brought all the residents on board.
73
238920
2960
ve onun onayı oradaki topluluğun desteğini sağladı.
04:02
Hundreds of liters of paint, a dozen blue manual lifts,
74
242640
4296
Yüzlerce litre boya, bir düzine mavi manuel asansör,
04:06
several trips back and forth to Cairo,
75
246960
2136
birkaç kez Kahire'ye gidiş geliş,
04:09
a strong and solid team from France, North Africa, Middle East and the US,
76
249120
4136
Fransa, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Amerika'dan gelen sağlam bir ekip
04:13
and after a year of planning and logistics, there we are,
77
253280
3456
ve bir sene tasarım ve lojistik sürecinden sonra işte buradayız.
04:16
my team and some members from the local community
78
256760
2616
Ekibimiz ve mahalleden bazı üyeler
04:19
creating a piece that will spread over 50 buildings,
79
259400
3496
ellinin üzerinde binaya yayılacak bir parça oluşturduk.
04:22
some filling up the space of the calligraphy
80
262920
2896
Bazıları kaligrafi için ayırdığımız yerleri dolduruyor,
04:25
that I trace with colors.
81
265840
1416
ben de boya ile tamamlıyorum.
04:27
Here some blue, there some yellow, there some orange.
82
267280
3056
Şuraya biraz mavi, oraya sarı, diğer tarafa turuncu.
04:30
Some others carrying some sand bags
83
270360
2135
Bazıları manuel asansörleri tutmak için
04:32
and putting them on the top of the buildings
84
272519
2097
kum torbaları taşıdı ve binaların
04:34
to hold those manual lifts,
85
274640
1336
tepesine yerleştirdi.
04:36
and some others assembling and disassembling those same lifts
86
276000
2896
Diğerleri asansörleri birleştirip sökmekle meşguldü
04:38
and moving them around the different buildings.
87
278920
2200
ve binalar arasında taşıyorlardı.
04:42
At the beginning of the project,
88
282200
1696
Projenin başında,
04:43
I numbered all those buildings on my sketch,
89
283920
3656
bütün binalara numara verdim
04:47
and there was no real interaction with the community.
90
287600
2496
ve mahalle sakinleri ile gerçek bir iletişim yoktu.
04:50
People didn’t get the point of all this.
91
290120
2136
Bu projenin ne işe yarayacağını anlamadılar.
04:52
But fast enough, those building numbers became family names.
92
292280
4496
Ama hızla bina numaraları ailelerin soyadıyla yer değiştirdi.
04:56
The first building was the house of Uncle Ibrahim.
93
296800
2600
Birinci bina İbrahim amcanın eviydi.
05:00
Uncle Ibrahim is such an enthusiastic person.
94
300040
2136
İbrahim amca coşkulu bir adam.
05:02
He was always singing and making jokes,
95
302200
2056
Sürekli şarkı söyler ve şaka yapar.
05:04
and his daughters and sons saved me from his bull
96
304280
4336
Kızları ve oğulları, dördüncü katta bana saldırmak isteyen
05:08
who wanted to attack me on the fourth floor.
97
308640
2456
boğalarından beni kurtardı.
05:11
(Laughter)
98
311120
1296
(Kahkahalar)
05:12
Actually, the bull saw me from the window and came out on the balcony.
99
312440
3296
Aslında boğa beni camdan görmüş ve balkona çıkmıştı.
05:15
(Laughter)
100
315760
1336
(Kahkahalar)
05:17
Yeah.
101
317120
1200
Evet.
05:21
Uncle Ibrahim was always hanging out on the balcony
102
321680
2656
İbrahim amca, ben boyarken her zaman balkona çıkar
05:24
and talking to me while I was painting.
103
324360
1976
ve benimle sohbet ederdi.
05:26
I remember him saying that he didn’t go to the mountain for 10 years,
104
326360
3976
On sene hiç dağın tepesine gitmediğini ve hiç izin almadığını
05:30
and that he never takes a day off.
105
330360
1816
söylediğini hatırlıyorum.
05:32
He said that if he stopped working, who will stop the garbage?
106
332200
3776
Dedi ki, eğer çalışmayı bırakırsak, çöpleri kim durduracak?
05:36
But surprisingly, at the end of the project,
107
336000
3416
Ama sürpriz olarak, projenin sonunda
05:39
he came all the way to the mountain to look at the piece.
108
339440
2816
kendisi dağın tepesine geldi ve esere göz attı.
05:42
He was really proud to see his house painted,
109
342280
2776
Evinin boyanmış olmasından gerçekten de onurlanmıştı
05:45
and he said that this project was a project of peace and --
110
345080
3760
ve bu projenin bir barış projesi olduğunu söylemişti ve --
05:50
sorry --
111
350400
1200
pardon --
05:53
(Applause)
112
353000
2560
(Alkışlar)
06:06
Thank you.
113
366400
1200
Teşekkür ederim.
06:08
He said that it was a project of peace and unity
114
368320
4976
Barış ve birlik projesi olduğunu
06:13
and that it brought people together.
115
373320
1720
ve insanları birleştirdiğini söyledi.
06:15
So his perception towards the project changed,
116
375680
3216
Yani proje hakkında fikirleri değişti
06:18
and my perception towards the community changed also,
117
378920
3896
ve benim de o semt hakkında fikirlerim değişti
06:22
and towards what they do.
118
382840
1936
ve orada ne yaptıklarına dair.
06:24
All the garbage that everybody is disgusted by is not theirs.
119
384800
4616
Oradaki herkesin iğrendiği çöpler onların çöpü değil.
06:29
They just work out of it.
120
389440
1496
Ancak çöple çalışıyorlar.
06:30
Actually, they don’t live in the garbage. They live from the garbage.
121
390960
3256
Aslında çöpün içinde yaşamıyorlar. Çöple geçim sağlıyorlar.
06:34
So I started doubting myself and wondering
122
394240
2216
Yani kendimden kuşkulandım ve
06:36
what was the real purpose of this whole project?
123
396480
3776
bu projenin gerçek amacını sorguladım?
06:40
It was not about beautifying a place by bringing art to it.
124
400280
4096
Sanat getirip orayı güzelleştirmek değildi amacım.
06:44
It was about switching perception and opening a dialogue
125
404400
3056
Algıları değiştirip bizimle bağlı olan
06:47
on the connection that we have with communities that we don’t know.
126
407480
3160
ama tanımadığımız topluluklarla iletişim kurmaktı.
06:51
So day after day,
127
411520
1256
Günler sonra,
06:52
the calligraphy circle was taking shape,
128
412800
2376
kaligrafi çemberi şekil alıyordu
06:55
and we were always excited to go back on the mountain to look at the piece.
129
415200
4056
ve heyacanla dağın tepesine geri dönüp esere bakıyorduk.
06:59
And standing exactly at this point every day made my realize
130
419280
3136
Aynı yerde durunca bu anamorfik eserin
07:02
the symbolism behind this anamorphic piece.
131
422440
2816
sembolizmini fark ettim.
07:05
If you want to see the real image of somebody,
132
425280
2176
Bir insanın gerçek imajını görmek istiyorsan,
07:07
maybe you should change your angle.
133
427480
1960
belki bakış açını değiştirmen gerek.
07:10
There was doubts and difficulties,
134
430440
1816
Kuşku ve zorluklarla karşılaştık,
07:12
like fears and stress.
135
432280
1256
korku ve stres gibi.
07:13
It wasn't simple to work in such environments,
136
433560
2176
Böyle bir ortamda çalışmak kolay değildi,
07:15
sometimes having pigs under you while you paint
137
435760
2216
bazen boyarken altımızda domuzlar vardı
07:18
or climbing a stack of garbage to reach a lift.
138
438000
2816
veya asansöre ulaşmamız için çöpe tırmanmamız gerekiyordu.
07:20
But we all got over the fear of the heights, the swinging lifts,
139
440840
3336
Ama hepimiz yükseklik korkusunu, sallanan asansörün verdiği korkuyu,
07:24
the strength of the smell
140
444200
1256
aşırı kokuyu
07:25
and also the stress of not finishing on time.
141
445480
2136
ve zamanında bitirme stresini aştık.
07:27
But the kindness of all those people made us forget everything.
142
447640
3240
Oradaki insanların iyiliği her şeyi unutmamızı sağladı.
07:31
The building number 3 was the house of Uncle Bakheet and Aunty Fareeda.
143
451600
4176
Üçüncü bina Bakheet amcanın ve Fareeda teyzenindi.
07:35
In Egyptian, they have this expression that says, "Ahsen Nas,"
144
455800
3256
Mısır Arapçasında bir deyim var, "Ahsen Nas,"
07:39
which means "the best people."
145
459080
1536
"En iyi insanlar" anlamına gelir.
07:40
They were the best people.
146
460640
1256
Onlar en iyi insanlardı.
07:41
We used to take our break in front of their houses,
147
461920
3136
Genelde onların evinin önünde mola veriyorduk
07:45
and all the kids of the neighborhood
148
465080
2376
ve mahalledeki çocuklar
07:47
used to join us.
149
467480
1336
bize eşlik ediyordu.
07:48
I was impressed and amazed by the kids of Manshiyat Naser.
150
468840
4336
Manshiyat Naser'deki çocuklardan çok etkilendim.
07:53
For the first few days, they were always refusing anything we were offering them,
151
473200
4136
İlk günlerde, ne ikram edersek reddediyorlardı,
07:57
even a snack or a drink.
152
477360
2056
atıştırdığımız veya içtiğimiz ne olursa.
07:59
So I asked Aunty Fareeda, "Why is that?"
153
479440
1936
Fareeda teyzeye sordum "Neden böyleler?"
08:01
And she told me they teach their kids to refuse anything
154
481400
3856
Eğer o kişiyi tanımıyorlar ise, çocuklarına ikramları geri çevirmelerini
08:05
from somebody that they don't know
155
485280
1656
öğrettiklerini anlattı.
08:06
because maybe this person needs it more than they do.
156
486960
2560
Çünkü o kişi kendilerinden daha muhtaç olabilir.
08:10
So at this exact point I realized actually
157
490880
4016
Aslında tam o an fark ettim ki,
08:14
the Zaraeeb community was the ideal context
158
494920
2136
Zaraeeb semti algı konusunu ele almak için
08:17
to raise the topic of perception.
159
497080
1600
en iyi şartları sunuyordu.
08:19
We need to question our level of misconception
160
499240
3296
Halk olarak yanlış kavradıklarımızı
08:22
and judgment we can have as a society
161
502560
2656
ve yargıladığımız, farklı gördüğümüz grupları,
08:25
upon communities based on their differences.
162
505240
2440
iyice sorgulamamız gerekiyor.
08:28
I remember how we got delayed on Uncle Ibrahim's house
163
508960
3456
İyi hatırlıyorum, İbrahim amcanın evine geç başlamıştık.
08:32
when his pigs that are bred on the rooftop
164
512440
2136
Domuzları evin çatısında beslenirken
08:34
were eating the sand bags that hold the lifts.
165
514600
2576
asansörleri tutan kum torbalarını yemişlerdi.
08:37
(Laughter)
166
517200
1560
(Kahkahalar)
08:39
The house of Uncle Bakheet and Aunty Fareeda
167
519640
2936
Bakheet amcanın ve Fareeda teyzenin evi
08:42
was this kind of meeting point.
168
522600
1656
bir nevi buluşma noktasıydı.
08:44
Everybody used to gather there.
169
524280
1855
Herkes orada toplanıyordu.
08:46
I think this is what Uncle Ibrahim meant
170
526159
1937
İbrahim amcanın barış ve birlik
08:48
when he said that was a project of peace and unity,
171
528120
2616
projesinden söz ederken demek istediği de bu.
08:50
because I really felt that people were coming together.
172
530760
2799
Çünkü gerçekten bir araya geliyorduk.
08:54
Everyone was greeting us with a smile, offering us a drink
173
534320
3176
Herkes gülümseyerek selam veriyordu, içecek ikram ediyordu
08:57
or inviting us into their own house for lunch.
174
537520
4016
veya öğlen yemeğine bizi evlerine çağırıyorlardı.
09:01
Sometime, you are at the first level of a building,
175
541560
3016
Bazen binanın ilk katında bulunurken,
09:04
and somebody opens his window and offers you some tea.
176
544600
2536
size biri camı açıp çay ikram ediyor.
09:07
And then the same thing happens on the second floor.
177
547160
2456
Sonra aynı şey siz ikinci kata gelince de oluyordu.
09:09
And you keep going all the way to the top.
178
549640
2016
En üst kata gidene kadar.
09:11
(Laughter)
179
551680
1216
(Kahkahalar)
09:12
(Applause)
180
552920
1456
(Alkışlar)
09:14
I think I never drink as much tea as I did in Egypt.
181
554400
2456
Hayatımda Mısır'da içtiğim kadar çay içmedim.
09:16
(Laughter)
182
556880
1816
(Kahkahalar)
09:18
And to be honest with you, we could have finished earlier,
183
558720
2736
Doğrusu daha erken bitirebilirdik projeyi
09:21
but I think it took us three weeks because of all those tea breaks.
184
561480
3176
ama herhalde bu çay molaları yüzünden üç haftada bitirdik.
09:24
(Laughter)
185
564680
1800
(Kahkahalar)
09:28
In Egypt, they have another expression, which is "Nawartouna,"
186
568520
3536
Mısır'da "Nawartouna" diye bir başka tabir var,
09:32
which means, "You brought light to us."
187
572080
2120
"Bize ışık getirdiniz," anlamına geliyor.
09:35
In Manshiyat Naser they were always telling us this.
188
575200
2896
Manshiyat Naser' de bize dedikleriydi.
09:38
The calligraphy, actually --
189
578120
2136
Kaligrafi, aslında --
09:40
I used a white glow-in-the-dark paint for the calligraphy
190
580280
4056
karanlıkta beyazca parlayan boya kullandım kalifgrafimde
09:44
so at the end of the project, we rented some black light projectors
191
584360
4176
ve projenin sonunda, projektör kiraladık
09:48
and lit up the whole neighborhood,
192
588560
2376
ve bütün mahalleyi aydınlattık,
09:50
surprising everybody around.
193
590960
1376
herkese süpriz oldu.
09:52
We wanted to tell them
194
592360
1256
Söylemek istediğimiz,
09:53
that they are the ones who brought light to us.
195
593640
2200
onlar aslında bize ışık getirdi.
09:58
(Applause)
196
598280
2280
(Alkışlar)
10:09
The Zaraeeb community are strong, honest, hard workers,
197
609000
4056
Zaraeeb topluluğu güçlü, dürüst, çalışkan
10:13
and they know their value.
198
613080
1736
ve kendi değerlerinin farkındalar.
10:14
The people of Cairo call them "the Zabaleen,"
199
614840
2136
Kahire halkı onlara "Zabaleen" diyor,
10:17
which means "the people of the garbage,"
200
617000
1976
"çöpün insanları" anlamına geliyor
10:19
but ironically, the people of Manshiyat Naser
201
619000
2736
ama kaderin cilvesine bakın, Manshiyat Naser'dekiler
10:21
call the people of Cairo the Zabaleen.
202
621760
1856
Kahire'de oturanlara Zabaleen diyor.
10:23
They say, they are the ones who produce the garbage, not them.
203
623640
2936
Asıl bu çöpe neden olanlar onlar, biz değiliz diyorlar.
10:26
(Laughter)
204
626600
1216
(Kahkahalar)
10:27
(Applause)
205
627840
1376
(Alkışlar)
10:29
The goal was to leave something to this community,
206
629240
2376
Amaç bu topluluğa bir şey katmaktı
10:31
but I feel that they are the ones who left something in our lives.
207
631640
3136
ama bence onlar bizim hayatımıza bir şeyler kattılar.
10:34
You know, the art project was just a pretext
208
634800
2096
Bu etkileyici deneyimi yaşamak için
10:36
for this amazing human experience.
209
636920
1656
sanat projesi sanki bir bahaneydi.
10:38
The art piece at some point will disappear, vanish,
210
638600
2416
Sanat eserim bir gün kaybolacak,
10:41
and actually there is somebody who is building a second floor
211
641040
2896
şu an İbrahim amcanın evinin önünde birisi,
10:43
in front of Uncle Ibrahim's house,
212
643960
1656
evine ikinci bir kat ekliyor.
10:45
so it's covering part of the painting,
213
645640
1856
Yani projenin bir parçasını kapatıyor
10:47
so I might need to go back and paint over it.
214
647520
2136
ve geri dönüp üzerini boyamam gerekecek.
10:49
(Laughter)
215
649680
1616
(Kahkahalar)
10:51
It was about the experience,
216
651320
1376
Bu bir deneyimdi,
10:52
about the story,
217
652720
1416
hikâyeydi,
10:54
about the moment.
218
654160
1280
ana şahit olmaktı.
10:56
From the streets of the neighborhood,
219
656560
1896
Bu mahallenin caddelerinde
10:58
the painting appears in fragments,
220
658480
1620
resim parçaları görünür,
11:00
isolated from one another,
221
660124
1892
birbirinden soyutlanmış,
11:02
standing alone.
222
662040
1256
tek başına duran.
11:03
But connected with the sign of calligraphy
223
663320
2176
Ama kaligrafiyle bitişik olunca
11:05
that today reveals the powerful message that we should all think about
224
665520
3856
bugüne herkesin başkalarını yargılamadan evvel üzerine düşünmesi gerektiği
11:09
before we want to judge somebody.
225
669400
1680
güçlü bir mesaj taşıyor.
11:11
Anyone who wants to see the sunlight clearly
226
671640
2136
Güneşin ışığını görmek istiyorsan
11:13
needs to wipe his eyes first.
227
673800
1440
ilk gözlerini temizle.
11:15
Thank you.
228
675760
1416
Teşekkür ederim.
11:17
(Applause)
229
677200
7761
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7