We've stopped trusting institutions and started trusting strangers | Rachel Botsman

199,992 views ・ 2016-11-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Fatih Yürekli Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
Let's talk about trust.
0
12760
2560
Güven hakkında konuşalım.
00:16
We all know trust is fundamental,
1
16240
3496
Hepimizin bildiği gibi güven esastır
00:19
but when it comes to trusting people,
2
19760
2616
ama konu insanlara güvenmeye geldiğinde,
00:22
something profound is happening.
3
22400
2760
daha derin şeyler oluyor.
00:25
Please raise your hand
4
25800
1256
Eğer daha önce Airbnb'de misafir veya ev sahibi olduysanız
00:27
if you have ever been a host or a guest on Airbnb.
5
27080
4320
lütfen elinizi kaldırın.
00:32
Wow. That's a lot of you.
6
32400
3216
Çok fazla kişi!
00:35
Who owns Bitcoin?
7
35640
1440
Kimlerin Bitcoin'i var ?
00:38
Still a lot of you. OK.
8
38640
1256
Hala çok kişi. Tamam.
00:39
And please raise your hand if you've ever used Tinder
9
39920
2696
Daha önce eş bulmak için Tinder kullandıysanız
00:42
to help you find a mate.
10
42640
1616
lütfen elinizi kaldırın.
00:44
(Laughter)
11
44280
1816
(Gülüşmeler)
Bunu saymak zor çünkü şu şekilde yapıyorsunuz.
00:46
This one's really hard to count because you're kind of going like this.
12
46120
3376
00:49
(Laughter)
13
49520
1816
(Gülüşmeler)
00:51
These are all examples of how technology
14
51360
2776
Tüm bunlar, bize bilinmeyen insanlara,
00:54
is creating new mechanisms
15
54160
2096
şirketlere ve fikirlere
00:56
that are enabling us to trust unknown people, companies and ideas.
16
56280
6016
güvenmemizi sağlayan yeni mekanizmaların nasıl yaratıldığının örnekleridir.
01:02
And yet at the same time,
17
62320
2016
Fakat aynı zamanda,
01:04
trust in institutions --
18
64360
1536
kurumlara-- bankalara
01:05
banks, governments and even churches --
19
65920
2936
devlete hatta kiliselere-- duyulan güven
01:08
is collapsing.
20
68880
1376
zedeleniyor.
01:10
So what's happening here,
21
70280
2216
Peki neler oluyor burada
01:12
and who do you trust?
22
72520
1760
ve kime güveniyorsunuz?
01:14
Let's start in France with a platform -- with a company, I should say --
23
74800
3896
Fransa'da komik isimli bir platformla
01:18
with a rather funny-sounding name,
24
78720
2136
yani bir şirketle başlayalım,
01:20
BlaBlaCar.
25
80880
1256
BlaBlaCar.
Uzak mesafeli yolculukları paylaşmak isteyen
01:22
It's a platform that matches drivers and passengers
26
82160
3616
01:25
who want to share long-distance journeys together.
27
85800
4016
sürücüleri ve yolcuları eşleştiren bir platform.
01:29
The average ride taken is 320 kilometers.
28
89840
4216
Ortalama gidilen yol 320 kilometre.
Yani yol arkadaşınızı akıllıca seçmek için güzel bir fikir.
01:34
So it's a good idea to choose your fellow travelers wisely.
29
94080
4600
01:39
Social profiles and reviews help people make a choice.
30
99320
3976
Sosyal profiller ve yorumlar insanların seçim yapmasına yardımcı olmaktadır.
01:43
You can see if someone's a smoker, you can see what kind of music they like,
31
103320
5016
Sigara içip içmediklerini, ne tür müzik sevdiklerini,
01:48
you can see if they're going to bring their dog along for the ride.
32
108360
3600
yolculuğa köpeklerini getirip getirmeyeceklerini görebiliyorsunuz.
01:52
But it turns out that the key social identifier
33
112440
3576
Fakat kilit sosyal tanımlayıcı
arabada ne kadar konuşacağınızdır.
01:56
is how much you're going to talk in the car.
34
116040
2616
01:58
(Laughter)
35
118680
1816
(Gülüşmeler)
02:00
Bla, not a lot,
36
120520
1616
Bla, çok konuşmayacaksınız,
Bla bla, biraz gevezelik yapmak istiyorsunuz
02:02
bla bla, you want a nice bit of chitchat,
37
122160
2296
02:04
and bla bla bla, you're not going to stop talking the entire way
38
124480
3736
ve bla bla bla, Paris'ten Londra'ya
yol boyunca hiç susmayacaksınız.
02:08
from London to Paris.
39
128240
1456
02:09
(Laughter)
40
129720
2296
(Gülüşmeler)
Bu fikrin işe yarıyor olması şaşırtıcı, değil mi?
02:12
It's remarkable, right, that this idea works at all,
41
132040
3016
Çünkü bu durum çocukken çoğumuza öğretilen şu öğüde ters:
02:15
because it's counter to the lesson most of us were taught as a child:
42
135080
3856
02:18
never get in a car with a stranger.
43
138960
2320
asla bir yabancının arabasına binme.
02:21
And yet, BlaBlaCar transports more than four million people
44
141680
5136
Şu anda her ay 4 milyonun üzerinde insan BlaBlaCar ile
02:26
every single month.
45
146840
1240
seyahat ediyor.
02:28
To put that in context, that's more passengers
46
148880
2336
Yani EuroStar ve JetBlue havayollarının
02:31
than the Eurostar or JetBlue airlines carry.
47
151240
3480
yolcu sayısından daha fazla.
02:35
BlaBlaCar is a beautiful illustration of how technology is enabling
48
155360
4136
BlaBlaCar, teknolojinin nasıl dünyanın her yerinden milyonlarca insanın
02:39
millions of people across the world to take a trust leap.
49
159520
3600
güven sıçraması yapmasını sağladığının güzel bir örneğidir.
02:43
A trust leap happens when we take the risk to do something new or different
50
163560
6256
Güven sıçraması, bizim devamlı olarak yaptığımız yoldan farklı olarak
bir şeyi yapmak için risk aldığımızda meydana gelir.
02:49
to the way that we've always done it.
51
169840
2040
02:52
Let's try to visualize this together.
52
172440
2560
Şimdi hep birlikte gözümüzde canlandırmaya çalışalım.
02:55
OK. I want you to close your eyes.
53
175360
3160
Tamam. Gözlerinizi kapatmanızı istiyorum.
02:59
There is a man staring at me with his eyes wide open.
54
179320
3056
Burada gözlerini bana dikmiş bir adam var.
03:02
I'm on this big red circle. I can see.
55
182400
2456
Büyük kırmızı çemberdeyim, görebiliyorum.
03:04
So close your eyes.
56
184880
1416
Bu yüzden gözlerinizi kapatın
03:06
(Laughter) (Applause)
57
186320
2856
(Gülüşmeler) (Alkış)
03:09
I'll do it with you.
58
189200
1256
Ben de sizinle yapacağım.
03:10
And I want you to imagine there exists a gap
59
190480
3016
Kendinizle bilmediğiniz bir şey arasında
03:13
between you and something unknown.
60
193520
2560
bir boşluk hayal etmenizi istiyorum.
03:16
That unknown can be someone you've just met.
61
196760
2856
Tanımadığınız biri ya da henüz tanıştığınız biri olabilir.
03:19
It can be a place you've never been to.
62
199640
2096
Daha önce hiç gitmediğiniz bir yer olabilir.
03:21
It can be something you've never tried before.
63
201760
3376
Daha önce hiç denemediğiniz bir şey olabilir.
Anladınız mı?
03:25
You got it?
64
205160
1216
03:26
OK. You can open your eyes now.
65
206400
2096
Tamam. Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz.
03:28
For you to leap from a place of certainty,
66
208520
3336
Sizin belirginlik alanında çıkmanız
03:31
to take a chance on that someone or something unknown,
67
211880
3576
ya da bilinmeyen birine veya bir şeye şans vermeniz için
03:35
you need a force to pull you over the gap,
68
215480
3336
sizi boşluğun üzerine çekecek bir güce ihtiyacınız var
03:38
and that remarkable force is trust.
69
218840
2840
ve bu dikkat çekici güç güvendir.
03:42
Trust is an elusive concept,
70
222560
3616
Güven anlaşılması zor bir kavramdır
03:46
and yet we depend on it for our lives to function.
71
226200
3376
ve yine de yaşam fonksiyonlarımız için ona bağımlıyız.
03:49
I trust my children
72
229600
2256
Gece ışıkları kapatacaklarını söylediklerinde
03:51
when they say they're going to turn the lights out at night.
73
231880
2856
çocuklarıma güveniyorum.
03:54
I trusted the pilot who flew me here to keep me safe.
74
234760
3216
Beni buraya emniyetli bir şekilde getiren pilota güvendim.
Bu, çok fazla kullandığımız bir kelime
03:58
It's a word we use a lot,
75
238000
2816
04:00
without always thinking about what it really means
76
240840
2416
ama gerçek anlamını ve hayatımızın farklı alanlarında
04:03
and how it works in different contexts of our lives.
77
243280
3376
nasıl işe yaradığını düşünmeden kullanıyoruz.
04:06
There are, in fact, hundreds of definitions of trust,
78
246680
3616
Aslında güvenin yüzlerce anlamı var
04:10
and most can be reduced to some kind of risk assessment
79
250320
4576
ve birçoğu ne ölçüde işlerin doğru gideceğine yönelik
04:14
of how likely it is that things will go right.
80
254920
2760
bir tür risk değerlendirmesine indirgenebilir.
Ama ben bu tanımı sevmiyorum,
04:18
But I don't like this definition of trust,
81
258120
2576
04:20
because it makes trust sound rational and predictable,
82
260720
4296
çünkü bu güveni rasyonel ve tahmin edilebilir kılıyor
ve diğer insanlarla iletişim
04:25
and it doesn't really get to the human essence
83
265040
2576
04:27
of what it enables us to do
84
267640
1936
kurabilmek için bizi
04:29
and how it empowers us
85
269600
1976
cesaretlendiren, bir şeyler yapmamızı
04:31
to connect with other people.
86
271600
2096
sağlayan güç anlamına gelmiyor.
04:33
So I define trust a little differently.
87
273720
2056
Ben güveni biraz farklı tanımlıyorum.
04:35
I define trust as a confident relationship to the unknown.
88
275800
5440
Bilinmeyenle kuvvetli ilişki olarak tanımlıyorum.
04:41
Now, when you view trust through this lens,
89
281920
2096
Güvene bu açıdan baktığınızda
belirsizliklerle baş edebilmek için,
04:44
it starts to explain why it has the unique capacity
90
284040
3656
04:47
to enable us to cope with uncertainty,
91
287720
3096
inancımızı yabancılarla paylaşmak için,
04:50
to place our faith in strangers,
92
290840
3016
ileriye gitmeye devam etmek için
niçin benzersiz bir yetenek olduğunu açıklamaya başlıyor.
04:53
to keep moving forward.
93
293880
1880
04:56
Human beings are remarkable
94
296400
2776
İnsanoğlu güven sıçraması konusunda
04:59
at taking trust leaps.
95
299200
1680
fevkaladedir.
05:01
Do you remember the first time you put your credit card details
96
301400
2976
Kredi kartı bilgilerinizi internette paylaştığınız ilk anı
05:04
into a website?
97
304400
1216
hatırlıyor musunuz?
05:05
That's a trust leap.
98
305640
1336
Bu bir güven sıçramasıdır.
Babama eBay'den ikinci el lacivert
05:07
I distinctly remember telling my dad
99
307000
2936
05:09
that I wanted to buy a navy blue secondhand Peugeot on eBay,
100
309960
5256
bir Peugeot almak istediğimi söylediğimde satıcının
adının "Görünmez Sihirbaz" olduğunu
05:15
and he rightfully pointed out
101
315240
1656
05:16
that the seller's name was "Invisible Wizard"
102
316920
2376
ve bunun iyi bir fikir olmadığını
05:19
and that this probably was not such a good idea.
103
319320
3096
söylediğini açıkca hatırlıyorum.
05:22
(Laughter)
104
322440
1696
(Gülüşmeler)
Benim işim ve araştırmalarım teknolojinin
05:24
So my work, my research focuses on how technology
105
324160
3416
toplumun sosyal bağını nasıl insanlar arasındaki güvene
05:27
is transforming the social glue of society,
106
327600
2656
05:30
trust between people,
107
330280
1656
dönüştürdüğüne odaklanıyor
05:31
and it's a fascinating area to study,
108
331960
2256
ve büyüleyici bir çalışma alanı.
05:34
because there's still so much we do not know.
109
334240
3376
Çünkü hala bilmediğimiz çok fazla şey var.
05:37
For instance, do men and women trust differently in digital environments?
110
337640
5096
Mesela, kadınlar ve erkekler dijital ortamda farklı şekilde mi güveniyor?
05:42
Does the way we build trust face-to-face translate online?
111
342760
4896
Yüz yüze inşa ettiğimiz güven sanal ortama aynen aktarılabilir mi?
05:47
Does trust transfer?
112
347680
1936
Güven aktarılabilir mi?
05:49
So if you trust finding a mate on Tinder,
113
349640
2696
Yani Tinder'da eş bulmaya inanıyorsanız,
05:52
are you more likely to trust finding a ride on BlaBlaCar?
114
352360
3360
BlaBlaCar'da da araç bulacağınıza inanma eğiliminde mi olursunuz?
05:56
But from studying hundreds of networks and marketplaces,
115
356440
3256
Fakat yüzlerce ağ ve piyasa çalışmasında,
05:59
there is a common pattern that people follow,
116
359720
2816
insanların takip ettiği tek bir ortak nokta var ve
06:02
and I call it "climbing the trust stack."
117
362560
2656
ben buna "güven yığınına tırmanma" diyorum.
06:05
Let me use BlaBlaCar as an example to bring it to life.
118
365240
3200
BlaBlaCar örneğini canlandırmama izin verin.
İlk aşamada,
06:09
On the first level,
119
369080
1296
06:10
you have to trust the idea.
120
370400
2176
fikre güvenmek zorundasınız.
06:12
So you have to trust
121
372600
1216
Yani araç paylaşma
06:13
the idea of ride-sharing is safe and worth trying.
122
373840
3400
fikrinin güvenli ve denemeye değer olduğuna güvenmek zorundasınız.
06:17
The second level is about having confidence in the platform,
123
377640
4696
İkinci aşama bir şeyler ters gittiğinde BlaBlaCar'ın size yardım
06:22
that BlaBlaCar will help you if something goes wrong.
124
382360
4136
edeceği konusunda platforma güvenmek.
06:26
And the third level is about using little bits of information
125
386520
3656
Ve üçüncüsü diğer kişinin güvenilir olup olmadığı hakkında
06:30
to decide whether the other person is trustworthy.
126
390200
3480
biraz bilgi elde etmek.
06:34
Now, the first time we climb the trust stack,
127
394200
2616
Şimdi, ilk defa güven yığınına tırmanıyoruz,
06:36
it feels weird, even risky,
128
396840
3256
garip hatta riskli hissettiriyor,
ama artık bu fikirlerin tamamen normal göründüğü noktaya ulaştık.
06:40
but we get to a point where these ideas seem totally normal.
129
400120
4976
Davranışlarımız dönüşür,
06:45
Our behaviors transform,
130
405120
2296
06:47
often relatively quickly.
131
407440
1976
genelde daha çabuk bir biçimde.
06:49
In other words, trust enables change and innovation.
132
409440
4800
Başka bir deyişle, güven değişime ve yeniliğe olanak sağlar.
06:55
So an idea that intrigued me, and I'd like you to consider,
133
415280
3416
Düşünmenizi istediğim, ilgimi çeken bir konu var;
06:58
is whether we can better understand
134
418720
2536
Toplumdaki bireylerin ana bozulma alanlarını
07:01
major waves of disruption and change in individuals in society
135
421280
4176
ve değişimini güven objektifi ile
07:05
through the lens of trust.
136
425480
2056
daha iyi anlayabilir miyiz?
07:07
Well, it turns out that trust has only evolved
137
427560
3296
Görüyoruz ki güven kavramı insanlık tarihinin sadece
07:10
in three significant chapters throughout the course of human history:
138
430880
4656
üç önemli bölümünde evrim geçirdi:
07:15
local, institutional
139
435560
2216
Yerel, kurumsal ve
07:17
and what we're now entering, distributed.
140
437800
2400
şu anda içine girdiğimiz dağınık dönem.
07:20
So for a long time,
141
440680
2336
Güven uzun yıllar boyunca
1800'lerin ortasına kadar
07:23
until the mid-1800s,
142
443040
1256
07:24
trust was built around tight-knit relationships.
143
444320
3936
sıkı dokunmuş ilişkiler etrafında oluşurdu.
07:28
So say I lived in a village
144
448280
2016
Diyelim ki buradaki dinleyicilerin
07:30
with the first five rows of this audience,
145
450320
2576
ilk beş sırası ile bir köyde yaşıyoruz
07:32
and we all knew one another,
146
452920
1936
ve birbirimizi çok iyi tanıyoruz
07:34
and say I wanted to borrow money.
147
454880
2896
ve diyelim ki para ödünç almak istedim.
07:37
The man who had his eyes wide open, he might lend it to me,
148
457800
2976
Gözlerini bana diken adam belki bana borç verir
07:40
and if I didn't pay him back,
149
460800
2096
ve eğer geri ödemezsem, hepiniz
07:42
you'd all know I was dodgy.
150
462920
1656
riskli olduğumu bileceksiniz.
07:44
I would get a bad reputation,
151
464600
1656
Adım kötüye çıkardı
07:46
and you would refuse to do business with me in the future.
152
466280
3056
ve tekrar benimle iş yapmak istemezdiniz.
07:49
Trust was mostly local and accountability-based.
153
469360
4216
Güven genelde yereldi ve sorumluluğa dayanıyordu.
07:53
In the mid-19th century,
154
473600
1336
19. yüzyılın ortalarında,
07:54
society went through a tremendous amount of change.
155
474960
3416
toplum bir çok büyük değişim yaşadı.
07:58
People moved to fast-growing cities such as London and San Francisco,
156
478400
3776
İnsanlar Londra ve San Francisco gibi hızla büyüyen şehirlere taşındı
08:02
and a local banker here was replaced by large corporations
157
482200
4856
ve yerel bankerler yerini bizi bireysel
olarak tanımayan büyük şirketlere bıraktı.
08:07
that didn't know us as individuals.
158
487080
2896
Güvenimizi yasal sözleşmeler,
08:10
We started to place our trust
159
490000
1976
düzenlemeler ve sigortalar gibi otoritenin
08:12
into black box systems of authority,
160
492000
3576
08:15
things like legal contracts and regulation and insurance,
161
495600
4296
kara kutu sistemine yerleştirdik ve diğer insanlara daha az
08:19
and less trust directly in other people.
162
499920
4016
güvenmeye başladık.
08:23
Trust became institutional and commission-based.
163
503960
3856
Güven kurumsal ve görev tabanlı oldu.
08:27
It's widely talked about how trust in institutions and many corporate brands
164
507840
4816
Kurumlardaki ve bir çok kurumsal markadaki güvenin nasıl hızla azaldığı
08:32
has been steadily declining and continues to do so.
165
512680
3736
ve azalmaya devam ettiği çok konuşulan bir konu.
08:36
I am constantly stunned by major breaches of trust:
166
516440
5616
Büyük güven ihlalleri karşısında sersemlemiş durumdayım:
News Corporation'ın telefonları hacklemesi,
08:42
the News Corp phone hacking,
167
522080
2496
08:44
the Volkswagen emissions scandal,
168
524600
2816
Wolkswagen emisyon skandalı,
08:47
the widespread abuse in the Catholic Church,
169
527440
3335
Katolik Kilisesinin geniş çaplı suistimalleri,
08:50
the fact that only one measly banker
170
530799
3216
büyük ekonomik kriz sonrası sadece bir
cimri bankerin hapse atılması gerçeği,
08:54
went to jail after the great financial crisis,
171
534039
3297
08:57
or more recently the Panama Papers
172
537360
2056
veya zenginlerin sınır ötesi
08:59
that revealed how the rich can exploit offshore tax regimes.
173
539440
5136
vergi sistemini nasıl sömürdüklerini açığa çıkaran Panama Belgeleri.
09:04
And the thing that really surprises me
174
544600
2456
Ve beni gerçekten şaşırtan şey şu,
neden güvenimizi kıran liderler için
09:07
is why do leaders find it so hard
175
547080
4016
özür dilemek, ama içten gelen özrü kastediyorum,
09:11
to apologize, I mean sincerely apologize,
176
551120
3176
09:14
when our trust is broken?
177
554320
2160
bu kadar zor?
09:17
It would be easy to conclude that institutional trust isn't working
178
557360
4136
Kurumsal güven artık işe yaramıyor diyerek sonuca varmak kolay olurdu
09:21
because we are fed up
179
561520
1496
çünkü yalancı seçkin sınıfın
09:23
with the sheer audacity of dishonest elites,
180
563040
2896
katıksız yüzsüzlüklerine doyduk.
09:25
but what's happening now
181
565960
1976
Şu an olanlar ise kurumların yapısını
09:27
runs deeper than the rampant questioning of the size and structure of institutions.
182
567960
5616
ve büyüklüğünü sorgulamaktan daha derine gidiyor.
09:33
We're starting to realize
183
573600
2016
Kurumsal güvenin,
09:35
that institutional trust
184
575640
1776
dijital çağ için dizayn edilmediğini
09:37
wasn't designed for the digital age.
185
577440
2976
fark etmeye başlıyoruz.
09:40
Conventions of how trust is built,
186
580440
3656
Güvenin nasıl inşa edildiğinin,
yönetildiğinin, kaybolduğunun ve onarıldığının
09:44
managed, lost and repaired --
187
584120
2336
09:46
in brands, leaders and entire systems --
188
586480
2496
-markalarda, liderlerde ve tüm sistemlerde-
gelenekleri alt üst oldu.
09:49
is being turned upside down.
189
589000
2000
09:51
Now, this is exciting,
190
591760
2096
Şu anda bu çok heyecan verici,
09:53
but it's frightening,
191
593880
1536
ama korkutucu da
09:55
because it forces many of us to have to rethink
192
595440
2696
çünkü bizi müşterilerimize, çalışanlarımıza
hatta sevdiklerimize olan güvenimizin nasıl inşa edildiğini ve yok edildiğini
09:58
how trust is built and destroyed with our customers, with our employees,
193
598160
4696
10:02
even our loved ones.
194
602880
1480
tekrar düşünmeye itiyor.
10:05
The other day, I was talking to the CEO of a leading international hotel brand,
195
605800
6176
Geçen günlerde uluslararası lider bir otel markasının CEO'su ile konuşuyordum
ve çoğu zaman olduğu gibi Airbnb konusuna daldık.
10:12
and as is often the case, we got onto the topic of Airbnb.
196
612000
3240
10:15
And he admitted to me that he was perplexed by their success.
197
615840
5096
Airbnb'nin başarısından etkilendiğini itiraf etti.
10:20
He was perplexed at how a company
198
620960
2136
Birbirlerine güvenen yabancıların
gönüllülüğüne dayanan bir şirketin 191 ülkede bu kadar iyi çalışması
10:23
that depends on the willingness of strangers to trust one another
199
623120
4176
10:27
could work so well across 191 countries.
200
627320
3960
onu çok şaşırtmıştı.
10:31
So I said to him that I had a confession to make,
201
631920
3136
Ona bir şey itiraf etmek istediğimi söyledim
ve bana biraz garip bir halde baktı
10:35
and he looked at me a bit strangely,
202
635080
1976
ve dedim ki:
10:37
and I said --
203
637080
1376
10:38
and I'm sure many of you do this as well --
204
638480
2016
-eminim bunu bir çoğunuz yapıyordur-
10:40
I don't always bother to hang my towels up
205
640520
2496
Oteldeyken havlular ile işim bittiğinde
onları tekrar asma gereği duymuyorum,
10:43
when I'm finished in the hotel,
206
643040
2936
fakat bunu asla Airbnb'de konaklarken yapmam.
10:46
but I would never do this as a guest on Airbnb.
207
646000
2640
10:49
And the reason why I would never do this as a guest on Airbnb
208
649560
3336
Airbnb'de misafirken bunu asla yapmamamın sebebi
10:52
is because guests know that they'll be rated by hosts,
209
652920
3656
misafirlerin ev sahipleri tarafından puan verileceğini
10:56
and that those ratings are likely to impact their ability
210
656600
3736
ve bu puanların gelecekteki seyahatlerini
11:00
to transact in the future.
211
660360
1680
etkileyebileceğini bilmesi.
11:02
It's a simple illustration of how online trust will change our behaviors
212
662680
4216
Bu online güvenin davranışlarımızı gerçek hayatta
11:06
in the real world,
213
666920
1296
nasıl değiştirdiğine,
11:08
make us more accountable
214
668240
2496
bizi nasıl hayal edemeyeceğimiz kadar
11:10
in ways we cannot yet even imagine.
215
670760
3440
daha sorumlu yaptığına basit bir örnek.
11:14
I am not saying we do not need hotels
216
674880
3056
Otellere veya geleneksel otorite biçimlerine
11:17
or traditional forms of authority.
217
677960
2336
ihtiyacımız yok demiyorum.
11:20
But what we cannot deny
218
680320
2096
Ancak toplum aracılıyla güvenin akışının değiştiğini
11:22
is that the way trust flows through society is changing,
219
682440
4256
inkar edemeyiz
11:26
and it's creating this big shift
220
686720
2296
ve kurumsal güven tarafından
tanımlanan 20. yüzyıldan ayrılıp
11:29
away from the 20th century
221
689040
1856
11:30
that was defined by institutional trust
222
690920
2816
dağınık güven ile doldurulacak
11:33
towards the 21st century
223
693760
2496
21. yüzyıla doğru giderken
11:36
that will be fueled by distributed trust.
224
696280
2640
bu, büyük değişimi yaratıyor.
11:39
Trust is no longer top-down.
225
699480
4176
Güven artık yukarıdan aşağı değil.
11:43
It's being unbundled and inverted.
226
703680
2096
Bağımsızlaşıyor ve tersine dönüyor.
11:45
It's no longer opaque and linear.
227
705800
2840
Artık doğrusal ve şeffaf değil.
Güven için yeni tarif ortaya çıktı ki;
11:49
A new recipe for trust is emerging
228
709160
2976
güven bir kez daha insanlar arasında dağıtılıyor
11:52
that once again is distributed amongst people
229
712160
3896
ve sorumluluğa dayanıyor.
11:56
and is accountability-based.
230
716080
2136
11:58
And this shift is only going to accelerate
231
718240
3416
Bu değişim, Bitcoin'ni destekleyen yaratıcı cebir teknolojisi
12:01
with the emergence of the blockchain,
232
721680
2736
blockchain'nin ortaya çıkmasıyla
12:04
the innovative ledger technology underpinning Bitcoin.
233
724440
3640
hızlanacak.
12:08
Now let's be honest,
234
728800
2936
Şimdi dürüst olalım,
12:11
getting our heads around the way blockchain works
235
731760
3456
blockchain'nin çalışma şeklini anlamak
12:15
is mind-blowing.
236
735240
1440
hayret verici.
12:17
And one of the reasons why is it involves processing
237
737720
3256
Süreç gerektirmesinin sebeplerinden biri
korkunç isimlere sahip
12:21
some pretty complicated concepts
238
741000
2656
12:23
with terrible names.
239
743680
1496
bazı karmaşık kavramlar.
12:25
I mean, cryptographic algorithms and hash functions,
240
745200
4496
Kriptografik algoritmalar ve özet fonksiyonlar,
12:29
and people called miners, who verify transactions --
241
749720
3056
işlemleri doğrulayan insanlar --
12:32
all that was created by this mysterious person
242
752800
3576
hepsi Satoshi Nakamoto
12:36
or persons called Satoshi Nakamoto.
243
756400
2736
isimli gizemli biri veya birileri tarafından yaratıldı.
Bu şimdiye kadar gerçekleşmemiş bir güven sıçramasıdır.
12:39
Now, that is a massive trust leap that hasn't happened yet.
244
759160
5656
12:44
(Applause)
245
764840
3056
(Alkışlar)
12:47
But let's try to imagine this.
246
767920
1456
Ama bunu hayal etmeye çalışın.
12:49
So "The Economist" eloquently described the blockchain
247
769400
3696
"The Economist" basit bir şekilde blockchain'i
bir şeyler hakkında emin olmanın büyük zinciri olarak tanımlıyor.
12:53
as the great chain of being sure about things.
248
773120
3656
12:56
The easiest way I can describe it is imagine the blocks as spreadsheets,
249
776800
5056
Tanımlayabileceğim en kolay yol bu tablo olarak hayali bloklardır ve
13:01
and they are filled with assets.
250
781880
2976
ve bunlar varlıklarla doldurulmuştur.
13:04
So that could be a property title.
251
784880
2416
Bu nedenle bir mülkiyet unvanı olabilir.
13:07
It could be a stock trade.
252
787320
2016
Mal ticareti olabilir.
13:09
It could be a creative asset, such as the rights to a song.
253
789360
2960
Şarkı telif hakkı gibi yaratıcı bir kazanç olabilir.
13:12
Every time something moves
254
792960
3016
Her zaman bir şey bir yerden hareket edip
başka birine kaydedildiğinde
13:16
from one place on the register to somewhere else,
255
796000
3816
13:19
that asset transfer is time-stamped
256
799840
3096
varlık transferi zaman damgalıdır
13:22
and publicly recorded on the blockchain.
257
802960
3416
ve kamusal olarak blockchain'e kaydedilmiştir.
13:26
It's that simple. Right.
258
806400
1880
Bu kadar basit. Doğru.
13:28
So the real implication of the blockchain
259
808720
3096
Yani blockchain'in gerçek manası,
13:31
is that it removes the need for any kind of third party,
260
811840
4136
avukat gibi veya güvenilir bir aracı kurum gibi
13:36
such as a lawyer,
261
816000
1336
13:37
or a trusted intermediary, or maybe not a government intermediary
262
817360
3456
üçüncü kişilere olan ihtiyacı
değişimi kolaylaştırmak için
13:40
to facilitate the exchange.
263
820840
1816
ortadan kaldırmaktır.
13:42
So if we go back to the trust stack,
264
822680
2256
Eğer güven yığınına geri dönersek,
13:44
you still have to trust the idea,
265
824960
2736
hala fikre güvenmek zorundasınız,
13:47
you have to trust the platform,
266
827720
2296
platforma güvenmek zorundasınız,
ama geleneksel biçimde
13:50
but you don't have to trust the other person
267
830040
2936
diğerlerine güvenmek zorunda değilsiniz.
13:53
in the traditional sense.
268
833000
1936
13:54
The implications are huge.
269
834960
2496
İmalar büyük.
13:57
In the same way the internet blew open the doors to an age of information
270
837480
3696
Aynı şekilde internet rüzgarı bilgi çağının herkesçe ulaşılabilir olması için
14:01
available to everyone,
271
841200
1416
kapıları açıyor,
14:02
the blockchain will revolutionize trust on a global scale.
272
842640
4320
blockchain global çerçevede güven konusunda köklü değişiklikler yapacaktır.
14:08
Now, I've waited to the end intentionally to mention Uber,
273
848240
3936
Şimdi, Uber'den bahsetmek için bilerek sona kadar bekledim,
14:12
because I recognize that it is a contentious
274
852200
3456
çünkü bu tartışmalı ve
14:15
and widely overused example,
275
855680
2616
çok kullanılan bir örnek,
14:18
but in the context of a new era of trust, it's a great case study.
276
858320
3240
ancak yeni güven dönemi için güzel bir vaka.
14:21
Now, we will see cases of abuse of distributed trust.
277
861920
4736
Şimdi dağınık güvenin suistimal edildiği durumları göreceğiz.
14:26
We've already seen this, and it can go horribly wrong.
278
866680
3656
Bunu daha önce gördünüz ve bu, korkunç şekilde ters gidebilir.
14:30
I am not surprised that we are seeing protests from taxi associations
279
870360
5176
Tüm dünyada taksicilerin güvenilir olmadığını iddia ederek
14:35
all around the world
280
875560
1336
hukümetlerin Uber'i
14:36
trying to get governments to ban Uber based on claims that it is unsafe.
281
876920
4880
yasaklamalarını sağlamaya çalışmalarına şaşırmıyorum.
14:42
I happened to be in London the day that these protests took place,
282
882320
4376
Protestoların olduğu gün Londra'daydım.
14:46
and I happened to notice a tweet
283
886720
1976
İngiltere ticaret bakanı Matt Hancock'un
14:48
from Matt Hancock, who is a British minister for business.
284
888720
3616
bir tweetine denk geldim.
14:52
And he wrote,
285
892360
1216
Şöyle yazmıştı :
14:53
"Does anyone have details of this #Uber app everyone's talking about?
286
893600
3976
Herkesin Konuştuğu Uber hakkında bilgisi olan var mı ?
14:57
(Laughter)
287
897600
1200
(Gülüşmeler)
14:59
I'd never heard of it until today."
288
899880
2640
Şimdiye kadar hiç duymadım."
15:03
Now, the taxi associations,
289
903560
3280
Şimdi, taksi dernekleri,
15:07
they legitimized the first layer of the trust stack.
290
907800
2736
güven kümesinin ilk katmanını meşru kıldılar.
15:10
They legitimized the idea that they were trying to eliminate,
291
910560
3336
Elemine etmeye çalıştıkları fikri meşru kıldılar
15:13
and sign-ups increased by 850 percent in 24 hours.
292
913920
5136
ve kaydolma 24 saatte yüzde 850 arttı.
Şimdi, bu, güven kaymasının nasıl davranış ve tüm sektör çerçevesinde
15:19
Now, this is a really strong illustration
293
919080
3256
15:22
of how once a trust shift has happened around a behavior or an entire sector,
294
922360
5816
meydana geldiğine gerçekte güçlü bir örnek,
15:28
you cannot reverse the story.
295
928200
2240
hikayeyi geriye döndüremezsin.
Her gün beş milyon insan güven sıçraması yaşıyor
15:31
Every day, five million people will take a trust leap
296
931120
3856
ve Uber ile yolculuk yapıyor.
15:35
and ride with Uber.
297
935000
1536
15:36
In China, on Didi, the ride-sharing platform,
298
936560
3216
Çin'deki araç paylaşma platformu Didi'de
15:39
11 million rides taken every day.
299
939800
2896
her gün 11 milyon sürüş katediliyor.
15:42
That's 127 rides per second,
300
942720
3616
Bu saniyede 127 sürüş eder
15:46
showing that this is a cross-cultural phenomenon.
301
946360
2816
ve bu da kültürler arası bir fenomen olduğunu gösteriyor.
15:49
And the fascinating thing is that both drivers and passengers report
302
949200
4176
Şaşırtıcı olan şey ise, yolcuların da sürücülerin de
15:53
that seeing a name
303
953400
2496
bir isim görmeleri,
15:55
and seeing someone's photo and their rating
304
955920
2976
bir kişinin fotoğrafını ve puanını görmelerinin
15:58
makes them feel safer,
305
958920
2256
daha güvende hissettirdiğini söylemeleri.
16:01
and as you may have experienced,
306
961200
1576
Ve bunu tecrübe etmiş olabilirsiniz,
16:02
even behave a little more nicely in the taxi cab.
307
962800
3960
hatta takside biraz daha kibar davranıyorlarmış.
16:07
Uber and Didi are early but powerful examples
308
967360
3696
Uber ve Didi teknolojinin
insanlar arasında daha önce mümkün olmayan
16:11
of how technology is creating trust between people
309
971080
3976
güveni nasıl yaratığının ilkel ama güçlü örnekleridir.
16:15
in ways and on a scale never possible before.
310
975080
3280
Bugün çoğumuz yabancılar tarafından sürülen araçlarda daha rahatız.
16:19
Today, many of us are comfortable getting into cars driven by strangers.
311
979120
6056
16:25
We meet up with someone we swiped right to be matched with.
312
985200
4296
Eşleştirilmek için sağa kaydırdığımız birisiyle buluşuyoruz.
16:29
We share our homes with people we do not know.
313
989520
3936
Tanımadığımız insanlarla evimizi paylaşıyoruz.
16:33
This is just the beginning,
314
993480
2360
Bu sadece bir başlangıç,
16:36
because the real disruption happening
315
996440
2576
çünkü gerçekleşen gerçek dağılma
teknolojik değil.
16:39
isn't technological.
316
999040
1936
Onun yarattığı şey güven kaymasıdır
16:41
It's the trust shift it creates,
317
1001000
2320
16:43
and for my part, I want to help people understand this new era of trust
318
1003880
5096
ve bana düşen insanların yeni nesil güveni anlamalarına yardımcı olmak,
bu şekilde doğrusunu yapabiliriz
16:49
so that we can get it right
319
1009000
1656
16:50
and we can embrace the opportunities to redesign systems
320
1010680
3896
ve daha şeffaf, kapsayıcı ve hesaplanabilir olan sistemleri
16:54
that are more transparent, inclusive and accountable.
321
1014600
4096
yeniden düzenleyecek olan fırsatları kucaklayabiliriz.
16:58
Thank you very much.
322
1018720
1256
Çok teşekkür ederim.
(Alkışlar)
17:00
(Applause)
323
1020000
2576
17:02
Thank you.
324
1022600
1216
Teşekkürler.
17:03
(Applause)
325
1023840
3708
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7