Why we must confront the painful parts of US history | Hasan Kwame Jeffries

63,900 views ・ 2020-10-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sara Ozturk Gözden geçirme: Gözde Alpçetin
00:13
Not that long ago,
0
13135
1738
Kısa bir süre önce,
00:14
I received an invitation
1
14897
2007
James Madison'un tarihi evinde
00:16
to spend a few days at the historic home of James Madison.
2
16928
5075
birkaç gün geçirmek için bir davetiye aldım.
00:22
James Madison, of course,
3
22441
1199
James Madison;
00:23
was the fourth president of the United States,
4
23664
2754
ABD'nin 4. başkanı,
00:26
the father of the Constitution,
5
26442
2404
Anayasanın babası,
00:28
the architect of the Bill of Rights.
6
28870
2530
Haklar Bildirisi'nin mimarıydı.
00:31
And as a historian,
7
31845
1191
Bir tarihçi olarak bu tarihi yere gitmek için gerçekten heyecanlıydım
00:33
I was really excited to go to this historic site,
8
33060
3570
00:36
because I understand and appreciate the power of place.
9
36654
5749
çünkü bir yerin gücünü anlıyor ve takdir ediyorum.
00:42
Now, Madison called his estate Montpelier.
10
42427
4421
Madison arsasının adını Montpelier koymuştu.
00:46
And Montpelier is absolutely beautiful.
11
46872
2698
Montpelier kesinlikle çok güzel.
00:49
It's several thousand acres of rolling hills,
12
49594
3754
Binlerce dönümlük inişli çıkışlı tepelerden,
00:53
farmland and forest,
13
53372
2104
çiftlik alanı ve ormanlık alandan
00:55
with absolutely breathtaking views of the Blue Ridge Mountains.
14
55500
4769
ve Blue Ridge Dağları'nın nefes kesen manzarasından oluşuyor.
01:00
But it's a haunting beauty,
15
60619
1800
Ama rahatsız edici bir güzelliği var
01:03
because Montpelier was also a slave labor camp.
16
63244
5769
çünkü Montpelier aynı zamanda bir esir çalışma kampıydı.
01:09
You see, James Madison enslaved more than 100 people
17
69720
3256
James Madison hayatı boyunca 100'den fazla kişiyi esir etmişti.
01:13
over the course of his lifetime.
18
73000
2212
01:15
And he never freed a single soul,
19
75236
2286
Tek bir kişiyi ölümünden sonra bile serbest bırakmamıştı.
01:17
not even upon his death.
20
77546
1680
01:19
The centerpiece of Montpelier is Madison's mansion.
21
79546
3991
Montpelier'in en önemli merkezi Madison'un malikanesi.
01:23
Now this is where James Madison grew up,
22
83561
2398
Bu malikane James Madison'ın büyüdüğü,
01:25
this is where he returned to after his presidency,
23
85983
3396
başkanlık görevinden sonra döndüğü
01:29
this is where he eventually died.
24
89403
2063
ve nihayetinde öldüğü yer.
01:31
And the centerpiece of Madison's mansion is his library.
25
91490
3928
Madison'un malikanesinin en önemli merkezi ise kütüphanesi.
01:35
This room on the second floor,
26
95442
1679
İkinci kattaki bu oda,
01:37
where Madison conceived and conceptualized the Bill of Rights.
27
97145
5361
Madison'un Haklar Bildirisi'ni tasarladığı ve kavramsallaştırdığı yer.
01:42
When I visited for the first time,
28
102530
2119
Burayı ilk kez ziyaret ettiğimde
01:44
the director of education, Christian Cotz --
29
104673
3523
eğitim müdürü Christian Cotz,
01:48
cool white dude --
30
108220
1278
havalı beyaz ahbap,
01:49
(Laughter)
31
109522
2035
(Gülüşmeler)
01:51
took me almost immediately to the library.
32
111581
3420
beni derhal kütüphaneye götürdü.
01:55
And it was amazing, being able to stand in this place
33
115446
3286
Amerikan tarihinde önemli bir anın gerçekleştiği
01:58
where such an important moment in American history happened.
34
118756
4328
bu yerde durabilmek inanılmazdı.
02:03
But then after a little while there,
35
123909
1774
Ama birkaç dakika sonra,
02:05
Christian actually took me downstairs to the cellars of the mansion.
36
125707
4568
Christian beni malikanenin bodrumuna götürdü.
02:10
Now, in the cellars of the mansion,
37
130624
2103
Malikanenin bodrumu,
02:12
that's where the enslaved African Americans who managed the house
38
132751
4438
evi çekip çeviren esir edilmiş Afrikalı Amerikalıların
zamanlarının çoğunu geçirdikleri yerdi.
02:17
spent most of their time.
39
137213
1568
02:18
It's also where they were installing a new exhibition on slavery in America.
40
138805
4825
Aynı zamanda Amerika'daki esirlik hakkında yeni bir sergi kurdukları yerdi.
02:23
And while we were there,
41
143964
1836
Biz oradayken
02:25
Christian instructed me to do something I thought was a little bit strange.
42
145824
3563
Christian biraz tuhaf olduğunu düşündüğüm bir şey yapmamı istedi.
02:29
He told me to take my hand
43
149411
1318
Elimi bodrumun tuğla duvarına koyup
02:30
and place it on the brick walls of the cellar and to slide it along,
44
150753
4943
tuğlanın üstündeki izleri ya da kabartıları hissedene kadar
02:35
until I felt these impressions or ridges in the face of the brick.
45
155720
4563
o taşların üzerinde gezdirmemi söyledi.
02:40
Now look,
46
160632
1158
Bir düşünün,
02:41
I was going to be staying on-site on this former slave plantation
47
161814
3216
eskiden esir alanı olan bu yerde birkaç gün kalacaktım
02:45
for a couple of days,
48
165054
1157
02:46
so I wasn't trying to upset any white people.
49
166235
2121
ve hiçbir beyaz insanı sinirlendirmemeye çalışıyordum.
02:48
(Laughter)
50
168380
1213
(Gülüşmeler)
02:49
Because when this was over,
51
169617
1420
Çünkü bu ziyaret bittiğinde
02:51
I wanted to make sure that I could get out.
52
171061
2127
buradan çıkabileceğimden emin olmak istedim.
02:53
(Laughter)
53
173212
2794
(Gülüşmeler)
02:56
But as I'm actually sliding my hand along the cellar wall,
54
176030
4196
Ama elimi bodrumun duvarında gezdirirken
03:00
I couldn't help but think about my daughters,
55
180250
2446
kızlarımı düşünmeden edemedim,
03:02
and my youngest one in particular,
56
182720
1636
özellikle de o zamanlar sadece 2 ya da 3 yaşında olan en küçük kızımı.
03:04
who was only about two or three years old at the time,
57
184380
2539
03:06
because every time she hopped out of our car,
58
186943
2237
Çünkü ne zaman arabamızdan inse
03:09
she would take her hand and slide it along the outside,
59
189204
3111
elini arabının dışında gezdirirdi
03:12
which is absolutely disgusting.
60
192339
2016
ki bu gerçekten iğrenç.
03:14
And then --
61
194379
1357
Sonra eğer zamanında ona yetişemezsem
03:15
and then, if I couldn't get to her in time,
62
195760
2627
03:18
she would take her fingers and pop them in her mouth,
63
198411
2485
parmaklarını ağzına götürürdü
03:20
which would drive me absolutely crazy.
64
200920
1824
ve bu da beni sinir ederdi.
03:22
So this is what I'm thinking about while I'm supposed to be a historian.
65
202768
3420
Bir tarihçi olmam gerekirken düşündüğüm şey buydu.
03:26
(Laughter)
66
206212
1301
(Gülüşmeler)
03:27
But then, I actually do feel these impressions in the brick.
67
207537
5395
Ama sonra gerçekten tuğladaki izleri hissettim,
03:32
I feel these ridges in the brick.
68
212956
2182
tuğladaki kabartıları hissettim.
03:35
And it takes a second to realize what they are.
69
215162
3635
Ne olduklarını fark etmem bir saniyemi aldı.
03:38
What they are
70
218821
1596
Tuğlanın üzerindeki izler
03:40
are tiny hand prints.
71
220441
1975
minik el izleriydi.
03:42
Because all of the bricks at James Madison's estate
72
222990
4913
Çünkü James Madison'un arsasındaki bütün tuğlalar
03:47
were made by the children that he enslaved.
73
227927
3477
esir ettiği çocuklar tarafından yapılmıştı.
03:52
And that's when it hit me
74
232373
1889
İşte o zaman James Madison'ın Haklar Bildirisini tasarladığı
03:54
that the library
75
234286
1587
03:55
in which James Madison conceives and conceptualizes the Bill of Rights
76
235897
5920
ve kavramsallaştırdığı kütüphanenin temelinde
04:01
rests on a foundation of bricks
77
241841
2620
esir ettiği çocuklar tarafından yapılan
04:05
made by the children that he enslaved.
78
245206
3030
tuğlaların yattığı gerçeği kafama dank etti.
04:09
And this is hard history.
79
249173
3062
Bu, acı tarih.
04:13
It's hard history, because it's difficult to imagine
80
253164
2754
Bu, acı tarih
çünkü birisinin çocukları kendi rahatı ve çıkarı için tuğla yapsın diye
04:15
the kind of inhumanity
81
255942
2420
04:18
that leads one to enslave children
82
258386
2017
04:20
to make bricks for your comfort and convenience.
83
260427
2799
esir etmesine izin veren türde bir zalimliği anlamak çok zor.
04:23
It's hard history,
84
263582
1167
Bu, acı tarih
04:24
because it's hard to talk about the violence of slavery,
85
264773
3964
çünkü esirliğin şiddeti,
04:28
the beatings, the whippings, the kidnappings,
86
268761
2432
dayaklar, kırbaçlamalar, çocuk kaçırmalar,
04:31
the forced family separations.
87
271217
2507
ayrılmaya zorlanan aileler hakkında konuşmak çok zor.
04:34
It's hard history, because it's hard to teach white supremacy,
88
274085
4318
Bu, acı tarih
çünkü esirliği haklı kılan ideolojiyi, beyazların üstünlüğünü öğretmek çok zor.
04:38
which is the ideology that justified slavery.
89
278427
3150
04:42
And so rather than confront hard history,
90
282157
3714
Bu yüzden acı tarihle yüzleşmek yerine
04:45
we tend to avoid it.
91
285895
2315
ondan kaçınmaya meyilliyiz.
04:49
Now, sometimes that means just making stuff up.
92
289385
4395
Bazen bu sadece bir şeyleri uydurmak anlamına da geliyor.
04:54
I can't tell you how many times I've heard people say
93
294790
2816
İnsanların "İç savaşın temel nedeni devlet haklarıydı"
04:57
that "states' rights" was the primary cause of the Civil War.
94
297630
3729
dediğini kaç kere duyduğumu anlatamam.
05:02
That would actually come as a surprise
95
302058
1826
Aslında bu iç savaşta savaşan insanlara sürpriz olurdu.
05:03
to the people who fought in the Civil War.
96
303908
2047
05:05
(Laughter)
97
305979
1333
(Gülüşmeler)
05:07
Sometimes, we try to rationalize hard history.
98
307336
5068
Bazen acı tarihe bahane bulmaya çalışıyoruz.
05:13
When people visit Montpelier --
99
313095
1627
İnsanlar Montpelier'ı ziyaret ettiğinde,
05:14
and by "people," in this instance, I mean white people --
100
314746
2706
bu örnekte "insan" kelimesinden kastım beyaz insanlar,
05:17
when they visit Montpelier
101
317476
1314
Montpelier'ı ziyaret ettiklerinde
05:18
and learn about Madison enslaving people,
102
318814
3876
ve Madison'un insanları esir ettiğini öğrendiklerinde
05:22
they often ask,
103
322714
1966
sıklıkla şunu soruyorlar:
05:24
"But wasn't he a good master?"
104
324704
2000
"Ama iyi bir efendi değil miydi?"
05:27
A "good master?"
105
327982
1150
"İyi bir efendi" mi?
05:29
There is no such thing as a good master.
106
329871
2421
İyi bir efendi diye bir şey yok.
05:32
There is only worse and worser.
107
332316
2835
Sadece kötü ve daha kötüsü var.
05:36
And sometimes,
108
336707
1746
Bazen geçmiş hiç yaşanmamış gibi davranıyoruz.
05:38
we just pretend the past didn't happen.
109
338477
2967
05:42
I can't tell you how many times I've heard people say,
110
342104
2572
İnsanların "Güney sömürgesi dışında esirliğin var olduğunu düşünmek çok zor"
05:44
"It's hard to imagine slavery existing outside of the plantation South."
111
344700
4588
dediğini kaç kere duyduğumu size anlatamam.
05:49
No, it ain't.
112
349312
1150
Hayır, değil.
05:50
Slavery existed in every American colony,
113
350963
2508
Esirlik her Amerikan sömürgesinde var oldu.
05:53
slavery existed in my home state of New York
114
353495
2868
Esirlik evim olan New York eyaletinde
05:56
for 50 years after the American Revolution.
115
356387
3448
Amerikan devriminden sonra 50 yıl boyunca var oldu.
06:00
So why do we do this?
116
360653
1523
Peki neden bunu yapıyoruz?
06:02
Why do we avoid confronting hard history?
117
362200
3563
Neden acı tarihle yüzleşmekten kaçınıyoruz?
06:06
Literary performer and educator Regie Gibson
118
366232
2655
Edebi sanatçı ve eğitimci Regie Gibson,
06:08
had the truth of it when he said
119
368911
2372
"Amerikalılar olarak problemimiz tarihten nefret etmemiz"
06:11
that our problem as Americans is we actually hate history.
120
371307
5774
dediğinde gerçeği söylemişti.
06:17
What we love
121
377692
1818
Sevdiğimiz şey ise nostalji.
06:19
is nostalgia.
122
379534
1340
06:21
Nostalgia.
123
381994
1150
Nostalji.
06:23
We love stories about the past
124
383629
2317
Geçmişle ilgili hikayeleri
06:25
that make us feel comfortable about the present.
125
385970
3405
bizi günümüzde rahat hissettiriyorsa seviyoruz.
06:30
But we can't keep doing this.
126
390347
2087
Ama bunu yapmaya devam edemeyiz.
06:32
George Santayana, the Spanish writer and philosopher,
127
392871
2501
İspanyol yazar ve filozof George Santayana
06:35
said that those who cannot remember the past
128
395396
3292
geçmişi hatırlayamayan insanların onu tekrar etmeye
06:38
are condemned to repeat it.
129
398712
2325
mahkum olduğunu söylemişti.
06:41
Now as a historian, I spend a lot of time thinking about this very statement,
130
401379
3904
Bir tarihçi olarak bu söz hakkında düşünerek çok vakit harcıyorum
06:45
and in a sense, it applies to us in America.
131
405307
3548
ve bir anlamda bu söz Amerika'da bize hitap ediyor.
06:49
But in a way, it doesn't.
132
409165
1680
Ama bir bakıma hitap etmiyor
06:51
Because, inherent in this statement,
133
411260
2682
çünkü bu sözün özünde
06:53
is the notion that at some point,
134
413966
2940
bir noktada öncelikle eşitsizlik yaratan şeyleri
06:56
we stopped doing the things
135
416930
2182
yapmayı bıraktığımız fikri var.
06:59
that have created inequality in the first place.
136
419136
3396
07:03
And a harsh reality is,
137
423199
2222
Acı gerçek ise yapmayı bırakmamış olmamız.
07:05
we haven't.
138
425445
1150
07:07
Consider the racial wealth gap.
139
427498
2809
Irksal varlık farkını düşünelim.
07:11
Wealth is generated by accumulating resources in one generation
140
431252
4254
Varlık, parasal kaynakları bir nesilde biriktirip
07:15
and transferring them to subsequent generations.
141
435530
3618
onları sonraki nesillere aktarmakla oluşuyor.
07:19
Median white household wealth
142
439649
3727
Orta sınıf beyaz insanların evlerinin değeri 147.000 dolar.
07:23
is 147,000 dollars.
143
443400
3065
07:27
Median Black household wealth
144
447307
2921
Orta sınıf siyahi insanların evlerinin değeri
07:31
is four thousand dollars.
145
451419
2571
4.000 dolar.
07:34
How do you explain this growing gap?
146
454506
3135
Giderek artan bu farkı nasıl açıklıyorsunuz?
07:38
Hard history.
147
458776
1150
Acı tarihle.
07:40
My great-great-grandfather was born enslaved
148
460665
3715
Büyük büyük büyükbabam Georgia, Jasper County'de
07:44
in Jasper County, Georgia, in the 1850s.
149
464404
3292
1850 yılında esir edilmiş bir şekilde doğdu.
07:48
While enslaved, he was never allowed to accumulate anything,
150
468022
4054
Esir edilmişken hiçbir şey biriktirmesine izin verilmedi
07:52
and he was emancipated with nothing.
151
472100
1850
ve özgürlüğüne kavuştuğunda hiçbir şeyi yoktu.
07:53
He was never compensated for the bricks that he made.
152
473974
3904
Yaptığı tuğlaların hiçbir telafisi olmadı.
07:58
My great-grandfather was also born in Jasper County, Georgia, in the 1870s,
153
478363
5103
Büyük büyükbabam da 1870 yılında Georgia, Jasper County'de doğdu.
08:03
and he actually managed to accumulate a fair bit of land.
154
483490
3495
Aslında oldukça fazla bir arsa sahibi olmayı başardı.
08:07
But then, in nineteen-teens, Jim Crow took that land from him.
155
487548
4389
Ama 1910'larda Jim Crow o arsayı büyük büyükbabamdan aldı
08:12
And then Jim Crow took his life.
156
492501
2134
ve sonra Jim Crow büyük büyükbabamı öldürdü.
08:15
My grandfather, Leonard Jeffries Senior,
157
495525
2441
Büyükbabam Leonard Jeffries Senior
08:17
was born in Georgia,
158
497990
1404
Georgia'da doğdu.
08:19
but there was nothing left for him there,
159
499418
1960
Ama orada onun için bir şey kalmamıştı
08:21
so he actually grew up in Newark, New Jersey.
160
501402
3017
bu yüzden New Jersey'in Newark şehrinde büyüdü.
08:24
And he spent most of his life working as a custodian.
161
504896
3404
Hayatının çoğunu bekçilik yaparak geçirdi.
08:29
Job discrimination, segregated education and redlining
162
509428
4459
İş ayrımı, eğitim ayrımı ve kırmızı bir noktayla damgalanmak
08:33
kept him from ever breaking into the middle class.
163
513911
4063
orta sınıfa dahil olmasına engel oldu.
08:38
And so when he passed away in the early 1990s,
164
518553
3103
1990'ların başında vefat ettiğinde
08:41
he left to his two sons
165
521680
2429
iki oğluna cenaze masraflarını karşılamaya
08:44
nothing more than a life-insurance policy
166
524133
2151
anca yeten bir hayat sigortası poliçesi dışında hiçbir şey bırakamadı.
08:46
that was barely enough to cover his funeral expenses.
167
526308
3883
08:51
Now my parents, both social workers,
168
531295
2666
Ebeveynlerim, ikisi de sosyal hizmet uzmanı,
08:53
they actually managed to purchase a home
169
533985
2587
1980 yılında Brooklyn, New York'ta Crown Heights bölgesinde
08:56
in the Crown Heights section of Brooklyn, New York, in 1980,
170
536596
3720
55.000 dolara bir ev satın alabildiler.
09:00
for 55,000 dollars.
171
540340
2933
09:03
Now Crown Heights, at the time, was an all-Black neighborhood,
172
543871
3008
Crown Heights, o zamanlar siyahilerin yaşadığı bir mahalleydi
09:06
and it was kind of rough.
173
546903
1468
ve biraz kötü bir yerdi.
09:08
My brother and I often went to sleep,
174
548395
2388
1980'lerin ortalarında
09:10
by the mid-1980s,
175
550807
1397
erkek kardeşim ve ben sıklıkla silah sesleriyle uyurduk.
09:12
hearing gunshots.
176
552228
1440
09:14
But my parents protected us,
177
554883
3761
Ama ailemiz bizi korudu
09:18
and my parents also held onto that home.
178
558668
3524
ve ailemiz o eve 40 yıl boyunca tutundu.
09:22
For 40 years.
179
562581
1444
09:24
And they're still there.
180
564339
1680
Hala orada yaşıyorlar.
09:26
But something quintessentially American happened
181
566427
3372
Ama yaklaşık 20 yıl önce,
Amerika'nın tabiatına uygun olan bir şey oldu.
09:29
about 20 years ago.
182
569823
1520
09:31
About 20 years ago,
183
571811
1389
Yaklaşık 20 yıl önce,
09:33
they went to sleep one night in an all-Black neighborhood,
184
573224
3563
bir gece tamamı siyahi olan bir mahallede uyumaya gittiler
09:36
and they woke up the next morning
185
576811
1937
ve ertesi gün tamamı beyaz olan bir mahallede uyandılar.
09:38
in an all-white neighborhood.
186
578772
1564
09:40
(Laughter)
187
580360
1916
(Gülüşmeler)
09:42
And as a result of gentrification,
188
582300
2539
Kentsel nezihleştirme sonucunda
09:44
not only did all their neighbors mysteriously disappear,
189
584863
2649
sadece bütün komşuları gizemli bir şekilde yok olmadı
09:48
but the value of their home
190
588823
1975
ama aynı zamanda evlerinin değeri bir anda fırladı.
09:52
skyrocketed.
191
592270
1368
09:54
So that home that they purchased for 55,000 dollars --
192
594466
3294
Böylece 55.000 dolara aldıkları ev,
09:57
at 29 percent interest, by the way --
193
597784
2706
bu arada %29 faizli almışlardı,
10:00
that home is now worth 30 times what they paid it for.
194
600514
5334
şu anda ödedikleri paranın 30 katı ediyor.
10:06
Thirty times.
195
606285
1173
30 katı.
10:07
Do the math with me.
196
607482
1160
Birlikte matematiğini yapalım.
10:08
That's 55,000 times 30, carry the zeros --
197
608666
2023
55.000 doların 30 katı sıfırları atalım,
10:10
That's a lot of money.
198
610713
1499
bu dünyanın parası.
10:12
(Laughter)
199
612236
2047
(Gülüşmeler)
10:14
So that means,
200
614815
2048
Yani bu, onların tek ve yegane varlıkları olduğu için
10:16
as their single and sole asset,
201
616887
2412
10:19
when the time comes for them to pass that asset on to my brother and I,
202
619323
4866
bu varlığı erkek kardeşime ve bana bırakacakları gün geldiğinde
10:24
that will be the first time in my family's history,
203
624213
4570
ailemin geçmişinde ilk kez böyle bir şeyin gerçekleşeceği anlamına geliyor.
10:28
more than 150 years after the end of slavery,
204
628807
3755
Esirliğin bitmesinden 150 yıldan daha fazla bir süre sonra
10:32
that there will be a meaningful transfer of wealth in my family.
205
632586
4024
ailemde anlamlı bir varlık aktarımı olacak.
10:37
And it's not because family members haven't saved,
206
637745
2825
Ailem biriktirmediği,
10:40
haven't worked hard,
207
640594
1364
çok çalışmadığı
10:41
haven't valued education.
208
641982
1904
ve eğitime değer vermediği için değil,
10:44
It's because of hard history.
209
644553
3059
acı tarih yüzünden böyle olacak.
10:48
So when I think about the past,
210
648506
1961
Geçmişi düşündüğümde
10:50
my concern about not remembering it
211
650491
2935
onu hatırlamamakla alakalı endişem,
10:53
is not that we will repeat it if we don't remember it.
212
653450
4204
eğer hatırlamazsak tekrar edeceğimiz endişesi değil.
10:58
My concern, my fear is that if we don't remember the past,
213
658242
4087
Endişem ve korkum eğer geçmişi hatırlamazsak
11:02
we will continue it.
214
662353
2206
buna devam edeceğimiz yönünde.
11:05
We will continue to do the things
215
665186
2351
Her şeyden önce eşitsizliği ve adaletsizliği yaratan şeyler
11:07
that created inequality and injustice in the first place.
216
667561
4558
yapmaya devam edeceğiz.
11:12
So what we must do
217
672767
1747
Yani yapmamız gereken şey,
11:14
is we must disrupt the continuum of hard history.
218
674538
6118
acı tarihin sürekliliğini bozmak.
11:21
And we can do this by seeking truth.
219
681211
4014
Bunu da gerçeği arayarak,
11:25
By confronting hard history directly.
220
685868
2857
acı tarihle doğrudan yüzleşerek,
11:28
By magnifying hard history for all the world to see.
221
688749
4516
acı tarihi bütün dünyanın görmesi için büyüterek yapabiliriz.
11:34
We can do this by speaking truth.
222
694032
2976
Gerçekleri söyleyerek bunu yapabiliriz.
11:37
Teachers teaching hard history to their students.
223
697548
3619
Öğretmenler öğrencilerine acı tarihi öğretmeli.
11:41
To do anything else is to commit educational malpractice.
224
701191
4827
Yapılacak başka bir şey de eğitimde yanlış uygulamalar yapmamak.
11:46
And parents have to speak truth to their children,
225
706549
2683
Ebeveynler çocuklarına doğruları söylemeli
11:49
so that they understand
226
709256
1652
böylelikle çocuklar bir millet olarak nereden geldiğimizi anlayabilirler.
11:50
where we have come from as a nation.
227
710932
3054
11:54
And finally, we must all act on truth.
228
714653
4222
Son olarak hepimiz gerçekler doğrusunda hareket etmeliyiz.
11:59
Individually and collectively,
229
719590
2254
Bireysel veya toplu olarak,
12:01
publicly and privately,
230
721868
1754
açıkça ya da özel olarak,
12:03
in small ways and in large ways.
231
723646
3098
küçük yollarla ya da büyük yollarla.
12:06
We must do the things that will bend the arc of the moral universe
232
726768
4953
Evrensel ahlakın yayını adalete doğru yönelten şeyler yapmalıyız.
12:11
towards justice.
233
731745
1221
12:12
To do nothing is to be complicit
234
732990
2943
Hiçbir şey yapmamak eşitsizlikle suç ortaklığı yapmaktır.
12:16
in inequality.
235
736989
1150
12:19
History reminds us
236
739046
2944
Tarih bize bir millet olarak
12:22
that we, as a nation,
237
742014
2317
James Madison gibi
12:24
stand on the shoulders of political giants
238
744355
4166
siyasi büyüklerin başladığı işi devam ettirdiğimizi hatırlatıyor.
12:28
like James Madison.
239
748545
1520
12:30
But hard history reminds us that we, as a nation,
240
750752
5754
Ama acı tarih bize millet olarak,
12:36
also stand on the shoulders of enslaved African American children.
241
756530
5950
esir edilmiş Afrikalı Amerikalı çocukların başladığı işi
devam ettirdiğimizi de hatırlatıyor.
12:43
Little Black boys and little Black girls
242
763314
3445
Bu milletin temeli olarak işlev gören tuğlaları çıplak elle yapan
12:46
who, with their bare hands, made the bricks
243
766783
4079
12:50
that serve as the foundation for this nation.
244
770886
4020
küçük siyahi oğlanlar ve kızların başladığı işi.
12:55
And if we are serious about creating a fair and just society,
245
775509
5953
Eğer adil ve dürüst bir toplum yaratma konusunda ciddiysek
13:01
then we would do well to remember that,
246
781486
3541
o zaman bunu hatırlasak iyi olur
13:05
and we would do well to remember them.
247
785051
3147
ve onları hatırlasak iyi olur.
13:08
Thank you.
248
788895
1151
Teşekkür ederim.
13:10
(Applause)
249
790070
6739
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7