How to Learn English | English Teacher Interviews

My name is Sarah, and I'm from Sweden.

Adım Sarah ve İsveç'liyim.

I like teaching because I really love it when my students

Öğretmeyi seviyorum çünkü öğrencilerimin

don't start out speaking really good English.

gerçekten iyi İngilizce konuşmaya başlamamasını gerçekten seviyorum.

But then, after a while, when I teach them more stuff,

Ama bir süre sonra onlara daha fazla şey öğrettiğimde

I really like it to see them start to speak.

onların konuşmaya başladıklarını görmek gerçekten hoşuma gidiyor.

They get more brave and it's really nice

Daha cesur oluyorlar ve bu gerçekten güzel.

I think the best way to study English is through reading.

Bence İngilizce öğrenmenin en iyi yolu okumaktır.

I read a lot when I was younger, and some people say they don't like to read but

Küçükken çok okurdum ve bazı insanlar okumayı sevmediklerini söylüyor ama

it's my favorite thing and I learn.

bu benim en sevdiğim şey ve öğreniyorum.

You learn a lot of words that way.

Bu şekilde pek çok kelime öğrenirsiniz.

It would be someone who really wants to learn English.

Gerçekten İngilizce öğrenmek isteyen biri olurdu.

I think a lot of people think that through their job or their boss,

Bence pek çok insan işleri veya patronları aracılığıyla

they just have to learn it.

bunu öğrenmeleri gerektiğini düşünüyor.

But they're not really that motivated.

Ama aslında o kadar da motive değiller.

So I would definitely say someone who enjoys the language,

Bu yüzden kesinlikle dilden hoşlanan birinin,

maybe they even like British American culture.

hatta belki İngiliz Amerikan kültürünü bile sevdiğini söyleyebilirim

That kind of person is my ideal student.

. Bu tür bir insan benim ideal öğrencimdir.

The worst student.

En kötü öğrenci.

That's hard to say.

Bunu söylemek zor.

I haven't had a lot of bad students so far,

Şu ana kadar çok fazla kötü öğrencim olmadı

but maybe someone who is really uninspired.

ama belki gerçekten ilhamsız biri olabilir.

When you can feel that they don't want to be there,

Orada olmak istemediklerini hissettiğinizde,

they don't really want to learn English

gerçekten İngilizce öğrenmek istemiyorlar,

someone else forced them to learn English.

başka biri onları İngilizce öğrenmeye zorlamış.

You don't really want to teach someone like that.

Gerçekten birine böyle bir şey öğretmek istemezsin.

Yeah, I do.

Evet yaparım.

I think it's really nice because I love languages,

Bence bu gerçekten güzel çünkü dilleri seviyorum,

so teaching English is one of the things I like the most.

dolayısıyla İngilizce öğretmek en sevdiğim şeylerden biri.

I speak on native level.

Ana dil seviyesinde konuşuyorum.

I speak English, Swedish, Norwegian,

İngilizce, İsveççe ve Norveççe konuşuyorum

and I'm also intermediate in Korean, Japanese and French.

ve aynı zamanda Korece, Japonca ve Fransızcayı da orta düzeyde biliyorum.

I'd classify myself as a native English speaker,

Kendimi anadili İngilizce olan biri olarak sınıflandırırdım

but technically I was born in Sweden

ama teknik olarak İsveç'te doğdum,

I learned English through reading.

İngilizceyi okuyarak öğrendim.

That's why I said I think it's the best way to learn.

Bu yüzden öğrenmenin en iyi yolu olduğunu düşündüğümü söyledim.

I read all the time and I love English.

Her zaman okurum ve İngilizceyi severim.

I would learn difficult words.

Zor kelimeleri öğrenirdim.

I read Bram Stoker's Dracula, for example, when I was really young

Mesela Bram Stoker'ın Dracula'sını çok küçükken okumuştum

and when I didn't understand something, I'd look up the words.

ve bir şeyi anlamadığımda kelimelere bakardım.

So that's how I learned the most.

Yani en çok bu şekilde öğrendim.

And I spoke to a lot of British and American friends.

Birçok İngiliz ve Amerikalı arkadaşımla konuştum.

So I, I practiced that a lot

Ben de bunun üzerinde çok çalıştım,

I actually prefer British, but I tend to use a more Americanized kind of English

aslında İngiliz dilini tercih ediyorum, ancak daha Amerikanlaştırılmış bir İngilizce kullanma eğilimindeyim

because it's easier for me to use for some reason.

çünkü bazı nedenlerden dolayı kullanımı benim için daha kolay.

But British sounds the best, I think.

Ama bence İngilizler kulağa en iyisi geliyor.

Yeah. Hello. My name's Sarah.

Evet. Merhaba. Adım Sarah.

I'm from Sweden.

Ben İsveç'liyim.

How are you?

Nasılsın?

My hobbies are video games, reading, learning languages.

Hobilerim video oyunları, kitap okumak ve dil öğrenmektir.

Acting, dancing, music.

Oyunculuk, dans, müzik.

I love singing as well.

Ben de şarkı söylemeyi seviyorum.

I've been to all the countries around Scandinavia and the Nordic countries.

İskandinavya ve Kuzey ülkelerinin etrafındaki tüm ülkelere gittim.

I've also been to Turkey, Greece, France, America,

Ayrıca Türkiye, Yunanistan, Fransa, Amerika

and the UK, and now also Korea, Japan and Hong Kong.

ve İngiltere'ye ve şimdi de Kore, Japonya ve Hong Kong'a gittim .

So, my name is Fanny. I'm 29 years old and I come from Belgium

Yani benim adım Fanny. 29 yaşındayım ve Belçika'dan geliyorum.

I love teaching because I like sharing

Öğretmeyi seviyorum çünkü paylaşmayı seviyorum

and because I like passing on my knowledge,

ve bilgilerimi aktarmayı seviyorum çünkü

because I like

gençleri seviyorum

teenagers, I guess because I usually teach teenagers

, sanırım çünkü genellikle gençlere ders veriyorum

and I love interacting with them.

ve onlarla etkileşime girmeyi seviyorum.

Because I love English.

Çünkü İngilizceyi seviyorum.

I think English is a beautiful language.

İngilizcenin güzel bir dil olduğunu düşünüyorum.

Well don't, first, don't get discouraged because it can be hard at times

Öncelikle cesaretiniz kırılmasın çünkü bazen zor olabiliyor

because we always say for some reason,

çünkü biz her zaman bir nedenden ötürü deriz,

people always said that English is an easy language.

insanlar her zaman İngilizcenin kolay bir dil olduğunu söylerler.

I don't think it's that easy.

O kadar kolay olduğunu düşünmüyorum.

So motivation, don't get discouraged and try to surround yourself with English like

Bu yüzden motivasyon, cesaretiniz kırılmasın ve kendinizi İngilizce gibi şeylerle çevrelemeye çalışın

and try to talk to English speakers, try to listen to the radio. Try to watch TV.

ve İngilizce konuşanlarla konuşmaya çalışın, radyo dinlemeye çalışın. TV izlemeyi deneyin.

Just try to create an English speaking environment.

Sadece İngilizce konuşulan bir ortam yaratmaya çalışın. İdeal bir öğrencinin

I think that's the best piece of advice I could give

verebileceğim en iyi tavsiyenin bu olduğunu düşünüyorum;

an ideal student would be a student who understands pretty quickly

oldukça çabuk anlayan

and who asks questions, who is interested, who is motivated. Yeah

, soru soran, ilgilenen, motive olan bir öğrenci. Evet,

I've lived in Germany for a year when I was a student.

öğrenciyken bir yıldır Almanya'da yaşıyorum.

I've lived and worked in Dublin, Ireland.

İrlanda'nın Dublin şehrinde yaşadım ve çalıştım.

I've been to the UK many times because my father's British

Babam İngiliz olduğu için İngiltere'ye pek çok kez gittim

and that's it, of course. I mean,

ve hepsi bu. Yani

the France, Italy, a lot of European countries

Fransa, İtalya, birçok Avrupa ülkesi

on a regular basis. Actually, I go to France on a regular basis.

düzenli olarak. Aslında düzenli olarak Fransa'ya gidiyorum.

I spend, usually spend my summers in Spain I go to Italy as well, very often

Yazlarımı genellikle İspanya'da geçiriyorum, İtalya'ya da gidiyorum, sıklıkla

I speak French, English, German and Italian.

Fransızca, İngilizce, Almanca ve İtalyanca konuşuyorum.

French

Fransızca

I just felt it.

Sadece hissettim.

I don't know how else to explain it.

Başka nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.

I basically studied conference interpreting, so I was an interpreter

Temel olarak konferans tercümanlığı okudum, bu yüzden tercümandım

and I wasn't satisfied for some reason and I really wanted to try teaching.

ve bazı nedenlerden dolayı tatmin olmadım ve gerçekten öğretmenlik yapmayı denemek istedim.

I, I don't know why it just even when I was a child,

Ben, neden bilmiyorum, çocukken bile

I used to play with a blackboard and pretend that I was a teacher,

kara tahtayla oynardım ve öğretmenmişim gibi davranırdım,

so I really wanted to try.

bu yüzden gerçekten denemek istedim.

So, I did

Ben de öyle yaptım

and the first time I was in a classroom,

ve ilk kez sınıfa girdiğimde,

I think it took me about 10 minutes to realize that that's what I wanted to do.

yapmak istediğim şeyin bu olduğunu anlamam sanırım 10 dakika kadar sürdü.

And do you have any question for her?

Peki ona bir sorunuz var mı?

How old are you?

Kaç yaşındasın?

Ok, look at the camera. Look at me.

Tamam, kameraya bak. Bana bak.

How old do you think she is?

Sizce kaç yaşındadır?

19

19

25

25

Oh, my gosh.

Aman Tanrım.

17

17

All right. Look at me.

Peki. Bana bak.

Many people want to know, how old are you? I'm 25 years old.

Birçok kişi kaç yaşında olduğunuzu bilmek istiyor? 25 yaşındayım.

Can you introduce yourself?

Kendini tanıtır mısın?

Just name and age.

Sadece adı ve yaşı.

OK? My name is Fanny and I'm 29 years old.

TAMAM? Adım Fanny ve 29 yaşındayım.

Where are you from? I'm from Belgium.

Nerelisin Belçikalıyım.

Your too tense

Çok gerginsin,

sorry? Relax.

üzgünüm? Rahatlamak.

What? you're too tense. so sorry. Yeah. Okay, okay

Ne? çok gerginsin. çok üzgünüm. Evet. Tamam, tamam

Yeah.

Evet.

Where are you from? I'm from Belgium.

Nerelisin Belçikalıyım.

Can you give me a 30-seconds answer?

Bana 30 saniyelik bir cevap verebilir misin?

A 30-second answer?

30 saniyelik bir cevap mı?

Where are you from?

Nerelisin

I'm from Belgium.

Belçikalıyım.

That's it.

Bu kadar.

Okay.

Tamam aşkım.

And introduce yourself.

Ve kendinizi tanıtın.

name

isim

age

yaş

Are you comfortable saying your age?

Yaşınızı söylerken rahat mısınız?

Sure. Name, age, and from Belgium. Ok?

Elbette. İsim, yaş ve Belçika'dan. Tamam?

Introduce yourself.

Kendinizi tanıtın.

So, my name is Fanny.

Yani benim adım Fanny.

I'm 29 years old and I come from Belgium.

29 yaşındayım ve Belçika'dan geliyorum.

Okay.

Tamam aşkım.