How to increase your happiness

Çeviri: Başak Gökdaş Gözden geçirme: Ozay Ozaydin

What would make you happy?

Seni ne mutlu eder?

Can you imagine a milestone, a win, or even a material possession

Bu hissi açığa çıkaracak bir dönüm noktası, bir zafer,

hatta bir mal mülkiyeti hayal edebilir misin?

that would unlock this feeling?

In this animated version of David Steindl-Rast’s popular TED Talk,

David Steindl-Rast’ın popüler TED konuşmasının animasyon versiyonunda,

Brother David explains how a simple adjustment in how you move

Brother David, dünyada nasıl hareket ettiğinizin basit bir değişikliğinin,

through the world might just change what you see,

gördüklerinizi, nasıl hissettiğiniz

how you feel, and how you act.

ve nasıl davrandığınızı değiştirebileceğini açıklıyor.

Now my topic is gratefulness.

Şimdi benim konum minnettarlık.

What is the connection between happiness and gratefulness?

Mutluluk ve minnettarlık arasındaki bağlantı nedir?

Many people would say, well, that’s very easy.

Birçok insan, “İşte bu çok basit,” derdi.

When you are happy, you’re grateful.

Mutlu olduğunuzda, minnettarsınız.

But think again.

Ama tekrar düşün.

Is it really the happy people that are grateful?

Minnettar olanlar gerçekten mutlu insanlar mı?

We all know quite a number of people who have everything

Hepimiz mutlu olmak için gereken her şeye sahip birçok insanı tanırız,

that it would take to be happy,

and they are not happy, because they want something else,

ama mutlu değiller, çünkü başka bir şey istiyorlar,

or they want more of the same.

ya da aynısından daha fazlasını istiyorlar.

And we all know people who have lots of misfortune,

Ve hepimiz çok sayıda talihsizliğe sahip olan insanları da tanırız,

misfortune that we ourselves would not want to have,

kendimizin sahip olmak istemeyeceği talihsizliklere sahip olanlar,

and they are deeply happy.

ve onlar derin bir şekilde mutlular.

They radiate happiness.

Mutluluk yayıyorlar.

You are surprised.

Şaşırdın.

Why? Because they are grateful.

Neden mi? Çünkü minnettarlar.

Now, we can ask, what really do we mean by gratefulness?

Şimdi, şunu sorabiliriz, minnettarlıkla gerçekten ne demek istiyoruz?

And how does it work?

Bu nasıl çalışıyor?

Something’s given to us that’s valuable to us.

Bize, bizim için değerli olan bir şey verildi.

And it’s really given.

Gerçekten verildi.

These two things have to come together.

Bu iki şeyin bir araya gelmesi gerekiyor.

It has to be something valuable, and it's a real gift.

Değerli bir şey ve gerçek bir hediye olmalı.

And when these two things come together,

Bu iki şey bir araya geldiğinde,

then gratefulness spontaneously rises in my heart,

minnettarlık kalbimde kendiliğinden yükselir,

happiness spontaneously rises in my heart.

mutluluk kalbimde anında yükselir.

That’s how gratefulness happens.

İşte minnettarlık böyle olur.

Now, the key to all this

Şimdi, tüm bunların anahtarı,

is that we cannot only experience this once in a while.

bunu sadece ara sıra deneyimleyemeyeceğimizdir.

We can be people who live gratefully.

Minnettarlıkla yaşayan insanlar olabiliriz.

And how can we live gratefully?

Peki minnettarlıkla nasıl yaşayabiliriz?

By experiencing,

Deneyimleyerek,

by becoming aware that every moment is a given moment, as we say.

her anın verilen bir an olduğunu fark ederek.

It’s a gift.

Bu bir hediye.

You have no way of assuring that there will be another moment given to you,

Size başka bir anın verileceğine dair bir güvenceniz yoktur,

and yet, that’s the most valuable thing that can ever be given to us,

ve yine de, bize verilebilecek en değerli şeydir bu an,

this moment, with all the opportunity that it contains.

içinde barındırdığı tüm fırsatlarla birlikte.

Does that mean that we can be grateful for everything?

Bu, her şey için minnettar olabileceğimiz anlamına mı geliyor?

Certainly not.

Kesinlikle hayır.

We cannot be grateful for violence, for war, for oppression, for exploitation.

Şiddet, savaş, baskı ve sömürü için minnettar olamayız.

On the personal level,

Kişisel düzeyde,

we cannot be grateful for the loss of a friend, for unfaithfulness,

bir arkadaşın kaybı için, sadakatsizlik için,

for bereavement.

yas için minnettar olamayız.

But I didn’t say we can be grateful for everything.

Ancak, her şeye minnettar olabileceğimizi söylemedim.

I said we can be grateful in every given moment for the opportunity,

Her an verilen fırsat için minnettar olabiliriz,

and even when we are confronted with something that is terribly difficult,

ve hatta son derece zor bir durumla karşı karşıya kaldığımızda bile,

we can rise to this occasion

bu duruma karşılık verebilir

and respond to the opportunity that is given to us.

ve bize verilen fırsata yanıt verebiliriz dedim.

So how can each one of us find a method for living gratefully,

Peki her birimiz minnettar yaşam tarzı bulmak için nasıl bir yöntem bulabiliriz?

not just once in a while being grateful, but moment by moment to be grateful?

Ara sıra değil, anlık olarak minnettar olmak için?

How can we do it?

Bunu nasıl yapabiliriz?

It’s a very simple method: Stop. Look. Go.

Çok basit bir yöntem: Dur. Bak. Devam et.

That’s all.

Hepsi bu kadar.

But how often do we stop?

Peki ne sıklıkla dururuz?

We rush through life; we don’t stop.

Hayat boyunca acele ediyoruz; durmuyoruz.

We miss the opportunity because we don’t stop.

Fırsatı kaçırıyoruz çünkü durmuyoruz.

We have to stop.

Durmak zorundayız.

We have to get quiet.

Sessiz olmalıyız.

And we have to build stop signs into our lives.

Hayatımıza dur işaretleri koymalıyız.

And when you stop, then the next thing is to look.

Durduğunda, sonrasında yapman gereken şey bakmaktır.

You look. You open your eyes. You open your ears. You open your nose.

Çevrene dikkatli bak. Etrafındaki seslere kulak ver.

Kokuları fark et.

You open all your senses for this wonderful richness that is given to us.

Tüm bu harika zenginlik için tüm duyularını açarsın.

There is no end to it, and that is what life is all about,

Bu sonsuza dek devam eder ve işte hayatın anlamı budur,

to enjoy, to enjoy what is given to us.

bize verilenleri keyif alarak yaşamak.

And then we can also open our hearts, our hearts for the opportunities,

Sonra kalbimizi de açabiliriz, fırsatlar için kalbimizi,

for the opportunities also to help others, to make others happy,

diğerlerine yardım etme ve diğerlerini mutlu etme fırsatları için.

because nothing makes us more happy than when all of us are happy.

Çünkü hepimiz mutlu olduğu zaman bizi daha çok mutlu eden bir şey yoktur.

And when we open our hearts to the opportunities,

Kalplerimizi fırsatlara açtığımızda,

the opportunities invite us to do something,

fırsatlar bize bir şey yapmamız için davet eder,

and that is the third.

ve bu da üçüncü adımdır.

Stop, look, and then go, and really do something.

Dur, bak, sonra git ve gerçekten bir şeyler yap.

And what we can do is whatever life offers to you in that present moment.

Yapabileceğimiz şey, hayatın o an sunduğu şeyi kabul etmektir.

There is a wave of gratefulness

Bir minnettarlık dalgası var

because people are becoming aware how important this is

çünkü insanlar bunun ne kadar önemli olduğunun farkına varıyorlar

and how this can change our world,

ve bunun dünyamızı nasıl değiştirebileceğinin farkındalar.

because if you’re grateful, you’re not fearful.

Çünkü minnettarsan, korkmuyorsun.

If you're not fearful, you're not violent.

Eğer korkmuyorsan, şiddete eğilimli değilsin.

If you’re grateful, you act out of a sense of enough

Eğer minnettarsan, yetersizlik hissiyle değil,

and not of a sense of scarcity, and you’re willing to share.

minnettarlık duygusuyla hareket edersin ve paylaşmaya isteklisindir.

If you're grateful, you are enjoying the differences between people

Eğer minnettarsan, insanlar arasındaki farklılıklardan keyif alırsın

and you are respectful to everybody.

ve herkese saygılı olursun.

And that changes this power pyramid under which we live.

Bu, içinde yaşadığımız bu güç piramidini değiştirir.

What we need is a networking of smaller groups,

İhtiyacımız olan şey, birbirini tanıyan,

smaller and smaller groups who know one another,

etkileşimde bulunan daha küçük grupların ağını oluşturmaktır

who interact with one another,

and that is a grateful world.

ve bu minnettar bir dünyadır.