The sibling rivalry that divided a town - Jay Van Bavel and Dominic Packer

291,184 views ・ 2022-11-17

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Buğra Kaygısız
00:07
In the years before World War Two,
0
7920
2169
İkinci Dünya Savaşı’ndan yıllar önce,
00:10
a pair of brothers worked together as shoemakers
1
10089
3170
Herzogenaurach isimli Alman köyünde
00:13
in the German town of Herzogenaurach.
2
13259
2461
ayakkabıcı olarak çalışan iki kardeş vardı.
00:16
But during the war, the siblings had a terrible argument—
3
16137
3837
Fakat savaş sırasında, kardeşler büyük bir kavgaya tutuştu;
00:19
a fight so explosive it split the family business in two.
4
19974
4421
o kadar büyük bir kavga ki aile işletmesi ikiye bölündü.
00:25
At first, the feud only infected their newly competing personnel.
5
25188
4296
İlk başta, düşmanlık yalnızca yeni rekabetçi personellerine bulaştı.
00:29
But over the coming years,
6
29734
1668
Ama yıllar içerisinde
00:31
this disagreement divided all of Herzogenaurach.
7
31402
3379
bu kavga Herzogenaurach’ın her yerine ulaşmıştı.
00:35
Residents became fiercely loyal to one brand of shoe.
8
35156
4463
Yerliler bir ayakkabı markasına gönülden bağlılardı.
00:39
Local businesses chose sides and marriage across lines was discouraged.
9
39952
5005
Yerel işletmeler taraflarını seçti ve karşı tarafla evlenmek hoş görülmedi.
00:45
Herzogenaurach eventually became known as “the town of bent necks”
10
45333
4963
Herzogenaurach, sonunda “boynu bükülmüş kasaba” olarak tanındı
00:50
because its residents looked down to ensure they were interacting
11
50296
3337
çünkü sakinleri, grup üyeleriyle etkileşime girdiklerinden
00:53
with members of their group.
12
53633
1960
emin olmak için aşağı baktılar.
00:55
But could such a serious divide really be about shoes?
13
55968
3921
Bu kadar ciddi bir ayrım gerçekten ayakkabılarla ilgili olabilir miydi?
01:00
Doesn’t it take more significant cultural differences
14
60181
3003
Bu büyüklükte çatışma yaratmak için
01:03
to produce this degree of conflict?
15
63184
2085
daha önemli farklar gerekmiyor mu?
01:05
To answer this question, we can turn to social psychologist Henri Tajfel
16
65603
5047
Bu soruyu cevaplamak için Bristol Üniversitesi’ndeki
01:10
and his collaborators at the University of Bristol.
17
70650
3462
sosyal psikolog Henri Tajfel ve işbirlikçilerine dönebiliriz.
01:14
This team developed the minimal group paradigm,
18
74529
3587
Bu ekip, insanları birbirine düşürmek için gereken
01:18
a methodology designed to investigate
19
78116
2335
minimum koşulları araştırmak için tasarlanmış
01:20
the minimal conditions required to turn people against each other.
20
80451
3837
bir metodoloji olan minimal grup paradigmasını geliştirdi.
01:24
Their plan was to gather participants without the usual factors
21
84831
3712
Planları, katılımcıları dini, etnik, cinsiyet
veya diğer kültürel farklılıklar gibi düşmanlığa yol açan
01:28
that lead to hostility,
22
88543
1459
01:30
such as religious, ethnic, gender, or other cultural differences.
23
90002
4130
olağan faktörler olmadan bir araya getirmekti.
01:34
Then, they would split into groups,
24
94423
2086
Ardından, gruplara ayrılıp
01:36
and run them through scenarios that added one variable at a time
25
96509
4212
çatışmaya neyin yol açtığını görmek için her seferinde bir değişken ekleyen
01:40
to see what stirred up conflict.
26
100721
2128
senaryolar üzerinden çalışırlar.
01:43
But first, they needed a control condition—
27
103224
2878
Ama önce bir kontrol koşuluna ihtiyaçları vardı.
01:46
a pair of groups without any group bias.
28
106102
3211
Herhangi bir grup yanlılığı olmayan bir çift grup.
01:49
The researchers told participants they were being grouped
29
109480
3003
Araştırmacılar, katılımcılara olayları doğru
01:52
based on their ability to estimate things correctly or incorrectly;
30
112483
3754
veya yanlış tahmin etme becerilerine göre gruplandırıldıklarını söylediler;
01:56
but in reality, the groups were totally random.
31
116404
2711
ama gerçekte gruplar tamamen rastgeleydi.
01:59
Since the researchers ensured none of the participants interacted,
32
119490
3671
Araştırmacılar, katılımcıları birbirinden ayırdığından,
02:03
no one could form any judgments or personal bonds.
33
123161
3461
hiç kimse herhangi bir yargıda bulunamaz veya kişisel bağlar kuramaz.
02:06
Then everyone was given resources to distribute.
34
126622
3212
Herkese dağıtması için kaynaklar verildi.
02:10
Each participant was free to give resources to members of either group,
35
130168
4462
Her katılımcı kaynakları grup arkadaşlarına vermekte özgürdü
02:14
and importantly, everything was anonymous.
36
134630
2836
ve en önemlisi her şey anonimdi.
02:17
So whatever a participant decided,
37
137925
2211
Katılımcı ne seçerse seçsin
02:20
it had no impact on how many resources they personally would receive.
38
140136
4629
kişisel olarak alacakları kaynakları etkilemeyecekti.
02:25
With all the ingredients for discrimination removed
39
145641
2878
Ayrımcılığın tüm bileşenleri ortadan kaldırıldığı
02:28
and no reason for competition over resources,
40
148519
3128
ve kaynaklar üzerinde rekabet için hiçbir neden olmadığı için,
02:31
the scientists assumed this would make a conflict-free baseline
41
151772
4171
bilim insanları bunun daha fazla araştırma için
çatışmasız bir temel oluşturacağını varsaydılar.
02:35
for further research.
42
155943
1377
02:37
But even in these groups,
43
157612
1876
Ancak üyeliğin yalnızca keyfi bir beceriye
02:39
where membership was only defined by a perceived similarity
44
159488
3754
sahip olma konusunda algılanan benzerlikle tanımlandığı
02:43
in possessing an arbitrary skill,
45
163242
2544
bu gruplarda bile,
02:45
individuals still showed in-group bias.
46
165786
3504
bireyler yine de grup içi önyargı gösterdi.
02:50
They consistently gave more to members of their own group than the out-group.
47
170082
4380
Sürekli olarak kendi grup üyelerine, grup dışındakilerden fazlasını verdiler.
02:55
Later, research went even further,
48
175046
2294
Daha sonra araştırma daha da ileri giderek
02:57
informing participants that the only thing determining their group membership
49
177423
4838
katılımcılara grup üyeliğini belirleyen tek şeyin
yazı tura atmak olduğu bildirildi.
03:02
was a coin flip.
50
182261
1418
03:03
But group bias still occurred.
51
183846
2836
Ancak grup önyargısı devam ediyordu.
03:06
The minimal groups of “us” and “them” were enough.
52
186891
3962
Minimal “biz” ve “onlar” grupları yeterliydi.
03:11
So, in the absence of stereotypes, resource conflicts and status differences,
53
191354
5380
Peki kalıp yargılar, kaynak çatışmaları ve statü farklılıklarının yokluğunda
03:16
what was left?
54
196859
1210
geriye ne kaldı?
03:18
What could possibly account for people showing clear preferences
55
198194
4004
En geçici ve anlamsız gruplar için net tercihler gösteren
03:22
for the most temporary and meaningless of groups?
56
202198
3253
insanların açıklaması ne olabilir?
Tajfel ve meslektaşlarının bulduğu cevap sosyal kimlikti.
03:26
The answer that came to Tajfel and his colleagues was social identity.
57
206077
4462
03:31
People regularly use group membership to help determine their sense of identity.
58
211332
5005
Kişiler, kimliklerini belirlemek için düzenli olarak grup üyeliğini kullanır.
03:36
And these minimal group experiments suggested that simply being categorized
59
216587
4880
Bu minimal grup deneyleri, bir grubun parçası olarak kategorize olmanın,
03:41
as part of a group is enough to link that group to a person’s sense of self.
60
221467
5380
o grubu bir kişinin benlik duygusuna bağlamak için yeterli olduğunu öne sürdü.
03:47
Then, in an effort to create a meaningful identity,
61
227431
3128
Daha sonra, anlamlı bir kimlik yaratma çabasıyla,
03:50
participants allocated more resources to their in-group than the out-group—
62
230559
4839
katılımcılar kendi gruplarına dış gruplardan fazla kaynak ayırdılar.
03:55
pursuing their group's interests despite no clear benefit to themselves
63
235648
4963
Birey olarak kendilerine açık bir fayda sağlayamasalar da
gruplarının çıkarlarını takip ettiler.
04:00
as individuals.
64
240611
1377
04:02
Variants of these experiments have been conducted around the globe,
65
242488
4004
Bu deneylerin varyantları, ortak bir “biz” duygusunun dikkatimizi,
04:06
examining how a shared sense of “us” can affect our attention,
66
246492
4505
algımızı, hafızamızı ve duygularımızı nasıl etkileyebileceğini
04:10
perception, memory, and emotions.
67
250997
3295
inceleyerek her yerde gerçekleştirildi.
04:15
The mental processes behind minimal group distinctions
68
255084
3295
Asgari grup ayrımlarının ardındaki zihinsel süreçler,
04:18
appear to be the same as many of those that underlie real group identities.
69
258379
4630
gerçek grup kimliklerinin altındakilerin çoğuyla aynı gibi görünmektedir.
04:23
So it is possible that these seemingly insignificant differences can harden
70
263092
4796
Dolayısıyla, görünüşte önemsiz olan bu farklılıkların çok daha ciddi
04:27
into much more serious divides.
71
267888
2545
bölünmelere dönüşmesi mümkündür.
04:31
That said, minimal groups don't always drive people apart.
72
271267
3503
Bununla birlikte, minimal gruplar her zaman insanları birbirinden ayırmaz.
04:35
Bringing individuals together in a new group
73
275062
2503
Bireyleri yeni bir grupta bir araya getirmek,
04:37
can temporarily help people overcome entrenched biases.
74
277565
4254
insanların yerleşik önyargıları aşmasına geçici olarak yardımcı olabilir.
04:42
However, these positive effects are easily negated by external factors
75
282028
5088
Bununla birlikte, bu olumlu etkiler, mevcut grup kimliklerini güçlendiren
04:47
that reinforce existing group identities.
76
287116
2628
dış etkenler tarafından kolaylıkla reddedilebilir.
04:50
Ultimately, the psychology of groups is part of the human condition,
77
290411
3879
Nihayetinde, grupların psikolojisi insanlık halini bir parçasıdır
04:54
and our tendency towards in-group bias is an undeniable part of that.
78
294290
4504
ve grup içi önyargıya olan eğilimimiz bunun yadsınamaz bir parçasıdır.
04:58
So it's up to all of us to make our groups and ourselves
79
298919
3754
Bu nedenle, gruplarımızı ve kendimizi diğerlerini kapsayıcı
05:02
as inclusive of others as possible.
80
302673
2586
hâle getirmek hepimizin elinde.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7