Tom Shannon: The painter and the pendulum

Tom Shannon: Ressam ve Sarkaç

76,952 views ・ 2010-02-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mercan Denizci Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
John Hockenberry: It's great to be here with you, Tom.
0
15260
2000
John Hockenberry: Burada sizinle birlikte olmak harika Tom.
00:17
And I want to start with a question
1
17260
2000
İzninle , işlerini ilk gördüğümden beri
00:19
that has just been consuming me
2
19260
2000
çok kafamı kurcalayan
00:21
since I first became familiar with your work.
3
21260
3000
bir soru ile başlamak istiyorum.
00:24
In you work there's always this kind of hybrid quality
4
24260
3000
Yaptığın işlerde hep
00:27
of a natural force
5
27260
3000
doğanın gücü ve
00:30
in some sort of interplay with creative force.
6
30260
3000
yaratıcılığın gücünün bir etkileşimine şahit oluyoruz.
00:33
Are they ever in equilibrium
7
33260
2000
Bu işlerine baktığın zaman
00:35
in the way that you see your work?
8
35260
2000
hiç aralarındaki dengenin eşitlendiğini düşünüyor musun?
00:37
Tom Shannon: Yeah, the subject matter that I'm looking for,
9
37260
3000
Tom Shannon: Genellikle konu olarak
00:40
it's usually to solve a question.
10
40260
2000
bir soruyu çözmeyi alıyorum.
00:42
I had the question popped into my head:
11
42260
2000
Aklıma şöyle bir soru gelmişti ,
00:44
What does the cone that connects the sun and the Earth look like
12
44260
4000
eğer dünyayı ve güneşi bağlayabilseydim
00:48
if you could connect the two spheres?
13
48260
3000
bu bağlantıyı sağlayan koni nasıl görünürdü?
00:51
And in proportion, what would the size of the sphere
14
51260
3000
ve orantı olarak kürenin büyüklüğünün ve uzunluğunun
00:54
and the length, and what would the taper be to the Earth?
15
54260
4000
Dünya'ya göre ufalıyor gibi gözükmesi?
00:58
And so I went about and made that sculpture,
16
58260
3000
Buradan yola çıkarak bu
01:01
turning it out of solid bronze.
17
61260
3000
tunçtan heykeli yaptım.
01:04
And I did one that was about 35 feet long.
18
64260
3000
Bir de bunun 11 metre uzunluğunda olanını yapmıştı.
01:07
The sun end was about four inches in diameter,
19
67260
3000
Güneş tarafının çapı 10cm
01:10
and then it tapered over about 35 feet
20
70260
3000
ve dünya tarafına doğru 10 metre sivriliyor
01:13
to about a millimeter at the Earth end.
21
73260
3000
ta ki sonunda ucu 1 mm olana kadar.
01:16
And so for me, it was really exciting
22
76260
2000
Bana göre bu heyecan verici ,
01:18
just to see what it looks like
23
78260
3000
tıpkı bir astronotun
01:21
if you could step outside and into a larger context,
24
81260
3000
uzaydan bakması gibi
01:24
as though you were an astronaut,
25
84260
2000
daha geniş bir düzlemden bakıp
01:26
and see these two things as an object,
26
86260
3000
bu iki şeyi aralarındaki çok sıkı bağdan ötürü
01:29
because they are so intimately bound,
27
89260
3000
tek bir obje olarak görmek.
01:32
and one is meaningless without the other.
28
92260
3000
Biri diğeri olmadan anlamsız.
01:35
JH: Is there a relief
29
95260
2000
JH: Bu güçlerle oynamak
01:37
in playing with these forces?
30
97260
2000
rahatlatıcı mı?
01:39
And I'm wondering how much of a sense of discovery there is
31
99260
3000
ve merak ediyorum bu güçlerle oynarken
01:42
in playing with these forces.
32
102260
3000
nasıl bir keşfetme algısı var?
01:45
TS: Well, like the magnetically levitated objects --
33
105260
2000
Şuradaki gümüş olan gibi ,
01:47
like that silver one there,
34
107260
2000
mesela şuradaki gümüş olan.
01:49
that was the result
35
109260
2000
Bu , yere en az bağlantısı olacak şekilde
01:51
of hundreds of experiments with magnets,
36
111260
2000
mıknatıslarla nasıl havada tutacağımızı bulmak
01:53
trying to find a way to make something float
37
113260
3000
için yaptığımız yüzlerce deneyin
01:56
with the least possible connection to the ground.
38
116260
3000
sonucunda ortaya çıktı.
01:59
So I got it down to just one tether
39
119260
3000
Sonunda bu bağlantıyı
02:02
to be able to support that.
40
122260
2000
tek bir ipe indirerek desteklemeyi sağladık.
02:04
JH: Now is this electromagnetic here, or are these static?
41
124260
3000
JH: Şimdi bu elektromanyetik mi yoksa statik elektrikle mi bu şekilde duruyor?
02:07
TS: Those are permanent magnets, yeah.
42
127260
2000
TS: Evet , onlar kalıcı mıknatıs.
02:09
JH: Because if the power went out, there would just be a big noise.
43
129260
3000
JH: Çünkü gücü bitseydi , çok büyük bir ses çıkardı.
02:12
TS: Yeah.
44
132260
2000
TS: Evet.
02:14
It's really unsatisfactory having plug-in art.
45
134260
3000
Fişe takılı eserler hiç tatmin edici olmuyor.
02:17
JH: I agree.
46
137260
3000
JH: Katılıyorum.
02:20
TS: The magnetic works
47
140260
2000
TS: Manyetik eserler
02:22
are a combination of gravity and magnetism,
48
142260
3000
yer çekimi ve manyetizmanın bir birleşimi ,
02:25
so it's a kind of mixture of these ambient forces
49
145260
3000
dolayısıyla herşeye yön veren
02:28
that influence everything.
50
148260
2000
iki dış kuvvetin bir karışımı.
02:30
The sun has a tremendous field
51
150260
2000
Güneşin gezegenlerin çok ötesine
02:32
that extends way beyond the planets
52
152260
2000
uzanan bir alanı var.
02:34
and the Earth's magnetic field protects us from the sun.
53
154260
3000
ve dünyanın manyetik alanı bizi güneşten koruyor.
02:37
So there's this huge
54
157260
2000
Yani ,
02:39
invisible shape structures
55
159260
3000
manyetizmanın evrene çektiği
02:42
that magnetism takes in the universe.
56
162260
3000
kocaman görünmez şekiller var.
02:45
But with the pendulum,
57
165260
3000
Ama sarkaç ,
02:48
it allows me to manifest
58
168260
3000
mıknatısları havaya kaldıran
02:51
these invisible forces
59
171260
2000
bu görünmez kuvvetleri
02:53
that are holding the magnets up.
60
173260
2000
göstermemi sağlıyor.
02:55
My sculptures
61
175260
2000
Heykellerim genellikle
02:57
are normally very simplified.
62
177260
3000
çok basite indirgenmiştir.
03:00
I try to refine them down
63
180260
2000
Onları çok basit formlara
03:02
to very simple forms.
64
182260
2000
sokmaya çalışıyorum.
03:04
But the paintings become very complex,
65
184260
2000
Fakat bu resimler çok karmaşık ,
03:06
because I think the fields
66
186260
2000
çünkü , resme destek sağlayan alanlar
03:08
that are supporting them,
67
188260
2000
aslında boyaları
03:10
they're billowing, and they're interpenetrating,
68
190260
2000
dalgalandırıp , içi içe geçiriyor
03:12
and they're interference patterns.
69
192260
3000
ve karışık desenler ortaya çıkıyor.
03:15
JH: And they're non-deterministic.
70
195260
2000
JH: Ve çok belirsizler yani başladığında
03:17
I mean, you don't know necessarily where you're headed when you begin,
71
197260
3000
kuvvetleri hesaplayabilsen bile
03:20
even though the forces can be calculated.
72
200260
3000
nereye varacağını bilemiyorsun.
03:23
So the evolution of this --
73
203260
2000
Ama bunu geliştirmen...
03:25
I gather this isn't your first pendulum.
74
205260
2000
Anladığım kadarıyla bu ilk sarkacın değil.
03:27
TS: No. (JH: No.)
75
207260
2000
TS: Hayır (JH: Hayır)
03:29
TS: The first one I did was in the late 70's,
76
209260
3000
TS: İlk sarkacımı 70'lerin sonunda yapmıştım.
03:32
and I just had a simple cone
77
212260
2000
Elimde sadece bir
03:34
with a spigot at the bottom of it.
78
214260
3000
koni ve bir tıpa vardı.
03:37
I threw it into an orbit,
79
217260
2000
Yörüngesel bir şekilde atıyordum
03:39
and it only had one color,
80
219260
2000
ve sadece tek bir renk vardı
03:41
and when it got to the center, the paint kept running out,
81
221260
3000
ve ortaya geldiği zaman bütün boya boşalıyordu
03:44
so I had to run in there,
82
224260
2000
durdurmak için oraya koşmak zorunda kalırdım,
03:46
didn't have any control over the spigot remotely.
83
226260
3000
arya girmeden kontrolü sağlayacak bir aletim yoktu.
03:49
So that told me right away: I need a remote control device.
84
229260
3000
Bir uzaktan kumandaya ihtiyacım vardı.
03:52
But then I started dreaming of having six colors.
85
232260
3000
Daha sonra altı renkli olarak hayal ettim
03:55
I sort of think about it as the DNA --
86
235260
3000
Aslında bunu DNA gibi düşünüyorum...
03:58
these colors, the red, blue, yellow,
87
238260
2000
Ana renkleri , kırmızı , mavi , sarı
04:00
the primary colors and white and black.
88
240260
3000
ve siyah ve beyazı
04:03
And if you put them together in different combinations --
89
243260
2000
farklı oranlarda bir araya getirip
04:05
just like printing in a sense,
90
245260
2000
,bir anlamda
04:07
like how a magazine color is printed --
91
247260
2000
baskı yapmak gibi,
04:09
and put them under certain forces,
92
249260
3000
onları ; döndüren ,
04:12
which is orbiting them
93
252260
2000
ileri , geri iten
04:14
or passing them back and forth
94
254260
2000
geri çeken
04:16
or drawing with them,
95
256260
2000
bu belirli kuvvetlerin altına koyarsanız
04:18
these amazing things started appearing.
96
258260
2000
bu inanılmaz şekiller ortaya çıkıyor.
04:20
JH: It looks like we're loaded for bear here.
97
260260
3000
JH: Görünüşe bakılırsa burada bir tane yapacağız.
04:23
TS: Yeah, well let's put a couple of canvases.
98
263260
2000
TS: Evet , yere birkaç tane tual koyalım.
04:25
I'll ask a couple of my sons
99
265260
2000
Oğullarımdan yerleştirmelerini
04:27
to set up the canvases here.
100
267260
3000
rica edeceğim.
04:31
I want to just say --
101
271260
2000
Sadece şunu --
04:33
so this is Jack, Nick and Louie.
102
273260
2000
Tanıtayım , bu Nick , bu da Louie.
04:35
JH: Thanks guys.
103
275260
2000
JH: Teşekkürler çocuklar.
04:38
TS: So here are the --
104
278260
2000
TS: İşte burada--
04:40
JH: All right, I'll get out of the way here.
105
280260
2000
JH: Tamam , ben yoldan çekileyim.
04:42
TS: I'm just going to throw this into an orbit
106
282260
3000
TS: Şimdi sarkacı yörüngesel bir şekilde fırlatıp
04:45
and see if I can paint everybody's shoes in the front.
107
285260
3000
öndekilerin ayakkabılarını boyamaya çalışacağım.
04:48
(Laughter)
108
288260
2000
(Gülüşmeler)
05:01
JH: Whoa. That is ...
109
301260
2000
JH: Vay canına. Bu...
05:06
ooh, nice.
110
306260
2000
Bu çok güzel.
05:10
TS: So something like this.
111
310260
2000
TS: Bunun gibi birşey.
05:12
I'm doing this as a demo,
112
312260
2000
Bunu bir deneme olarak yapıyorum ,
05:14
and it's more playful,
113
314260
3000
böyle daha eğlenceli.
05:17
but inevitably,
114
317260
2000
Nihayetinde ,
05:19
all of this can be used.
115
319260
3000
bunların hepsi kullanılabilir.
05:22
I can redeem this painting,
116
322260
2000
Bunun üzerine kat kat devam ederek
05:24
just continuing on,
117
324260
2000
tekrardan farklı bir
05:26
doing layers upon layers.
118
326260
2000
resim yapabilirim.
05:28
And I keep it around for a couple of weeks,
119
328260
2000
Bittiğinde , birkaç hafta saklıyorum.
05:30
and I'm contemplating it,
120
330260
2000
Daha sonra tekrar çıkarıp üzerinde tasarılar yapıyorum
05:32
and I'll do another session with it
121
332260
3000
ve bir seans daha yapıp
05:35
and bring it up to another level,
122
335260
3000
resmi bambaşka bir boyuta taşıyorum.
05:38
where all of this
123
338260
2000
Böylece bütün bunlar arka plan olup ,
05:40
becomes the background, the depth of it.
124
340260
3000
resme derinlik katıyor.
05:43
JH: That's fantastic.
125
343260
2000
JH: Bu inanılmaz.
05:48
So the valves at the bottom of those tubes there
126
348260
3000
Tüplerin altındaki subaplar
05:51
are like radio-controlled airplane valves.
127
351260
3000
uçaklardaki tele kumandalı kapaklara benziyor.
05:54
TS: Yes, they're servos with cams
128
354260
3000
TS: Evet ,
05:57
that pinch these rubber tubes.
129
357260
2000
tüpleri sıkan dişlilerle beraber çalışıyor.
05:59
And they can pinch them very tight and stop it,
130
359260
2000
Tüpleri çok sıkarak durdurabilir ,
06:01
or you can have them wide open.
131
361260
2000
veya tamamen açabilirsiniz
06:03
And all of the colors
132
363260
2000
ve bütün bu renkler
06:05
come out one central port
133
365260
2000
alttaki
06:07
at the bottom.
134
367260
2000
bir ana hazneden çıkıyor.
06:09
You can always be changing colors, put aluminum paint,
135
369260
3000
İstediğiniz zaman renkleri değiştirebilirsiniz.
06:12
or I could put anything into this.
136
372260
2000
İsterseniz alüminyum boya koyun , her şey olur.
06:14
It could be tomato sauce,
137
374260
3000
Hatta domates sosu bile.
06:17
or anything could be dispensed --
138
377260
3000
Dağılabilen her şey olabilir ,
06:20
sand, powders or anything like that.
139
380260
3000
kum , pudra , her şey.
06:23
JH: So many forces there.
140
383260
2000
JH: Çok fazla kuvvet etkileşim halinde.
06:25
You've got gravity, you've got the centrifugal force,
141
385260
2000
Yer çekimi , merkezkaç kuvveti ,
06:27
you've got the fluid dynamics.
142
387260
2000
sıvı dinamikleri.
06:33
Each of these beautiful paintings,
143
393260
3000
Bu inanılmaz eserler ,
06:36
are they images in and of themselves,
144
396260
3000
üzerlerindeki desenlerin resmi mi
06:39
or are they records
145
399260
2000
yoksa sarkacın
06:41
of a physical event
146
401260
2000
tuale yaklaşmasının
06:43
called the pendulum approaching the canvas?
147
403260
3000
kayıtları mı?
06:46
TS: Well, this painting here,
148
406260
2000
TS: Şuradaki resimde
06:48
I wanted to do something very simple,
149
408260
2000
basit birşey yapmak istedim ,
06:50
a simple, iconic image
150
410260
2000
iki dalganın kesişmesi gibi
06:52
of two ripples interfering.
151
412260
3000
basit ve simgesel bir resim.
06:55
So the one on the right was done first,
152
415260
2000
İlk sağ taraftakini yaptım ,
06:57
and then the one on the left
153
417260
2000
daha sonra sol taraftakini
06:59
was done over it.
154
419260
2000
onun üzerine yaptım.
07:01
And then I left gaps
155
421260
2000
Özellikle boşluklar bıraktım ki ,
07:03
so you could see the one that was done before.
156
423260
2000
birinin daha önce yapıldığı belli olsun.
07:05
And then when I did the second one,
157
425260
2000
İkincisini yaptığımda ,
07:07
it really disturbed the piece --
158
427260
2000
resmi gerçekten karıştırdı,
07:09
these big blue lines
159
429260
2000
merkezde kesişen
07:11
crashing through the center of it --
160
431260
2000
büyük , mavi çizgiler
07:13
and so it created a kind of tension and an overlap.
161
433260
3000
üst üste gelerek bir tür gerilim yarattı.
07:16
There are lines in front of the one on the right,
162
436260
4000
Sağ taraftakinin önünde ve
07:20
and there are lines behind the one on the left,
163
440260
3000
sol taraftakinin arkasında çizgiler var.
07:23
and so it takes it into different planes.
164
443260
3000
Bu şekilde farklı bir düzleme taşınıyor.
07:27
What it's also about,
165
447260
2000
Aynı zamanda
07:29
just the little events,
166
449260
3000
küçük olayların ,
07:32
the events of the interpenetration of --
167
452260
3000
iç içe geçme olayı ...
07:35
JH: Two stars, or --
168
455260
2000
JH: Yıldızların veya...
07:37
TS: Two things that happened --
169
457260
2000
TS: Yaşanmış iki şeyin ,
07:39
there's an interference pattern, and then a third thing happens.
170
459260
3000
bir karışma dokusu var.
07:42
There are shapes that come about
171
462260
2000
Bir de yaşanmakta olan iki olayın
07:44
just by the marriage
172
464260
2000
birbirine karışmasıyla
07:46
of two events that are happening,
173
466260
2000
oluşan şekiller var.
07:48
and I'm very interested in that.
174
468260
3000
Hareli desenlerin oluşması gibi ,
07:51
Like the occurrence of moire patterns.
175
471260
3000
bu da ilgimi çeken başka bir şey.
07:54
Like this green one,
176
474260
2000
Mesela şu yeşil olan ,
07:56
this is a painting I did about 10 years ago,
177
476260
3000
bunu yaklaşık 10 sene önce yaptım.
07:59
but it has some --
178
479260
2000
Bunda...
08:01
see, in the upper third --
179
481260
2000
bakın , baştan üçüncü...
08:03
there are these moires and interference patterns
180
483260
3000
harelerin birbirine girmesi
08:06
that are radio kind of imagery.
181
486260
2000
radyo dalgalarına benziyor.
08:08
And that's something that in painting
182
488260
2000
Daha önce bunun resimlerde
08:10
I've never seen done.
183
490260
2000
yapıldığını hiç görmedim.
08:12
I've never seen a representation
184
492260
2000
Radyo dalgalarının çakışması
08:14
of a kind of radio interference patterns,
185
494260
3000
gibi çok yaygın olan ve
08:17
which are so ubiquitous
186
497260
3000
hayatımızın çok önemli bir parçasını oluşturan bir şeyin
08:20
and such an important part of our lives.
187
500260
3000
gösterimini.
08:23
JH: Is that a literal part of the image,
188
503260
2000
JH: Bu çakışmalar resimde gerçekten var mı
08:25
or is my eye making that interference pattern --
189
505260
3000
yoksa gözümüzün yaptığı bir yanılsama mı?
08:28
is my eye completing that interference pattern?
190
508260
2000
Yani kafamızda mı o çakışmaları yaratıyoruz?
08:30
TS: It is the paint actually,
191
510260
2000
TS: Aslında boyalar
08:32
makes it real.
192
512260
2000
bunu gerçek yapıyor.
08:34
It's really manifested there.
193
514260
2000
Gerçekten orada belirtiliyor.
08:36
If I throw a very concentric circle,
194
516260
3000
Eş merkezli bir daire veya
08:39
or concentric ellipse,
195
519260
2000
elips yaptığımızda
08:41
it just dutifully makes
196
521260
2000
zaten kendiliğinden
08:43
these evenly spaced lines,
197
523260
2000
eşit uzaklıkta ,birbirine yaklaşan
08:45
which get closer and closer together,
198
525260
3000
ve yer çekiminin nasıl oluştuğunu anlatan
08:48
which describes how gravity works.
199
528260
2000
çizgiler oluşuyor.
08:50
There's something very appealing
200
530260
2000
Bilimin kesinliğinde
08:52
about the exactitude of science
201
532260
2000
bana çok hitap eden
08:54
that I really enjoy.
202
534260
2000
ve hoşuma giden bir şey var.
08:56
And I love the shapes that I see
203
536260
3000
Bilimsel tetkik ve teçhizatlarda
08:59
in scientific observations
204
539260
3000
rastladığım şekilleri görmek
09:02
and apparatus,
205
542260
2000
hoşuma gidiyor.
09:04
especially astronomical forms
206
544260
3000
Özellikle astronomik şekiller ve
09:07
and the idea of the vastness of it,
207
547260
2000
onların arkasındaki
09:09
the scale,
208
549260
2000
enginlik
09:11
is very interesting to me.
209
551260
2000
çok ilginç.
09:13
My focus in recent years
210
553260
3000
Son yıllarda Biyoloji'ye
09:16
has kind of shifted more toward biology.
211
556260
3000
daha bir merak sardım.
09:19
Some of these paintings, when you look at them very close,
212
559260
3000
Şu resimlere daha yakından bakarsanız,
09:22
odd things appear
213
562260
2000
atlara , kuşlara
09:24
that really look like horses or birds
214
564260
3000
timsahlara ve hatta fillere
09:27
or crocodiles, elephants.
215
567260
3000
benzeyen imgelere rastlarsınız.
09:30
There are lots of things that appear.
216
570260
2000
Bir çok şey görebilirsiniz.
09:32
When you look into it, it's sort of like looking at cloud patterns,
217
572260
3000
İlk baktığınızda bulutumsu örüntülere benziyor
09:35
but sometimes they're very modeled and highly rendered.
218
575260
3000
fakat bazıları çok iyi dokunup , gölgelenmiş.
09:38
And then there are all these forms
219
578260
2000
Birde ne olduğunu bilmediğimiz
09:40
that we don't know what they are,
220
580260
2000
aynı çözünürlükte
09:42
but they're equally well-resolved
221
582260
2000
ve karmaşıklıkta
09:44
and complex.
222
584260
2000
şekiller var.
09:46
So I think, conceivably, those could be predictive.
223
586260
3000
Bence , onlar öngörülebilir nitelikte.
09:49
Because since it has the ability
224
589260
2000
Eğer biyolojiden tanıdığımız
09:51
to make forms
225
591260
2000
şekilleri oluşturabilme kabiliyeti varsa,
09:53
that look like forms that we're familiar with
226
593260
2000
hiç bilmediğimiz
09:55
in biology,
227
595260
2000
şekilleri de
09:57
it's also making other forms that we're not familiar with.
228
597260
3000
oluşturabilir.
10:00
And maybe it's the kind of forms
229
600260
2000
Veya belkide bu imgeler
10:02
we'll discover underneath the surface of Mars,
230
602260
2000
daha keşfedilmemiş , Mars'ın yüzeyinin altındaki bir gölde
10:04
where there are probably lakes
231
604260
2000
yüzen balıklara aittir.
10:06
with fish swimming under the surface.
232
606260
2000
Kimbilir.
10:08
JH: Oh, let's hope so. Oh, my God, let's.
233
608260
2000
JH: Öyle umalım.
10:10
Oh, please, yes. Oh, I'm so there.
234
610260
3000
Evet , lütfen , evet evet--
10:13
You know, it seems
235
613260
3000
Hayatının bu evresinde
10:16
at this stage in your life,
236
616260
2000
kendin bizzat
10:18
you also very personally
237
618260
2000
bir şeyle yüzleşiyorsun
10:20
are in this state of confrontation
238
620260
3000
bir nevi
10:23
with a sort of dissonant --
239
623260
3000
uyumsuzluğa karşı--
10:26
I suppose it's an electromagnetic force
240
626260
2000
Aslında elektromanyetik kuvvet diyebiliriz ,
10:28
that somehow governs your Parkinson's
241
628260
2000
Parkinson nöbetlerini
10:30
and this creative force
242
630260
2000
ve bu yaratıcı kuvveti
10:32
that is both the artist
243
632260
3000
yani sanatçı olarak seni
10:35
who is in the here and now
244
635260
2000
ve hayatını yönlendiren bu şeyi
10:37
and this sort of arc of your whole life.
245
637260
2000
yöneten.
10:39
Is that relevant to your work?
246
639260
3000
Bu işinle alakalı mı?
10:42
TS: As it turns out,
247
642260
2000
Aslında bu alet çok işe yarıyor ,
10:44
this device kind of comes in handy,
248
644260
2000
çünkü kullanmak için
10:46
because I don't have to have
249
646260
2000
mekaniğe yetenekli olmak gerekmiyor ,
10:48
the fine motor skills to do,
250
648260
2000
levhaları yönetmek
10:50
that I can operate slides,
251
650260
2000
daha çok
10:52
which is more of a mental process.
252
652260
2000
zihinsel bir süreç.
10:54
I'm looking at it and making decisions:
253
654260
3000
Bakıyorum , ve karar veriyorum.
10:57
It needs more red, it needs more blue,
254
657260
2000
Daha kırmızı olmalı , biraz daha maviye ihtiyacı var
10:59
it needs a different shape.
255
659260
2000
veya da farklı bir şekilde olmalı.
11:01
And so I make these creative decisions
256
661260
3000
Yaratıcı kararlar alıp
11:04
and can execute them
257
664260
3000
onları çok çok daha rahat bir şekilde
11:07
in a much, much simpler way.
258
667260
2000
uygulamamı sağlıyor (kumanda).
11:09
I mean, I've got the symptoms.
259
669260
3000
Bende Parkinson belirtileri var.
11:12
I guess Parkinson's kind of creeps up over the years,
260
672260
3000
Bildiğim kadarıyla Parkinson yıllar içinde yavaş yavaş oluşan bir hastalık ,
11:15
but at a certain point you start seeing the symptoms.
261
675260
3000
yani belirli bir noktadan sonra belirtileri görülüyor.
11:18
In my case,
262
678260
2000
Benim sol elim
11:20
my left hand has a significant tremor
263
680260
3000
ve bacağımda
11:23
and my left leg also.
264
683260
3000
şiddetli bir titreme var.
11:26
I'm left-handed, and so I draw.
265
686260
3000
Üstelik solağım ve resim çiziyorum.
11:29
All my creations
266
689260
2000
Bütün eserlerim
11:31
really start on small drawings,
267
691260
3000
küçük çizimlerle oluşmaya başlıyor ,
11:34
which I have thousands of,
268
694260
2000
ki bu çizimlerden binlerce var.
11:36
and it's my way of just thinking.
269
696260
2000
Bu benim düşünce şeklim.
11:38
I draw with a simple pencil,
270
698260
3000
Hepsini kurşun kalemle çizerim.
11:41
and at first, the Parkinson's
271
701260
2000
İlk zamanlarda Parkinson çok üzücüydü
11:43
was really upsetting,
272
703260
2000
çünkü kalemi bile
11:45
because I couldn't get the pencil to stand still.
273
705260
3000
sabit tutamıyordum.
11:49
JH: So you're not a gatekeeper for these forces.
274
709260
3000
JH: Yani bu kuvvetlerin koruyucusu değilsin
11:52
You don't think of yourself as the master of these forces.
275
712260
3000
Anladığım kadarıyla kendini bu kuvvetlerin ustası olarak görmüyorsun.
11:55
You think of yourself as the servant.
276
715260
3000
Daha çok onların hizmetkarı olarak görüyorsun.
11:58
TS: Nature is -- well, it's a godsend.
277
718260
3000
TS: Doğa -- bir nimet.
12:01
It just has so much in it.
278
721260
3000
İçinde bir sürü şeyi barındırıyor.
12:04
And I think nature
279
724260
2000
Bence doğada kendini
12:06
wants to express itself
280
726260
2000
biz evrenin insanları olarak
12:08
in the sense that we are nature,
281
728260
2000
ifade etmek .
12:10
humans are of the universe.
282
730260
3000
istiyor.
12:13
The universe is in our mind,
283
733260
2000
Evren bizim aklımızda ,
12:15
and our minds are in the universe.
284
735260
2000
ve aklımızda evrende.
12:17
And we are expressions
285
737260
2000
Kısaca biz insanlar
12:19
of the universe, basically.
286
739260
2000
evrenin ifadeleriyiz.
12:21
As humans,
287
741260
2000
Evrenin nihai bir parçası olan
12:23
ultimately being part of the universe,
288
743260
3000
biz insanlar ,
12:26
we're kind of the spokespeople
289
746260
2000
bir nevi evrenin
12:28
or the observer part
290
748260
2000
seçimlerinin
12:30
of the constituency
291
750260
3000
gözlemcisi
12:33
of the universe.
292
753260
2000
ve sözcüsüyüz.
12:35
And to interface with it,
293
755260
2000
Bunun bir aletle arasında olmak ,
12:37
with a device that lets these forces
294
757260
3000
bir kumandayla
12:40
that are everywhere
295
760260
2000
heryerde bulunan bu kuvvetleri
12:42
act and show what they can do,
296
762260
2000
hareket ettirip ne yapabileceklerini göstermek ,
12:44
giving them pigment and paint just like an artist,
297
764260
3000
renk verip , onları bir sanatçı gibi resmetmek
12:47
it's a good ally.
298
767260
3000
iyi bir destek sağlıyor.
12:50
It's a terrific studio assistant.
299
770260
2000
Çok iyi bir stüdyo asistanı yani.
12:52
JH: Well, I love the idea
300
772260
2000
JH: Geleneksel bir yöntemle ,
12:54
that somewhere within this idea
301
774260
2000
ellerinle ,
12:56
of fine motion and control
302
776260
3000
yarattığın bu hareket ve kontrolün
12:59
with the traditional skills
303
779260
2000
doğal kuvvetleri ortaya çıkarması
13:01
that you have with your hand,
304
781260
2000
fikrine bayıldım.
13:03
some sort of more elemental force gets revealed,
305
783260
2000
İşte , işin güzel
13:05
and that's the beauty here.
306
785260
2000
kısmı da bu.
13:07
Tom, thank you so much. It's been really, really great.
307
787260
3000
Tom , çok teşekkür ederim. Gerçekten çok güzeldi.
13:10
TS: Thank you, John.
308
790260
2000
TS: Ben teşekkür ederim John.
13:12
(Applause)
309
792260
3000
(Alkış)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7