After billions of years of monotony, the universe is waking up | David Deutsch

146,406 views ・ 2019-11-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Şahadet Taner Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
I'm thrilled to be talking to you by this high-tech method.
0
12968
4000
Sizlerle bu yüksek teknoloji metoduyla konuşmaktan heyecan duyuyorum.
00:18
Of all humans who have ever lived,
1
18167
1912
Yaşamış tüm insanlardan
00:20
the overwhelming majority would have found what we are doing here
2
20103
4609
çok büyük bir çoğunluğu, burada yaptığımız şeyi,
00:24
incomprehensible, unbelievable.
3
24736
2460
anlaşılmaz, akılalmaz bulurdu.
00:27
Because, for thousands of centuries,
4
27760
2993
Çünkü yüzyıllar boyunca,
00:30
in the dark time before the scientific revolution
5
30777
2935
bilimsel devrimden önce karanlık çağlarda
00:33
and the Enlightenment,
6
33736
1808
ve Aydınlanma Çağı'ndan önce,
00:35
people had low expectations.
7
35568
2968
insanların düşük beklentileri vardı;
00:38
For their lives, for their descendants' lives.
8
38560
3016
kendi yaşamları, torunlarının yaşamları için.
00:41
Typically, they expected
9
41600
1842
Genel anlamda
00:43
nothing significantly new or better to be achieved, ever.
10
43466
4447
asla büyük ölçüde önemli bir yenilik beklentileri yoktu.
00:48
This pessimism famously appears in the Bible,
11
48847
4984
Bu pesimizm İncil'in bazı paragraflarında,
00:53
in one of the few biblical passages with a named author.
12
53855
4214
bilinen bir yazarla birlikte karşımıza çıkar.
00:58
He's called Qohelet, he's an enigmatic chap.
13
58093
3631
İsmi Qohelet, esrarengiz bir arkadaş.
01:02
He wrote, "What has been is what will be,
14
62173
4285
Şöyle yazmış "Olmuş olan, olacak olanın aynısıdır
01:07
and what has been done is what will be done;
15
67133
3067
ve yapılmış bütün şeyler, yapılacak olanlarla aynıdır.
01:10
there is nothing new under the sun.
16
70736
2698
Güneş'in altında, yeni olan hiçbir şey yoktur."
01:14
Is there something of which it is said, 'Look, this is new.'
17
74140
4215
"Bak, işte bu yeni! " dense de
01:18
No, that thing was already done in the ages that came before us."
18
78379
4055
hayır, o bizden önceki yıllarda yapılmıştı diye cevap verirdi.
01:23
Qohelet was describing a world without novelty.
19
83427
4872
Qohelet yeniliğin yer almadığı bir dünyadan bahsediyordu.
01:29
By novelty I mean something new in Qohelet's sense,
20
89252
3278
Yenilik derken Qohelet'in anlayışındaki yenilikten bahsediyorum;
01:32
not merely something that's changed,
21
92554
2618
birazcık değişim değil
01:35
but a significant change with lasting effects,
22
95196
3500
ama etkileri süren, önemli bir yenilik.
01:38
where people really would say,
23
98720
2175
İnsanların, "Bak, bu yeni
01:40
"Look, this is new,"
24
100919
1976
ve tercihen daha kullanışlı"
01:42
and, preferably, "good."
25
102919
2174
diyebileceği yeniliklerden bahsediyorum.
01:46
So, purely random changes aren't novelty.
26
106061
4857
Yani, tamamen rastgele değişiklikler yenilik sayılmıyor.
01:50
OK, Heraclitus did say a man can't step in the same river twice,
27
110942
5207
Tamam, Herakleitos bir nehirde iki kere yıkanmaz
01:56
because it's not the same river, he's not the same man.
28
116173
2817
çünkü nehir aynı nehir değil, demişti.
01:59
But if the river is changing randomly,
29
119307
4092
Ama eğer nehir rastgele değişiyor ise
02:03
it really is the same river.
30
123423
2396
aslında evet, aynı nehirdir.
02:06
In contrast,
31
126311
1453
Buna karşın,
02:07
if an idea in a mind spreads to other minds,
32
127788
4611
aklımızdaki fikirler, diğer zihinlere yayılırsa
02:12
and changes lives for generations,
33
132423
2781
ve nesiller boyu hayatları değiştirebilirse
02:15
that is novelty.
34
135228
1500
bu yenilik olur.
02:17
Human life without novelty
35
137395
2928
Yenilik olmadan insan hayatı
02:20
is life without creativity, without progress.
36
140347
3627
yaratıcılık ve gelişimden yoksundur.
02:24
It's a static society, a zero-sum game.
37
144498
3492
Durağan bir toplum, sıfır toplamlı bir oyundur.
02:28
That was the living hell in which Qohelet lived.
38
148712
3326
Qohelet yaşarken bir cehennemde idi.
02:32
Like everyone, until a few centuries ago.
39
152419
3118
Birkaç yüzyıl önceki herkes gibi.
02:36
It was hell, because for humans,
40
156228
4605
Tam bir cehennemdi çünkü insanlar için
02:40
suffering is intimately related to staticity.
41
160857
4101
acı çekmek, durağanlık ile yakından alakalıdır.
02:44
Because staticity isn't just frustrating.
42
164982
2849
Çünkü durağanlık sadece hayal kırıklığına uğratıcı değil.
02:48
All sources of suffering --
43
168442
2000
Her türlü acılar -
02:50
famine, pandemics, incoming asteroids,
44
170466
4274
kıtlık, salgınlar, yaklaşan asteroitler,
02:54
and things like war and slavery,
45
174764
3508
aynı zamanda savaş ve kölelik gibi şeyler,
02:58
hurt people only until we have created the knowledge to prevent them.
46
178296
5501
biz bunları önlemeyi öğrenene kadar insanları incitmeye devam ettiler.
03:04
There's a story in Somerset Maugham's novel "Of Human Bondage"
47
184631
4303
Somerset Maugham'ın İnsanın Esareti kitabında yer alan bir hikâye vardır,
03:08
about an ancient sage
48
188958
1786
insanlığın tüm tarihini
03:10
who summarizes the entire history of mankind as,
49
190768
5063
şu şekilde özetleyen antik bir bilge hakkında,
03:16
"He was born,
50
196529
1544
"Doğdu,
03:18
he suffered and he died."
51
198097
2420
acı çekti ve öldü."
03:21
And it goes on:
52
201296
1714
Böylece devam eder;
03:23
"Life was insignificant and death without consequence."
53
203034
4819
"Yaşam önemsizdi ve ölüm sonuçsuz."
03:28
And indeed, the overwhelming majority of humans who have ever lived
54
208268
4905
Gerçekten de yaşamış insanlığın ezici bir çoğunluğu
03:33
had lives of suffering and grueling labor,
55
213197
3780
genç yaşta ve acı içinde ölmeden önce
03:37
before dying young and in agony.
56
217001
3314
ıstırap içinde yorucu emek üretmek zorunda kaldılar.
03:41
And yes, in most generations
57
221493
4211
Evet, birçok nesilde
03:45
nothing had any novel consequence for subsequent generations.
58
225728
4158
sonradan gelenler için hiçbir yenilik görülmedi.
03:50
Nevertheless, when ancient people tried to explain their condition,
59
230728
6724
Bununla beraber antik insanlar durumlarını açıklamak için
03:58
they typically did so in grandiose cosmic terms.
60
238103
4309
heybetli kozmik terimler kullandılar.
04:02
Which was the right thing to do, as it turns out.
61
242794
2807
Yapılması gereken de buymuş, anlaşıldığı kadarıyla.
04:05
Even though their actual explanations, their myths,
62
245625
3795
Her ne kadar asıl açıklamaları, yani mitleri,
04:09
were largely false.
63
249444
1538
aslında yanlış olsalar da.
04:11
Some tried to explain
64
251744
2063
Kimileri dünyalarının
04:13
the grimness and monotony of their world
65
253831
3532
zalimlik ve monotonluk dolu hâlini,
04:17
in terms of an endless cosmic war between good and evil,
66
257387
4841
iyi ve kötü arasındaki bitmek bilmez kozmik savaşı olarak açıklamaya çalıştılar
04:22
in which humans were the battleground.
67
262252
2845
ve insanlar da onların savaş alanıydı.
04:25
Which neatly explained why their own experience was full of suffering,
68
265637
4221
Bu da hayatlarının neden acı dolu olduğunu düzgün bir şekilde açıklıyor olabilirdi
04:29
and why progress never happened.
69
269882
2135
ve neden hiç gelişme yaşanmadığının.
04:32
But it wasn't true.
70
272728
2679
Ne var ki bu pek de doğru değildi.
04:36
Amazingly enough,
71
276212
2167
Çok ilginç olarak
04:38
all their conflict and suffering
72
278403
2722
bütün çatışma ve zulümlerinin sebebi
04:41
were just due to the way they processed ideas.
73
281149
5420
fikirleri işleme şekilleriyle ilgiliydi.
04:47
Being satisfied with dogma, and just-so stories,
74
287125
4242
Dogmalar ve tam da böyle hikâyeleri eleştirmek yerine,
04:51
rather than criticizing them
75
291391
2444
onlarla memnun olmak
04:53
and trying to guess better explanations of the world and of their own condition.
76
293859
6468
ve bunlara dayanarak dünyanın bu durumuna daha iyi açıklamalar getirmeye çalıştılar.
05:00
Twentieth-century physics did create better explanations,
77
300696
4643
20. yüzyıl fiziği daha iyi açıklamalar yapmayı başardı,
05:05
but still in terms of a cosmic war.
78
305363
2183
ama hâlâ aynı kozmik savaş terimleri içinde.
05:07
This time, the combatants were order and chaos, or entropy.
79
307570
5293
Bu sefer savaşçılar düzen ve kaos veya entropi idi.
05:12
That story does allow for hope for the future.
80
312887
5257
Bu hikâye gelecek için bir umut vaat ediyor.
05:18
But in another way,
81
318986
1191
Ama farklı bir yönden;
05:20
it's even bleaker than the ancient myths,
82
320201
2792
antik zamanlardan bile daha kasvetli biçimde
05:23
because the villain, entropy,
83
323017
3774
çünkü kötü taraf olan entropi,
05:26
is preordained to have the final victory,
84
326815
3603
termodinamiğin acımasız kanunları bütün yeniliği durdurduğu zaman
05:30
when the inexorable laws of thermodynamics shut down all novelty
85
330442
4881
evrenin sözüm ona ısı kaynaklı ölümü ile
05:35
with the so-called heat death of the universe.
86
335347
3133
final zaferine çoktan takdir edilmiş durumda.
05:38
Currently, there's a story of a local battle in that war,
87
338982
4143
Şu anda, bu savaş içerisinde yerel bir mücadele sürmekte,
05:43
between sustainability, which is order,
88
343149
3944
düzen konumundaki sürdürülebilirlik
05:47
and wastefulness, which is chaos --
89
347117
3357
ve kaos konumundaki savurganlık arasında -
05:50
that's the contemporary take on good and evil,
90
350498
3063
bunlar iyi ve kötünün günümüzdeki hâli,
05:53
often with the added twist that humans are the evil,
91
353585
3310
çoğunlukla insanların da kötü olduğu büklümü dahil edilir,
05:56
so we shouldn't even try to win.
92
356919
2133
bu yüzden hiç kazanmaya çalışmamalıyız.
05:59
And recently,
93
359585
1191
Son zamanlarda ise,
06:00
there have been tales of another cosmic war,
94
360800
2048
başka bir kozmik masal duyulmaya başlandı;
06:02
between gravity, which collapses the universe,
95
362872
4181
evreni çökerten yer çekimi
06:07
and dark energy, which finally shreds it.
96
367077
3413
ve onu yıkan karanlık enerji arasında.
06:10
So this time,
97
370514
1206
Ancak bu sefer,
06:11
whichever of those cosmic forces wins,
98
371744
3412
bu kozmik güçlerden hangisi kazanırsa kazansın,
06:15
we lose.
99
375180
1150
biz kaybediyoruz.
06:17
All those pessimistic accounts of the human condition
100
377157
4980
İnsanlığın durumu hakkındaki bütün bu karamsar ihtimaller
06:22
contain some truth,
101
382161
2309
biraz doğruyu barındırıyor olsalar da
06:24
but as prophecies,
102
384494
1928
kehanetler olarak hepsi,
06:26
they're all misleading, and all for the same reason.
103
386446
3071
hep aynı sebepten dolayı yanıltıcılar.
06:29
None of them portrays humans as what we really are.
104
389962
4305
Hiçbirisi insanları gerçekten olduğu gibi yansıtmıyor.
06:34
As Jacob Bronowski said,
105
394688
2412
Jacob Bronowski'nin de söylediği gibi;
06:37
"Man is not a figure in the landscape --
106
397124
3921
"İnsan, manzarada bir figür değildir,
06:41
he is the shaper of the landscape."
107
401069
2778
o manzaraya şekil verendir."
06:43
In other words,
108
403871
1151
Diğer bir deyişle,
06:45
humans are not playthings of cosmic forces,
109
405046
4452
insanlar, kozmik güçlerin eğlendiği oyuncaklar değiller,
06:49
we are users of cosmic forces.
110
409522
3139
bizler, o kozmik güçleri kullananlarız.
06:53
I'll say more about that in a moment,
111
413093
1770
Bununla ilgili daha fazla konuşacağım
06:54
but first, what sorts of thing create novelty?
112
414887
4547
fakat öncesinde, yeniliği yaratan şeyler nelerdir?
07:00
Well, the beginning of the universe surely did.
113
420022
3150
Evrenin başlangıcı, tabii ki bunlardan biri.
07:03
The big bang, nearly 14 billion years ago,
114
423196
3072
Büyük patlama, bundan 14 milyar yıl önce,
07:06
created space, time and energy,
115
426292
3388
uzay, zaman ve enerjiyi
07:09
everything physical.
116
429704
1508
ve fiziksel olan her şeyi yarattı.
07:11
And then, immediately,
117
431609
2103
Sonra aniden,
07:13
what I call the first era of novelty,
118
433736
3571
benim deyişimle yeniliğin ilk çağında,
07:17
with the first atom, the first star,
119
437331
2804
ilk atomla beraber, ilk yıldız,
07:20
the first black hole,
120
440159
1516
ilk kara delik
07:21
the first galaxy.
121
441699
1674
ve ilk galaksi oluştu.
07:23
But then, at some point,
122
443833
3167
Ancak sonrasında, bir noktada,
07:27
novelty vanished from the universe.
123
447024
3259
yenilik evrenden yok olup gitti.
07:30
Perhaps from as early as 12 or 13 billion years ago,
124
450307
4135
Belki en erken 12-13 milyar yıl öncesinden,
07:34
right up to the present day,
125
454466
2040
günümüze kadar,
07:36
there's never been any new kind of astronomical object.
126
456530
5055
hiç yeni çeşit asttronomik bir objeye rastlamadık.
07:41
There's only been what I call the great monotony.
127
461609
4381
Ben bu zamanı büyük monotonluk diye adlandırdım.
07:46
So, Qohelet was accidentally even more right
128
466807
4738
Yani Qohelet, aslında yanlışlıkla da olsa, Güneş'in altındakilerden ziyade,
07:51
about the universe beyond the Sun
129
471569
2841
Güneş'in ötesi konusunda
07:54
than he was about under the Sun.
130
474434
2302
daha da haklı konumda.
07:57
So long as the great monotony lasts,
131
477156
3671
Büyük monotonluk sürdüğü sürece,
08:00
what has been out there
132
480851
2563
şu ana kadar olmuş olanlar,
08:03
really is what will be.
133
483438
1968
gerçekten de olacak olanlar ile aynı.
08:05
And there is nothing out there
134
485430
1552
Dışarıda, gerçekten de
08:07
of which it can truly be said, "Look, this is new."
135
487006
4028
"Evet, bu yeni." diyebileceğimiz hiçbir şey yok.
08:11
Nevertheless,
136
491646
1991
Bununla beraber,
08:13
at some point during the great monotony,
137
493661
4167
büyük monotonluğun bir noktasında,
08:17
there was an event -- inconsequential at the time,
138
497852
3685
zamanında önemsiz sayılan bir şey oldu
08:21
and even billions of years later,
139
501561
2199
ve milyarlarca yıl sonrasında bile,
08:23
it had affected nothing beyond its home planet --
140
503784
3388
kendi ana gezegeni dışında bir şeyi etkileyebilmiş değil.
08:27
yet eventually, it could cause cosmically momentous novelty.
141
507196
5755
Yine de, nihayetinde, kozmik olarak ciddi bir yeniliğe sebep olabilir.
08:33
That event was the origin of life:
142
513277
3309
Bahsettiğim bu şey, yaşamın kökeni:
08:37
creating the first genetic knowledge,
143
517102
3102
ilk genetik bilgiyi oluşturmak,
08:40
coding for biological adaptations,
144
520228
2857
biyolojik adaptasyonları kodlamak,
08:43
coding for novelty.
145
523109
2000
yeniliği kodlamak.
08:46
On Earth, it utterly transformed the surface.
146
526243
3824
Dünya'da yeryüzünü tamamen değiştirmeyi başardı.
08:50
Genes in the DNA of single-celled organisms
147
530091
3404
Tek hücreli organizmalardaki DNA genleri,
08:53
put oxygen in the air,
148
533519
1898
havaya oksijen yaydılar,
08:55
extracted CO2,
149
535441
1858
karbondioksiti emdiler,
08:57
put chalk and iron ore into the ground,
150
537323
2976
yere kireç ve demir madenleri eklediler.
09:00
hardly a cubic inch of the surface to some depth has remained unaffected
151
540323
6024
Bu genlerden etkilenmeyen derinlerde bir yerlerde,
09:06
by those genes.
152
546371
1928
küçük bir parça ya vardır ya yoktur.
09:08
The Earth became, if not a novel place on the cosmic scale,
153
548942
5405
Dünya, kozmik derecede, yeni bir yer sayılmasa da
09:14
certainly a weird one.
154
554371
1467
kesinlikle farklı bir yere dönüştü.
09:16
Just as an example, beyond Earth,
155
556236
3222
Dünya'dan farklı bir örnek olarak,
09:19
only a few hundred different chemical substances have been detected.
156
559482
4508
sadece birkaç yüz kimyasal cisim tespit edilebildi.
09:24
Presumably, there are some more in lifeless locations,
157
564411
3455
Tahminen, daha fazla yaşamsız konumlar
09:27
but on Earth,
158
567890
1849
ama Dünya'da,
09:29
evolution created billions of different chemicals.
159
569763
3531
evrim, milyarlarca farklı kimyasallar yarattı.
09:33
And then the first plants, animals,
160
573843
3062
Sonrasında ilk bitkiler, hayvanlar,
09:36
and then, in some ancestor species of ours,
161
576929
4809
bazı ata türlerimizde
09:41
explanatory knowledge.
162
581762
1833
açıklayıcı bilgi oluştu.
09:43
For the first time in the universe, for all we know.
163
583936
3008
Bütün evrende, bildiğimiz kadarıyla ilk defa.
09:47
Explanatory knowledge is the defining adaptation of our species.
164
587413
5188
Açıklayıcı bilgi türümüzün tanımlayıcı uyarlamasıdır.
09:53
It differs from the nonexplanatory knowledge
165
593149
3095
DNA'daki açıklayıcı olmayan bilgiden,
09:56
in DNA, for instance,
166
596268
2238
örneğin,
09:58
by being universal.
167
598530
1776
evrensel olarak farklılaşıyor.
10:00
That is to say, whatever can be understood,
168
600330
4024
Demek ki, anlaşılabilecek her ne varsa,
10:04
can be understood through explanatory knowledge.
169
604378
2666
açıklayıcı bilgi yoluyla anlaşılabilir.
10:07
And more, any physical process
170
607068
3803
Dahası, herhangi fiziksel süreç,
10:10
can be controlled by such knowledge,
171
610895
2881
sadece fizik kuralları tarafından kısıtlanır
10:13
limited only by the laws of physics.
172
613800
2888
ve bu tür bir bilgi tarafından kontrol edilebilir.
10:17
And so, explanatory knowledge, too,
173
617228
3771
Yani, açıklayıcı bilgi de
10:21
has begun to transform the Earth's surface.
174
621023
2933
yeryüzünü değiştirmeye başladı.
10:24
And soon, the Earth will become the only known object in the universe
175
624792
5325
Böylece, Dünya yakında tüm evrende yaklaşan asteroitleri
10:30
that turns aside incoming asteroids instead of attracting them.
176
630141
5415
başka yöne çevirdiği bilinen tek obje olacak.
10:36
Qohelet was understandably misled
177
636300
3413
Qohelet anlaşılır bir şekilde günlerinin acı veren yavaşlığından dolayı
10:39
by the painful slowness of progress in his day.
178
639737
3895
yanlış tarafa yönelmişti.
Yenilik, insan hayatında çok az rastlanır
10:44
Novelty in human life was still too rare, too gradual,
179
644109
4286
10:48
to be noticed in one generation.
180
648419
2706
ve bir nesil içinde fark edilebilmesi için çok dereceli.
10:51
And in the biosphere,
181
651149
1944
Biyosferde is, yeni türlerin evrimi,
10:53
the evolution of novel species was even slower.
182
653117
3708
daha da yavaştı.
10:57
But both things were happening.
183
657140
2548
Ama ikisi de gerçekleşmekte idi.
11:00
Now, why is there a great monotony in the universe at large,
184
660029
6429
Şimdi, evrende neden büyük bir monotonluk var
11:06
and what makes our planet buck that trend?
185
666482
3737
ve gezegenimiz bu eğilimini nasıl değiştirebilir?
11:10
Well, the universe at large is relatively simple.
186
670902
5003
Geniş anlamıyla evren nispeten basitçe bir şey.
11:16
Stars are so simple
187
676370
2033
Yıldızlar, öyle basitler ki
11:18
that we can predict their behavior billions of years into the future,
188
678427
3396
milyar yıllar önceki durumlarını
11:21
and retrodict how they formed billions of years ago.
189
681847
3555
ve milyar yıllar sonraki hallerini tahmin edebiliyoruz.
11:26
So why is the universe simple?
190
686061
2309
Peki, evren neden basittir?
11:28
Basically, it's because big, massive, powerful things
191
688759
5776
Basitçe, çok büyük ve güçlü şeyler,
11:34
strongly affect lesser things, and not vice versa.
192
694559
4164
daha küçük şeyleri etkiler.
11:39
I call that the hierarchy rule.
193
699617
2365
Ben buna hiyerarşi kuralı diyorum.
11:42
For example, when a comet hits the Sun,
194
702006
3230
Örneğin, bir kuyruklu yıldız Güneş'e çarptığı zaman,
11:45
the Sun carries on just as before,
195
705260
2468
Güneş hayatına olduğu gibi devam eder,
11:47
but the comet is vaporized.
196
707752
2198
ama kuyruklu yıldız buharlaşarak yok olur.
11:50
For the same reason,
197
710657
1857
Aynı sebeple
11:52
big things are not much affected by small parts of themselves,
198
712538
6571
büyük şeyler, küçük parçalardan yani detaylardan,
11:59
i.e., by details.
199
719133
1777
pek de etkilenmezler.
12:01
Which means that their overall behavior
200
721609
3063
Bu da davranışlarının genel anlamda
12:04
is simple.
201
724696
1150
basit olduğunu gösterir.
12:06
And since nothing very new can happen to things
202
726165
3396
Ve basit olan şeylere,
12:09
that remain simple,
203
729585
1738
çok da yeni bir şey olamayacağından,
12:11
the hierarchy rule, by causing large-scale simplicity,
204
731347
5305
hiyerarşi kuralı, büyük ölçekli bir sadeliğe neden olarak
12:16
has caused the great monotony.
205
736676
2671
büyük monotonluğu ortaya çıkarıyor.
12:20
But, the saving grace is
206
740473
3437
Ancak bizi kurtaran lütuf,
12:23
the hierarchy rule is not a law of nature.
207
743934
3382
hiyerarşi kuralının, bir doğa kanunu olmaması.
12:27
It just happens to have held so far in the universe,
208
747918
2913
Sadece, evrende çok uzun süre olagelmiş,
12:30
except here.
209
750855
1262
ama burası hariç.
12:32
In our biosphere, molecule-sized objects, genes,
210
752141
4952
Biyosferimizde molekül boyutunda objeler; genler
12:37
control vastly disproportionate resources.
211
757117
3055
çok büyük ölçüde oransız kaynakları kontrol eder.
12:40
The first genes for photosynthesis,
212
760615
2896
Fotosentez için oluşan ilk genler,
12:43
by causing their own proliferation,
213
763535
2747
kendi proliferasyonlarına neden olarak
12:46
and then transforming the surface of the planet,
214
766306
3515
ve ardından yüzeyin değişimine sebep olarak
12:49
have violated or reversed the hierarchy rule
215
769845
4458
akıllara durgunluk veren 10'a 40 gücü faktörü tarafından
12:54
by the mind-blowing factor of 10 to the power 40.
216
774327
4087
hiyerarşi kuralını ihlal etmiş veya tersine çevirmiştir.
12:59
Explanatory knowledge is potentially far more powerful
217
779390
4282
Açıklayıcı bilgi evrensel oluşu açısından,
13:03
because of universality,
218
783696
1635
potansiyel olarak çok daha güçlü
13:05
and more rapidly created.
219
785355
2357
ve daha hızlı yaratılmış durumda.
13:08
When human knowledge has achieved a factor 10 to the 40,
220
788157
4724
İnsan bilgisi 10'a 40 faktörüne ulaştığı zaman,
13:12
it will pretty much control the entire galaxy,
221
792905
2960
bütün galaksiyi kontrol edebilecek
13:15
and will be looking beyond.
222
795889
1928
ve ötesine de göz kırpmaya başlayacaktır.
13:17
So humans,
223
797841
2427
Yani insanlar
13:20
and any other explanation creators who may exist out there,
224
800292
4666
ve var olması muhtemel diğer açıklama yaratıcıları,
13:24
are the ultimate agents of novelty for the universe.
225
804982
4912
evren için yeniliğin nihai etkenleridir.
13:30
We are the reason and the means
226
810343
2659
Yeniliğin, yaratıcılığın ve bilginin gelişmesinin,
13:33
by which novelty and creativity, knowledge, progress,
227
813026
5980
nesnel ve büyük ölçüde fiziksel etkileri olmasının
13:39
can have objective, large-scale physical effects.
228
819030
5505
sebepleri ve anlamları bizleriz.
13:45
From the human perspective,
229
825514
2849
İnsanlık açısından,
13:48
the only alternative to that living hell of static societies
230
828387
4206
yaşayan durgun toplum cehenneminden kurtuluşun tek alternatifi,
13:52
is continual creation of new ideas,
231
832617
4587
yeni fikirlerin, davranışların, yeni çeşit nesnelerin
13:57
behaviors, new kinds of objects.
232
837228
3081
durmadan üretilmesidir.
14:00
This robot will soon be obsolete,
233
840728
2134
Bu robotun yakında modası geçecek,
14:02
because of new explanatory knowledge, progress.
234
842886
4014
çünkü yeni açıklayıcı bilgi durmadan gelişiyor.
14:08
But from the cosmic perspective,
235
848204
3206
Ancak kozmik çerçeveden,
14:11
explanatory knowledge is the nemesis of the hierarchy rule.
236
851434
4754
açıklayıcı bilgi, hiyerarşi kuralının intikamı gibidir.
14:16
It's the destroyer of the great monotony.
237
856752
2734
büyük monotonluğun yok edicisidir.
14:20
So it's the creator of the next cosmological era,
238
860379
5166
Yani, bir sonraki kozmolojik çağın da yaratıcısıdır;
14:25
the Anthropocene.
239
865569
1516
Anthropocene çağı.
14:27
If one can speak of a cosmic war,
240
867966
3373
Kozmik bir savaştan bahsedecek olursak,
14:31
it's not the one portrayed in those pessimistic stories.
241
871363
3405
bahsedilen karamsar masallarda resmedildiği gibi değil.
14:34
It's a war between monotony and novelty,
242
874792
4714
Monotonluk ve yenilik arasındaki bir savaş bu,
14:39
between stasis and creativity.
243
879530
3432
durağanlık ve yaratıcılık arasında.
14:43
And in this war,
244
883633
2031
Bu savaşta, bizim tarafımız,
14:45
our side is not destined to lose.
245
885688
4328
kaybetmeye mahkum değil.
14:50
If we choose to apply our unique capacity to create explanatory knowledge,
246
890593
6802
Sahip olduğumuz eşsiz kapasiteyi açıklayıcı bilgi elde etmeye adarsak,
14:57
we could win.
247
897419
1975
evet, kazanabiliriz.
15:00
Thanks.
248
900175
1150
Teşekkürler.
15:02
(Applause)
249
902095
6500
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7