How to overcome apathy and find your power | Dolores Huerta

112,322 views ・ 2019-03-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:13
I want to start out with quoting Helen Keller,
0
13625
3375
Hepimizin hayran olduğu muhteşem kadın Helen Keller'dan
00:18
that great woman that we all admire.
1
18583
3060
bir alıntıyla başlamak istiyorum.
00:21
And she had a statement that is very profound,
2
21667
3583
Çok etkili bir sözü vardı
00:26
and this statement is
3
26333
2060
ve bu söz şunu söylüyor,
00:28
that science has been able to find cures for many evils,
4
28417
6059
bilim birçok kötülük için çare bulabildi
00:34
but never the greatest evil of all in human beings,
5
34500
4976
fakat insanlardaki en büyük kötülük için hiçbir zaman bulamadı
00:39
and that evil is apathy.
6
39500
2708
ve bu kötülük de duyarsızlık.
00:43
So, we know that apathy really costs us a lot,
7
43792
4476
Bu duyarsızlığın bize pahalıya mal olduğunu biliyoruz,
00:48
especially in our democracy.
8
48292
2434
özellikle de bizim demokrasimize.
00:50
And when we think of why people do not get involved,
9
50750
3434
İnsanların neden dahil olmadıklarını,
00:54
why they do not become activists,
10
54208
2268
neden aktivist olmadıklarını düşündüğümüzde
00:56
it's often that people are so worn down with their own familial responsibilities,
11
56500
5684
insanların ailevi sorumlulukları nedeniyle genelde hallerinin kalmadığını görüyoruz,
01:02
and women especially.
12
62208
2268
özellikle de kadınların.
01:04
You know, women, they have so many inhibitions.
13
64500
3559
Bildiğiniz üzere kadınların birçok kısıtlaması var.
01:08
Many of them have suffered so much trauma in their lives,
14
68083
3393
Birçoğu hayatlarında çok fazla travmaya,
01:11
so many aggressions in their lives.
15
71500
2226
çok fazla saldırıya maruz kaldılar.
01:13
And so it's very hard for them to realize that they have leadership capacities.
16
73750
5059
Dolayısıyla liderlik kapasitelerinin olduğunu fark etmeleri çok zor.
01:18
That they can get out there, and they could change the world.
17
78833
2959
Oradan çıkabileceklerini ve dünyayı değiştirebileceklerini fark etmek de öyle.
01:22
Another thing that many women --
18
82583
2018
Çoğu kadının yaptığı diğer şey ise
01:24
we think that we have to do everything.
19
84625
2268
her şeyi yapmamız gerektiğini düşünmemiz.
01:26
That we are the only ones responsible for our families,
20
86917
3559
Ailelerimizden sorumlu tek kişi olduğumuzu düşünüyoruz
01:30
and it is so hard for us to delegate
21
90500
3393
ve sorumluluklarımızı devretmek
01:33
and just get others to help us do the duties that we are responsible for.
22
93917
4351
ve sorumlu olduğumuz işlerde diğerlerinin bize yardım etmesini sağlamak çok zor.
01:38
We feel embarrassed or we feel guilty.
23
98292
2517
Utanıyoruz veya suçlu hissediyoruz.
01:40
But we know that we have to make this happen,
24
100833
2518
Fakat bunu mümkün kılmamız gerektiğini biliyoruz,
01:43
because if not, we will never have time to be able to volunteer
25
103375
4434
çünkü aksi takdirde, şu anda yüzleştiğimiz bu birçok davaya
01:47
to help on these many causes that are now facing us.
26
107833
4000
yardım edebilmek için gönüllü olmaya hiçbir zaman vaktimiz olmayacak.
01:53
One of the areas that women can give up a little bit of time
27
113333
2851
Kadınların biraz vakitlerini feda edebilecekleri alanlardan birisi
01:56
and that is in shopping, OK?
28
116208
1976
alışveriş, değil mi?
01:58
(Laughter)
29
118208
2518
(Gülüşmeler)
02:00
And especially when we go out there
30
120750
1684
Özellikle gidip ihtiyacımız bile
02:02
shopping for things that we don't even need.
31
122458
2101
olmayan şeyler için alışveriş yaparken.
02:04
(Laughter)
32
124583
1018
(Gülüşmeler)
02:05
You know, you never saw a hearse with a U-Haul behind it.
33
125625
3726
Yani, hiçbir zaman arkasında bir U-Haul olan cenaze arabası görmeyiz.
02:09
(Laughter)
34
129375
3018
(Gülüşmeler)
02:12
We have to live simply, so that others can simply live.
35
132417
3601
Basit yaşamalıyız, böylece diğerleri de basit yaşayabilir.
02:16
And when we think of the kind of inheritance
36
136042
2309
Çocuklarımıza veya torunlarımıza
02:18
that we want to leave to our children or our grandchildren,
37
138375
3351
bırakmak istediğimiz mirası düşündüğümüzde
02:21
think of leaving them a legacy of justice.
38
141750
3059
bir adalet mirası bırakmayı düşünmeliyiz.
02:24
This is a legacy that they can not only imitate,
39
144833
2643
Bu onların sadece örnek alabileceği değil,
02:27
but they can be proud of for the rest of their lives.
40
147500
3143
hayatları boyunca gurur duyacakları bir miras da olabilir.
02:30
If we leave them a lot of material goods, all they're going to do is fight,
41
150667
3976
Onlara birçok maddî mal bırakırsak tek yapacakları kavga etmek olur
02:34
and they're going to hate each other.
42
154667
1809
ve birbirlerinden nefret ederler.
02:36
Just remember that, when we think about what we're doing.
43
156500
3059
Ne yaptığımızı düşünürken yalnızca bunu hatırlayın.
02:39
The other thing that we have to do to liberate our women, eventually,
44
159583
4601
Dünyayı değişirmek için yapmamız gereken
türden gönüllülük işi yapabilmek adına
02:44
so that we can do the kind of volunteer work that we need to do
45
164208
3310
er geç kadınlarımızı özgürleştirmek için yapmamız gerek diğer bir şey ise
02:47
to change this world,
46
167542
1517
02:49
is we have to have a different kind of an education for our young women.
47
169083
4476
genç kadınlarımız için farklı bir tür eğitim vermemizin gerekmesi.
02:53
Unfortunately, in our societies around the world,
48
173583
3476
Ne yazık ki dünyadaki toplumlarda
02:57
women are taught to be victims.
49
177083
2292
kadınlara kurban olmak öğretiliyor.
03:00
Women are not taught that they are going to have to defend themselves,
50
180083
3935
Kadınlara kendilerini savunmaları,
kendilerini desteklemeleri ve kendilerini korumaları gerekeceği öğretilmiyor.
03:04
that they're going to have to support themselves
51
184042
2309
03:06
and they have to protect themselves.
52
186375
1893
03:08
Because, you know, when we actually look at the animal kingdom,
53
188292
2953
Çünkü, hayvanlar alemine baktığımızda
03:11
and we see who are the most ferocious, the male or the female?
54
191269
4374
kimin en vahşi, erkeğin mi dişinin mi olduğunu görüyoruz.
03:15
We know it's the female, right?
55
195667
1934
Dişi olduğunu biliyoruz, değil mi?
03:17
So something went wrong with us at the top of that animal kingdom as women.
56
197625
4601
Hayvanlar aleminin tepesindeki kadınlar olarak bizde yanlış bir şeyler var.
03:22
(Laughter)
57
202250
1643
(Gülüşmeler)
03:23
So I want to give you an example of how I found my voice.
58
203917
3351
Benim sesimi nasıl bulduğuma dair bir örnek vermek istiyorum.
03:27
And I was very fortunate in that, when I was 25 years old,
59
207292
3559
Çok şanslıydım, 25 yaşımdayken
03:30
I met a gentleman named Fred Ross Sr.,
60
210875
2393
Stockton, California'daki
03:33
who organized a chapter of a group called the Community Service Organization
61
213292
4851
Kamu Hizmeti Kuruluşu adlı bir topluluk düzenleyen,
03:38
in my hometown of Stockton, California.
62
218167
2851
Fred Ross Sr. adında bir centilmenle tanıştım.
03:41
This was a grassroots organization, and I was recruited to be a volunteer.
63
221042
4250
Bu köklü bir kuruluştu ve gönüllü olarak işe alındım.
03:46
So, one day, while we were sitting in the office,
64
226208
3226
Bir gün ofiste otururken
03:49
a farm worker comes in.
65
229458
2018
bir çiftçi geldi.
03:51
And he's paralyzed, he can hardly walk, he has a crutch.
66
231500
4018
Felç geçirmişti, zorla yürüyordu ve koltuk değneği vardı.
03:55
And he needs help.
67
235542
1309
Yardıma ihtiyacı vardı.
03:56
He needs someone to help him go down to the welfare office
68
236875
2726
Sosyal hizmetlere inip başvuru yapmasına yardım edecek birisine ihtiyacı vardı.
03:59
and make an application.
69
239625
1309
04:00
So, I volunteered to do that.
70
240958
2185
Ben de bunu yapmaya gönüllü oldum.
04:03
But when I got to the welfare office,
71
243167
2517
Fakat sosyal hizmetlere gittiğimde
04:05
they would not let me make an application for this gentleman.
72
245708
4435
bu centilmen için başvuru yapmama müsaade etmediler.
04:10
So I didn't know what to do, I was at a loss.
73
250167
2851
Ne yapacağımı bilemedim, şaşırmıştım.
04:13
So I went back to the office, and I told Mr. Ross,
74
253042
2809
Ofise geri döndüm ve Bay Ross'a şöyle dedim:
04:15
"They won't let me make an application."
75
255875
2518
"Başvuru yapmama izin vermiyorlar."
04:18
And he said to me, very sternly,
76
258417
2517
Bana sert bir biçimde şöyle dedi:
04:20
"You go right back down to that welfare office,
77
260958
3518
"Direkt o sosyal hizmetlere geri dönüyorsun
04:24
and you demand to see a supervisor.
78
264500
2375
ve bir müdür görmek istediğini söylüyorsun.
04:27
And you demand that they let him make an application."
79
267875
3041
Onun başvuru yapmasına izin vermelerini talep ediyorsun."
04:31
And I thought, "Wow, I can do that?"
80
271875
2101
"Vay, bunu yapabilir miyim?" diye düşündüm.
04:34
(Laughter)
81
274000
1059
(Gülüşmeler)
04:35
So I thought about it,
82
275083
1268
Bu konuda düşündüm
04:36
and I kind of overcame my anxieties and my fears.
83
276375
2976
ve endişelerimin ve korkularımın bir şekilde üstesinden geldim.
04:39
I went down to the welfare office and I demanded to see the supervisor.
84
279375
3809
Sosyal hizmetlere geri gittim ve müdürü görmek istedim.
04:43
Sure enough, he came out,
85
283208
2226
Hakikaten de geldi
04:45
and they had to let Mr. Ruiz make an application for welfare.
86
285458
3351
ve Bay Ruiz'in yardım için başvuru yapmasına izin vermeleri gerekti.
04:48
And he got his disability for himself and his family.
87
288833
3476
Kendisi ve ailesi için engelleri vardı.
04:52
But that taught me a lesson.
88
292333
1685
Fakat bu bana bir şey öğretti.
04:54
That taught me that I had a voice.
89
294042
2559
Bu bana, bir sesimin olduğunu öğretti.
04:56
Well, Mr. Ross also taught many of us many other things, including Cesar Chavez
90
296625
4309
Bay Ross ayrıca çoğumuza birçok şey öğretti, Cesar Chavez
05:00
and many other volunteers.
91
300958
1851
ve diğer birçok gönüllülere de dahil.
05:02
And he taught us not only that we can make demands of people,
92
302833
3518
Yalnızca insanlardan değil, özellikle de kamu görevlilerinden
05:06
especially our public officials.
93
306375
2559
bir şey istemeyi öğretti.
05:08
And this is something we should always keep in mind:
94
308958
2435
Bu her zaman aklımızda tutmamız gereken bir şey:
05:11
every public official -- guess what -- they work for us.
95
311417
4142
Her kamu görevlisi -- bilin bakalım -- onlar bizim için çalışıyorlar.
05:15
Because we pay their salaries with out taxes.
96
315583
3143
Çünkü onların maaşlarını, vergilerimizle ödüyoruz.
05:18
And they are actually our servants.
97
318750
3226
Aslında onlar bizim hizmetçilerimiz.
05:22
Some of them turn out to be leaders, but not all of them.
98
322000
2726
Bazıları lider olabiliyor, ama hepsi değil.
05:24
(Laughter)
99
324750
1059
(Gülüşmeler)
05:25
Once in a while we get a leader out of there.
100
325833
2935
Arada sırada oradan bir lider çıkarıyoruz.
05:28
The other thing that Mr. Ross taught us is that voting is extremely important.
101
328792
4934
Bay Ross'un bize öğrettiği diğer şey, oy vermenin aşırı derecede önemli olması.
05:33
And not just voting,
102
333750
1559
Yalnızca oy vermek değil,
05:35
but going out there and getting other people to vote.
103
335333
3351
dışarıya çıkıp insanların oy vermelerini sağlamak.
05:38
Going door to door.
104
338708
1250
Kapı kapı dolaşmak.
05:40
Phone banking, talking to voters,
105
340792
2101
Telefon bankacılığı, seçmenlerle konuşmak,
05:42
because many voters have a lot of doubts and they don't know how to vote.
106
342917
3517
çünkü çoğunun birçok şüphesi var ve nasıl oy vereceklerini bilmiyorlar.
05:46
And unfortunately,
107
346458
1268
Ne yazık ki
05:47
we know that in many countries people are not allowed to vote
108
347750
3059
birçok ülkede insanların oy vermelerinin yasak olduğunu biliyoruz
05:50
because we have voter suppression in other countries,
109
350833
2768
çünkü diğer ülkelerde seçmen baskısı var, tıpkı burada,
05:53
like we do here in the United States of America.
110
353625
2268
Amerika Birleşik Devletleri'nde olduğu gibi.
05:55
But the thing is, if we can get out there as individuals
111
355917
2642
Fakat mesele şu ki, bireyler olarak ortaya çıkar
05:58
and talk to people, so we can remove their apathy
112
358583
3518
ve insanlarla konuşursak duyarsızlıklarını yok edebiliriz
06:02
and make sure that they can vote.
113
362125
2268
ve oy verdiklerinden emin olabiliriz.
06:04
So, I want to give you an example of a woman in our foundation,
114
364417
4142
Bu yüzden size kurumumuzdaki, Dolores Huerta Vakfı'ndaki
bir kadından örnek vermek istiyorum
06:08
the Dolores Huerta Foundation,
115
368583
1601
06:10
and just to show you that sometimes people have power,
116
370208
3643
ve sadece size bazen insanların gücü olduğunu ama bilmediklerini
06:13
but they don't know it.
117
373875
1268
göstermek istiyorum.
06:15
But once they find it, they do miraculous things.
118
375167
2934
Ama bir kere bu gücü bulduklarında mucizevi şeyler yapıyorlar.
06:18
So, Leticia Prado is an immigrant from Mexico,
119
378125
4184
Leticia Prado bir Meksika göçmeni,
06:22
only has a sixth-grade education
120
382333
2143
sadece altıncı sınıf eğitimi var
06:24
and speaks very limited English.
121
384500
2684
ve çok kısıtlı bir İngilizce konuşuyor.
06:27
But she was very concerned
122
387208
1893
Ama o, California, Central Valley'deki Weedpatch adındaki kasabalarında
06:29
because the children at the middle school in their town called Weedpatch --
123
389125
5351
ortaokuldaki çocukların dışarı çıkamamaları
06:34
this is in California, Central Valley --
124
394500
2059
ve okul bahçesinde oynayamamalarını
06:36
they couldn't go out and play in the schoolyard,
125
396583
3268
konusunda oldukça ilgiliydi.
06:39
because the air quality is so bad
126
399875
2601
Çünkü Amerika Birleşik Devletleri'nin
06:42
in the southern part of Kern County, California
127
402500
2559
California eyaletindeki Kern County ilçesinin güney kısmında
06:45
in our United States of America.
128
405083
2018
hava kalitesi o kadar kötü ki.
06:47
So she and her husband went out there, and they passed a bond issue
129
407125
4768
Bu yüzden o ve kocası oraya gittiler ve ortaokuldaki çocukları için
06:51
to build a brand new, state-of-the-art gymnasium
130
411917
3392
modern spor salonunu inşa etmek için tahvil çıkardılar.
06:55
for the kids at their middle school.
131
415333
2084
06:58
That was a big success.
132
418750
1726
Bu, büyük bir başarıydı.
07:00
Then she heard a rumor
133
420500
1601
Sonra müdürün kahvaltı programını çiftçi çocuklar için
07:02
that the principal was going to end the breakfast program
134
422125
3393
bitireceğine dair bir söylenti duydu.
07:05
for the farm worker children,
135
425542
1476
07:07
because the principal thought it was just too much paperwork.
136
427042
3726
Çünkü müdür çok fazla evrak işi gerektirdiğini düşündü.
07:10
So, Leticia got herself elected to the school board.
137
430792
3351
Bu yüzden, Leticia kendini okul yönetim kuruluna şeçtirdi.
07:14
And they kept the breakfast program, and she got rid of the principal.
138
434167
3684
Kahvaltı programını sürdürdüler ve müdürden de kurtuldu.
07:17
(Laughter)
139
437875
2268
(Gülüşmeler)
07:20
(Applause)
140
440167
4642
(Alkış)
07:24
So there were other rumors
141
444833
1476
Yerel su işlerinde
07:26
about some corruption in the local water district.
142
446333
3435
bazı yolsuzluklar olduğuna dair başka söylentiler vardı.
07:29
So, Leticia got herself elected to the water district.
143
449792
2726
Bu yüzden Leticia kendini su işleri için seçtirdi.
07:32
Then she looked into all of the finances of the water district
144
452542
2934
Sonra bütün su işlerinin maliyesini inceledi
07:35
and found there was 250,000 dollars missing from their bank account.
145
455500
5476
ve banka hesaplarında 250.000 dolar eksik olduğunu buldu.
07:41
So, Leticia called in the grand jury, and several arrests have been made.
146
461000
4601
Bu yüzden Leticia büyük juriyi aradı ve birkaç tutuklama yapıldı.
07:45
And this is just an example of a woman who never went to high school,
147
465625
5268
Bu sadece liseye gitmemiş bir kadının örneğiydi.
07:50
never went to college,
148
470917
1267
Asla üniversiteye gitmemiş,
07:52
but she found her power.
149
472208
1435
ama kendi gücünü bulmuş.
07:53
And in addition, she has recruited other people in the community
150
473667
3476
Ayrıca, topluluklarındaki diğer insanları da
siyasete atılmak için katılmaya ikna etti
07:57
to also run for public office,
151
477167
1976
07:59
and guess what -- they've all gotten themselves elected.
152
479167
2642
ve tahmin edin ne oldu -- hepsi kendilerini seçtirdiler.
08:01
So, I take that Leticia really embodies
153
481833
5226
Bu yüzden, Leticia'nın gerçekten
Coretta Scott King'in söylediği bir şeyi somutlaştırdığını anladım.
08:07
something that Coretta Scott King said.
154
487083
2643
08:09
And I want to share this with you. Coretta Scott King said,
155
489750
2976
Sizinle bunu paylaşmak istiyorum. Coretta Scott King şöyle dedi:
08:12
"We will never have peace in the world until women take power."
156
492750
3667
"Dünyada kadınlar gücü ele alana kadar barış asla olmayacak."
08:17
(Applause)
157
497708
6060
(Alkış)
08:23
Now, I have amended that statement to say
158
503792
2517
Şimdi, bu sözü şöyle değiştiriyorum:
08:26
that we will never have peace in the world until feminists take power.
159
506333
4976
Dünyada feministler gücü ele alana kadar barış asla olmayacak.
08:31
(Laughter)
160
511333
1060
(Gülüşmeler)
08:32
Because we know there is a difference, right?
161
512417
2476
Çünkü bir farkın olduğunu biliyoruz, değil mi?
08:34
Not only that, but if we want to define what is a feminist --
162
514917
3892
Bununla kalmayıp feministin ne olduğunu tanımlamak istersek şöyle söyleyebiliriz:
08:38
a person who stands up for reproductive rights,
163
518833
2810
en temel insan haklarını,
08:41
for immigrants' rights, for the environment,
164
521667
2934
göçmenlerin haklarını, çevreyi,
08:44
for LGBT rights and also for labor unions and working people.
165
524625
4976
LGBT haklarını ve aynı zamanda işçi sendikasını ve işçileri savunan kişidir.
08:49
(Applause)
166
529625
5183
(Alkış)
08:54
Which also means that men can also be feminists.
167
534832
4019
Ki bu aynı zamanda erkeklerin de feminist olabileceği anlamına geliyor.
08:58
(Applause)
168
538875
5643
(Alkış)
09:04
So when we think of feminization,
169
544542
2309
Bu yüzden kadının toplumdaki yerini düşündüğümüzde
09:06
we should also think of how can we feminize the policies,
170
546875
3476
aynı zamanda politikaları nasıl feminize edebileceğimizi düşünmeliyiz,
09:10
and not only of our major countries,
171
550375
2351
sadece Amerika Birleşik Devleti gibi
09:12
the wealthy countries like the United States,
172
552750
2101
zengin ve büyük ülkelerde değil,
09:14
but all over the world,
173
554875
1309
aynı zamanda tüm dünyada
09:16
our domestic and foreign policy.
174
556208
2226
iç ve dış politikamız.
09:18
And one of the things that we can do to stop wars and to have peace
175
558458
3810
Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de
09:22
is to make sure that the wealthiest countries in the world
176
562292
2934
dünyadaki en zengin ülkelerinin
gelişmekte olan ülkelere yardım ettiğinden emin olmak.
09:25
also help the developing countries.
177
565250
1934
09:27
Now, we did this in the past.
178
567208
1643
Bunu geçmişte yaptık.
09:28
After World War II,
179
568875
1518
2. Dünya Savaşı sonrasında,
09:30
when Japan and Germany were devastated after the war,
180
570417
3184
Japonya ve Almanya savaştan sonra yıkıldığında
09:33
United States of America gave many tax dollars to those two countries,
181
573625
5393
Amerika Birleşik Devleti ekonomilerini ve şirketlerini tekrar inşa etsinler diye
09:39
so that they can rebuild their economies and rebuild their corporations.
182
579042
4476
bu iki ülkeye para yardımı yaptı.
09:43
And we can do that again.
183
583542
1666
Bunu tekrar yapabiliriz.
09:46
And if we can think about how we can help these other countries.
184
586083
3018
Diğer ülkelere nasıl yardım edebileceğimizi düşünürsek yapabiliriz.
09:49
And I want to give an example
185
589125
1434
ABD'de karşı karşıya kaldığımız sorunlardan birini örnek vermek istiyorum.
09:50
of issues that we are facing in the United States of America,
186
590583
2893
09:53
for instance.
187
593500
1268
Örneğin,
09:54
We know that right now
188
594792
1309
şimdi Amerika Birleşik Devletleri'nin sınırında
09:56
we have a lot of refugees from Central America
189
596125
2643
09:58
that are at the border of the United States.
190
598792
2351
Orta Amerika'dan birçok mülteci olduğunu biliyoruz.
10:01
Why do people leave their homes,
191
601167
2517
İnsanlar neden evlerini, turist olarak gittiğimiz
10:03
their beautiful homes that we go to as tourists?
192
603708
2435
o güzel evlerini terk ediyorlar?
10:06
Because they don't have opportunities there.
193
606167
2184
Çünkü orada olanakları yok.
10:08
And then we think, "Hm, bananas."
194
608375
3184
Sonra da düşünüyoruz, "Hım, muzlar."
10:11
How many jillions of bananas do we consume in the United States every single day?
195
611583
4268
Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyanın her yerinde
10:15
And throughout the world.
196
615875
1768
her gün ne kadar muz tüketiyoruz?
10:17
Now, do the people in Central America
197
617667
2101
O halde, Orta Amerika'daki insanlar
10:19
get the profits from the bananas that we consume?
198
619792
3226
tükettiğimiz muzlardan kâr elde ediyor mu?
10:23
No, they don't.
199
623042
1392
Hayır, etmiyorlar.
10:24
The profits go to corporations from the United States of America.
200
624458
4768
Kazançlar Amerika Birleşik Devletleri'ndeki şirketlere gidiyor.
10:29
And we think that this is wrong.
201
629250
1809
Bunun yanlış olduğunu düşünüyoruz.
10:31
Now, if the people in Central America were to be able to get some of that money
202
631083
5101
O halde, Orta Amerika'daki insanlar
muzlar için ödediğimiz parayı alabilseler
10:36
that we pay for bananas,
203
636208
1643
10:37
then they wouldn't have to leave their homes.
204
637875
2101
o zaman evlerini terk etmek zorunda kalmazdılar.
10:40
They wouldn't have to come as asylum seekers
205
640000
2601
Amerika Birleşik Devletleri sınırına
10:42
to the borders of the United States of America.
206
642625
2244
sığınmacı olarak gelmek zorunda kalmazdılar.
10:44
And then maybe, many children would not have to be separated from their parents.
207
644893
5541
O zaman belki de birçok çocuk ebeveynlerinden ayrılmak zorunda kalmazdı.
10:50
Now, we know that there are countries in the world
208
650458
2726
Dünyada ülkelerindeki her insan için
10:53
that actually have free education and have free health care
209
653208
3851
gerçekten de ücretsiz eğitim ve sağlık hizmeti sağlayan
10:57
for all of the people in their country.
210
657083
2310
ülkelerin olduğunu biliyoruz.
10:59
And that country is Cuba.
211
659417
1934
O ülkelerden biri ise Küba.
11:01
Cuba has health care for every one of their citizens,
212
661375
2684
Küba'nın her bir vatandaşı için
11:04
and they have a free college education for every one of their citizens.
213
664083
4060
sağlık hizmeti ve ücretsiz üniversite eğitimi var.
11:08
They're 11 million citizens.
214
668167
1851
11 milyon vatandaşı var.
11:10
Now, we think, if a poor country like Cuba
215
670042
3142
Küba gibi fakir bir ülkenin
11:13
can have these kind of resources, and we know that they're a poor country,
216
673208
4143
bu tür olanakları olabileceğini düşünürsek
11:17
then why can't some of the other wealthier countries,
217
677375
2559
o halde Amerika Birleşik Devleri gibi
11:19
like the United States of America,
218
679958
1643
bazı diğer zengin ülkeler
11:21
do the same?
219
681625
1268
neden aynısını yapamaz?
11:22
I think that we can make that happen.
220
682917
1809
Bence bunu gerçekleştirebiliriz.
11:24
(Applause)
221
684750
3393
(Alkış)
11:28
But we know it's not going to happen
222
688167
1767
Ancak biz, Amerika Birleşik Devletleri'nin insanları
11:29
until we, the people of the United States of America,
223
689958
3810
ve tüm dünyadaki insanlar hükümetlerine
11:33
and people throughout the world,
224
693792
1559
11:35
start making sure that they get public officials elected to their governments
225
695375
4851
bölge halkına gerçekten önem veren, insanlara önem veren,
kaynakların savaş için değil vatandaşları için kullanıldığından
11:40
that really care about the constituents, they care about people,
226
700250
3893
emin olmaya kendini adamış
11:44
they will commit to make sure that the resources that they have
227
704167
3226
kamu görevlileri seçmeye başlamadıkça
11:47
are going to be used for their citizens, and not to be used for war.
228
707417
4101
bunun gerçekleşmiceğini biliyoruz.
11:51
So, how do we make this happen?
229
711542
2392
O halde, bunu nasıl gerçekleştiririz?
11:53
We have to get rid of the apathy,
230
713958
1685
Duyarsızlıktan kurtulmalıyız,
11:55
we have to get more people involved.
231
715667
1934
daha fazla insanı dahil etmeliyiz.
11:57
We know that if we can't have a democracy in the United States,
232
717625
3893
Amerika Birleşik Devletleri'nde bir demokrasi olmazsa
12:01
we can't have democracies throughout the world,
233
721542
2226
insanlar katılmadıkça tüm dünyada demokrası olmayacağını biliyoruz.
12:03
unless people participate.
234
723792
1559
12:05
So it is imperative that all of us get out there and we say,
235
725375
4518
Bu yüzden hepimizin dışarı çıkması ve şunu söylemesi mecburi:
12:09
"Get rid of the apathy, get off of the sidewalk,
236
729917
3184
"Duyarsızlıktan kurtul, kaldırımdan in,
12:13
come and join the march for peace and justice,
237
733125
2393
gel, barış ve adalet için yürüyüşe katıl,
12:15
let's make Coretta Scott's vision a reality,
238
735542
2851
dünyada barışı sağlamak için
Coretta Scott'un vizyonunu gerçek yapalım.
12:18
to have peace in the world."
239
738417
1601
12:20
We recently had midterm elections in the United States of America.
240
740042
3476
Son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri'nde bir ara seçim yaptık.
12:23
And what did we see?
241
743542
1601
Ve ne gördük?
12:25
We saw that so many more women,
242
745167
2559
Birçok kadının,
12:27
young people, people of color, LGBT folks,
243
747750
3101
genç insanların, beyaz olmayan insanların, LGBT halkının,
12:30
were all elected to public office.
244
750875
1934
hepsinin devlet dairesine seçildiğini gördük.
12:32
And we know this happened -- why?
245
752833
1935
Bunun olduğunu biliyoruz -- neden?
12:34
Because so many women were on the march.
246
754792
2892
Çünkü birçok kadın protesto yürüyüşündeydi.
12:37
We had the Women's March in the United States.
247
757708
2601
Amerika Birleşik Devletleri'nde Kadın Yürüyüşü yaptık.
12:40
They had the Women's Marches all over the world.
248
760333
2351
Dünyanın her yerinde Kadın Yürüyüşleri yapıldı.
12:42
And so we now see that we have this potential.
249
762708
3601
Bu yüzden şimdi bu potansiyele sahip olduğumuzu görüyoruz.
12:46
We have this potential to get rid of the apathy.
250
766333
2310
Duyarsızlıktan kurtulmanın potansiyeline sahibiz.
12:48
And if we get everyone involved, get everyone committed,
251
768667
3684
Eğer herkesi dahil edersek, herkes gönül verirse
12:52
then, I think, we can make Coretta Scott's vision come true.
252
772375
3726
o zaman bence Coretta Scott'un vizyonunu gerçekleştirebiliriz.
12:56
So, I want to just remind everybody,
253
776125
2643
Tüm dünyadaki herkese sadece şunu hatırlatmak istiyorum:
12:58
throughout the world, one of the things is,
254
778792
2809
13:01
we have power,
255
781625
1768
güce sahibiz,
13:03
poor people have power,
256
783417
1642
yoksul insanlar güce sahip,
13:05
every citizen has power.
257
785083
1726
her vatandaş güce sahip.
13:06
But in order to achieve the peace that we all yearn for,
258
786833
5101
Ama hepimizin can attığı barışı sağlamak için
13:11
then we've all got to get involved.
259
791958
1768
hepimizin dahil olması gerekiyor.
13:13
So, what do we say?
260
793750
2018
O halde ne diyoruz?
13:15
Can we do it?
261
795792
1267
Yapabilir miyiz?
13:17
We say, "Yes, we can!"
262
797083
1310
"Evet, yapabiliriz!" diyoruz.
13:18
And in Spanish, we say, "Sí, se puede."
263
798417
2142
İspanyolcada "Sí, se puede." diyoruz.
13:20
Thank you very much.
264
800583
1310
Çok teşekkür ederim.
13:21
(Applause)
265
801917
4708
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7