Alison Jackson: A surprising look at celebrity

Alison Jackson: Ünlü olmak üzerine

Çeviri: Muge Akgedik Gözden geçirme: Sancak Gülgen

I'm a contemporary artist and I show in art galleries and museums.

Ben çağdaş bir sanatçıyım ve sanat galerileri ile müzelerde sergilerim oluyor.

I show a number of photographs and films,

Bu sergilerde birçok fotoğraf ve film bulunuyor,

but I also make television programs, books and some advertising,

ama aynı zamanda, TV programları, kitaplar ve reklam yapımcılığı ile de ilgileniyorum,

all with the same concept.

hepsinin içeriği aynı.

And it's about our fixation with celebrity and celebrity culture,

Konu, ünlülere ve ünlü kültürüne olan düşkünlüğümüz,

and the importance of the image:

ve imajın önemi.

celebrity is born of photography.

Ünlü kavramı fotoğraflamanın ürünüdür.

I'm going to start with how I started with this concept seven years ago,

Bu konsepte yedi yıl önce,Prenses Diana öldüğünde, nasıl başladığımı

when Princess Diana died.

anlatarak başlayacağım.

There was a sort of a standstill in Britain

Onun öldüğü gün ya da öldüğü o anda, İngiltere'de bir çeşit

the moment of her death,

duraksama oldu,

and people decided to mourn her death in a sort of mass way.

ve insanlar, bir kitle halinde, onun yasını tutma kararı aldılar.

I was fascinated by this phenomenon,

Bu olay beni büyülemişti.

so I wondered:

Sonrasında merak ettim:

could one erase the image of Diana, actually quite crudely and physically?

herhangi birisi Diana imajını gercekten basit bir şekilde ve fiziksel olarak silebilir miydi?

So, I got a gun and started to shoot at the image of Diana,

Böylece elime bir silah alıp Diana'nın imajına ateş etmeye başladım.

but I couldn't erase this from my memory

Ama bunu hafızamdan silmeyi beceremedim,

and certainly it was not being erased from the public psyche.

ve kesinlikle toplumun zihninden de silinemiyordu.

Momentum was being built.

Güç dengesi kuruluyordu.

The press wrote about her death in rather, I felt, pornographic ways --

Basın, onun ölümünü, bana göre, oldukça müstescen yönlerden ele aldı,

like, "Which bit of artery left which bit of body?"

bedeninin hangi parçasında hangi damar kalmıştı gibi,

and "How did she die in the back of the car?" --

ve arabanın arka koltuğunda nasıl öldüğü gibi.

and I was intrigued by this sort of mass voyeurism,

Ve bu tip bir özel hayata müdahele beni derinden sarsmıştı.

so I made these rather gory images.

Bu yüzden bu ürpetici görüntüleri yaptım.

I then went on wondering whether I could actually replace her image,

Sonra da onun görüntüsünü değiştirip değiştiremeyeceğimi merak ettim.

so I got a look-alike of Diana

Diana'ya benzeyen bir resmi ele aldım,

and posed her in the right positions and angles

ve onu doğru yerde ve açılarda yerleştirdim,

and created something that was in, or existed in, the public imagination.

ve halkın hayalgücünde olan ya da bir zamanlar var olan birsey yarattım.

So people were wondering: was she going to marry Dodi?

İnsanlar merak içindeydi: Diana ve Dodi evlenecek miydi?

Was she in love with him?

Ona aşık mıydı?

Was she pregnant? Did she want his baby?

Hamile miydi? Bu çocuğu istiyor muydu?

Was she pregnant when she died?

Öldüğünde hamile miydi?

So I created this image of Diana, Dodi and their imaginary mixed-race child

Bu yüzden, Diana, Dodi ve onların hayal edilen melez çocuklarının resmini yarattım.

and this image came out, which caused a huge public outcry at the time.

Ve büyük bir halk pretestosuna sebep olan bu resim ortaya çıktı.

I then went on to make more comments on the media and press imagery,

medyada ve yazılı basında daha fazla yorum yapmaya devam ettim.

so I started making reference to media imagery --

Böylece medya betimlemelerine atıfta bulunmaya başladım

made it grainy, shot through doorways and so on and so forth --

dişli ve sarsıcı bir tutumla, halkı veya izleyici kitlesini

to titillate the public or the viewer further

daha da kuşkulandırmak için yaptım,

in terms of trying to make the viewer more aware of their own voyeurism.

halkın kendi röntgeciliğinin daha fazla farkına varmasını sağlamak amacıyla.

So, this is an image of Diana looking at Camilla kissing her husband,

Bu, Diana'nın, Camilla'nın O'nun kocasını öperken bakıyor olduğu fotoğraf.

and this was a sequence of images.

Ve bir dizi fotoğraf vardı bu şekilde.

And this gets shown in art galleries like this, as a sequence.

Ve, bu şekilde birbiri ardına, sanat galerilerinde sergileniyor,

And similarly with the Di-Dodian baby imagery --

ve benzer şekilde, Di-Dodian bebek görüntüsü ile.

this is another art gallery installation.

Bu da başka bir sanat galerisinden.

I'm particularly interested in how you can't rely on your own perception.

Asıl merak ettiğim; nasıl oluyor da kendi algılarınıza güvenemiyorsunuz.

This is Jane Smith and Jo Bloggs, for instance,

Örneğin burada, Jane Smith ve Jo Bloggs'u görüyorsunuz,

but you think it's Camilla and the Queen,

ama Camilla ve Kraliçe zannediyorsunuz.

and I'm fascinated how what you think is real isn't necessarily real.

Ve, nasıl olupta gerçek olduğunu zannettiğiniz şeyin aslında öyle olmadığı da beni çok etkilemiştir,

And the camera can lie,

ve kameraların ne kadar yanıltıcı olabildiği.

and it makes it very, very easy

Ve bu, yalanları gösteren resimlemelerin çokluğuyla,

with the mass bombardment of imagery to tell untruths.

bunu başarmak da çok çok kolay olur.

So, I continued to work on this project of how photography seduces us

Böylece, fotoğrafçılığın bizi nasıl da kandırdığına ve bunun söz konusu olan gerçeklikten

and is more interesting to look at than the actual real subject matter.

daha ilginç olduğuna dair bu proje üzerinde çalışmaya devam ettim.

And at the same time, it removes us from the real subject matter,

Aynı zamanda, bu bizi asıl konudan uzaklaştırıyor.

and this acts as a sort of titillating thing.

Ve bu bir tür iç gıcıklayan bir durum yaratır.

So, the photograph becomes this teaser and incites desire and voyeurism;

Bunun sonucunda, fotoğraf bu iştah açan, tutku uyandıran ve röntgenci hale gelir.

what you can't have, you want more.

Sahip olamayacağınız şeyden, daha fazla istersiniz.

In the photograph, the real subject doesn't exist

Yani fotoğrafta gerçek özne yoktur.

so it makes you want that person more.

Bu da sizi o kişiyi daha fazla ister hale getirir.

And that is the way, I think, that celebrity magazines work now:

Ve şimdi ünlü magazininin bu şekilde çalıştığını düşünüyorum.

the more pictures you see of these celebrities,

Ne kadar çok ünlü resmi görürseniz,

the more you feel you know them,

O kadar çok onları tanıdığınızı hissedersiniz,

but you don't know them

ama aslında onları tanımazsınız,

and you want to know them further.

ve onları daha da fazla tanımak istersiniz.

Of course, the Queen goes to her stud often to watch her horses ...

Kesinlikle kraliçe sık sık harasına atlarını izlemeye gider...

watch her horses. (Laughter).

atlarını izlemeye. ( Kahkaha).

And then I was sort of making imagery.

Ve sonra ben de bir çeşit betimleme yaptım.

In England there's an expression: "you can't imagine the Queen on the loo."

Ingiltere'de bir söz vardır: "Kraliçeyi tuvalette hayal edemezsin."

So I'm trying to penetrate that.

Bu sözü anlamaya çalışıyorum.

Well, here is the image.

İşte görüntü burada.

All this imagery was creating a lot of fuss

Tüm bu betimlemeler bir sürü yaygara yarattı.

and I was cited as a disgusting artist. The press were writing about this,

Ve ben mide bulandırıcı bir sanatçı olarak olarak gösterildim. Basın bunun hakkında yazıyordu,

giving full pages about how terrible this was.

bilirsiniz, tüm sayfalar bunun ne kadar kötü olduğu hakkındaydı,

Which I found very interesting that it was going full cycle:

ki ben bu işin tam bir döngü içerisinde yol almasını çok ilginç buldum.

I was making comments about the press

Basın hakkında yorumlar yapıyordum,

and about how we know facts and information only by media --

olayları ve bilgiyi nasıl sadece medya sayesinde bildiğimizi anlatıyordum.

because we don't know the real people;

çünkü aslında gerçek insanları bilmiyoruz.

very few of us know the real people --

Çok azımız gerçek insanları tanıyor.

but it was going back into the press

ama bunlar basına geri gidiyordu,

and they were publicizing, effectively, my filthy work.

ve onlarda benim kirli çalışmalarımı etkili bir şekilde yayınlıyorlardı.

So, these are broadsheets, tabloids, debates were being had all about this work,

Var olan tüm bu ilanlar, skandal gazeteleri, tartışmaların hepsi benim bu çalışmam hakkındaydı.

films were being banned before people had actually had the look at the work,

İnsanlar henüz çalışmayı görmeden, filmler yasaklanmış oluyordu.

politicians were getting involved --

Politikacılar da bu işe bulaştı.

all sorts of things -- great headlines.

Her türlü şey, büyük manşetler.

Then suddenly, it started to get on front pages.

Sonra birden ilk sayfalarda boy göstermeye başladı.

I was being asked and paid to do front covers.

Ön kapakları ücret karşılığında yapmam istendi.

Suddenly I was becoming sort of acceptable,

Birden bir şekilde kabul edilebilir hale gelmiştim,

which I found also fascinating.

ki bunu da, anlarsınız, inanılmaz buldum.

How one moment -- it was disgusting --

Bir zaman nasıl mide bulandırıcıydı--

journalists would lie to me to get a story or a photograph of me,

gazeteciler çalışmalarımın harika olduğunu söyleyerek benden bir hikaye

saying my work was wonderful,

ya da fotoğraf alabilmek için yalan söyleyebilirlerdi

and the next minute there were terrible headlines about me.

ve bir dakika sonra benim hakkkımda korkunç manşetler çıkıyordu.

But then this changed suddenly.

Ama birden bu değişti.

I then started to work for magazines and newspapers.

Sonrasında magazinler ve gazeteler için çalışmaya başladım,

This was, for example, an image that went into Tatler.

Mesela bu Tatler'da yer alan bir resim

This was another newspaper image.

Bu başka bir gazeteden resim.

It was an April fool actually, and to this day some people think it's real.

Aslında bu bir nisan bir şakasıydı, ve bugün bile halen bazı insanlar bunun gerçek olduğunu düşünüyor.

I was sitting next to someone at dinner the other day,

Geçen gün akşam yemeğinde birilerinin yanında oturuyordum,

and they were saying there's this great image of the Queen

ve kraliçenin William Hill'in dışında oturduğu bu resmin

sitting outside William Hill.

harika olduğunu söylüyorlardi.

They thought it was real.

Gerçek olduğunu düşünmüşlerdi.

I was exploring, at the time, the hyperbole of icons --

Böylece, o zaman, ikonlar hakkındaki abartıyı,

and Diana and Marilyn -- and the importance of celebrity in our lives.

ve Diana ve Marilyn'i ve ünlülerin hayatımızdaki önemini keşfediyordum.

How they wheedle their way into the collective psyche

Nasıl da biz farkina bile varmadan tatlilikla

without us even knowing,

toplum bilincine sızdıklarını,

and how that should happen.

ve bunun nasıl olması gerektiğini.

I explored with actually dressing up as the celebrities myself.

Aslında kendimi de ünlüler gibi giydirerek çalıştım.

There's me as Diana --

Burada beni Diana olarak görüyorsunuz..

I look like the mass murderer Myra Hindley, I think, in this one. (Laughter).

Burada seri katil Myra Henley gibiyim, sanırım. ( Kahkaha)

And me as the Queen.

ve burada da Kralice'yim.

I then continued on to make a whole body of work about Marilyn --

Daha sonra tüm zamanların büyük ikonu Marilyn hakkında

the biggest icon of all --

geniş çaplı çalışmaya devam ettim.

and trying to titillate by shooting through doorways and shutters and so on and so forth,

ve onu kapı aralarından, pencerelerden çekerek ve dahası ile tahrik etmeyi denedim.

and only showing certain angles to create a reality that, obviously,

Ve sadece belli açıları göstererek bir gerçek yarattım,

is completely constructed.

tabi bu tamamen kurgulanmış bir gerçek.

This is the look-alike, so the crafting elements of this is completely enormous.

Bu, muazzam el sanatı sayesinde Marilyn'e benziyor,

She looks nothing like Marilyn,

Yoksa bu kadın Marilyn'e hiç benzemiyordu

but by the time we've made her up and put wigs and makeup on,

Ama ona peruk takıp, makyaj yapıp, yeniden yarattığımızda

she looks exactly like Marilyn,

Marilyn'in aynısı oldu,

to the extent that her husband couldn't recognize her --

hatta kocasi bile onu tanıyamadı,

or recognize this look-alike -- in these photographs,

veya bu benzerin fotoğraflarda kim olduğunu çıkaramadı,

which I find quite interesting.

bunu oldukça ilginç buluyorum.

So, all this work is getting shown in art galleries.

Böylece tüm bu çalışmalar galerilerde sergilenmeye başladı

Then I made a book.

Sonra ben bir kitap yaptim

I was also making a TV series for the BBC at the time.

Aynı zamanda BBC için bir televizyon dizisi de yapıyordum.

Stills from the TV series went into this book.

TV dizisinden kareler bu kitaba da girdi.

But there was a real legal problem because it looks real,

ama orda yasal bir problem oldu, çünkü çok gerçekci görünüyordu,

but how do you get over that?

Peki bunun üstesinden nasıl gelirsiniz?

Because obviously it's making a comment about our culture right now:

Çünkü bariz bir şekilde, gerçeğin ne olduğunu söyleyemedigimiz

that we can't tell what's real.

kültürümüz hakkında yorum yapıyor.

How do we know when we're looking at something whether it's real or not?

Birşeye baktığımızda onun gerçek olup olmadiğını nasıl bilebiliriz?

So, from my point of view, it's important to publish it,

Bu yüzden, benim bakış açımla, bu kitabı yayınlamak önemli,

but at the same time it does cause a confusion --

ama aynı zamanda benim tarafimdan kasitli bir

intentional on my behalf,

karışıklığa neden oluyor

but problematic for any outlet that I'm working with.

Ama calistigim herhangi bir kanal icinde problem yaratiyor.

So a big disclaimer is put on everything that I do,

Yani bu benim yaptigim herseye koydugum bir feragat

and I made narratives about all the European or Brit celebrities

ve Avrupalı ve İngiliz ünlülerle ilgili çeşitli hikayeler yarattım,

and comments about our public figures.

ve topluma mal olmuş figürlerle ilgili yorumlar yaptım.

You know, what does Tony Blair get up to in private with his fashion guru?

Anlarsınız işte, Tony Blair özelinde moda gurusu ile birlikte ne giyer?

And also dealing with the perceptions that are put about

Aynı zamanda söylentilerle de ilgilendim

Bin Laden, Saddam Hussein, the links that were put about pre-Iraq war.

Bin Laden, Saddam Hüseyin hakkında Irak savaşı öncesi çıkan söylentiler gibi.

And what is going to happen to the monarchy?

Ve monarşiye ne olacağına

Because obviously the British public,

çünkü, açıkça, İngiliz halkı

I think, would prefer William to Charles on the throne.

bence, taht için William'ı Charles'a tercih ediyorlar.

And it's that wish, or that desire, that I suppose I'm dealing with in my work.

İşte benim çalışmalarımda ilgilendiğim şey bu dilek ya da bu arzu.

I'm not really interested in the celebrity themselves.

Ben gerçekte ünlülerin kendileri ile ilgilenmiyorum.

I'm interested in the perception of the celebrity.

Ben bu ünlülerin nasıl algılandıkları ile ilgileniyorum.

And with some look-alikes, they are so good

Ve bazı benzerler ile, onlar gayet iyiler.

you don't know whether they're real or not.

Onların gerçek olup olmadığını bilmiyorsunuz.

I did an advertising campaign for Schweppes, which is Coca-Cola,

Coca-Cola'ya ait, Schweppes için bir reklam yaptım,

and so that was very interesting in terms of the legalities.

ve kanuna uygunluğu açısından son derece ilginçti.

It's highly commercial.

Oldukça ticari amaçlıydı.

But it was a difficulty for me -- because this is my artwork;

Fakat benim için bir zorluktu çünkü bu benim sanat eserimdi.

should I do advertising? -- at the time.

Aynı zamanda reklam yapmalı mıydım?

So I made sure the work was not compromised in any way

Böylece, çalışmanın gizliliği hiçbir şekilde ihlal etmediğine,

and that the integrity of the work remained the same.

ve çalışmanın bütünlüğünün aynı kaldığına emin oldum.

But the meanings changed in the sense that with the logo on,

Fakat anlamlar değişti, öyle ki üzerindeki logo ile,

you're closing all the lines of interpretation down to selling a product

yapılabilecek tüm yorumların önünü ürünü satmak için kapatıyorsunuz -

and that's all you're doing.

ve tek yaptığınız şey bu.

When you take the logo off, you're opening up the interpretations

Logoyu çıkardığınız anda, yorumlamanın önünü açıyorsunuz

and making the work inconclusive,

ve çalışmayı sonuç vermeyen bir hale getiriyorsunuz.

opposed to conclusive when you are advertising.

Ve reklam yaparken, asıl kural sonuca varmaktır.

This image is quite interesting, actually,

Bu resim oldukça ilginç,

because I think we made it three years ago.

çünkü sanırım bunu üç yıl önce yapmıştık,

And it's Camilla in her wedding dress, which, again,

ve burada Camilla'yı görüyorsunuz gelinlikle, düğünlerinin hemen öncesinde,

nearly got re-used now, recently prior to her wedding.

şimdi tekrar kullanılan.

Tony Blair and Cherie. And again, the legalities -- we had to be very careful.

Tony Blair ve Cherie. Ve yine, kanunlar - çok dikkatli olmak zorundaydık.

It's obviously a very big commercial company, and so this little,

Bu net bir şekilde çok büyük bir ticari kampanyaydı ve biz bunu küçük hale getirdik

"Shh -- it's not really them,"

"Şşş... biliyorsunuz gerçek değiller,"

was put on the side of the imagery.

betimlemenin bir kenarındalar.

And Margaret Thatcher visiting Jeffery Archer in jail.

Ve Margaret Thatcher hapisanede Jeffery Archer'ı ziyaret ederken.

I then was asked by Selfridges to do a series of windows for them,

Sonrasında Selfridges tarafından onlar için bir dizi camekan yapmam istendi.

so I built a sauna bath in one of their windows and created little scenes --

Böylece, camekanlarından birinin iç kısmına bir sauna yaptım ve küçük dekorlar yarattım -

live scenes with look-alikes inside the windows,

camekanların içinde benzerleri kullanarak canlı sahneler,

and the windows were all steamed up.

ve tüm camlar buharlı.

So, it's Tony Blair reading and practicing his speech;

İşte Tony Blair, konuşmasını okuyup, pratik yaparken.

I've got them doing yoga inside there with Carole Caplin;

Onları Carole Caplin ile içeride yoga yaparken görüntüledim,

Sven making out with Ulrika Jonsson, who he was having an affair with at that time.

Sven'i o zamanlar ilişki yaşadığı Ulrika Jonsson ile sevişirken.

This was a huge success for them

Bu onlar için büyük bir başarıydı

because the imagery got shown in the press the day after

çünkü bu çalışma ertesi gün basındaydı,

in every single newspaper, broadsheets and tabloids.

her gazetede, köşe yazısında ve dergide.

It was a bit of a road stopper, which was problematic

Bu biraz da problem yaratan bir yol kesendi

because the police kept on trying to clear away the crowds,

çünkü polis sürekli biriken kalabalığı dağıtmaya çalışıyordu.

but huge fun -- it was great for me to do a performance.

Fakat büyük bir eğlenceydi - Benim için muhteşem bir performanstı.

Also, people were taking photographs of this,

Ayrıca, insanlar bunun fotoğraflarını çekiyorlardı,

so it was being texted around the world extremely quickly, all this imagery.

böylece tüm bu çalışma mesajlarla tüm dünyaya inanılmaz bir hızla yayılıyordu.

And the press were interviewing, and I was signing my book. (Laughter).

Ve basın ropörtajlar yapıyordu ve ben kitaplarımı imzalıyordum.

Further imagery. I'm making a new book now with Taschen

Bir sonraki çalışma: Taschen'le yeni bir kitap hazırlıyorum,

that I'm working on really for a sort of global market --

ve bu defa bir çeşit global pazar üzerinde çalışıyorum.

my previous book was only for the U.K. market --

Önceki kitabım sadece İngiliz pazarı içindi.

that I suppose it could be called humorous.

Ama sanırım komik olarak adlandırılabilir.

I suppose I come from a sort of non-humorous background

Kanımca komik olmayan bir altyapıdan geliyorum,

with serious intent,

bilirsiniz, ciddi işlerle meşgul olan.

and then suddenly my work is funny.

Ve sonra birden çalışmalarım komik hale geldi.

And I think it doesn't really matter that my work is considered humorous, in a way;

Ve bence çalışmalarımın komik kabul edilip edilmemesi bir şekilde çok önemli değil -

I think it's a way in for me to deal with the importance of imagery

Bence bu betimlemenin önemi ile baş etmemi sağlayan,

and how we read all our information through imagery.

ve betimlemeden nasıl tüm mesajı aldığımızı gösteren bir yol.

It's an extremely fast way of getting information.

Bu bilgi almanın oldukça hızlı yolu.

It's extremely difficult if it's constructed correctly,

Eğer doğru bir şekilde yapılandırılırsa gerçekten zor.

and there are techniques of constructing iconic imagery.

Ve ikona betimlemelerini yapılandırmanın teknikleri vardır..

This image, for example, is sort of spot-on

Demek istediğim, bu örnekteki gibi dikkat çekici

because it exactly sums up what Elton may be doing in private,

çünkü bu Elton'un tam olarak özelinde ne yaptığını özetliyor.

and also what might be happening with Saddam Hussein, and George Bush

ve ayrıca Saddam Hüseyin ve George Bush'a neler oluyor olduğunu da

reading the Koran upside-down.

Kuran'ı tersten okuyorken.

For example, George Bush target practice --

Örneğin George Bush, atış taliminde,

shooting at Bin Laden and Michael Moore.

Bin Laden ve Michael Moore'a ateş ediyor.

And then you change the photograph he's shooting at,

Ve sonra, ateş ediyor olduğu fotoğrafı değiştirirsiniz.

and it suddenly becomes rather grim and maybe less accessible. (Laughter).

ve bu bir anda zalim ve ulaşılamaz bir hal alır.

Tony Blair being used as a mounting block,

Tony Blair binek taşı olarak kullanılıyor.

and Rumsfeld and Bush laughing with some Abu Ghraib photos behind,

ve Rumsfeld ve Bush, bazı Abu Gharib fotoğraflarının ardında gülüşüyorlar,

and the seriousness, or the intellect, of Bush.

ve Bush'un zekası ve ciddiyeti.

And also, commenting on the behind the scenes --

Ve bu sahnelerin ardındaki yorumlar,

well, as we know now -- what goes on in prisons.

bildiğimiz gibi hapishanelerde şu anda olanlar.

And in fact, George Bush and Tony Blair

Aslında, George Bush ve Tony Blair,

are having great fun during all of this.

bunları yaparken çok eğleniyorlar.

And really commenting, you know,

Ve gerçekten yorum yapmak,

based on the perception we have of the celebrities.

ünlüler hakkındaki algılarımıza dayanarak,

What Jack Nicholson might be up to in his celebrity life,

Jack Nicholson'ın ünlü yaşantısında neler yaptığı gibi.

and the fact that he tried to ... he had a bit of road rage

Ve bir paça da olsa, trafik canavarı olduğui,

and golf-clubbed a driver the other day.

ve bir başka şöföre geçen gün golf sopasıyla vurduğu gerçeği.

I mean, it's extremely difficult to find these look-alikes,

Demek isteğim, bu benzer kişileri gerçekten çok zor.

so I'm constantly going up to people in the street

Bu yüzden sürekli sokaktaki insana gidiyorum

and trying to ask people to come

ve insanlara gidip rica ediyorum : gein

and be in one of my photographs or films.

ve fotoğraflarımın ya da filmlerimin birinde yer alın.

And sometimes asking the real celebrity,

Ve bazen gerçek ünlüye soru sormak,

mistaking them for someone who just looks like the real person,

gerçek kişiyi benzeri ile karıştırmak,

which is highly embarrassing. (Laughter).

çok utanç verici. (Kahkaha)

I've also been working with The Guardian on a topical basis --

Aynı zamanda the Guardian gazetesiyle de konu bazlı bir çalışma yürütüyorum.-

a page a week in their newspaper --

gazetelerinde haftada bir sayfa-

which has been very interesting, working topically.

konu bazlı çalışma, ilginç oluyor.

So, Jamie Oliver and school dinners;

Böylece Jamie Oliver ve okul yemekleri;

Bush and Blair having difficulty getting alongside Muslim culture;

Müslüman kültürü ile geçinmede zorluk çeken Bush ve Blair,

the whole of the hunting issue,

tüm bu avlanma konusu,

and the royal family refusing to stop hunting;

ve kraliyet ailesinin avlanma yasağına karşı gelmesi.

and the tsunami issues; and obviously Harry;

Ve Tsunami konuları. Ve tabiki Harry.

Blair's views on Gordon Brown, which I find very interesting;

Blair'ın Gordon Brown hakkında ilginç bulduğum görüşleri.

Condi and Bush.

Condi ve Bush.

This image I've decided to show having a reservation about it.

Göstermeye karar verdiğim bu çalışma bu konuyla ilgili.

I made it a year ago. And just how meanings change,

Bir yıl önce yaptım - ve anlamlar nasıl da değişiyor,

and there were a terrible thing that has happened,

ve meydana gelen kötü birşey

but the fear is lurking around in our minds prior to that.

Ama ondan önce aklımızın derinliklerinde korku sinsice kol geziyor.

That's why this image was made one year ago,

Bu sebeple bu çalışma bir yıl önce yapıldı.

and what it means today.

Ve bugün bu anlamda.

So, I'll leave you with these clips to have a look. (Music)

Böylece sizleri bu kliplerle başbaşa bırakıyorum.

Chris Anderson: Thank you.

Chris Anderson: Teşekkürler.