"Everything happens for a reason" -- and other lies I've loved | Kate Bowler | TED

5,831,975 views ・ 2019-07-02

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nevaz Mescioğlu Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
There is some medical news that nobody, absolutely nobody,
0
12786
3930
Sağlığa dair bazı haberler vardır ki, kimse, kesinlikle hiç kimse
00:16
is prepared to hear.
1
16740
1421
duymaya hazır değildir.
00:18
I certainly wasn't.
2
18817
1404
Ben de kesinlikle değildim.
00:20
It was three years ago that I got a call in my office
3
20832
3641
Üç sene önce bir tetkik sonucunu bildirmek için ofisimden aradılar.
00:24
with the test results of a recent scan.
4
24497
2684
00:27
I was 35 and finally living the life I wanted.
5
27205
3911
35 yaşındaydım ve en sonunda istediğim hayatı yaşıyordum.
00:31
I married my high school sweetheart
6
31711
2094
Lise aşkımla evlenmiştim
00:33
and had finally gotten pregnant after years of infertility.
7
33829
3705
ve senelerce denemenin sonunda hamile kalmıştım.
00:38
And then suddenly we had a Zach,
8
38344
2108
Sonra birdenbire bir Zach'imiz oldu.
00:41
a perfect one-year-old boy/dinosaur,
9
41249
3710
Bir yaşında mükemmel bir erkek çocuk
ya da dinozor, keyfine göre değişiyordu.
00:44
depending on his mood.
10
44983
1350
00:46
And having a Zach suited me perfectly.
11
46944
3085
Zach'e sahip olmak bana çok yakışmıştı.
Akademide ilk başvurduğum işe alınmıştım,
00:51
I had gotten the first job I applied for in academia,
12
51168
4023
00:55
land of a thousand crushed dreams.
13
55215
2688
ki akademi, binlerce kişinin hayallerinin yıkıldığı bir yerdir.
00:58
And there I was,
14
58601
1287
Ben işte oradaydım,
00:59
working at my dream job
15
59912
2023
hayalimdeki işte çalışıyordum,
01:01
with my little baby
16
61959
1482
minik bir bebeğim
01:03
and the man I had imported from Canada.
17
63465
2748
ve Kanada'dan ithal ettiğim bir adam vardı.
01:06
(Laughter)
18
66237
1396
(Gülüşmeler)
01:07
But a few months before, I'd started feeling pain in my stomach
19
67657
2978
Ancak birkaç ay önce, midemde sancılar hissetmeye başlamıştım
01:10
and had gone to every expert to find out why.
20
70659
2547
ve sebebini bulabilmek için birçok uzmana gitmiştim.
01:13
No one could tell me.
21
73779
1289
Kimse sebebini bulamamıştı.
01:15
And then, out of the blue,
22
75444
2500
Sonra, beklenmedik bir anda bir doktorun asistanı beni aradı.
01:17
some physician's assistant called me at work
23
77968
3547
01:21
to tell me that I had stage IV cancer,
24
81539
2789
4. aşama kanser olduğumu
01:24
and that I was going to need to come to the hospital right away.
25
84352
3048
ve derhal hastaneye gelmem gerektiğini söyledi.
01:28
And all I could think of to say was,
26
88239
3006
Düşünebildiğim tek şey şuydu:
01:31
"But I have a son.
27
91269
1520
"Ama benim bir oğlum var.
01:33
I can't end.
28
93945
1974
Şu anda ölemem.
01:35
This world can't end.
29
95943
2282
Dünya şu an sona eremez.
01:38
It has just begun."
30
98249
2230
Her şey daha yeni başladı."
01:41
And then I called my husband, and he rushed to find me
31
101458
2643
Sonra kocamı aradım, hemen yanıma geldi
01:44
and I said all the true things that I have known.
32
104125
2810
ve bildiğim tüm gerçekleri ona söyledim.
01:46
I said, "I have loved you forever,
33
106959
3060
Dedim ki: "Seni her zaman sevdim.
01:50
I have loved you forever.
34
110043
1664
Seni her zaman sevdim.
01:51
I am so sorry.
35
111731
1984
Çok üzgünüm.
01:53
Please take care of our son."
36
113739
2058
Lütfen oğlumuza iyi bak."
01:56
And then as I began the walk to the hospital,
37
116806
2729
Sonra hastaneye doğru yürürken ilk defa aklımdan şu geçti:
01:59
it crossed my mind for the first time,
38
119559
2943
02:02
"Oh. How ironic."
39
122526
2735
"Ah! Ne kadar ironik.
02:05
I had just written a book called "Blessed."
40
125285
3440
Daha yeni "Blessed" isimli bir kitap yazdım."
02:09
(Laughter)
41
129097
2000
(Gülüşmeler)
02:12
I am a historian
42
132077
1252
Ben bir tarihçiyim.
02:13
and an expert in the idea that good things happen to good people.
43
133353
3560
"İyi insanların başına iyi şeyler gelir." düşüncesinde uzmanım.
02:17
I research a form of Christianity nicknamed "the prosperity gospel,"
44
137373
4266
Hristiyanlığın "mutluluk hakikati" denilen bir hâlini araştırıyorum
02:21
for its very bold promise that God wants you to prosper.
45
141663
4196
cüretkâr bir vaadinden dolayı: Tanrı senin mutlu olmanı ister.
02:25
I never considered myself a follower of the prosperity gospel.
46
145883
3759
Hiçbir zaman kendimi mutluluk hakikatini benimseyen biri olarak düşünmedim.
02:29
I was simply an observer.
47
149666
1946
Sadece bir gözlemciydim.
Mutluluk hakikati şuna inanır:
02:32
The prosperity gospel believes that God wants to reward you
48
152134
3667
Eğer doğru inanca sahipsen Tanrı seni ödüllendirmek ister.
02:35
if you have the right kind of faith.
49
155825
2110
02:37
If you're good and faithful,
50
157959
2366
İyi bir insansan ve inançlıysan
02:40
God will give you health and wealth
51
160349
2209
Tanrı sana sağlık, zenginlik ve sonsuz mutluluk verir.
02:42
and boundless happiness.
52
162582
1823
02:44
Life is like a boomerang:
53
164817
1475
Hayat bir bumerang gibidir.
02:46
if you're good,
54
166316
1309
Eğer iyi biriysen iyi şeyler her zaman seni bulur.
02:47
good things will always come back to you.
55
167649
2572
02:50
Think positively. Speak positively.
56
170245
3404
Olumlu düşün, olumlu konuş.
02:53
Nothing is impossible if you believe.
57
173673
3197
Eğer inanırsan hiçbir şey imkânsız değildir.
02:58
I got interested in this very American theology
58
178110
3446
18 yaşındayken bu Amerikan teolojisine ilgi duymaya başladım
03:01
when I was 18 or so,
59
181580
1627
03:03
and by 25 I was traveling the country interviewing its celebrities.
60
183231
4433
ve 25 yaşına geldiğimde ülkeyi dolaşıyor
ve bu akımın ünlüleriyle röportaj yapıyordum.
10 yılımı televizyon misyonerleriyle konuşarak geçirdim,
03:08
I spent a decade talking to televangelists
61
188148
3706
03:11
with spiritual guarantees for divine money.
62
191878
3036
ilahi servet için ruhani garantiler veriyorlardı.
03:15
I interviewed countless megachurch pastors with spectacular hair
63
195501
4474
Devasa kiliselerde çarpıcı saçlı sayısız papazla
03:19
about how they live their best lives now.
64
199999
2679
hayatı nasıl en iyi şekilde yaşadıklarına dair mülakat yaptım.
03:23
I visited with people in hospital waiting rooms
65
203545
2607
Hastane bekleme odalarındaki
ve konforlu ofislerdeki insanları ziyaret ettim.
03:26
and plush offices.
66
206176
1528
03:28
I held hands with people in wheelchairs,
67
208221
2509
Tekerlekli sandalyede iyileşmek için dua eden insanların elini tuttum.
03:30
praying to be cured.
68
210754
1498
03:33
I earned my reputation as destroyer of family vacations
69
213252
4705
Aile tatillerini mahvetme unvanını kazandım
03:37
for always insisting on being dropped off at the fanciest megachurch in town.
70
217981
4235
çünkü yoldaki en büyük kilisede beni indirmeleri için hep ısrar ediyordum.
03:42
If there was a river running through the sanctuary,
71
222653
2998
Tapınağın oradan akan bir ırmak,
03:45
an eagle flying freely in the auditorium,
72
225675
3074
oditoryumda özgürce uçan bir kartal
03:48
or an enormous spinning golden globe,
73
228773
2820
veya dönen devasa bir altın küre varsa
03:51
I was there.
74
231617
1228
ben oradaydım.
03:54
When I first started studying this, the whole idea of being "blessed"
75
234199
3680
Bunu ilk çalışmaya başladığımda
tüm bu "kutsanmışlık" fikri bugün olduğu gibi değildi.
03:57
wasn't what it is today.
76
237903
1659
04:00
It was not, like it is now,
77
240062
2083
Henüz bir dizi "#kutsanmış" ev eşyaları hâline gelmemişti.
04:02
an entire line of "#blessed" home goods.
78
242169
2915
04:05
It was not yet a flood of "#blessed" vanity license plates and T-shirts
79
245758
5148
Henüz "#kutsanmış" plakalar, tişörtler ve neon duvar sanatları akımı oluşmamıştı.
04:10
and neon wall art.
80
250930
1634
04:13
I had no idea that "blessed" would become one of the most common cultural cliches,
81
253275
5356
"Kutsanmış"ın ortak kültürün klişelerinden olabileceği hiç aklıma gelmemişti.
04:18
one of the most used hashtags on Instagram,
82
258655
2917
Instagram'da en çok kullanılan etiketlerden biri olacağını
04:21
to celebrate barely there bikini shots,
83
261596
2575
ve bikinili pozları kutlamak için kullanılacağını düşünmemiştim.
04:24
as if to say, "I am so blessed.
84
264195
2440
Sanki "Ben öyle kutsanmışım ki, bu beden için teşekkürler İsa." dercesine.
04:26
Thank you, Jesus, for this body."
85
266659
2269
04:28
(Laughter)
86
268952
2513
(Gülüşmeler)
04:32
I had not yet fully grasped the way that the prosperity gospel
87
272233
3832
Mutluluk hakikatinin nasıl büyük sivil bir din hâline geldiğini
04:36
had become the great civil religion,
88
276089
2917
ve nasıl Amerikan rüyasına daha üstün başka bir açıklama sunduğunu
04:39
offering another transcendent account
89
279030
2500
04:41
of the core of the American Dream.
90
281554
2129
henüz tam anlamamıştım.
04:44
Rather than worshipping the founding of America itself,
91
284176
3508
Mutluluk hakikati, Amerika'nın kendisine tapınmaktansa
04:47
the prosperity gospel worshipped Americans.
92
287708
2873
Amerikalılara tapındı.
04:51
It deifies and ritualizes their hungers,
93
291027
3160
Amerikalıların açlıklarını, sıkı çalışmalarını ve ahlaki yapılarını
04:54
their hard work and moral fiber.
94
294211
2654
tanrılaştırdı ve ritüel hâline getirdi.
Amerikalılar, iyimserliğin hakikatine inanıyorlar
04:58
Americans believe in a gospel of optimism,
95
298305
3010
05:01
and they are their own proof.
96
301339
1918
ve kendilerinin ispatı oldular.
05:04
But despite telling myself,
97
304459
1704
Kendime "Sadece bu konuyu araştırıyorum, onlar gibi değilim." dememe rağmen
05:06
"I'm just studying this stuff, I'm nothing like them,"
98
306187
3288
05:09
when I got my diagnosis,
99
309499
1678
bana tanı koyulduğunda
05:11
I suddenly understood how deeply invested I was
100
311201
4198
kendi Horatio Alger teolojime çok derinden bağlanmış olduğumu anladım.
05:15
in my own Horatio Alger theology.
101
315423
2670
05:19
If you live in this culture, whether you are religious or not,
102
319178
3211
Böyle bir kültürde yaşıyorsanız, dindar olun ya da olmayın,
05:22
it is extremely difficult to avoid falling into the trap
103
322413
3803
erdem ve başarının el ele gittiğine inanma tuzağına düşmemeniz oldukça zordur.
05:26
of believing that virtue and success go hand in hand.
104
326240
4261
05:31
The more I stared down my diagnosis,
105
331485
2508
Kendi teşhisim üzerine düşündükçe
05:34
the more I recognized that I had my own quiet version
106
334017
3380
"İyi insanların başına iyi şeyler gelir." fikrine sessizce katıldığımı fark ettim.
05:37
of the idea that good things happen to good people.
107
337421
3105
05:41
Aren't I good?
108
341150
1156
İyi biri değil miyim?
05:42
Aren't I special somehow?
109
342744
1816
Bir şekilde özel değil miyim?
05:45
I have committed zero homicides
110
345144
2802
Hiç kimseyi öldürmedim,
05:47
to date.
111
347970
1165
bugüne kadar.
05:49
(Laughter)
112
349159
2499
(Gülüşmeler)
05:51
(Applause)
113
351682
1936
(Alkışlar)
05:53
So why is this happening to me?
114
353642
1783
Bu neden benim başıma geliyor?
05:56
I wanted God to make me good
115
356650
2182
Tanrının bana iyi davranmasını
05:58
and to reward my faith with just a few shining awards along the way.
116
358856
3960
ve güvenimi sadece birkaç parlak mükâfatla ödüllendirmesini istemiştim.
06:03
OK, like, a lot of shining awards.
117
363377
2254
Peki, tamam, birçok parlak mükâfatla.
06:05
(Laughter)
118
365655
1008
(Gülüşmeler)
06:06
I believed that hardships were only detours
119
366687
2807
Uzun, çok uzun olacağına emin olduğum hayatımda
06:09
on what I was certain would be my long, long life.
120
369518
3561
zorlukların sadece dolambaçlı yollar olduğuna inanmıştım.
06:14
As is this case with many of us, it's a mindset that served me well.
121
374270
4101
Bu, birçoğumuz için geçerli olduğundan bana iyi gelen bir zihniyet olmuştu.
Başarı hakikati benim başarıya ulaşmamı, büyük hayaller kurmamı
06:19
The gospel of success drove me to achieve,
122
379024
3122
06:22
to dream big,
123
382170
1570
06:23
to abandon fear.
124
383764
1449
ve korkuyu bırakmamı sağladı.
06:26
It was a mindset that served me well
125
386183
2472
Bu bana iyi gelen bir düşünce yapısıydı,
06:28
until it didn't,
126
388679
1573
ta ki işe yaramayana kadar,
06:30
until I was confronted with something I couldn't manage my way out of;
127
390276
3961
ta ki içinden çıkamadığım bir durumla karşılaşana kadar,
06:35
until I found myself saying into the phone,
128
395078
2642
ta ki kendimi, telefonda "Ama bir oğlum var." derken bulana kadar
06:37
"But I have a son,"
129
397744
1529
06:39
because it was all I could think of to say.
130
399776
3016
çünkü aklıma gelen tek şey buydu.
06:45
That was the most difficult moment to accept:
131
405411
2535
Kabullenmesi en zor anlar telefon görüşmesi, hastaneye yürümek
06:48
the phone call, the walk to the hospital,
132
408637
3243
06:51
when I realized that my own personal prosperity gospel
133
411904
3699
ve kendi mutluluk hakikatimin beni yüzüstü bıraktığını fark etmekti.
06:55
had failed me.
134
415627
1189
06:57
Anything I thought was good or special about me could not save me --
135
417673
4955
Kendimle ilgili iyi veya özel olduğunu düşündüğüm hiçbir şey beni kurtaramazdı.
07:02
my hard work, my personality,
136
422652
2784
Sıkı çalışmam, kişiliğim,
07:05
my humor, my perspective.
137
425460
2681
mizah anlayışım, bakış açım...
07:08
I had to face the fact that my life is built with paper walls,
138
428914
3849
Herkesinki gibi benim hayatımın da
kağıttan duvarlarla örülü olduğu gerçekliğiyle yüzleşmek zorundaydım.
07:12
and so is everyone else's.
139
432787
1931
07:16
It is a hard thought to accept that we are all a breath away
140
436821
4105
Yeri doldurulamaz bir şeyi mahvedecek bir probleme
veya hayatımızı tamamen değiştirebilecek bir soruna
07:20
from a problem that could destroy something irreplaceable
141
440950
3781
bir nefes kadar uzakta olduğumuzu kabul etmek hepimiz için çok zor.
07:24
or alter our lives completely.
142
444755
2112
07:27
We know that in life there are befores and afters.
143
447644
3280
Biliyoruz ki hayatta önceler ve sonralar var.
07:31
I am asked all the time to say that I would never go back,
144
451743
4321
Her zaman, önceye dönmeyi hiç istemediğimi
07:36
or that I've gained so much in perspective.
145
456088
2507
veya bakış açımın çok değiştiğini söylememi istiyorlar
07:39
And I tell them no,
146
459074
1809
ve ben onlara diyorum ki "Hayır, öncesi daha iyiydi."
07:40
before was better.
147
460907
1944
07:45
A few months after I got sick, I wrote about this
148
465793
2310
Hastalandıktan birkaç ay sonra bununla ilgili bir yazı yazdım
07:48
and then I sent it off to an editor at the "New York Times."
149
468127
2979
ve New York Times'ta bir editöre gönderdim.
07:51
In retrospect, taking one of the most vulnerable moments of your life
150
471742
4197
Geriye dönüp baktığımda, hayatınızın en kırılgan anını alıp
07:55
and turning into an op-ed
151
475963
1530
onu herkesin yorumuna açık hâle getirmek
07:57
is not an amazing way to feel less vulnerable.
152
477517
2790
daha az kırılgan hissetmek için iyi bir yöntem değilmiş.
08:00
(Laughter)
153
480331
1486
(Gülüşmeler)
08:01
I got thousands of letters and emails.
154
481841
2775
Binlerce mektup ve e-posta aldım.
08:04
I still get them every day.
155
484943
1553
Hâlâ her gün alıyorum.
08:07
I think it is because of the questions I asked.
156
487274
2627
Sanırım bunun nedeni sorduğum sorular.
08:10
I asked: How do you live without quite so many reasons
157
490321
4600
Şunu sordum: "Nedensizce başınıza gelen kötü şeylerle nasıl yaşıyorsunuz?"
08:14
for the bad things that happen?
158
494945
1703
08:17
I asked: Would it be better to live without outrageous formulas
159
497124
5262
Şunu sordum: "İnsanların başlarına gelenleri hak ettiğine dair
acayip formüller olmadan yaşamak daha iyi olmaz mı?"
08:22
for why people deserve what they get?
160
502410
2484
08:26
And what was so funny and so terrible was, of course,
161
506093
3247
Hem çok komik hem de korkunç olan şeyse
08:29
I thought I asked people to simmer down
162
509364
2242
insanlara, gerçekleşen kötü şeyler için bir açıklamaya ihtiyaç duymamalarını
08:31
on needing an explanation for the bad things that happened.
163
511630
2763
söylediğimi düşünmüş olmamdı.
08:34
So what did thousands of readers do?
164
514417
2631
Peki, binlerce okuyucu ne yaptı?
08:37
Yeah, they wrote to defend the idea that there had to be a reason
165
517072
4285
Evet, başıma gelenlerin bir nedeni olması gerektiği düşüncesini savundular
08:41
for what happened to me.
166
521381
1712
08:43
And they really want me to understand the reason.
167
523117
2787
ve bu nedeni görebilmemi gerçekten istediler.
08:46
People want me to reassure them that my cancer is all part of a plan.
168
526438
4497
Kanserimin, planın parçası olduğuna dair onlara güvence vermemi istediler.
08:51
A few letters even suggested it was God's plan that I get cancer
169
531808
3421
Hatta bazıları kanser olmamın ve bu konuda yazarak insanlara yardım etmemin
08:55
so I could help people by writing about it.
170
535253
2326
Tanrı'nın planı olduğuna inanıyordu.
08:58
People are certain it is a test of my character
171
538669
2981
İnsanlar, hastalığımın, kişiliğim için bir test
09:01
or proof of something terrible I've done.
172
541674
2298
veya yaptığım korkunç bir şeyin kanıtı olduğuna eminler.
09:04
They want me to know without a doubt
173
544744
3030
Kaos gibi görünen bu şeyde gizli bir mantık olduğuna
09:07
that there is a hidden logic to this seeming chaos.
174
547798
3833
hiç şüphe duymadan inanmamı istiyorlar.
09:12
They tell my husband,
175
552302
1631
Ben hâlâ hastanedeyken kocama her şeyin bir nedeni olduğunu söylüyorlar
09:13
while I'm still in the hospital,
176
553957
2001
09:15
that everything happens for a reason,
177
555982
2483
09:18
and then stammer awkwardly when he says,
178
558489
2768
ve kocam şunu söylediğinde kekeliyorlar.
09:21
"I'd love to hear it.
179
561281
1289
"Nedenini duymayı çok isterim.
09:23
I'd love to hear the reason my wife is dying."
180
563111
2896
Eşimin ölüyor olma nedenini duymayı gerçekten çok isterim."
09:27
And I get it.
181
567636
1166
Bunu anlıyorum.
09:29
We all want reasons.
182
569240
1869
Hepimiz nedenler olsun istiyoruz.
09:31
We want formulas
183
571133
1706
Formüller olsun istiyoruz ki, emeğimizin buna değip değmeyeceğini,
09:32
to predict whether our hard work will pay off,
184
572863
3575
09:36
whether our love and support will always make our partners happy
185
576462
4138
sevgi ve desteğimizin partnerimizi devamlı mutlu edip etmeyeceğini
09:40
and our kids love us.
186
580624
1564
ve çocuğumuzun bizi seveceğini tahmin edebilelim.
09:43
We want to live in a world in which not one ounce
187
583460
2911
Öyle bir dünyada yaşamak istiyoruz ki,
09:46
of our hard work or our pain or our deepest hopes will be for nothing.
188
586395
5644
emeğimizin, acımızın ve umutlarımızın bir zerresi bile boşa gitmesin.
09:52
We want to live in a world in which nothing is lost.
189
592793
3903
Öyle bir dünyada yaşamak istiyoruz ki, kaybedilen hiçbir şey olmasın.
09:58
But what I have learned in living with stage IV cancer
190
598920
3972
Ancak 4. aşama kanserle mücadele ederken öğrendim ki,
10:02
is that there is no easy correlation
191
602916
2641
ne kadar çok çabaladığımla hayatımın uzunluğu arasında
10:05
between how hard I try
192
605581
2561
10:08
and the length of my life.
193
608166
1649
kolayca kurulabilen bir ilişki yok.
10:10
In the last three years, I've experienced more pain and trauma
194
610920
4000
Son üç senede, dayanacağımı düşündüğümden çok daha fazla acı ve travma yaşadım.
10:14
than I ever thought I could survive.
195
614944
2161
10:18
I realized the other day that I've had so many abdominal surgeries
196
618100
3354
O kadar çok alt karın ameliyatı oldum ki göbek deliğimin üzerine beş kat eklendi
10:21
that I'm on my fifth belly button,
197
621478
2303
10:23
and this last one is my least favorite.
198
623805
2378
ve en sonuncusu aralarında en az sevdiğim.
10:26
(Laughter)
199
626207
1814
(Gülüşmeler)
10:29
But at the same time, I've experienced love,
200
629410
3455
Ama aynı zamanda sevgiyi tecrübe ettim.
10:32
so much love,
201
632889
2007
Anlatmada zorlandığım kadar çok sevgi.
10:34
love I find hard to explain.
202
634920
2258
10:38
The other day, I was reading the findings
203
638230
2365
Geçen gün Ölüme Yakın Deneyim Araştırma Vakfı'nın bulgularını okuyordum
10:40
of the Near Death Experience Research Foundation,
204
640619
3192
10:43
and yes, there is such a thing.
205
643835
2082
ve evet, böyle bir şey var.
10:45
People were interviewed about their brushes with death
206
645941
2596
İnsanlarla, ölümü sıyırmakla ilgili röportajlar yapılmış.
10:48
in all kinds of circumstances:
207
648561
1746
Bu, birçok durumda yaşanmış:
10:50
car accidents, labor and delivery,
208
650331
2468
araba kazaları, iş kazaları, doğum, intihar...
10:52
suicides.
209
652823
1433
10:54
And many reported the same odd thing:
210
654280
2357
Bu kişilerin çoğu aynı tuhaf şeyden bahsetmiş.
10:57
love.
211
657429
1174
Sevgi.
10:59
I'm sure I would have ignored it if it hadn't reminded me
212
659127
2717
Eminim ki bunu görmezden gelirdim
eğer tecrübe ettiğim ve anlatırken rahatsız olduğum bir şeyi hatırlatmasaydı.
11:01
of something I had experienced,
213
661868
1516
11:03
something I felt uncomfortable telling anyone:
214
663408
2789
11:06
that when I was sure that I was going to die,
215
666763
2854
Öleceğime eminken
11:09
I didn't feel angry.
216
669641
1796
öfkeli hissetmiyordum.
11:12
I felt loved.
217
672626
1561
Sevildiğimi hissediyordum.
11:15
It was one of the most surreal things I have experienced.
218
675123
3496
Tecrübe ettiğim en gerçeküstü şeylerdendi.
11:18
In a time in which I should have felt abandoned by God,
219
678643
4093
Tanrı tarafından terk edilmiş hissedebileceğim bir zamanda
11:22
I was not reduced to ashes.
220
682760
2294
yanıp kül olmamıştım.
11:25
I felt like I was floating,
221
685598
2345
Süzülüyormuş gibi hissediyordum;
11:27
floating on the love and prayers
222
687967
1764
etrafımda işçi arılar gibi dolaşıp bana notlar, çoraplar, çiçekler
11:29
of all those who hummed around me like worker bees,
223
689755
3261
ve cesaret verici sözlerle işlenmiş örtüler getiren onca insanın
11:33
bringing me notes and socks and flowers
224
693040
2797
11:35
and quilts embroidered with words of encouragement.
225
695861
3239
sevgi ve dualarında süzülüyormuş gibi hissediyordum.
11:39
But when they sat beside me,
226
699707
2172
Yanıma oturduklarında
11:41
my hand in their hands,
227
701903
1923
ellerim ellerinde
11:43
my own suffering began to feel like it had revealed to me
228
703850
3618
sanki kendi ızdırabım diğerlerinin ızdırabını açığa vuruyordu.
11:47
the suffering of others.
229
707492
1459
11:49
I was entering a world of people just like me,
230
709733
2974
Aynı benim gibi olan insanların dünyasına giriyordum;
11:53
people stumbling around in the debris
231
713572
2252
hak ettiklerini düşündükleri hayallerin ve farkında olmadan yaptıkları planların
11:55
of dreams they thought they were entitled to
232
715848
2816
11:58
and plans they didn't realize they had made.
233
718688
2650
enkazında tökezleyen kişilerin dünyasına.
12:02
It was a feeling of being more connected, somehow, with other people,
234
722126
4232
Aynı durumu yaşayan diğer insanlara bir şekilde daha bağlı olma hissiydi
12:06
experiencing the same situation.
235
726382
2263
12:09
And that feeling stayed with me for months.
236
729304
2728
ve bu his aylarca benimle kaldı.
12:12
In fact, I'd grown so accustomed to it
237
732493
1875
Hatta, bu hisse o kadar çok alışmıştım ki,
12:14
that I started to panic at the prospect of losing it.
238
734392
3250
onu kaybetme ihtimali beni panikletmeye başladı.
12:17
So I began to ask friends, theologians, historians, nuns I liked,
239
737666
6242
Bu yüzden arkadaşlarıma, teologlara, tarihçilere ve sevdiğim rahibelere
12:23
"What I am I going to do when that loving feeling is gone?"
240
743932
3611
"Bu sevgi hissi gittiğinde ne yapacağım?" diye sormaya başladım.
12:28
And they knew exactly what I was talking about,
241
748143
2302
Bahsettiğim şeyi tam olarak biliyorlardı
12:30
because they had either experienced it themselves
242
750469
2287
çünkü ya bunu bizzat tecrübe etmişlerdi
12:32
or they'd read about it in great works of Christian theology.
243
752780
3030
ya da Hristiyan teolojisinde bununla ilgili okumalar yapmışlardı.
12:35
And they said,
244
755834
1279
Dediler ki,
12:37
"Yeah, it'll go.
245
757137
2039
"Evet, geçecek.
12:39
The feelings will go.
246
759872
1476
Hisler geçecek
12:41
And there will be no formula for how to get it back."
247
761817
2967
ve onları geri getirmenin bir formülü yok."
12:45
But they offered me this little piece of reassurance,
248
765672
2518
Ama bana küçük bir parça güvence verdiler.
12:48
and I clung to it.
249
768214
1362
Ben de ona sımsıkı tutundum.
12:50
They said,
250
770375
1170
Dediler ki,
12:51
"When the feelings recede like the tides,
251
771569
3094
"Hisler gelgit gibi geri çekildiğinde,
12:54
they will leave an imprint."
252
774687
1793
izlerini bırakırlar."
12:57
And they do.
253
777806
1466
Gerçekten öyle oluyor.
12:59
And it is not proof of anything,
254
779887
3083
Bu hiçbir şeyin kanıtı değil.
13:03
and it is nothing to boast about.
255
783906
1834
Övünülecek bir şey de değil.
13:05
It was just a gift.
256
785764
1631
Bu sadece bir armağandı.
13:07
So I can't respond to the thousands of emails I get
257
787419
2865
Bu yüzden, aldığım binlerce e-postaya kendi "beş adımda ilahi sağlık" planımla
13:10
with my own five-step plan to divine health
258
790308
2684
ve büyülü süzülme hisleriyle cevap veremiyorum.
13:13
and magical floating feelings.
259
793016
2110
13:16
I see that the world is jolted by events that are wonderful and terrible,
260
796023
5983
Dünya; harika ve berbat, görkemli ve trajik olaylarla sarsılıyor.
13:22
gorgeous and tragic.
261
802030
2350
13:25
I can't reconcile the contradiction,
262
805191
2284
Zıtlıkları uzlaştıramam
13:28
except that I am beginning to believe that these opposites
263
808840
2912
ancak şuna inanmaya başladım,
bu zıtlıklardan birisi diğerini geçersiz kılmıyor.
13:31
do not cancel each other out.
264
811776
2463
13:35
Life is so beautiful,
265
815047
2449
Hayat çok güzel
13:37
and life is so hard.
266
817520
2000
ve hayat çok zor.
13:42
Today, I am doing quite well.
267
822372
2691
Bugün, oldukça iyi bir durumdayım.
13:46
The immunotherapy drugs appear to be working,
268
826230
2831
Bağışıklık tedavisi ilaçları işe yarıyor gibi.
13:49
and we are watching and waiting with scans.
269
829085
2761
İzlemedeyiz, taramaları bekliyoruz.
13:52
I hope I will live a long time.
270
832709
2197
Umarım çok uzun yaşarım.
13:55
I hope I will live long enough to embarrass my son
271
835990
4234
Umarım oğlumu utandıracak kadar
14:00
and to watch my husband lose his beautiful hair.
272
840248
2944
ve kocamın güzel saçlarını kaybetmesini izleyecek kadar uzun yaşarım.
14:04
And I think I might.
273
844027
1449
Bence bunu başarabilirim.
14:06
But I am learning to live
274
846161
2149
Bedeli hesaplamadan, nedenler olmadan
14:08
and to love
275
848334
1787
ve hiçbir şeyin kaybolmayacağına dair güvenceler olmadan yaşamayı
14:10
without counting the cost,
276
850145
2218
14:12
without reasons and assurances that nothing will be lost.
277
852387
4201
ve sevmeyi öğreniyorum.
14:17
Life will break your heart,
278
857143
2161
Hayat kalbinizi kırabilir.
14:20
and life may take everything you have
279
860130
2633
Hayat, sahip olduğunuz ve umduğunuz her şeyi alabilir.
14:22
and everything you hope for.
280
862787
1737
14:25
But there is one kind of prosperity gospel that I believe in.
281
865063
4246
Ancak inandığım bir mutluluk hakikati var.
14:29
I believe that in the darkness,
282
869868
2368
İnanıyorum ki karanlığın içerisinde,
14:32
even there,
283
872260
1531
orada bile
14:33
there will be beauty,
284
873815
1798
güzellik ve sevgi olacak.
14:35
and there will be love.
285
875637
1681
14:37
And every now and then,
286
877342
2483
Ara sıra bu, fazlasıyla yeterli olacak.
14:39
it will feel like more than enough.
287
879849
3037
14:43
Thank you.
288
883990
1201
Teşekkürler.
14:45
(Applause)
289
885215
3435
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7