Don't feel sorry for refugees -- believe in them | Luma Mufleh

100,832 views ・ 2017-07-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Esra Çakmak Gözden geçirme: Suleyman Cengiz
00:12
I remember when I first found out
0
12764
1898
TED konferansında konuşma yapacağımı
00:14
I was going to speak at a TED conference.
1
14686
2039
ilk kez duyduğum zamanı hatırlıyorum.
00:16
I ran across the hall to one of my classrooms
2
16749
2111
Öğrencilerime haber vermek için koridordan
00:18
to inform my students.
3
18884
1429
sınıflarımın birine koştum.
00:20
"Guess what, guys?
4
20337
1248
''Bilin bakalım ne oldu?
00:21
I've been asked to give a TED Talk."
5
21609
2078
TED konuşması yapmam istendi.''
00:23
The reaction wasn't one I quite expected.
6
23711
2031
Beklediğim bir tepkiyle karşılaşmadım.
00:25
The whole room went silent.
7
25766
1458
Bütün sınıf sus pus oldu.
00:28
"A TED Talk? You mean, like the one you made us watch on grit?
8
28954
2960
''TED konuşması mı? Bize kumda izlettirdiğiniz gibi mi?
00:31
Or the one with the scientist that did this really awesome thing with robots?"
9
31938
3695
Yoksa robotlarla harikalar yaratan bilim insanlarının olduğu mu?''
diye sordu Muhammad.
00:35
Muhammad asked.
10
35657
1166
''Evet, aynen öyle.''
00:36
"Yes, just like that."
11
36847
1421
00:38
"But Coach, those people are really important and smart."
12
38957
2934
''Koçum tamam da, o insanlar cidden önemli ve zekiler.''
00:41
(Laughter)
13
41915
2077
(Kahkaha)
00:44
"I know that."
14
44016
1322
''Farkındayım.''
00:46
"But Coach, why are you speaking? You hate public speaking."
15
46613
3717
''Koçum ama neden konuşuyorsun ki?
Topluluk önünde konuşmaktan nefret edersiniz.''
00:50
"I do," I admitted,
16
50891
1509
''Ediyorum'' diyerek onayladım.
''Ama bizim hakkımızda, sizin yolculuğunuz ve benim yolculuğum hakkında
00:54
"But it's important that I speak about us, that I speak about your journeys,
17
54154
3599
00:57
about my journey.
18
57777
1159
konuşmam önemli.
00:58
People need to know."
19
58960
1269
İnsanlar bunu bilmeli.''
01:00
The students at the all-refugee school that I founded
20
60918
2713
Mültecilerden oluşan, kurduğum okuldaki öğrenciler,
01:03
decided to end with some words of encouragement.
21
63655
2392
son olarak teşvik sözleri söylemek istediler.
01:06
"Cool! It better be good, Coach."
22
66071
1819
''Harika! İyi olsa iyi olur koçum.''
01:07
(Laughter)
23
67914
2700
(Kahkaha)
01:10
There are 65.3 million people who have been forcibly displaced
24
70638
3558
Savaş veya işkence sebebiyle, evlerinden, zorla yerlerinden edilen
01:14
from their homes because of war or persecution.
25
74220
2548
65,3 milyon insan var.
01:17
The largest number, 11 million, are from Syria.
26
77855
2983
11 milyonla, en çok Suriyeli var.
01:21
33,952 people flee their homes daily.
27
81783
4359
Her gün 33.952 insan evlerinden kaçıyor.
01:28
The vast majority remain in refugee camps,
28
88666
3198
Büyük bir çoğunluğu, hiç kimse için
01:31
whose conditions cannot be defined as humane under anyone's definition.
29
91888
4025
insani olmayan şartlardaki mülteci kamplarında kalıyor.
01:36
We are participating in the degradation of humans.
30
96506
4350
İnsanların aşağılanmasına ortak oluyoruz.
01:44
Never have we had numbers this high.
31
104570
1781
Bu kadar yüksek sayı hiç görmemiştik.
01:46
This is the highest number of refugees since World War II.
32
106375
3121
Bu, İkinci Dünya Savaşı'ndan beri en yüksek mülteci sayısı.
01:50
Now, let me tell you why this issue is so important to me.
33
110235
2772
Bu konunun benim için neden önemli olduğunu anlatayım.
01:53
I am an Arab. I am an immigrant.
34
113964
2750
Ben bir Arabım. Ben bir göçmenim.
01:57
I am a Muslim.
35
117844
1267
Ben bir müslümanım.
01:59
I've also spent the last 12 years of my life working with refugees.
36
119826
3774
Hayatımın son 12 yılını, mültecilerle birlikte çalışarak geçirdim.
02:03
Oh -- and I'm also gay.
37
123624
1442
Ha, aynı zamanda geyim.
02:05
It makes me really popular these days.
38
125090
1900
Bu günlerde cidden popülerleştim.
02:07
(Laughter)
39
127014
1891
(Kahkaha)
02:08
But I am the daughter of a refugee.
40
128929
1944
Bir mültecinin kızıyım.
02:11
My grandmother fled Syria in 1964 during the first Assad regime.
41
131876
4498
Büyükannem 1964'te, ilk Assad rejimi sırasında Suriye'yi terk etti.
02:16
She was three months pregnant when she packed up a suitcase,
42
136398
3447
Bavulunu hazırlayıp 5 çocuğunu kapıp
02:19
piled in her five children and drove to neighboring Jordan,
43
139869
3094
Ürdün'e doğru yol aldığında, üç aylık hamileydi
02:22
not knowing what the future held for her and her family.
44
142987
3012
ve geleceğin ailesine ve kendisine neler sunacağından bihaberdi.
02:26
My grandfather decided to stay, not believing it was that bad.
45
146023
3637
Durumun o kadar kötü olmadığını düşünen dedem, kalmaya karar verdi.
02:30
He followed her a month later, after his brothers were tortured
46
150382
3474
Bir ay sonra kardeşi işkence gördükten ve fabrikasına devletin
02:33
and his factory was taken over by the government.
47
153880
2429
el koymasından sonra, o da büyükannemi takip etti.
02:36
They rebuilt their lives starting from scratch
48
156859
2194
Sıfırdan, hayatlarını yeniden inşa ettiler
02:39
and eventually became independently wealthy Jordanian citizens.
49
159077
3275
ve nihayetinde Ürdün'ün bağımsız, varlıklı vatandaşları oldular.
02:43
I was born in Jordan 11 years later.
50
163789
2493
11 yıl sonra, Ürdün'de doğdum.
02:47
It was really important to my grandmother for us to know our history
51
167251
3310
Geçmişimizi ve yolculuğumuzu bilmek, büyükannem için
02:50
and our journey.
52
170585
1154
büyük önem taşıyordu.
02:52
I was eight years old when she took me to visit my first refugee camp.
53
172703
3617
İlk mülteci kampı ziyaretime, ben sekiz yaşındayken götürmüştü.
02:56
I didn't understand why.
54
176344
1440
Sebebini anlayamadım.
02:58
I didn't know why it was so important to her
55
178456
2131
Gitmemizin onun için neden bu denli önemli
03:00
for us to go.
56
180611
1450
olduğunu bilmiyordum.
03:02
I remember walking into the camp holding her hand,
57
182085
2939
Elini tutarak kampa gittiğimizi
03:05
and her saying, "Go play with the kids,"
58
185048
1969
ve o kamptaki kadınları ziyaret ederken,
03:07
while she visited with the women in the camp.
59
187041
2503
bana ''Git çocuklarla oyna,'' dediğini hatırlıyorum.
03:10
I didn't want to.
60
190426
1212
Gitmek istememiştim.
03:11
These kids weren't like me.
61
191662
1416
Onlar benim gibi değillerdi.
03:13
They were poor. They lived in a camp.
62
193102
1778
Fakirlerdi, kampta yaşıyorlardı.
03:14
I refused.
63
194904
1340
İstemedim.
03:16
She knelt down beside me and firmly said, "Go.
64
196268
2966
Yanıma çöktü ve sertçe,
03:19
And don't come back until you've played.
65
199258
2154
''Git ve oynamadan geri gelme.
03:21
Don't ever think people are beneath you
66
201436
2040
Asla insanların senden aşağıda olduğunu
03:23
or that you have nothing to learn from others."
67
203500
2299
ya da onlardan öğrenecek hiçbir şeyin olmadığını düşünme.''
03:26
I reluctantly went.
68
206340
1449
Zoraki bir şekilde gittim.
03:27
I never wanted to disappoint my grandmother.
69
207813
2288
Büyükannemi hayal kırıklığına uğratmayı asla istemezdim.
03:31
I returned a few hours later,
70
211295
1397
Birkaç saat sonra döndüm,
03:32
having spent some time playing soccer with the kids in the camp.
71
212716
4630
kamptaki çocuklarla futbol oynamıştım.
03:37
We walked out of the camp,
72
217859
1277
Kamptan ayrıldık
03:39
and I was excitedly telling her what a great time I had
73
219160
2695
ve heyecanla, ne kadar güzel zaman geçirdiğimi
03:41
and how fantastic the kids were.
74
221879
1931
ve çocukların ne iyi olduğunu anlatıyordum.
03:44
"Haram!" I said in Arabic. "Poor them."
75
224995
2680
''Haram!'' dedim Arapça, ''Yazık onlara.''
03:48
"Haram on us," she said, using the word's different meaning,
76
228468
3087
''Asıl bize haram,'' dedi, kelimelerin eş anlamlarıyla,
03:51
that we were sinning.
77
231579
1333
bizim günaha girdiğimizi anlattı.
03:53
"Don't feel sorry for them; believe in them."
78
233822
2373
''Onlara acıma, onlara inan.''
03:58
It wasn't until I left my country of origin for the United States
79
238171
3419
Doğduğum yeri bırakıp Birleşik Devletler'e gelene kadar,
04:01
that I realized the impact of her words.
80
241614
2012
bu kelimelerin etkisini kavrayamamıştım.
04:05
After my college graduation, I applied for and was granted political asylum,
81
245007
3674
Üniversite mezuniyetimden sonra, siyasi sığınma talebinde bulundum,
04:08
based on being a member of a social group.
82
248705
2092
sosyal bir grubun üyesi olarak kabul edildim.
04:11
Some people may not realize this,
83
251530
1690
Bazı insanlar bunun farkında değil,
04:13
but you can still get the death penalty in some countries for being gay.
84
253244
3666
ama bazı ülkelerde sırf gey olduğun için ölüm cezasına çarptırılabiliyorsun.
04:18
I had to give up my Jordanian citizenship.
85
258897
2044
Ürdün vatandaşlığımı kaybetmek zorundaydım.
04:20
That was the hardest decision I've ever had to make,
86
260965
2449
Bu vermek zorunda kaldığım en zor karardı,
04:23
but I had no other choice.
87
263438
1380
ama başka çarem yoktu.
04:29
The point is,
88
269207
1243
Olay şu ki,
04:31
when you find yourself choosing between home and survival,
89
271326
3076
kendini ev ile hayatta kalma arasında seçim yaparken bulduğunda,
04:34
the question "Where are you from?" becomes very loaded.
90
274426
2832
''Nerelisin?'' sorusu çok koyuyor insana.
04:38
A Syrian woman who I recently met at a refugee camp in Greece
91
278592
3267
Yunanistan'daki mülteci kampında kısa süre önce tanıştığım bir kadın,
04:41
articulated it best,
92
281883
1268
Halep'i terk etmek
04:43
when she recalled the exact moment she realized she had to flee Aleppo.
93
283175
3570
zorunda kaldığını fark ettiği anı en iyi şekilde dile getirdi.
04:47
"I looked out the window and there was nothing.
94
287097
2258
''Camdan dışarı baktım ve hiçbir şey yoktu.
04:49
It was all rubble.
95
289379
1359
Her yer enkazdı.
04:51
There were no stores, no streets, no schools. Everything was gone.
96
291413
3792
Ne bir sokak, ne bir dükkân, ne de bir okul kaldı. Her şey yok oldu.
04:55
I had been in my apartment for months,
97
295826
2047
Aylardır kendi dairemdeydim,
04:57
listening to bombs drop and watching people die.
98
297897
3070
bombaların düşüşlerini dinliyor, insanların ölmelerini izliyordum.
05:01
But I always thought it would get better,
99
301591
2063
Yine de her daim daha iyi olacağını,
05:04
that no one could force me to leave,
100
304848
2074
kimsenin beni terk etmeye zorlamayacağını,
05:06
no one could take my home away from me.
101
306946
2042
kimsenin evimi elimden almayacağını düşündüm.
05:09
And I don't know why it was that morning, but when I looked outside,
102
309615
3272
Neden o sabah öyleydi bilmesem de, dışarı baktığımda,
05:12
I realized if I didn't leave, my three young children would die.
103
312911
3138
eğer gitmezsem üç küçük çocuğumun da öleceğini fark ettim.
05:16
And so we left.
104
316073
1389
Bu yüzden oradan ayrıldım.
05:17
We left because we had to, not because we wanted to.
105
317486
3004
İstediğimiz için değil, zorunda olduğumuz için ayrıldık.
05:20
There was no choice," she said.
106
320514
1748
Seçim yoktu,'' dedi.
05:23
It's kind of hard to believe that you belong
107
323798
2278
Evin olmadığında, kendi ülken korku veya işkence
05:26
when you don't have a home,
108
326100
1464
sebebiyle seni reddettiğinde
05:27
when your country of origin rejects you because of fear or persecution,
109
327588
4006
veya büyüdüğün şehir tamamen harap olduğunda,
05:31
or the city that you grew up in is completely destroyed.
110
331618
3904
aidiyet duygusu hissetmek inanılması güç bir durum.
05:36
I didn't feel like I had a home.
111
336625
2031
Evim varmış gibi hissetmiyordum.
05:38
I was no longer a Jordanian citizen,
112
338680
2457
Artık Ürdün vatandaşı değildim,
05:41
but I wasn't American, either.
113
341161
1632
ama Amerikalı da değildim.
05:43
I felt a kind of loneliness
114
343463
1738
Bugün hâlâ
05:45
that is still hard to put into words today.
115
345225
2119
kelimelere dökemediğim bir yalnızlık çektim.
05:48
After college, I desperately needed to find a place to call home.
116
348601
3283
Üniversiteden sonra, çaresizce ''yuva'' arayışına düştüm.
05:52
I bounced around from state to state
117
352366
1716
Eyaletten eyalete sürüklendim
05:54
and eventually ended up in North Carolina.
118
354106
2435
ve nihayetinde kendimi Kuzey Karolina'da buluverdim.
05:56
Kindhearted people who felt sorry for me
119
356565
2125
Benim için üzülen güzel yürekli insanlar,
05:59
offered to pay rent
120
359233
1334
kira ödemeyi teklif ettiler
06:01
or buy me a meal or a suit for my new interview.
121
361225
3314
veya bana yemek ısmarlamayı ya da iş görüşmem için takım almayı.
06:04
It just made me feel more isolated and incapable.
122
364563
3023
Bu beni daha çok yalnız ve aciz hissettirdi.
06:08
It wasn't until I met Miss Sarah,
123
368301
1814
Dibe battığımda beni yönlendiren
06:10
a Southern Baptist who took me in at my lowest and gave me a job,
124
370139
3736
ve iş bulan Güneyli Vaftiz Sarah ile tanıştıktan sonra
06:13
that I started to believe in myself.
125
373899
1893
kendime inanmaya başladım.
06:16
Miss Sarah owned a diner in the mountains of North Carolina.
126
376515
3797
Bayan Sarah, Kuzey Karolina dağlarında bir lokanta işletiyordu.
06:21
I assumed, because of my privileged upbringing
127
381676
2169
Benim itinalı yetiştirilme tarzım
06:23
and my Seven Sister education,
128
383869
1519
ve Yedi Kız Kardeş eğitimimle,
06:25
that she would ask me to manage the restaurant.
129
385412
2204
bana orada yönetici işi vereceğini düşündüm.
06:27
I was wrong.
130
387640
1208
Yanılmıştım.
06:29
I started off washing dishes,
131
389792
1703
İşe bulaşıkları yıkayarak, tuvalet
06:31
cleaning toilets and working the grill.
132
391519
1979
temizleyerek ve ızgara yaparak başladım.
06:34
I was humbled; I was shown the value of hard work.
133
394067
3085
Utandım, sıkı çalışmanın değerini anlamıştım.
06:37
But most importantly, I felt valued and embraced.
134
397176
2610
En önemlisiyse, değer görmüş ve sahiplenmiş hissettim.
06:40
I celebrated Christmas with her family,
135
400744
1880
Onun ailesiyle Noel'i kutladım
06:42
and she attempted to observe Ramadan with me.
136
402648
2352
ve benimle birlikte Ramazan coşkusunu gözlemledi.
06:46
I remember being very nervous about coming out to her --
137
406056
2670
Ona açılırken ne kadar gergin olduğumu anımsıyorum,
06:48
after all, she was a Southern Baptist.
138
408750
2042
nihayetinde kendisi Güney Vaftiziydi.
06:50
I sat on the couch next to her
139
410816
1460
Koltukta yanına oturdum
06:52
and I said, "Miss Sarah, you know that I'm gay."
140
412300
2531
ve şunu dedim: ''Sarah, gey olduğumu biliyorsundur.''
06:54
Her response is one that I will never forget.
141
414855
2186
Tepkisi asla aklımdan çıkmayacak.
06:57
"That's fine, honey. Just don't be a slut."
142
417535
2199
''Sorun yok canım. Sürtük olma yeter.''
06:59
(Laughter)
143
419758
3172
(Kahkaha)
07:02
(Applause)
144
422954
2675
(Alkış)
07:05
I eventually moved to Atlanta, still trying to find my home.
145
425653
5912
Hâlâ yuva arayışında olan ben, nihayetinde Atlanta'ya taşındım.
07:12
My journey took a strange turn three years later,
146
432081
2379
Yolculuğumun seyri, dışarıda top oynayan
07:14
after I met a group of refugee kids playing soccer outside.
147
434484
3233
bir grup mülteci çocukla tanışmamdan üç yıl sonra değişti.
07:18
I'd made a wrong turn into this apartment complex,
148
438138
2540
Apartmana giderken yanlış yerden dönmüştüm
07:20
and I saw these kids outside playing soccer.
149
440702
2215
ve dışarıda futbol oynayan bu çocukları gördüm.
07:23
They were playing barefoot with a raggedy soccer ball
150
443316
2563
Kendinden geçmiş bir topla, yalın ayak oynuyorlardı,
07:25
and rocks set up as goals.
151
445903
1452
kale olarak taş yığmışlardı.
07:27
I watched them for about an hour,
152
447379
1700
Onları bir saat kadar izledim
07:29
and after that I was smiling.
153
449103
1578
ve sonrasında gülümsüyordum.
07:31
The boys reminded me of home.
154
451116
1587
Bana evimi hatırlatmışlardı.
07:33
They reminded me of the way I grew up playing soccer
155
453188
2478
Ürdün sokaklarında, ağabeyim ve kuzenlerimle
07:35
in the streets of Jordan, with my brothers and cousins.
156
455690
2630
futbol oynayarak büyüdüğüm zamanları anımsattılar.
07:39
I eventually joined their game.
157
459612
2001
Sonunda aralarına girdim.
07:41
They were a little skeptical about letting me join it,
158
461637
2843
Beni aralarına almada şüpheci yaklaştılar,
07:44
because according to them, girls don't know how to play.
159
464504
2662
çünkü onlara göre kızlar futboldan anlamazdı.
07:47
But obviously I did.
160
467190
1346
Bariz bir şekilde oynadım.
07:48
I asked them if they had ever played on a team.
161
468560
2244
Daha önce takımda oynayıp oynamadıklarını sordum
07:50
They said they hadn't, but that they would love to.
162
470828
2434
ve oynamadıklarını, ama istediklerini söylediler.
07:53
I gradually won them over, and we formed our first team.
163
473751
3021
Zamanla onların sevgisini kazandım ve ilk takımımızı kurduk.
07:57
This group of kids would give me a crash course in refugees, poverty
164
477671
4884
Bu çocuklar bana mülteciler, yoksulluk ve insanlık hakkında
08:03
and humanity.
165
483817
1232
yoğun bir ders verdiler.
08:06
Three brothers from Afghanistan -- Roohullah, Noorullah and Zabiullah --
166
486195
3555
Afganistanlı üç kardeş, Roohullah, Noorullah ve Zabiullah,
08:09
played a major role in that.
167
489774
1624
bunda büyük rol oynadı.
08:12
I showed up late to practice one day to find the field completely deserted.
168
492200
3568
Bir gün antrenmanlara geç kaldığımda, bütün alanı bomboş buldum.
08:15
I was really worried.
169
495792
1181
Çok endişelenmiştim.
08:16
My team loved to practice.
170
496997
1611
Takımım alıştırmayı severdi.
08:18
It wasn't like them to miss practice.
171
498632
2607
Alıştırmayı kaçırmak, onların adetinde yoktu.
08:21
I got out of my car, and two kids ran out from behind a dumpster,
172
501263
3088
Arabamdan çıktım ve iki çocuk çöp kutusunun arkasından ellerini
08:24
waving their hands frantically.
173
504375
1583
delice sallayarak fırlayıverdi,
08:26
"Coach, Rooh got beat up. He got jumped.
174
506915
2047
''Koç, Rooh'u dövdüler, saldırıya uğradı.
08:28
There was blood everywhere."
175
508986
1578
Her yerde kan vardı.''
08:30
"What do you mean? What do you mean he got beat up?"
176
510588
2455
''Ne diyorsun sen? Ne demek saldırıya uğradı?''
''Kötü çocuklar geldi ve onu dövdüler koç.
08:33
"These bad kids came and beat him up, Coach.
177
513067
2073
Herkes kaçtı. Herkes çok korkmuştu.''
08:35
Everybody left. They were all scared."
178
515164
2226
08:37
We hopped into my car and drove over to Rooh's apartment.
179
517414
2718
Arabama atladık ve Rooh'un evine gittik.
08:40
I knocked on the door, and Noor opened it.
180
520156
2499
Kapıya vurdum ve Noor açtı.
08:43
"Where's Rooh? I need to talk to him, see if he's OK."
181
523409
2752
''Rooh nerede? Konuşup nasıl olduğunu görmem lazım.''
08:46
"He's in his room, Coach. He's refusing to come out."
182
526185
2936
''Odasında ve çıkmayı reddediyor koç.''
08:49
I knocked on the door.
183
529145
1167
Kapıya vurdum.
08:50
"Rooh, come on out. I need to talk to you.
184
530336
2426
''Rooh, dışarı çık. Seninle konuşmam lazım.
08:52
I need to see if you're OK or if we need to go to the hospital."
185
532786
3051
İyi olduğunu veya hastaneyi gitmemiz gerekmediğini görmem lazım.''
08:55
He came out.
186
535861
1151
Dışarı çıktı.
08:57
He had a big gash on his head, a split lip,
187
537036
2262
Kafasında derin bir yarık vardı, dudağı patlamış
08:59
and he was physically shaken.
188
539839
1751
ve fiziksel olarak sarsılmıştı.
09:02
I was looking at him,
189
542334
1333
Ona bakıyordum
09:03
and I asked the boys to call for their mom,
190
543691
2559
ve çocuklardan annesini aramalarını istedim,
09:06
because I needed to go to the hospital with him.
191
546274
2412
onunla hastaneye gitmem gerekiyordu.
09:08
They called for their mom.
192
548710
1307
Annesini aradılar.
09:10
She came out.
193
550428
1192
Geldi.
09:12
I had my back turned to her, and she started screaming in Farsi.
194
552059
3579
Arkam ona dönüktü ve kadın birden Farsça bağırmaya başladı.
09:16
The boys fell to the ground laughing.
195
556397
2075
Çocuklar gülmekten yere yattılar.
09:18
I was very confused,
196
558496
1152
Çok şaşkındım,
09:19
because there was nothing funny about this.
197
559672
2074
komik bir yanı yoktu ki.
09:22
They explained to me that she said,
198
562210
2000
Onun şunları söylediğini anlattılar,
09:24
"You told me your coach was a Muslim and a woman."
199
564234
2814
''Koçunuzun kadın ve müslüman olduğunu söylemiştiniz.''
09:27
From behind, I didn't appear to be either to her.
200
567072
2369
Arkadan ikisine de benzemiyordum.
09:29
(Laughter)
201
569465
3633
(Kahkaha)
09:33
"I am Muslim," I said, turning to her.
202
573122
2236
''Müslümanım,'' dedim ona dönerek.
09:35
"Ašhadu ʾan lā ʾilāha ʾilla (A)llāh,"
203
575382
1931
''Eşhedü enla ilahe illallah,''
09:37
reciting the Muslim declaration of faith.
204
577337
2369
kelime-i şehadet getirdim.
09:40
Confused,
205
580407
1304
Şaşkındı
09:43
and perhaps maybe a little bit reassured,
206
583028
1990
ve belki de biraz da olsa ikna olmuştu,
09:45
she realized that yes,
207
585042
1155
fark etti ki evet, ben,
09:46
I, this American-acting, shorts-wearing, non-veiled woman,
208
586221
3291
Amerikalı gibi davranan, şort giyen, peçesiz bu kadın
09:49
was indeed a Muslim.
209
589536
1190
gerçekten de müslümandı.
09:51
Their family had fled the Taliban.
210
591986
1950
Onların ailesi Taliban'dan kaçmışlardı.
09:55
Hundreds of people in their village
211
595507
1704
Köylerindeki yüzlerce insan
09:57
were murdered.
212
597235
1246
öldürülmüştü.
09:58
Their father was taken in by the Taliban,
213
598505
2213
Babaları Taliban tarafından alıkoyulmuş,
10:00
only to return a few months later, a shell of the man he once was.
214
600742
3801
birkaç ay sonra ruhu sömürülmüş bir şekilde geri dönmüştü.
10:06
The family escaped to Pakistan,
215
606558
2411
Aile Pakistan'a kaçtı
10:08
and the two older boys, age eight and 10 at the time,
216
608993
3568
ve şu anda sekiz ve on yaşlarında olan iki büyük çocuk,
10:12
wove rugs for 10 hours a day to provide for their family.
217
612585
3237
ailelerine bakabilmek için günde on saat halı dokumaya başladılar.
10:16
They were so excited when they found out that they had been approved
218
616746
3757
Birleşik Devletler'e yeniden yerleşme onayı aldıklarını duyunca
10:20
to resettle in the United States,
219
620527
2492
çok heyecanlandılar
10:23
making them the lucky 0.1 percent who get to do that.
220
623043
3253
ve bu şansa nail olan o yüzde 0,1'lik kesimden biri oldular.
10:26
They had hit the jackpot.
221
626320
1590
Turnayı gözünden vurmuşlardı.
10:28
Their story is not unique.
222
628750
1570
Tek bir hikâye değil bu.
10:30
Every refugee family I have worked with has had some version of this.
223
630905
3908
Beraber çalıştığım her mülteci aile aşağı yukarı aynı geçmişe sahip.
10:34
I work with kids
224
634837
1340
Annelerinin tecavüze uğradığını
10:37
who have seen their mothers raped, their fathers' fingers sliced off.
225
637026
3859
ve babalarının parmaklarının doğrandığını gören çocuklarla çalışıyorum.
10:40
One kid saw a bullet put in his grandmother's head,
226
640909
2955
Bir çocuk, büyükannesinin alnına kurşun dayandığını görmüş,
10:43
because she refused to let the rebels take him to be a child soldier.
227
643888
4038
çünkü asilerin onu, çocuk asker olarak almalarına müsaade etmemiş.
10:49
Their journeys are haunting.
228
649763
1541
Yolculukları tüyler ürpertici.
10:51
But what I get to see every day is hope, resilience, determination,
229
651760
5774
Yine de her gün gördüğüm, umut, direnç, kararlılık, yaşam sevgisi
10:57
a love of life
230
657558
1185
ve hayatlarını
10:58
and appreciation for being able to rebuild their lives.
231
658767
2844
yeniden inşa edebiliyor olmanın şükranlığı.
11:03
I was at the boys' apartment one night,
232
663427
2125
Bir gece çocukların evindeydim,
11:05
when the mom came home after cleaning 18 hotel rooms in one day.
233
665576
4810
anneleri bir günde 18 otel odası temizledikten sonra eve gelmişti.
11:10
She sat down, and Noor rubbed her feet,
234
670410
2293
Annesi oturdu ve Noor ayaklarını ovdu,
11:13
saying that he was going to take care of her once he graduated.
235
673499
3075
mezun olunca ona bakacağını söyledi.
11:16
She smiled from exhaustion.
236
676598
1494
Bitkinlikten gülümsedi annesi.
11:18
"God is good. Life is good. We are lucky to be here."
237
678116
3408
''Tanrı iyidir. Hayat iyidir. Burada olduğumuz için şanslıyız.''
11:22
In the last two years, we have seen an escalating anti-refugee sentiment.
238
682821
4795
Geçtiğimiz iki yılda, mülteci karşıtları gitgide artıyor.
11:28
It's global.
239
688039
1219
Küresel bir durum.
11:30
The numbers continue to grow because we do nothing to prevent it
240
690399
3244
Önlemek veya durdurmak için hiçbir şey yapmadığımızdan
11:33
and nothing to stop it.
241
693667
1701
sayılar artmaya devam ediyor.
11:35
The issue shouldn't be stopping refugees from coming into our countries.
242
695392
3552
Gündemimiz mültecilerin ülkemize gelmesini nasıl engelleyeceğimiz olmamalı.
11:38
The issue should be not forcing them to leave their own.
243
698968
2988
Kendi yuvalarını terk etmek zorunda kalmamalarını konuşmalıyız.
11:41
(Applause)
244
701980
4435
(Alkış)
11:58
Sorry.
245
718330
1325
Özür dilerim.
11:59
(Applause)
246
719679
3928
(Alkış)
12:09
How much more suffering,
247
729737
2525
Daha ne kadar ıstırap,
12:12
how much more suffering must we take?
248
732286
2045
daha ne kadar ıstırap çekmeli?
12:15
How many more people need to be forced out of their homes
249
735075
2771
Daha ne kadar insan, biz ''Yeter!'' diyene kadar
12:17
before we say, "Enough!"?
250
737870
1381
yerlerinden edilmeli?
12:19
A hundred million?
251
739275
1209
Yüz milyon mu?
12:20
Not only do we shame, blame and reject them
252
740945
2826
Yaşamak zorunda kaldıkları gaddarlık yüzünden
12:25
for atrocities that they had absolutely nothing to do with,
253
745065
2833
onları sadece utandırıp, suçlayıp, dışlamakla kalmıyor,
12:28
we re-traumatize them,
254
748832
1155
onlara ülkemizin
12:30
when we're supposed to be welcoming them into our countries.
255
750011
2965
kapılarını açacağımıza, onlara yeniden travma yaşatıyoruz.
12:35
We strip them of their dignity and treat them like criminals.
256
755111
3303
Onların haysiyetlerini çiğniyor, onlara suçlu gibi davranıyoruz.
12:38
I had a student in my office a couple of weeks ago.
257
758438
2706
Birkaç önce ofisime bir öğrenci geldi.
12:41
She's originally from Iraq.
258
761168
1816
Aslen Iraklı.
12:43
She broke down crying.
259
763008
1439
Yaşlara boğuldu.
12:45
"Why do they hate us?"
260
765415
1628
''Neden bizden nefret ediyorlar?''
12:47
"Who hates you?"
261
767067
1174
''Kim nefret ediyor?''
12:48
"Everyone; everyone hates us because we are refugees,
262
768265
2771
''Herkes, herkes mülteciyiz diye, müslümanız diye
12:51
because we are Muslim."
263
771060
1356
bizden nefret ediyor.''
12:53
In the past, I was able to reassure my students
264
773839
2336
Eskiden, öğrencilerimi dünyanın büyük çoğunluğu
12:56
that the majority of the world does not hate refugees.
265
776199
2637
mültecilerden nefret etmiyor diye teselli edebiliyordum.
12:58
But this time I couldn't.
266
778860
1385
Ama bu sefer yapamadım.
13:00
I couldn't explain to her why someone tried to rip off her mother's hijab
267
780688
3480
Alışveriş yaparlarken, annesinin başörtüsünün
13:04
when they were grocery shopping,
268
784192
1785
neden zorla çıkarıldığını
13:06
or why a player on an opposing team called her a terrorist
269
786001
3244
veya karşı takımdan birinin ona neden terörist deyip
13:09
and told her to go back where she came from.
270
789269
2483
geldiği yere dönmesi gerektiğini söylemesini açıklayamadım.
13:11
I couldn't reassure her
271
791776
1762
Babasının,
13:13
that her father's ultimate life sacrifice
272
793562
2339
Birleşik Devletler ordusuna
13:15
by serving in the United States military as an interpreter
273
795925
3120
mütercim olarak verdiği hayat fedakârlığının, Amerikan vatandaşı
13:19
would make her more valued as an American citizen.
274
799069
2710
olarak onu daha değerli kılacağını dile getiremedim.
13:22
We take in so few refugees worldwide.
275
802871
2872
Dünya çapında, çok az mülteciye kapı açıyoruz.
13:26
We resettle less than 0.1 percent.
276
806769
2686
Yüzde 0,1'den azını yeniden yerleştiriyoruz.
13:30
That 0.1 percent benefits us more than them.
277
810598
3200
İşte o yüzde 0,1'in bize onlardan daha çok faydası dokunuyor.
13:34
It dumbfounds me how the word "refugee" is considered something to be dirty,
278
814617
3786
''Mülteci'' kelimesinin rezil, utanılacak bir şey olarak nitelendirilmesi beni
13:38
something to be ashamed of.
279
818427
1613
hayretler içerisinde bırakıyor.
13:40
They have nothing to be ashamed of.
280
820064
1864
Onların utanacak hiçbir şeyi yok.
13:45
We have seen advances in every aspect of our lives --
281
825647
2723
İnsaniyet dışında, hayatımızın her noktasında
13:48
except our humanity.
282
828394
1378
gelişme katettik.
13:50
There are 65.3 million people who have been forced out of their homes
283
830343
4439
65,3 milyon insan evlerini terk etmek zorunda kaldı,
13:54
because of war --
284
834806
1244
savaş yüzünden --
13:56
the largest number in history.
285
836505
1849
tarihteki en büyük sayı.
13:58
We are the ones who should be ashamed.
286
838930
2057
Utanması gereken bizleriz.
14:01
Thank you.
287
841532
1155
Teşekkürler.
14:02
(Applause)
288
842711
6529
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7