The "dementia village" that's redefining elder care | Yvonne van Amerongen

100,255 views ・ 2019-04-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Burcu İpek Ertosun Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
This is the Hogeweyk.
0
12659
1951
Burası Hogeweyk.
00:14
It's a neighborhood in a small town very near Amsterdam, in the Netherlands.
1
14984
4381
Hollanda'da Amsterdam'a çok yakın küçük bir kasabadaki bir mahalle.
00:19
There are 27 houses for six, seven people each.
2
19881
3469
Yirmi yedi ev var ve her biri altı-yedi kişilik.
00:23
There's a small mall with a restaurant, a pub, a supermarket, a club room.
3
23821
4520
İçinde bir restoran, bar, süpermarket ve kulüp olan bir alışveriş merkezi var.
00:28
There are streets, alleys, there's a theater.
4
28900
4325
Sokaklar, ara sokaklar, bir de tiyatro var.
00:34
It actually is a nursing home.
5
34434
2000
Burası aslında bir bakımevi.
00:37
A nursing home for people that live with an advanced dementia
6
37093
5634
İleri derece demans yaşayan ve 7-24 ilgi ve desteğe ihtiyacı olan
00:42
and that need 24-7 care and support.
7
42751
3459
insanlar için bir bakımevi.
00:47
Dementia is a terrible disease,
8
47234
3263
Demans berbat bir hastalık
00:50
and we still don't have any cure for it.
9
50521
3218
ve hâlâ bir tedavisi yok.
00:54
It's getting to be a major problem in the world,
10
54211
3627
Demans önemli bir problem hâline geliyor,
00:57
for the people, for the politicians,
11
57862
1848
insanlar için, politikacılar için,
00:59
for the world -- it's getting to be a big problem.
12
59734
2971
tüm dünya için -- büyük bir probleme dönüşüyor.
01:03
We see that we have waiting lists in the nursing homes.
13
63228
3245
Bakımevlerinde bekleme listelerinin olduğunu biliyoruz.
01:07
Most people that come to the nursing homes with dementia are women.
14
67093
3800
Demans problemiyle bakımevlerine gelen insanların çoğu kadın.
01:11
And that's also because women are used to taking care of people,
15
71855
4960
Bunun nedeni, kadınlar insanlarla ilgilenmeye alışkın,
01:16
so they can manage to take care of their husband with dementia,
16
76839
3853
bu yüzden demanslı eşleriyle ilgilenmeyi başarabiliyorlar
01:20
but the other way around is not so easy for the gentlemen.
17
80716
4408
fakat tam tersi olduğunda, bu beyefendiler için pek de kolay değil.
01:26
Dementia is a disease that affects the brain.
18
86629
4333
Demans, beyni etkileyen bir hastalık.
01:30
The brain is confused.
19
90986
2142
Beyin karmakarışık hâle geliyor.
01:33
People don't know anymore what the time is,
20
93923
2761
İnsanlar artık saatin kaç olduğunu,
01:36
what's going on, who people are.
21
96708
2738
neler olduğunu, etraftakilerin kim olduğunu bilmiyorlar.
01:39
They're very confused.
22
99470
1472
Kafaları çok karışık.
01:40
And because of that confusion,
23
100966
2214
Bu karışıklıktan ötürü
01:43
they get to be anxious, depressed, aggressive.
24
103204
6045
huzursuzlar, karamsarlar ve agresifler.
01:50
This is a traditional nursing home.
25
110728
2381
Bu geleneksel bir bakımevi.
01:53
I worked there in 1992.
26
113133
2055
1992 yılında orada çalıştım.
01:55
I was a care manager.
27
115641
1507
Bir bakım yöneticisiydim.
01:57
And we often spoke together about the fact
28
117687
3016
Bazen kendi aramızda burada yaptığımız şeyin
02:00
that what we were doing there was not what we wanted for our parents,
29
120727
5001
ailemizin, arkadaşlarımızın ve kendimizin
02:05
for our friends, for ourselves.
30
125752
3308
başına gelmesini istemediğimizi konuşuruz.
02:09
And one day, we said,
31
129815
1785
Bir gün dedik ki;
02:11
"When we keep on saying this, nothing is going to change.
32
131624
2754
"Biz bunu söylemeye devam ettikçe bir şey değişmeyecek.
02:14
We are in charge here.
33
134402
1373
Burada görevli olan biziz.
02:15
We should do something about this,
34
135799
2496
Bunun için bir şeyler yapmamız gerek,
02:18
so that we do want to have our parents here."
35
138319
3364
böylece kendi ailemizin de bir gün buraya gelmesini isteyebiliriz."
02:22
We talked about that, and what we saw every day
36
142773
3008
Bunun hakkında konuştuk ve bizim her gün gördüğümüz;
02:25
was that the people that lived in our nursing home
37
145805
3693
bakımevinde yaşayan insanların
02:29
were confused about their environment,
38
149522
2365
çevreleri yüzünden kafalarının karışık olduğuydu
02:31
because what they saw was a hospital-like environment,
39
151911
3547
çünkü etrafı hastaneye benzetiyorlardı,
02:35
with doctors and nurses and paramedics in uniform,
40
155482
4111
her yerde üniformalı doktorlar, hemşireler, sağlık görevlileri vardı
02:39
and they lived on a ward.
41
159617
1667
ve hastalar koğuşlarda kalıyorlardı.
02:42
And they didn't understand why they lived there.
42
162069
2834
Neden burada yaşadıklarını anlamıyorlardı.
02:44
And they looked for the place to get away.
43
164927
3309
Buradan çıkmak için bir kaçış yolu arıyorlardı.
02:48
They looked and hoped to find the door to go home again.
44
168617
4937
Tekrar evlerine dönebilecekleri bir kapı bulmayı umut ediyorlardı.
02:54
And we said what we are doing in this situation
45
174022
3825
Burada yaptığımız şeyin
02:57
is offering these people that already have a confused brain
46
177871
5039
zaten kafası karışık olan insanların kafalarını daha çok karıştırmak
03:02
some more confusion.
47
182934
1286
olduğunu düşündük.
03:04
We were adding confusion to confusion.
48
184244
3534
Karmaşaya karmaşa ekliyorduk.
03:08
And that was not what these people needed.
49
188180
2451
Bu da insanların ihtiyaç duyduğu bir şey değildi.
03:11
These people wanted to have a life,
50
191084
2762
Bu insanlar demansla mücadele etmek için
03:13
and the help, our help, to deal with that dementia.
51
193870
3564
bizim yardımımızı istiyorlar.
03:17
These people wanted to live in a normal house,
52
197957
4732
Bu insanlar normal bir evde yaşamak istiyor,
03:22
not in a ward.
53
202713
1150
bir hücrede değil.
03:24
They wanted to have a normal household,
54
204482
2825
Mutfakta ocakta pişen akşam yemeğinin
03:27
where they would smell their dinner on the stove in the kitchen.
55
207331
4698
kokusunu duyabilecekleri normal bir ev istiyorlar.
03:32
Or be free to go to the kitchen and grab something to eat or drink.
56
212966
4262
Mutfaktan özgürce yiyecek-içecek almak istiyorlar.
03:37
That's what these people needed.
57
217611
2230
İnsanların ihtiyaç duydukları şeyler bunlar.
03:39
And that's what we should organize for them.
58
219865
2499
Biz de onlar için bunu sağlamalıyız.
03:43
And we said we should organize this like at home,
59
223269
4721
Böylece, ev ortamı gibi bir ortam planlamalıyız diye düşündük,
03:48
so they wouldn't live with a group of 15 or 20 or 30, like in a ward.
60
228014
4952
15- 20 ya da 30 kişilik gruplar hâlinde hücrelerde yaşamayacaklardı.
03:53
No, a small group of people, six or seven, family-like.
61
233434
4214
Yedi ya da sekiz kişilik gruplar hâlinde aile ortamı gibi,
03:59
Like living with friends.
62
239069
1873
arkadaşlarıyla birlikte yaşıyorlarmış gibi yaşayacaklardı.
04:02
And we should find a way to select people
63
242709
3079
İnsanları hayat görüşlerine göre
04:05
based on their ideas about life
64
245812
2754
seçmek için bir yol bulmalıydık,
04:08
so that they did have a good chance to become friends,
65
248590
3100
böylece beraber yaşadıkları insanlarla
04:11
when they lived together.
66
251714
1568
iyi arkadaş olabilme şansları olacaktı.
04:14
And we interviewed all the families of the residents
67
254225
4160
Bakımevi sakinlerimizin aileleriyle görüşmeler yapıp
04:18
about "what is important for your father," "what's important for your mother,"
68
258409
3693
"Baban için ne önemlidir," "annen için ne önemlidir,"
04:22
"what is their life like," "what do they want."
69
262126
2749
"hayatları nasıldır," "ne yapmak isterler" sorularını sorduk.
04:24
And we found seven groups, and we call them lifestyle groups.
70
264899
4245
Yaşam tarzı grupları diye adlandırdığımız yedi tane grup türü bulduk.
04:29
And for instance, we found this formal lifestyle.
71
269709
3661
Örneğin; resmi yaşam tarzı grubunu oluşturduk.
04:33
In this lifestyle,
72
273851
1226
Bu yaşam tarzında,
04:35
people have a more formal way of interacting with each other,
73
275101
3421
insanlar birbirleriyle resmi ilişkiler kuruyorlar,
04:38
a distant way.
74
278546
1293
daha mesafeliler.
04:39
Their daily rhythm starts later in the day,
75
279863
2246
Günlük ritimleri daha geç başlayıp
04:42
ends later in the day.
76
282133
1722
daha geç bitiyor.
04:43
Classical music is more heard in this lifestyle group
77
283879
3026
Bu grupta klasik müzik,
04:46
than in other lifestyle groups.
78
286929
1703
diğer yaşam tarzı gruplarına göre daha çok duyulur.
04:48
And their menu,
79
288656
1484
Menülerine gelirsek,
04:50
well, is more French cuisine than traditional Dutch.
80
290164
3779
Fransız mutfağını, Hollanda mutfağına tercih ederler.
04:53
(Laughter)
81
293967
1592
(Gülüşmeler)
04:55
In contrary to the craftsman lifestyle.
82
295583
3611
Bu kalifiye yaşam tarzına karşın,
04:59
That's a very traditional lifestyle,
83
299218
2143
daha geleneksel bir yaşam tarzı var,
05:01
and they get up early in the morning, go to bed early,
84
301385
2570
Sabahları erken kalkıp, akşamları erken yatarlar
05:03
because they have worked hard their whole life, mostly with their hands,
85
303979
4002
çünkü hayatları boyunca çok çalışmış, çoğunlukla ellerini kullanmışlardır,
05:08
very often had a very small family business, a small farm, a shop,
86
308005
4603
nadiren küçük aile işletmeleri, küçük bir çiftlikleri, dükkanları vardır,
05:12
or like Mr. B, he was a farmhand.
87
312632
4135
ya da Bay B. gibi çiftçi elleri vardır.
05:17
And he told me that he would go to his work every morning
88
317466
3500
Bana söylediğine göre, işe her sabah
05:20
with a paper bag with his lunch
89
320990
2204
öğle yemeğini koyduğu kese kâğıdı çanta
05:24
and one cigar.
90
324014
1490
ve bir sigara ile giderdi.
05:26
That one cigar was the only luxury he could afford for himself.
91
326824
4063
O tek sigara parasının yettiği tek lüksüydü.
05:31
And after lunch, he would have that one cigar.
92
331420
3133
Öğle yemeğini yedikten sonra o tek sigarasını içerdi.
05:35
And until the day he died in the Hogeweyk,
93
335460
3328
Hogeweyk'te vefat edene kadar,
05:38
he was in this little shed, every day, after lunch, to smoke his cigar.
94
338812
5912
bu küçük barakada, her öğle yemeğinden sonra sigarasını içmeye devam etti.
05:47
This is my mother.
95
347201
1186
Bu benim annem.
05:48
She's of the cultural lifestyle,
96
348411
1611
Kültürel yaşam tarzı grubunda,
05:50
she's been living in the Hogeweyk six weeks now.
97
350046
2466
altı haftadır Hogeweyk'te yaşıyor.
05:53
And that lifestyle is about traveling, meeting other people, other cultures,
98
353236
5240
Bu yaşam tarzında; seyahat, diğer insanlarla tanışmak,
05:58
interest in arts and music.
99
358500
3001
farklı kültürler, sanat ve müzik var.
06:02
There are more lifestyles.
100
362072
1733
Daha fazla yaşam tarzı çeşidimiz var.
06:04
But that's what we talked about, and that's what we did.
101
364818
3733
Konuştuğumuz şeyler, yaptığımız şeylerdir.
06:09
But that's not life in a house with a group of people,
102
369766
4851
Bu evde; grup grup yaşayan insanlardan ziyade,
06:14
like-minded people, your own life, your own household.
103
374641
3378
hayatlarını kendi evlerindeymiş gibi yaşayan insanlar var.
06:18
There's more in life,
104
378434
1329
Hayatta birçok şey var,
06:19
everybody wants fun in life and a meaningful life.
105
379787
3304
herkes eğlenceli ve anlamlı bir hayatı olsun ister.
06:23
We are social animals --
106
383688
1421
Biz sosyal varlıklarız,
06:25
we need a social life.
107
385133
2269
sosyal bir yaşantıya ihtiyacımız var.
06:27
And that's what we started.
108
387817
1800
Başladığımız nokta burası.
06:30
We want to go out of our house and do some shopping,
109
390817
3476
Evden dışarı çıkıp alışveriş yapmak istiyoruz,
06:34
and meet other people.
110
394317
1467
diğer insanlarla buluşmak istiyoruz.
06:36
Or go to the pub, have a beer with friends.
111
396698
3740
Ya da bir bara gidip arkadaşlarımızla bira içmek istiyoruz.
06:40
Or like Mr. W -- he likes to go out every day,
112
400462
4982
Ya da Bay W. gibi, her gün dışarı çıkıp
06:45
see if there are nice ladies around.
113
405468
2616
etrafta güzel hanımlar var mı bakmak istiyoruz.
(Gülüşmeler)
06:48
(Laughter)
114
408108
1988
06:50
And he's very courteous to them,
115
410465
1555
Onlara karşı oldukça nazik,
gülümsüyor ve karşılık bekliyor.
06:52
and he hopes for smiles and he gets them.
116
412044
2501
06:54
And he dances with them in the pub.
117
414863
2333
Onlarla barda dans ediyor.
06:58
It's a feast every day.
118
418014
1516
Her gün bir şölen var.
06:59
There are people that would rather go to the restaurant,
119
419554
3214
Arkadaşlarıyla bir restorana gidip
07:02
have a wine with friends,
120
422792
1674
beraber şarap içmek isteyen,
07:04
or lunch or dinner with friends and celebrate life.
121
424490
3666
öğle ya da akşam yemeğine gidip hayatı kutlamak isteyenler var.
07:08
And my mother, she takes a walk in the park,
122
428180
2786
Annem parkta yürüyüş yapar,
07:10
and sits on a bench in the sun,
123
430990
1683
güneşli bir banka oturup
07:12
hoping that a passerby will come and sit next to her
124
432697
3126
gelip geçenlerle
07:15
and have a conversation about life
125
435847
2563
hayat hakkında
07:18
or about the ducks in the pond.
126
438434
3235
ya da havuzdaki ördekler hakkında konuşmak için.
07:22
That social life is important.
127
442355
2261
Sosyal yaşam önemli.
07:24
It means that you're part of society, that you belong.
128
444998
4576
Ait olduğun toplumun bir parçası olduğun anlamına gelir.
07:29
And that's what we people need.
129
449974
2067
İnsan olarak ihtiyacımız olan budur.
Yüksek demans ile yaşıyor bile olsanız.
07:33
Even if you're living with advanced dementia.
130
453013
3548
07:37
This is what I see from my office window.
131
457482
2865
Ofis penceremin manzarası böyle.
07:40
And one day, I saw a lady coming from one side,
132
460371
4209
Bir gün, bir köşeden yürüyerek gelen bir hanım gördüm,
07:44
and the other lady from the other side, and they met at the corner.
133
464604
3619
diğer köşeden yürüyen başka bir hanımla karşılaştılar.
07:48
And I knew both ladies very well.
134
468247
2348
İki hanımı da çok iyi tanıyorum.
07:50
I often saw them walking around outside.
135
470929
3352
Genelde onları etrafta dolaşırlarken görüyorum.
07:54
And now and then, I tried to have a conversation with them,
136
474618
4381
Bazen de onlarla sohbet ediyorum
ancak onların sohbetlerini
07:59
but their conversation was ...
137
479023
2753
08:02
rather hard to understand.
138
482586
2486
anlamak oldukça zor.
Onların birbirleriyle buluşup, konuşup
08:05
But I saw them meeting, and I saw them talking,
139
485839
3659
08:09
and I saw them gesturing.
140
489522
1880
el kol hareketleri yaptıklarını görüyorum.
08:11
And they had fun together.
141
491426
1733
Beraber eğleniyorlar.
08:13
And then they said goodbye, and each went their own way.
142
493554
3078
Sonra da vedalaşıp kendi yollarına gidiyorlar.
08:17
And that's what you want in life, meeting other people
143
497331
3238
İstediğimiz şey bu, diğer insanlarla buluşmak,
08:20
and being part of society.
144
500593
2047
toplumun bir parçası olmak.
08:23
And that's what I saw happening.
145
503093
2134
Bunun gerçekleştiğini gördüm.
08:26
The Hogeweyk has become a place
146
506148
2007
Hogeweyk, ileri derece demanslı hastaların
08:28
where people with very advanced dementia can live,
147
508179
3682
yaşayabildikleri bir yer hâline geldi,
08:31
have freedom and safety,
148
511885
1936
özgürlükçü ve güvenli
08:33
because the professionals working there and the volunteers working there
149
513845
4484
çünkü burada çalışan profesyoneller ve gönüllüler
08:38
know how to deal with dementia.
150
518353
2222
demansla nasıl mücadele edeceklerini biliyorlar.
Profesyoneller burada yaşayanların yaşamlarına uyumlu olacak
08:41
And the professionals know how to do their professional work
151
521093
3333
08:44
in a way that it fits in a natural way in the life of our residents.
152
524450
5032
en doğal şekilde işlerini profesyonelce yapıyorlar.
08:50
And that means that the management has to provide everything
153
530826
4680
Bu demek oluyor ki; yönetim, işlerini yapabilmeleri için
08:55
those people need to do their work.
154
535530
2334
gerekli olan her şeyi sağlamak zorunda.
08:58
It needs a management that dares to do this.
155
538866
3844
Cesaretli bir yönetime ihtiyaç var.
09:02
To do things differently than we always have done
156
542734
3137
Çünkü, işlerimizi alışılmış bakımevi konseptinin dışında
09:05
in a traditional nursing home.
157
545895
2133
yapmaya çalışıyoruz.
09:10
We see that it works.
158
550989
1904
İşe yaradığını da görüyoruz.
09:14
We think this can be done everywhere,
159
554006
3166
Bunun her yerde yapılabileceğini düşünüyoruz
09:17
because this is not for the rich.
160
557196
2200
çünkü bu, zenginlere özgü değil.
09:19
We've been doing this with the same budget
161
559863
4349
Ülkemizdeki herhangi bir geleneksel bakımeviyle
aynı bütçeye sahibiz.
09:24
as any traditional nursing home has in our country.
162
564236
4079
09:28
We work only with the state budget.
163
568339
2777
Sadece devletin bize ayırdığı bütçe ile çalışıyoruz.
09:32
(Applause)
164
572220
6872
(Alkışlar)
09:40
Because it has to do with thinking different,
165
580226
3572
Çünkü farklı düşünmek zorundayız,
09:43
and looking at the person in front of you
166
583822
2730
karşımızdaki insana baktığımızda
09:46
and looking at what does this person need now.
167
586576
3681
o anda neye ihtiyacı olduğunu görmeliyiz.
09:51
And it's about a smile, it's about thinking different,
168
591352
3240
Bu gülümsemekle, farklı düşünmekle,
09:54
it's about how you act, and that costs nothing.
169
594616
4047
nasıl davranacağınızla ilgili ve hiçbir masrafı yok.
09:59
And there's something else: it's about making choices.
170
599823
3667
Bir şey daha var: Tercih etmekle ilgili.
10:03
It's about making choices what you spend your money on.
171
603903
3733
Paranızı neye harcayacağınızın tercihini yapmak.
10:08
I always say,
172
608855
1276
Her zaman söylerim,
10:11
"Red curtains are as expensive as gray ones."
173
611323
4746
"Kırmızı perdeler de gri perdeler kadar pahalı."
10:16
(Laughter)
174
616093
1377
(Gülüşmeler)
10:17
It's possible, everywhere.
175
617494
2523
Bu her yerde mümkün.
10:21
Thank you.
176
621263
1159
Teşekkür ederim.
10:22
(Applause)
177
622446
4631
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7