Architecture that's built to heal | Michael Murphy

296,325 views ・ 2016-10-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Meltem Sendag Gözden geçirme: Yunus ASIK
00:13
Every weekend for as long as I can remember,
0
13995
2901
Hatırlayabildiğim her hafta sonu
00:17
my father would get up on a Saturday,
1
17746
2207
babam Cumartesi sabahları uyanır,
00:20
put on a worn sweatshirt
2
20597
1846
eski bir kazak giyer,
00:23
and he'd scrape away
3
23163
1155
gıcırtılı evimizin
00:24
at the squeaky old wheel of a house that we lived in.
4
24342
2823
boyasını kazıyıp dururdu.
00:27
I wouldn't even call it restoration;
5
27681
1788
Buna restorasyon bile demeyeceğim;
00:29
it was a ritual, catharsis.
6
29493
1935
bu bir ritüel, bir arınma hâliydi.
00:31
He would spend all year scraping paint with this old heat gun
7
31906
3360
Bütün seneyi, eski bir kurutma tabancası
00:35
and a spackle knife,
8
35290
1244
ve alçı bıçağı ile boyayı
00:36
and then he would repaint where he scraped,
9
36558
2077
kazıyarak geçirir, kazıdığı yerleri
00:38
only to begin again the following year.
10
38659
2369
tekrar boyar, bu böyle devam ederdi.
00:41
Scraping and re-scraping, painting and repainting:
11
41052
3066
Kazıma ve boyama, tekrar tekrar:
00:44
the work of an old house is never meant to be done.
12
44688
2944
İş hiç bitmemek üzere tasarlanmıştı.
00:49
The day my father turned 52, I got a phone call.
13
49589
3332
Babamın 52 yaşına girdiği gün,
00:52
My mother was on the line
14
52945
1422
annemden bir telefon geldi.
00:54
to tell me that doctors had found a lump in his stomach --
15
54391
3738
Babamın midesinde küçük bir kitle vardı --
00:58
terminal cancer, she told me,
16
58153
2019
ölümcül bir kanser dedi
01:00
and he had been given only three weeks to live.
17
60196
2594
ve yaşaması için üç haftası vardı.
01:04
I immediately moved home to Poughkeepsie, New York,
18
64269
3521
Acilen Poughkeepsie, New York'a döndüm,
01:07
to sit with my father on death watch,
19
67814
2408
günlerin ne getireceğini bilmeden,
01:10
not knowing what the next days would bring us.
20
70246
2392
babam ölürken onunla olabilmek için.
01:13
To keep myself distracted,
21
73529
1367
Kendimi meşgul etmek
01:14
I rolled up my sleeves,
22
74920
1754
ve onun artık bitiremeyeceği işleri
01:16
and I went about finishing what he could now no longer complete --
23
76698
3905
bitirmek için kolları sıvadım:
01:20
the restoration of our old home.
24
80627
2392
Eski evimizin restorasyonu.
01:23
When that looming three-week deadline came
25
83666
3041
Üç haftalık sürenin sonu geldiğinde
01:26
and then went,
26
86731
1158
ve geçtiğinde,
01:27
he was still alive.
27
87913
1631
hâlâ yaşıyordu.
01:29
And at three months,
28
89904
1482
Üç ay sonra
01:31
he joined me.
29
91410
1166
bana katıldı.
01:32
We gutted and repainted the interior.
30
92901
2675
Evin iç kısmını temizledik ve tamir ettik.
01:35
At six months, the old windows were refinished,
31
95600
3294
6 ay sonra eski pencereler tamamlanmıştı,
01:38
and at 18 months,
32
98918
1295
18 ay sonra,
01:40
the rotted porch was finally replaced.
33
100237
2649
çürümüş veranda yenilenmişti.
01:43
And there was my father,
34
103575
1828
İşte babam oradaydı,
01:45
standing with me outside, admiring a day's work,
35
105427
3253
yaptığımız işe hayran bir şekilde
01:48
hair on his head, fully in remission,
36
108704
2553
yanımda hafiflemiş dururken,
01:51
when he turned to me and he said,
37
111727
2234
bana baktı ve dedi ki,
01:53
"You know, Michael,
38
113985
1157
"Biliyor musun Michael,
01:55
this house saved my life."
39
115166
1949
bu ev benim hayatımı kurtardı."
01:58
So the following year, I decided to go to architecture school.
40
118967
4393
Sonraki sene mimarlık okumaya karar verdim.
02:04
(Laughter)
41
124167
1150
(Kahkahalar)
02:05
But there, I learned something different about buildings.
42
125929
3120
Orada binalarla ilgili farklı bir şey öğrendim.
02:09
Recognition seemed to come
43
129073
1631
Özgün ve heykelsi formları
02:10
to those who prioritized novel and sculptural forms,
44
130728
3551
önemseyenler bilinir oluyordu,
02:14
like ribbons, or ...
45
134303
2472
kurdeleler gibi veya...
02:17
pickles?
46
137514
1159
turşu?
02:18
(Laughter)
47
138697
2309
(Kahkahalar)
02:22
And I think this is supposed to be a snail.
48
142866
2491
Bence bu salyangoz gibi.
02:26
Something about this bothered me.
49
146530
1734
Bu canımı sıktı.
02:28
Why was it that the best architects, the greatest architecture --
50
148971
3943
Neden en iyi mimarlar, en iyi mimari --
02:32
all beautiful and visionary and innovative --
51
152938
2602
güzel ve vizyoner ve yenilikçi olan --
02:36
is also so rare,
52
156078
2171
bu kadar az,
02:38
and seems to serve so very few?
53
158273
2447
ve bu kadar az işe yarıyor?
02:41
And more to the point:
54
161715
1497
Daha açık olmak gerekirse:
02:43
With all of this creative talent, what more could we do?
55
163236
3455
Bu kadar yaratıcı yetenekle, daha fazla neler yapabiliriz?
02:48
Just as I was about to start my final exams,
56
168556
2309
Final sınavlarım başlamak üzereydi,
02:50
I decided to take a break from an all-nighter
57
170889
2700
Bir ara verdim
02:54
and go to a lecture by Dr. Paul Farmer,
58
174018
2912
ve Dr. Paul Farmer'ın bir dersine katıldım.
02:57
a leading health activist for the global poor.
59
177514
2996
Kendisi küresel yoksullar için önde gelen bir sağlık aktivisti.
03:00
I was surprised to hear a doctor talking about architecture.
60
180534
3782
Bir doktorun mimari hakkında konuşması ilginç gelmişti.
03:04
Buildings are making people sicker, he said,
61
184340
2482
Binalar insanları hasta ediyor, dedi.
03:06
and for the poorest in the world,
62
186846
1793
Dünyadaki yoksullar için bu
03:08
this is causing epidemic-level problems.
63
188663
2896
bulaşıcı hastalıklara yol açıyor.
03:11
In this hospital in South Africa,
64
191918
1635
Güney Afrika'daki bu hastaneye,
03:13
patients that came in with, say, a broken leg,
65
193577
2184
mesela kırık bir bacakla gelen,
03:15
to wait in this unventilated hallway,
66
195785
2596
bu havasız koridorda bekliyor,
03:18
walked out with a multidrug-resistant strand of tuberculosis.
67
198405
4527
birçok ilaca dirençli bir tüberküloz ile çıkıyor.
03:23
Simple designs for infection control had not been thought about,
68
203294
3624
Enfeksiyonu önleyecek basit tasarımlar
03:26
and people had died because of it.
69
206942
2518
düşünülmediğinden insanlar öldü.
03:30
"Where are the architects?" Paul said.
70
210014
3150
"Mimarlar nerede?" dedi Paul.
03:33
If hospitals are making people sicker,
71
213692
2001
Eğer hastaneler insanları hasta ediyorsa,
03:35
where are the architects and designers
72
215717
1904
hastaları iyileştirmemiz için uygun
03:37
to help us build and design hospitals that allow us to heal?
73
217645
4610
hastaneler tasarlayacak mimarlar nerede?
03:44
That following summer,
74
224486
1640
Sonraki yaz,
03:46
I was in the back of a Land Rover with a few classmates,
75
226150
2802
birkaç sınıf arkadaşımla bir Land Rover'ın arkasında,
03:48
bumping over the mountainous hillside of Rwanda.
76
228976
3481
Ruanda'nın engebeli dağlarını aşıyorduk.
03:52
For the next year, I'd be living in Butaro in this old guesthouse,
77
232964
3969
Bir sonraki sene, Butaro'da, soykırımdan sonra hapishane olarak
03:56
which was a jail after the genocide.
78
236957
3197
kullanılmış bu pansiyonda yaşıyor olacaktım.
04:00
I was there to design and build a new type of hospital
79
240967
3921
Dr. Farmer ve ekibi ile yeni bir hastane modeli tasarlamak
04:04
with Dr. Farmer and his team.
80
244912
2194
ve inşa etmek üzere oradaydım.
04:07
If hallways are making patients sicker,
81
247965
2134
Koridorlar insanları daha fazla hasta ediyorsa,
04:10
what if we could design a hospital that flips the hallways on the outside,
82
250123
3754
insanların açık havadaki koridorlarda
04:13
and makes people walk in the exterior?
83
253901
2318
yürüdükleri bir hastane tasarlayabilir miydik?
04:16
If mechanical systems rarely work,
84
256243
2369
Madem mekanik sistemler çalışmıyor,
04:18
what if we could design a hospital that could breathe
85
258636
2583
o hâlde, doğal havalandırma ile
04:21
through natural ventilation,
86
261243
1876
nefes alan hastaneler tasarlayabilir,
04:23
and meanwhile reduce its environmental footprint?
87
263143
3142
ekolojik ayak izini azaltabilir miydik?
04:26
And what about the patients' experience?
88
266309
2556
Peki ya hastaların yaşadıkları?
04:28
Evidence shows that a simple view of nature
89
268889
2316
Bulgular gösteriyor ki, doğadan küçük bir manzara bile
04:31
can radically improve health outcomes,
90
271229
2159
sağlığı kökünden iyileştirebiliyor.
04:33
So why couldn't we design a hospital
91
273752
2062
O hâlde neden her hastanın bir penceresi
04:35
where every patient had a window with a view?
92
275838
2713
ve manzarası olduğu hastane tasarlamayalım?
04:38
Simple, site-specific designs can make a hospital that heals.
93
278575
5412
Basit, alana özel tasarımlar iyileştiren bir hastane yaratabilir.
04:44
Designing it is one thing;
94
284764
1783
Tasarım bir şey
04:46
getting it built, we learned, is quite another.
95
286571
2226
ve öğrendik ki, hayata geçirmek başka bir şey.
04:49
We worked with Bruce Nizeye,
96
289619
2684
Bruce Nizeye ile çalıştık,
04:52
a brilliant engineer,
97
292327
1513
mükemmel bir mühendis.
04:53
and he thought about construction differently
98
293864
2124
İnşaat ile ilgili, bana okulda
04:56
than I had been taught in school.
99
296012
1856
öğretilenden farklı düşünüyor.
04:58
When we had to excavate this enormous hilltop
100
298458
2324
Bu muazzam tepede çukur açmamız gerekiyordu,
05:00
and a bulldozer was expensive and hard to get to site,
101
300806
2935
buldozer pahalıydı ve getirmesi zordu,
05:03
Bruce suggested doing it by hand,
102
303765
2520
Bruce Ruanda'nın "Ubudehe" metodunu kullanarak
05:06
using a method in Rwanda called "Ubudehe,"
103
306309
3674
ellerimizle yapmamızı önerdi,
05:10
which means "community works for the community."
104
310007
2549
"topluluk, topluluk için çalışıyor" anlamına geliyor.
05:13
Hundreds of people came with shovels and hoes,
105
313082
3324
Yüzlerce insan küreklerle ve çapalarla geldiler
05:17
and we excavated that hill
106
317008
1787
ve o tepeyi kazdık,
05:18
in half the time and half the cost of that bulldozer.
107
318819
3609
yarı zamanda ve buldozer masrafının yarı fiyatına.
05:23
Instead of importing furniture, Bruce started a guild,
108
323328
2940
Mobilyayı dışarıdan getirtmektense,
05:26
and he brought in master carpenters to train others
109
326292
2407
Bruce bir birlik kurdu ve usta marangozlarlarla
05:28
in how to make furniture by hand.
110
328723
1754
diğerlerine mobilya işi öğretmeleri için anlaştı.
05:30
And on this job site,
111
330501
1570
Bu kariyer sitesinde,
05:32
15 years after the Rwandan genocide,
112
332095
3489
Ruanda soykırımından 15 sene sonra,
05:36
Bruce insisted that we bring on labor from all backgrounds,
113
336326
3605
her tür deneyime sahip kişileri bulmak için ilan verdi
05:39
and that half of them be women.
114
339955
1912
ve yarısı kadın olmalıydı.
05:42
Bruce was using the process of building to heal,
115
342302
2645
Bruce, iyileştirmek için inşa etme yöntemini kullanıyordu.
05:44
not just for those who were sick,
116
344971
1985
Sadece hasta olanlar için değil,
05:46
but for the entire community as a whole.
117
346980
2698
bir bütün olarak, tüm topluluk için.
05:51
We call this the locally fabricated way of building, or "lo-fab,"
118
351086
4855
Buna yerel yöntemlerin uygulandığı
05:55
and it has four pillars:
119
355965
2356
yapım tarzı, "lo-fab"diyoruz ve dört ana kısmı var:
05:58
hire locally,
120
358984
1174
Yerelleri işe al,
06:00
source regionally,
121
360182
1435
bölgesel kaynakları tedarik et,
06:02
train where you can
122
362111
1420
mümkün olan yerde eğit
06:03
and most importantly,
123
363555
1564
ve en önemlisi, her tasarım
06:05
think about every design decision as an opportunity
124
365143
3562
kararını saygınlığa hizmet
06:08
to invest in the dignity of the places where you serve.
125
368729
3916
eden bir fırsat gibi düşün.
06:13
Think of it like the local food movement,
126
373219
2830
Bunu yerel gıda hareketi gibi düşünebilirsiniz,
06:16
but for architecture.
127
376073
1355
ancak mimari için.
06:17
And we're convinced that this way of building
128
377741
2203
Bu tarz yapım sürecinin dünyanın
06:19
can be replicated across the world,
129
379968
1938
birçok yerinde tekrarlanabileceğine
06:21
and change the way we talk about and evaluate architecture.
130
381930
4547
ve mimariye dair bakışı değiştirebileceğine inanıyoruz.
06:27
Using the lo-fab way of building,
131
387405
1802
Bu süreç ile
06:29
even aesthetic decisions can be designed to impact people's lives.
132
389231
3796
estetik bile insanların hayatını etkilemek için bir araç olabilir.
06:33
In Butaro, we chose to use a local volcanic stone
133
393762
2702
Butaro'da yerel volkanik taş kullandık,
06:36
found in abundance within the area,
134
396488
2028
bölgede çok vardı.
06:38
but often considered a nuisance by farmers,
135
398540
2037
Ancak çiftçiler bunları bela olarak görüyorlardı
06:40
and piled on the side of the road.
136
400601
1729
ve yolun kenarına yığmışlardı.
06:42
We worked with these masons to cut these stones
137
402671
2484
Bu taş ustalarıyla taşları kesip
06:45
and form them into the walls of the hospital.
138
405179
3191
hastane duvarı yaptık.
06:48
And when they began on this corner
139
408394
2197
Bu köşeden başladılar,
06:50
and wrapped around the entire hospital,
140
410615
3088
tüm hastanenin etrafını çevirdiler.
06:54
they were so good at putting these stones together,
141
414283
2522
Taşları bir araya getirmekte çok iyiydiler.
06:56
they asked us if they could take down the original wall and rebuild it.
142
416829
3612
Bize orijinal duvarı yıkıp yeniden yapmak istediklerini söylediler.
07:00
And you see what is possible.
143
420465
2288
Nelerin mümkün olabildiğini görüyorsunuz.
07:03
It's beautiful.
144
423467
1233
Çok güzel.
07:05
And the beauty, to me,
145
425794
1879
Bence güzellik şuradan geliyor,
07:07
comes from the fact that I know that hands cut these stones,
146
427697
3218
bu taşların elle kesildiğini
07:11
and they formed them into this thick wall,
147
431435
2985
ve bu kalın duvar olduğunu biliyorum.
07:14
made only in this place with rocks from this soil.
148
434444
3990
Sadece burada, bu toprağın taşları ile yapıldı.
07:20
When you go outside today and you look at your built world,
149
440107
4101
Bugün dışarı çıktığınızda, dünyanın inşasına baktığınızda,
07:24
ask not only:
150
444973
1181
sadece,
07:26
"What is the environmental footprint?" -- an important question --
151
446178
3226
"Çevresel ayak izi nedir?" diye sormanın dışında,
07:29
but what if we also asked,
152
449428
1274
"Bunu yapan insanların
07:30
"What is the human handprint of those who made it?"
153
450726
3656
el izi nedir?" diye sorsak nasıl olurdu?
07:35
We started a new practice based around these questions,
154
455427
3644
Bu sorulara dayanan yeni
07:39
and we tested it around the world.
155
459095
2549
bir uygulama başlattık ve dünyada test ettik.
07:42
Like in Haiti,
156
462467
1151
Haiti'de olduğu gibi,
07:43
where we asked if a new hospital could help end the epidemic of cholera.
157
463642
4599
yeni bir hastane kolera salgınına çare olabilir miydi?
07:48
In this 100-bed hospital,
158
468755
1639
Bu 100 yataklı hastane için
07:50
we designed a simple strategy
159
470418
1675
bir strateji tasarladık:
07:52
to clean contaminated medical waste before it enters the water table,
160
472117
4460
Kirli tıbbi atıkları yeraltı sularına karışmadan temizleyecektik.
07:56
and our partners at Les Centres GHESKIO
161
476601
2008
Gheskio Merkezi'ndeki
07:58
are already saving lives because of it.
162
478633
2530
partnerlerimiz bu sayede çoktan hayat kurtarıyorlar bile.
08:01
Or Malawi:
163
481187
1195
Veya Malavi'de:
08:02
we asked if a birthing center could radically reduce
164
482406
3229
Bir doğum merkezinde, anne ve bebek ölüm oranını
08:05
maternal and infant mortality.
165
485659
1900
büyük ölçüde azaltabilir miydik?
08:07
Malawi has one of the highest rates of maternal and infant death
166
487892
3253
Malavi, dünyadaki en yüksek anne ve bebek ölümü
08:11
in the world.
167
491169
1217
oranına sahip.
08:12
Using a simple strategy to be replicated nationally,
168
492410
3323
Ulusal ölçüde tekrarlanacak olan basit bir strateji kullandık.
08:15
we designed a birthing center
169
495757
2220
Kadınların ve
08:18
that would attract women and their attendants
170
498001
2308
refakatçilerinin erken gelmelerini ve daha güvenli doğum
08:20
to come to the hospital earlier and therefore have safer births.
171
500333
3833
sağlayacak bir doğum merkezi tasarladık.
08:24
Or in the Congo, where we asked
172
504569
1674
Veya Kongo'da şunu sorduk:
08:26
if an educational center could also be used
173
506267
2248
Bir eğitim merkezi, tehlikede olan doğal hayatı
08:28
to protect endangered wildlife.
174
508539
2182
korumak için kullanılabilir mi?
08:30
Poaching for ivory and bushmeat
175
510745
1585
Kaçak fildişi ve vahşi hayvan eti avcılığı
08:32
is leading to global epidemic, disease transfer and war.
176
512354
3547
bulaşıcı hastalık ve savaşlara yol açıyor.
08:35
In one of the hardest-to-reach places in the world,
177
515925
3222
Dünyada erişilmesi en zor yerlerden birinde,
08:39
we used the mud and the dirt and the wood around us
178
519171
2926
bir merkez inşa etmek için etrafımızdaki çamur,
08:42
to construct a center
179
522121
1664
çer çöp ve odunları kullandık.
08:43
that would show us ways to protect and conserve our rich biodiversity.
180
523809
4748
Bu bize zengin biyo-çeşitliliğimizi korumamızda çeşitli yollar gösterdi.
08:49
Even here in the US,
181
529526
1605
Burada, Amerika'da,
08:51
we were asked to rethink
182
531155
1263
işitme engelliler
08:52
the largest university for the deaf and hard of hearing in the world.
183
532442
4062
ve işitme zorluğu yaşayanlar için dünyanın en büyük üniversitesini yeniden
tasarlamamız istendi.
08:56
The deaf community, through sign language,
184
536844
2256
İşaret dili, görsel iletişimin önemini gösteriyor.
08:59
shows us the power of visual communication.
185
539124
2410
09:01
We designed a campus that would awaken the ways
186
541558
2252
Yolların, tüm insanlığın iletişim kurduğu şekilde,
09:03
in which we as humans all communicate,
187
543834
2049
sözel ve sözel olmayan yollarla
09:05
both verbally and nonverbally.
188
545907
1919
gösterildiği bir kampüs tasarladık.
09:09
And even in Poughkeepsie, my hometown,
189
549729
2534
Poughkeepsie'de, benim şehrimde bile,
09:12
we thought about old industrial infrastructure.
190
552986
2840
eski endüstriyel altyapıyı yeniden düşündük.
09:16
We wondered:
191
556196
1277
Kültür ve sanatı kullanarak bu şehri
09:17
Could we use arts and culture and design to revitalize this city
192
557497
4563
ve ülkedeki diğer sanayi şehirlerini yeniden canlandırabilir miydik?
09:22
and other Rust Belt cities across our nation,
193
562084
2622
09:24
and turn them into centers for innovation and growth?
194
564730
2964
Ve bunları
inovasyon ve gelişme merkezlerine dönüştürebilir miydik?
09:28
In each of these projects, we asked a simple question:
195
568121
3429
Bu projelerin her birinde, basit bir soru sorduk:
09:32
What more can architecture do?
196
572045
2179
Mimari daha fazla ne yapabilir?
09:34
And by asking that question,
197
574681
1925
Bu soruyu sorarken,
09:36
we were forced to consider how we could create jobs,
198
576630
3742
nasıl istihdam yaratabiliriz, bölgedeki kaynaklarından
09:40
how we could source regionally
199
580396
2411
nasıl yararlanabiliriz,
09:42
and how we could invest in the dignity of the communities
200
582831
3226
hizmet ettiğimiz bölge halklarının değerine nasıl
09:46
in which we serve.
201
586081
1231
katkıda bulunabiliriz?
09:47
I have learned
202
587959
1247
Şunu öğrendim ki:
09:49
that architecture can be a transformative engine for change.
203
589943
4555
Mimari, değişim için dönüştürücü bir lokomotif olabilir.
09:57
About a year ago, I read an article
204
597117
2673
Bir sene önce, yorulmak bilmeyen
10:00
about a tireless and intrepid civil rights leader
205
600567
4144
ve gözüpek bir insan hakları savunucusu, Bryan Stevenson ile
10:05
named Bryan Stevenson.
206
605328
1306
ilgili bir yazı okumuştum.
10:08
(Applause)
207
608423
3997
(Alkışlar)
10:14
And Bryan had a bold architectural vision.
208
614249
3184
Bryan'ın cesur bir mimari vizyonu vardı.
10:17
He and his team had been documenting
209
617983
2589
O ve ekibi Amerika'nın güneyindeki Afrikalı-Amerikalılara
10:20
the over 4,000 lynchings of African-Americans
210
620596
3644
4.000'in üzerinde
10:24
that have happened in the American South.
211
624264
2260
linç girişimini belgelemişlerdi.
10:26
And they had a plan to mark every county where these lynchings occurred,
212
626889
4810
Linç girişimlerinin olduğu her eyaleti işaretleme ve Montgomery Alabama'da
10:31
and build a national memorial to the victims of lynching
213
631723
3389
linç kurbanları için ulusal bir anıt dikme
10:35
in Montgomery, Alabama.
214
635136
1690
planları vardı.
10:37
Countries like Germany and South Africa
215
637879
3097
Almanya, Güney Afrika ve tabii Ruanda gibi ülkeler,
10:41
and, of course, Rwanda,
216
641880
1169
ulusal ruhu iyileştirmek
10:43
have found it necessary to build memorials
217
643073
3072
ve geçmişlerindeki
10:46
to reflect on the atrocities of their past,
218
646169
2839
vahşeti yansıtmak için
10:49
in order to heal their national psyche.
219
649032
2988
anıt dikmeyi gerekli görmüşlerdi.
10:52
We have yet to do this in the United States.
220
652044
3168
Bizim bunu Amerika'da hâlâ yapmamız lazım.
10:56
So I sent a cold email to [email protected]:
221
656679
6635
Ben de [email protected] adresine bir e-posta attım:
11:03
"Dear Bryan," it said,
222
663338
1949
"Sevgili Bryan" diye başladım,
11:06
"I think your building project
223
666102
1636
Bence anıtlarla ilgili projen,
11:07
is maybe the most important project we could do in America
224
667762
2955
Amerika'da yapabileceğimiz en önemli proje
11:10
and could change the way we think about racial injustice.
225
670741
2990
ve ırk adaletsizliğine bakışımızı değiştirebilir.
11:14
By any chance,
226
674640
1984
Bir ihtimal,
11:16
do you know who will design it?"
227
676648
1921
kimin tasarlayacağını biliyor musun?"
11:18
(Laughter)
228
678593
1629
(Kahkahalar)
11:20
Surprisingly, shockingly,
229
680784
1727
Şaşırtıcı bir şekilde,
11:23
Bryan got right back to me,
230
683547
1314
Bryan direkt cevap verdi
11:24
and invited me down to meet with his team and talk to them.
231
684885
3208
ve beni ekibiyle tanışmaya çağırdı.
11:28
Needless to say, I canceled all my meetings
232
688763
2052
Söylemeye gerek bile yok, tüm toplantılarımı iptal ettim
11:30
and I jumped on a plane to Montgomery, Alabama.
233
690839
2340
ve Alabama, Montgomery'e bir uçağa atladım.
11:33
When I got there,
234
693203
1158
Oraya vardığımda,
11:34
Bryan and his team picked me up, and we walked around the city.
235
694797
3484
Bryan ve ekibi beni aldı ve şehri gezdik.
11:38
And they took the time to point out
236
698305
2327
Şehirde konfederasyonun
11:40
the many markers that have been placed all over the city
237
700656
3021
11:43
to the history of the Confederacy,
238
703701
2444
olduğunu gösterdiler
11:46
and the very few that mark the history of slavery.
239
706169
4227
ve kölelik tarihine dair olanların ne kadar az olduğunu.
11:50
And then he walked me to a hill.
240
710420
1827
Sonra tüm şehri gören
11:52
It overlooked the whole city.
241
712828
1502
bir tepeye çıktık.
11:54
He pointed out the river and the train tracks
242
714934
2230
Nehri ve tren raylarını gösterdi,
11:57
where the largest domestic slave-trading port in America
243
717188
2695
Amerika'da köle ticaretinin
11:59
had once prospered.
244
719907
1184
büyük başarıyla yapıldığı limandı burası.
12:01
And then to the Capitol rotunda,
245
721115
1618
Daha sonra Capitol Kubbesi'ni işaret etti
12:02
where George Wallace had stood on its steps
246
722757
2072
George Wallace burada,
12:04
and proclaimed, "Segregation forever."
247
724853
2884
"Sonsuza kadar ayrımcılık" diye ilan etmişti.
12:08
And then to the very hill below us.
248
728205
1851
Daha sonra hemen aşağımızdaki tepeyi göstererek,
12:10
He said, "Here we will build a new memorial
249
730080
3317
"Buraya, bu şehrin ve bu ulusun kimliğini
12:13
that will change the identity of this city and of this nation."
250
733421
4442
değiştirecek bir anıt dikeceğiz" dedi.
12:18
Our two teams have worked together over the last year
251
738855
3454
İki ekibimiz geçtiğimiz sene boyunca bu anıtı tasarlamak için
12:22
to design this memorial.
252
742333
1642
birlikte çalıştılar.
12:27
The memorial will take us on a journey
253
747184
2867
Bu anıt bizi, Parthenon
12:30
through a classical, almost familiar building type,
254
750836
3074
veya Vatikan'daki sütunlar gibi klasik,
12:33
like the Parthenon or the colonnade at the Vatican.
255
753934
4125
neredeyse alışık olduğumuz bir yolculuğa çıkaracak.
12:38
But as we enter,
256
758994
1327
Ancak içeri doğru ilerlediğimizde,
12:40
the ground drops below us and our perception shifts,
257
760345
3961
yer adeta kayıyor gibi olacak
12:44
where we realize that these columns evoke the lynchings,
258
764330
4094
ve bu sütunların meydandaki linç eylemlerini çağrıştırdığını
12:48
which happened in the public square.
259
768448
2031
fark ettiğimiz andan itibaren algımız değişecek.
12:51
And as we continue,
260
771005
1316
Devam ettiğimizde,
12:52
we begin to understand the vast number
261
772345
3095
ne kadar büyük bir rakamdan bahsettiğimizi
12:55
of those who have yet to be put to rest.
262
775464
2993
ve bunu görmezden geldiğimizi anlamaya başlayacağız.
12:58
Their names will be engraved on the markers that hang above us.
263
778481
4705
İsimleri üzerimizde asılı duran işaretlere kazınacak.
13:04
And just outside will be a field of identical columns.
264
784202
4069
Hemen dışarıda, tamamıyla aynı sütunların olduğu bir yer olacak.
13:08
But these are temporary columns, waiting in purgatory,
265
788973
3799
Bu sütunlar arafta bekleyecek
13:12
to be placed in the very counties where these lynchings occurred.
266
792796
3823
ve linç olan eyaletlere yerleştirilecek.
13:18
Over the next few years,
267
798124
2372
Birkaç sene süresince,
13:20
this site will bear witness,
268
800520
1986
bu sütunların her biri yerini bulmasına,
görünür şekilde ait olduğu eyalete yerleştirilmesine,
13:23
as each of these markers is claimed
269
803060
2238
13:25
and visibly placed in those counties.
270
805322
2259
bu mekân şahitlik edecek.
13:28
Our nation will begin to heal from over a century of silence.
271
808258
5168
Ulusumuz yüz yılı aşan sessizlikten sonra şifa bulmaya başlayacak.
13:35
When we think about how it should be built,
272
815799
2053
Bunu nasıl yapacağımızı düşündüğümüzde,
13:37
we were reminded of Ubudehe,
273
817876
2800
Ubudehe'yi hatırladık,
13:40
the building process we learned about in Rwanda.
274
820700
2368
Ruanda'da öğrendiğimiz yapım süreci.
13:43
We wondered if we could fill those very columns
275
823562
2544
Bu sütunları, cinayetlerin olduğu
13:46
with the soil from the sites of where these killings occurred.
276
826130
3899
yerlerdeki toprakla doldurabilir miydik?
13:51
Brian and his team have begun collecting that soil
277
831218
3164
Brian ve ekibi, aile üyeleriyle, topluluk liderleri
13:54
and preserving it in individual jars
278
834940
2784
ve topluluktan kimselerle bu topraklardan toplamaya
13:57
with family members, community leaders and descendants.
279
837748
3459
ve farklı kavanozlarda muhafaza etmeye başladılar.
14:01
The act of collecting soil itself
280
841890
3102
Bu toprakları topluyor olma eylemi bile
14:06
has lead to a type of spiritual healing.
281
846148
2670
bir çeşit manevi iyileşmeyi sağladı.
14:09
It's an act of restorative justice.
282
849545
2487
Bu, adaleti yeniden canlandıran bir eylemdi.
14:12
As one EJI team member noted
283
852844
2554
EJI ekibinin üyelerinden birisi,
14:15
in the collection of the soil from where Will McBride was lynched,
284
855422
4052
McBride'ın linç mahallindeki topraktan alırken şöyle dedi:
14:20
"If Will McBride left one drop of sweat,
285
860231
3133
"Eğer McBride'dan bir damla alın teri,
14:23
one drop of blood,
286
863388
1355
bir damla kan,
14:25
one hair follicle --
287
865173
1403
bir saç teli kaldıysa,
14:26
I pray that I dug it up,
288
866964
1621
kazıp çıkarmış olayım diye
14:28
and that his whole body would be at peace."
289
868609
2975
dua ediyorum ve tüm bedeni böylece huzur bulacak.
14:34
We plan to break ground on this memorial later this year,
290
874683
3261
Bu anıtın temelini bu sene atmayı planlıyoruz.
14:37
and it will be a place to finally speak of the unspeakable acts
291
877968
4445
Sonunda, bu ulusu yaralayan ve konuşulamayan eylemlerin
14:42
that have scarred this nation.
292
882437
1855
adına konuşacak bir yer olacak.
14:46
(Applause)
293
886380
5861
(Alkışlar)
14:57
When my father told me that day that this house --
294
897245
3437
Babam o gün bana, bu evin --
15:00
our house --
295
900706
1155
bizim evimizin--
15:01
had saved his life,
296
901885
1205
hayatını kurtardığını söylediğinde,
15:03
what I didn't know
297
903970
1312
kastettiğinin, mimariyle
15:05
was that he was referring to a much deeper relationship
298
905306
3252
kendimizle olan ilişki
15:08
between architecture and ourselves.
299
908582
2440
arasındaki çok derin bağ olduğunu anlayamamışım.
15:11
Buildings are not simply expressive sculptures.
300
911649
3346
Yapılar sadece ifade eden, yontulmuş heykeller değillerdir.
15:15
They make visible our personal and our collective aspirations
301
915019
4098
Bireysel ve kolektif arzularımızı toplumsal olarak
15:19
as a society.
302
919141
1157
görünür kılarlar.
15:21
Great architecture can give us hope.
303
921177
3240
İyi mimari bize umut verebilir.
15:25
Great architecture can heal.
304
925162
2374
İyi mimari iyileştirir.
15:28
Thank you very much.
305
928478
1217
Teşekkürler.
15:29
(Applause)
306
929719
7271
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7