The Chilling Aftershock of a Brush with Death | Jean-Paul Mari | TED Talks

43,722 views ・ 2015-12-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Dilan Timucin Gözden geçirme: Dilara Timuçin
00:13
It was April 8, 2003.
0
13063
4119
O gün, 8 Nisan 2003'tü.
00:17
I was in Baghdad, covering the war in Iraq.
1
17856
4525
Irak savaşını takip için Bağdat'da bulunuyordum.
00:22
That day, Americans tanks started arriving in Baghdad.
2
22405
4658
O dönem, Amerikan askerlerinin tanklarıyla Bağdat'a girdikleri dönemdi.
Biz, Filistin Oteli'nde kalan birkaç gazeteciydik.
00:28
We were just a few journalists in the Palestine Hotel,
3
28039
5294
Ve her savaşta beklenen gibi, çatışma bize doğru geliyordu,
00:35
and, as happens in war,
4
35435
2423
00:37
the fighting began to approach outside our windows.
5
37882
3004
Pencerelerimizin önüne kadar.
00:42
Baghdad was covered in black smoke and oil.
6
42327
4198
Bağdat simsiyah petrol dumanlarıyla kaplanmıştı.
Pis kokuyordu, göz gözü görmüyordu, Fakat neler olup bittiğini biliyorduk.
00:46
It smelled awful.
7
46955
1158
00:48
We couldn't see a thing, but we knew what was happening.
8
48137
2691
Ve benim, doğal olarak, makalemi yazmam gerekiyordu.
00:50
Of course, I was supposed to be writing an article,
9
50852
2490
Ve her zaman, makaleyi yazmanız gereken gün büyük birşeyler olur.
00:53
but that's how it always goes --
10
53366
1536
00:54
you're supposed to be writing and something big happens.
11
54926
2638
Dolayısıyla, 16. kattaki odamda bulunmaktaydım,
00:57
So I was in my room on the 16th floor,
12
57588
2727
Yazımı yazıyordum, ara sıra da camın önüne gidiyordum,
01:00
writing and looking out the window every now and then
13
60339
2882
Dışarda yaşananları izlemek için.
01:03
to see what was happening.
14
63245
1784
Sonra, bir anda, çok şiddetli bir patlama oldu.
01:05
Suddenly, there was a huge explosion.
15
65053
2470
01:07
During the previous three weeks,
16
67547
1936
Üç haftadır, füzeler ve yarım tonluk bombalar ile
01:09
there had been shelling with half-ton missiles,
17
69507
4119
Bombardıman altındaydık.
01:13
but this time, the shock --
18
73650
2190
Fakat o an, o patlama,
01:16
I felt it inside of me,
19
76728
2497
01:19
and I thought, "It's very close.
20
79249
2001
Kendi kendime dedim ki, "çok yakındı, çok çok yakındı!"
01:21
It's very, very close."
21
81274
1998
Tabii hemen neler olduğunu görmek için aşağıya indim,
01:23
So I went down to see what was happening.
22
83296
2380
01:25
I went down to the 15th floor
23
85700
2689
15. kata inmiştim.
01:29
to take a look.
24
89671
1348
Görmek için...
Ve gördüğüm manzara, koridorlarda çığlık atan insanlar, gazeteciler..
01:31
And I saw people, journalists, screaming in the hallways.
25
91043
3152
01:34
I walked into a room
26
94670
2231
Ve bir odaya girdim.
01:36
and realized that it had been hit by a missile.
27
96925
4200
Ve fark ettim ki bu odaya bir füze isabet etmişti.
01:42
Someone had been wounded.
28
102169
2001
Yaralı biri vardı,
Ve camın kenarında bir adam daha vardı.
01:45
There was a man near the window,
29
105304
2068
Adı Taras Protsuyk olan bir kameraman
01:47
a cameraman named Taras Protsyuk,
30
107396
3183
01:52
lying face-down.
31
112245
2002
Yüzüstü yerde yatmaktaydı.
01:58
Having worked in a hospital before, I wanted to help out.
32
118796
4176
Bir dönem hastanede çalıştığım için, acil müdahale etmek istedim
02:02
So I turned him over.
33
122996
1501
Tabii onu çevirdim; ve onu çevirdiğimde,
02:04
And when I turned him over,
34
124521
1702
Göğsünden kasıklarına kadar açılmıştı, Bense hiç, hem de hiçbir şey göremiyordum.
02:08
I noticed that he was open from sternum to pubis,
35
128334
3151
02:11
but I couldn't see anything, nothing at all.
36
131509
2110
02:14
All I saw was a white, pearly, shiny spot that blinded me,
37
134467
6754
Sadece beyaz bir leke görüyordum. İnci gibi, parlak, beni kör eden..
02:21
and I didn't understand what was going on.
38
141245
2007
Ve ne olduğunu anlayamadığım bir leke.
02:23
Once the spot disappeared and I could see his wound,
39
143879
2652
Sonra leke yok oldu ve yarayı görebildim, Ağır yaralıydı
02:26
which was very serious,
40
146555
1577
Arkadaşlarla yaralıyı bir çarşafın içine koyduk
02:28
my buddies and I put a sheet underneath him,
41
148156
2095
02:30
and we carried him onto an elevator that stopped at each of the 15 floors.
42
150275
3785
Asansörle, her katta dura dura, 15 kat, yaralıyı aşağıya indirdik
Hastaneye götürmek için bir araca bindirdik.
02:34
We put him in a car that took him to the hospital.
43
154616
2344
02:36
He died on the way to the hospital.
44
156984
1762
Hastane yolunda vefat etti, Yine ispanyol kameraman José Couso,
02:38
The Spanish cameraman José Couso, who was on the 14th floor and also hit --
45
158770
4990
kendisi 14. kattaydı ve o da vurulmuştu
02:43
because the shell had exploded between the two floors --
46
163784
3310
--çünkü füze iki katın arasına isabet etmişti--
O da ameliyat masasında vefat etti.
02:47
died on the operating table.
47
167118
1936
Ne zaman ki araba gitti, geri döndüm, Görevim makalemi yazmaktı
02:49
As soon as the car left, I went back.
48
169078
2397
02:51
There was that article I was supposed to write --
49
171499
2333
02:53
which I had to write.
50
173856
1666
Ve onu yazmam gerekiyordu. Bu yüzden, kendimi tanıttım
02:56
And so --
51
176117
1729
02:57
I returned to the hotel lobby with my arms covered in blood,
52
177870
6898
Otelin lobisine geri döndüm, Kollarım kan içerisindeydi
03:04
when one of the hotel gofers stopped me
53
184792
2540
Iraklı bir otel görevlisi beni durdurdu
03:07
and asked me to pay the tax I hadn't paid for 10 days.
54
187356
3847
Benden on günlük geciken ödememi istedi.
Parasını verip yolladım onu. Kendi kendime dedim ki:
03:11
I told him to get lost.
55
191227
1808
03:13
And I said to myself: "Clear your head, put it all aside.
56
193059
4610
"Kafanı toparla, herşeyi unut, herşeyi unut
Yazını yazmak istiyorsan şu an herşeyi unutmalısın."
03:19
If you want to write, you need to put it all aside."
57
199097
2449
03:21
And that's what I did.
58
201570
1215
Öyle de yaptım, yukarı çıktım Makalemi yazdım ve yolladım.
03:22
I went upstairs, wrote my article and sent it off.
59
202809
2904
Daha sonra,
Meslektaşlarımı kaybetmenin verdiği üzüntü dışında,
03:27
Later, aside from the feeling of having lost my colleagues,
60
207077
3921
03:31
something else was bothering me.
61
211895
2523
Beni rahatsız eden başka birşey vardı:
03:34
I kept seeing that shiny, pearly spot,
62
214442
3767
Sürekli o lekeyi görüyordum Parlak ve inci gibi
03:40
and I couldn't understand what it meant.
63
220735
2388
Ve ne anlama geldiğini de anlayamıyordum
03:43
And then, the war was over.
64
223731
2515
Ve savaş bitti...
03:48
Later, I thought: "That's not possible. I can't just not know what happened."
65
228572
6096
Zaman sonra, kendime dedim ki bu mümkün olamaz
Ne olduğunu bilmemek, Bunu ben yapamam
03:54
Because it wasn't the first time, and it didn't only happen to me.
66
234692
3461
Çünkü bu ilk kez olan bir şey değildi
Sadece bana olan birşey değildi bu
03:58
I have seen things like that happen to others
67
238177
3905
Böyle şeyler yaşayan başkalarını da gördüm
20 veya 35 yıllık röportörlüğümde
04:02
in my 20 to 35 years of reporting.
68
242106
2668
04:04
I have seen things that had an effect on me too.
69
244798
3286
Beni etkileyen şeyler de gördüm, ancak, örneğin
04:08
For example, there was this man I knew in Lebanon,
70
248108
3045
Lübnan'da, bir adam ile tanıştım
04:11
a 25-year-old veteran who had been fighting for five years --
71
251177
2906
25 yaşında bir gaziydi beş sene savaşmış
Sonuçta gazi olmuştu ve heryerde takip edilendi
04:14
a real veteran -- who we would follow everywhere.
72
254107
2343
04:16
He would crawl in the dark with confidence --
73
256474
3486
Geceleri sürünerek ilerlerdi, kendinden emindi
Büyük bir askerdi, gerçek bir asker Bu yüzden takip edilendi
04:20
he was a great soldier, a true soldier --
74
260731
2412
04:23
so we would follow him, knowing that we would be safe with him.
75
263167
3357
Çünkü biliyorduk ki, Onun yanında güvendeydik.
Bir gün, bana dendi ki, ve kendim de gördüm
04:26
And one day, as I was told --
76
266548
2308
04:28
and I've seen him again since --
77
268880
1596
Kışlaya gelmiş ve kart oynuyormuş
04:30
he was back in the camp, playing cards,
78
270500
2341
04:32
when someone came in next door,
79
272865
1881
Bu esnada, yanına gelen biri silahını boşaltmış
04:36
and discharged their weapon.
80
276158
2136
04:38
As the gun went off,
81
278318
1508
Silah birden patlamış ve
04:39
that blast, that one shot, made him duck quickly under the table,
82
279850
5555
O tek atış sesi
Onun, çocuk gibi, masanın altına sıçramasına yetmiş
04:46
like a child.
83
286204
1214
04:47
He was shaking, panicking.
84
287442
1891
Titriyormuş, panik içindeymiş.
04:49
And since then, he has never been able to get up and fight.
85
289357
4808
Ve o olaydan bu yana bir daha hiçbir zaman kalkıp savaşamadı.
04:54
He ended up working as a croupier
86
294189
2692
Ve sonu, onu bulduğum yer, Beyrut'da bir gazinoda kurpiyerlik yapıyordu
04:56
in a Beirut casino where I later found him,
87
296905
2122
Artık uyuyamadığı için ona en uygun işti bu.
04:59
because he couldn't sleep, so it was quite a suitable job.
88
299051
2869
05:02
So I thought to myself,
89
302378
1817
Yani kendime diyordum ki Bu nasıl bir şeydir ki
05:04
"What is this thing that can kill you
90
304957
2261
Hiçbir belirgin yara bırakmadan öldürebiliyor? Neler oluyor?
05:08
without leaving any visible scars?
91
308035
4557
05:12
How does that happen?
92
312974
1983
Nedir bu bilinmeyen şey?
05:16
What is this unknown thing?"
93
316040
2000
Ve de tesadüf olamayacak, çok sık yaşanan bir şeydi.
05:19
It was too common to be coincidental.
94
319206
4367
Böylece, araştırmaya başladım.
05:23
So I started to investigate --
95
323597
1658
05:25
that's all I know how to do.
96
325279
1994
Yapmayı bildiğim tek şey de bu zaten Araştırmaya koyuldum.
05:27
I started to investigate
97
327297
1843
05:29
by looking through books,
98
329164
2547
Kitapları, psikiyatristleri, müzeleri, kütüphaneleri vb. aradım.
05:32
reaching out to psychiatrists,
99
332836
2342
05:35
going to museums, libraries, etc.
100
335202
2562
05:38
Finally, I discovered that some people knew about this --
101
338224
4099
Ve orada, bunu bilen insanların olduğunu keşfettim
05:42
often military psychiatrists --
102
342950
1930
-Genellikle askeri psikiyatristler-
05:44
and that what we were dealing with was called trauma.
103
344904
4889
Ve de yüzleştiğimiz şeyin adının travma olduğunu.
05:49
Americans call it PTSD or traumatic neurosis.
104
349817
4826
Amerikalılar TSSB adını vermiş, travma, travmatik nevroz
05:54
It was something
105
354667
1865
Demek ki böyle birşey vardı. Hiç konuşulmamıştı.
05:58
that existed,
106
358262
1396
06:00
but that we never spoke about.
107
360206
2182
Yani bu travma, nedir bu?
06:04
So, this trauma --
108
364206
1404
06:06
what is it?
109
366452
1157
06:07
Well, it's an encounter with death.
110
367633
2811
Pekala, bu ölüm ile karşılaşma.
Bilmiyorum siz hiç ölümle yüzyüze geldiniz mi, cesetlerden bahsetmiyorum.
06:11
I don't know if you've ever had an experience with death --
111
371126
2802
06:13
I'm not talking about dead bodies,
112
373952
1883
Hastane yatağındaki büyük babanın bedeni de değil bahsettiğim, hayır!
06:15
or someone's grandfather lying in a hospital bed,
113
375859
3601
06:19
or someone who got hit by a car.
114
379484
3574
Veya yolda ezilmiş bir insan da değil.
06:24
I'm talking about facing the void of death.
115
384134
4460
Ölümün hiçliğiyle karşılaşmaktan bahsediyorum.
06:29
And that is something no one is supposed to see.
116
389688
6173
Ve hiçbirimiz bunu görme hakkına sahip değil.
06:35
People used to say,
117
395885
1842
Büyüklerimiz derlerdi: Ne güneş ne de ölüme yüz yüze bakılamaz.
06:37
"Neither the sun, nor death can be looked at with a steady eye."
118
397751
3975
06:41
A human being should not have to face the void of death.
119
401750
4234
İnsanın ölümün hiçliğiyle yüzleşme hakkı yoktur.
Ve bu yaşandığı zaman, bir süre görünmez kalabilir,
06:46
But when that happens,
120
406008
1841
06:49
it can remain invisible for a while --
121
409801
3748
06:53
days, weeks, months, sometimes years.
122
413573
2768
Günler, haftalar, aylar, bazen yıllarca.
06:56
And then, at some point,
123
416365
1761
Ve sonra aniden patlar, çünkü bu öyle bir şey ki
06:59
it explodes,
124
419587
1286
07:00
because it's something that has entered your brain --
125
420897
3744
Beyinin içine girmiştir Görüntü ve beyin arasındaki pencere gibi
07:04
a sort of window between an image and your mind --
126
424665
4651
Beyinin içine yerleşmiştir
07:09
that has penetrated your brain,
127
429340
2325
07:11
staying there and taking up all the space inside.
128
431689
4590
Orada duruyordur ve beyinin tamamını işgal edecektir.
Bazı insanlar var, erkekler, kadınlar,
07:17
And there are people -- men, women,
129
437541
2649
07:20
who suddenly no longer sleep.
130
440858
2638
Birdenbire hiç uyuyamayan kişiler,
Sinir krizleri ve korkunç panikler yaşayan kişiler
07:24
And they experience horrible anxiety attacks --
131
444376
2345
07:26
panic attacks, not just minor fears.
132
446745
3030
Panik ataklar! Küçük korkulardan bahsetmiyorum.
07:29
They suddenly don't want to sleep,
133
449799
2306
Aniden artık hiç uyumak istemezler Çünkü uyuduklarında
07:32
because when they do, they have the same nightmare every night.
134
452129
4534
Her gece ama her gece aynı kabusu görüyorlar.
07:36
They see the same image every night.
135
456687
1920
Her gece aynı görüntü. Nedir bu görüntü? Peki, bu görüntü,
07:38
What type of image?
136
458631
1627
07:40
For example, a soldier who enters a building
137
460282
2803
Örneğin bir binaya giren savaşçı için
Yüz yüze geldiği ve onu gören başka bir savaşçıdır.
07:43
and comes face to face with another soldier aiming at him.
138
463109
2834
07:45
He looks at the gun, straight down the barrel.
139
465967
2563
Silahı görür, silahın namlusunu.
07:48
And this barrel suddenly becomes enormous, deformed.
140
468554
3584
Ve o namlu aniden devasa olur, deforme olur
kabarıklaşır ve herşeyi yutar. Ve o anda, der ki
07:52
It becomes fluffy, swallowing everything.
141
472162
2754
07:54
And he says --
142
474940
1600
Sonrasında diyecektir: "Ölümü gördüm Kendimi ölmüş gördüm, ben öldüm."
07:58
later he will say, "I saw death.
143
478376
2342
08:00
I saw myself dead, therefore I'm dead."
144
480742
2501
Ve o andan itibaren Kendini ölmüş bilecektir.
08:03
And from then on, he knows he is dead.
145
483267
3857
Bu bir algı değil O artık öldüğüne ikna olmuştur.
08:07
It is not a perception -- he is convinced that he is dead.
146
487148
4885
Birisi gelir, diğeri gider, Tetiği çekmez veya her neyse,
08:12
In reality, someone came in, the guy left or didn't shoot, whatever,
147
492057
3532
08:15
and he didn't actually get shot --
148
495613
1647
O andan itibaren, o namluyu gördüğünde ölmüştür.
08:17
but to him, he died in that moment.
149
497284
1708
Veya o bir toplu mezarın kokusu olabilir.
08:19
Or it can be the smell of a mass grave --
150
499016
2107
Ruanda'da birçok örneğini gördüm.
08:21
I saw a lot of that in Rwanda.
151
501147
1805
Bu, bağıran bir arkadaşın sesi olabilir.
08:23
It can be the voice of a friend calling,
152
503510
2992
08:27
and they're being slaughtered and there's nothing you can do.
153
507113
3760
Katledilmek üzere olan ve artık kurtarılamayacak bir arkadaş.
08:30
You hear that voice,
154
510897
1206
O ses duyulur. Ve bu yüzden gecelerce, haftalar boyunca, aylarca
08:32
and you wake up every night -- for weeks, months --
155
512127
5506
Uykusundan uyanacaktır.
08:37
in a trance-like state, anxious and terrified,
156
517657
2757
Trans halinde, paniklemiş ve dehşet içinde, tıpkı bir çocuk gibi.
08:40
like a child.
157
520438
1355
08:41
I have seen men cry --
158
521817
1579
Ağlayan adamlar gördüm, Tıpkı bir çocuk gibi
08:44
just like children --
159
524652
1363
08:46
from seeing the same image.
160
526442
1696
Hep aynı görüntüyü görerek. Yani beyninin içinde,
08:48
So having that image of horror in your brain,
161
528162
4766
O dehşet görüntüsü,
08:54
seeing the void of death --
162
534659
1838
Ölümün hiçliğinin görüntüsü,
08:56
that analogue of horror which is hiding something --
163
536521
3705
Ki biz ona analog diyoruz
Bir şeyler saklayan görüntü anlamına gelir
09:00
will completely take over.
164
540250
1254
Herşeyi işgal edecektir.
09:01
You cannot do anything, anything at all.
165
541528
2307
Artık hiçbir şey yapamayacaktır. Hiçbir şey.
09:03
You cannot work anymore,
166
543859
1294
Artık ne çalışabilir, ne de sevebilir.
09:05
you cannot love anymore.
167
545177
1283
09:06
You go home and don't recognize anyone.
168
546484
1927
Evine geri döndüğünde artık kimseyi tanımıyordur, kendini bile.
09:08
You don't even recognize yourself.
169
548435
2007
Evinden dışarı çıkmaz, gizlenir, Kendini kilitler!
09:13
You hide and don't leave the house, you lock yourself in, you become ill.
170
553181
3524
09:16
I know people who placed small cans outside their house with coins inside,
171
556729
4414
Kapılarının önüne içinde bozuk para ile konserve kutuları koyanlarını gördüm
Birisi kapısından geçerse, gelirse diye.
09:21
in case someone tried to get in.
172
561167
1866
Ve aniden ölmek ister, öldürmek ister,
09:23
All of a sudden, you feel like you want to die or kill
173
563057
2872
09:25
or hide or run away.
174
565953
1548
Gizlenmek ister, Kaçmak ister,
09:27
You want to be loved, but you hate everyone.
175
567525
2151
Sevilmek ister Ama insanlardan nefret ediyordur
09:29
It's a feeling that seizes you entirely
176
569700
3913
Sabahtan akşama, Birşey ona saldırmaktadır
09:34
day in and day out,
177
574644
1731
09:36
and you suffer tremendously.
178
576399
3904
Ve bu eziyetle acı çekmektedir
09:41
And no one understands.
179
581351
1477
Ve diğer hiçkimse anlayamıyordur.
09:42
They say, "There's nothing wrong with you. You seem fine, you have no injuries.
180
582852
3768
Ona diyorlar ki: "Ama hiç birşeyin yok! Gayet iyisin,
Yaralanmadın, savaşa katıldın, döndün, hiçbir şeyin yok"
09:46
You went to war, came back; you're fine."
181
586644
2494
İşte bu kişiler acı içindedirler ve bazıları intihar ederler.
09:50
These people suffer tremendously.
182
590231
1882
09:52
Some commit suicide.
183
592137
1579
Sonuçta, intihar onlar için gündemdekini gerçekleştirmektir.
09:54
After all, suicide is like updating your daily planner --
184
594035
2714
09:56
I'm already dead, I might as well commit suicide.
185
596773
2311
Ne de olsa ben zaten ölüyüm.
İntihar edersem, bu iyi. Üstelik artık acı çekmeyeceğim.
09:59
Plus, there is no more pain.
186
599108
1935
Birkaçı intihar eder,
10:01
Some commit suicide, others end up under the bridge, drinking.
187
601067
4030
Diğerlerinin sonu köprü altında, kendini içkiye vermek olur.
Hepinizin anılarında o büyük babanın, o amcanın hikayesi vardır.
10:05
Everyone remembers that grandfather or uncle or neighbor
188
605121
4372
O komşunun. Sürekli içen Hiç konuşmayan,
10:09
who used to drink, never said a word,
189
609517
1970
10:11
always in a bad mood, beat his wife
190
611511
1769
Hiç kimseyle geçinemeyen, Karısını döven,
10:13
and who would end up either sinking into alcoholism or dying.
191
613304
4129
Ve sonu alkolizmde boğulmak ya da ölüm olan.
10:17
And why do we not talk about this?
192
617457
2780
Ve ondan hiç bahsetmezler, neden? Ondan hiç bahsedilmez, neden?
10:20
We don't talk about it because it's taboo.
193
620261
3119
Çünkü bu bir tabu olmuş! Diyemeyiz.
10:24
It's not like we don't have the words to express the void of death.
194
624157
3767
İnsanın kelimeleri yoktur Ölümün hiçliğini ifade edebilecek.
10:27
But others don't want hear it.
195
627948
1768
Zaten diğerleri onu duyamazlar.
10:29
The first time I returned from an assignment,
196
629740
2114
Ben, ilk röportajımdan döndüğümde
Dedilerki: "Ah röportajdan dönmüş."
10:31
They said, "Oh! He's back."
197
631878
1526
Akşam yemeği daveti vardı, Beyaz masa örtüsü,
10:33
There was a fancy dinner -- white tablecloth, candles, guests.
198
633428
3096
Mumlar, davetliler...
10:36
"Tell us everything!"
199
636548
1192
" Hadi, anlat! " Ben de anlattım.
10:37
Which I did.
200
637764
1323
20 dakikanın sonunda, herkesin bakışında kuşku vardı
10:40
After 20 minutes, people were giving me dirty looks,
201
640075
2484
10:42
the hostess had her nose in the ashtray.
202
642583
2005
Evin hizmetlisi burnunu küllüğe dayamıştı.
10:44
It was horrible and I realized I ruined the whole evening.
203
644612
2971
Sonuçta, dehşet vericiydi.
Ve geceyi mahvettiğimi fark ettim.
10:47
So I don't talk about it anymore.
204
647607
1909
Bu yüzden artık anlatmıyorum Bunu dinlemeye kimse hazır değil
10:49
We're just not ready to listen.
205
649540
1541
10:51
People say outright: "Please, stop."
206
651105
1728
Diyorlar ki "Ah, dur yeter!"
10:52
Is that a rare occurrence?
207
652857
2097
Bazı durumlarda mı bu böyle? Hayır, Bu son derece yaygın bir durum.
10:54
No, it's extremely common.
208
654978
2402
10:57
One third of the soldiers who died in Iraq --
209
657404
2153
Irak'ta ölen askerlerin üçte biri... Ah, ölen değil, özür dilerim.
10:59
well, not "died," let me re-phrase that --
210
659581
2522
11:02
one third of the US soldiers who went to Iraq
211
662127
3140
Irak'taki amerikan askerlerinin üçte biri TSSB'den muzdarip.
11:05
suffer from PTSD.
212
665291
1638
11:06
In 1939, there were still 200,000 soldiers from the First World War
213
666953
5921
1939 yılında, birinci dünya savaşından 200 000 asker,
Halen daha ingiliz psikiyatri hastanelerinde tedavi görmekteydiler.
11:12
that were being treated in British psychiatric hospitals.
214
672898
3375
Vietnam'da 54 000 kişi öldü. Amerikalı.
11:17
In Vietnam, 54,000 people died --
215
677066
2434
11:19
Americans.
216
679524
1343
11:20
In 1987, the US government identified 102,000 --
217
680891
4173
1987 yılında, Amerikan hükümeti 102 000 - iki katı kadar-
11:25
twice as many --
218
685088
1214
11:26
102,000 veterans who died from committing suicide.
219
686326
2624
102 000 gazinin intihar edip öldüğünü tespit etti.
11:28
Twice as many deaths by suicide than by combat in Vietnam.
220
688974
2816
Vietnam savaşında ölenlerin iki katı daha fazla ölüm
11:31
So you see, this relates to everything,
221
691814
3158
Sonuçta anlıyorsunuz ki, bu her şeyi kapsayan bir şey
11:34
not just modern warfare, but also ancient wars --
222
694996
2339
Sadece modern savaşlarda değil geçmiş savaşlarda da,
11:37
you can read about it, the evidence is there.
223
697359
2999
Eski metinlerde de bulunuyor. Bu anlatılmış, söylenmiş,
11:40
So why do we not talk about it?
224
700382
2245
O zaman biz neden bunu konuşmuyoruz?
11:42
Why have we not talked about it?
225
702651
2445
Neden bunu konuşmadık?
Çünkü asıl problem şu ki, eğer o kişi konuşmazsa sonu felaket oluyor.
11:45
The problem is that if you don't talk about it,
226
705120
4468
11:50
you're heading for disaster.
227
710642
1595
Veya bunun tek tedavisi,
11:53
The only way to heal --
228
713528
2815
11:56
and the good news here is that this is treatable --
229
716367
3198
- iyi haber şu ki, bu tedavi edilebilir-
12:00
think Munch's The Scream, Goya, etc. --
230
720829
2071
Munch'un çığlığı, Goya, vb, evet bu tedavi edilebilir!
12:02
it's indeed treatable.
231
722924
1285
Bu travmanın tek tedavi yöntemi de
12:04
The only way to heal from this trauma,
232
724233
4560
12:08
from this encounter with death that overwhelms, petrifies and kills you
233
728817
5056
-Sizi boğan, katılaştıran, öldüren o ölümle karşılaşma anının-
12:13
is to find a way to express it.
234
733897
4000
Onun hakkında konuşmayı başararak mümkün.
12:18
People used to say,
235
738540
1739
Birinin dediğine göre eskiler dermiş:
12:20
"Language is the only thing that holds all of us together."
236
740303
3567
"Bizi birbirimize bağlayan tek şey dildir."
12:23
Without language, we're nothing.
237
743894
2341
Dil olmasaydı, hiçbişey olamazdık.
12:26
It's the thing that makes us human.
238
746259
2617
Onun sayesinde biz insan olduk.
12:28
In the face of such a horrible image --
239
748900
1977
Ve bu dehşet görüntüsü karşısında,
12:30
a wordless image of oblivion that obsesses us --
240
750901
5526
ki görüntünün kelimeleri yok.
Çünkü o bizi tedirgin eden bir hiçlik görüntüsü sadece.
12:36
the only way to cope with it
241
756451
2459
Ondan kurtulmamızın tek yolu,
İnsan kelimelerini katıp onu kelimelerle ifade ederek mümkün.
12:40
is to put human words to it.
242
760109
2101
12:42
Because these people feel excluded from humanity.
243
762234
2426
Çünkü bu kişiler insanlıktan dışlanmış hissediyor.
12:44
No one wants to see them anymore and they don't want to see anyone.
244
764684
3206
Kimse onları görmek istemiyor. Onlar da kimseyi görmek istemiyorlar.
12:47
They feel dirty, defiled, ashamed.
245
767914
2421
Kendilerini kirletilmiş, utanç içinde hissediyorlar.
12:50
Someone said, "Doctor, I don't use the subway anymore
246
770359
3244
Birisi demişti ki: "Doktor bey biliyorsunuz,
Artık metroya binemiyorum
12:53
because I'm afraid people will see the horror in my eyes."
247
773627
3214
Çünkü insanların içimdeki korkuyu,
Gözlerimden görmesinden korkuyorum."
12:56
Another guy thought he had a terrible skin disease
248
776865
2866
Bir başkası anlatmıştı...
Korkunç bir deri hastalığı vardı 6 ay dermatoloji de tedavi görmüş,
12:59
and spent six months with dermatologists, going from doctor to doctor.
249
779755
3837
Sürekli farklı doktorlara görünmüş. Sonunda bir gün demişler ki:
13:03
And then one day, they sent him to a psychiatrist.
250
783616
2539
"Bir psikiyatriste gitmelisin."
13:06
During his second session, he told the psychiatrist
251
786179
2405
Ve psikiyatriste ikinci seansta demiş ki
13:08
he had a terrible skin disease from head to toe.
252
788608
2330
- korkunç bir deri hastalığı vardı, burdan ayaklarına kadar-
13:10
The psychiatrist asked, "Why are you in this state?"
253
790962
2919
Psikiyatrist sormuş: "Sizce neden böyle bir durumdasınız?"
13:13
And the man said, "Well, because I'm dead, so I must be rotting away."
254
793905
3326
Ve adam ona cevap vermiş: "Çünkü ben ölüyüm, o yüzden de çürüyorum."
13:17
So you see this is something that has a profound effect on people.
255
797255
4413
Yani görüyorsunuz, insanı ne kadar derinden etkileyen birşey bu.
13:21
In order to heal, we need to talk about it.
256
801692
2409
İyileşmek için, konuşmak gerekiyor. Korkunun kelimelere dökülmesi gerekiyor.
13:24
The horror needs to be put into words --
257
804125
3944
İnsan kelimelerine, onu evcilleştirmek için tekrar tekrar konuşmak gerekiyor.
13:28
human words, so we can organize it and talk about it again.
258
808093
4183
13:32
We have to look death in the face.
259
812300
4142
Ölümle yüzyüze bakmak gerekiyor.
13:37
And if we can do that, if we can talk about these things,
260
817061
5095
Ve bunu başarırsak, Bunları konuşabilirsek,
13:42
then step by step, by working it out verbally,
261
822180
3425
O andan itibaren, konuşma çalışması ile, adım adım,
13:45
we can reclaim our place in humanity.
262
825629
2928
İnsani tarafımızı geri kazanabiliriz.
13:49
And it is important.
263
829549
1264
Ve bu önemli! Sessizlik bizi öldürüyor!
13:50
Silence kills us.
264
830837
1688
13:53
So what does this mean?
265
833789
1422
Bu ne anlama geliyor? Bu demek ki travmadan sonra
13:55
It means that after a trauma,
266
835235
2016
Ah, apaçık belli ki varolmanın dayanılmaz hafifliğini kaybettik
13:57
without question, we lose our "unbearable lightness of being,"
267
837275
3635
14:00
that sense of immortality that keeps us here --
268
840934
2754
Andaki varlığımızı sağlayan ölümsüzlük duygumuzu kaybettik
14:03
meaning, if we're here, we almost feel like we're immortal, which we're not,
269
843712
3912
Eğer burdaysanız, demek ki o duyguya sahipsiniz
Güvende olma, ölümsüz olma duygusu Öyle değilsiniz tabii!
14:07
but if we didn't believe that, we'd say, "What's the point of it all?"
270
847648
3343
Aksi taktirde burada olmazdınız, Derdiniz ki: "Ne anlamı var?"
14:11
But trauma survivors have lost that feeling of immortality.
271
851015
2790
Ve işte onlar bu ölümsüzlük duygusunu kaybettiler.
14:13
They've lost their lightness.
272
853829
1395
O varolmanın hafifliğini kaybettiler. Ama başka bir şey bulmuş oldular.
14:15
But they have found something else.
273
855248
1739
14:17
So this means that if we manage to look death in the face,
274
857011
3260
Bu demek oluyor ki, eğer ölümün yüzüne bakabilirsek,
14:21
and actually confront it, rather than keep quiet and hide,
275
861546
4902
Susup saklanmak yerine onunla yüzleşirsek,
14:26
like some of the men or women I know did,
276
866472
2479
Ki böyle insanlar var, tanıdım onları Ruanda'lı Michael,
14:28
such as Michael from Rwanda, Carole from Iraq, Philippe from the Congo
277
868975
6654
Irak'tan Carole, Kongo'dan Philippe, Tanıdığım bütün bu insanlar,
14:35
and other people I know,
278
875653
1226
14:36
like Sorj Chalandon, now a great writer,
279
876903
2098
Sorj Chalendon, kendisi şimdi büyük bir yazar
14:39
who gave up field assignments after a trauma.
280
879025
2291
Travma sonrası savaş muhabirliğini bırakmıştı.
14:41
Five friends of mine committed suicide,
281
881340
2218
İntihar eden dört veya beş arkadaşım oldu,
14:43
they're the ones who did not survive the trauma.
282
883582
2576
travma sonrası hayatta kalamadılar.
14:46
So if we can look death in the face,
283
886182
5546
Yani ölümle yüzleşebilirsek,
14:51
if we, mortal humans, human mortals,
284
891752
2778
eğer ki biz ölümlü insanlar, ölümlüler, insanlar,
14:54
understand that we are human and mortal, mortal and human,
285
894554
2841
nerede insan ve ölümlü, ölümlü ve insan olduğumuzu biliyoruz
14:57
if we can confront death and identify it once again
286
897419
6247
eğer yüzleşebilirsek ölümle ve
15:03
as the most mysterious place of all mysterious places,
287
903690
3063
bu bilinmeyen diyarların en bilinmeyen diyarını tanımlayabilirsek
-Onu görebilen kimse yok sonuçta-
15:07
since no one has ever seen it --
288
907570
2556
Onu tanımaya başlayabilirsek
15:10
if we can give it back this meaning,
289
910150
2663
15:12
yes, we may die,
290
912837
2841
Evet, ölebilir, hayatta kalabilir ve tekrar doğabiliriz
15:17
survive
291
917686
1595
15:20
and come back to life,
292
920011
1427
15:21
but we'll come back stronger than before.
293
921462
3093
Daha güçlü, eskisinden daha güçlü olarak. Çok daha güçlü.
15:24
Much stronger.
294
924579
1310
15:25
Thank you.
295
925913
1154
Teşekkürler.
(alkışlar)
15:27
(Applause)
296
927091
1767
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7