Maira Kalman: The illustrated woman

Maria Kalman, resmedilen Kadın

44,592 views ・ 2007-10-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: gulsah aksel Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:25
What I am always thinking about
0
25000
3000
Her zaman düşündüğüm şey...
00:28
is what this session is about, which is called simplicity.
1
28000
4000
...bu oturumun da konusu olan şey, yani basitlik.
00:32
And almost, I would almost call it being simple-minded,
2
32000
4000
Ve hemen hemen, ben buna kelimenin tam anlamıyla,...
00:36
but in the best sense of the word.
3
36000
2000
...sade fikirli olmak, demeyi tercih ediyorum.
00:38
I'm trying to figure out two very simple things:
4
38000
3000
Çok basit iki şeyin ne olduğunu çözmeye çalışıyorum:...
00:42
how to live and how to die, period.
5
42000
2000
...nasıl yaşamalı ve nasıl ölmeli, arasında ki zaman süreci.
00:44
That's all I'm trying to do, all day long.
6
44000
2000
Gün boyunca yapmaya çalıştığım bundan ibaret.
00:46
And I'm also trying to have some meals, and have some snacks,
7
46000
3000
Ve bu arada biraz yemek yiyip, biraz atıştırıyorum...
00:49
and, you know, and yell at my children, and do all the normal things
8
49000
4000
...çocuklarıma bağırıyorum ve bilirsiniz, hayatınıza devam etmenizi sağlayan...
00:53
that keep you grounded.
9
53000
2000
...tüm bu olağan şeyleri yapıyorum.
00:56
So, I was fortunate enough to be born a very dreamy child.
10
56000
7000
Hayalperest bir çocuk olarak doğduğum için oldukça şanslıydım.
01:03
My older sister was busy torturing my parents,
11
63000
4000
Ablam aileme işkence etmekle meşguldü,...
01:07
and they were busy torturing her.
12
67000
2000
...ve ailem de ona işkence etmekle meşguldü.
01:09
I was lucky enough to be completely ignored,
13
69000
3000
Tamamen görmezden gelindiğim için şanslıydım...
01:12
which is a fabulous thing, actually, I want to tell you.
14
72000
2000
...asıl söylemek istediğim, bu inanılmaz bir şey.
01:14
So, I was able to completely daydream my way through my life.
15
74000
4000
Böylece tüm hayatım boyunca tamamen hayal ettiğim yolu çizebildim.
01:20
And I finally daydreamed my way into NYU, at a very good time, in 1967,
16
80000
6000
Ve sonunda hayal ettiğim yol çok güzel vakit geçirdiğim NYU' ne düştü --1967 yılında,...
01:27
where I met a man who was trying to blow up the math building of NYU.
17
87000
5000
...NYU' nun matematik binasını havaya uçurmaya çalışan bir adamla tanıştım.
01:33
And I was writing terrible poetry and knitting sweaters for him.
18
93000
4000
Berbat şiirler yazıyor ve onun için kazaklar örüyordum.
01:37
And feminists hated us, and the whole thing was wretched
19
97000
5000
Feministler bizden nefret etmişlerdi, başından sonuna kadar...
01:42
from beginning to end.
20
102000
2000
...her şey berbattı.
01:44
But I kept writing bad poetry, and he didn't blow up the math building,
21
104000
4000
Ben berbat şiirler yazmaya devam ettim, o ise matematik binasını havaya uçurmadı...
01:48
but he went to Cuba.
22
108000
1000
...ama Küba'ya gitti.
01:49
But I gave him the money, because I was from Riverdale
23
109000
2000
Fakat giderken ona para verdim, çünkü Riverdale' ydım...
01:51
so I had more money than he did.
24
111000
2000
...bu nedenle ondan daha çok param vardı.
01:53
(Laughter)
25
113000
1000
(Gülüşmeler)
01:54
And that was a good thing to help, you know, the cause.
26
114000
3000
Bilirsiniz, belli bir amaç için yardımcı olmak iyi bir şeydir.
01:58
But, then he came back, and things happened,
27
118000
4000
Fakat, daha sonra o geri döndü ve birtakım şeyler oldu,...
02:02
and I decided I really hated my writing,
28
122000
3000
...ve ben yazdıklarımdan gerçekten nefret ettiğimi anladım,...
02:05
that it was awful, awful, purple prose.
29
125000
4000
...öyle ki bir avuç duygu sömürüsünden ibaret berbat yazılardı.
02:09
And I decided that I wanted to tell --
30
129000
2000
Ve anlatmak istediğime karar verdim,...
02:11
but I still wanted to tell a narrative story
31
131000
2000
...bir hikaye anlatmak istiyordum...
02:13
and I still wanted to tell my stories.
32
133000
2000
...ama yinede kendi hikayelerimi anlatmak istiyordum.
02:15
So I decided that I would start to draw. How hard could that be?
33
135000
3000
Böylece resim çizmeye başladım. Ne kadar zor olabilirdi ki?
02:18
And so what happened was that I started
34
138000
5000
Ve dahası, bu işe bir editör çizer olarak...
02:23
just becoming an editorial illustrator through, you know,
35
143000
3000
...başladım, yani,...
02:26
sheer whatever, sheer ignorance.
36
146000
3000
...tam anlamıyla cahil cesaretiydi.
02:29
And we started a studio.
37
149000
2000
Ve bir stüdyo açtık...
02:31
Well, Tibor really started the studio, called M&Co.
38
151000
2000
...aslında, stüdyoyu açan esas kişi Tibor' du, ismini de M ve Grup' u koydu.
02:33
And the premise of M&Co was, we don't know anything,
39
153000
4000
M ve Grup önermesi ile ilgili, hiçbir şey bilmiyorduk...
02:37
but that's all right, we're going to do it anyway.
40
157000
2000
...ama sorun değil, başarmak için elimizden geleni yapacaktık.
02:39
And as a matter of fact, it's better not to know anything,
41
159000
2000
Gerçek şu ki, hiçbir şey bilmemeniz daha iyi,...
02:41
because if you know too much, you're stymied.
42
161000
3000
...çünkü çok şey biliyor olmanız yolunuza taş koyar.
02:44
So, the premise in the studio was,
43
164000
3000
Bu nedenle, stüdyonun ilk kuralı...
02:47
there are no boundaries, there is no fear.
44
167000
3000
...burada sınırlara ve korkuya yer yok.
02:50
And I -- and my full-time job, I landed the best job on Earth,
45
170000
3000
Ve ben de Dünya'daki en iyi işi edindim, tam zamanlı işim...
02:53
was to daydream, and to actually come up with absurd ideas
46
173000
5000
...hayal kurmak ve çılgın fikirler üretmekti...
02:58
that -- fortunately, there were enough people there,
47
178000
2000
...neyse ki, etrafımda yeterince insan vardı...
03:00
and it was a team, it was a collective,
48
180000
2000
...ve bu bir ekip, bir birliktelik işi olduğundan...
03:02
it was not just me coming up with crazy ideas.
49
182000
2000
...çılgınca fikirlerle ortaya çıkan tek kişi ben değildim.
03:04
But the point was that I was there as myself, as a dreamer.
50
184000
5000
Fakat asıl konu şu ki, ben orada düş kuran biri olarak bulunuyordum.
03:09
And so some of the things -- I mean, it was a long history of M&Co,
51
189000
3000
Bu nedenle bazı şeyler -- demek istediğim M ve Grup' un uzun soluklu tarihi olacaktı,...
03:12
and clearly we also needed to make some money,
52
192000
4000
...ve açıkçası biraz da para kazanmamız gerekiyordu,...
03:16
so we decided we would create a series of products.
53
196000
4000
...bu nedenle bir dizi ürün yaratmaya karar verdik.
03:20
And some of the watches there,
54
200000
3000
Ve burada gördüğünüz saatlerden bazılarını,...
03:23
attempting to be beautiful and humorous --
55
203000
2000
...güzel ve mizahi olması niyetiyle...
03:25
maybe not attempting, hopefully succeeding.
56
205000
3000
...belki de niyetten çok, içeriği hakkında...
03:28
That to be able to talk about content,
57
208000
3000
...konuşulmasını sağlamak umuduyla...
03:31
to break apart what you normally expect, to use humor and surprise,
58
211000
4000
...beklentilerinizden farklı olarak, çalışmalarınızda mizah ve sürpriz,...
03:35
elegance and humanity in your work was really important to us.
59
215000
5000
...şıklık ve kişilik kullanmak bizim için gerçekten önemliydi.
03:40
It was a very high, it was a very impersonal time in design
60
220000
5000
Bu çok önemli, çok kişisel olmayan bir zaman tasarımıydı...
03:45
and we wanted to say, the content is what's important,
61
225000
4000
...ve anlatmak istediğimiz, ambalaj ve paketin değil,...
03:49
not the package, not the wrapping.
62
229000
2000
...içeriğin önemli olduğudur.
03:51
You really have to be journalists, you have to be inventors,
63
231000
3000
Siz gerçekten bir gazeteci, bir mucit olmak zorundasınız,...
03:54
you have to use your imagination more importantly than anything.
64
234000
4000
...her şeyden daha önemli olan, hayal gücünüzü kullanmak zorundasınız.
03:58
So, the good news is that I have a dog
65
238000
5000
Bu arada iyi haber, bir köpeğim var...
04:03
and, though I don't know if I believe in luck --
66
243000
2000
...ve şansa inanıp inanmadığımı bilmememe rağmen...
04:05
I don't know what I believe in, it's a very complicated question,
67
245000
2000
...aslında neye inandığım da çok karmaşık bir soru...
04:07
but I do know that before I go away, I crank his tail seven times.
68
247000
4000
...ama bildiğim şu ki dışarı çıkmadan önce, köpeğimin kuyruğunu yedi kez çeviririm.
04:11
So, whenever he sees a suitcase in the house,
69
251000
2000
Ve herkes her zaman evden ayrılmadan önce,...
04:13
because everybody's always, you know, leaving,
70
253000
3000
...bu harika köpeğin kuyruğunu çevirdiği için,...
04:16
they're always cranking this wonderful dog's tail,
71
256000
2000
...köpeğim evde ne zaman bir valiz görse,...
04:18
and he runs to the other room.
72
258000
2000
...hemen başka bir odaya kaçar.
04:20
But I am able to make the transition from working for children and --
73
260000
5000
Ama ben çocuklar için çalışırken yetişkinlere,...
04:25
from working for adults to children, and back and forth,
74
265000
3000
...yetişkinler için çalışırken çocuklara, ileri ve geri...
04:28
because, you know, I can say that I'm immature,
75
268000
2000
...geçiş yapabiliyorum çünkü, olgun biri olmadığımı söyleyebilirim,...
04:30
and in a way, that's true.
76
270000
3000
...ve bu bir bakıma da gerçek.
04:33
I don't really -- I mean, I could tell you that I didn't understand,
77
273000
4000
Demek istediğim, hiçbir şey anlamadığımı söyleyebilirim...¼
04:38
I'm not proud of it, but I didn't understand
78
278000
2000
...bundan gurur duymuyorum, fakat bu konferansta da...
04:40
let's say 95 percent of the talks at this conference.
79
280000
3000
...yapılan konuşmaların yüzde 95' ini anlamadım.
04:43
But I have been taking beautiful notes of drawings
80
283000
2000
Ancak çizerek güzel notlar aldım...
04:45
and I have a gorgeous onion from Murray Gell-Mann's talk.
81
285000
3000
...ve Murray Gell-Mann'in konuşmasında müthiş bir soğan çizdim.
04:48
And I have a beautiful page of doodles from Jonathan Woodham's talk.
82
288000
4000
Ve Jonathan Woodham' ın konuşmasında güzel karalama yaptım.
04:52
So, good things come out of, you know, incomprehension --
83
292000
3000
Yani, iyi şeyler anlamadığımda ortaya çıkıyor...
04:55
(Laughter)
84
295000
2000
(Gülüşmeler)
04:57
-- which I will do a painting of, and then it will end up in my work.
85
297000
3000
...çizim yaparken başlar, ve sonra işim bitince son bulur.
05:00
So, I'm open to the possibilities of not knowing
86
300000
4000
Bu yüzden, bilmiyor olmanın olasılıklarına...
05:04
and finding out something new.
87
304000
2000
...ve yeni bir şeyler ortaya çıkarmaya açık biriyim.
05:06
So, in writing for children, it seems simple, and it is.
88
306000
5000
Çocuklar için yazmak kolay gözükür ve öyledir de.
05:11
You have to condense a story into 32 pages, usually.
89
311000
4000
Genellikle, hikayeyi 32 sayfaya sıkıştırmak zorunda kalırsınız.
05:15
And what you have to do is, you really have to edit down to what you want to say.
90
315000
3000
Aslında yapmanız gereken söylemek istediğiniz şeyi gerçekten düzenlemek,...
05:18
And hopefully, you're not talking down to kids
91
318000
3000
...ve umarım, çocukları küçümsemezsiniz,...
05:21
and you're not talking in such a way that you,
92
321000
2000
...ve başkaları ile konuştuğunuz gibi konuşmazsınız,...
05:23
you know, couldn't stand reading it after one time.
93
323000
3000
...bilirsiniz, bir kereden fazla okumaya tahammül edilemez.
05:26
So, I hopefully am writing, you know,
94
326000
2000
Bu yüzden, umarım çocuklar ve yetişkinler için,...
05:28
books that are good for children and for adults.
95
328000
2000
...iyi kitaplar yazıyorumdur.
05:30
But the painting reflects --
96
330000
2000
Ama çizimlerime gelince,...
05:32
I don't think differently for children than I do for adults.
97
332000
2000
...çocukları ve yetişkinleri ayırt etmeden yansıtırım.
05:34
I try to use the same kind of imagination, the same kind of whimsy,
98
334000
3000
Aynı tür hayal gücü, aynı tür mizah,...
05:37
the same kind of love of language.
99
337000
3000
...ve sevgi içeren bir dil kullanmaya çalışırım.
05:40
So, you know, and I have lots of wonderful-looking friends.
100
340000
4000
Bu nedenle, bilirsiniz, bir sürü harika görünümlü arkadaşa sahip oldum.
05:44
This is Andrew Gatz, and he walked in through the door and I said,
101
344000
2000
Bu Andrew Gatz, kapıdan içeri girdiğinde ona,...
05:46
"You! Sit down there." You know, I take lots of photos.
102
346000
2000
..."Sen orada otur" dedim, ve onun bir sürü resmini çektim.
05:49
And the Bertoia chair in the background is my favorite chair.
103
349000
2000
Ve arka plan da görülen Bertoria sandalye benim en sevdiğim sandalyemdir.
05:52
So, I get to put in all of the things that I love.
104
352000
2000
Böylece, yetişkinler ve çocuklar arasında birçok farklı düzeyde iletişim olacağı,...
05:55
Hopefully, a dialog between adults and children will happen on many different levels,
105
355000
4000
...ve farklı mizah çeşitlerinin geliştirilebileceği umuduyla,...
05:59
and hopefully different kinds of humor will evolve.
106
359000
3000
...sevdiğim her şeyi oraya koydum.™
06:03
And the books are really journals of my life.
107
363000
2000
Kitaplarım aslında hayatımın günlükleridir.
06:05
I never -- I don't like plots.
108
365000
2000
Taslaklar dan hiç hoşlanmam.
06:07
I don't know what a plot means.
109
367000
2000
Ne anlama geldiğini de bilmem.
06:09
I can't stand the idea of anything that starts in the beginning,
110
369000
3000
Her şeyin bir başlangıcı olduğu fikrine katlanamıyorum,...
06:12
you know, beginning, middle and end. It really scares me,
111
372000
2000
...yani, başlangıç, orta ve son fikri beni ürkütüyor,...
06:14
because my life is too random and too confused,
112
374000
3000
...çünkü yaşantım çok tesadüfe dayalı ve karışık,...
06:17
and I enjoy it that way.
113
377000
1000
...ve bu benim hoşuma da gidiyor.
06:18
But anyway, so we were in Venice,
114
378000
4000
Her neyse, ben, daha doğrusu biz Venedik' te idik,...
06:23
and this is our room. And I had this dream
115
383000
2000
...bu bizim odamız, ve bu oda da...
06:25
that I was wearing this fantastic green gown,
116
385000
2000
...etkileyici yeşil bir elbise giydiğimi,...
06:27
and I was looking out the window,
117
387000
2000
...ve camdan dışarı baktığımı hayal etmiştim,...
06:29
and it was really a beautiful thing.
118
389000
2000
...ve dışarısı gerçekten güzeldi.
06:31
And so, I was able to put that into this story, which is an alphabet,
119
391000
3000
Ve böylece bu rüyanın devam edeceğini umarak,...
06:34
and hopefully go on to something else.
120
394000
3000
...alfabe düzeninde bu hikayeye ekledim.
06:37
The letter C had other things in it.
121
397000
2000
C harfi diğerlerinden farklı.
06:39
I was fortunate also, to meet the man who's sitting on the bed,
122
399000
3000
Yatakta oturan adam ile tanıştığım için şanslıydım,...
06:42
though I gave him hair over here and he doesn't have hair.
123
402000
3000
...saçını düzeltiyorum güya ama adamın saçı yok...
06:45
Well, he has some hair but -- well, he used to have hair.
124
405000
3000
...aslında vardı ama eskiden.
06:48
And with him, I was able to do a project that was really fantastic.
125
408000
5000
Ve onun sayesinde bu büyüleyici projeyi yapmayı başardım.
06:53
I work for the New Yorker, and I do covers, and 9/11 happened
126
413000
5000
New Yorker için çalışıyordum, ve kapak hazırlıyordum, bu sırada 9/11 olayları meydana geldi,...
06:58
and it was, you know, a complete and utter end of the world as we knew it.
127
418000
5000
...ve bildiğiniz gibi, o gün Dünya' nın sona erdiği gün anlamına geliyordu.
07:03
And Rick and I were on our way to a party in the Bronx,
128
423000
4000
Rick ve ben Bronx' ta bir partiye katılmıştık,...
07:07
and somebody said Bronxistan,
129
427000
2000
...ve birileri Bronxistan,...
07:09
and somebody said Ferreristan,
130
429000
1000
...birileri Fareerristan diyordu,...
07:10
and we came up with this New Yorker cover,
131
430000
3000
...ve biz de bu New Yorker kapağını ortaya çıkardık,...
07:13
which we were able to -- we didn't know what we were doing.
132
433000
2000
...ne yaptığımızı bilmeden başarılı olmuştuk,...
07:15
We weren't trying to be funny, we weren't trying to be --
133
435000
3000
...komik olmaya çalışmıyorduk,...
07:18
well, we were trying to be funny actually, that's not true.
134
438000
2000
...aslında bu doğru değil, tam da komik olmaya çalışıyorduk.
07:20
We hoped we'd be funny, but we didn't know it would be a cover,
135
440000
3000
Komik olabilmeyi umuyorduk, ama bunun bir kapak olabileceğini bilmiyorduk,...
07:23
and we didn't know that that image, at the moment that it happened,
136
443000
4000
...ve o anda ortaya çıkan bu görüntünün, bir çok insan için,...
07:27
would be something that would be so wonderful for a lot of people.
137
447000
4000
...çok harika olabileceğini tahmin edemedik.
07:31
And it really became the -- I don't know, you know,
138
451000
2000
Gerçekten de oldu, bilirsiniz,...
07:33
it was one of those moments people started laughing at what was going on.
139
453000
3000
...bu, insanların olup bitene gülmeye başladıkları anlardan biriydi.
07:36
And from, you know, Fattushis, to Taxistan to, you know,
140
456000
5000
Ve Fattushis' den Taxistan' a,...
07:41
for the Fashtoonks, Botoxia, Pashmina, Khlintunisia, you know,
141
461000
4000
...Fashtoonks, Botoxia, Pashmina, Khlintunesia' ya kadar,...
07:45
we were able to take the city
142
465000
2000
...her bölgeden insanı etkimiz altına almayı başarabildik...
07:47
and make fun of this completely foreign, who are -- what's going on over here?
143
467000
4000
...ve etrafında olup bitene tamamen yabancı olanlarla dalga geçtik.
07:51
Who are these people? What are these tribes?
144
471000
3000
Bu insanlar kim? Bu kabileler de neyin nesi?
07:54
And David Remnick, who was really wonderful about it,
145
474000
3000
Ve bu konuda gerçekten çok iyi olan David Remnick' in,...
07:57
had one problem. He didn't like Al Zheimers,
146
477000
5000
...bir sorunu vardı: Alzaymır, o Alzaymırlar ifadesinden hoşlanmadı,...
08:02
because he thought it would insult people with Alzheimer's.
147
482000
3000
...çünkü bunun Alzaymırlı insanlarla dalga geçmek anlamına gelebileceğini düşündü.
08:05
But you know, we said, "David, who's going to know?
148
485000
2000
Ama bizde, "David, kimin haberi olacak ki" dedik.
08:07
They're not."
149
487000
2000
Onlar Alzaymır değiller ki.
08:09
(Laughter)
150
489000
2000
(Gülüşmeler)
08:11
So it stayed in, and it was, and, you know, it was a good thing.
151
491000
6000
Böylece o da kaldı, ve iyi de oldu.
08:19
You know, in the course of my life, I never know what's going to happen
152
499000
3000
Yani, hayatım boyunca ne olacağını bilmedim...
08:22
and that's kind of the beauty part.
153
502000
2000
...ve bu da işin en güzel kısmıydı.
08:24
And we were on Cape Cod, a place, obviously, of great inspiration,
154
504000
4000
Ve ilham dolu bir yer olan Cape Cod' a geldik,...
08:28
and I picked up this book, "The Elements of Style," at a yard sale.
155
508000
4000
...orada indirimden "Stilin Esasları" adlı kitabı aldım,...
08:32
And I didn't -- and I'd never used it in school,
156
512000
2000
...ama okulda asla okumadım,...
08:34
because I was too busy writing poems, and flunking out,
157
514000
3000
...çünkü o zamanlar şiir yazmak ve dersler den kalmak...
08:37
and I don't know what, sitting in cafes.
158
517000
2000
...ya da ne bileyim, kafeler de oturmakla meşkuldüm.
08:39
But I picked it up and I started reading it and I thought, this book is amazing.
159
519000
3000
Ama şans eseri bu kitabı buldum ve okumaya başladım ve kitabı çok dikkat çekici buldum.
08:42
I said, people should know about this book.
160
522000
3000
İnsanların bu kitaptan haberdar olmaları gerektiğini düşündüm.
08:45
(Laughter)
161
525000
3000
(Gülüşmeler)
08:48
So I decided it needed a few -- it needed a lift, it needed a few illustrations.
162
528000
3000
Böylece bu kitabın biraz yardıma ve çizime ihtiyacı olduğuna karar verdim.
08:51
And basically, I called the, you know, I convinced the White Estate,
163
531000
4000
Ve ilk olarak Polonyalı Yahudi ve asıl Wasp ailesi arasında,...
08:55
and what an intersection of like, you know,
164
535000
2000
...benzer bir etkileşim kurma konusunda,...
08:57
Polish Jew, you know, main WASP family. Here I am, saying,
165
537000
6000
...White Estate Yayınevi'ni arayarak...
09:03
I'd like to do something to this book.
166
543000
2000
... bu kitaba yapmak istediklerim için ikna ettim.
09:05
And they said yes, and they left me completely alone,
167
545000
2000
Onlar da kabul ettiler, ve ardından beni tamamen yalnız başıma bırakmaları,....
09:07
which was a gorgeous, wonderful thing.
168
547000
3000
...inanılmaz güzeldi.
09:10
And I took the examples that they gave,
169
550000
4000
Onların vermiş olduğu örnekleri aldım,...
09:14
and just did 56 paintings, basically.
170
554000
2000
...ve bunlardan temel olarak 56 adet resim yaptım.
09:16
So, this is, I don't know if you can read this.
171
556000
2000
Böylece, bunu okuyabilecek misiniz bilmiyorum.
09:18
"Well, Susan, this is a fine mess you are in."
172
558000
2000
"Pekala, Susan, başın dertte" notunu göreceksiniz.
09:20
And when you're dealing with grammar,
173
560000
2000
Ve dil bilgisi ile ilgilendiğiniz zaman,...
09:22
which is, you know, incredibly dry,
174
562000
2000
...yani, inanılmaz sıkıcıdır,...
09:24
E.B. White wrote such wonderful, whimsical -- and actually, Strunk --
175
564000
4000
...E.B. White aslında Strunk gibi oldukça garip, harika şeyler yazdı ki...
09:28
and then you come to the rules and, you know,
176
568000
2000
...burada gramerle ilgili birçok şeyi barındıran...
09:30
there are lots of grammar things. "Do you mind me asking a question?
177
570000
3000
...kurallarla karşılaşırsınız. "Bir soru sorabilirmiyim?"
09:33
Do you mind my asking a question?"
178
573000
3000
Ya da bir soru sormama izin verirmisiniz?"
09:36
"Would, could, should, or would, should, could."
179
576000
2000
"...miyim?, ...misiniz?, ...misin?, miydiniz?, v.b.
09:38
And "would" is Coco Chanel's lover, "should" is Edith Sitwell,
180
578000
4000
Ve "miyim?" Coco Chanel' in, "misin?" Edit Sitwell' in tercih ettiğidir,..
09:42
and "could" is an August Sander subject.
181
582000
3000
..."misiniz?" ise bir August Sander konusudur.
09:45
And, "He noticed a large stain in the center of the rug."
182
585000
2000
Ve, "O halının ortasında koca bir leke olduğunu fark etti."
09:47
(Laughter)
183
587000
2000
---
09:49
So, there's a kind of British understatement, murder-mystery theme
184
589000
3000
İngilizlerin bir "cinai roman" teması vardır...
09:52
that I really love very much.
185
592000
2000
...bunu gerçekten çok sevmişimdir.
09:54
And then, "Be obscure clearly! Be wild of tongue in a way we can understand."
186
594000
4000
Ve sonrasında, "tamamen anlaşılmaz olun! Bizim sizi anlayacağımız kadar çılgın olun."
09:58
E.B. White wrote us a number of rules,
187
598000
2000
E.B. White bize bir dizi kurallar hazırladı,...
10:00
which can either paralyze you and make you loathe him
188
600000
2000
...bu kurallar ya sizi felce uğratır ve zamanınızın geri kalan kısmını ondan nefret ederek geçirirsiniz...
10:02
for the rest of time, or you can ignore them, which I do,
189
602000
5000
...ya da benim yaptığım gibi görmezden gelirsiniz,...
10:07
or you can, I don't know what, you know, eat a sandwich.
190
607000
3000
... veya ne bileyim gidip bir sandviç yiyebilirsiniz.
10:10
So, what I did when I was painting was I started singing,
191
610000
3000
Böylece çizim yaparken şarkı söylemeye başladım,...
10:13
because I really adore singing,
192
613000
2000
...çünkü şarkı söylemeyi gerçekten cok seviyorum,...
10:15
and I think that music is the highest form of all art.
193
615000
3000
...ve bana göre müzik sanat dallarının en yücesidir.
10:18
So, I commissioned a wonderful composer, Nico Muhly,
194
618000
3000
Bu nedenle, müthiş bir besteci olan Nico Muhly'i,...
10:21
who wrote nine songs using the text,
195
621000
4000
...metinleri kullanarak, dokuz şarkı bestelemekle görevlendirdim,...
10:25
and we performed this fantastic evening of --
196
625000
4000
...amatörler ve profesyoneller için yaptığı müzikle,...
10:29
he wrote music for both amateurs and professionals.
197
629000
3000
...bu harika geceyi gerçekleştirdik.
10:32
I played the clattering teacup and the slinky
198
632000
2000
Çok ama çok sessiz olmanız gereken bir yer olan...
10:34
in the main reading room of the New York Public Library,
199
634000
3000
...New York Halk Kütüphanesi' nin daracık okuma odasında,...
10:37
where you're supposed to be very, very quiet,
200
637000
2000
...çay bardağımı tıkırdatıp durdum...
10:39
and it was a phenomenally wonderful event,
201
639000
2000
...ve bu biraz daha fazla ileri gitmeyi umduğum...
10:41
which we hopefully will do some more.
202
641000
2000
...olağanüstü harika bir olaydı.
10:45
Who knows? The New York TimesSelect, the op-ed page,
203
645000
4000
Kim bilir? New York Times Select, ne istersem yapabileceğim, bir sayfayı bana ayırarak,...
10:49
asked me to do a column, and they said, you can do whatever you want.
204
649000
3000
...bir köşe yazısı hazırlamamı istediler.
10:52
So, once a month for the last year,
205
652000
1000
Böylece, geçtiğimiz bir sene boyunca...
10:53
I've been doing a column called "The Principles of Uncertainty,"
206
653000
4000
...Belirsizliğin İlkeleri adını verdiğim bir köşede yazmaya başladım,...
10:57
which, you know, I don't know who Heisenberg is,
207
657000
2000
...oysa Heisenber' in kim olduğunu bilmediğim halde,...
10:59
but I know I can throw that around now. You know,
208
659000
2000
...ancak şuan belirsizliğin ilkeleri' nin,...
11:01
it's the principles of uncertainty, so, you know.
209
661000
3000
...ne olduğunu söyleyebilirim.
11:04
I'm going to read quickly -- and probably I'm going to edit some,
210
664000
3000
Zaman darlığından dolayı -- ve muhtemelen biraz kısaltmam gerekecek,...
11:07
because I don't have that much time left -- a few of the columns.
211
667000
3000
...birkaç sütunu hızla okuyacağım.
11:10
And basically, I was so, you know, it was so amusing,
212
670000
3000
Ve aslında, bu çok eğlenceliydi...
11:13
because I said, "Well, how much space do I have?"
213
673000
1000
...çünkü "Ne kadar yerim olacak?" diye sorduğum zaman...
11:14
And they said, "Well, you know, it's the Internet."
214
674000
2000
"Bilirsin işte, bu internet" diye yanıt verdiler.
11:16
And I said, "Yes, but how much space do I have?"
215
676000
2000
Bende, "Peki ne kadar yerim olacak?" diye sordum.
11:18
And they said, "It's unlimited, it's unlimited."
216
678000
2000
Onlarda, "Sınırsız" dediler.
11:20
OK. So, the first one I was very timid, and I'll begin.
217
680000
5000
Böylece, ilkinde oldukça çekinerek işe başladım.
11:25
"How can I tell you everything that is in my heart?
218
685000
2000
"Size kalbimde ki herşeyi nasıl anlatabilirim?
11:27
Impossible to begin. Enough. No. Begin with the hapless dodo."
219
687000
3000
Başlamak imkansız. Yeter. Hayır. Şanssız dodo ile başla."
11:30
And I talk about the dodo, and how the dodo became extinct,
220
690000
4000
Ve bende dodo ile soyunun nasıl tükendiğini konuştum,...
11:34
and then I talk about Spinoza.
221
694000
2000
...ve daha sonra Spinoza hakkında konuştum.
11:36
"As the last dodo was dying, Spinoza was looking for a rational explanation
222
696000
4000
"Son dodo ölüyordu, herşeye akılcıl bir açıklama bulan Spinoza...
11:40
for everything, called eudaemonia.
223
700000
2000
...buna ödemonya diyordu.
11:42
And then he breathed his last, with loved ones around him,
224
702000
3000
Ve etrafında sevdikleri varken son nefesini verdi...
11:45
and I know that he had chicken soup also, as his last meal."
225
705000
2000
...ve biliyorum ki, son yemek olarakta tavuk çorbasını tercih etti."
11:47
I happen to know it for a fact.
226
707000
2000
Bunun gerçek olduğunu biliyorum.
11:49
And then he died, and there was no more Spinoza. Extinct.
227
709000
3000
Ve bundan sonra da Spinoza' nın soyu tükenmiş oldu.
11:53
And then, we don't have a stuffed Spinoza,
228
713000
2000
Bizim doldurulmuş bir Spinoza' mız yok...
11:55
but we do have a stuffed Pavlov's dog,
229
715000
2000
...ama doldurulmuş bir Pavlov köpeğimiz var....
11:57
and I visited him in the Museum of Hygiene in St. Petersburg, in Russia.
230
717000
4000
...ve onu Rusya' da Petersburg Sağlık Müzesi' nde ziyaret ettim.
12:01
And there he is, with this horrible electrical box on his rump
231
721000
5000
Bu köhne ve fantastik sarayda sırtında korkunç bir elektirikli kutu...
12:06
in this fantastic, decrepit palace.
232
726000
2000
...öylece duruyordu.
12:10
"And I think it must have been a very, very dark day
233
730000
2000
" Bana kalırsa Bolşevikler geldiği zaman...
12:12
when the Bolsheviks arrived.
234
732000
1000
...çok ama çok karanlık bir gündü.
12:13
Maybe amongst themselves they had a few good laughs,
235
733000
2000
Belki aralarında birkaç kişinin güldüğü olmuştur,...
12:15
but Stalin was a paranoid man, even more than my father."
236
735000
4000
...ama Stalin babamdan bile fazla paranoyak bir adamdı."
12:19
(Laughter)
237
739000
1000
(Gülüşmeler)
12:20
You don't even know.
238
740000
1000
Siz dahi bilemezsiniz.
12:21
"And decided his top people had to be extinctified."
239
741000
5000
"Ve onun başında ki insanların yok edilmesine karar verildi."
12:26
Which I think I made up, which is a good thing.
240
746000
2000
Sanırım iyi birşey uydurdum.
12:28
And so, this is a chart of, you know, just a small chart,
241
748000
3000
Buda onun sürekli olarak büyüyen bir çemberde...
12:31
because the chart would go on forever of all the people that he killed.
242
751000
2000
...öldürdüğü insanların sadece küçük bir göstergesi olarak kaldı.
12:33
So, shot dead, smacked over the head, you know, thrown away.
243
753000
4000
Öldürülmüş, kafatasına vurulmuş, bir yerlere fırlatılmış cesetler.
12:39
"Nabokov's family fled Russia. How could the young Nabokov,
244
759000
3000
"Nabokov' un ailesi Rusya' ya kaçmıştı. Ne kadarda gençti Nabokov,...
12:42
sitting innocently and elegantly in a red chair,
245
762000
2000
...hassas ve günahsız bir şekilde kırmızı sandalye de oturuyor,...
12:44
leafing through a book and butterflies,
246
764000
2000
...bir kitap ve kelebekler arasında,...
12:46
imagine such displacement, such loss?"
247
766000
3000
...böylesine bir kaybı ve yer değiştirmeyi hayal ederek."
12:50
And then I want to tell you that this is a map.
248
770000
2000
Ve daha sonra size bunun bir harita olduğunu söylemek isterim.
12:52
So, "My beautiful mother's family fled Russia as well.
249
772000
4000
"Benim güzel annemin aileside soykırım dan dolayı...
12:56
Too many pogroms.
250
776000
2000
...Rusya' dan kaçmak zorunda kaldılar.
12:58
Leaving the shack, the wild blueberry woods, the geese, the River Sluch,
251
778000
3000
Kulübelerini, böğürtlen korusunu, kazlarını, Sluch Irmağı' nı arkalarında bırakarak,...
13:01
they went to Palestine and then America."
252
781000
3000
...Filistin' e ve daha sonra Amerika' ya gittiler."
13:04
And my mother drew this map for me of the United States of America,
253
784000
2000
Ve annem benim için bu haritanın yönünü Amerika' ya doğru çevirmiş,...
13:06
and that is my DNA over here, because that person who I grew up with
254
786000
9000
...benim DNA' m buraya ait, çünkü yanında büyüdüğüm bu kişinin...
13:15
had no use for facts whatsoever.
255
795000
2000
...sarfedeceği gerçekleri yoktu.
13:17
Facts were actually banished from our home.
256
797000
3000
Aslına bakarsanız gerçekler bizim evimizden sürgün edilmişti.
13:20
And so, if you see that Texas -- you know, Texas and California
257
800000
4000
Böylece, Kanada' nın altında Teksas ve Kalifornia...
13:24
are under Canada, and that South Carolina is on top of North Carolina,
258
804000
3000
...ve Kuzey Carolina' nın üstü Güney Carolina' yı görürseniz,...
13:27
this is the home that I grew up in, OK?
259
807000
2000
...benim büyüdüğüm memleketim olduğunu, biliniz?
13:29
So, it's a miracle that I'm here today.
260
809000
2000
Bu yüzden, bugün burada bulunmam bir mucize.
13:31
But actually, it's not. It's actually a wonderful thing.
261
811000
3000
Aslında mucizeden de öte harika bir şey.
13:35
But then she says Tel Aviv and Lenin,
262
815000
2000
Fakat daha sonra annem Tel Aviv ve Lenin' in,...
13:37
which is the town they came from, and, "Sorry, the rest unknown, thank you."
263
817000
3000
...onların geldiği kent olduğunu söyledi, üzgünüm, gerisi meçhul, teşekkür ederim.
13:40
But in her lexicon, "sorry, the rest unknown, thank you" is
264
820000
2000
Annemin dilinde, üzgünüm gerisini bilmiyorum...
13:42
"sorry, the rest unknown, go to hell,"
265
822000
2000
...üzgünüm gerisini bilmiyorum demektir, neyse boşverin,...
13:44
because she couldn't care less.
266
824000
1000
...çünkü onun da umurunda değil.
13:45
(Laughter)
267
825000
1000
(Gülüşmeler)
13:46
"The Impossibility of February"
268
826000
2000
Şubat ayının imkansızlığı,...
13:48
is that February's a really wretched month in New York
269
828000
3000
...Şubat ayının New York' ta gerçekten berbat geçmesi,...
13:51
and the images for me conjure up these really awful things.
270
831000
3000
...ve bu ayın genellikle berbat olan ya da tam anlamıyla berbat diyemiyeceğimiz,...
13:54
Well, not so awful.
271
834000
2000
...imgelerini zihnimde uyandırmasından ötürüdür.
13:56
I received a box in the mail and it was wrapped with newspaper
272
836000
3000
Elektronik postama gazete ile sarmalanmış bir mail geldi...
13:59
and there was the picture of the man on the newspaper and he was dead.
273
839000
4000
...ve gazetede ölü bir adamın resmi vardı.
14:03
And I say, "I hope he's not really dead,
274
843000
2000
Ben de, "umarım gerçekten ölmemiştir, belkide sadece...
14:05
just enjoying a refreshing lie-down in the snow,
275
845000
2000
...karın üstüne yatmış keyfini çıkartıyordur, diye içimden geçirdim,...
14:07
but the caption says he is dead."
276
847000
2000
...ama başlık onun öldüğünü söylüyordu."
14:09
And actually, he was. I think he's dead, though I don't know,
277
849000
3000
Gerçekten de ölmüştü, ya da ne bileyim,...
14:12
maybe he's not dead.
278
852000
2000
...belki de ölmemiştir.
14:14
"And this woman leans over in anguish, not about that man,
279
854000
2000
"Ve bir kadın sadece bu adam için değil...
14:16
but about all sad things. It happens quite often in February."
280
856000
4000
...Şubat'ta oldukça sık yaşanan bütün kötü şeyler için de acıyla bükülmüştü.
14:21
There's consoling.
281
861000
2000
Bir teselli söz konusuydu.
14:23
This man is angry because somebody threw onions all over the staircase,
282
863000
4000
Bu adam kızgın çünkü birisi merdivenin her tarafına soğan atmış,...
14:27
and basically -- you know, I guess onions are a theme here.
283
867000
3000
...ve aslında soğanların burada birer tema olduğunu düşünüyorum...
14:30
And he says, "It is impossible not to lie.
284
870000
2000
...ve o da, "Yalan söylememek imkansızdır,...
14:32
It is February and not lying is impossible."
285
872000
2000
Şubat ayındayız ve yalan söylememek imkansız" dedi.
14:34
And I really spend a lot of time wondering,
286
874000
2000
Ve ben de gerçekten çok merak ediyorum,...
14:36
how much truth do we tell?
287
876000
2000
...söylediklerimizin ne kadarı doğru?
14:38
What is it that we're actually -- what story are we actually telling?
288
878000
3000
Anlattığımız hikayenin ne kadarı doğru?
14:41
How do we know when we are ourselves?
289
881000
2000
Biz olacağımız zamanı nasıl seçiyoruz?
14:43
How do we actually know that these sentences coming out of our mouths
290
883000
3000
Ağzımızdan çıkan cümlelerin gerçek hikayeler mi,...
14:46
are real stories, you know, are real sentences?
291
886000
2000
...veya gerçek cümleler mi olduğunu nasıl bileceğiz?
14:48
Or are they fake sentences that we think we ought to be saying?
292
888000
3000
Ya da bunlar bizim sadece söylemek zorunda olduğumuz sahte cümleler midir?
14:51
I'm going to quickly go through this.
293
891000
2000
Buna kısaca değinmek istiyorum.
14:54
A quote by Bertrand Russell,
294
894000
2000
Bertrand Russell' ın bir sözü vardır,...
14:56
"All the labor of all the ages, all the devotion, all the inspiration,
295
896000
4000
"Bütün çağların bütün emekleri, bütün bu ilhamlar,...
15:00
all the noonday brightness of human genius
296
900000
3000
...insan dehasının öğlen güneşine benzeyen parlaklığın...
15:03
are destined to extinction.
297
903000
2000
...söneceği alnına yazılmıştır.
15:05
So now, my friends, if that is true,
298
905000
2000
Bu yüzden arkadaşlar, bu doğru ise,...
15:07
and it is true, what is the point?"
299
907000
3000
...amaç nedir?
15:10
A complicated question.
300
910000
1000
Oldukça zor bir soru.
15:11
And so, you know, I talk to my friends
301
911000
3000
Bu yüzden arkadaşlarımla konuşuyorum,...
15:14
and I go to plays where they're singing Russian songs.
302
914000
3000
...Rusça şarkılar söylenen oyunlara gidiyorum...
15:17
Oh my God, you know what?
303
917000
2000
Aman Tanrım, size ne anlatacağım?
15:19
Could we have -- no, we don't have time.
304
919000
2000
Neyse, zamanımız kalmadı.
15:21
I taped my aunt. I taped my aunt singing a song in Russian from the --
305
921000
2000
Teyzemin Rusça söylediği bir şarkıyı kasede almıştım.
15:23
you know, could we have it for a second?
306
923000
3000
Dinlemek için bir saniye zamanımız var mı?
15:26
Do you have that?
307
926000
2000
Elinizde mi?
15:28
(Music)
308
928000
18000
(Müzik)
15:47
OK. I taped my -- my aunt used to swim in the ocean
309
947000
3000
Tamam. Teyzem yaklaşık 85 yaşına kadar yılın her günü...
15:50
every day of the year until she was about 85.
310
950000
5000
...okyanusta yüzerdi.
15:57
So -- and that's a song about how everybody's miserable
311
957000
2000
Ve bu şarkıda insanların ne kadar mutsuz olduğuyla ilgili,...
15:59
because, you know, we're from Russia.
312
959000
2000
...çünkü bildiğiniz gibi, biz Rusya' dan geldik.
16:01
(Laughter)
313
961000
1000
(Gülüşmeler)
16:02
I went to visit Kitty Carlisle Hart, and she is 96,
314
962000
2000
96 yaşında ki Kitty Carlisle Hart' ı ziyarete gittim,...
16:04
and when I brought her a copy of "The Elements of Style,"
315
964000
3000
...ve ona "Stilin Esasları" adlı kitabın bir kopyasını götürdüğüm zaman,...
16:07
she said she would treasure it.
316
967000
2000
...bunu çok kıymetli bulduğunu söyledi.
16:09
And then I said -- oh, and she was talking about Moss Hart, and I said,
317
969000
2000
Ve daha sonra, ona Moss Hart hakkında konuşurken, dedim ki,...
16:11
"When you met him, you knew it was him."
318
971000
2000
...tanıştığınız zaman onun kim olduğunu biliyor muydunuz,
16:13
And she said, "I knew it was he."
319
973000
1000
...o da, kim olduğunu biliyordum, dedi.
16:14
(Laughter)
320
974000
3000
(Gülüşmeler)
16:17
So, I was the one who should have kept the book, but it was a really wonderful moment.
321
977000
3000
Kitabı saklaması gereken kişi bendim fakat bu müthiş bir andı.
16:20
And she dated George Gershwin, so, you know, get out.
322
980000
3000
O, George Gershwin' le flört etmiş, ve biliesiniz, ayrılmışlar.
16:23
Gershwin died at the age of 38.
323
983000
3000
Gershwin 38 yaşında öldü.
16:26
He's buried in the same cemetery as my husband.
324
986000
3000
Kocamla aynı mezarlığa gömüldü.
16:29
I don't want to talk about that now.
325
989000
2000
Şu an bununla ilgili konuşmak istemiyorum.
16:31
I do want to talk -- the absolute icing on this cemetery cake
326
991000
2000
Konuşmak istediğim şey ---bu mezarlık pastası üzerinde ki...
16:33
is the Barricini family mausoleum nearby.
327
993000
3000
...en mükemmel şekerlemeyi yapan mezarlığın yakınında ki Barricini ailesidir.
16:36
I think the Barricini family should open a store there and sell chocolate.
328
996000
3000
Bence Barricini ailesi orada bir dükkan açıp çikolata satmalı.
16:39
(Laughter)
329
999000
1000
(Gülüşmeler)
16:40
And I would like to run it for them.
330
1000000
1000
Ve oranın işletmesini ben yapmak istiyorum.
16:41
And I went to visit Louise Bourgeoise,
331
1001000
2000
Orada hala çalışmakta olan,...
16:43
who's also still working, and I looked at her sink,
332
1003000
2000
...Louise Bourgeoise' yi ziyarete gittim,...
16:45
which is really amazing, and left.
333
1005000
2000
...ve onun gerçekten de ilginç olan lavabosuna baktım ve ordan ayrıldım.
16:47
And then I photograph and do a painting of a sofa on the street.
334
1007000
3000
Daha sonra fotoğraf çektim ve sokaktaki bir koltuğun resmini çizdim.
16:50
And a woman who lives on our street, Lolita.
335
1010000
3000
Ve bu kadın mahallemizde yaşayan, Lolita dır.
16:53
And then I go and have some tea.
336
1013000
2000
Sonra onun yanına da uğradım ve çay içtim.
16:55
And then my Aunt Frances dies, and before she died,
337
1015000
3000
Ve sonra Frances teyzem öldü, ve ölmeden önce...
16:58
she tried to pay with Sweet'N Low packets for her bagel.
338
1018000
3000
...bagel ekmeğinin karşılığını Sweet'n Low marka tatlandırıcı ile ödemeye çalışmış.
17:01
(Laughter)
339
1021000
2000
(Gülüşmeler)
17:03
And I wonder what the point is and then I know, and I see
340
1023000
2000
Ve bunun ne anlama geldiğini merak ediyorum ve sonra anlıyorum ki..
17:05
that Hy Meyerowitz, Rick Meyerowitz's father,
341
1025000
2000
...Bronx' lu bir kuru temizlemeci malzeme satıcısı olan...
17:07
a dry-cleaning supply salesman from the Bronx,
342
1027000
2000
...Rick Meyerowitz' in babası Hy Meyerowitz,...
17:09
won the Charlie Chaplin look-alike contest in 1931.
343
1029000
4000
...1931 yılında Charlie Chaplin' e en çok benzeyen kişi yarışmasını kazanmıştı.
17:14
That's actually Hy.
344
1034000
2000
Bu aslında Hy.
17:16
And I look at a beautiful bowl of fruit,
345
1036000
2000
Ve burada bir kase güzel meyve,...
17:19
and I look at a dress that I sewed for friends of mine.
346
1039000
3000
...ve arkadaşlarımın benim için diktirdikleri bir elbiseye bakıyorum.
17:22
And it says, "Ich habe genug," which is a Bach cantata,
347
1042000
2000
Üzerinde Bach kantatı olan, Almanca Ich habe genug, yazıyor,..
17:24
which I once thought meant "I've had it, I can't take it anymore,
348
1044000
3000
...buna katlanamıyorum...
17:27
give me a break," but I was wrong.
349
1047000
3000
...bana biraz izin ver, anlamına geliyor, ama yanılmışım.
17:30
It means "I have enough." And that is utterly true.
350
1050000
3000
Herşeye yeteri kadar sahibim ve bu tamamiyle doğru.
17:33
I happen to be alive, end of discussion. Thank you.
351
1053000
2000
Hayattayım, konuşmamın sonuna geldim. Teşekkür ederim.
17:35
(Applause)
352
1055000
3000
(Alkış)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7