Why glass towers are bad for city life -- and what we need instead | Justin Davidson

253,346 views ・ 2017-07-11

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
Imagine that when you walked in here this evening,
0
12420
2816
Bu akşam buraya geldiğinizde bu odadaki herkesin
00:15
you discovered that everybody in the room looked almost exactly the same:
1
15260
4080
neredeyse aynı göründüğünü hayal edin:
00:20
ageless, raceless,
2
20100
1936
yaşsız, ırksız
00:22
generically good-looking.
3
22060
1240
ve oldukça çekici.
00:24
That person sitting right next to you
4
24100
1976
Yanınızda oturan kişinin son derece
00:26
might have the most idiosyncratic inner life,
5
26100
2136
eksantrik bir içsel hayatı olabilir
00:28
but you don't have a clue
6
28260
1256
ama bir fikriniz yok
00:29
because we're all wearing the same blank expression all the time.
7
29540
3560
çünkü hepimizin suratında sürekli aynı boş ifade var.
00:34
That is the kind of creepy transformation that is taking over cities,
8
34780
4360
İşte şehirleri ele geçiren korkunç değişim de bu,
00:39
only it applies to buildings, not people.
9
39740
2040
ancak burada konu binalar, insanlar değil.
00:43
Cities are full of roughness and shadow,
10
43300
5976
Şehirler; zorluklar ve gölgeler,
00:49
texture and color.
11
49300
1216
doku ve renklerle dolu.
00:50
You can still find architectural surfaces of great individuality and character
12
50540
5160
Hâlâ özgün ve karakteristik mimari yüzeyler bulabilirsiniz;
00:57
in apartment buildings in Riga
13
57180
1920
Riga'daki apartmanlarda
00:59
and Yemen,
14
59900
1200
ve Yemen'de,
01:02
social housing in Vienna,
15
62340
1520
Viyana'daki sosyal konutlarda,
01:04
Hopi villages in Arizona,
16
64820
2376
Arizona'daki Hopi köylerinde,
01:07
brownstones in New York,
17
67220
1440
New York'taki kumtaşlarında,
01:09
wooden houses in San Francisco.
18
69340
1600
San Francisco'daki ahşap evlerde.
01:11
These aren't palaces or cathedrals.
19
71620
1880
Bunlar, saray veya katedral değiller.
01:13
These are just ordinary residences
20
73900
1776
Yalnızca şehirlerin sıradan görkemini
01:15
expressing the ordinary splendor of cities.
21
75700
2560
yansıtan sıradan konutlar.
01:19
And the reason they're like that is that the need for shelter
22
79300
3296
Böyle olmalarının sebebi, barınma ihtiyacının,
01:22
is so bound up with the human desire for beauty.
23
82620
3080
insanın güzellik arzusuna fazlasıyla bağlı olması.
01:28
Their rough surfaces give us a touchable city.
24
88420
3720
Pürüzlü yüzeyleri, bize dokunulabilir bir şehir sağlıyor.
01:32
Right? Streets that you can read
25
92660
1576
Değil mi? Tuğlalara ve taşlara
01:34
by running your fingers over brick and stone.
26
94260
2120
dokunarak okuyabildiğiniz sokaklar.
01:37
But that's getting harder to do,
27
97420
1680
Ancak bu gitgide zorlaşıyor,
01:40
because cities are becoming smooth.
28
100020
2240
çünkü şehirler pürüzsüz hale geliyor.
01:43
New downtowns sprout towers
29
103500
2056
Yeni şehir merkezlerinde filizlenen kuleler,
01:45
that are almost always made of concrete and steel
30
105580
2336
neredeyse daima beton ve çelikten yapılıyor
01:47
and covered in glass.
31
107940
1360
ve camla kaplanıyor.
01:50
You can look at skylines all over the world --
32
110740
2856
Ufuk çizgilerine dünyanın neresinden bakarsanız bakın --
01:53
Houston,
33
113620
1200
Houston,
01:55
Guangzhou,
34
115460
1200
Guangzhou,
01:57
Frankfurt --
35
117260
1200
Frankfurt --
01:59
and you see the same army of high-gloss robots
36
119260
3416
ufukta hep aynı çok-parlak robot ordusunun
02:02
marching over the horizon.
37
122700
1280
ilerlediğini görürsünüz.
02:05
Now, just think of everything we lose
38
125380
2136
Şimdi, mimarlar çok çeşitli malzemeleri
02:07
when architects stop using the full range of available materials.
39
127540
4240
kullanmayı bırakınca kaybedeceklerimizi düşünün.
02:12
When we reject granite and limestone and sandstone
40
132620
3736
Graniti, kireç taşını, kum taşını, ahşabı,
02:16
and wood and copper and terra-cotta and brick
41
136380
2176
bakırı, pişmiş toprağı ve tuğlayı, çitleri
02:18
and wattle and plaster,
42
138580
1520
ve alçıyı reddettiğimizde,
02:20
we simplify architecture
43
140940
2136
mimariyi basitleştiririz
02:23
and we impoverish cities.
44
143100
1560
ve şehirleri fakirleştiririz.
02:25
It's as if you reduced all of the world's cuisines
45
145700
3696
Tüm dünya mutfaklarını
02:29
down to airline food.
46
149420
1936
havayolu yemeklerine indirgemek gibi.
02:31
(Laughter)
47
151380
1056
(Kahkahalar)
02:32
Chicken or pasta?
48
152460
1200
Tavuk mu makarna mı?
02:35
But worse still,
49
155260
1320
Yine de en kötüsü
02:37
assemblies of glass towers like this one in Moscow
50
157580
3576
Moskova'daki gibi bu cam kuleler
02:41
suggest a disdain for the civic and communal aspects of urban living.
51
161180
4896
şehir hayatının kentsel ve toplumsal boyutunu küçümsüyor.
02:46
Right? Buildings like these are intended to enrich their owners and tenants,
52
166100
5056
Bu gibi binalar sahip ve kiracılarını zenginleştirmeyi amaçlıyor,
02:51
but not necessarily the lives of the rest of us,
53
171180
2576
geri kalanımızın hayatını,
02:53
those of us who navigate the spaces between the buildings.
54
173780
3640
binalar arasındaki boşluklardan geçenlerinkini değil.
02:58
And we expect to do so for free.
55
178260
2040
Biz bunu bedavaya yapmayı bekliyoruz.
03:01
Shiny towers are an invasive species
56
181620
2440
Parlak binalar istilacı türlerdir
03:04
and they are choking our cities and killing off public space.
57
184900
3240
ve şehirlerimizi boğup kamu alanlarını öldürürler.
03:09
We tend to think of a facade as being like makeup,
58
189140
3456
Binaların ön cephesi makyaj gibidir;
03:12
a decorative layer applied at the end to a building that's effectively complete.
59
192620
3762
biten bir binaya en son uygulanan dekoratif bir katman.
03:16
But just because a facade is superficial
60
196980
2536
Ancak sırf ön cephe üstünkörü diye
03:19
doesn't mean it's not also deep.
61
199540
2256
derin olmadığı anlamına gelmez.
03:21
Let me give you an example
62
201820
1280
Şehir yüzeyinin
03:24
of how a city's surfaces affect the way we live in it.
63
204020
3016
hayatımızı etkilediğine dair bir örnek vereyim.
03:27
When I visited Salamanca in Spain,
64
207060
2896
İspanya'da Salamanca'ya gittiğim zaman
03:29
I gravitated to the Plaza Mayor
65
209980
2256
Plaza Mayor'a doğru çekildim,
03:32
at all hours of the day.
66
212260
1416
hem de günün her saatinde.
03:33
Early in the morning, sunlight rakes the facades,
67
213700
2976
Sabahın erken saatlerinde güneş cepheleri okşuyor,
03:36
sharpening shadows,
68
216700
1696
gölgeleri netleştiriyordu.
03:38
and at night, lamplight segments the buildings
69
218420
3296
Geceleri ise ışıklar binaları
03:41
into hundreds of distinct areas,
70
221740
1840
yüzlerce parçaya bölüyordu;
03:44
balconies and windows and arcades,
71
224340
2376
balkonlar, pencereler, geçitler;
03:46
each one a separate pocket of visual activity.
72
226740
2840
hepsi kendi başına görsel bir hareketlilik içinde.
03:50
That detail and depth, that glamour
73
230500
2640
İşte bu detaylar, derinlik, bu cazibe
03:54
gives the plaza a theatrical quality.
74
234460
2400
plazaya teatral bir kalite sağlıyor.
03:58
It becomes a stage where the generations can meet.
75
238820
2400
Kuşakların buluşabildiği bir sahneye dönüşüyor.
04:01
You have teenagers sprawling on the pavers,
76
241980
3376
Kaldırımlarda yayılan gençler,
04:05
seniors monopolizing the benches,
77
245380
2816
bankları tekellerine almış yaşlılar
04:08
and real life starts to look like an opera set.
78
248220
3896
ve hayat bir opera seti gibi görünmeye başlar.
04:12
The curtain goes up on Salamanca.
79
252140
1760
Salamanca'da perde açılıyor.
04:15
So just because I'm talking about the exteriors of buildings,
80
255340
4080
Binaların işlevi ve yapılarıyla değil
04:20
not form, not function, not structure,
81
260340
3000
sadece dışlarıyla ilgili konuşsam da
04:24
even so those surfaces give texture to our lives,
82
264580
3400
bu yüzeyler hayatımıza doku katıyor.
04:29
because buildings create the spaces around them,
83
269219
2897
Çünkü binalar etraflarındaki alanı oluşturur
04:32
and those spaces can draw people in
84
272140
3016
ve bu alan insanları
04:35
or push them away.
85
275180
1200
kendine çeker veya iter.
04:37
And the difference often has to do with the quality of those exteriors.
86
277100
3696
Bu farkın çoğunlukla dış mekânla ilgisi var.
04:40
So one contemporary equivalent of the Plaza Mayor in Salamanca
87
280820
3736
Salamanca'daki Plaza Mayor'un modern bir benzeri
04:44
is the Place de la Défense in Paris,
88
284580
2320
Paris'deki Place de la Défense'dir.
04:47
a windswept, glass-walled open space
89
287700
3616
Rüzgarlı, cam duvarlardan bir açık alan
04:51
that office workers hurry through
90
291340
1776
ofis çalışanlarının koşturduğu
04:53
on the way from the metro to their cubicles
91
293140
2496
metrodan ofis hücrelerine doğru
04:55
but otherwise spend as little time in as possible.
92
295660
2360
ve başka şeylere mimimum zaman harcayarak.
04:59
In the early 1980s, the architect Philip Johnson
93
299940
3296
1980'lerin başında mimar Philip Johnson
05:03
tried to recreate a gracious European plaza in Pittsburgh.
94
303260
3760
Pittsbourgh'daki European Plaza'yı yeniden yaratmaya çalıştı.
05:07
This is PPG Place,
95
307500
1496
Bu PPG binası camdan yapılmış
05:09
a half acre of open space encircled by commercial buildings
96
309020
5216
iş hanlarıyla çevrili 2000 metrekarelik
05:14
made of mirrored glass.
97
314260
1456
açık bir alandan oluşuyor.
05:15
And he ornamented those buildings with metal trim and bays
98
315740
3416
Binaları ufukta dikkat çeken
05:19
and Gothic turrets
99
319180
1936
metal parçalar
05:21
which really pop on the skyline.
100
321140
1720
ve Gotik kulelerle süsledi.
05:23
But at ground level,
101
323700
1280
Ancak zemin seviyesinde
05:26
the plaza feels like a black glass cage.
102
326340
2720
plaza adeta siyah bir cam kafes gibi.
05:29
I mean, sure, in summertime
103
329900
1856
Yani, tabii, yazın çocuklar
05:31
kids are running back and forth through the fountain
104
331780
2456
süs havuzunda koşturuyor
05:34
and there's ice-skating in the winter,
105
334260
1976
ve kışın buz pateni yapılabiliyor
05:36
but it lacks the informality of a leisurely hangout.
106
336260
3216
ama sakin bir mekânın kayıtdışılığı eksik.
05:39
It's just not the sort of place you really want to just hang out and chat.
107
339500
4000
Sadece oturup sohbet edebileceğiniz bir yer değil.
05:47
Public spaces thrive or fail for many different reasons.
108
347300
3736
Kamu alanları değişik nedenlerle başarılı veya başarısız olur.
05:51
Architecture is only one,
109
351060
1400
Mimari yalnızca bir faktör,
05:53
but it's an important one.
110
353300
1400
ancak önemli bir faktör.
05:55
Some recent plazas
111
355660
1336
Bazı yeni plazalar
05:57
like Federation Square in Melbourne
112
357020
2360
Melbourne'daki Federasyon Meydanı,
06:00
or Superkilen in Copenhagen
113
360460
2440
Kopenhag'daki Superkilen gibi başarıya ulaştı çünkü
06:03
succeed because they combine old and new,
114
363780
3376
yeni ve eskiyi,
06:07
rough and smooth,
115
367180
1200
pürüz ve pürüzsüzlüğü,
06:09
neutral and bright colors,
116
369220
1856
nötral ve parlak renk birlikteliği
06:11
and because they don't rely excessively on glass.
117
371100
3640
ve büyük oranda cam kullanmadılar.
06:15
Now, I'm not against glass.
118
375820
2960
Şöyle ki cama karşı değilim.
06:19
It's an ancient and versatile material.
119
379620
2720
Antik ve kullanışlı bir malzeme.
06:23
It's easy to manufacture and transport
120
383460
4216
Üretmek ve taşımak, kurmak,
06:27
and install and replace
121
387700
2056
yerini değiştirmek
06:29
and clean.
122
389780
1536
ve temizlemek kolay.
06:31
It comes in everything from enormous, ultraclear sheets
123
391340
2896
Dev saydam yapraklar halinden yarı saydam tuğlalara kadar
06:34
to translucent bricks.
124
394260
2080
her şekilde bulabilirsiniz.
06:37
New coatings make it change mood
125
397020
2296
Yeni kaplamalar değişken ışıkla
06:39
in the shifting light.
126
399340
1240
modunu değiştirebiliyor.
06:41
In expensive cities like New York, it has the magical power
127
401700
3256
New York gibi pahalı şehirlerde gayrimenkul fiyatlarını
06:44
of being able to multiply real estate values by allowing views,
128
404980
3616
daha fazla görüşe izin vererek arttırmak sihirli bir güçleri var
06:48
which is really the only commodity that developers have to offer
129
408620
3096
bu da uçuk fiyatları meşrulaştırmak için
06:51
to justify those surreal prices.
130
411740
1720
sunabildikleri tek varlık.
06:56
In the middle of the 19th century,
131
416220
1936
19. yüzyılın ortalarında Londra'daki
06:58
with the construction of the Crystal Palace in London,
132
418180
2776
Kristal Palas'ın inşaasıyla birlikte
07:00
glass leapt to the top of the list of quintessentially modern substances.
133
420980
4040
cam, doğal modern maddeler listesinin en üst sırasına zıpladı.
07:06
By the mid-20th century,
134
426100
1496
20. yüzyılın ortalarına doğru
07:07
it had come to dominate the downtowns of some American cities,
135
427620
3120
özellikle Skidmore, Owings ve Merrill tarafından
07:11
largely through some really spectacular office buildings
136
431500
3016
tasarlanan Manhattan'daki Lever House gibi
07:14
like Lever House in midtown Manhattan, designed by Skidmore, Owings and Merrill.
137
434540
3960
görkemli işhanları sayesinde bazı Amerikan kentlerini ele geçirdi.
07:19
Eventually, the technology advanced to the point
138
439380
2696
Sonunda teknoloji öyle ilerledi ki
07:22
where architects could design structures so transparent
139
442100
3096
mimarlar neredeyse kaybolacak düzeyde şeffaf binalar
07:25
they practically disappear.
140
445220
1286
tasarlayabiliyorlardı.
07:28
And along the way,
141
448180
1416
Bu esnada cam
07:29
glass became the default material of the high-rise city,
142
449620
4040
yükselen şehirlerin varsayılan malzemesi oldu
07:34
and there's a very powerful reason for that.
143
454500
2496
ve bunun çok güçlü bir sebebi var.
07:37
Because as the world's populations converge on cities,
144
457020
3720
Dünya popülasyonu şehirlerde toplanırken
07:41
the least fortunate pack into jerry-built shantytowns.
145
461820
3656
talihsiz olanlar niteliksiz gecekondulara yığıldı.
07:45
But hundreds of millions of people need apartments and places to work
146
465500
3816
Ancak yüz milyonlarca insanın çalışmak ve yaşamak için daha büyük binalara
07:49
in ever-larger buildings,
147
469340
1216
ihtiyacı var,
07:50
so it makes economic sense to put up towers
148
470580
2616
bu yüzden kuleler dikmek ve onları ucuz ve kullanışlı
07:53
and wrap them in cheap and practical curtain walls.
149
473220
2480
duvarlarla kaplamak daha ekonomik oluyor.
07:57
But glass has a limited ability
150
477420
2560
Ancak camın dışavurumsal olma
08:00
to be expressive.
151
480900
1200
kabiliyeti çok sınırlı.
08:03
This is a section of wall framing a plaza
152
483060
2176
Bu, Meksika'daki erken Hispanik şehir Mitla'da
08:05
in the pre-Hispanic city of Mitla, in southern Mexico.
153
485260
4080
bir plazayı çevreleyen duvardan bir kesit.
08:10
Those 2,000-year-old carvings
154
490460
1496
2000 yıllık oymalar
08:11
make it clear that this was a place of high ritual significance.
155
491980
3040
mekânın büyük bir ritüel öneme sahip olduğunu gösteriyor.
08:17
Today we look at those and we can see a historical and textural continuity
156
497060
5776
Bugün bunlara baktığımızda
08:22
between those carvings, the mountains all around
157
502860
2856
oymaların etrafındaki dağların ve yağmalanmış arazinin
08:25
and that church which is built on top of the ruins
158
505740
3856
taşlarından harabelerin tepesine yapılmış kilisenin arasında
08:29
using stone plundered from the site.
159
509620
2160
tarihi ve dokusal bir devamlılık var.
08:32
In nearby Oaxaca, even ordinary plaster buildings
160
512700
2896
Oaxaca yakınlarında sıradan sıva binalar bile
08:35
become canvasses for bright colors, political murals
161
515620
4336
canlı renkler, siyasi müraylar ve sofistike grafik sanatlar için
08:39
and sophisticated graphic arts.
162
519980
1840
bir tuval haline geliyor.
08:42
It's an intricate, communicative language
163
522820
2600
Cam salgınının kolaylıkla
08:46
that an epidemic of glass would simply wipe out.
164
526220
2639
yok edebileceği girift ve iletişimsel bir dil.
08:49
The good news is that architects and developers
165
529780
2776
İyi haber şu ki mimarlar ve geliştiriciler
08:52
have begun to rediscover the joys of texture
166
532580
2976
modernlikten uzaklaşmadan dokunun
08:55
without backing away from modernity.
167
535580
2040
keyfini yeniden keşfetmeye başladı.
08:58
Some find innovative uses for old materials like brick
168
538060
4120
Bazıları tuğla ve terakota gibi eski malzemeleri kullanmanın
09:03
and terra-cotta.
169
543140
1200
yeni yollarını buluyor.
09:05
Others invent new products like the molded panels that Snøhetta used
170
545580
5296
Diğerleri yeni ürünler icat ediyor, tıpkı Shonetta'nın kullandığı
09:10
to give the San Francisco Museum of Modern Art
171
550900
2416
San Fransisco Modern Sanat Müzesi'ndeki
09:13
that crinkly, sculptural quality.
172
553340
2360
dökümlü çatırdayan paneller gibi.
09:16
The architect Stefano Boeri even created living facades.
173
556340
3896
Hatta Stefano Boeri yaşayan cepheler yarattı.
09:20
This is his Vertical Forest, a pair of apartment towers in Milan,
174
560260
4016
Bu Dikey Orman Milan'daki bir çift toplu konut binası,
09:24
whose most visible feature is greenery.
175
564300
1880
en görünür özellikleri yeşil olmaları.
09:27
And Boeri is designing a version of this for Nanjing in China.
176
567060
4520
Boeri bunun bir versiyonunu Çin de Nanjing için tasarlıyor.
09:32
And imagine if green facades were as ubiquitous as glass ones
177
572900
4136
Eğer yeşil cepheler cam kadar yaygın olursa
09:37
how much cleaner the air in Chinese cities would become.
178
577060
2640
Çin şehirlerinde havanın nasıl temiz olacağını düşünün.
09:41
But the truth is that these are mostly one-offs,
179
581100
3016
Ancak gerçek şu ki bunlar çoğunlukla tek seferlik,
09:44
boutique projects,
180
584140
1496
butik işler ve kolay kolay
09:45
not easily reproduced at a global scale.
181
585660
2240
dünya çapında yeniden yapılmaz.
09:49
And that is the point.
182
589540
1480
İşte konu da bu.
09:52
When you use materials that have a local significance,
183
592180
3096
Yerel öneme sahip malzemeler kullanıldığında
09:55
you prevent cities from all looking the same.
184
595300
2120
tüm şehirlerin aynı görünmesini önlersiniz.
09:58
Copper has a long history in New York --
185
598580
2856
Bakırın New York'ta uzun bir geçmişi var,
10:01
the Statue of Liberty,
186
601460
1320
Özgürlük Heykeli,
10:03
the crown of the Woolworth Building --
187
603540
1810
Woolworth Binası'nın tepesi...
10:06
but it fell out of fashion for a long time
188
606020
3176
ama uzun zaman önce modası geçti.
10:09
until SHoP Architects used it to cover the American Copper Building,
189
609220
4376
SHoP Mimarları Amerika Bakır Binası'nı
10:13
a pair of twisting towers on the East River.
190
613620
2440
kaplamak için kullanana kadar.
10:16
It's not even finished
191
616980
1256
Henüz bitmedi bile
10:18
and you can see the way sunset lights up that metallic facade,
192
618260
4096
ama gün batımının metal yüzeydeki yansımasını görebilirsiniz
10:22
which will weather to green as it ages.
193
622380
2040
bu da zamanla yeşillenmesini sağlayacak.
10:25
Buildings can be like people.
194
625540
2296
Binalar insanlar gibi olabilir.
10:27
Their faces broadcast their experience.
195
627860
2320
Yüzleri deneyimlerini yansıtır.
10:31
And that's an important point,
196
631220
1456
Bu önemli bir nokta
10:32
because when glass ages,
197
632700
2040
çünkü cam yıllandıkça,
10:35
you just replace it,
198
635620
1496
yenisiyle değişirsiniz
10:37
and the building looks pretty much the same way it did before
199
637140
2896
ama binalar daha önce göründüğü gibi görünüyor,
10:40
until eventually it's demolished.
200
640060
1696
sonunda tamamen yıkılana dek.
10:41
Almost all other materials have the ability
201
641780
2776
Tüm diğer materyallerin
10:44
to absorb infusions of history and memory,
202
644580
3576
tarih ve anıyı saklama niteliği var
10:48
and project it into the present.
203
648180
3320
ve bunu günümüze yansıtıyorlar.
10:52
The firm Ennead
204
652660
1856
Ennead firması Salt Lake City'deki
10:54
clad the Utah Natural History Museum in Salt Lake City in copper and zinc,
205
654540
4896
Doğal Tarih Müzesini bakır ve çinkoyla kapladı,
10:59
ores that have been mined in the area for 150 years
206
659460
4200
bu madenler orada 150 yıldır çıkarılıyordu
11:05
and that also camouflage the building against the ochre hills
207
665100
3240
ve binayı okre tepelerine karşı kamufle ettiler,
11:09
so that you have a natural history museum
208
669180
2296
böylece bölgenin doğal tarihini yansıtan
11:11
that reflects the region's natural history.
209
671500
2240
bir doğal tarih müzesi oldu.
11:15
And when the Chinese Pritzker Prize winner Wang Shu
210
675500
2776
Çinli Pritzker Prize ödülü sahibi Wang Shu
11:18
was building a history museum in Ningbo,
211
678300
3336
Ningbo'da bir doğal tarih müzesi inşa ederken
11:21
he didn't just create a wrapper for the past,
212
681660
3216
sadece geçmişe dair bir kaplama yapmadı,
11:24
he built memory right into the walls
213
684900
3056
anıları duvarlara işledi,
11:27
by using brick and stones and shingles
214
687980
3696
bunu beton, taş ve kiremitle yaptı;
11:31
salvaged from villages that had been demolished.
215
691700
2760
yıkılan kasabalardan toplanan malzemeler.
11:36
Now, architects can use glass
216
696260
2856
Mimarlar camı
11:39
in equally lyrical and inventive ways.
217
699140
2776
yenilikçi ve sanatsal bir şekilde kullanabilirler.
11:41
Here in New York, two buildings,
218
701940
1696
Burada New York'ta iki bina,
11:43
one by Jean Nouvel and this one by Frank Gehry
219
703660
2640
Biri Jean Nouvel, bu da Frank Gehry tarafından yapılmış,
11:46
face off across West 19th Street,
220
706980
1840
19. Batı Sokağına bakıyorlar
11:49
and the play of reflections that they toss back and forth
221
709620
2936
ışıkta bir senfoni gibi
11:52
is like a symphony in light.
222
712580
1360
yansımalar dans ediyor.
11:56
But when a city defaults to glass
223
716100
3016
Ancak şehir büyüdükçe cam onun varsayılan
11:59
as it grows,
224
719140
1496
malzemesi olursa,
12:00
it becomes a hall of mirrors,
225
720660
1560
Aynalı bir salona dönecektir,
12:02
disquieting and cold.
226
722900
2200
sessiz ve soğuk.
12:05
After all, cities are places of concentrated variety
227
725820
3880
Şehirler içinde çok çeşitlilik barındırır,
12:11
where the world's cultures and languages and lifestyles
228
731500
5016
dünya kültür, dil ve stilleri
12:16
come together and mingle.
229
736540
1200
buluşur ve harmanlanır.
12:18
So rather than encase all that variety
230
738820
3000
Bu çeşitliliği boğucu şekilde
12:22
and diversity in buildings of crushing sameness,
231
742620
3976
aynı görünen binalara baskılamak yerine
12:26
we should have an architecture that honors the full range of the urban experience.
232
746620
4680
tüm yerel deneyimleri ortaya çıkaracak bir mimarı benimsemeliyiz.
12:31
Thank you.
233
751820
1216
Teşekkür ederim.
12:33
(Applause)
234
753060
5398
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7