Vinay Venkatraman: Technology crafts for the digitally underserved

13,219 views ・ 2015-07-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Şâkir Aşçı Gözden geçirme: Burcak Avci
00:12
Frugal Digital is essentially a small research group at C.I.D.
1
12502
5285
CIID'deki Frugal Digital, temel olarak,
00:17
where we are looking to find
2
17787
2143
nasıl sayısal veriyi kullanabilen bir toplum oluşturulacağını
00:19
alternate visions of how to create a digitally inclusive society.
3
19930
4540
bulmaya çalıştığımız küçük bir araştırma topluluğudur.
00:24
That's what we're after.
4
24470
1808
Peşinde olduğumuz budur.
00:26
And we do this because we actually believe
5
26278
2180
Bunu, bugünün silikon teknolojisinin gerçekte
00:28
that silicon technology today is mostly about
6
28458
3274
bir aşırılıklar kültürü olduğunu
00:31
a culture of excess.
7
31732
1752
düşündüğümüz için yapıyoruz.
00:33
It's about the fastest and the most efficient
8
33484
2173
Bu teknoloji, en hızlı ve en verimli
00:35
and the most dazzling gadget you can have,
9
35657
2430
ve en çok etkileyici aygıta sahip olmakla ilgilidir;
00:38
while about two-thirds of the world
10
38087
2898
ancak dünyanın üçte ikisi
00:40
can hardly reach the most basic of this technology
11
40985
3684
bu teknolojinin en basit halini kullanarak
00:44
to even address fundamental needs in life,
12
44669
3583
sağlık, eğitim ve bunun gibi diğer
00:48
including health care, education
13
48252
2168
temel ihtiyaçlarına yönelik
00:50
and all these kinds of very fundamental issues.
14
50420
4079
olarak kullanabilmektedir.
00:54
So before I start, I want to talk about a little anecdote,
15
54499
3245
İşte bu yüzden, konuya başlamadan önce Mumbai'deyken
00:57
a little story about a man I met once in Mumbai.
16
57744
4023
tanıştığım bir adam hakkında kısa bir anımdan bahsetmek istiyorum.
01:01
So this man, his name is Sathi Shri.
17
61767
2187
Gördüğünüz bu adamın adı Sathi Shri.
01:03
He is an outstanding person,
18
63954
2106
Bu adam gerçekten göze çarpan bir kişi,
01:06
because he's a small entrepreneur.
19
66060
2142
çünkü kendisi küçük bir girişimci.
01:08
He runs a little shop
20
68202
1742
Mumbai'nin arka sokaklarından birinde
01:09
in one of the back streets of Mumbai.
21
69944
2003
küçük bir dükkan işletiyor.
01:11
He has this little 10-square-meter store,
22
71947
3048
Ancak bu 10 metrekarelik küçük dükkanda
01:14
where so much is being done.
23
74995
2150
bu adam boyundan büyük işler yapıyor.
01:17
It's incredible, because I couldn't believe my eyes
24
77145
1905
İnanılmaz bir şey; çünkü ona rastgeldiğimde
01:19
when I once just happened to bump into him.
25
79050
2483
gözlerime inanamadım.
01:21
Basically, what he does is, he has all these services
26
81533
2125
Aslında, bu adam tüm küçük çaplı ödemeler,
01:23
for micro-payments and booking tickets
27
83658
2753
bilet ayırma işlemleri ve çevrimiçi yaptığınız
01:26
and all kinds of basic things that you would go online for,
28
86411
3333
tüm sıradan diğer işleri yapıyor
01:29
but he does it for people offline
29
89744
2189
ancak o [Shri] bunu, çevrimdışı insanları
01:31
and connects to the digital world.
30
91933
1997
dijital dünyâya bağlamak için yapıyor.
01:33
More importantly, he makes his money
31
93930
1505
Daha da önemlisi, bu adam
01:35
by selling these mobile recharge coupons, you know,
32
95435
2593
faturasız hatlar için yükleme kartları
01:38
for the prepaid subscriptions.
33
98028
2275
satarak geçimini sağlıyor.
01:40
But then, in the backside, he's got this little nook
34
100303
3241
Gel gelelim, dükkanının arka tarafında
01:43
with a few of his employees
35
103544
2573
birkaç çalışanıyla birlikte neredeyse her şeyi
01:46
where they can fix almost anything.
36
106117
2584
tamir edebildikleri bir kuytu köşeleri var.
01:48
Any cell phone, any gadget you can bring them, they can fix it.
37
108701
3258
Cep telefonu olsun, herhangi başka bir aygıt olsun, ne götürürseniz götürün tamir edebilirler.
01:51
And it's pretty incredible because I took my iPhone there,
38
111959
3118
Gerçekten inanılmaz; çünkü onlara iPhone'umu götürdüm
01:55
and he was like, "Yeah, do you want an upgrade?"
39
115077
2169
ve bana "Üst modele yükseltelim mi?" oldu.
01:57
"Yes." (Laughter)
40
117246
2318
"Olur tabii." dedim. (Gülüşmeler)
01:59
I was a bit skeptical, but then, I decided
41
119564
1940
Biraz tereddüt ettim; sonrasında da
02:01
to give him a Nokia instead. (Laughter)
42
121504
4633
iPhone yerine gittim Nokia verdim. (Gülüşmeler)
02:06
But what I was amazed about is this reverse engineering
43
126137
5215
Yalnız, bu iki metrelik dar alandaki tersine mühendisliği
02:11
and know-how that's built into this little two meters of space.
44
131352
4952
ve ustalığı karşısında ağzım açık kaldı.
02:16
They have figured out everything that's required
45
136304
2591
Telefonları parçalarına ayırmak,
02:18
to dismantle, take things apart,
46
138895
2026
devre sistemini yeniden kurmak, gömülü yazılımı değiştirmek,
02:20
rewrite the circuitry, re-flash the firmware,
47
140921
2959
ya da aklınıza ne geliyorsa işte,
02:23
do whatever you want to with the phone,
48
143880
1967
bu adamlar gerekenlerin hepsini biliyor
02:25
and they can fix anything so quickly.
49
145847
2569
ve çok kısa bir sürede tamir edebiliyorlar.
02:28
You can hand over a phone this morning
50
148416
2000
Telefonunuzu sabah teslim edip
02:30
and you can go pick it up after lunch,
51
150416
1920
öğleden sonra almaya gidebilirsiniz,
02:32
and it was quite incredible.
52
152336
1920
bunu görmek inanılmaz bir şeydi.
02:34
But then we were wondering whether this is
53
154256
1571
Ancak sonrasında acaba bu yerel bir durum mu
02:35
a local phenomenon, or is truly global?
54
155827
2542
yoksa evrensel olarak geçerli mi diye merak ettik.
02:38
And, over time, we started understanding
55
158369
2250
Zaman içinde ve düzenli araştırmayla
02:40
and systematically researching
56
160619
1719
bu tamir çarkının nasıl döndüğünü
02:42
what this tinkering ecosystem is about,
57
162338
2116
anlamaya başladık; çünkü bu tamircilik
02:44
because that is something that's happening
58
164454
1605
bir tek Mumbai'deki bir köşe başında
02:46
not just in one street corner in Mumbai.
59
166059
2032
gerçekleşen bir şey değil.
02:48
It's actually happening in all parts of the country.
60
168091
3114
Aslında ülkenin her bir tarafında yapılıyor.
02:51
It's even happening in Africa, like, for example,
61
171205
2261
Hatta Afrika'da bile yapılıyor, örneğin
02:53
in Cape Town we did extensive research on this.
62
173466
2047
Cape Town'da bu konu üzerine epeyce detaylı araştırma yaptık.
02:55
Even here in Doha I found this little nook
63
175513
3195
Burada, Doha'da bile çalar saat ve kol saatlerinin
02:58
where you can get alarm clocks and watches fixed,
64
178708
2887
tamir edildiği bu küçük kuytulardan birini bulduk ve inanın,
03:01
and it's a lot of tiny little parts. It's not easy.
65
181595
3201
saat tamiri kolay iş değil, saatlerin birçok küçük parçası var.
03:04
You've got to try it on your own to believe it.
66
184796
2113
Dediğimi anlayabilmek için kendiniz bir denemelisiniz.
03:06
But what fuels this?
67
186909
1554
Tamam da, bunca tamircinin kaynağı ne?
03:08
It's this entire ecosystem of low-cost parts
68
188463
3508
Kaynak, dünyanın her yerinde üretilen
03:11
and supplies that are produced all over the world, literally,
69
191971
3306
düşük maliyetli parçalardan oluşuyor ve bu parçalar
03:15
and then redistributed to basically service this industry,
70
195277
3766
sonrasında tamircilik için yeniden dağıtılıyor,
03:19
and you can even buy salvaged parts.
71
199043
2171
hatta kimi zaman hurdaya çıkmış parçalar satın alınabiliyor.
03:21
Basically, you don't have to necessarily buy
72
201214
2156
İşin aslı, yepyeni parçalar satın almanız falan gerekmiyor.
03:23
brand new things. You have condemned computers
73
203370
2463
Parçalara ayrılmış bozuk bilgisayarlar
03:25
that are stripped apart,
74
205833
1307
alıyorsunuz ve yanına bir de
03:27
and you can buy salvaged components
75
207140
1570
hurdaya çıkmış diğer bileşenleri ekleyince
03:28
and things that you can reassemble in a new configuration.
76
208710
3821
elinizde yeni bir yapılandırmayla bir araya getirebileceğiniz parçalarınız oluyor.
03:32
But what does this new, sort of, approach give us?
77
212531
3481
Peki bu yeni yaklaşım bize ne kazandırır?
03:36
That's the real question, because this is something
78
216012
1920
İşte asıl sorulması gereken budur; çünkü bu durum
03:37
that's been there, part of every society
79
217932
2225
yeterli kaynaktan yoksun olan
03:40
that's deprived of enough resources.
80
220157
2366
her toplumun bir parçası olarak karşımızdadır.
03:42
But there's an interesting paradigm.
81
222523
1897
Ancak burada ilginç bir paradigma var.
03:44
There's the traditional crafts,
82
224420
1492
Geleneksel el sanatları var
03:45
and then there's the technology crafts.
83
225912
2003
ve bir de teknolojik el sanatları var.
03:47
We call it the technology crafts because these are emerging.
84
227915
2208
Teknolojik el sanatları diyoruz çünkü bunlar yeni ortaya çıkıyor.
03:50
They're not something that's been established.
85
230123
2072
Daha önceden oluşturulmuş bir şey değil.
03:52
It's not something that's institutionalized.
86
232195
2667
Kurumsallaşmış bir şey değil.
03:54
It's not taught in universities.
87
234862
1771
Üniversitelerde öğretilmiyor.
03:56
It's taught [by] word of mouth,
88
236633
1723
Kulaktan kulağa yayılıyor ve
03:58
and it's an informal education system around this.
89
238356
1909
dolayısıyla bu bir yaygın eğitim ürünü.
04:00
So we said, "What can we get out of this?
90
240265
2802
Kendimize sorduk, "Bundan ne çıkar sağlarız?"
04:03
You know, like, what are the key values that we can get out of this?"
91
243067
2734
"Bu durumdan elde edilecek önemli yararlar nelerdir?" diye düşündük.
04:05
The main thing is a fix-it-locally culture,
92
245801
2345
En önemlisi şu: bu bir kendin-onar kültürü,
04:08
which is fantastic because it means that your product
93
248146
2340
ürününüzün ya da hizmetinizin onarılması için
04:10
or your service doesn't have to go through
94
250486
2045
uzun süren bürokratik sistemlerden
04:12
a huge bureaucratic system to get it fixed.
95
252531
2608
geçmesi gerekmediği için bu harika bir şey.
04:15
It also affords us cheap fabrication, which is fantastic,
96
255139
3079
Bir diğer şahane şey ise üretimin ucuza gelmesi,
04:18
so it means that you can do a lot more with it.
97
258218
2032
bu sayede daha fazlasını yapabiliyorsunuz.
04:20
And then, the most important thing is,
98
260250
2314
Ayrıca, en önemlisi de düşük maliyetle
04:22
it gives us large math for low cost.
99
262564
2376
yüksek özellikli ürünler elde ediyoruz.
04:24
So it means that you can actually embed
100
264940
2329
Yani, çok basit aygıtlara oldukça akıllı algoritmaları
04:27
pretty clever algorithms and lots of other kinds
101
267269
3525
ve diğer türlü esnek düşünceleri
04:30
of extendable ideas into really simple devices.
102
270794
3658
gerçekten de ekleyebilirsiniz demek oluyor bu.
04:34
So, what we call this is a silicon cottage industry.
103
274452
4808
Bu yüzden, biz bunu silikon "kulübe sanayisi" olarak adlandırıyoruz.
04:39
It's basically what was the system or the paradigm
104
279260
2946
Temel olarak, sanayi devriminden önce ne olduysa,
04:42
before the industrial revolution is now re-happening
105
282206
2464
aynısı şimdi de, gezegenin gelişmekte olan ülkelerinin
04:44
in a whole new way in small digital shops
106
284670
3008
çoğunun küçük dijital dükkânlarında
04:47
across the planet in most developing countries.
107
287678
3081
yeniden gerçekleşiyor.
04:50
So, we kind of toyed around with this idea,
108
290759
4134
Biz de bu durumu biraz kurcaladık,
04:54
and we said, "What can we do with this?
109
294893
1678
ve dedik ki, "Biz bu konuda ne yapabiliriz?
04:56
Can we make a little product or a service out of it?"
110
296571
2528
İşe yarar bir ürün ya da hizmet sunabilir miyiz?"
04:59
So one of the first things we did is this thing called
111
299099
2420
Ortaya çıkardığımız ilk şeylerden biri,
05:01
a multimedia platform. We call it a lunch box.
112
301519
2396
"yemek kutusu" dediğimiz bir çoklu ortam oynatıcısı.
05:03
Basically one of the contexts that we studied was
113
303915
2751
Temel olarak, üzerinde çalıştığımız durumlardan
05:06
schools in very remote parts of India.
114
306666
3487
birisi, Hindistan'ın ücra yerlerindeki okullardı.
05:10
So there is this amazing concept called the one-teacher school,
115
310153
3259
Bu küçük çevrede, öğretmenin
05:13
which is basically a single teacher who is a multitasker
116
313412
2702
çok-görevli bir insan rolünü üstlendiği
05:16
who teaches this amazing little social setting.
117
316114
2477
"tek-öğretmen okulu" denilen şaşırtıcı bir kavram var.
05:18
It's an informal school,
118
318591
1537
Bu, resmi olmayan bir okul;
05:20
but it's really about holistic education.
119
320128
2159
ancak gerçekten de bütüncül eğitim veriyor.
05:22
The only thing that they don't have
120
322287
1238
Sahip olmadıkları tek şey ise
05:23
is access to resources. They don't even have a textbook
121
323525
2394
kaynaklara erişim. Bu okulların bazen ders kitapları olmuyor
05:25
sometimes, and they don't even have a proper curriculum.
122
325919
2827
ve doğru dürüst bir müfredatları bile bulunmuyor.
05:28
So we said, "What can we do to empower this teacher
123
328746
3504
Biz de "Bu öğretmenin daha fazlasını yapabilmesi için
05:32
to do more?" How to access the digital world?
124
332250
2812
ne yapabiliriz? Dijital dünyaya nasıl erişim sağlayabilir?
05:35
Instead of being the sole guardian of information,
125
335062
2562
Bilginin tek gözeticisi olmak yerine, bilgiye ulaşmada
05:37
be a facilitator to all this information.
126
337624
2404
öğretmen köprü görevini nasıl üstlenebilir?"
05:40
So we said, "What are the steps required to empower the teacher?"
127
340028
3384
Dedik ki, "Öğretmenin daha fazlasını yapabilmesi için gereken adımlar nelerdir?"
05:43
How do you make this teacher into a digital gateway,
128
343412
2655
Bu öğretmeni bir "dijital geçit" olarak kullanırsınız ve
05:46
and how do you design an inexpensive multimedia platform
129
346067
2532
yerel olarak üretilebilecek ve hizmet verebilecek
05:48
that can be constructed locally and serviced locally?"
130
348599
2992
düşük maliyetli çoklu ortam oynatıcısını nasıl tasarlarsınız?
05:51
So we walked around.
131
351591
2343
Etrafı bir gezdik, dolaştık.
05:53
We went and scavenged the nearby markets,
132
353934
2290
Yakınlardaki dükkanların şöyle bir tozunu aldık,
05:56
and we tried to understand, "What can we pick up that will make this happen?"
133
356224
4021
ve "Bunu gerçekleştirmek için neler toplayabiliriz?" diye bakındık.
06:00
So the thing that we got
134
360245
2527
Bulduğumuz şey,
06:02
was a little mobile phone with a little pico projector
135
362772
3207
ortalama 60 dolara patlayan, küçücük bir yansıtıcısı
06:05
that comes for about 60 dollars.
136
365979
2337
olan küçük bir telefon oldu.
06:08
We went a bought a flashlight with a very big battery,
137
368316
2456
Bir de kocaman bir pili olan bir el feneri ve
06:10
and a bunch of small speakers.
138
370772
1790
birkaç tane küçük hoparlör satın aldık.
06:12
So essentially, the mobile phone gives us
139
372562
2298
Temelde, cep telefonu sayesinde
06:14
a connected multimedia platform.
140
374860
1924
bağlantıya sahip bir çoklu ortamımız olmuş oluyor.
06:16
It allows us to get online and allows us to load up files
141
376784
3485
Çevrimiçi olmamızı ve farklı dosya türlerini yükleyip
06:20
of different formats and play them.
142
380269
2351
oynatabilmemizi sağlıyor.
06:22
The flashlight gives us this really intense, bright L.E.D.,
143
382620
3026
El feneri, gerek duyduğumuz parlak ışık kaynağını sağlıyor
06:25
and six hours worth of rechargeable battery pack,
144
385646
2991
ve altı saatlik kullanım süresi olan doldurulabilir pillerle
06:28
and the lunch box is a nice little package
145
388637
2216
"yemek kutumuz", içine her şeyi koyabildiğiniz
06:30
in which you can put everything inside,
146
390853
2047
küçük bir paket haline geliyor
06:32
and a bunch of mini speakers to sort of
147
392900
1563
ve yeterli ses seviyesini sağlamak için
06:34
amplify the sound large enough.
148
394463
1418
kutumuza bir de hoparlör ekliyoruz.
06:35
Believe me, those little classrooms are really noisy.
149
395881
3539
İnanın okullardaki bu küçük sınıflar gerçekten çok gürültülü oluyor.
06:39
They are kids who scream at the top of their voices,
150
399420
2593
Çocuklar avazı çıktığı kadar bağırıyor
06:42
and you really have to get above that.
151
402013
1660
ve onlardan daha yüksek sese sahip olmanız gerekiyor.
06:43
And we took it back to this little tinkering setup
152
403673
2721
Yemek kutumuzu cep telefonlarının
06:46
of a mobile phone repair shop,
153
406394
2090
tamir edildiği dükkâna geri götürüp
06:48
and then the magic happens.
154
408484
1428
kendimizi işin büyüsüne bırakıyoruz.
06:49
We dismantle the whole thing,
155
409912
1381
Tüm parçaları birbirinden ayırıyoruz,
06:51
we reassemble it in a new configuration,
156
411293
2357
yeni yapılandırmaya uygun olarak birleştiriyoruz
06:53
and we do this hardware mashup,
157
413650
2178
ve bu donanım birleştirmesini, tamirciye nasıl yapması gerektiğini
06:55
systematically training the guy how to do this.
158
415828
2609
aşama aşama anlatarak yapıyoruz.
06:58
Out comes this, a little lunch box -- form factor.
159
418437
3455
Elimize bu son tasarım ürünü olarak, küçük bir yemek kutusu geçiyor.
07:01
(Applause)
160
421892
6826
(Alkış)
07:08
And we systematically field tested,
161
428718
3018
Ürünü, düzenli aralıklarla sahada denedik,
07:11
because in the field testing we learned some
162
431736
2368
çünkü bu denemeler sırasında önemli dersler aldık
07:14
important lessons, and we went through many iterations.
163
434104
2517
ve ürün üzerinde birçok değişiklik yaptık.
07:16
One of the key issues was battery consumption and charging.
164
436621
2695
Ana sorunlardan birisi pil tüketimi ve doldurulmasıydı.
07:19
Luminosity was an issue, when you have too much bright sunlight outside.
165
439316
3978
Dışarda parlak güneş ışığı varken görüntüyü yansıtmak bir sorundu.
07:23
Often the roofs are broken, so you don't have enough
166
443294
2552
Çoğu sınıftaki çatılar yıkık durumda, bu yüzden
07:25
darkness in the classroom to do these things.
167
445846
3128
sınıflar yeterince karanlık olmuyor.
07:28
We extended this idea. We tested it many times over,
168
448974
2842
Fikrimizi geliştirdik. Defalarca deneme yaptık
07:31
and the next version we came up with was a box
169
451816
2578
ve bir sonraki sürümde, güneş enerjisiyle
07:34
that kind of could trickle charge on solar energy,
170
454394
2380
dolan pilleri olan; ancak bundan da önemlisi
07:36
but most importantly connect to a car battery,
171
456774
2799
araba aküsüne bağlanabilen bir "yemek kutusu" ürettik
07:39
because a car battery is a ubiquitous source of power
172
459573
2994
çünkü araba aküsü, yetersiz ya da değişken
07:42
in places where there's not enough electricity
173
462567
2207
elektrik bulunan yerlerde yaygınca bulunabilen
07:44
or erratic electricity.
174
464774
1960
bir enerji kaynağı.
07:46
And the other key thing that we did was
175
466734
1969
Bundan başka yaptığımız diğer önemli şey ise
07:48
make this box run off a USB key, because we realized
176
468703
2462
bu kutuya USB girişi eklemek oldu; çünkü fark ettik ki
07:51
that even though there was GPRS and all that on paper,
177
471165
3354
teoride GPRS bağlantımız olsa bile,
07:54
at least, in theory, it was much more efficient
178
474519
2575
veriyi küçük bir USB bellekte kargoyla göndermek
07:57
to send the data on a little USB key by surface mail.
179
477094
3890
çok daha etkili oldu.
08:00
It might take a few days to get there,
180
480984
1840
USB belleğin ulaşması birkaç gün alabiliyor;
08:02
but at least it gets there in high definition
181
482824
2374
ama en azından yüksek çözünürlükte
08:05
and in a reliable quality.
182
485198
2215
ve kesintisiz nitelikte ulaşıyor.
08:07
So we made this box, and we tested it again
183
487413
2282
Bu kutuyu ürettik ve durmaksızın,
08:09
and again and again, and we're going through
184
489695
1535
ara vermeden denedik ve başarıya ulaşmak için
08:11
multiple iterations to do these things.
185
491230
1549
birçok düzeltme yaptık.
08:12
But it's not limited to just education.
186
492779
2969
Fakat, yaptıklarımız yalnızca eğitimle sınırlı değil.
08:15
This kind of a technique or metrology
187
495748
1866
Bu türde bir yöntem ya da ölçüm
08:17
can actually be applied to other kinds of areas,
188
497614
2012
diğer alanlarda da uygulanabilir
08:19
and I'm going to tell you one more little story.
189
499626
1908
ve size bir küçük hikaye daha anlatacağım.
08:21
It's about this little device called a medi-meter.
190
501534
2455
Bu hikaye, "sağlıkölçer" olarak adlandırılan küçük aygıtımız hakkında.
08:23
It's basically a little health care screening tool that we developed.
191
503989
3367
Onu, sağlık durumunuzu göstermesi için geliştirdik.
08:27
In India, there is a context of these amazing people,
192
507356
3327
Hindistan'da, ASHA çalışanları olarak adlandırdığımız
08:30
the health care workers called ASHA workers.
193
510683
2279
sağlık hizmetlerinde çalışan harika insanlar bulunuyor.
08:32
They are essentially foot soldiers for the health care system
194
512962
2417
Bu insanlar, bölge halkıyla beraber yaşıyor ve
08:35
who live in the local community and are trained
195
515379
2384
temel araç ve kavramlarla, temel sağlık hizmetleri sunmak için eğitilmişler;
08:37
with basic tools and basic concepts of health care,
196
517763
2568
temel araç ve kavramlarla, temel sağlık hizmetleri sunmak için eğitilmişler;
08:40
and the main purpose is basically to inform people
197
520331
3762
Temel amaçları, insanların daha rahat
08:44
to basically, how to lead a better life, but also
198
524093
3533
yaşamasıı için onların bilgilendirilmeleridir; ayrıca bu çalışanlar,
08:47
to divert or sort of make recommendations
199
527626
3228
insanları almaları gereken uygun sağlık hizmetlerine
08:50
of what kind of health care should they approach?
200
530854
2674
yönlendirmekte ya da tavsiyeler vermektedir.
08:53
They are basically referral services, essentially.
201
533528
2712
İşin özünde, bu insanlar yönlendirme görevini üstlenir.
08:56
But the problem with that is that we realized
202
536240
2308
Ancak, bu durumla ilgili farkına vardığımız bir sorun var:
08:58
after a bunch of research that they are amazing
203
538548
4190
Araştırmalarımızda gördük ki bu çalışanlar,
09:02
at referring people to the nearest clinic
204
542738
2480
insanları en yakın kliniğe ya da sağlık merkezine
09:05
or the public health care system, but what happens at the
205
545218
2873
yönlendirmekte çok başarılılar; ancak
09:08
public health care system is this: these incredibly long lines
206
548091
4078
bu sağlık merkezlerinde inanılmaz uzunlukta
09:12
and too many people who overload the system
207
552169
2810
kuyruklar oluşuyor ve yönlendirilen insan sayısına
09:14
simply because there's not enough doctors and facilities
208
554979
2566
yetecek kadar yer ve doktor bulunmadığından
09:17
for the population that's being referred.
209
557545
2202
sağlık merkezlerinin önü dolup taşıyor.
09:19
So everything from a common cold
210
559747
2119
Bu yüzden de basit bir soğuk algınlığından tutun da
09:21
to a serious case of malaria gets almost the same
211
561866
2660
ciddi sıtma hastalıklarına kadar bütün hastalıklara
09:24
level of attention, and there's no priorities.
212
564526
3044
eşit ölçüde yaklaşılıyor ve kimsenin önceliği bulunmuyor.
09:27
So we said, "Come on, there's got to be a better way
213
567570
2071
Biz de dedik ki "Bu uygulamanın kesinlikle
09:29
of doing this for sure."
214
569641
1801
daha iyi bir yolunun olması gerekiyor."
09:31
So we said, "What can we do with the ASHA worker
215
571442
2577
"ASHA çalışanlarının bir süzgeç görevi görmesi,
09:34
that'll allow this ASHA worker to become an interesting filter,
216
574019
3931
dahası, sistemi dengeleyen iyi düşünülmüş
09:37
but not just a filter, a really well thought through referral
217
577950
2515
bir yönlendirme sistemi ve hastaları durumlarının
09:40
system that allows load balancing of the network,
218
580465
3481
ciddiyet ve tehlike boyutuna göre
09:43
and directs patients to different sources of health care
219
583946
3939
farklı sağlık birimlerine yönlendiren
09:47
based on the severity or the criticalness of those situations?"
220
587885
3880
insanlar olması için ne yapmamız gerekir?"
09:51
So the real key question was,
221
591765
1981
Asıl sorulması gereken soru,
09:53
how do we empower this woman?
222
593746
1668
bu kadını nasıl yetkin kılarız?
09:55
How do we empower her with simple tools
223
595414
1927
Tanı koyan değil de daha çok tarama yapacak olan
09:57
that's not diagnostic but more screening in nature
224
597341
2951
basit araçlarla bu kadının hastalara daha iyi
10:00
so she at least knows how to advise the patients better?
225
600292
3780
bilgilendirmesini nasıl sağlayabiliriz?
10:04
And that'll make such a huge difference on the system,
226
604072
2028
Bu dediğimiz şey, bekleme süresinin uzunluğundan ve
10:06
because the amount of waiting time and the amount of
227
606100
4918
insanların yalnızca basit bir sağlık sorunu nedeniyle
10:11
distances that people need to travel, often sometimes
228
611018
1920
sağlık birimine ulaşmak için kimi zaman
10:12
seven to 15 kilometers, sometimes by foot,
229
612938
2673
7 ile 15 kilometre arası yürüme mesafesinden,
10:15
to get a simple health check done, is very, very detrimental
230
615611
5463
dolayı sağlık merkezine gitmekten vazgeçiren sistemde
10:21
in the sense that it really dissuades people
231
621074
2454
uzaklıkları azaltarak sistem üzerinde
10:23
from getting access to health care.
232
623528
2009
çok büyük değişikliğe neden olacaktır.
10:25
So if there was something that she could do,
233
625537
2035
Bu yüzden, bu kadının yapabileceği bir şey varsa
10:27
that would be amazing.
234
627572
1109
inanılmaz güzel olur.
10:28
So what we did was that we converted this device
235
628681
3061
Bunun için, biz bu aygıtı
10:31
into a medical device.
236
631742
1817
tıbbi bir aygıta dönüştürdük.
10:33
I want to demo this actually,
237
633559
1276
Aslında bunu deneyerek göstermek istiyorum,
10:34
because it's a very simple process.
238
634835
2673
çünkü gerçekten de kolay bir işlem.
10:37
Bruno, do you want to join us? (Cheers)
239
637508
2409
Bruno, bize katılmak ister misin? (Naralar)
10:39
Come along. (Applause)
240
639917
6202
Gel hadi. (Alkış)
10:46
So, what we're going to do is that
241
646119
2925
Şimdi şöyle bir şey yapacağız:
10:49
we're going to measure a few basic parameters on you,
242
649044
2972
nabzına ve kanındaki oksijen miktarına bakıp
10:52
including your pulse rate and the amount of oxygen
243
652016
2855
vücudunla ilgili birkaç
10:54
that's there in your blood.
244
654871
1873
temel ölçüm yapacağız.
10:56
So you're going to put your thumb on top of this.
245
656744
3291
Başparmağını bunun üstüne koyacaksın.
11:00
Bruno Giussani: Like this, works?
246
660035
1774
Bruno Giussani: Böyle mi?
11:01
Vinay Venkatraman: Yeah. That's right. BG: Okay.
247
661809
1666
Vinay Venkatraman: Evet, aynen öyle. BG: Tamam.
11:03
VV: So I'm going to start it up. I hope it works.
248
663475
4008
VV: Şimdi başlatıyorum. Umarım çalışır.
11:07
(Beeps) It even beeps, because it's an alarm clock, after all.
249
667483
4350
(Bipleme) Bipliyor bile, ne de olsa çalar saat.
11:11
So ... (Laughter)
250
671833
2012
Şimdi ... (Gülüşmeler)
11:13
So I take it into the start position, and then
251
673845
4391
Şimdi başlangıç konumuna alıyorum ve sonra da
11:18
I press the read button. (Beeps)
252
678236
3612
okuma düğmesine basıyorum. (Bipleme)
11:21
So it's taking a little reading from you. (Beeps)
253
681848
5481
Şimdi senden bilgileri alıyor. (Bipleme)
11:27
And then the pointer goes and points to three different options.
254
687329
2778
Sonrasındaysa gösterge üç bölgeden birisini gösterecek.
11:30
Let's see what happens here.
255
690107
3275
Bakalım neler olacak.
11:33
(Beeps) Oh Bruno, you can go home, actually.
256
693382
2083
(Bipleme) Bruno, evine gidebilirsin.
11:35
BG: Great. Good news. (Applause)
257
695465
3836
BG: Harika. İyi haberi aldık. (Alkış)
11:39
VV: So ... (Applause)
258
699301
2345
VV: Şöyle ... (Alkış)
11:41
So the thing about this is that
259
701646
3217
Şöyle bir şey var ki
11:44
if the pointer, unfortunately, had pointed to the red spot,
260
704863
4105
eğer gösterge kırmızı bölgeyi gösterseydi
11:48
we would have to rush you to a hospital.
261
708968
1846
seni bir hastaneye yetiştirmemiz gerekecekti.
11:50
Luckily, not today. And if it had pointed to the orange
262
710814
4120
Şanslıyız ki o gün bugün değil. Turuncu bölgeyi gösterseydi
11:54
or the amber, it basically meant you had to have,
263
714934
2829
sağlık çalışanından bir tür sürekli bakım
11:57
sort of, more continuous care from the health care worker.
264
717763
3044
alman gerektiği anlamına gelecekti.
12:00
So that was a very simple three-step screening process
265
720807
2351
Halk sağlığı sisteminin
12:03
that could basically change the equation
266
723158
2115
dengesini değiştirebilecek basit bir
12:05
of how public health care works in so many different ways.
267
725273
2740
üç bölmeli tarama işlemini gördünüz.
12:08
BG: Thank you for the good news. VV: Yeah.
268
728013
1897
BG: İyi haberler için teşekkürler. VV: Rica ederim.
12:09
(Applause)
269
729910
4393
(Alkış)
12:14
So, very briefly, I'll just explain to you how this is done,
270
734303
3440
Çok kısaca, size bunun nasıl yapıldığını açıklayacağım,
12:17
because that's the more interesting part.
271
737743
2290
çünkü işin asıl ilginç yanı burası.
12:20
So essentially, the three things that are required
272
740033
2694
Temelde, dönüştürmenin yapılabilmesi için;
12:22
to make this conversion from this guy to this guy
273
742727
4528
bu ufaklığın, buna dönüşebilmesi için üç şey gerekiyor:
12:27
is a cheap remote control for a television
274
747255
4129
artık neredeyse her evde bulabileceğiniz
12:31
that you can almost find in every home today,
275
751384
2911
bir televizyonun uzaktan kumandası,
12:34
some parts from a computer mouse, basically,
276
754295
3714
çok ucuza ikinci el olarak bile bulabileceğiniz
12:38
something that you can scavenge for very low cost,
277
758009
3863
bir bilgisayar faresinin bazı parçaları
12:41
and a few parts that have to be pre-programmed.
278
761872
2911
ve önceden programlanması gereken birkaç küçük parça.
12:44
Basically this is a micro-controller with a few
279
764783
2401
İşin özünde bu, fazladan birkaç parçası bulunan,
12:47
extra components that can be shipped for very little cost
280
767184
2795
dünyanın her yanından çok ucuza
12:49
across the world, and that's what is all required
281
769979
2993
getirtilebilen bir mikrodenetçi. Biraz yerel tamir yeteneğini
12:52
with a little bit of local tinkering talent
282
772972
2391
de ekledikten sonra çalar saati başka bir şeye
12:55
to convert the device into something else.
283
775363
2787
dönüştürmek için gereken her şeye sahibiz.
12:58
So we are right now doing some systematic field tests
284
778150
3396
Şu anda, böyle bir aygıtın gerçekten de
13:01
to basically ascertain whether something like this actually
285
781546
3050
ASHA çalışanlarına yardımcı olup olmadığını saptamak için
13:04
makes sense to the ASHA worker.
286
784596
1567
düzenli olarak sahada denemeler yapıyoruz.
13:06
We are going through some reference tests to compare it
287
786163
3544
Değer farkı olup olmadığını ve insanların yaşamında
13:09
against professional equipment to see if there's a degree
288
789707
3458
gerçekten etkisinin olup olmadığını görmek için
13:13
of change in efficacy and if it actually makes an impact
289
793165
2322
profesyonel aygıtlarla karşılaştırarak deniyoruz.
13:15
in people's lives. But most importantly,
290
795487
2608
En önemlisi de, şu anda
13:18
what we are trying to do right now
291
798095
1795
bu yaptığımız işi büyük ölçeklere
13:19
is we are trying to scale this up, because there
292
799890
2254
yaymaya çalışıyoruz; çünkü bu şekilde
13:22
are over 250,000 ASHA workers on the ground
293
802144
2687
piyade görevi üstlenen 250.000'den fazla
13:24
who are these amazing foot soldiers, and if we can
294
804831
2737
ASHA çalışanı var ve küçük bir oranına bile
13:27
give at least a fraction of them the access to these things,
295
807568
3560
bu aygıtlara erişim sağlayabilirsek,
13:31
it just changes the way the economics of public health care
296
811128
2958
halk sağlığının ekonomisini
13:34
works, and it changes the way systems actually function,
297
814086
3011
ve sistemin işleyiş biçimini
13:37
not just on a systematic planning level,
298
817097
4266
yalnızca sistematik planlama düzeyinde değil,
13:41
but also in a very grassroots, bottom-up level.
299
821363
3185
en tabandan üst düzeye olacak düzeyde değiştirebiliriz.
13:44
So that's it, and we hope to do this in a big way.
300
824548
2801
Amacımız bu ve bunu daha büyük çapta başarmayı umuyoruz.
13:47
Thank you. (Applause)
301
827349
3158
Teşekkür ederim. (Alkış)
13:50
(Applause)
302
830507
8646
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7