Finding life we can't imagine | Christoph Adami

Christoph Adami: Hayal bile edemeyeceğimiz hayatı bulmak

Çeviri: Ekin Ozcan Gözden geçirme: Sancak Gülgen

So, I have a strange career.

Böyle tuhaf bir kariyere sahibim.

I know it because people come up to me, like colleagues, and say,

Bunu biliyorum, çünkü insanlar diğer meslektaşları gibi bana gelirler

"Chris, you have a strange career."

ve ''Chris, tuhaf bir kariyerin var'' derler.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And I can see their point,

Ve onunların bakış açısını görebiliyorum,

because I started my career as a theoretical nuclear physicist.

çünkü kendi kariyerime başladım

teorik bir nükleer fizikçi olarak.

And I was thinking about quarks and gluons and heavy ion collisions,

Ve kuarklar ve gluonları düşünüyordum.

ve büyük iyon çarpışmalarını düşünüyordum.

and I was only 14 years old --

ve daha 14 yaşında idim.

No, no, I wasn't 14 years old.

Hayır,hayır 14 yaşında değildim.

But after that,

Fakat bundan sonra,

aslında benim kendi laboratuvarım vardı

I actually had my own lab

bilişimsel sinirbilim departmanında,

in the Computational Neuroscience department,

ve sinirbilimiyle uğraşmıyordum.

and I wasn't doing any neuroscience.

Later, I would work on evolutionary genetics,

Daha sonra, evrimsel kalıtım bilimi üzerine ,

and I would work on systems biology.

ve sistem biyolojisi üzerine çalışacaktım.

But I'm going to tell you about something else today.

Fakat size bugün hakkında bir şeyler den bahsedeceğim.

I'm going to tell you about how I learned something about life.

Size hayat hakkında

nasıl bir şey öğrendiğimi anlatacağım.

And I was actually a rocket scientist.

Ve aslında füze bilimcisi idim.

I wasn't really a rocket scientist,

gerçek bir füze bilimcisi değildim,

but I was working at the Jet Propulsion Laboratory

fakat çalışıyordum

jet motoru laborotuvarında

Sıcağın olduğu bol güneşli California'da

in sunny California, where it's warm;

whereas now I am in the mid-West, and it's cold.

Oysa şimdi Orta Batı'da yım,

ve soğuk.

But it was an exciting experience.

Ama bu heyecan verici bir deneyim oldu.

One day, a NASA manager comes into my office,

Bir gün bir NASA yöneticisi odama geldi.

sits down and says,

Oturdu ve dedi ki,

"Can you please tell us, how do we look for life outside Earth?"

Lütfen bize anlatabilir misin,

dünya dışında yaşamı nasıl ararız?

ve bu benim için bir sürpriz oldu,

And that came as a surprise to me,

Çünkü gerçekten işe alındım.

because I was actually hired to work on quantum computation.

kuantum bilgisayarı üzerinde çalışmak için

Ancak, benim iyi bir cevabım vardı.

Yet, I had a very good answer.

I said, "I have no idea."

'' Hiçbir fikrim yok '' dedim.

(Laughter)

And he told me, "Biosignatures, we need to look for a biosignature."

Ve bana ''Biyosinyatürler,

bizim biyosinyatürler bulmaya ihtiyacımız var.'' dedi.

Ve dedim ki, ''O da ne?''

And I said, "What is that?"

And he said, "It's any measurable phenomenon

O '' Bu yaşam belirtisi gösteren

ölçülebilir

that allows us to indicate the presence of life."

bir fenomen.

And I said, "Really?

'' Gerçekten mi?'' dedim.

Because isn't that easy?

Çünkü o kadar kolay değil mi?

I mean, we have life.

Demek istediğim, bizim bir hayatımız var.

Can't you apply a definition,

Bir tanımda bulunabilir misiniz?

for example, a Supreme Court-like definition of life?"

örneğin gibi, Anayasa Mahkemesinin yaşam tanımı gibi mi? "

Ve sonra, biraz düşündüm ve

And then I thought about it a little bit, and I said,

"peki, gerçekten bu kadar kolay mı? dedim.

"Well, is it really that easy?

Çünkü, evet, böyle bir şey görürseniz,

Because, yes, if you see something like this,

then all right, fine, I'm going to call it life --

sonra tamam, bir yaşam olarak adlandıracağım,

no doubt about it.

hiç şüphe yok.

But here's something."

Fakat burada bir şey var''

And he goes, "Right, that's life too. I know that."

Ve gider bu da bir yaşam. Biliyorum.

Except, if you think that life is also defined by things that die,

Hayatı ölümlü şeylerle tanımlıyorsan

bu şeyle

you're not in luck with this thing,

Şanşlı değilsiniz,

because that's actually a very strange organism.

çünkü gerçekten çok garip bir organizma.

It grows up into the adult stage like that

Bu ileri bir aşamaya varır

ve sonra Benjamin Button'un aşamasına geçer,

and then goes through a Benjamin Button phase,

and actually goes backwards and backwards until it's like a little embryo again,

ve gerçekten geriye ve geriye

yeniden embriyo olana kadar gider

ve sonra gerçekten geri döner ve

and then actually grows back up, and back down and back up --

asla ölmez.

sort of yo-yo -- and it never dies.

So it's actually life,

Bu yüzden gerçek yaşamdır

ama bizim düşündüğümüz

but it's actually not as we thought life would be.

gibi gerçek değildir.

And then you see something like that.

ve sonra bunun gibi şeyler görürsünüz.

And he was like, "My God, what kind of a life form is that?"

ve O sanki ,''Allah'ım ne tür bir yaşam şekli?''

kim bilir?

Anyone know?

Sadece bir yaşam değil, bir kristal.

It's actually not life, it's a crystal.

Bu yüzden küçük şeylere

So once you start looking and looking at smaller and smaller things --

bakmaya başlarsın

so this particular person wrote a whole article and said,

bu yüzden bu özel kişi

bütün makaleyi yazar ve ''Hey, bunlar bakteridir'' der.

"Hey, these are bacteria."

Except, if you look a little bit closer,

Gördüğün dışında biraz daha yakından baktıysan gerçekte bu

you see, in fact, that this thing is way too small to be anything like that.

bunlar herhangi bir şey olmak için çok küçükler.

Böylece ikna oldu

So he was convinced, but, in fact, most people aren't.

ama gerçekte bir çok kişi olmadı.

Ve sonra, tabi ki,

And then, of course, NASA also had a big announcement,

NASA ayrıca büyük bir duyuru yaptı

and President Clinton gave a press conference,

ve Başkan Clinton

Mars gezegeni'nin bu inanılmaz keşfi hakkında

about this amazing discovery of life in a Martian meteorite.

bir basın toplantısı düzenledi,

Şu günlerde çok yoğun bir şekilde tartışılıyor.

Except that nowadays, it's heavily disputed.

Tüm bu resimlerden ders alırsak,

If you take the lesson of all these pictures,

then you realize, well, actually, maybe it's not that easy.

sonra kolay olmadığının farkına varırız.

Belki bu tür bir ayrım yapmak için

Maybe I do need a definition of life

hayatı tanımlamaya

in order to make that kind of distinction.

ihtiyacım var.

Hayatı tanımlayabilir miyiz?

So can life be defined?

Peki bunun hakkında ne dersin?

Well how would you go about it?

Şey tabi ki

Well of course, you'd go to Encyclopedia Britannica and open at L.

Britanica ansiklobedisini alcaktın ve L. yi açacaktın.

Hayır tabikide yapma bunu; google a yaz bir şeyler.

No, of course you don't do that; you put it somewhere in Google.

Ve sonra belki bir şey elde edersiniz.

And then you might get something.

(Laughter)

And what you might get --

Ve ne elde edersiniz

and anything that actually refers to things that we are used to,

ve size attığımız şeyleri gerçekten refer eden

her şey.

you throw away.

Ve sonra size böyle şeyler gelebilir.

And then you might come up with something like this.

Ve bazı şeylerin bir çok kavramla beraber

And it says something complicated with lots and lots of concepts.

karmaşık olduğunu söylüyor.

Dünya da kim

Who on Earth would write something as convoluted and complex and inane?

karmasık ve anlamsız bir şey

yazabilir?

Ov gerçekten önemli kavramlar

Oh, it's actually a really, really, important set of concepts.

Bu yüzden bir kaç kelimeyle vurguluyorum

So I'm highlighting just a few words

and saying definitions like that rely on things

ve amino asit yada yapraklar

aslında sadece süreç içinde kullanığımız

that are not based on amino acids or leaves or anything that we are used to,

herhangi bir şeyin

tanımını

veriyorum.

but in fact on processes only.

Ve bir göz atın,

And if you take a look at that,

Bu yazdığım yapay bir yaşamla uzlaşan kitabımda ki idi.

this was actually in a book that I wrote that deals with artificial life.

Ve niçin Nasa yöneticisinin benim ofisimde

And that explains why that NASA manager was actually in my office to begin with.

olduğunu açıklar.

Because the idea was that, with concepts like that,

Çünkü düşünce bunun gibi kavramlarlaydı,

maybe we can actually manufacture a form of life.

belki gerçekten yeni bir yaşam biçimi

oluşturabiliriz.

And so if you go and ask yourself, "What on Earth is artificial life?",

Ve böylece gidip kendi kendine

''Dünyada ki yapay yaşam nedir?'' diye sorarsan,

let me give you a whirlwind tour of how all this stuff came about.

bana bu şeylerin nasıl meydana geldiği konusunda

bir fikir ver.

And it started out quite a while ago,

Ve oldukça uzun süre önce

when someone wrote one of the first successful computer viruses.

ilk başarılı bilgisayar virüsünü yazdığımda

başladı.

Ve sizin içiin yeteri kadar yaşlı olmayanlar,

And for those of you who aren't old enough,

you have no idea how this infection was working --

Bu virüsün dikler aracılığı ile nasıl etkili olduğu konusunda

namely, through these floppy disks.

hiç bir fikrim yok.

But the interesting thing about these computer virus infections

fakat; bu bilgisayar virüsleri ilgili şeyler

eğer virüsün işe yaradığı

was that, if you look at the rate at which the infection worked,

orana bakarsanız,

they show this spiky behavior that you're used to from a flu virus.

alıştığınız grip virüsü

belirtilerini gösterir.

And it is in fact due to this arms race

Ve aslında bu virüsleri korsanlara geri ileten

between hackers and operating system designers

işletim sistemi tasarımcıları ve korsanlar arasında ki

that things go back and forth.

bir silahlanma yarışıdır.

And the result is kind of a tree of life of these viruses,

Ve virüslerin üç türü

sonuçtur,

a phylogeny that looks very much like the type of life

Çok belirgin bir filogen

alıştığımız en düşük virüs seviyesi türü gibi

that we're used to, at least on the viral level.

So is that life?

Yani hayat bu mu?

Not as far as I'm concerned.

Niçin? Çünkü bu şeyler kendi kendine oluşmaz.

Why? Because these things don't evolve by themselves.

Aslında onlar yazıcı hekırlara sahip.

In fact, they have hackers writing them.

Aslında fikir çok çabuk bir şekilde düşünüldü

But the idea was taken very quickly a little bit further,

when a scientist working at the Santa Fe Institute decided,

Bilim enstütüsüde çalışan bilim adamları karar verdiğinde

"Why don't we try to package these little viruses

Niçin bu küçük virüs paketlerini yapay bilgisayar dünyasında

in artificial worlds inside of the computer

onları paketlemeye çalışmıyoruz

ve onları geliştiriyoruz?

and let them evolve?"

And this was Steen Rasmussen.

Ve bu u Steen Rasmussendi.

And he designed this system, but it really didn't work,

Ve bu sistem tasarlandı ama gerçekten işe yaramadı,

because his viruses were constantly destroying each other.

çünkü onun virüsleri sürekli birbirlerini yok etti.

But there was another scientist who had been watching this, an ecologist.

Fakat;bunu izleyen bir başka ekolojist bilim adamı vardır.

Ve evine gitti sonra, '' Bunun nasıl onarıldığını biliyorum.''

And he went home and says, "I know how to fix this."

And he wrote the Tierra system,

Ve Tieera sistemini yazdı.

and, in my book,

Ve benim kitabımda ki ilklerden biri

is in fact one of the first truly artificial living systems --

gerçekten yapay bir yaşam sistemi

except for the fact that these programs didn't really grow in complexity.

bu programların bir karmaşada çalışmadığı gerçeği dışında.

So having seen this work, worked a little bit on this,

yani bu işi görünce biraz çalıştı,

this is where I came in.

Bu geldiğim yerdeydi.

And I decided to create a system that has all the properties

Ve karmaşıklığın evrimini görmek için

gerekli bir sistem oluşturmaya

that are necessary to see, in fact, the evolution of complexity,

karar verdik,

sürekli gelişen daha fazla ve daha karmasık bir sistem.

more and more complex problems constantly evolving.

Ve tabiki , nasıl şifrenin nasıl yazılcağını bilmeyip bu konuda yardım aldığımdan beri.

And of course, since I really don't know how to write code, I had help in this.

İki lisans öğrencim vardı

I had two undergraduate students

benle birlikte California Teknoloji Enstütüsünde çalışan.

at California Institute of Technology that worked with me.

Bu solda ki Charles Offria, sağda ki Titus Brown.

That's Charles Ofria on the left, Titus Brown on the right.

Onlar şimdi

They are now, actually, respectable professors

at Michigan State University,

Michigan Devlet üniverstsinde saygın birer profesör.

but I can assure you, back in the day, we were not a respectable team.

ama gün içinde geri dönebileceğimi size temin ederim,

biz saygın bir ekip değildik.

Ve üçümüzün bir arada olduğu bir fotoğrafımız olmadığından gerçekten

And I'm really happy that no photo survives

çok mutluyum.

of the three of us anywhere close together.

Fakat; bu sistem ne gibi?

But what is this system like?

Şeyyy gerçekten detaylara giremiyorum,

Well I can't really go into the details,

but what you see here is some of the entrails.

ama burda gördükleriniz iç organlardan bazılarıdır.

Ama odaklanmak istediğim

But what I wanted to focus on is this type of population structure.

nüfus yapısı türüdür.

Burada 10,000 program duruyor.

There's about 10,000 programs sitting here.

And all different strains are colored in different colors.

Ve tüm farklı türler farklı renklerdir.

And as you see here, there are groups that are growing on top of each other,

Ve gördüğünüz gibi, birbirlerinin üstünde büyüyen gruplar vardır.

çünkü yayılıyorlar.

because they are spreading.

Any time there is a program that's better at surviving in this world,

her zaman dünyada var olan daha iyi bir program

vardır.

due to whatever mutation it has acquired,

ne olursa olsun mutasyon nedeniyle,

it is going to spread over the others and drive the others to extinction.

Diğerlerine yayılacak ve diğerlei yok olacak.

Bu yüzden bu dinamizmi gördüğün yerin filmin, izleteceğim sana.

So I'm going to show you a movie

where you're going to see that kind of dynamic.

Ve bizim ürettiğimiz programlar ile

And these kinds of experiments are started with programs that we wrote ourselves.

bu tür deneyler başlatılır.

Kendi programlarımızı ürettik ve çoğalttık

We write our own stuff, replicate it, and are very proud of ourselves.

ve kendimizle çok gurur duyuyoruz.

And we put them in, and what you see immediately

Ve biz onları koyduk ve hemen gördüğümüzün

is that there are waves and waves of innovation.

yenilik dalgaları olmasıdır.

By the way, this is highly accelerated,

Bu arada bu son derece hızlandırılmıştır,

so it's like a 1000 generations a second.

ikinci jenerasyon gibi.

But immediately, the system goes like, "What kind of dumb piece of code was this?

Ama hemen sistem

''Ne tür bir lanet koddu bu?''

This can be improved upon in so many ways, so quickly."

Böylece bu pek çok yönden

geliştirilmiş olabilir.

So you see waves of new types taking over the other types.

Yani diğer türleri devralıp

yeni dalgalara bakın.

And this type of activity goes on for quite a while,

Ve bu tür aktiviteler uzun bir süre

until the main easy things have been acquired by these programs.

bu programlarla basit temel şeyler kazanılana dek.

And then, you see sort of like a stasis coming on

Ve sonra yüksek seviyede bir karmaşıklığın yeni bir türü ortaya çıkarılana dek

where the system essentially waits

bunun gibi, daha önceki tüm yenilikleri yayacak ve önceden sahip olduğu genleri silecek olan

for a new type of innovation, like this one,

bir sistemin yeni bir tür değişim için

which is going to spread over all the other innovations that were before

beklediği yere bağlı olarak

yeni bir

and is erasing the genes that it had before,

durgunluk

until a new type of higher level of complexity has been achieved.

görürsün.

And this process goes on and on and on.

Ve bu süreç devam eder.

So what we see here

Yani burda gördüğümüz

is a system that lives in very much the way we're used to how life goes.

çok alışık bir şekilde kullandığımız

sistemdir.

But what the NASA people had asked me really was,

Ama Nasa'nın bana asıl sorduğu

''Bu adamların

"Do these guys have a biosignature?

biyosinyatü rü var mı? idi.

Can we measure this type of life?

Bu tür bir yaşamı ölçebilir miyiz?

Because if we can,

Çünkü yapabilirsek,

maybe we have a chance of actually discovering life somewhere else

belki herhangi bir yerlerde yaşamı keşvetme sansımız

without being biased by things like amino acids."

hiç bir ön yargı olmadan

amino asit gibi şeyler ile vardır.''

So I said, "Well, perhaps we should construct a biosignature

Böylece ''Eh belki evrensel bir süreç olarak

yaşama dayalı bir siyatür

based on life as a universal process.

oluşturmalıyız.

In fact, it should perhaps make use of the concepts that I developed

Aslında belkide basit bir yaşam sisteminin

ne olabileceğini sıralamak için

geliştirdiğim kavramların kullanımı

just in order to sort of capture what a simple living system might be."

olmalıdır.''

Ve benle gelen şey

And the thing I came up with --

I have to first give you an introduction about the idea,

İlk olarak düşüncenin tanımını vermek zorundayım

and maybe that would be a meaning detector,

ve belki hayat bulucu yerine

bulucu olacak.

rather than a life detector.

And the way we would do that --

Ve izledimiz yol

I would like to find out how I can distinguish text

Milyonlarca maymun tarafından yazılmış metin

that was written by a million monkeys, as opposed to text that is in our books.

nasıl ayırt edilir öğrenmek istiyorum.

metindeki kitapların aksine.

And I would like to do it in such a way

Ve okumak zorunda olmadığım bir yolla

that I don't actually have to be able to read the language,

öğrenmek istiyorum,

çünkü bunu yapamıyacağım.

because I'm sure I won't be able to.

Birkaç çeşit alfabe olduğunu bildiğim sürece .

As long as I know that there's some sort of alphabet.

Yani burada araziyi ne sıkılıkla

So here would be a frequency plot

bulduğu

of how often you find each of the 26 letters of the alphabet

alfabenin 26 harfinin her biri

in a text written by random monkeys.

maymunlar tarafından yazılmış metinde

And obviously, each of these letters comes off about roughly equally frequent.

Ve kesinlikle her bir harf

eşit sıklıkta gelir.

Fakat;şimdi İngilizce metinlerde ki aynı dağıtıma baktıysan

But if you now look at the same distribution in English texts,

it looks like that.

bunun gibi görünür.

And I'm telling you, this is very robust across English texts.

Ve diyorum ki bu İngilizce metinler arasında çok sağlam.

Ve biraz Fransızca metinlere baktıysam bu biraz

And if I look at French texts, it looks a little bit different,

İtalyanca ve Almanca'dan farklı.

or Italian or German.

Bunlar frekans dağılımının kendi türleridir,

They all have their own type of frequency distribution,

Fakat çok zorlardır.

but it's robust.

Bilim hakkında mı ya da siyaset hakkında mı yazıldığı pek önemli değil.

It doesn't matter whether it writes about politics or about science.

Şiir testi mi

It doesn't matter whether it's a poem or whether it's a mathematical text.

ya da matematik testi mi olduğu hiç önemli değil.

Zor bir sinyatür,

It's a robust signature,

ve çok istikrarlı.

and it's very stable.

As long as our books are written in English --

Kitaplarımız ingilizce yazıldığı sürece

çünkü insalar onları tekrar okuyor ve kopyalıyor

because people are rewriting them and recopying them --

it's going to be there.

orada olacak.

So that inspired me to think about, well, what if I try to use this idea

Bu nedenle bana düşünmek için ilham veren,

şey, rastgele bir text bulmak için

bu düşünceyi kullanırsanız

in order, not to detect random texts from texts with meaning,

anlamlı bir metinden,

but rather detect the fact that there is meaning

ama gerçek anlamı bularak

in the biomolecules that make up life.

hayatı yapan biyo moleküler biyoloji ile

Fakat; birincisi Soru sormak zorundayım:

But first I have to ask:

what are these building blocks,

Sana gösterdiğim alfabe gibi bu yapı taşlarının unsurları nelerdir?

like the alphabet, elements that I showed you?

Şey, sonuçta bu yapı taşları gibi

Well it turns out, we have many different alternatives

pek çok farklı alternatifimiz var.

for such a set of building blocks.

Amino asitleri kullanıyoruz ,

We could use amino acids,

we could use nucleic acids, carboxylic acids, fatty acids.

Nükleik asitler, karboksilik asitler, yağ asitlerini kullanabilirdik.

In fact, chemistry's extremely rich, and our body uses a lot of them.

Aslında, Kimya çok zengin ve vucudumuz bunun büyük bir bölümünü kullanır.

Bundan dolayı bu fikri test etmek için

So that we actually, to test this idea,

first took a look at amino acids and some other carboxylic acids.

ilk olarak amino asitlere ve koboksilik asitlere bir göz attım.

Ve burada sonuç.

And here's the result.

Here is, in fact, what you get

Burda ki gerçek burda senin ne aldığın

if you, for example, look at the distribution of amino acids

Eğer amino asitlerin dağılımına baktıysan

on a comet or in interstellar space or, in fact, in a laboratory,

uzayda bir kuyruklu yıldız yada yıldızlar üzerinde

ya da aslında bir lobarotuvarda,

where you made very sure that in your primordial soup,

Senin yaptığın ilk ilkel çorbanın olduğu yerde

orada yaşayan şeylerin olmadığı yerde.

there is no living stuff in there.

Bulduğun çoğublukla alanin ve sonrasında glisindir

What you find is mostly glycine and then alanine

ve diğer bazı iz elementler vardır.

and there's some trace elements of the other ones.

That is also very robust --

Bu hem de amino asitlerin olduğu yerde ne bulduğun

what you find in systems like Earth

dünya sisteminde

where there are amino acids, but there is no life.

çok zor.

Ama orada yaşam yok.

But suppose you take some dirt and dig through it

Ama farzek ki biraz leke eline aldın

ve kazı onu

and then put it into these spectrometers,

ve sonra bu spektometrelerin içine koy,

because there's bacteria all over the place;

çünkü her yerde bakteriler var;

or you take water anywhere on Earth,

ya da dünya da her hangi bir yeren su al,

çünkü yaşamla uyum sağlıyorlar.

because it's teaming with life,

and you make the same analysis;

ve biraz analiz ed;

the spectrum looks completely different.

spektrum tamamen farklı gözüküyor.

Tabiki alain ve glisin var,

Of course, there is still glycine and alanine,

but in fact, there are these heavy elements, these heavy amino acids,

fakat gerçekte, bu ağır elementler

that are being produced because they are valuable to the organism.

üretilmiş amino asitlerdir.

çünkü organizma için değerlidirler.

Ve 20 seti kullanılmayan

And some other ones that are not used in the set of 20,

diğer organizmalar

her türlü konsantrasyonda

they will not appear at all in any type of concentration.

görünmeyeceklerdir.

So this also turns out to be extremely robust.

Bu yüzden son derece zor.

It doesn't matter what kind of sediment you're using to grind up,

Bilemek için bakteri, bitki ya da herhangi bir hayvan olsun

bilemek için ne kullandığınızın hiç bir önemi yoktur.

whether it's bacteria or any other plants or animals.

Herhangi bir yerde hayat var,

Anywhere there's life,

you're going to have this distribution,

B dağıtım için gidiyoruz,

as opposed to that distribution.

dağıtıma karşı olarak.

And it is detectable not just in amino acids.

Ve bu sadece amino asitlerle saptanabilir.

Now you could ask:

Şimdi sorabilirsin:

Well, what about these Avidians?

şey, bu Avidans hakkında ne var?

Avidanslar bunları kusursuzca kopyalayan ve karmaşıklığı artan

The Avidians being the denizens of this computer world

where they are perfectly happy replicating and growing in complexity.

bu bilgisayar dünyasının sakinleridir.

So this is the distribution that you get if, in fact, there is no life.

Yani aldığın bu dağıtım

gerçekse orada yaşam yoktur.

They have about 28 of these instructions.

Bunların 28 öğretisi var.

And if you have a system where they're being replaced one by the other,

ve diğeri ile yer değiştiren bir sisteme sahipsen

BU maymunların daktiloda yazdığına benzer.

it's like the monkeys writing on a typewriter.

Bu talimatlardan her biri

Each of these instructions appears with roughly the equal frequency.

yaklaşık olarak eşit sıklıkta görünür.

But if you now take a set of replicating guys

Ama bu videoda gördüğünüz gibi

bunu kopyalayan elemanlrın bir bölümünü alacaksın

like in the video that you saw,

buna benzer.

it looks like this.

Yani bu organizmalar için son derece değerli olan

So there are some instructions

that are extremely valuable to these organisms,

ve yoğunluğu fazla olacak olan

talimatlar var.

and their frequency is going to be high.

And there's actually some instructions that you only use once, if ever.

Ve bi kere kullanabileceğin

bazı talimatlar var.

So they are either poisonous

Yani onlar da zehirli

or really should be used at less of a level than random.

ya da yada daha düşük bir seviyede kullanılması gerekenlerdir.

In this case, the frequency is lower.

Bu durumda frekans düşüktür.

Ve böylece şimdi gerçekten güçlü bir imza görebilirmiyiz?

And so now we can see, is that really a robust signature?

I can tell you indeed it is,

Aslında size olabileceğini söyleyebilirim,

because this type of spectrum, just like what you've seen in books,

çünkü bu tür spektrumlar kitapta ne gördüğün gibi

and just like what you've seen in amino acids,

ve amino asitlerde ne gördüğün gibidir.

it doesn't really matter how you change the environment,

Gerçekten çevrenin nasıl değiştiğini fark etmessiniz, çok sağlam;

it's very robust, it's going to reflect the environment.

O ortamı yansıtacak.

Şimdi yaptığımız küçükbir deneyle size göstereceğim.

So I'm going to show you now a little experiment that we did.

Ve size açıklayacağım,

And I have to explain to you,

bu grafiğin en üstünü

the top of this graph

shows you that frequency distribution that I talked about.

hakkında konuşmuş olduğumuz frekansı gösterir.

Here, that's the lifeless environment

Aslında, burada eşit bir sıklıkta meydana gelen

komutların olduğu yaşamsız bir

where each instruction occurs at an equal frequency.

ortam vardır.

Ve bunun altında ki

And below there, I show, in fact, the mutation rate in the environment.

mutasyon oranını gösterdim.

And I'm starting this at a mutation rate that is so high

Ve bu yüksek olan mutasyon oranında işe başladım,

that even if you would drop a replicating program

hatta tüm dünyada

memnuniyetle

that would otherwise happily grow up to fill the entire world,

kullanılan

bir program olsaydın ,

eğer kaybedersen hemen ölmek için mutasyona uğramış olursun.

if you drop it in, it gets mutated to death immediately.

So there is no life possible at that type of mutation rate.

Yani, mutasyon ranında

bu tür bir yaşam olasılığı yoktur.

But then I'm going to slowly turn down the heat, so to speak,

Ama sonra tabiri caizsse ısıyı yavaş yavaş kapatmak için gidiyorum

and then there's this viability threshold

ve sonra repligatörün yaşaması için

where now it would be possible for a replicator to actually live.

şimdi mümkün olabiileceği yerde

canlılık eşiği vardırr.

And indeed, we're going to be dropping these guys into that soup all the time.

Ve aslında bu adamları

bunun içine bırakacağız.

bu yüzden nasıl görünüyor bir göz atalım.

So let's see what that looks like.

Bunun için ilk önce, hiçbir şey, hiçbir şey, hiçbir şey.

So first, nothing, nothing, nothing.

Çok sıcak, çok sıcak.

Too hot, too hot.

Now the viability threshold is reached,

Şimdi canlılık eşiğine ulaştı

and the frequency distribution has dramatically changed

ve frekans dağılımı

dramatik bir şekilde değişti ve aslında dengeledi.

and, in fact, stabilizes.

Ve şimdi benim burda yaptığım

And now what I did there

is, I was being nasty, I just turned up the heat again and again.

kirlenmem ve sadece ısıyı tekrar tekrar döndürmem oldu.

Elbette bu canlılık eşiğine ulaşır.

And of course, it reaches the viability threshold.

And I'm just showing this to you again because it's so nice.

Ve size tekar göateriyorum çünkü çok güzel.

You hit the viability threshold.

Canlılık eşiğini yakaladın.

The distribution changes to "alive!"

Dağılım canlı olarak değişir

And then, once you hit the threshold

Ve sonra iki kez eşiğe vur

where the mutation rate is so high that you cannot self-reproduce,

mutasyon oranının çok yüksek olduğu yerde

senin yeniden üretemeyeceğin,

bilgi kaydedemeyeceğin

you cannot copy the information forward to your offspring

ileri sonuçlarının

without making so many mistakes that your ability to replicate vanishes.

bir çok hata yapmak olamksızın

taklit yeteneğini ortadan kaybeden.

And then, that signature is lost.

Ve sonra isaretler kayıp.

biz ne öğrenebiliriz?

What do we learn from that?

Well, I think we learn a number of things from that.

Bundan bir çok şey öğrenebileceğimizi düşünüyorum.

One of them is,

bunlardan biri,

if we are able to think about life in abstract terms --

eğer biz yaşamı

soyur bir açıdan düşünebilirsek--

and we're not talking about things like plants,

ve bu gibi bitkilerden bassetmez isek,

ve biz amino asitlerden bassetmez isek ,

and we're not talking about amino acids,

ve bakterilerden bassetmes isek,

and we're not talking about bacteria,

but we think in terms of processes --

ama biz süreçler açısından düşünüyoruz.

sonra o zaman biz yaşam hakkında düşünmeye başlarız,

then we could start to think about life

not as something that is so special to Earth,

değil dünya için çok özel olamayan,

but that, in fact, could exist anywhere.

ama , aslında , herhangi bir yerde var olabilecek bir şey.

Because it really only has to do with these concepts of information,

Çünkü gerçekten ve sadece

bu bilgilerle

of storing information within physical substrates --

fiziksel subratlar içinde

bilgi depolamak zorudadır.

anything: bits, nucleic acids, anything that's an alphabet --

herhangi bir şey:bit nükleik asit

alfabenin herhangi bir unsuru--

and make sure that there's some process

ve kesinlikle bir çok süreç var

so that this information can be stored for much longer than you would expect --

böylece bu bilgi sandığından çok uzun bir süre

depolanabilir.

bilgi bozulma ölçeklerinde

the time scales for the deterioration of information.

Ve eğer yapabilirsen,

And if you can do that, then you have life.

sonra bir yaşama sahip olursun.

So the first thing that we learn

böulece öğrendiğimiz ilk sey

is that it is possible to define life in terms of processes alone,

hayatı tanımlamak

tek başına süreçleri açısından,

without referring at all to the type of things that we hold dear,

hiç bir referasn olmadan

bizim tuttuğumuz varlıkların türü

dünya da ki hayatın yanı sıra

as far as the type of life on Earth is.

And that, in a sense, removes us again,

ve bir bakıma bizi tekrar ortadan kaldırır.

like all of our scientific discoveries, or many of them --

bizim bilimsel keşiflerimiz gibi ya da bir çoğu gibi

it's this continuous dethroning of man --

tahttan indirilen bu adam kalıcıdır

düşünüyoruz çünkü varız.

of how we think we're special because we're alive.

Well, we can make life; we can make life in the computer.

Biz bir yaşam oluşturabiliriz.biz bilgisaar ortamında bir yaşam oluşturabiliriz.

Granted, it's limited,

farz edelim ki bu sınırlı,

but we have learned what it takes in order to actually construct it.

ama gerçekten yaratmak için ne gerektiğini

öğrendik.

And once we have that,

Ve bir defa sahip olduğumuz,

then it is not such a difficult task anymore

sonra temel süreçleri anlamak ve acıklamak gibi

to say, if we understand the fundamental processes

zor bir görev olmaktan çıkar

that do not refer to any particular substrate,

yani herhangi bir özel yüzeyden söz etmiyoruz,

then we can go out and try other worlds,

sonra dışarı

diğer dünyalara gidebiliriz,

figure out what kind of chemical alphabets might there be,

burda ne tür bir alfabe olduğunu anlarız belki,

normal kimyası hakkında yeterli bir bilgi,

figure enough about the normal chemistry, the geochemistry of the planet,

gezegenin jeokimyası

böylece biz bu dağılım neye benziyor biliyoruz

so that we know what this distribution would look like in the absence of life,

yaşam yokluğunda,

and then look for large deviations from this --

ve o zaman bu büyük sapmalar

this thing sticking out, which says, "This chemical really shouldn't be there."

bu dışarı taşacak,

''Bu kimyasal gerçekten orda olmalı'' deyip.

Now we don't know that there's life then,

Şimdi orda yaşam olup olmadığını bilmiyoruz,

but we could say,

Fakat

"Well at least I'm going to have to take a look very precisely at this chemical

''Eh en azından ben bu hassas kimyasala göz atmaya gidiyorum

and see where it comes from."

ve nerden geldiğime bak'' diyebilirdim.

Ve bu bizim gözle görülür

And that might be our chance of actually discovering life

hayatı keşvetme bir şansımız

when we cannot visibly see it.

olabilir.

And so that's really the only take-home message that I have for you.

Ve bu yüzden senden aldığım

ev mesajıdır.

Life can be less mysterious than we make it out to be

Hayat bizim yaptığımızdan biraz

daha gizemli olabilir.

when we try to think about how it would be on other planets.

biz diğer gezegenlerde nasıl bir yaşam olduğunu düşünürsek.

And if we remove the mystery of life,

Ve biz hayatın gizemini kaldırırsak

then I think it is a little bit easier for us to think about how we live,

sonra biraz kolay olur

nasıl yaşayacağımızı dünmemiz için

and how perhaps we're not as special as we always think we are.

ve belki de biz düşündüğümüz kadar özel değiliz.

And I'm going to leave you with that.

artık ayrılıyorum.

Ve hepinize teşekkürler.

And thank you very much.

(Applause)

(Alkış)