James Nachtwey: Use my photographs to stop the worldwide XDR

James Nachtwey'in XDR-TB ile mücadelesi

Çeviri: Sinan Ünlüsoy Gözden geçirme: Ayşe Demirel

I was a student in the '60s, a time of social upheaval and questioning,

60'larda, sosyal ayaklanma ve sorgulama zamanında öğrenciydim,

and -- on a personal level -- an awakening sense of idealism.

aynı zamanda kişisel seviyede idealizm duygusunun uyandığı dönemde.

The war in Vietnam was raging, the Civil Rights movement was under way

Vietman savaşı ortalığı kasıp kavuruyor; Yurttaşlık Hakları hareketi devam ediyor

and pictures had a powerful influence on me.

ve fotoğrafların bende çok güçlü bir etkisi vardı.

Our political and military leaders were telling us one thing

Politik ve askeri liderlerimiz bize bir şeyler anlatıyor

and photographers were telling us another.

fotoğrafçılar ise bambaşka bir şey söylüyorlardı.

I believed the photographers and so did millions of other Americans.

Ben ve diğer milyonlarca Amerikalı fotoğrafçılara inandık.

Their images fuelled resistance to the war and to racism.

Bu resimler savaşa ve ırkçılığa karşı direnişi ateşledi.

They not only recorded history -- they helped change the course of history.

Onlar sadece tarihi kaydetmediler, tarihin akışını değiştirmeye de yardımcı oldular.

Their pictures became part of our collective consciousness

Bu resimler toplu bilincimizin birer parçası oldular,

and, as consciousness evolved into a shared sense of conscience,

ve bu bilinç ortak bir ahlak duygusuna dönüşünce

change became not only possible, but inevitable.

değişim sadece mümkün değil, ayrıca kaçınılmaz oldu.

It puts a human face on issues which, from afar,

İnsanların, uzakta kalan, küresel etkisine göre soyut,

can appear abstract or ideological or monumental in their global impact.

ideolojik yada heybetli konulara karşı ilgisini arttırdı.

What happens at ground level, far from the halls of power,

Güç kulisleri dışında, alt seviyelerde ise yurttaşlara

happens to ordinary citizens one by one.

da teker teker yayılıyor.

And I understood that documentary photography

Anladım ki, fotoğraf haberciliği, kendine özgü

has the ability to interpret events from their point of view.

bakış açısıyla haberleri duyurma yeteneğine sahip.

It gives a voice to those who otherwise would not have a voice.

Sesi olmayan insanlara sesini duyurma şansı tanıyor.

My TED wish. There’s a vital story that needs to be told

Benim TED'den dileğim, anlatılması gereken hayati bir konu var

and I wish for TED to help me gain access to it

ve umarım TED bu konuda ve sonrasında

and then to help me come up with innovative and exciting ways

dijital çağdaki fotoğraf haberciliğinde kullanmak üzere

to use news photography in the digital era.

yenilikçi ve heyecanlı fikirler bulmamda yardımcı olacaktır.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

[ 10.3.08 -- The story breaks. ]

[10.3.08 -- Hikaye kesiliyor]

[ "I have been a witness, and these pictures are my testimony." ]

["Şahit olmuştum ve bu resimler de benim kanıtım"]

[ South Africa ]

[Güney Afrika]

[ This is happening now. ]

[Şu anda bu oluyor]

[ Cambodia ]

[Kamboçya]

[ Swaziland ]

[Svaziland]

[ One person dies every 20 seconds. ]

[Her 20 saniyede bir insan ölüyor]

[ Thailand ]

[Tayland]

[ An ancient disease is taking on a deadly new form. ]

[Eski bir hastalık yeni ve ölümcül forma bürünüyor]

[ Siberia ]

[Siberya]

[ Lesotho ]

[Lesotho]

[ Tuberculosis: the next pandemic? ]

[Tüberküloz: Yeni salgın mı?]

[ India ]

[Hindistan]

[ TB is preventable and curable, ]

[Tüberküloz önlenebilir ve iyileştirilebilir]

[ but it is mutating due to inadequate treatment. ]

[Fakat uygun olmayan tedaviler yüzünden mutasyon geçiriyor]

[ XDR-TB: ]

[ XDR-TB ]

[ extreme drug resistant tuberculosis. ]

[İlaca aşırı dirençli tüberküloz]

[ There is no reliable cure. ]

[Güvenli bir tedavisi yok]

[ Patients often die within weeks of diagnosis. ]

[Hastalar genellikle teşhisten bir kaç hafta sonra ölüyor]

[ 49 countries have reported XDR-TB. ]

[49 ülke XDR-TB'nin varlığını duyurdu]

[ XDR-TB is a critical threat to global health. ]

[XDR-TB dünya sağlığı için önemli bir tehdit]

[ Extreme outbreak, suffering, affliction ]

[Aşırı yaygın]

[ Extreme loss, pain, pandemic ]

[Aşırı eziyetli]

[ Extremely preventable. ]

[Son derece önlenebilir]

[ XDR-TB. ]

[XDR-TB]

[ We can stop this now. ]

[Bunu şimdi durdurabiliriz]

[ Spread the story. Stop the disease. ]

[Herkese anlatın. Hastalığı durdurun]

[ Go to XDRTB.org now. ]

[www.XDRTB.org adresini ziyaret edin]

[ XDRTB.org: we are the treatment. ]

[www.XDRTB.org: İlacı biziz]

[ We are the treatment. ]

[İlacı biziz]

[ Made possible through the kind support of BD. ]

[BD'nin desteği ile gerçekleştirildi]