The myth of Gawain and the Green Knight - Dan Kwartler

Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: Şevval Naz Ertik

It was Christmas time in Camelot and King Arthur was throwing a party.

Camelot’ta bir Noel zamanıydı ve Kral Arthur bir parti düzenliyordu.

The entire court was invited— save the wicked sorceress Morgan le Fay—

Kötü büyücü Morgan le Fay hariç bütün saray halkı davetliydi.

and food and drink flowed freely.

Yiyecek ve içecekler akıp gidiyordu.

But in the midst of the revelry, the castle doors split open.

Ama şenliğin tam ortasında kalenin kapıları aniden açıldı.

A towering knight riding an emerald steed burst into the room,

Zümrüt yeşili bir ata binmiş haşmetli bir şövalye,

saray halkını sessizliğe gömerek odaya daldı.

stunning the court into silence.

Then, in a deep bellowing voice, he proposed a game.

Sonra yüksek, kalın bir sesle bir oyun teklifinde bulundu.

The Green Knight declared he would allow

Yeşil Şövalye, kendi baltasıyla

the bravest warrior present to attack him with his own axe.

oradaki en cesur savaşçının ona saldırmasına izin vereceğini söyledi.

If they could strike him down, they would win his powerful weapon.

Eğer onu yere devirebilirlerse onun güçlü silahını kazanabilirlerdi.

However, the knight would be allowed to return that blow

Fakat bir yıl ve bir gün içinde

şövalyenin bu vuruşa karşılık vermesine izin verilecekti.

in one year and one day.

Arthur and his knights were baffled.

Arthur ve şövalyeleri afallamıştı.

No man could survive such a strike.

Hiç kimse böyle bir darbeden sağ kurtulamazdı.

The Green Knight began to mock their leader’s hesitance,

Yeşil Şövalye, liderlerinin tereddütlüyle alay etmeye başladı

and Arthur stood to defend his honor.

ve Arthur onurunu korumak için ayağa kalktı.

But as soon as he gripped the axe, another leapt to take his place.

Fakat baltayı kavrar kavramaz başkası onun yerine almak için atladı.

Arthur’s nephew, Sir Gawain, took the weapon instead.

Onun yerine Arthur’un yeğeni Sir Gawain baltayı aldı

And with one swift strike, he beheaded the grinning knight.

ve tek bir hızlı darbeyle sırıtan şövalyenin kafasını kesti.

But the moment his skull met the ground, it began to laugh.

Ancak Şövalye, kafası yerle buluşur buluşmaz gülmeye başladı.

The Green Knight collected his head and mounted his horse.

Yeşil Şövalye kafasını yerden aldı ve atına bindi.

As he rode off, his severed head reminded Gawain of their contract

O atıyla uzaklaşırken kesik başı Gawain’e anlaşmalarını hatırlattı

and told him to seek the Green Chapel one year hence.

ve ona bir yıl sonra Yeşil Kilise’yi aramasını söyledi.

In the months that followed, Gawain tried to forget this bizarre vision.

Sonraki aylarda, Gawain bu tuhaf görüntüyü unutmaya çalıştı.

But despite the strangeness of the knight’s game,

Ama şövalyenin oyunun tuhaflığına rağmen

he was determined to act honorably.

şerefli bir şekilde davranmaya kararlıydı.

When the following winter approached, he set out—

Sonraki kış yaklaştığında

kötü havaya ve istenmeyen rastlantılara katlanarak

enduring foul weather and beastly encounters

in his quest to find the mysterious Green Chapel.

gizemli Yeşil Kilise’yi bulmak için yola çıktı.

Finally, on Christmas Eve, he saw a shimmering castle on the horizon.

Nihayet, Noel Arifesi’nde ufukta ışıltılı bir kale gördü.

The castle’s lord and lady were thrilled to help such an honorable guest,

Kalenin lordu ve leydisi böyle saygın bir misafire yardım etmek için heyecanlıydı

and informed him that the Green Chapel was only a short ride away.

ve ona Yeşil Kilise’nin çok yakın bir mesafede olduğunu söylediler.

They implored Gawain to rest at their home until his meeting with the Green Knight.

Gawain’in Yeşil Şövalye ile düellosuna kadar

evlerinde kalması için ona yalvardılar.

Thrilled at this news, Gawain happily accepted their offer.

Gawain bundan büyük bir heyecan duyarak tekliferini kabul etti.

However, in exchange for their hospitality,

Ancak misafirperverliklerine karşılık olarak

the lord made a strange request.

lord tuhaf bir istekte bulundu.

Over the next three days, he would go hunting and share his spoils every night.

Sonraki üç gün boyunca lord ava gidecek ve ganimetini her gece paylaşacaktı.

In return, Gawain must give him whatever he’d gained during his day at the castle.

Karşılığındaysa Gawain gün içerisinde kalede ne kazandıysa ona verecekti.

At first, Gawain was perplexed by these strange terms.

İlk başta, bu tuhaf şartlar Gawain’in kafası karıştırmıştı.

But the lord’s meaning became quite clear the next day,

Ama lordun ne demek istediği ertesi gün netleşti,

when his wife tried to seduce Gawain.

özellikle de karısı Gawain’i baştan çıkarmak istediğinde.

To rebuff the lady’s advances without offending her honor,

Leydinin yakınlaşma çabalarını onun onurunu kırmadan reddetmek için

Gawain allowed one kiss—

Gawain bir öpücüğe izin verdi.

which he then passed on to her husband in exchange for a slain dear.

Daha sonra ölü bir geyik karşılığında da kocasına iletti.

The next day, Gawain allowed two kisses, which he gave to the lord for a dead boar.

Sonraki gün Gawain iki öpücüğe izin verdi

ve ölü bir yaban domuzu karşılığında lorda iletti.

But on the third day, the lady offered more than just three kisses.

Ama üçüncü günde leydi ona üç öpücükten farklı bir şey teklif etti.

She presented a magical sash that would protect Gawain

Onu Yeşil Şövalye’nin kılıcından koruyacak

sihirli bir kuşağı Gawain’e sundu.

from the Green Knight’s blade.

Gawain accepted immediately, but that evening, when the lord returned,

Gawain hemen kabul etti ama o akşam lord geri döndüğünde

the knight offered only three kisses with no mention of his enchanted gift.

şövalye, büyülü hediyesinden bahsetmeden sadece üç öpücük sundu.

The next morning, Gawain rode out to the Green Chapel—

Ertesi sabah Gawain, Yeşil Kilise’ye doğru yola koyuldu.

a simple mound of earth

Yeşil Şövalye’nin baltasını bilediği

where the Green Knight ominously sharpened an axe.

yalın bir tepeye ulaştı.

With the sash’s protection, Gawain approached stoically—

Kuşağın korumasıyla Gawain soğukkanlı bir şekilde şövalyeye yaklaştı.

determined to honor his agreement.

Anlaşmalarını onurlandırmakta kararlıydı.

He bowed his head for the deadly blow, and with a massive swing,

Ölümcül vuruş için başını eğdi

ve Yeşil Şövalye muazzam bir savuruşla Gawain’in boynunu kesti

the Green Knight cut Gawain’s neck—

inflicting nothing more than a flesh wound.

ama bir sıyrıktan fazla zarar vermedi.

Once more, Gawain was bewildered.

Gawain bir kez daha şaşkına dönmüştü.

Why hadn’t the sash protected him?

Kuşağı neden onu korumamıştı?

And why hadn’t the knight killed him?

Şövalye neden onu öldürmemişti?

Bursting into laughter, the Green Knight revealed himself to be the castle’s lord,

Kahkahalara boğulan Yeşil Şövalye aslında kalenin lorduydu

and he’d been working with Morgan Le Fay

ve Arthur’un şövalyelerinin onurunu ve cesaretini test etmek için

to test the honor and bravery of Arthur’s knights.

Morgan le Fay ile birlikte çalışıyordu.

He was impressed with Gawain’s behavior,

Gawain’in davranışından etkilenmişti

and he’d planned to spare his neck entirely—

ve boynunu tamamen bağışlamayı planlamıştı.

until Gawain concealed the sash.

Ta ki Gawain kuşağı gizleyene kadar.

Filled with shame, Gawain returned to Camelot.

Utanç içindeki Gawain, Camelot’a geri döndü.

But to his surprise, his companions absolved him of blame

Ama meğerse arkadaşları onu suçsuz bulmuşlardı

and celebrated his valor.

ve kahramanlığını kutluyorlardı.

Struggling to understand this strange journey,

Bu tuhaf yolculuğu anlamakta zorlanan Gawain’e göre

it seemed to Gawain that perhaps the whole world was playing a game—

belki de tüm dünya, bir insanın anlayabileceğinden daha vahşi

with rules more wild and bewildering than any man could understand.

ve şaşırtıcı kuralları olan bir oyun oynuyordu.