Stephen Palumbi: Following the mercury trail

Stephen Palumbi:Merkürün izini sürmek

47,947 views ・ 2010-06-30

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Rukiye Celik Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:16
It can be a very complicated thing, the ocean.
0
16260
2000
Okyanus çok karmaşıkmış gibi görünebilir.
00:18
And it can be a very complicated thing, what human health is.
1
18260
3000
Ve bu karmaşıkmış gibi görünen şey, insan sağlığının ne olduğudur.
00:21
And bringing those two together might seem a very daunting task,
2
21260
3000
Bu ikisini bir araya getirmek çok ürkütücü görünebilir...
00:24
but what I'm going to try to say is that
3
24260
2000
...fakat demek istediğim şu ki...
00:26
even in that complexity,
4
26260
2000
...bu karmaşıklığa rağmen...
00:28
there's some simple themes that I think,
5
28260
2000
...bazı basit konuların var olduğunu düşünüyorum...
00:30
if we understand, we can really move forward.
6
30260
3000
...bunu anlarsak, ileriye doğru gerçekten yol alabiliriz.
00:33
And those simple themes aren't really
7
33260
2000
Bu iki basit konu gerçekten...
00:35
themes about the complex science of what's going on,
8
35260
2000
...karmaşık bilim hakkındaki konuların nasıl devam ettiği demek değildir...
00:37
but things that we all pretty well know.
9
37260
2000
...fakat biz bunların tümünü oldukça iyi biliyoruz.
00:39
And I'm going to start with this one:
10
39260
2000
Bunların ilkiyle başlayacağım:
00:41
If momma ain't happy, ain't nobody happy.
11
41260
3000
Anne mutlu değilse, hiç kimse mutlu değildir.
00:44
We know that, right? We've experienced that.
12
44260
3000
Bunu biliyoruz, değil mi? Bunu tecrübe ettik.
00:47
And if we just take that
13
47260
2000
Bunu anlarsak...
00:49
and we build from there,
14
49260
2000
...ve buradan oluştursak...
00:51
then we can go to the next step,
15
51260
2000
...bir sonraki adıma ulaşabiliriz...
00:53
which is that if the ocean ain't happy,
16
53260
3000
...okyanus mutlu değilse...
00:56
ain't nobody happy.
17
56260
2000
...kimse mutlu değildir.
00:58
That's the theme of my talk.
18
58260
2000
Bu konuşmamın konusu.
01:00
And we're making the ocean pretty unhappy in a lot of different ways.
19
60260
3000
Birçok farklı yoldan oldukça mutsuz okyanus oluşturduk.
01:03
This is a shot of Cannery Row in 1932.
20
63260
3000
1932'de Cannery Row'un atışıdır.
01:06
Cannery Row, at the time,
21
66260
2000
Cannery Row, o zamanlarda...
01:08
had the biggest industrial
22
68260
2000
...batı kıyısındaki en büyük endüstriyel...
01:10
canning operation on the west coast.
23
70260
2000
...konserve işletmesine sahipti.
01:12
We piled enormous amounts of pollution
24
72260
3000
Havaya ve suya...
01:15
into the air and into the water.
25
75260
2000
...muazzam oranda kirlilik yaydık.
01:17
Rolf Bolin, who was a professor
26
77260
2000
Profesör olan Rolf Bolin...
01:19
at the Hopkin's Marine Station where I work,
27
79260
2000
...Hopkin'in Deniz İstasyonu'nda çalışıp...
01:21
wrote in the 1940s that
28
81260
2000
...1940'larda bunu yazdığında...
01:23
"The fumes from the scum floating on the inlets of the bay
29
83260
3000
...''Körfezin giriş noktasında yüzen köpük toplama buharından...
01:26
were so bad they turned
30
86260
2000
...kurşun kökenli boyalar...
01:28
lead-based paints black."
31
88260
2000
...siyaha döndüğünde çok kötüydü.''
01:30
People working in these canneries
32
90260
2000
İnsanlar bu konserve fabrikalarında...
01:32
could barely stay there all day because of the smell,
33
92260
3000
... koku yüzünden bütün gün fabrikada zar zor dayanabiliyordu...
01:35
but you know what they came out saying?
34
95260
2000
...fakat onların söylemek istediklerini biliyor musunuz?
01:37
They say, "You know what you smell?
35
97260
2000
Onlar, "Ne koktuğunu biliyor musun?"diyor.
01:39
You smell money."
36
99260
2000
...Para kokuyorsun."
01:41
That pollution was money to that community,
37
101260
3000
Bu kirlilik halkın parasıydı...
01:44
and those people dealt with the pollution
38
104260
2000
...ve bu insanlar kirlilikle, derisine ve vücuduna işleyen..
01:46
and absorbed it into their skin and into their bodies
39
106260
3000
...kirlilikle uğraşıyordu...
01:49
because they needed the money.
40
109260
2000
...çünkü paraya ihtiyaçları vardı.
01:51
We made the ocean unhappy; we made people very unhappy,
41
111260
3000
Okyanusu mutsuz ettik; insanları daha da mutsuz ettik...
01:54
and we made them unhealthy.
42
114260
3000
...ve onların sağlıksız olmasına neden olduk.
01:57
The connection between ocean health and human health
43
117260
2000
Okyanus ve insan sağlığı arasındaki bağlantı...
01:59
is actually based upon another couple simple adages,
44
119260
3000
...aslında başka atasözlerine dayalıdır...
02:02
and I want to call that
45
122260
2000
...söylemek istediğim...
02:04
"pinch a minnow, hurt a whale."
46
124260
2000
...büyük balık, küçük balığı yutar."
02:06
The pyramid of ocean life ...
47
126260
2000
Okyanus yaşamının piramidi...
02:08
Now, when an ecologist looks at the ocean -- I have to tell you --
48
128260
3000
Şunu söylemek zorundayım ki, bir ekolojist okyanusa baktığında...
02:11
we look at the ocean in a very different way,
49
131260
2000
...biz okyanusu çok farklı yollarla bakarız...
02:13
and we see different things than when a regular person looks at the ocean
50
133260
3000
...ve okyanusu normal bir insandan daha farklı görürüz...
02:16
because when an ecologist looks at the ocean,
51
136260
2000
...çünkü bir ekolojist okyanusa baktığında...
02:18
we see all those interconnections.
52
138260
2000
...tüm bağlantıları görür...
02:20
We see the base of the food chain,
53
140260
2000
Besin zincirinin tabanında...
02:22
the plankton, the small things,
54
142260
2000
...planktonu, küçük şeyleri...
02:24
and we see how those animals
55
144260
2000
...ve piramidin ortasındaki hayvanların...
02:26
are food to animals in the middle of the pyramid,
56
146260
3000
...nasıl beslendiğini ve bu diyagramın...
02:29
and on so up this diagram.
57
149260
3000
...nasıl şekillendiğini görüyoruz.
02:33
And that flow, that flow of life,
58
153260
2000
Ekolojistlerin gördüğü akış...
02:35
from the very base up to the very top,
59
155260
2000
...tavandan tabana doğru giden şey...
02:37
is the flow that ecologists see.
60
157260
2000
...hayatın akışıdır.
02:39
And that's what we're trying to preserve
61
159260
2000
Korumaya çalıştığımız şey olduğunda...
02:41
when we say, "Save the ocean. Heal the ocean."
62
161260
3000
..." okyanusu kurtar, onu iyileştir." diyoruz.
02:44
It's that pyramid.
63
164260
2000
Bu şey piramittir.
02:46
Now why does that matter for human health?
64
166260
3000
Şimdi neden insan sağlığı için bu meseleyi konuşuyoruz?
02:49
Because when we jam things in the bottom
65
169260
2000
Çünkü piramidin altındaki şeyleri sıkıştırdığımızda...
02:51
of that pyramid that shouldn't be there,
66
171260
2000
...burada olmaması gerekli olan şeyler..
02:53
some very frightening things happen.
67
173260
3000
...çok korkutucu şeylerdir.
02:56
Pollutants, some pollutants have been created by us:
68
176260
3000
Kirlilik yapan bazı insanlar...
02:59
molecules like PCBs
69
179260
2000
...vücudumuz ile parçalanamayan PCBler gibi moleküller...
03:01
that can't be broken down by our bodies.
70
181260
2000
...bizim tarafımızdan oluşturulmuştur.
03:03
And they go in the base of that pyramid,
71
183260
2000
Moleküller, en üstteki predatörler sayesinde...
03:05
and they drift up; they're passed up that way,
72
185260
3000
...piramidin tabanına girerek ve tırmanarak...
03:08
on to predators and on to the top predators,
73
188260
2000
...bir şekilde buraya girdiler...
03:10
and in so doing,
74
190260
2000
...ve böylelikle..
03:12
they accumulate.
75
192260
2000
...çoğaldılar.
03:14
Now, to bring that home, I thought I'd invent a little game.
76
194260
2000
Bunu ispatlamak için,küçük bir oyun icat etmeyi düşündüm.
03:16
We don't really have to play it; we can just think about it here.
77
196260
2000
Bunun nasıl oynandığını bilmiyoruz; bunun hakkında biraz düşünelim.
03:18
It's the Styrofoam and chocolate game.
78
198260
2000
Bu Strafor ve çikolata oyunudur.
03:20
Imagine that when we got on this boat,
79
200260
3000
Bir sandalda olduğumuzu...
03:23
we were all given
80
203260
2000
...ve hepimize iki tane yapay yer fıstığı...
03:25
two Styrofoam peanuts.
81
205260
2000
...verildiğini düşünün.
03:27
Can't do much with them: Put them in your pocket.
82
207260
2000
Onları yemeyin: Cebinize koyun.
03:29
Suppose the rules are: every time you offer somebody a drink,
83
209260
3000
Farz edelim ki kurallar şöyle: içeceğiniz suyu...
03:32
you give them the drink,
84
212260
2000
...onlara vermek için teklif ediyorsunuz...
03:34
and you give them your Styrofoam peanuts too.
85
214260
2000
ve yapay yer fıstığını da o kişiye veriyorsunuz.
03:36
What'll happen is that the Styrofoam peanuts
86
216260
2000
Yapay yer fıstıklarına olacak olan şey...
03:38
will start moving through our society here,
87
218260
2000
...toplumumuzdan hareket ederek...
03:40
and they will accumulate in
88
220260
2000
...burada başlayacak ve en sarhoş...
03:42
the drunkest, stingiest people.
89
222260
2000
...en cimri olanı burada toplanacak.
03:44
(Laughter)
90
224260
5000
(Kahkahalar)
03:49
There's no mechanism in this game
91
229260
2000
Bu oyunda bir yere gidebilmeleri için...
03:51
for them to go anywhere but into
92
231260
2000
...hiç mekanizma yok sadece...
03:53
a bigger and bigger pile
93
233260
2000
...gittikçe büyüyen, sindirilemeyen...
03:55
of indigestible Styrofoam peanuts.
94
235260
2000
...yapay yer fıstıkları var.
03:57
And that's exactly what happens with PDBs
95
237260
2000
Besin piramidinin içinde ...
03:59
in this food pyramid:
96
239260
2000
...PDB lerle tümüyle olan şeyler...
04:01
They accumulate into the top of it.
97
241260
3000
...en üstte toplandılar.
04:04
Now suppose, instead of Styrofoam peanuts,
98
244260
2000
Farz edelim ki yapay yer fıstıkları yerine...
04:06
we take these lovely little chocolates that we get
99
246260
2000
...bu küçük, tatlı çikolataları...
04:08
and we had those instead.
100
248260
2000
...alalım.
04:10
Well, some of us would be eating those chocolates
101
250260
2000
Bazılarımız çikolata yerine onları yiyebilirdi...
04:12
instead of passing them around,
102
252260
2000
...ve toplayabilirdi, onlar grubumuza...
04:14
and instead of accumulating,
103
254260
2000
...giremeyecek ve hiçbir grupta...
04:16
they will just pass into our group here
104
256260
3000
...toplanamayacak...
04:19
and not accumulate in any one group
105
259260
2000
...çünkü hepsi...
04:21
because they're absorbed by us.
106
261260
2000
...bizim grubumuz tarafından emildiler.
04:23
And that's the difference between a PCB
107
263260
2000
Deniz besin zincirinin dışında...
04:25
and, say, something natural like an omega-3,
108
265260
2000
...olan şeylerle PCB ve doğal omega-3 gibi...
04:27
something we want out of the marine food chain.
109
267260
3000
...şeylerin arasındaki fark budur.
04:31
PCBs accumulate.
110
271260
2000
PCB ler toplanıyorlar.
04:33
We have great examples of that, unfortunately.
111
273260
2000
Ne yazık ki mükemmel örneklerimiz yok.
04:35
PCBs accumulate in dolphins
112
275260
2000
PCB ler yunuslarla Sarasota Körfezi'nde...
04:37
in Sarasota Bay, in Texas, in North Carolina.
113
277260
3000
...Teksas'da, Kuzey Carolina'da toplanıyorlar.
04:40
They get into the food chain.
114
280260
2000
Besin zincirine giriyorlar.
04:42
The dolphins eat the fish
115
282260
2000
Planktonlardan ve bu PCB lerden yunuslar...
04:44
that have PCBs from the plankton,
116
284260
2000
...balıkları yiyiyorlar...
04:46
and those PCBs, being fat-soluble,
117
286260
3000
ve bu yağda çözünmeye başlayan...
04:49
accumulate in these dolphins.
118
289260
2000
...bu yerde yunuslar toplanıyorlar.
04:51
Now, a dolphin,
119
291260
2000
Bir yunus...
04:53
mother dolphin, any dolphin --
120
293260
2000
...anne yunus, ya da herhangi bir yunusun...
04:55
there's only one way
121
295260
2000
...bir PCB' den çıkması için...
04:57
that a PCB can get out of a dolphin.
122
297260
2000
...sadece bir yolu vardır.
04:59
And what's that?
123
299260
2000
Ama nasıl?
05:01
In mother's milk.
124
301260
2000
Anne sütüyle.
05:03
Here's a diagram of the PCB load
125
303260
2000
Sarasota Körfezi'nde PCB yüklü...
05:05
of dolphins in Sarasota Bay.
126
305260
2000
...yunusların diyagramı buradadır.
05:07
Adult males: a huge load.
127
307260
2000
Yetişkin erkekler: büyük yüklüdür.
05:09
Juveniles: a huge load.
128
309260
2000
Juveniller: büyük yüklüdür.
05:11
Females after their first calf is already weaned:
129
311260
2000
Dişiler ilk doğumdan sonra...
05:13
a lower load.
130
313260
2000
...zaten yavrularını sütten kesmiştir: düşük yüklüdür.
05:15
Those females, they're not trying to.
131
315260
2000
Dişiler bunu denemezler.
05:17
Those females are passing the PCBs
132
317260
2000
Dişi yunuslar yavrularını...
05:19
in the fat of their own mother's milk
133
319260
3000
...anne sütüyle yağın içinden...
05:22
into their offspring,
134
322260
2000
...PCB lerle geçirirler...
05:24
and their offspring don't survive.
135
324260
3000
...ve yavrularını kurtarmazlar.
05:27
The death rate in these dolphins,
136
327260
2000
Yunusların ölüm oranı...
05:29
for the first calf born of every female dolphin,
137
329260
2000
...özellikle her dişinin ilk doğumuyla birlikte...
05:31
is 60 to 80 percent.
138
331260
2000
...%60'dan % 80'lere yükselmiştir.
05:33
These mothers pump their first offspring
139
333260
3000
Anneler ilk doğumla...
05:36
full of this pollutant,
140
336260
2000
...kirlilik pompalarlar...
05:38
and most of them die.
141
338260
2000
...ve bu yüzden çoğu ölür.
05:40
Now, the mother then can go and reproduce,
142
340260
2000
Anne daha sonra üreyebilir...
05:42
but what a terrible price to pay
143
342260
2000
...fakat kirliliğin toplanması için...
05:44
for the accumulation of this pollutant
144
344260
2000
...düşük bir fiyat ödendiğinden...
05:46
in these animals --
145
346260
2000
...bu ilk yavrunun...
05:48
the death of the first-born calf.
146
348260
3000
...ölümü demek olur.
05:51
There's another top predator in the ocean, it turns out.
147
351260
3000
Okyanusta başka üst predatörler vardır, bunlar dışarı atılır.
05:54
That top predator, of course, is us.
148
354260
2000
Bu üst predatörler, tabi ki biziz.
05:56
And we also are eating meat
149
356260
2000
Aynı yerlerden gelen...
05:58
that comes from some of these same places.
150
358260
2000
...eti yiyiyoruz.
06:00
This is whale meat
151
360260
2000
Fotoğrafını çektiğim şey...
06:02
that I photographed in a grocery store in Tokyo --
152
362260
2000
...Tokyo'da bir markette olan balina etidir...
06:04
or is it?
153
364260
2000
...yoksa öyle değil mi?
06:06
In fact, what we did a few years ago
154
366260
2000
Aslında, birkaç yıl önce Tokyo'da...
06:08
was learn how to smuggle
155
368260
2000
...bir moleküler biyoloji laboratuvarında...
06:10
a molecular biology lab into Tokyo
156
370260
2000
...bunun nasıl kaçırıldığını öğrendik...
06:12
and use it to genetically test the DNA
157
372260
3000
...ve DNA testiyle genetik olarak bunu...
06:15
out of whale meat samples
158
375260
2000
...balina eti örneklerinin dışında kullandık...
06:17
and identify what they really were.
159
377260
2000
...ve onların gerçekte ne olduklarını saptadık.
06:19
And some of those whale meat samples were whale meat.
160
379260
2000
Bu balina eti örneklerinin bazıları balina etiydi.
06:21
Some of them were illegal whale meat, by the way.
161
381260
2000
Bazıları yasal olmayan balina etiydi.
06:23
That's another story.
162
383260
2000
Başka bir hikaye.
06:25
But some of them were not whale meat at all.
163
385260
2000
Bazıları hiçbir şekilde balina eti değildi.
06:27
Even though they were labeled whale meat, they were dolphin meat.
164
387260
3000
Balina etine etiket yapıştırılmasına rağmen, onlar yunus etiydi.
06:30
Some of them were dolphin liver. Some of them were dolphin blubber.
165
390260
3000
Bazıları yunus ciğeriydi. Bazıları da yunus yağıydı.
06:33
And those dolphin parts
166
393260
2000
Bu yunuslar PCB lerin,diyoksinlerin...
06:35
had a huge load of PCBs,
167
395260
2000
...ve ağır metallerin...
06:37
dioxins and heavy metals.
168
397260
3000
...büyük yüklü parçalarıydı.
06:40
And that huge load was passing into the people
169
400260
2000
Büyük yük yenilen etten...
06:42
that ate this meat.
170
402260
2000
...insanlara geçiyordu.
06:44
It turns out that a lot of dolphins
171
404260
2000
Birçok yunus, balina et pazarında...
06:46
are being sold as meat
172
406260
2000
...üretilerek dünya çapında...
06:48
in the whale meat market around the world.
173
408260
2000
...et olarak satılmaya başlandı.
06:50
That's a tragedy for those populations,
174
410260
2000
Bu popülasyon için bir trajedidir...
06:52
but it's also a tragedy
175
412260
2000
...fakat asıl trajedi insanların...
06:54
for the people eating them
176
414260
2000
...onları yemesidir...
06:56
because they don't know that that's toxic meat.
177
416260
3000
...çünkü onlar toksik etin ne olduğunu bilmiyorlar.
06:59
We had these data a few years ago.
178
419260
3000
Birkaç yıl önce bu verilere sahiptik.
07:02
I remember sitting at my desk
179
422260
2000
Çalışma masamda oturup...
07:04
being about the only person in the world
180
424260
2000
...bu marketlerde gerçekten yunus eti ve toksik barındıran etin ...
07:06
who knew that whale meat being sold in these markets
181
426260
3000
...balina eti olarak satıldığını bilen tek bir insanın...
07:09
was really dolphin meat, and it was toxic.
182
429260
3000
...olup olmadığını düşündüğümü hatırlıyorum.
07:12
It had two-to-three-to-400 times the toxic loads
183
432260
3000
Toksik yükler ikiyüz, üçyüz, hatta dörtyüz kere...
07:15
ever allowed by the EPA.
184
435260
2000
...EPA tarafından izin verildi.
07:17
And I remember there sitting at my desk thinking,
185
437260
3000
Ve yine çalışma masamda oturup...
07:20
"Well, I know this. This is a great scientific discovery,"
186
440260
3000
..."Bunu biliyorum. Bu büyük bir bilimsel araştırma", fakat...
07:23
but it was so awful.
187
443260
2000
...aynı zamanda çok korkunç." diye düşündüğümü hatırlıyorum.
07:25
And for the very first time in my scientific career,
188
445260
2000
İlk defa bilimsel kariyerimde...
07:27
I broke scientific protocol,
189
447260
2000
...verileri alıp, bilimsel dergilerde yayımlayıp...
07:29
which is that you take the data and publish them in scientific journals
190
449260
3000
...onlar hakkında konuştuğunuzda...
07:32
and then begin to talk about them.
191
452260
2000
...bilimsel protokolü yıktım.
07:34
We sent a very polite letter
192
454260
2000
Japonya'daki Sağlık Bakanı'na...
07:36
to the Minister of Health in Japan
193
456260
3000
...çok nazik bir mektup yolladık...
07:39
and simply pointed out that
194
459260
3000
...ve açıkça bu durumun...
07:42
this is an intolerable situation, not for us,
195
462260
2000
...bizim için değil, fakat Japonlar için...
07:44
but for the people of Japan
196
464260
2000
...dayanılmaz olduğunu belirttik...
07:46
because mothers who may be breastfeeding,
197
466260
3000
...çünkü çocuklarını emziren anneler, ...
07:49
who may have young children,
198
469260
2000
...genç çocuklar...
07:51
would be buying something that they thought was healthy,
199
471260
3000
...bu şeylerin sağlıklı olduğunu düşünüp satın alabilirlerdi, ...
07:54
but it was really toxic.
200
474260
2000
...fakat bu gerçekten toksikdi.
07:56
That led to a whole series of other campaigns in Japan,
201
476260
3000
Japonya'da diğer kampanyaların serisi öncülüğündedir...
07:59
and I'm really proud to say that at this point,
202
479260
3000
...ve şunu gururla söylemeliyim ki,...
08:02
it's very difficult to buy anything in Japan
203
482260
3000
...Japonya'da yanlışlıkla etiketlenmiş...
08:05
that's labeled incorrectly,
204
485260
2000
...herhangi bir şeyi satın almak zordur...
08:07
even though they're still selling whale meat,
205
487260
2000
...buna rağmen balina etini hâlâ...
08:09
which I believe they shouldn't.
206
489260
2000
...sattıklarını düşünüyorum.
08:11
But at least it's labeled correctly,
207
491260
2000
Fakat en azından düzgünce etiketli,...
08:13
and you're no longer going to be buying
208
493260
2000
...ve artık toksik yunus eti yerine...
08:15
toxic dolphin meat instead.
209
495260
3000
...satın alabiliyorsunuz.
08:18
It isn't just there that this happens,
210
498260
3000
Bu olaylar burada yaşanmamıştır,...
08:21
but in a natural diet of some communities
211
501260
2000
...fakat Kanada arktiğinde, ABD'de,...
08:23
in the Canadian arctic and in the United States
212
503260
2000
...ve Avrupa arktiğindeki bazı toplumlarda...
08:25
and in the European arctic,
213
505260
2000
...doğal bir besin düzeni bulunmaktadır...
08:27
a natural diet of seals and whales
214
507260
3000
...Tüm dünyada kadınlar ayıbalıklarının...
08:30
leads to an accumulation of PCBs
215
510260
2000
...ve balinaların doğal besin düzenindeki...
08:32
that have gathered up from all parts of the world
216
512260
3000
...PCB'lerin toplanması için...
08:35
and ended up in these women.
217
515260
2000
...bir araya toplanmış ve bu olayı sonuçlandırmışlardır.
08:37
These women have toxic breast milk.
218
517260
3000
Bu kadınlarda zehirli anne sütü bulunmaktadır.
08:40
They cannot feed their offspring, their children,
219
520260
3000
Dünyanın okyanus piramidindeki...
08:43
their breast milk
220
523260
2000
...bölümlerinden, besin zincirindeki...
08:45
because of the accumulation of these toxins
221
525260
2000
...bu toksiklerinin...
08:47
in their food chain,
222
527260
2000
...toplanmasından dolayı...
08:49
in their part of the world's
223
529260
2000
...kadınlar yavrularını, çocuklarını...
08:51
ocean pyramid.
224
531260
2000
...anne sütü ile besleyemiyorlar.
08:53
That means their immune systems are compromised.
225
533260
3000
Bu, onların bağışıklık sisteminin tehlikede olduğu demektir.
08:56
It means that their children's development
226
536260
2000
Bu, çocuklarının gelişiminin...
08:58
can be compromised.
227
538260
2000
...tehlikede olabileceği demektir.
09:00
And the world's attention on this over the last decade
228
540260
3000
Dünyanın dikkatini çeken şey...
09:03
has reduced the problem
229
543260
2000
...son on yılda kadınların...
09:05
for these women,
230
545260
2000
...bu sorununun azalmasıdır...
09:07
not by changing the pyramid,
231
547260
2000
...piramidin onlar tarafından değiştirilmesi değil,...
09:09
but by changing what they particularly eat out of it.
232
549260
2000
...fakat özellikle onların bunu değiştirmek için uğraşmasıdır.
09:11
We've taken them out of their natural pyramid
233
551260
2000
Bu sorunu çözmek için...
09:13
in order to solve this problem.
234
553260
3000
...onların doğal piramidini çıkarıyoruz.
09:16
That's a good thing for this particular acute problem,
235
556260
2000
Bu vahim problemi çözmek için iyi bir şeydir,...
09:18
but it does nothing to solve the pyramid problem.
236
558260
2000
...fakat piramit sorununu çözmek için bir çözüm değildir.
09:20
There's other ways of breaking the pyramid.
237
560260
3000
Diğer bir yöntem piramidi parçalamaktır.
09:23
The pyramid, if we jam things in the bottom,
238
563260
3000
Piramidin altındaki şeyleri sıkıştırırsak,...
09:26
can get backed up like a sewer line that's clogged.
239
566260
3000
...tıkanmış bir kanalizasyon hattı gibi yedekleme yapabiliriz.
09:29
And if we jam nutrients, sewage, fertilizer
240
569260
3000
Besin piramidindeki besinleri,...
09:32
in the base of that food pyramid,
241
572260
2000
...atık suyu ve gübreyi sıkıştırırsak...
09:34
it can back up all through it.
242
574260
2000
...bunu tamamıyla yedekleyebiliriz.
09:36
We end up with things we've heard about before:
243
576260
2000
Önceden duyduğumuz şeyleri noktalandırıyoruz:
09:38
red tides, for example,
244
578260
2000
kırmızı gelgitler, örneğin,...
09:40
which are blooms of toxic algae
245
580260
2000
...zehirli alglerin çoğalıp...
09:42
floating through the oceans
246
582260
2000
...okyanuslara doğru akması...
09:44
causing neurological damage.
247
584260
2000
...nörolojik zarara sebep olur.
09:46
We can also see blooms of bacteria,
248
586260
2000
Ayrıca bakterilerin ve virüslerin...
09:48
blooms of viruses in the ocean.
249
588260
2000
...okyanusta çoğaldığını görebiliriz.
09:50
These are two shots of a red tide coming on shore here
250
590260
3000
Kırmızı gelgitin ve kolera...
09:53
and a bacteria
251
593260
2000
...cinsi içeren vibriyon...
09:55
in the genus vibrio,
252
595260
2000
...bakterilerinin kıyıda ilerlemesi...
09:57
which includes the genus that has cholera in it.
253
597260
3000
...için iki şansı vardır.
10:00
How many people have seen a "beach closed" sign?
254
600260
3000
Kaç kişi "plaj kapalıdır" işaretini gördü?
10:05
Why does that happen?
255
605260
2000
Neden bu meydana geldi?
10:07
It happens because we have jammed so much
256
607260
2000
Bu meydana geldi çünkü...
10:09
into the base of the natural ocean pyramid
257
609260
2000
...plajlarımızı bu bakterileri tıkayarak ve...
10:11
that these bacteria clog it up
258
611260
2000
...aşırı doldurarak doğal okyanus..
10:13
and overfill onto our beaches.
259
613260
2000
...piramidinin tabanını fazlasıyla sıkıştırdık.
10:15
Often what jams us up is sewage.
260
615260
3000
Sıkışık olan şey atık suyudur.
10:18
Now how many of you have ever gone to a state park or a national park
261
618260
3000
Kaç kişi parka ya da ulusal parka gidip...
10:21
where you had a big sign at the front saying,
262
621260
2000
...büyük işaretin önünde...
10:23
"Closed because human sewage
263
623260
2000
" Kapalı çünkü bu parkın...
10:25
is so far over this park
264
625260
2000
...şu ana kadar kullanılamaması...
10:27
that you can't use it"?
265
627260
2000
...insan atığı yüzünden". dedi.
10:29
Not very often. We wouldn't tolerate that.
266
629260
3000
Çok fazla değil. Buna tahammül edemiyoruz.
10:32
We wouldn't tolerate our parks
267
632260
2000
İnsan atığı yüzünden mahvolan...
10:34
being swamped by human sewage,
268
634260
3000
...parklarımıza tahammül edemiyoruz...
10:37
but beaches are closed a lot in our country.
269
637260
2000
...fakat ülkemizdeki birçok plaj kapalı.
10:39
They're closed more and more and more all around the world for the same reason,
270
639260
3000
Aynı sebepten dolayı tüm dünya etrafında kapalı olan...
10:42
and I believe we shouldn't tolerate that either.
271
642260
3000
...yerler var, ikisinden birine tahammül edilmemesi gerektiğine inanıyorum.
10:45
It's not just a question of cleanliness;
272
645260
2000
Bu, temizlik sorunu değil...
10:47
it's also a question of
273
647260
2000
...bu,organizmaların insan...
10:49
how those organisms
274
649260
2000
...hastalığına nasıl...
10:51
then turn into human disease.
275
651260
2000
...dönüştüğü sorunudur.
10:53
These vibrios, these bacteria, can actually infect people.
276
653260
3000
Bu vibriyonlar, bakteriler, insanlara bulaşabilir.
10:56
They can go into your skin and create skin infections.
277
656260
3000
Cildine girebilir ve cilt enfeksiyonları oluşturabilir.
10:59
This is a graph from NOAA's ocean and human health initiative,
278
659260
3000
Bu, son birkaç yıldır vibriyonların...
11:02
showing the rise of the infections
279
662260
3000
...insanlar üzerindeki enfeksiyonların...
11:05
by vibrio in people
280
665260
3000
...artışını gösteren, NOAA'nın okyanusunun...
11:08
over the last few years.
281
668260
2000
...ve insan sağlığı başlangıcının bir grafiğidir.
11:10
Surfers, for example, know this incredibly.
282
670260
3000
Örneğin, sörfçüler, bunu inanılmaz bir şekilde bilirler.
11:13
And if you can see on some surfing sites,
283
673260
3000
Bazı sörf sitelerinde görebilirsin,...
11:16
in fact, not only do you see
284
676260
2000
...oysa gördüğün şey sadece...
11:18
what the waves are like or what the weather's like,
285
678260
2000
...dalgaların güzel olması ya da havanın güzel olmasıdır...
11:20
but on some surf rider sites,
286
680260
2000
...fakat bazı sörfçü sitelerinde,...
11:22
you see a little flashing poo alert.
287
682260
3000
...alarm işareti görürsün.
11:25
That means that the beach might have great waves,
288
685260
3000
Bunun anlamı plajların büyük dalgalara sahip olduğudur,...
11:28
but it's a dangerous place for surfers to be
289
688260
2000
...fakat bu sörfçüler için tehlikeli bir yerdir...
11:30
because they can carry with them,
290
690260
2000
...çünkü sörf için mükemmel bir günden...
11:32
even after a great day of surfing,
291
692260
2000
...sonra bile, bu kötü olaylara yol açabilirler,...
11:34
this legacy of an infection that might take a very long time to solve.
292
694260
3000
...bu enfeksiyon kalıtını çözmek çok uzun bir zaman alabilir.
11:37
Some of these infections are actually carrying
293
697260
2000
Enfeksiyonların bazıları gerçekte...
11:39
antibiotic resistance genes now,
294
699260
2000
...antibiyotik direnç genleri taşırlar...
11:41
and that makes them even more difficult.
295
701260
2000
...ve bu onları daha da zorlaştırır.
11:43
These same infections
296
703260
2000
Bazı enfeksiyonlar...
11:45
create harmful algal blooms.
297
705260
2000
...zehirli alg çoğalmasına yol açar.
11:47
Those blooms are generating other kinds of chemicals.
298
707260
3000
Bu çoğalmalar diğer kimyasal madde türlerini oluşturur.
11:50
This is just a simple list of some of the types of poisons
299
710260
3000
Bu, zehirli alg çoğalmalarından ortaya çıkan...
11:53
that come out of these harmful algal blooms:
300
713260
2000
...bazı zehirli türlerin basit bir listedir:
11:55
shellfish poisoning,fish ciguatera,
301
715260
3000
...kabuklu deniz hayvanı zehirlenmesi, ciguatera,...
11:58
diarrheic shellfish poisoning -- you don't want to know about that --
302
718260
3000
...diyareik kabuklu deniz hayvanı zehirlenmesi...bu konuda daha fazla birşey bilmek istemezsiniz...
12:01
neurotoxic shellfish poisoning, paralytic shellfish poisoning.
303
721260
3000
...nörotik kabuklu deniz hayvanı zehirlenmesi, paralitik kabuklu deniz hayvanı zehirlenmesi.
12:04
These are things that are getting into our food chain
304
724260
2000
Bunlar çoğalmalar yüzünden...
12:06
because of these blooms.
305
726260
2000
...besin zincirimize giren şeylerdir.
12:08
Rita Calwell very famously
306
728260
2000
Rita Calwell insan topluluklarının...
12:10
traced a very interesting story
307
730260
2000
...içinde çok önemli bir kolera...
12:12
of cholera into human communities,
308
732260
3000
...hikayesinin izini sürdü,...
12:15
brought there, not by
309
735260
2000
...normal bir insan vektörü aracılığıyla...
12:17
a normal human vector,
310
737260
2000
...değil, deniz vektörü aracılığıyla...
12:19
but by a marine vector, this copepod.
311
739260
3000
...bu kopedodu buraya getirdi.
12:22
Copepods are small crustaceans.
312
742260
2000
Kopedodlar küçük kabuklu deniz hayvanlarıdır.
12:24
They're a tiny fraction of an inch long,
313
744260
2000
Bir inç uzunluğunda küçük parçacıklardır,...
12:26
and they can carry on their little legs
314
746260
2000
...insan hastalıklarına yol açan...
12:28
some of the cholera bacteria
315
748260
2000
...bazı kolera bakterisinin...
12:30
that then leads to human disease.
316
750260
3000
...küçük bacaklarıyla varlığını sürdürebilirler.
12:33
That has sparked cholera epidemics
317
753260
2000
Kolera salgınları limanlarda...
12:35
in ports along the world
318
755260
2000
...dünya boyunca kıvılcım saçmaktadır...
12:37
and has led to increased concentration
319
757260
3000
...ve kolera vektörleri dünya etrafındaki...
12:40
on trying to make sure shipping
320
760260
2000
...gemilerin hareket etmediğinden...
12:42
doesn't move these
321
762260
2000
...emin olmak için konsentrasyonun...
12:44
vectors of cholera around the world.
322
764260
2000
...azalmasına sebep olmuştur.
12:46
So what do you do?
323
766260
2000
Ne yapıyorsunuz?
12:48
We have major problems in disrupted ecosystem flow
324
768260
3000
Akımın tabandan bloklanması ve...
12:51
that the pyramid may not be working so well,
325
771260
2000
...tıkanması, piramidin çok iyi çalışamaması...
12:53
that the flow from the base up into it
326
773260
2000
...ekosistem akımının altüst olması gibi...
12:55
is being blocked and clogged.
327
775260
2000
...sorunlarla karşı karşıyayız.
12:57
What do you do when you have this sort of disrupted flow?
328
777260
3000
Bu akım türü alt üst olduğu zaman ne yaparsınız?
13:00
Well, there's a bunch of things you could do.
329
780260
3000
Yapabileceğiniz bir takım şeyler var.
13:03
You could call Joe the Plumber, for example.
330
783260
2000
Örneğin, su tesisatçısı Joe'yu arayabilirsiniz.
13:05
And he could come in
331
785260
2000
O gelebilir...
13:07
and fix the flow.
332
787260
2000
...ve akımı tamir edebilir.
13:09
But in fact, if you look around the world,
333
789260
3000
Fakat gerçekte, dünya etrafına...
13:12
not only are there hope spots
334
792260
2000
...bakarsan, sorunları düzeltebilmemiz...
13:14
for where we may be able to fix problems,
335
794260
2000
...için sadece umut noktaları vardır, sorunları...
13:16
there have been places where problems have been fixed,
336
796260
2000
...düzelttiğimiz yerler vardır...
13:18
where people have come to grips with these issues
337
798260
2000
...insanlar bu sorunların üstesinden...
13:20
and begun to turn them around.
338
800260
2000
...gelirler ve bunlardan vazgeçerler.
13:22
Monterey is one of those.
339
802260
2000
Monterey de bunlardan biridir.
13:24
I started out showing how much
340
804260
2000
Monterey Körfezi ekosistemini...
13:26
we had distressed the Monterey Bay ecosystem
341
806260
3000
...konserve endüstrisini ve mevcut tüm...
13:29
with pollution and the canning industry
342
809260
2000
...sorunları kirlilikle mahvettiğimizi...
13:31
and all of the attendant problems.
343
811260
2000
...göstermeye başladım.
13:33
In 1932, that's the picture.
344
813260
2000
1932'de, bu resim.
13:35
In 2009, the picture is dramatically different.
345
815260
3000
2009'da, resim çarpıcı bir biçimde farklı.
13:39
The canneries are gone. The pollution has abated.
346
819260
3000
Konserve fabrikaları yok oluyor. Kirlilik azalıyor.
13:42
But there's a greater sense here
347
822260
2000
Fakat bireysel toplumların...
13:44
that what the individual communities need
348
824260
2000
...ihtiyaç duyduğu ekosistemin çalışması için...
13:46
is working ecosystems.
349
826260
2000
...burada mükemmel bir algı bulunmaktadır.
13:48
They need a functioning pyramid from the base all the way to the top.
350
828260
3000
Tabandan tavana doğru işlevsel bir piramide ihtiyaç duyuyorlar.
13:51
And that pyramid
351
831260
2000
Monterey'deki piramit, an itibari ile...
13:53
in Monterey, right now,
352
833260
2000
...birçok farklı insanın...
13:55
because of the efforts of a lot of different people,
353
835260
2000
...çabaları sayesinde, son 150 yıldır...
13:57
is functioning better than it's ever functioned
354
837260
2000
...daha işlevsel...
13:59
for the last 150 years.
355
839260
3000
...bir hale geldi.
14:02
It didn't happen accidentally.
356
842260
2000
Bu tesadüfen olmadı.
14:04
It happened because many people put their time and effort
357
844260
3000
Bu oldu çünkü birçok insan bunun için zamanını ve...
14:07
and their pioneering spirit into this.
358
847260
2000
...gücünü harcadı, öncü ruhlarını ortaya koydu.
14:09
On the left there, Julia Platt,
359
849260
2000
Solda, Pasifik Grove'deki küçük kasabamın...
14:11
the mayor of my little hometown in Pacific Grove.
360
851260
2000
...belediye başkanı Julia Platt var.
14:13
At 74 years old, became mayor
361
853260
2000
74 yaşında, belediye başkanı oldu...
14:15
because something had to be done
362
855260
2000
...çünkü okyanusu koruması...
14:17
to protect the ocean.
363
857260
2000
...gerekiyordu.
14:19
In 1931, she produced California's first
364
859260
2000
1931'de, en büyük kirletici konserve fabrikasının...
14:21
community-based marine protected area,
365
861260
3000
...bitişiğinde, Kaliforniya'nın ilk toplum-temelli...
14:24
right next to the biggest polluting cannery,
366
864260
3000
...deniz koruma alanını üretti...
14:27
because Julia knew
367
867260
2000
...Çünkü Julia fabrikaların eninde sonunda...
14:29
that when the canneries eventually were gone,
368
869260
2000
...yok olacağını, okyanusun gelişmeye...
14:31
the ocean needed a place to grow from,
369
871260
3000
...ihtiyaç duyulan bir yer olduğunu, okyanusun...
14:34
that the ocean needed a place to spark a seed,
370
874260
3000
...teşvik edici bir kaynak olduğunu ve bu kaynakları...
14:37
and she wanted to provide that seed.
371
877260
2000
...korumak istediğini biliyordu.
14:39
Other people, like David Packard and Julie Packard,
372
879260
3000
David Packard ve Julia Packard gibi...
14:42
who were instrumental in producing the Monterey Bay aquarium
373
882260
3000
...diğer insanlar, Monterey Körfezi akvaryumunda...
14:45
to lock into people's notion
374
885260
2000
...insanların düşüncelerini çürütmek...
14:47
that the ocean
375
887260
2000
...için endüstriyel üreten...
14:49
and the health of the ocean ecosystem
376
889260
3000
...kişilerdi, okyanusun ve okyanus...
14:52
were just as important to the economy of this area
377
892260
3000
...ekosistemi sağlığı bu alanın...
14:55
as eating the ecosystem would be.
378
895260
2000
...önemli ekonomisi olarak görülüyordu.
14:57
That change in thinking has led to a dramatic shift,
379
897260
3000
Bu değişim sadece Monterey Körfezi'nin talihini...
15:00
not only in the fortunes of Monterey Bay,
380
900260
3000
...dramatik bir değişime yol açan düşünce değildir,...
15:03
but other places around the world.
381
903260
2000
...aynı zamanda dünya etrafındaki yerleri dramatik bir değişime yol açan düşüncedir.
15:05
Well, I want to leave you with the thought that
382
905260
2000
Sizi okyanus piramidini gerçekten...
15:07
what we're really trying to do here
383
907260
2000
...korumaya çalıştığımızı ve hayat...
15:09
is protect this ocean pyramid,
384
909260
2000
...piramidimize bağlı okyanus piramidini...
15:11
and that ocean pyramid
385
911260
2000
...düşünmeniz için...
15:13
connects to our own pyramid of life.
386
913260
2000
...başbaşa bırakıyorum.
15:15
It's an ocean planet,
387
915260
2000
Bu bir okyanus gezegenidir,...
15:17
and we think of ourselves as a terrestrial species,
388
917260
3000
...ve biz kendimizi dünyevi türler olarak...
15:21
but the pyramid of life in the ocean
389
921260
3000
...düşünüyoruz, fakat okyanustaki...
15:24
and our own lives on land
390
924260
2000
...yaşam piramidi bizim karada yaşamamızı...
15:26
are intricately connected.
391
926260
2000
...sağlayan karışık bağlantılardır.
15:28
And it's only through having the ocean being healthy
392
928260
2000
Kendimizi sağlıklı hissedebilmemiz için...
15:30
that we can remain healthy ourselves.
393
930260
2000
...okyanusun sağlıklı olması gereklidir.
15:32
Thank you very much.
394
932260
2000
Çok teşekkürler.
15:34
(Applause)
395
934260
2000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7