Dean Kamen: The emotion behind invention

Dean Kamen: Buluşun altında yatan duygu

66,382 views ・ 2010-04-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ömer Genal Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
It's not about technology,
0
15260
2000
Bunun teknoloji ile bir ilgisi yok.
00:17
it's about people and stories.
1
17260
2000
Bu, insanlar ve hikayeler ile ilgili.
00:19
I could show you
2
19260
2000
Sizlere yakın zamanda televizyonda olan
00:21
what recently was on television
3
21260
2000
60 dakikalık bir videoyu
00:23
as a high quality video:
4
23260
2000
yüksek kalitede gösterebilirim,
00:25
60 Minutes, many of you may have seen it.
5
25260
3000
bir çoğunuzun izlemiş olabilirsiniz.
00:28
And it was the now director of the entire piece
6
28260
3000
Ve şimdi o, 39 yıl önce
00:31
of the veteran's administration --
7
31260
3000
Vietnam'da bir kolunu kaybetmiş
00:34
who, himself, had lost an arm 39 years ago
8
34260
3000
yine kendisi bu çılgın cihazlara, çalışmadıkları için
00:37
in Vietnam --
9
37260
3000
inatçı bir şekilde karşı çıkan
00:40
who was adamantly opposed to these crazy devices
10
40260
2000
bir gazinin, tecrubeli bir askerin katılımıyla olan
00:42
that don't work.
11
42260
3000
bütün parçanın yöneticisi.
00:45
And it turns out that with 60 Minutes cameras rolling in the background,
12
45260
3000
Ve şöyle sonuçlanıyor arka planda çalışan kameralarla birlikte
00:48
after he pretty much made his position clear on this --
13
48260
3000
bu konu üzerinde durumunu açık bir şekilde ortaya koyduktan sonra
00:51
he had his hook and he had his --
14
51260
3000
çengeli takıyor ve
00:54
he wore this arm for less than two hours
15
54260
3000
bu kolu 2 saatten az bir süre giyiyor
00:57
and was able to pour himself a drink and got quite emotional over the fact
16
57260
3000
ve kendisine bir bardağa içecek koyabiliyor ve
01:00
that, quote -- his quote --
17
60260
3000
şu kendi alıntısı üzerine oldukça duygusallaşıyor.
01:03
it's the first time he's felt like he's had an arm in 39 years.
18
63260
4000
39 yılın ardından ilk defa bir kolunun olduğunu hissetmiş.
01:07
But that would sort of be jumping to the middle of the story,
19
67260
3000
Fakat bu hikayenin ortasından dalmak gibi olacak.
01:10
and I'm not going to show you that polished video.
20
70260
2000
Ve sizlere bu allanıp pullanmış videoyu göstermeyeceğim.
01:12
I'm going to, instead, in a minute or two,
21
72260
2000
Bunun yerine, bir kaç dakika içerisinde
01:14
show you an early, crude video
22
74260
3000
daha eski, kabataslak bir video göstereceğim
01:17
because I think it's
23
77260
2000
çünkü inanıyorum ki bu
01:19
a better way to tell a story.
24
79260
4000
bir hikayeyi anlatmanın daha iyi bir yolu.
01:23
A few years ago I was visited by
25
83260
2000
Bir kaç yıl önce, işletmelerin ve üniversitelerin finanse etme riskini
01:25
the guy that runs DARPA,
26
85260
2000
muhtemelen almayacağı ileri düzey teknolojilere ödenek sağlayan insanların oluşturduğu
01:27
the people that fund all the advanced technologies
27
87260
3000
"ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı"nı
01:30
that businesses and universities probably wouldn't take the risk of doing.
28
90260
7000
yöneten bir kişi tarafından ziyaret edildim.
01:37
They have a particular interest in ones that will help our soldiers.
29
97260
4000
Özellikle askerlerimize yardımcı olacak teknolojilere özel bir ilgileri var.
01:41
I get this sort of unrequested -- by me anyway -- visit,
30
101260
5000
Beklenmedik bir ziyaretti, en azından benim açımdan.
01:46
and sitting in my conference room is a very senior surgeon
31
106260
3000
Ve konferans salonumda oturan kişi,
01:49
from the military
32
109260
2000
DARPA'nın yöneticisi ve
01:51
and the guy that runs DARPA.
33
111260
4000
askeriyeye mensup kıdemli bir cerrahtı.
01:55
They proceed to tell me a story which comes down
34
115260
3000
Bana esasi su olan soyle bir hikaye anlatarak basladilar,
01:58
to basically the following. We have used such advanced technologies
35
118260
3000
biz simdi cok ileri teknolojileri kullanmaktayiz ve
02:01
now and made them available
36
121260
3000
askerleri koydugumuz en uzak yerlerde,
02:04
in the most remote places that we put soldiers:
37
124260
3000
Afganistan Irak tepelerinde,
02:07
hills of Afghanistan, Iraq ...
38
127260
4000
onlarak imkanlar yarattik.
02:11
They were quite proud of the fact that
39
131260
2000
Su gercekle cok iftihar ediyorlardi, bilirsiniz
02:13
you know, before the dust clears,
40
133260
3000
toz kalkmadan once
02:16
if some soldier has been hurt
41
136260
2000
yaralanmis olan bir askeri
02:18
they will have collected him or her, they will have brought him back,
42
138260
3000
alacak ve geri getireceklerdir
02:21
they will be getting world-class triage emergency care
43
141260
3000
Onlar dunya standartlarinda acil durum tedavi hizmetini sunuyor olacaklar
02:24
faster than you and I would be getting it if we were hurt
44
144260
4000
Amerika'nin en buyuk kentlerin birinde trafik kazasinda yaralandigimizda
02:28
in a car accident in a major city in the United States.
45
148260
4000
oraya varmada daha hizli olacaklar.
02:32
That's the good news.
46
152260
2000
Bu iyi haber.
02:34
The bad news is if they've collected this person
47
154260
3000
Kötü haber ise, eğer bu kişiyi aldiklarinda
02:37
and he or she is missing an arm or leg,
48
157260
3000
bir kolu ya da bacağı, yüzünün bir parçası, eksikse
02:40
part of the face, it's probably not coming back.
49
160260
4000
muhtemelen geri gelmeyecekti.
02:44
So, they started giving me the statistics on how many of these kids had lost an arm.
50
164260
4000
Ve bana kaç tane çocuğun kolunu kaybettiği ile ilgili istatistikleri vermeye başladılar.
02:48
And then the surgeon pointed out, with a lot of anger,
51
168260
3000
Ve sonra cerrah sinirli bir sekilde su noktaya degindi
02:51
he said, "Why is it? At the end of the Civil War,
52
171260
4000
dedi ki
02:55
they were shooting each other with muskets. If somebody lost an arm,
53
175260
2000
Birbirlerine misket tüfekleri ile ateş ediyorlardı, biri kolunu
02:57
we gave them a wooden stick with a hook on it.
54
177260
5000
kaybettiğinde ona kancası olan tahta bir sopa veriyorduk.
03:02
Now we've got F18s and F22s,
55
182260
3000
Şimdi ise F18'lerimiz ve F22'lerimiz var
03:05
and if somebody loses an arm,
56
185260
2000
ve biri kolunu kaybettiğinde
03:07
we give them a plastic stick with a hook on it."
57
187260
3000
ona kancası olan plastik bir sopa veriyoruz."
03:10
And they basically said, "This is unacceptable,"
58
190260
4000
Ve bunun temelde kabul edilemez olduğunu söylediler.
03:14
and then the punchline: "So, Dean,
59
194260
2000
Ve en can alıcı nokta "Yani, Dean
03:16
we're here because you make medical stuff.
60
196260
2000
buradayız çünkü tıbbi şeyler yapiyorsun.
03:18
You're going to give us an arm."
61
198260
3000
Bize bir kol vereceksin."
03:21
And I was waiting for the 500 pages of bureaucracy,
62
201260
3000
500 sayfalik burokrasi kagit işi,
03:24
paperwork and DODs.
63
204260
3000
ve savunma bakanligini bekliyordum.
03:27
No, the guy says,
64
207260
3000
Fakat bana "Hayır," dediler
03:30
"We're going to bring a guy into this conference room,
65
210260
4000
"bu konferans salonuna birini getireceğiz ve
03:34
and wearing the arm you're going to give us,
66
214260
3000
senin bize vereceğin kolu takmış bir şekilde
03:37
he or she is going to pick up a raisin or a grape
67
217260
2000
bu masanın üzerinden
03:39
off this table.
68
219260
2000
bir üzüm ya da kuru üzüm alacak.
03:41
If it's the grape, they won't break it."
69
221260
3000
Eğer üzümse, üzümü parçalamayacak."
03:44
Great he needs efferent, afferent, haptic response sensors.
70
224260
3000
Bu durumda temas algı tepki sensörlerine ihtiyacı var.
03:47
"If it's the raisin, they won't drop it."
71
227260
3000
"Eğer kuru üzümse, düşürmeyecek."
03:50
So he wants fine motor control: flex at the wrist,
72
230260
5000
Yani hassas motor kontrolü, bilekte esneklik
03:55
flex at the elbow, abduct and flex at the shoulder.
73
235260
4000
dirsekte esneklik, omuzda abdüksiyon ve esneklik istiyor."
03:59
Either way they were going to eat it.
74
239260
2000
Her iki şekilde de onu yiyecekler.
04:01
"Oh, by the way Dean. It's going to fit on a 50th percentile female frame --
75
241260
4000
Oooh, bu arada Dean, 50 yuzdelikte bir kadin yapisina uyacak,
04:05
namely 32 inches from the long finger --
76
245260
3000
yani orta parmaktan 32 inch daha uzun ve
04:08
and weigh less than nine pounds."
77
248260
3000
3 kg dan daha hafif olacak.
04:11
50th percentile female frame.
78
251260
3000
50 yüzdelikte kadın yapısı.
04:14
"And it's going to be completely self contained including all its power."
79
254260
4000
Ve tamamiyle tüm gücü de dahil kendi kendine yetecek
04:18
So, they finished that. And I, as you can tell,
80
258260
2000
Böylece, bitirdiler. Ve ben, söyleyebileceğiniz gibi
04:20
am a bashful guy.
81
260260
2000
çekingen bir adamım.
04:22
I told them they're nuts.
82
262260
2000
Onlara kaçık olduklarını söyledim.
04:24
(Laughter)
83
264260
2000
(Kahkahalar)
04:26
They've been watching too much "Terminator."
84
266260
2000
Terminatör'ü çok izlemişler.
04:28
(Laughter)
85
268260
2000
(Kahkahalar)
04:30
Then, the surgeon says to me,
86
270260
3000
Ve cerrah bana dedi ki
04:33
"Dean, you need to know
87
273260
3000
"Dean, bilmelisin ki bu çocukların
04:36
more than two dozen of these kids have come back
88
276260
3000
iki düzinesinden çoğu
04:39
bilateral."
89
279260
2000
bilateral olarak döndüler."
04:41
Now, I cannot imagine --
90
281260
2000
Şahsen ben hayal edemiyorum,
04:43
I'm sorry, you may have a better
91
283260
4000
eğer benden daha iyi bir hayalgücünüz
04:47
imagination than I do --
92
287260
2000
varsa özür dilerim.
04:49
I can't imagine losing my arm,
93
289260
3000
Kolumu kaybettiğimi hayal edemiyorum,
04:52
and typically at 22 years old.
94
292260
3000
hele ki 22 yaşımda.
04:55
But compared to that, losing two?
95
295260
3000
Fakat ikisin birden kaybetmeyle kıyaslandığında,
04:58
Seems like that would be an inconvenience.
96
298260
4000
sadece bir rahatsızlıkmış gibi.
05:02
Anyway, I went home that night. I thought about it.
97
302260
3000
Her neyse, o gece eve gittim ve bunu düşündüm.
05:05
I literally could not sleep
98
305260
2000
Omuzların olmadan yatakta nasıl
05:07
thinking about, "I wonder how you'd roll over
99
307260
2000
dönebilirsin diye düşünmekten
05:09
with no shoulders."
100
309260
4000
gerçekten uyuyamadım.
05:13
So, I decided we've got to do this.
101
313260
3000
Ve karar verdim, bunu yapmalıydık.
05:16
And trust me, I've got a day job, I've got a lot of day jobs.
102
316260
2000
İnanın bana, bir işim var, bir çok işim var.
05:18
Most of my day job keeps me busy
103
318260
3000
İşlerimin çoğu beni First, Water ve Power gibi
05:21
funding my fantasies like FIRST and water and power ....
104
321260
2000
fantazilerime fon sağlamakla meşgul ediyor.
05:23
And I've got a lot of day jobs.
105
323260
3000
Ve bir çok işim var.
05:26
But I figured I gotta do this.
106
326260
4000
Ama "Bunu yapmalıyım." dedim
05:30
Did a little investigation,
107
330260
2000
Biraz araştırma yaptım,
05:32
went down to Washington, told them
108
332260
3000
Washington'a gidip onlara hala kaçık olduklarını
05:35
I still think they're nuts but we're going to do it.
109
335260
5000
düşündüğümü ama bunu yine de yapacağımızı söyledim.
05:40
And I told them I'd build them an arm.
110
340260
2000
Ve onlara bir kol yaratacağımı söyledim.
05:42
I told them it would probably take five years to get through the FDA,
111
342260
3000
FDA'dan geçmesinin muhtemelen 5 yıl,
05:45
and probably 10 years to be reasonably functional.
112
345260
3000
epey işlevsel bir hale gelmesinin de muhtemelen 10 yıl alacağını söyledim.
05:48
Look what it takes to make things like iPods.
113
348260
4000
iPod gibi şeyleri yapmak ne kadar sürüyor bakın.
05:52
"Great," he said, "You got two years."
114
352260
3000
"Harika" dedi, "iki yılın var."
05:55
(Laughter)
115
355260
1000
(Kahkahalar)
05:56
I said, "I'll tell you what. I'll build you an arm
116
356260
2000
Dedim ki, "Bakın size ne söyleyeceğim, bir sene içinde
05:58
that's under nine pounds
117
358260
2000
bir kol üreteceğim, 4 kilogramın altında olacak,
06:00
that has all that capability in one year.
118
360260
2000
her şeye kabiliyeti olacak.
06:02
It will take the other nine to make it functional and useful."
119
362260
4000
Onu işlevsel ve kullanışlı hale getirebilmek için ise bir 9 yıl daha gerekecek."
06:06
We sort of agreed to disagree.
120
366260
2000
Çeliştiğimiz konusunda anlaştık.
06:08
I went back and I started putting a team together,
121
368260
2000
Geri döndüm ve bunu yapmaya isteği olan
06:10
the best guys I could find with a passion to do this.
122
370260
3000
bulabildiğim en iyi kişiler bir takım oluşturmaya başladım.
06:13
At the end of exactly one year
123
373260
3000
Tam olarak 1 yılın sonunda
06:16
we had a device with 14 degrees of freedom,
124
376260
2000
14 serbestlik derecesine sahip,
06:18
all the sensors, all the microprocessors,
125
378260
3000
bütün sensörleri, mikroişlemcileri içinde olan
06:21
all the stuff inside.
126
381260
2000
bir alete sahiptik.
06:23
I could show you it with a cosmesis on it
127
383260
2000
Sizlere ürkütücü derecede gerçekçi olan
06:25
that's so real it's eerie, but then you wouldn't see
128
385260
2000
yapay estetikli halini gösterirdim fakat
06:27
all this cool stuff.
129
387260
3000
o zaman tüm harikalığını göremezsiniz.
06:30
I then thought it would be years
130
390260
2000
Sonra düşündüm biz bunu gerçekten kullanışlı yapmadan önce
06:32
before we'd be able to make it really, really useful.
131
392260
5000
yıllar geçecek.
06:37
It turned out, as I think you could see
132
397260
2000
Sizin de farkedebiliceğinizi düşünüyorum
06:39
in Aimee's capabilities and attitudes,
133
399260
4000
Aimee'nin kabiliyetlerleri ve hareketlerinde
06:43
people with a desire to do something
134
403260
3000
birşey yapmaya istekli insanlar
06:46
are quite remarkable and nature is quite adaptable.
135
406260
4000
oldukca harikulade ve dogası oldukça uyumlu.
06:50
Anyway, with less than 10 hours of use,
136
410260
4000
Herneyse, 10 saatten az bir kullanımla
06:54
two guys -- one that's bilateral.
137
414260
4000
2 adam, biri bilateral,
06:58
He's literally, he's got no shoulder on one side,
138
418260
3000
bir tarafında omzu yok.
07:01
and he's high trans-humeral on the other.
139
421260
2000
ve diğer tarafında ise trans-humeral.
07:03
And that's Chuck and Randy together,
140
423260
5000
ve Chuck ve Randy birlikteler,
07:08
after 10 hours -- were playing in our office.
141
428260
3000
10 saat sonra ofiste oynuyorlar.
07:11
And we took some pretty cruddy home movies.
142
431260
4000
Ve birkaç kalıtesiz ev videosu kaydettik.
07:15
At the end of the one I'm going to show, it's only about a minute
143
435260
2000
Size göstermek istediğim o videoların bir tanesinin sonunda,
07:17
and a couple of seconds long,
144
437260
5000
bir dakika birkaç saniye sürüyor,
07:22
Chuck does something that to this day I'm jealous of,
145
442260
3000
Chuck bugün öyle şeyler yapıyor ki ben kıskanıyorum
07:25
I can't do it.
146
445260
2000
ben yapamıyorum ki
07:27
He picks up a spoon, picks it up,
147
447260
2000
O bir kaşık alıyor, kaldırıyor,
07:29
scoops out some Shredded Wheat and milk,
148
449260
4000
un ve süt koyuyor
07:33
holds the spoon level
149
453260
2000
kaşığı yatay tutuyor,
07:35
as he translates it, moving all these joints simultaneously,
150
455260
3000
ve öteledikçe bütün bağlantılar aynı anda hareket ediyor,
07:38
to his mouth, and he doesn't drop any milk.
151
458260
3000
ağzına götürüyor, ve hiç süt dökmüyor
07:41
(Laughter)
152
461260
1000
(Kahkahalar)
07:42
I cannot do that.
153
462260
2000
Ben bunu yapamam.
07:44
(Laughter)
154
464260
2000
(Kahkahalar)
07:46
His wife was standing behind me.
155
466260
2000
Eşi arkamda duruyordu.
07:48
She's standing behind me at the time
156
468260
2000
O an arkamda oturuyordu ve
07:50
and she says, "Dean,
157
470260
3000
şöyle diyor, " Dean,
07:53
Chuck hasn't fed himself in 19 years.
158
473260
4000
Chuck 19 yıldır tek başına yemek yiyemiyordu.
07:57
So, you've got a choice:
159
477260
2000
Bu yüzden senin bir karar vermen lazım.
07:59
We keep the arm, or you keep Chuck."
160
479260
2000
Ya biz kolu koruruz ya da sen Chuck'ı.
08:01
(Laughter) (Applause)
161
481260
3000
(Kahkahalar)
08:04
So, can we see that?
162
484260
4000
Peki, görebiliyor muyuz?
08:14
This is Chuck showing simultaneous control
163
494260
2000
Bu, Chuck'ın bütün eklemlerini aynı anda
08:16
of all the joints.
164
496260
2000
contol ettiğini gösteriyor.
08:18
He's punching our controls guy. The guy behind him
165
498260
2000
Kontrol adamımızı yumrukluyor.
08:20
is our engineer/surgeon,
166
500260
2000
Arkasındaki adam bizim mühendis cerrahımız.
08:22
which is a convenient guy to have around.
167
502260
4000
Etrafta olması gereken biri.
08:26
There's Randy, these guys are passing a rubber
168
506260
3000
Bu Randy.
08:29
little puck between them.
169
509260
3000
Bu adamlar küçük bir lastik topu aralarından geçiriyorlar.
08:32
And just as in the spirit of FIRST,
170
512260
3000
Ve sanki ilk o anki ruh gibi
08:35
gracious professionalism, they are quite proud of this,
171
515260
2000
profesyonelliğin merhameti, bundan oldukça iftihar ediyorlar ki,
08:37
so they decide to share a drink.
172
517260
3000
bir şeyler içmeye karar veriyor.
08:40
This is a non-trivial thing to do, by the way.
173
520260
3000
Bu arada, bu gerçekten yapılacak basit bir şey değil.
08:43
Imagine doing that with a wooden stick and a hook on the end of it,
174
523260
3000
Düşünün ki tahta ve ucunda bir kancası olan bir sopayla yapılıyordu.
08:46
doing either of those.
175
526260
2000
ya da her ikisiyle.
08:48
Now Chuck is doing something quite extraordinary,
176
528260
3000
Şimdi Chuck oldukça sıradışı bir şey yapıyor,
08:51
at least for my limited physical skill.
177
531260
5000
en azından benim kısıtlı yeteklerime göre öyle.
08:56
And now he's going to do what DARPA asked me for.
178
536260
3000
Ve şimdi o DARPA'nın tam olarak istediği şeyi yapacak.
08:59
He's going to pick up a grape -- he didn't drop it,
179
539260
2000
Bir üzüm alacak,
09:01
he didn't break it --
180
541260
3000
ve onu düsürmedi, parçalamadı.
09:04
and he's going to eat it.
181
544260
3000
Ve onu yiyecek.
09:07
So, that's where we were
182
547260
2000
Evet, 15 ayın sonunda
09:09
at the end of about 15 months.
183
549260
2000
geldiğimiz nokta.
09:11
(Applause)
184
551260
12000
(Alkışlar)
09:23
But, as I've learned from Richard,
185
563260
3000
Fakat, Richard'dan öğrendiğime göre
09:26
the technology, the processors, the sensors, the motors,
186
566260
5000
teknoloji, işlemciler, sensörler, motorlar,
09:31
is not the story.
187
571260
4000
kıssalar bunlar değil.
09:35
I hadn't dealt with this kind of problem
188
575260
3000
Ben bu tür bir problemle uğrasmamıştım.
09:38
or frankly, this whole segment
189
578260
3000
ya da dürüstçesi,
09:41
of the medical world.
190
581260
2000
tıp dünyasının hiçbir dalıyla.
09:43
I'll give you some astounding things that have happened
191
583260
3000
Size, bu işe başladığımızda meydana gelen
09:46
as we started this.
192
586260
3000
şaşırtıcı bir şey vereceğim.
09:49
After we were pretty much convinced we had a good design,
193
589260
4000
İyi bir tasarıma sahip olduğumuz hakkında kendimizi oldukca ikna ettikten sonra,
09:53
and we'd have to make all the standard engineering trade-offs you always make --
194
593260
3000
ve sizin herzaman yaptığınız standart mühendislik değiş tokuşlarını yapmak zorundayız,
09:56
you can always get three out of four of anything you want;
195
596260
3000
siz istediğiniz herhangi 4 şeyin 3ünü herzaman elde edebilirsiniz,
09:59
the weight, the size, the cost, the functionality --
196
599260
3000
ağırlık, boyut, maaliyet, fonksiyon,
10:02
I put a bunch of guys in my plane
197
602260
2000
Ben uçağıma bir gurup adamı aldım.
10:04
and I said, "We're flying down to Walter Reed, and we're going talk to these kids,
198
604260
3000
ve dedim ki biz Walter Reed e gidiyoruz, ve bu çocuklarla konuşacağız.
10:07
because frankly it doesn't matter whether we like this arm.
199
607260
2000
Çünkü dürüstçe bu kolu sevip sevmediğimiz önemli değil.
10:09
It doesn't matter whether the
200
609260
2000
Savunma Bakanlığı'nın
10:11
Department of Defense likes this arm."
201
611260
2000
önemi yok.
10:13
When I told them that they weren't entirely enthusiastic,
202
613260
3000
Onlara bunu söylediğimde büsbütün hevesli değillerdi.
10:16
but I told them, "It really doesn't matter what their opinion is.
203
616260
3000
Fakat onlara dedim ki onların fikirlerinin ne olduğunun önemi yok.
10:19
There is only one opinion that matters,
204
619260
2000
önemi olan tek bir fikir var, o da
10:21
the kids that are either going to use it or not."
205
621260
4000
bu çocukların bunu kullanacak olup olmadıkları.
10:25
I told a bunch of my engineers, "Look we're going to walk into Walter Reed,
206
625260
3000
Bir gurup mühendisime dedim ki " Bakın, biz Walter Reed'in içerisine gireceğiz,
10:28
and you're going to see people, lots of them,
207
628260
4000
ve siz o insanları göreceksiniz,
10:32
missing major body parts.
208
632260
2000
bir çoğunun vücudunun önemli uzuvlarını kaybetmişler.
10:34
They're probably going to be angry, depressed, frustrated.
209
634260
5000
mühtemelen sinirli olacaklar, karamsar, hayal kırıklığına uğramış.
10:39
We're probably going to have to give them support, encouragement.
210
639260
3000
Biz onlara destek vereceğiz, cesaret vereceğiz,
10:42
But we've got to extract from them
211
642260
3000
fakat biz onlardan yeterli bilgileri almamız gerekiyor
10:45
enough information to make sure we're doing the right thing."
212
645260
5000
doğru şeyi yapıyor olduğumuzdan emin olmak için.
10:50
We walked into Walter Reed and I could not have been more wrong.
213
650260
5000
Walter Reed'e girdik, ve ben daha fazla yanılmış olamazdım.
10:55
We did see a bunch of people,
214
655260
2000
Bir gurup insan gördük,
10:57
a lot of them missing a lot of body parts,
215
657260
4000
bir çoğu, bir çok uzvunu kaybetmiş,
11:01
and parts they had left were burned;
216
661260
2000
kalan uzuvları yanık,
11:03
half a face gone, an ear burned off.
217
663260
4000
yüzünün yarısı gitmiş, bir kulağı yanıp gitmiş.
11:10
They were sitting at a table. They were brought together for us.
218
670260
2000
Onlar biz masada oturuyorlardu, bizim için getirilmişlerdi.
11:12
And we started asking them all questions.
219
672260
2000
Ve biz onlara bütün soruları sormaya başladık.
11:14
"Look," I'd say to them, "We're not quite as good as nature yet.
220
674260
3000
Onlara söylemek istedim. " Bakın, biz henüz tabiat kadar iyi değiliz,
11:17
I could give you fine motor control,
221
677260
3000
ben sana gayet iyi motor kontrolü verebilirim,
11:20
or I could let you curl 40 pounds;
222
680260
2000
ya da 10 kg ı kavramana imkan tanıyabilirim.
11:22
I probably can't do both.
223
682260
2000
Muhtemelen ikisine birlikte değil.
11:24
I can give you fast control
224
684260
2000
Ben sana bu dişlilerde küçük kısılma oranlarıyla
11:26
with low reduction ratios in these gears,
225
686260
2000
hızlı control yeteneği verebilirim.
11:28
or I can give you power;
226
688260
2000
ya da sana güç verebilirim.
11:30
I can't give you both.
227
690260
2000
İkisini birden veremem.
11:32
And we were trying to get them to all help us
228
692260
3000
Ve bütün hepsinin ne istediklerinin anlamada
11:35
know what to give them.
229
695260
3000
bize yardımcı olmalarına çalıştık
11:38
Not only were they enthusiastic, they kept thinking
230
698260
2000
Sadece heyecanlı değillerdi,
11:40
they're there to help us.
231
700260
2000
bize yardımcı olmak için orada olduklarını düşünüyorlardı
11:42
"Well, would it help if I ..."
232
702260
2000
Peki, yardım eder miydi eğer ben--?
11:44
"Guys, and woman,
233
704260
3000
Adamlar ve bayan,
11:47
you've given enough.
234
707260
2000
yeteri kadar verdiniz.
11:49
We're here to help you. We need data. We need to know
235
709260
2000
Biz size yardım etmek için buradayız. Veriye ihtiyacımız var.
11:51
what you need."
236
711260
3000
Sizin neye ihtiyacınız olduğunu bilmemiz gerekiyor.
11:54
After a half an hour, maybe, there was one guy at the far end of the table
237
714260
3000
Bi yarım saat sonra, belki, masanın en sonunda bir adam vardı.
11:57
who wasn't saying much.
238
717260
2000
çok fazla bir şey soylemeyen bir adam vardı.
11:59
You could see he was missing an arm.
239
719260
2000
Bir kolunun eksik olduğunu görebilirsiniz.
12:01
He was leaning on his other arm.
240
721260
3000
Öteki kolunun üzerine yaslanıyordu,
12:04
I called down to the end, "Hey, you haven't said much.
241
724260
2000
Ben masanın sonuna doğru seslendim, " Hey, sen pek birşey söylemedin,
12:06
If we needed this or this, what would you want?"
242
726260
3000
Eğer buna bizim ihtiyacımız olsaydı, sen ne yapardın?
12:09
And he said, "You know,
243
729260
2000
Ve dedi ki o, " biliyosunuz
12:13
I'm the lucky guy at this table.
244
733260
2000
ben bu masadaki en şanslı kişiyim.
12:15
I lost my right arm,
245
735260
2000
Sağ kolumu kaybettim,
12:17
but I'm a lefty."
246
737260
2000
fakat ben solağım.
12:19
(Laughter)
247
739260
1000
(Gülüşmeler)
12:20
So, he wouldn't say much.
248
740260
2000
Bu yüzden pek bir şey söylemeyecekti.
12:22
He had a great spirit, like all the rest of them had great spirits.
249
742260
4000
Asil bir ruhu vardı, bütün hepsi asil bir ruha sahiptiler.
12:26
And he made a few comments.
250
746260
2000
Ve bir iki yorum yaptı.
12:28
And then the meeting ended. We said goodbye to all these guys.
251
748260
3000
Ve görüşme sonlandı. Bütün bu kişilere hoşcakalın dedik.
12:31
And that guy pushed himself back from the table ...
252
751260
3000
Ve o adam masadan kendini geriye çekti.
12:34
he has no legs.
253
754260
2000
Ayakları yok.
12:40
So, we left.
254
760260
3000
Sonunda, bir ayrıldık.
12:43
And I was thinking,
255
763260
3000
Ve ben düşündüm de
12:46
"We didn't give them support and encouragement;
256
766260
3000
onlara destek ve cesaret vermedik,
12:49
they gave it to us.
257
769260
3000
Onlar bize bunları verdi.
12:52
They're not finished giving yet."
258
772260
3000
Hala cesaret ve destek vermeyi kesmis değiller.
12:55
It was astounding.
259
775260
3000
Müthişti.
12:58
So, we went back.
260
778260
2000
Bu şekilde, geri döndük.
13:00
And I started working harder, faster.
261
780260
3000
Ve ben daha sıkı ve daha hızlı çalıştım.
13:06
Then we went out to Brooke Army Medical Center.
262
786260
4000
Sonra biz Brooke Askeri Tıp Merkezi'ne gittik.
13:10
And we saw lots of these kids, lots of them.
263
790260
4000
Ve bu çocuklardan bir çoğunu gördük, bir çoğunu.
13:14
And it was astounding
264
794260
2000
Müthişti.
13:16
how positive they are.
265
796260
4000
Ne kadar pozitiftiler.
13:20
So, we went back,
266
800260
3000
Bu şekilde geri döndük.
13:23
and we've been working harder yet.
267
803260
2000
ve artık daha sıkı çalışmaktayız.
13:25
We're in clinical trials,
268
805260
2000
Biz klinik deneylerdeyiz.
13:27
we've got five of them on people.
269
807260
2000
5 tanesi insanlar üzerinde.
13:29
We're screaming along.
270
809260
2000
Bu süre boyunca haykırıyoruz.
13:31
And I get a call and we go back
271
811260
3000
Bir telefon ediliyorum ve
13:34
to Washington.
272
814260
3000
Washington'a geri gidiyoruz
13:37
We go back to Walter Reed,
273
817260
2000
Walter Reed'e geri dönüyoruz.
13:39
and a kid, literally,
274
819260
3000
Ve bir çocuk, tam tamına
13:42
20 some-odd days before that
275
822260
3000
ondan 20 gün önce
13:45
was blown up.
276
825260
4000
patlamanın ortasında kalmış.
13:49
And they shipped him to Germany
277
829260
2000
Ve onu Almanya'ya göndermişler..
13:51
and 24 hours later they shipped him from Germany
278
831260
3000
ve 24 saat sonra onu Almanya'dan
13:54
to Walter Reed.
279
834260
4000
Walter Reed'e göndermişler.
13:58
And he was there,
280
838260
2000
Ve oradaydı.
14:00
and they said we needed to come.
281
840260
2000
Gelmemiz gerektiğini söylediler.
14:02
And I went down
282
842260
2000
Aşağıya gittim
14:04
and they rolled him into a room.
283
844260
4000
ve onu bir odaya getirdiler.
14:08
He's got no legs.
284
848260
2000
Bacakları yok.
14:10
He's got no arms.
285
850260
2000
Kolları yok.
14:12
He's got a small residual limb on one side.
286
852260
3000
Bir tarafında küçük bir bacak kalıntısı vardı.
14:15
Half of his face is gone,
287
855260
3000
Yüzünün yarısı gitmiş
14:18
but they said his vision is coming back.
288
858260
3000
fakat görüşünün geri geleceğini söylediler.
14:21
He had one good eye.
289
861260
3000
Tek gözü iyiydi.
14:24
His name is Brandon Marrocco.
290
864260
3000
Adı Brandon Morroco.
14:27
And he said,
291
867260
3000
Ve dedi ki
14:30
"I need your arms,
292
870260
2000
"Kollarına ihtiyacım var
14:32
but I need two of them."
293
872260
3000
ama ikisine birden."
14:35
"You'll get them."
294
875260
2000
Onları alacaksın.
14:37
This kid was from Staten Island.
295
877260
3000
Bu çocuk Staten Adaları'ndandı.
14:40
And he said, "I had a truck,
296
880260
2000
Ve dedi ki, "Oraya gitmeden önce
14:42
before I went over there,
297
882260
2000
vitesli bir
14:44
and it had a stick.
298
884260
3000
kamyonum vardı.
14:47
You think I'll be able to drive it?"
299
887260
2000
Sence onu yeniden kullanabilecek miyim?"
14:49
"Sure."
300
889260
2000
Tabi ki.
14:51
And I turned around and went, "How are we going to do this?"
301
891260
2000
Döndüm ve dedim ki, "Bunun nasıl yapacağız?"
14:53
(Laughter)
302
893260
1000
(Kahkahalar)
14:54
Anyway, he was just like all the rest of them.
303
894260
4000
Neyse, o da tıpkı geriye kalanlar gibiydi.
14:58
He doesn't really want a lot.
304
898260
2000
Çok bir şey istemiyor.
15:00
He wants to help. He told me that
305
900260
2000
Yardım etmek istiyor. Bana arkadaşlarına
15:02
he wanted to go back
306
902260
2000
yardım etmek için
15:04
to help his buddies.
307
904260
3000
geri gitmek istediğini söyledi.
15:09
So, I was on my way out here.
308
909260
3000
Ve oraya doğru gidiyordum.
15:12
I was asked to stop at Texas.
309
912260
4000
Texas'ta durmam istenmişti.
15:16
There were 3,500 people,
310
916260
2000
3500 insan vardı.
15:18
the Veteran's Administration,
311
918260
2000
Eski Muharipler Birliği, ABD
15:20
U.S. ... just 3,500 at this huge event
312
920260
3000
Tam 3500, bu büyük olayda
15:23
to help the families
313
923260
3000
bütük çocukların ailelerine
15:26
of all the kids --
314
926260
4000
yardım etmek için,
15:30
some that have died, some that are
315
930260
2000
bazıları ölmüş,
15:32
like Brandon --
316
932260
2000
bazılarınınki Brandon gibi.
15:34
and they wanted me to speak.
317
934260
2000
Ve konuşmamı istediler.
15:36
I said, "What am I going to say?
318
936260
2000
Dedim ki, "Ne söyleyeceğim?
15:38
This is not a happy thing. Look, if this happens to you,
319
938260
2000
Bu pek sevinçli bir şey değil. Bakın, eğer bu size olursa
15:40
I can give you ... This stuff is
320
940260
2000
ben verebilirim. Bu şey
15:42
still not as good at the original equipment."
321
942260
3000
hala orjinal ekipmanında iyi değil.
15:47
"You need to come."
322
947260
2000
"Gelmelisin."
15:49
So, I went.
323
949260
2000
Böylelikle, gittim.
15:51
And, as I think you get the point,
324
951260
3000
Ve, mesajı aldığınızı düşünüyorum,
15:54
there were a lot people there recovering.
325
954260
3000
orada birçok insan eski haline dönüyordu.
15:57
Some further along than others.
326
957260
3000
Bazıları diğerlerinde daha ilerisine.
16:00
But universally, these people that had been through this
327
960260
3000
Fakat evrensel olarak, buralarda bulunmuş bu insanların
16:03
had astounding attitudes,
328
963260
3000
müthiş yetenekleri var.
16:06
and just the fact that people care
329
966260
5000
Ve sadece şu gerçek ki insanların ilgisi
16:11
makes a huge difference to them.
330
971260
3000
onlara devasa fark yapıyor.
16:14
I'll shut up, except one message
331
974260
4000
Çenemi kapacağım, bir mesaj ya da
16:21
or concern I have.
332
981260
2000
bir meselemden sonra
16:23
I don't think anybody does it intentionally,
333
983260
4000
Ben hiç kimsenin bunu kasıtlı olarak yaptığını düşünmüyorum,
16:27
but there were people there literally talking about,
334
987260
2000
fakat bazı insanlar var, tam olarak diyolar,
16:29
"Well, how much will they get?"
335
989260
3000
"Pekii , ne kadar alacaklar?"
16:34
You know, this country is involved as we've all heard,
336
994260
2000
Biliyorsunuz, bu ülke hep duyduğumuz gibi
16:36
in this great healthcare debate.
337
996260
4000
bu büyük sağlık hizmeti tartışmasının içerisinde.
16:40
"Who is entitled to what?
338
1000260
3000
Kim ne hakkına sahip?
16:43
Who is entitled to how much?
339
1003260
2000
Kim ne kadar bu hakka sahip?
16:45
Who is going to pay for it?"
340
1005260
4000
Bunun bedelini kim ödeyecek?
16:49
Those are tough questions.
341
1009260
2000
Bunlar haşin sorular.
16:51
I don't have an answer to that. Not everybody
342
1011260
2000
Buna verebileceğim bir cevabım yok. Hiç kimse herşeye hakkı olamaz
16:53
can be entitled to everything simply because you were born here.
343
1013260
3000
basitce çünkü biz burada doğduk.
16:56
It's not possible. It would be nice
344
1016260
2000
Mümkün değil. Hoş olurdu.
16:58
but let's be realistic.
345
1018260
2000
Fakat gerçekçi olalım.
17:00
They were tough questions. There's polarized groups down there.
346
1020260
2000
Zor sorular bunlar. Orada kutuplaşmış insanlar var.
17:02
I don't know the answers.
347
1022260
3000
Cevabı bilmiyorum.
17:05
There are other questions that are tough.
348
1025260
2000
Zor olan başka sorular da var.
17:07
"Should we be there?
349
1027260
2000
Biz orada mı olmalıyız.
17:09
How do we get out?
350
1029260
2000
Nasıl kurtulabiliriz?
17:11
What do we need to do?" There's very polarized
351
1031260
2000
Ne yapmamız gerekiyor.
17:13
answers to that question too,
352
1033260
1000
Bu sorulara çok kutuplaşmış cevaplar da var.
17:14
and I don't have any answers to that.
353
1034260
4000
Buna da bir cevabım yok.
17:18
Those are political questions, economic questions,
354
1038260
2000
Onlar politik sorular, ekonomik sorular.
17:20
strategic questions.
355
1040260
4000
stratejik sorular.
17:24
I don't have the answer. But let me give you a simple
356
1044260
3000
Bende cevap yok. Fakat size şöyle basit bir mesele ya da
17:27
concern or maybe statement, then.
357
1047260
3000
belki bir beyanay vereyim.
17:32
It is an easy answer.
358
1052260
3000
Basit bir cevabı var.
17:35
I know what these kids deserve
359
1055260
3000
Ben bu çocukların sağlık hizmeri açısından
17:38
on the healthcare side.
360
1058260
3000
neyi hakkettiklerini biliyorum.
17:41
I was talking to one of them,
361
1061260
3000
Onlardan bir tanesiyle konuşuyordum.
17:44
and he was really liking this arm --
362
1064260
2000
ve bu kolu gerçekten çok seviyordu.
17:46
it's way, way, way better than a plastic
363
1066260
3000
O bir plastikten çok çok daha iyi,
17:49
stick with a hook on it --
364
1069260
3000
çok çok daha iyi.
17:52
but there's nobody in this room that would rather have that
365
1072260
2000
Fakat bu odada kimse yok ki
17:54
than the one you got.
366
1074260
4000
bunlardan bir tanesine sahip olmayı tercih etsin.
17:58
But I was saying to him, "You know,
367
1078260
2000
Fakat ona diyordum ki, " Biliyorsun,
18:00
the first airplane
368
1080260
2000
ilk uçak
18:02
went 100 feet in 1903.
369
1082260
3000
1903te 30 metre gitmişti.
18:05
Wilbur and Orville.
370
1085260
3000
Wilbur ve Orville.
18:08
But you know what? It wouldn't have made an old pigeon jealous.
371
1088260
3000
Fakat bu, yaşlı bir güvercini kıskandırtmayacaktı.
18:11
But now we got Eagles out there,
372
1091260
3000
Fakat şimdi dışarıda kartallar var.
18:14
F15s, even that Bald Eagle.
373
1094260
5000
F15ler, Kel Kartal bile.
18:19
I've never seen a bird flying around at Mach 2.
374
1099260
4000
Ben hiç Mach 2 (680m/s) civarında uçan bir kuş görmedim.
18:23
I think eventually we'll make these things extraordinary."
375
1103260
5000
ben düşünüyorum da bir en sonunda bu şeyleri sıradışı
18:28
And I said to that kid,
376
1108260
2000
Ve o çocuğa dedim ki,
18:30
"I'll stop when your buddies
377
1110260
3000
"Arkadaşların senin Luke kolunu,
18:33
are envious of your Luke arm
378
1113260
4000
onun neler yapabildiğini ve bunu nasıl yaptığını
18:37
because of what it can do, and how it does it.
379
1117260
3000
kıskandıkları zaman duracağım."
18:40
And we'll keep working. And I'm not going to stop working
380
1120260
3000
Ve çaışmaya devam edeceğim. Ve bunu yapana kadar
18:43
until we do that."
381
1123260
3000
çalışmayı bırakmayacağım.
18:46
And I think this country
382
1126260
3000
Ve bence bu ülke
18:49
ought to continue its great debate,
383
1129260
2000
o büyük tartışmalarına, mızmızlarına, şikayetlerine devam etmeli,
18:51
whining and complaining, "I'm entitled." "You're a victim."
384
1131260
4000
"Sorumlu benim, sen mağdursun."
18:55
And whining and complaining about what our foreign policy ought to be.
385
1135260
3000
ve dış politikamızda olması gerektiği gibi mızmızlanmalar şikayetler.
18:58
But while we have the luxury of whining and complaining about
386
1138260
3000
Fakat halen bir mızmızlanma, şikayet etme lüxümüz varken
19:01
who's paying for what and how much we get,
387
1141260
3000
mızmızlanma, şikayet etme lüksümüz varken
19:04
the people that are out there
388
1144260
2000
orada dışarıda bize mızmızlanma ve
19:06
giving us that great privilege of whining and complaining,
389
1146260
2000
şikayet etme ayrıcalığını veren bu insanların
19:08
I know what they deserve:
390
1148260
2000
ben ne hakettiklerini biliyorum,
19:10
everything humanly possible.
391
1150260
3000
insanoğlunun elinden gelebilecek her şeyi.
19:13
And we ought to give it to them.
392
1153260
2000
Ve biz bunu onlara vermeliyiz.
19:15
(Applause)
393
1155260
10000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7