The new political story that could change everything | George Monbiot

260,607 views ・ 2019-09-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
Do you feel trapped
0
12958
1685
Siz de kusurlu bir ekonomik modelde
00:14
in a broken economic model?
1
14667
2392
kendinizi sıkışmış hissediyor musunuz?
00:17
A model that's trashing the living world
2
17083
2643
Yaşayan dünyayı hiçe sayan
00:19
and threatens the lives of our descendants?
3
19750
3976
ve bizden sonraki nesillerin hayatını tehdit eden bir modelde?
00:23
A model that excludes billions of people
4
23750
3934
Öyle bir model ki... milyarlarca insanı bir kenarda bırakıp
00:27
while making a handful unimaginably rich?
5
27708
3976
avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor.
00:31
That sorts us into winners and losers,
6
31708
3143
Bizi kazananlar ve kaybedenler olarak ayırıyor
00:34
and then blames the losers for their misfortune?
7
34875
4518
ve sonra da şanssızlıkları için kaybedenleri suçluyor.
00:39
Welcome to neoliberalism,
8
39417
2559
Neoliberalizme hoş geldiniz;
00:42
the zombie doctrine that never seems to die,
9
42000
3476
hiç ölmeyen zombi doktrin,
00:45
however comprehensively it is discredited.
10
45500
3851
ne kadar geniş çapta çürütülmüş olsa da.
00:49
Now you might have imagined that the financial crisis of 2008
11
49375
5518
2008 ekonomik krizinin
00:54
would have led to the collapse of neoliberalism.
12
54917
3017
neoliberalizmin çöküşüne yol açtığını düşünebilirsiniz.
00:57
After all, it exposed its central features,
13
57958
3560
Ne de olsa en önemli özelliklerini açığa çıkardı,
01:01
which were deregulating business and finance,
14
61542
4726
işletme ve finansın kısıtlamalarını kaldırmak,
01:06
tearing down public protections,
15
66292
2517
kamu korumalarını yok etmek,
01:08
throwing us into extreme competition with each other,
16
68833
3143
bizi birbirimizle aşırı bir rekabet içine sokmak
01:12
as, well, just a little bit flawed.
17
72000
3643
elbette biraz kusurlu.
01:15
And intellectually, it did collapse.
18
75667
3208
Bu doktrin düşünsel olarak çöktü de.
01:19
But still, it dominates our lives.
19
79792
4351
Ama hâlâ hayatımızı domine ediyor.
01:24
Why?
20
84167
1809
Neden mi?
01:26
Well, I believe the answer is that we have not yet produced
21
86000
4143
Bence bunun yerini alacak
01:30
a new story with which to replace it.
22
90167
3750
yeni bir hikâye ortaya çıkaramadık.
01:35
Stories are the means by which we navigate the world.
23
95125
4018
Hikâyeler dünyaya yön verdiğimiz araçlar.
01:39
They allow us to interpret its complex and contradictory signals.
24
99167
4934
Karmaşık ve karşıt sinyalleri yorumlamamızı sağlıyor.
01:44
When we want to make sense of something,
25
104125
3684
Bir şeye anlam kazandırmaya çalıştığımızda
01:47
the sense we seek is not scientific sense
26
107833
4226
aradığımız anlam bilimsel değil,
01:52
but narrative fidelity.
27
112083
2893
anlatısal bir bağlılık.
01:55
Does what we are hearing reflect the way
28
115000
3184
Duyduğumuz şeyler...
01:58
that we expect humans and the world to behave?
29
118208
4143
insanlardan ve dünyadan beklediğimiz davranışları yansıtıyor mu?
02:02
Does it hang together?
30
122375
2101
Parçalar birleşiyor mu?
02:04
Does it progress
31
124500
1643
Bir hikâye edasıyla...
02:06
as a story should progress?
32
126167
2750
...ilerleme kaydediyor mu?
02:10
Now, we are creatures of narrative,
33
130458
3060
Biz de anlatı varlıklarıyız
02:13
and a string of facts and figures, however important facts and figures are --
34
133542
6017
ve gerçekler ve istatistiklerden oluşan bir bilgi ne kadar önemli olsa da --
02:19
and, you know, I'm an empiricist, I believe in facts and figures --
35
139583
3185
şunu söyleyeyim, ben deneyciyim, gerçek ve istatistiklere inanırım --
02:22
but those facts and figures have no power to displace a persuasive story.
36
142792
6208
ama o gerçek ve istatistikler ikna edici bir hikâyeyi yerinden etmede güçlü değil.
02:29
The only thing that can replace a story
37
149833
3125
Bir hikâyeyi yenileyebileceğimiz tek şey
02:34
is a story.
38
154583
1685
başka bir hikâye.
02:36
You cannot take away someone's story
39
156292
2476
Onlara yeni bir tanesini vermeden
02:38
without giving them a new one.
40
158792
3059
insanların hikâyesini ellerinden alamazsınız.
02:41
And it's not just stories in general that we are attuned to,
41
161875
4434
Bu sadece bağlı olduğumuz hikâyeler için geçerli değil
02:46
but particular narrative structures.
42
166333
3518
belli anlatı yapıları için de geçerli.
02:49
There are a number of basic plots that we use again and again,
43
169875
5393
Tekrar tekrar kullandığımız bir dizi basit anlatı var,
02:55
and in politics there is one basic plot
44
175292
4601
politikada ise tek bir basit anlatı var
02:59
which turns out to be tremendously powerful,
45
179917
4184
ve inanılmaz güçlü bir anlatı,
03:04
and I call this "the restoration story."
46
184125
2958
ben buna ''restorasyon hikâyesi'' diyorum.
03:08
It goes as follows.
47
188000
1333
Şöyle başlıyor:
03:11
Disorder afflicts the land,
48
191000
2518
Kargaşa her yeri etkisi altına aldı,
03:13
caused by powerful and nefarious forces
49
193542
3684
kudretli ve alçak güçler
03:17
working against the interests of humanity.
50
197250
2934
insanoğlunun çıkarlarına karşı faaliyette.
03:20
But the hero will revolt against this disorder,
51
200208
3893
Ama kahraman bu kargaşaya karşı koyacak,
03:24
fight those powerful forces,
52
204125
2143
o kudretli güçlerle savaşacak,
03:26
against the odds overthrow them
53
206292
2726
tüm ihtimallere karşın onları devirecek
03:29
and restore harmony to the land.
54
209042
3041
ve her yere yeniden uyum getirecek.
03:33
You've heard this story before.
55
213167
1791
Bu hikâyeyi daha önce de duydunuz.
03:35
It's the Bible story.
56
215750
1601
Bu İncil hikâyesi.
03:37
It's the "Harry Potter" story.
57
217375
2101
''Harry Potter'' hikâyesi.
03:39
It's the "Lord of the Rings" story.
58
219500
2476
''Yüzüklerin Efendisi'' hikâyesi.
03:42
It's the "Narnia" story.
59
222000
1833
''Narnia'' hikâyesi.
03:44
But it's also the story
60
224583
2393
Ama aynı zamanda...
03:47
that has accompanied almost every political and religious transformation
61
227000
5351
bin yıllar öncesine dayanan
her siyasi ve dini dönüşüme eşlik etmiş hikâye.
03:52
going back millennia.
62
232375
1726
03:54
In fact, we could go as far as to say
63
234125
2768
Hatta şunu da söyleyebiliriz,
03:56
that without a powerful new restoration story,
64
236917
5184
yeni güçlü bir restorasyon hikâyesi olmadan
04:02
a political and religious transformation
65
242125
2934
siyasi ve dini bir dönüşüm gerçekleşmeyebilir.
04:05
might not be able to happen.
66
245083
1709
04:07
It's that important.
67
247625
1500
Bu kadar önemli.
04:10
After laissez-faire economics triggered the Great Depression,
68
250250
4934
Büyük Buhran'a hareket veren serbest bırakma ekonomisi sonrası
04:15
John Maynard Keynes sat down to write a new economics,
69
255208
5435
John Maynard Keynes yeni bir iktisat modeli yazmaya koyuldu
04:20
and what he did was to tell a restoration story,
70
260667
3892
ve yaptığı şey yeni bir restorasyon hikâyesi yazmaktı.
04:24
and it went something like this.
71
264583
1667
Şöyle bir şeydi:
04:27
Disorder afflicts the land!
72
267750
2434
Kargaşa her yeri etkisi altına aldı.
04:30
(Laughter)
73
270208
1268
(Gülme sesleri)
04:31
Caused by the powerful and nefarious forces of the economic elite,
74
271500
4684
Ekonomik elitin kudretli ve alçak güçleri
04:36
which have captured the world's wealth.
75
276208
2917
dünyanın varlıklarını ellerine geçirdi.
04:39
But the hero of the story,
76
279833
2351
Ama hikâyenin kahramanı,
04:42
the enabling state, supported by working class and middle class people,
77
282208
5685
çalışan ve orta sınıfın desteklediği devlet
04:47
will contest that disorder,
78
287917
2059
bu kargaşaya meydan okuyacak,
04:50
will fight those powerful forces by redistributing wealth,
79
290000
4559
zenginliği dağıtarak o kudretli güçlerle savaşacak
04:54
and through spending public money on public goods
80
294583
3685
ve kamu parasını kamu mallarına harcayarak
04:58
will generate income and jobs,
81
298292
3142
gelir ve istihdam yaratacak
05:01
restoring harmony to the land.
82
301458
3643
ve her yere yeniden uyum getirecek.
05:05
Now like all good restoration stories,
83
305125
2351
Tüm iyi restorasyon hikâyeleri gibi
05:07
this one resonated across the political spectrum.
84
307500
3518
bu da politik spektrum boyunca benzerlik gösterdi.
05:11
Democrats and Republicans, labor and conservatives,
85
311042
3892
Demokratlar ve Cumhuriyetçiler, işçi sınıfı ve muhafazakârlar,
05:14
left and right all became, broadly, Keynesian.
86
314958
3709
sol ve sağ hepsi Keynesçi oldu.
05:19
Then, when Keynesianism ran into trouble
87
319708
2518
Sonra Keynesçiler başlarını belaya soktu,
05:22
in the 1970s,
88
322250
2059
1970'lerde,
05:24
the neoliberals, people like Friedrich Hayek and Milton Friedman,
89
324333
4351
Friedrich Hayek ve Milton Friedman gibi neoliberaller
05:28
came forward with their new restoration story,
90
328708
3351
yeni restorasyon hikâyeleri sundular.
05:32
and it went something like this.
91
332083
1542
O da şöyle bir şeydi.
05:34
You'll never guess what's coming.
92
334917
1601
Ne olduğunu asla bilemezsiniz.
05:36
(Laughter)
93
336542
1267
(Kahkahalar)
05:37
Disorder afflicts the land!
94
337833
2810
Kargaşa her yeri etkisi altına aldı!
05:40
Caused by the powerful and nefarious forces
95
340667
4517
İnanılmaz güçlü devletin kudretli ve alçak güçleri
05:45
of the overmighty state,
96
345208
2476
05:47
whose collectivizing tendencies crush freedom and individualism
97
347708
4726
bağımsızlık, bireysellik ve fırsat konseptlerine eğilimi kolektifleştiriyor.
05:52
and opportunity.
98
352458
1643
05:54
But the hero of the story, the entrepreneur,
99
354125
3184
Ama hikayenin kahramanı girişimci,
05:57
will fight those powerful forces,
100
357333
3268
bu güçlerle savaşacak,
06:00
roll back the state,
101
360625
1684
devleti eski hâline getirecek
06:02
and through creating wealth and opportunity,
102
362333
3268
ve bu şekilde zenginlik ve fırsat yaratarak
06:05
restore harmony to the land.
103
365625
3268
her yere yeniden uyum getirecek.
06:08
And that story also resonated across the political spectrum.
104
368917
4601
Bu hikâye de politik spektrumu yansıttı.
06:13
Republicans and Democrats, conservatives and labor,
105
373542
3059
Cumhuriyetçiler ve Demokratlar, muhafazakârlar ve işçi sınıfı
06:16
they all became, broadly, neoliberal.
106
376625
3458
hepsi neoliberal oldu.
06:22
Opposite stories
107
382583
1584
karşıt hikâyeler de aynı anlatı yapısına sahipti.
06:25
with an identical narrative structure.
108
385333
3209
06:29
Then, in 2008,
109
389917
2976
Sonra 2008'de
06:32
the neoliberal story fell apart,
110
392917
2309
neoliberal hikâye parçalarına ayrıldı
06:35
and its opponents came forward with ...
111
395250
2458
ve karşıt görüşlüler...
06:41
nothing.
112
401083
1560
yeni bir şey sunamadı.
06:42
No new restoration story!
113
402667
2767
Yeni bir restorasyon hikâyesi yoktu!
06:45
The best they had to offer was a watered-down neoliberalism
114
405458
3476
Sunabilecekleri en iyi şey de suyla inceltilmiş neoliberalizmdi
06:48
or a microwaved Keynesianism.
115
408958
2584
veya mikrodalgada ısınmış Keynesçilik.
06:53
And that is why we're stuck.
116
413125
3393
İşte bu yüzden sıkışıp kalmışız.
06:56
Without that new story,
117
416542
2101
Yeni restorasyon hikâyesi olmadan
06:58
we are stuck with the old failed story
118
418667
3267
başarısız olmaya devam eden o eski hikâyeyle sıkışmış durumdayız.
07:01
that keeps on failing.
119
421958
1667
07:04
Despair is the state we fall into
120
424833
3643
Hayal gücümüz başarısız olduğunda
07:08
when our imagination fails.
121
428500
2976
umutsuzluk içine sürükleniyoruz.
07:11
When we have no story that explains the present
122
431500
4143
Şu anki durumu açıklayan ve geleceği tanımlayan
07:15
and describes the future,
123
435667
2392
bir hikâyemiz olmadığı zaman,
07:18
hope evaporates.
124
438083
2976
umut uçup gidiyor.
07:21
Political failure is at heart
125
441083
2976
Siyasi başarısızlığın temelinde
07:24
a failure of imagination.
126
444083
2792
hayalgücü başarısızlığı var.
07:27
Without a restoration story
127
447792
3059
Bize hangi yöne gideceğimizi söyleyen
07:30
that can tell us where we need to go,
128
450875
2893
bir restorasyon hikâyesi olmadan
07:33
nothing is going to change,
129
453792
2059
hiçbir şey değişmeyecek.
07:35
but with such a restoration story,
130
455875
2809
Ama böyle bir hikâyemiz varsa
07:38
almost everything can change.
131
458708
2875
neredeyse her şey değişebilir.
07:42
The story we need to tell
132
462917
2726
Anlatmamız gereken hikâye
07:45
is a story which will appeal to as wide a range of people as possible,
133
465667
3642
mümkün olan en geniş çapta insanın hoşuna gidebilmeli,
07:49
crossing political fault lines.
134
469333
2476
politik fay hatlarını geçebilmeli.
07:51
It should resonate with deep needs and desires.
135
471833
3560
Derinden gelen gereksinim ve isteklere hitap edebilmeli.
07:55
It should be simple and intelligible,
136
475417
3184
Basit ve anlaşılır olmalı
07:58
and it should be grounded in reality.
137
478625
2768
ve gerçekliğe bağlı olmalı.
08:01
Now, I admit that all of this sounds like a bit of a tall order.
138
481417
4333
Tüm bunları yapmak zor görünüyor, biliyorum.
08:06
But I believe that in Western nations,
139
486542
1851
Ancak inanıyorum ki Batı ülkelerinde
08:08
there is actually a story like this
140
488417
3351
anlatılmayı bekleyen böyle bir hikâye var.
08:11
waiting to be told.
141
491792
1333
08:14
Over the past few years,
142
494833
1310
Son birkaç yıl içinde,
08:16
there's been a fascinating convergence of findings
143
496167
3434
birkaç farklı bilim dalına ait bulgularda ortak noktada inanılmaz bir birleşme var;
08:19
in several different sciences,
144
499625
1643
08:21
in psychology and anthropology and neuroscience and evolutionary biology,
145
501292
5059
psikoloji, antropoloji ve nörobilim ve evrimsel biyoloji.
08:26
and they all tell us something pretty amazing:
146
506375
3684
Hepsi bize harika bir şey söylüyor:
08:30
that human beings have got this massive capacity for altruism.
147
510083
5268
İnsanların fedakârlığa dair devasa bir kapasitesi var.
08:35
Sure, we all have a bit of selfishness and greed inside us,
148
515375
4018
Elbette hepimizin içinde bir miktar bencillik ve açgözlülük var
08:39
but in most people, those are not our dominant values.
149
519417
4333
ama çoğu insanda, bunlar baskın değerler.
08:44
And we also turn out to be the supreme cooperators.
150
524417
4226
Ayrıca üstün düzeyde ortak çalışabiliyoruz.
08:48
We survived the African savannas,
151
528667
2101
Afrika savanlarından sağ çıktık,
08:50
despite being weaker and slower than our predators and most of our prey,
152
530792
5601
avcılarımızdan ve avlarımızdan çoğundan daha zayıf ve yavaş olduğumuz hâlde,
08:56
by an amazing ability to engage in mutual aid,
153
536417
5267
karşılıklı yardımla harika bir yeti gösterdik
09:01
and that urge to cooperate has been hardwired into our minds
154
541708
5185
ve bu ortak çalışma güdüsü doğal seçilim aracılığıyla
09:06
through natural selection.
155
546917
2017
akıllarımıza kazınmış durumda.
09:08
These are the central, crucial facts about humankind:
156
548958
4851
Bunlar insan türüne ait en önemli ve merkezi gerçekler:
09:13
our amazing altruism and cooperation.
157
553833
3792
inanılmaz fedakârlığımız ve ortak çalışmamız.
09:18
But something has gone horribly wrong.
158
558708
3643
Ancak bir şey korkunç şekilde ters gitti.
09:22
Disorder afflicts the land.
159
562375
2226
Kargaşa her yeri etkisi altına aldı.
09:24
(Laughter)
160
564625
2601
(Gülme sesleri)
09:27
Our good nature has been thwarted by several forces,
161
567250
3059
İyi huylu doğamız bazı güçler tarafından engellendi
09:30
but I think the most powerful of them is the dominant political narrative
162
570333
4268
ama bence bunların en güçlüsü kendi zamanımızın baskın siyasi anlatımı,
09:34
of our times,
163
574625
1726
09:36
which tells us that we should live in extreme individualism
164
576375
6268
bize aşırı bireysellik içinde ve birbirimizle rekabet içinde
09:42
and competition with each other.
165
582667
2517
yaşamamızı söylüyor.
09:45
It pushes us to fight each other, to fear and mistrust each other.
166
585208
5601
Bizi birbirimizle savaşmaya itiyor, birbirimizden korkmaya ve güvensizliğe.
09:50
It atomizes society.
167
590833
1685
Toplum konseptini yok ediyor.
09:52
It weakens the social bonds that make our lives worth living.
168
592542
5476
Hayatımızı yaşamaya değer kılmak adına sosyal bağları zayıflaştırıyor.
09:58
And into that vacuum
169
598042
2976
Böyle bir vakum içinde de
10:01
grow these violent, intolerant forces.
170
601042
5101
şiddetli, toleranssız güçler büyüyecektir.
10:06
We are a society of altruists,
171
606167
2125
Biz fedakâr bir toplumuz
10:10
but we are governed by psychopaths.
172
610042
2184
ama psikopatlar tarafından yönetiliyoruz.
10:12
(Applause)
173
612250
4417
(Alkışlar)
10:21
But it doesn't have to be like this.
174
621125
1851
Ancak böyle olmak zorunda değil.
10:23
It really doesn't,
175
623000
1309
Gerçekten değil
10:24
because we have this incredible capacity for togetherness and belonging,
176
624333
4435
çünkü birliktelik ve aitlik için inanılmaz bir kapasitemiz var
10:28
and by invoking that capacity,
177
628792
1934
ve bu kapasiteyi kullanarak
10:30
we can recover those amazing components of our humanity:
178
630750
5143
insanlığımızın o harika bileşenlerini yeniden hayata döndürebiliriz:
10:35
our altruism and cooperation.
179
635917
3142
fedakârlığımız ve ortak çalışma.
10:39
Where there is atomization, we can build a thriving civic life
180
639083
5143
Bir yok etme çabası olduğunda çok güçlü bir sivil hayat inşa edebiliriz,
10:44
with a rich participatory culture.
181
644250
2976
zengin bir katılım kültürüyle.
10:47
Where we find ourselves crushed between market and state,
182
647250
4059
Pazar ve devlet arasında kendimizi ezilmiş hissettiğimiz zaman
10:51
we can build an economics that respects both people and planet.
183
651333
5851
hem insanlara hem de gezegene saygı duyan bir iktisat geliştirebiliriz.
10:57
And we can create this economics around that great neglected sphere,
184
657208
5351
O göz ardı edilmiş küre çevresinde bu ekonomik modeli yaratabiliriz,
11:02
the commons.
185
662583
1351
yani ortak varlıklar.
11:03
The commons is neither market nor state, capitalism nor communism,
186
663958
4435
Ortak varlıklar pazar da değil devlet de. Kapitalizm de değil komünizm de.
11:08
but it consists of three main elements:
187
668417
2392
Üç ana elementten oluşuyor:
11:10
a particular resource;
188
670833
1851
Belli bir kaynak;
11:12
a particular community that manages that resource;
189
672708
3185
o kaynağı idare eden belli bir topluluk
11:15
and the rules and negotiations the community develops to manage it.
190
675917
5226
ve topluluğun idare edebilmesi için kurallar ve müzakareler.
11:21
Think of community broadband or community energy cooperatives
191
681167
4267
Community Broadband veya topluluk enerji kooperatiflerini düşünün
11:25
or the shared land for growing fruit and vegetables
192
685458
3185
veya sebze meyve yetiştiriciliği için paylaşılan araziyi,
11:28
that in Britain we call allotments.
193
688667
2767
Birleşik Krallık'ta buna tahsis diyoruz.
11:31
A common can't be sold, it can't be given away,
194
691458
3018
Ortak varlık satılamaz, başkasına verilemez
11:34
and its benefits are shared equally among the members of the community.
195
694500
4583
ve faydaları topluluğun üyeleri arasında eşit olarak paylaşılır.
11:40
Where we have been ignored and exploited,
196
700000
3643
Göz ardı edildiğimiz ve istismar edildiğimiz zaman
11:43
we can revive our politics.
197
703667
1934
politikamızı hayata döndürebiliriz.
11:45
We can recover democracy from the people who have captured it.
198
705625
4518
Onu ellerine alan insanlardan demokrasiyi kurtarabiliriz.
11:50
We can use new rules and methods of elections
199
710167
3351
Yeni seçim kural ve yöntemleri kullanabiliriz,
11:53
to ensure that financial power never trumps democratic power again.
200
713542
6142
böylece finansal gücün bir daha asla demokratik gücü alt etmemesini sağlarız.
11:59
(Applause)
201
719708
3167
(Alkışlar)
12:06
Representative democracy should be tempered by participatory democracy
202
726417
4976
Temsili demokrasi katılımlı demokrasi ile yürütülmeli,
12:11
so that we can refine our political choices,
203
731417
2851
böylece kendi politik seçimlerimizi sadeleştirebiliriz
12:14
and that choice should be exercised as much as possible at the local level.
204
734292
5142
ve o seçim mümkün olduğu kadar yerel düzeyde uygulanmalı.
12:19
If something can be decided locally, it shouldn't be determined nationally.
205
739458
5459
Bir şeye yerel olarak karar verilirse o şeye ulusal düzeyde karar kılınmamalı.
12:26
And I call all this the politics of belonging.
206
746125
4583
Ben buna aitlik politikası diyorum.
12:31
Now, I think this has got the potential to appeal
207
751358
3618
Bence bunun geniş çapta insanın
12:35
across quite a wide range of people,
208
755000
2643
hoşuna gitme potansiyeli var.
12:37
and the reason for this is that among the very few values
209
757667
3601
Bunun sebebi de sol ve sağın paylaştığı o çok az değerin arasında
12:41
that both left and right share
210
761292
3017
12:44
are belonging and community.
211
764333
3351
aitlik ve topluluk olgusu var.
12:47
And we might mean slightly different things by them,
212
767708
2476
Bunlara tanımlama şeklimiz biraz farklı olabilir
12:50
but at least we start with some language in common.
213
770208
3018
ama en azından ortak bir dille yola koyuluyoruz.
12:53
In fact, you can see a lot of politics as being a search for belonging.
214
773250
5101
Hatta politikayı pek çok yönden bir aitlik arayışı olarak görebilirsiniz.
12:58
Even fascists seek community,
215
778375
3184
Faşistler bile topluluk arayışında,
13:01
albeit a frighteningly homogenous community
216
781583
3060
korkutucu derecede homojen bir topluluk olsa da
13:04
where everyone looks the same and wears the same uniform
217
784667
2642
herkes aynı görünüyor ve aynı üniformayı giyiyor
13:07
and chants the same slogans.
218
787333
2560
ve aynı sloganları söylüyorlar.
13:09
What we need to create is a community based on bridging networks,
219
789917
4434
Yaratmamız gereken şey köprülere dayalı bir topluluk,
13:14
not bonding networks.
220
794375
1476
bağlanan gruplar değil.
13:15
Now a bonding network brings together people from a homogenous group,
221
795875
4393
Bağlanan bir grup, homojen bir grubu bir araya getiriyor
13:20
whereas a bridging network brings together people from different groups.
222
800292
4517
ama köprülü grup farklı gruplardan insanları bir araya getiriyor.
13:24
And my belief is that if we create
223
804833
1976
Ben şu kanıdayım ki
13:26
sufficiently rich and vibrant bridging communities,
224
806833
4685
yeterince zengin ve canlı köprülü topluluklar yaratırsak
13:31
we can thwart the urge for people to burrow into the security
225
811542
4934
insanların homojen bir topluluğun güvenliğine sığınma güdüsünü,
13:36
of a homogenous bonding community
226
816500
2476
13:39
defending themselves against the other.
227
819000
2458
birbirine dayanma güdüsünü ortadan kaldırabiliriz.
13:43
So in summary,
228
823583
1976
Yani özetle...
13:45
our new story could go something like this.
229
825583
3167
Yeni hikâyemiz şöyle olabilir.
13:50
Disorder afflicts the land!
230
830667
2392
Kargaşa her yeri etkisi altına aldı!
13:53
(Laughter)
231
833083
1018
(Kahkahalar)
13:54
Caused by the powerful and nefarious forces
232
834125
2351
Kudretli ve alçak güçler
13:56
of people who say there's no such thing as society,
233
836500
4018
topluluk diye bir şey olmadığını söylüyor,
14:00
who tell us that our highest purpose in life
234
840542
3351
hayattaki en büyük amacımızın
14:03
is to fight like stray dogs over a dustbin.
235
843917
3458
sokak köpekleri gibi bir çöp tenekesi yüzünden kavga etmemiz olduğunu.
14:08
But the heroes of the story, us,
236
848708
3018
Ama bu hikâyenin kahramanları biz,
14:11
we'll revolt against this disorder.
237
851750
2684
bu kargaşaya meydan okuyacağız.
14:14
We will fight those nefarious forces by building rich, engaging,
238
854458
5601
Zengin, katılımlı, cömert topluluklar inşa ederek
14:20
inclusive and generous communities,
239
860083
2685
o alçak güçlerle savaşacağız
14:22
and, in doing so,
240
862792
1601
ve bunu yaparak da
14:24
we will restore harmony to the land.
241
864417
2684
her yere yeniden uyum getireceğiz.
14:27
(Applause)
242
867125
3625
(Alkışlar)
14:34
Now whether or not you feel this is the right story,
243
874625
3559
Bu hikâye size doğru gelsin ya da gelmesin,
14:38
I hope you'll agree that we need one.
244
878208
2393
umarım bir tanesine gerek olduğuna katılırsınız.
14:40
We need a new restoration story,
245
880625
2351
Yeni bir restorasyon hikâyesine ihtiyacımız var,
14:43
which is going to guide us out of the mess we're in,
246
883000
4101
içinde bulunduğumuz karmaşadan çıkış yolu gösterecek,
14:47
which tells us why we're in the mess and tells us how to get out of that mess.
247
887125
4750
neden bunun içinde olduğumuzu ve nasıl çıkacağımızı bize söyleyecek bir hikâye.
14:52
And that story, if we tell it right,
248
892542
3101
Ve doğru söylediğimiz takdirde bu hikâye,
14:55
will infect the minds of people across the political spectrum.
249
895667
4208
politik spektrum boyunca insanların aklına yer edecek.
15:00
Our task is to tell the story that lights the path to a better world.
250
900667
5767
Bizim görevimiz daha iyi bir dünya için hikâyeye giden yolu ışıklandırmak.
15:06
Thank you.
251
906458
1268
Teşekkürler.
15:07
(Applause)
252
907750
3625
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7