Could you survive the real Twilight Zone? - Philip Renaud and Kenneth Kostel

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi

You're traveling deep beneath the ocean's surface,

Soluk ışıkların titreştiği ve keskin dişlerin parladığı

where faint lights flicker and toothy grins flash.

okyanus yüzeyinin derinliklerinde seyahat ediyorsunuz.

You are now entering... the Twilight Zone.

Şu anda... Alacakaranlık Bölgesi’ne giriyorsunuz.

Your mission is to survive these depths

Göreviniz bu derinlikte hayatta kalmak

and journey to the surface after sundown to feed.

ve yemek yemek için güneş battıktan sonra suyun yüzeyine çıkmak.

You may now pick your player.

Şimdi karakterinizi seçebilirsiniz.

Just kidding— you don’t have a choice.

Şakaydı- seçim şansınız yok.

You’re a hatchetfish.

Gümüş balta balığısınız.

And almost everything else is trying to eat you.

Neredeyse her şey sizi yemeye çalışıyor.

The tools at your disposal are a uniquely shaped body,

Emrinizdeki aletler, eşsizce şekillendirilmiş bir beden,

shiny scales, and glowing spots on your belly.

parlak pullar ve göbeğinizde parlayan noktalar.

You’re going to need a lot of skill and a little luck.

Bolca yeteneğe ve birazcık da şansa ihtiyacınız olacak.

Your first challenge is to begin your upwards trek.

İlk mücadeleniz yukarıya olan yolculuğuna başlamak.

Your swim bladder allows you to precisely control your buoyancy.

Yüzme keseniz, yüzme yeteneğinizi tam olarak kontrol etmenizi sağlar.

Come nightfall, you slowly fill it up,

Akşama doğru gelir midenizi tıka basa doldurursunuz,

becoming less dense and rising towards the surface.

yoğunluk azalır ve yüzeye doğru yükselirsiniz.

You can’t swim fast, but your narrow build makes you maneuverable.

Hızlı yüzemezsiniz, ancak dar yapınız hareketli olmanızı sağlar.

This is especially important since predators could spring out of the darkness

Yırtıcılar karanlığın içinden her an çıkabilecekleri için

at any moment.

bu özellikle önemli.

In fact, a fangtooth is gliding beneath you.

Aslında, bir anoplogaster altınızda süzülüyor.

It has the ocean’s biggest tooth-to-body size ratio.

Okyanusun en büyük diş-vücut oranına sahip.

Food is hard to come by in the Twilight Zone,

Alacakaranlık Bölgesi’nde yiyecek bulmak zor,

so predators have fearsome adaptations to make every attack count.

avcıların her saldırıyı önemli kılmak için korkutucu uyarlamaları olur.

The fangtooth’s skin is ultra-black:

Anoplogaster’in derisi ultra siyah:

it reflects less than 0.5% of the light that hits it,

Kendisine çarpan ışığın %0,5′inden daha azını yansıtır,

making this fish particularly hard to spot.

bu da bu balığın tespit edilmesini zorlaştırır.

Fortunately, the bioluminescent organs lining your belly are regulated

Neyse ki karnınızı kaplayan biyolüminesans organlar,

to match the intensity and pattern of the faint light from the ocean’s surface.

okyanus yüzeyinden gelen zayıf ışığın yoğunluğuna ve şekline göre çalışır.

This counter-illumination disguises your silhouette.

Bu karşı aydınlatma, siluetinizi gizler.

So when the fangtooth gazes upwards, you’re almost invisible.

Yani anoplogaster yukarı baktığında neredeyse görünmez olursunuz.

A bright spot appears in the distance.

Uzakta parlak bir nokta belirir.

You go to check it out, but something’s looming in the darkness.

Kontrol etmeye gidiyorsunuz ama karanlıkta bir şey görünüyor.

The light is a bioluminescent lure belonging to an anglerfish.

Işık, bir fener balığına ait biyolüminesans bir tuzak.

You dart away before it quickly opens its jaws,

Çok yakında olan bahtsız bir balığı içine çekerek

sucking in a hapless fish that got too close.

hızla çenesini açmadan kaçarsınız.

Another narrow escape, but you’re nearly there.

Başka bir dar kaçış ama neredeyse varmak üzeresiniz.

Although more than 90% of deep-sea creatures are bioluminescent,

Derin deniz canlılarının %90′ından fazlası biyolüminesans olsa da

only one group produces the color red: dragonfishes.

yalnızca bir grup kırmızı rengi üretir: Ejderha balıkları.

One of them is near.

Bunlardan biri yakında.

Because red light is quickly absorbed by seawater,

Kırmızı ışık deniz suyu tarafından hızla emildiğinden,

most deep-sea inhabitants can’t see it.

çoğu derin deniz sakini onu göremez.

The dragonfish emits red light from organs by its eyes,

Ejder balığı, gözleriyle organlarına kadar kırmızı ışık yayar

using an invisible headlight to locate unsuspecting prey

ve görünmez bir far kullanarak

that its scoops into its cavernous jaw.

kocaman çenesine doğru gelen şüphesiz avını bulur.

You can’t see your enemy,

Düşmanınızı göremezsiniz

but your silvery, mirror-like scales scatter and soften direct light,

ama gümüşi, aynaya benzer pullarınız doğrudan ışığı dağıtıp

keeping you hidden.

yumuşatarak sizi gizli tutar.

After three close calls, you reach... the Photic Zone.

Üç kez kıl payı kurtulmadan sonra Fotik Bölge’ye ulaşırsınız.

You’ve just participated in the world’s largest migration.

Az önce dünyanın en büyük göçüne katıldınız.

It takes place every night as trillions of organisms rise from the ocean’s depths

Her gece, karanlık altında yüzeyin zengin kaynaklarının tadını çıkarmak için

to enjoy the surface’s rich resources under the cover of darkness.

okyanusun derinliklerinden trilyonlarca organizma yükselirken olur.

The payoff is huge.

Ama karşılığı çok büyük.

Here, your light-sensitive eyes take in a buffet of small crustaceans

Burada, ışığa duyarlı gözlerinize küçük kabuklular

ve jelatinli zooplanktondan oluşan bir büfe takılır.

and gelatinous zooplankton.

During the day, phytoplankton use sunlight to turn dissolved carbon dioxide

Gün boyunca fitoplankton, çözünmüş karbondioksiti enerjiye dönüştürmek

into energy and build their own cells.

ve kendi hücrelerini oluşturmak için güneş ışığını kullanır.

They become food for small grazers, forming the base of the food web,

Küçük otlakçılar için yiyecek haline gelir ve Alacakaranlık Bölgesi’ne

which extends back down to the Twilight Zone— and beyond.

ve ötesine uzanan besin ağının temelini oluştururlar.

Organic matter generated up here— like bits of skin, poop, and dead animals—

Burada üretilen organik madde -

deri parçaları, dışkı ve ölü hayvanlar gibi - sonunda batar

eventually sinks or is transported in the stomachs of animals

veya gece göçlerinden dönen hayvanların midelerinde taşınır.

returning from their nightly migrations.

These materials then feed the creatures below that don't migrate.

Bu malzemeler daha sonra göç etmeyen canlıları besler.

This ensures that some of the carbon from the atmosphere

Bu, atmosferdeki karbonun bir kısmının,

is locked away in the ocean for hundreds of years to come.

yüzlerce yıl boyunca okyanusta kilitli kalmasını sağlar.

That's why this process is known as the biological carbon pump.

Bu nedenle bu süreç biyolojik karbon pompası olarak bilinir.

Without it, there’d be much more carbon dioxide in the atmosphere,

Onsuz, iklim değişikliğine katkıda bulunduğu atmosferde

where it contributes to climate change.

çok daha fazla karbondioksit olurdu.

Your avatar, the hatchetfish, is part of this crucial process.

Avatarınız gümüş balta balığı, bu önemli sürecin bir parçası.

Your first quest is complete,

İlk göreviniz tamamlandı,

but you must repeat this journey every night for the rest of your life.

ancak bunu hayatınızın geri kalanı boyunca her gece tekrarlamalısınız.

As the sun rises, the surface becomes dangerous,

Güneş yükseldikçe yüzey tehlikeli hale gelir

and you descend back into the shadows of the Twilight Zone.

ve Alacakaranlık Bölgesi’nin gölgelerine geri dönersiniz.