Jim Toomey: Learning from Sherman the shark

Jim Toomey: Köpekbalığı Sherman'dan dersler

33,947 views ・ 2010-08-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: yasin alp aluç Gözden geçirme: Isil Arican
00:15
Cartoons are basically short stories.
0
15260
3000
Karikatürler esasında kısa hikayelerdir.
00:18
I tried to find one that didn't have a whole lot of words.
1
18260
3000
İçinde çok fazla konuşma olmayan bir tane bulmaya çalıştım.
00:24
Not all of them have happy endings.
2
24260
2000
Hepsi mutlu sonla bitmez.
00:26
So how did I get started cartooning?
3
26260
2000
Karikatüre nasıl başladım?
00:28
I doodled a lot as a kid,
4
28260
3000
Çocukken çok karalama yapardım...
00:31
and if you spend enough time doodling,
5
31260
3000
ve bununla yeterince zaman geçirirseniz...
00:34
sooner or later, something happens:
6
34260
2000
eninde sonunda bir yere varırsınız:
00:36
all your career options run out.
7
36260
2000
kariyer seçenekleriniz tükenir.
00:38
So you have to make a living cartooning.
8
38260
2000
Dolayısıyla geçiminizi karikatürle sağlamak zorunda kalırsınız.
00:40
Actually, I fell in love with the ocean when I was a little boy,
9
40260
3000
Ben küçükken okyanusa aşık oldum.
00:43
when I was about eight or nine.
10
43260
2000
Sekiz veya dokuz yaşındaydım.
00:45
And I was particularly fascinated with sharks.
11
45260
3000
Özellikle köpek balıkları beni büyülemişti.
00:48
This is some of my early work.
12
48260
2000
Bu benim ilk işlerimden biri.
00:50
Eventually, my mom took the red crayon away,
13
50260
2000
Sonunda annem kırmızı boyamı sakladı.
00:52
so it was [unclear].
14
52260
2000
Yani işte...
00:54
But I'd like to relay to you a childhood experience of mine
15
54260
3000
Okyanusa bakışımı değiştiren ve sonra...
00:57
that really made me see the ocean differently,
16
57260
3000
yaptığım işin temelini oluşturan...
01:00
and it's become the foundation of my work
17
60260
2000
bir çocukluk anımı aktarmak istiyorum...
01:02
because, I feel like, if in a day,
18
62260
2000
çünkü bana öyle geliyor ki...
01:04
I can see the ocean differently,
19
64260
2000
benim görüşüm bir günde değiştiyse
01:06
then I can evoke that same kind of change in others,
20
66260
2000
ben de aynı değişimi başkalarında yaratabilirim...
01:08
especially kids.
21
68260
2000
özellikle çocuklarda.
01:10
Before that day, this is how I saw the ocean.
22
70260
2000
O güne kadar okyanusu böyle görüyordum.
01:12
It's just a big blue surface.
23
72260
2000
Sadece kocaman, mavi bir yüzey.
01:14
And this is how we've seen the ocean since the beginning of time.
24
74260
3000
Ve insanoğlu okyanusları hep böyle gördü.
01:17
It's a mystery.
25
77260
2000
Esrarlı bir şey.
01:19
There's been a lot of folklore
26
79260
2000
Okyanuslarla ilgili...
01:21
developed around the ocean,
27
81260
2000
çoğu olumsuz, birçok...
01:23
mostly negative.
28
83260
2000
hikâye anlatıldı.
01:25
And that prompted people to make maps like this,
29
85260
2000
Bunun sonucunda böyle haritalar yapıldı...
01:27
with all kinds of wonderful detail on the land,
30
87260
3000
karalar bütün detaylarıyla gösterildi...
01:30
but when you get to the waters edge,
31
90260
2000
ama kıyılara geldiğinizde...
01:32
the ocean looks like one giant puddle of blue paint.
32
92260
3000
okyanus kocaman bir mavi boya birikintisi gibi görünüyor.
01:35
And this is the way I saw the ocean at school --
33
95260
2000
Okuldayken okyanusu ben de böyle görüyordum...
01:37
as if to say, "All geography and science lessons
34
97260
2000
sanki, "coğrafya ve fen dersleri...
01:39
stop at water's edge.
35
99260
2000
"kıyılardan ötesine geçmez.
01:41
This part's not going to be on the test."
36
101260
2000
"Burdan sonrası sınavda çıkmayacak" deniyordu.
01:43
But that day I flew low over the islands --
37
103260
2000
Ama adaların üzerinden uçtuğumuz o gün...
01:45
it was a family trip to the Caribbean,
38
105260
2000
Bir aile gezisiyle Karayipler'e gitmiştik...
01:47
and I flew in a small plane low over the islands.
39
107260
2000
ve alçaktan adaların üzerinden uçmuştuk.
01:49
This is what I saw. I saw hills and valleys.
40
109260
3000
Bu manzarayla karşılaştım. Tepeler ve vadiler...
01:53
I saw forests and meadows.
41
113260
2000
Ormanlar ve çayırlar gördüm.
01:55
I saw grottoes and secret gardens
42
115260
2000
Mağaralar ve gizli bahçeler...
01:57
and places I'd love to hide as a kid,
43
117260
2000
ve, suyun altında nefes alabilseydim,
01:59
if I could only breathe underwater.
44
119260
2000
saklanmak isteyeceğim yerler gördüm.
02:01
And best of all, I saw the animals.
45
121260
2000
Ama en güzeli, hayvanları gördüm.
02:03
I saw a manta ray that looked as big as the plane I was flying in.
46
123260
3000
Uçağımız büyüklüğünde bir manta vatozu gördüm.
02:06
And I flew over a lagoon with a shark in it,
47
126260
3000
İçinde köpek balığı olan bir lagünün üzerinden geçtik
02:09
and that was the day that my comic strip about a shark was born.
48
129260
3000
Bir köpek balığını anlatan bant karikatürüm işte o gün doğdu.
02:13
So from that day on, I was an ordinary kid
49
133260
2000
O günden itibaren, karada dolanan,
02:15
walking around on dry land,
50
135260
2000
sıradan bir çocuktum
02:17
but my head was down there, underwater.
51
137260
2000
ama aklım oradaydı, su altında.
02:19
Up until that day,
52
139260
2000
O güne kadar
02:21
these were the animals that were most common in my life.
53
141260
3000
en çok gördüğüm hayvanlar bunlardı.
02:24
These were the ones I'd like to draw --
54
144260
3000
Resimleri yaptığım hayvanlar bunlardı--
02:27
all variations of four legs and fur.
55
147260
3000
hepsi dört ayaklı ve tüylülerin bir başka şekliydi.
02:34
But when you got to the ocean,
56
154260
2000
Ama okyanusa gelince,
02:36
my imagination was no competition for nature.
57
156260
2000
hayal gücüm doğayla yarışamazdı.
02:38
Every time I'd come up with a crazy cartoon character on the drawing board,
58
158260
3000
Ne zaman çizim masasında acayip bir karakter yaratsam,
02:41
I'd find a critter in the ocean that was even crazier.
59
161260
3000
okyanusta ondan daha acayip bir yaratık buluyordum.
02:44
And the differences in scale between this tiny sea dragon
60
164260
3000
Ve bu ufacık deniz ejderiyle...
02:47
and this enormous humpback whale
61
167260
2000
bu devasa kambur balina arasındaki
02:49
was like something out of a science-fiction movie.
62
169260
3000
büyüklük farkı, bilim-kurgu filmlerini andırıyordu.
02:52
Whenever I talk to kids, I always like to tell them,
63
172260
2000
Ne zaman çocuklarla konuşsam onlara, gelmiş geçmiş en büyük hayvanın...
02:54
the biggest animal that ever lived is still alive.
64
174260
3000
hâlâ hayatta olduğunu söylemeyi seviyorum.
02:57
It's not a dinosaur; it's a whale,
65
177260
2000
Bir dinozor değil, bir balina,
02:59
animals as big as office buildings
66
179260
2000
iş merkezleri kadar büyük hayvanlar,
03:01
still swimming around out there in our ocean.
67
181260
2000
ve hâlâ okyanuslarımızda dolanıyorlar.
03:03
Speaking of dinosaurs, sharks are basically
68
183260
2000
Dinozorlardan bahsetmişken, köpek balıkları
03:05
the same fish they were 300 million years ago.
69
185260
3000
300 milyon yıl önce nasıldıysa, bugün de aynı.
03:08
So if you ever fantasize about going back in time
70
188260
2000
Yani hiç geçmişe gidip, bir dinozorun...
03:10
and seeing what a dinosaur looked like,
71
190260
2000
neye benzediğini görmek isterseniz..
03:12
that's what a dinosaur looks like.
72
192260
2000
işte bir dinozor buna benziyordu.
03:14
So you have living dinosaurs
73
194260
2000
Yani yaşayan dinozorlarımız...
03:16
and space aliens,
74
196260
2000
ve zor koşullarda, yer çekimsiz ortamda
03:18
animals that evolved in zero gravity in harsh conditions.
75
198260
3000
evrimleşmiş "uzaylı" yaratıklarımız var.
03:21
It's just incredible; no Hollywood designer
76
201260
3000
İnanılmaz. Hiçbir Hollywood tasarımcısı
03:24
could come up with something more interesting than that.
77
204260
3000
bundan daha ilginç bir şey yaratamazdı.
03:27
Or this fangtooth. The particles in the water
78
207260
2000
Ya da bu "fangtooth"tan. Suyun içindeki parçacıklardan...
03:29
make it look like it's floating in outer space.
79
209260
2000
sanki uzayın derinliklerinde süzülüyormuş gibi görünüyor.
03:31
Could you image if we looked through the Hubble Telescope
80
211260
3000
Hubble Teleskobu'ndan bakıp...
03:34
and we saw that?
81
214260
2000
bunu gördüğümüzü düşünebiliyor musunuz?
03:37
It would start a whole new space race.
82
217260
2000
Yeni bir uzay yarışının başlamasına neden olurdu.
03:39
But instead, we stick a camera in the deep ocean,
83
219260
3000
Ama kameralarımızı okyanusun derinliklerine indiriyoruz...
03:42
and we see a fish, and it doesn't capture our imagination
84
222260
3000
bir balık görüyoruz ve bu, toplum olarak...
03:45
as a society.
85
225260
2000
hayal gücümüzü hiç etkilemiyor.
03:47
We say to ourselves,
86
227260
2000
Kendi kendimize diyoruz ki:
03:49
"Maybe we can make fish sticks with it or something."
87
229260
3000
"Belki kızartmasını falan yaparız".
03:52
So, what I'd like to do now
88
232260
3000
Şimdi, biraz çizim
03:55
is try a little drawing.
89
235260
3000
yapmayı deneyeceğim.
03:58
So, I'm going to try to draw this fangtooth here.
90
238260
3000
Buraya bir "fangtooth" çizmeyi deneyeceğim.
04:03
I love to draw the deep sea fish,
91
243260
2000
Derin deniz balıklarını çizmeyi çok seviyorum...
04:05
because they are so ugly,
92
245260
2000
çünkü çok çirkinler.
04:07
but beautiful in their own way.
93
247260
3000
Ama kendilerine özgü güzellikleri var.
04:21
Maybe we can give him a little bioluminescence here --
94
261260
2000
Belki buna biraz parlama özelliği ekleyebiliriz...
04:23
give him a headlight,
95
263260
2000
bir far koyarız...
04:25
maybe a brake light,
96
265260
3000
belki bir fren lambası...
04:28
turn signals.
97
268260
2000
dönüş sinyalleri.
04:32
But it's easy to see why these animals
98
272260
2000
Bu hayvanlardan iyi birer...
04:34
make such great cartoon characters,
99
274260
2000
karikatür karakteri çıkabileceğini görmek kolay.
04:36
their shapes and sizes.
100
276260
2000
Şekilleri, boyutları...
04:41
So some of them actually seem to have powers
101
281260
2000
Hatta bazılarının süper kahramanlar gibi...
04:43
like superheroes in a comic book.
102
283260
2000
özel güçleri de var.
04:45
For instance,
103
285260
2000
Örneğin,
04:47
take these sea turtles.
104
287260
2000
bu deniz kamplumbağalarına bakalım.
04:49
They kind of have a sixth sense
105
289260
2000
Superman'in duvarların ötesini görebilmesi gibi...
04:51
like Superman's x-ray vision.
106
291260
2000
bunların da bir tür 6. hissi var,
04:53
They can sense the magnetic fields of the earth.
107
293260
3000
Dünya'nın manyetik alanlarını hissedebiliyorlar.
04:56
And they can use that sense
108
296260
2000
Ve bu hissi kullanarak
04:58
to navigate hundreds of miles of open ocean.
109
298260
3000
açık denizlerde yollarını buluyorlar.
05:03
I kind of give my turtle hands
110
303260
2000
Kaplumbağalarıma insan eli çiziyorum.
05:05
just to make them an easier cartoon character to work with.
111
305260
3000
Böylece çalışılması daha kolay karakterler oluyorlar.
05:19
Or take this sea cucumber.
112
319260
2000
Bu deniz hıyarına bakalım.
05:21
It's not an animal we draw cartoons of
113
321260
3000
Karikatürünü çizdiğimiz bir hayvan değil...
05:24
or draw at all.
114
324260
2000
hatta resmini bile yapmayız.
05:26
He's like an underwater Spiderman.
115
326260
2000
Bu bir nevi su altında yaşayan Örümcekadam.
05:28
He shoots out these sticky webs
116
328260
3000
Düşmanlarını etkisiz hâle getirmek için...
05:31
to entangle his enemy.
117
331260
3000
yapışkan ağlar fırlatıyor.
05:34
Of course, sea cucumbers shoot them out their rears,
118
334260
2000
Tabii deniz hıyarları bunları kıçlarından fırlatıyorlar...
05:36
which, in my opinion, makes them much more interesting a superhero.
119
336260
3000
ki bence bu olnları çok daha ilginç birer kahraman yapıyor.
05:39
(Laughter)
120
339260
2000
(Kahkahalar)
05:41
He can't spin a web anytime; he's got to pull his pants down first.
121
341260
3000
Öyle istediği zaman fırlatamıyor; önce pantolonunu indirmesi lazım.
05:44
(Laughter)
122
344260
2000
(Kahkahalar)
05:46
Or the blowfish.
123
346260
2000
Ya da kirpi balığı.
05:48
The blowfish is like the Incredible Hulk.
124
348260
2000
Kirpi balığı, Yeşil Dev Hulk'a benziyor.
05:50
It can change its body
125
350260
2000
Birkaç saniye içinde...
05:52
into a big, intimidating fish
126
352260
2000
bütün bedenini değiştirip
05:54
in a matter of seconds.
127
354260
2000
büyük, korkutucu bir balık oluyor.
05:56
I'm going to draw this blowfish uninflated.
128
356260
3000
Bu kirpi balığını sönük çizeceğim.
06:04
And then I'm going to attempt
129
364260
3000
Ve sonra ekranda...
06:07
onscreen animation here.
130
367260
2000
canlandırmayı deneyeceğim.
06:09
Let's see.
131
369260
2000
Bakalım.
06:11
Try and inflate it.
132
371260
3000
Şişirmeyi deneyeceğim.
06:21
(Laughter)
133
381260
2000
(Kahkahalar)
06:23
"You talkin' to me?" See, he can inflate himself
134
383260
2000
"Bana mı dedin?" Korkutucu olmak isterse...
06:25
when he wants to be intimidating.
135
385260
3000
kendisini şişirebilir.
06:28
Or take this swordfish.
136
388260
2000
Kılıç balığına bakalım.
06:33
Could you imagine being born with a tool for a nose?
137
393260
3000
Burnunuzun yerinde bir aletle doğduğunuzu düşünebilir misiniz?
06:36
Do you think he wakes up in the morning, looks in the mirror and says,
138
396260
2000
Sabah kalkıp aynaya baktığında şöyle diyor mudur:
06:38
"Somebody's getting stabbed today."
139
398260
2000
"Bugün birisini şişleyeceğim."
06:43
Or this lionfish for instance.
140
403260
3000
Ya da aslan balığı örneğin.
06:46
Imagine trying to make friends
141
406260
2000
Jilet gibi keskin, zehirli dikenlerle kaplı...
06:48
covered with razor-sharp poisonous barbs.
142
408260
3000
arkadaşlarınız olduğunu düşünsenize.
06:51
It's not something you want to put on your Facebook page, right?
143
411260
3000
Facebook sayfanıza koymazdınız herhalde, değil mi?
07:04
My characters are --
144
424260
2000
Benim karakterlerim--
07:06
my lead character's a shark named Sherman.
145
426260
2000
baş karakterim, Sherman adında bir köpek balığı.
07:08
He's a great white shark.
146
428260
2000
Bir beyaz köpek balığı.
07:10
And I kind of broke the mold with Sherman.
147
430260
2000
Ben Sherman'la kalıpları yıktım denebilir.
07:12
I didn't want to go with this ruthless
148
432260
3000
Acımasız avcı imajını
07:15
predator image.
149
435260
2000
kullanmak istemedim.
07:17
He's kind of just out there making a living.
150
437260
2000
O orada, öylece yaşayıp gidiyor.
07:19
He's sort of a Homer Simpson with fins.
151
439260
2000
Bir nevi yüzgeçleri olan Homer Simpson.
07:21
And then his sidekick
152
441260
2000
Yaveri de...
07:23
is a sea turtle, as I mentioned before, named Filmore.
153
443260
3000
Filmore adında bir deniz kamplumbağası.
07:26
He uses his wonderful skills at navigation
154
446260
3000
Mükemmel yön bulma yeteneğini kullanarak...
07:29
to wander the oceans, looking for a mate.
155
449260
3000
okyanuslarda dolaşıp kendisine bir eş arıyor.
07:34
And he does manage to find them,
156
454260
2000
Bulmayı başarıyor da, ama...
07:36
but great navigation skills, lousy pick-up lines.
157
456260
3000
yön bulmada çok iyi, muhabbete girmede berbat.
07:39
He never seems
158
459260
2000
Hiç belli bir kızla...
07:41
to settle on
159
461260
2000
takılmaya...
07:43
any particular girl.
160
463260
3000
karar veremiyor.
07:47
I have a hermit crab named Hawthorne,
161
467260
2000
Hawthorne adında bir kabuklu yengecim var.
07:49
who doesn't get a lot of respect as a hermit crab,
162
469260
3000
Kabuklu yengeç olarak çok saygı görmüyor...
07:52
so he kind of wishes
163
472260
2000
ve bu yüzden
07:54
he were a great white shark.
164
474260
2000
bir beyaz köpek balığı olmaya özeniyor.
08:05
And then I'll introduce you to one more character,
165
485260
3000
Ve size tanıtacağım bir karakterim daha var.
08:08
this guy, Ernest,
166
488260
2000
Bu, Ernest,
08:10
who is basically a juvenile delinquent
167
490260
2000
balık bedeninde...
08:12
in a fish body.
168
492260
2000
bir çocuk suçlu diyebiliriz.
08:16
So with characters, you can make stories.
169
496260
3000
Yani karakterler ile hikayeyi oluşturuyorsunuz.
08:19
Sometimes making a story is as easy
170
499260
2000
Bazen hikayeyi oluşturmak iki karakteri
08:21
as putting two characters in a room
171
501260
3000
aynı odaya koymak ve
08:24
and seeing what happens.
172
504260
2000
neler olduğuna bakmak kadar kolay.
08:26
So, imagine a great white shark and a giant squid in the same bathroom.
173
506260
3000
Aynı banyodaki dev bir mürekkepbalığı ile beyaz balinayı düşünün.
08:29
(Laughter)
174
509260
2000
(Kahkahalar)
08:31
Or, sometimes I take them to places
175
511260
2000
Ya da bazen onları bazen hiç kimsenin
08:33
that people have never heard of because they're underwater.
176
513260
2000
bilmediği yerlere koyuyorum, çünkü oralar denizin altında.
08:35
For instance, I took them skiing in the Mid-Atlantic Range,
177
515260
2000
Mesela, onlara Atlantik'in ortasında kayak sporu yaptırdım,
08:37
which is this range of mountains in the middle of the Atlantic.
178
517260
3000
orası Atlantik'in ortasında bir dağ.
08:40
I've taken them to the Sea of Japan,
179
520260
2000
Onları Japon Denizi'ne götürdüm,
08:42
where they met giant jellyfish.
180
522260
2000
orada dev deniz anası ile tanıştılar.
08:44
I've taken them camping in the kelp forests of California.
181
524260
3000
Onları Kaliforniya'daki kelp yosunları ormanına kamp yapmaya götürdüm.
08:47
This next one here,
182
527260
2000
Bu sıradaki,
08:49
I did a story on the census of marine life.
183
529260
2000
deniz yaşamı nüfus sayımı hakkında bir hikaye yazdım.
08:51
And that was a lot of fun because, as most of you know,
184
531260
2000
Ve bu çok eğlenceliydi, çünkü bir çoğunuzun
08:53
it's a real project we've heard about.
185
533260
3000
bildiği gibi bu gerçek bir proje.
08:57
But it was a chance for me to introduce readers
186
537260
2000
Ama okuyuculara birçok çılgın denizaltı karakterini
08:59
to a lot of crazy undersea characters.
187
539260
3000
sunmak benim için bir şanstı.
09:02
So we start off the story with Ernest,
188
542260
2000
Hikayeyi Ernest ile başlattık,
09:04
who volunteers as a census taker.
189
544260
2000
gönüllü nüfus saymanı.
09:06
He goes down and he meets this famous anglerfish.
190
546260
3000
Aşağıya iniyor ve bu meşhur fener balığıyla tanışıyor.
09:10
Then he meets the yeti crab,
191
550260
2000
Sonra yeti yengeci ile tanışıyor,
09:12
the famous vampire squid -- elusive, hard to find --
192
552260
3000
sonra meşhur vampir mürekkepbalığı ile -- zor bulunan --
09:15
and the Dumbo octopus, which looks so much like a cartoon in real life
193
555260
3000
ve Dumbo ahtapotu ile, öyle ki bu ahtapotlar gerçek hayatta zaten karikatür gibi gözüküyor
09:18
that really didn't have to change a thing when I drew it.
194
558260
3000
bu yüzden çizerken çok bir şey değiştirmem gerektirmedi.
09:21
I did another story on marine debris.
195
561260
3000
Deniz altındaki çöpler hakkında bir başka hikaye yarattım.
09:24
I was speaking to a lot of my friends
196
564260
2000
Doğal koruma işi ile ilgilenen arkadaşlarım
09:26
in the conservation business,
197
566260
2000
ile konuşuyordum,
09:28
and they --
198
568260
2000
ve onlara
09:30
I asked them, "So what's one issue you would like everyone to know more about?"
199
570260
3000
"Herkesin daha fazla bilgi sahibi olmasını isteyeceğin konu nedir?" diye sordum.
09:33
And they said -- this one friend of mine said,
200
573260
3000
Ve arkadaşlarımdan biri dedi ki,
09:36
"I've got one word for you: plastic."
201
576260
3000
"Tek bir kelime: plastik."
09:39
And I told him, "Well, I need something a little sexier than that.
202
579260
3000
Dedim ki: "Aslında bundan daha seksi bir şeye ihtiyacım var.
09:42
Plastic just is not going to do it."
203
582260
2000
Plastik işimi görmez."
09:44
We sort of worked things out.
204
584260
2000
İşleri bir bakıma yoluna koyduk.
09:46
He wanted me to use words like polyvinyl chloride,
205
586260
2000
Polivinil klorid gibi kelimeleri kullanmamı istedi,
09:48
which doesn't really work in voice balloons very well.
206
588260
2000
ama konuşma balonlarında pek de kullanışlı olmuyorlar.
09:50
I couldn't fit them in.
207
590260
2000
Sığdıramadım balonlara onları.
09:52
So what I did was I made an adventure strip.
208
592260
2000
Ben de bir macera bandı çizdim.
09:54
Basically, this bottle travels a long way.
209
594260
2000
Bu şişe uzun bir yol boyunca seyahat ediyor.
09:56
What I'm trying to tell readers
210
596260
2000
Okuyuculara söylemek istediğim,
09:58
is that plastic doesn't really go away;
211
598260
2000
plastiğin gerçekte ortadan kaybolmadığı;
10:00
it just continues to wash downstream.
212
600260
2000
sadece akıntı ile sürüklenmeye devam ediyor.
10:02
And a lot of it ends up washing into the ocean,
213
602260
3000
Birçoğu akıntıya kapılıp sonunda okyanusa varıyor,
10:05
which is a great story if you attach a couple characters to it,
214
605260
3000
bu da eğer birkaç karakter koyarsanız oldukça harika bir hikaye olur,
10:08
especially if they can't stand each other, like these two.
215
608260
3000
özellikle bu ikisi gibi birbirine katlanamayan karakterlerle.
10:12
So, I sent them to Boise, Idaho,
216
612260
3000
Bu hikayeyi Boise, Idaho'ya gönderdim,
10:15
where they dropped a plastic bottle
217
615260
3000
orada plastik bir şişeyi kanalizasyon
10:18
into the Boise sewer system.
218
618260
2000
sistemine attılar.
10:20
And it ended up in the Boise River
219
620260
3000
O da önce Boise nehrine gitti,
10:23
and then on to the Columbia River
220
623260
2000
sonra Kolombiya nehrine,
10:25
and then to the mouth of the Columbia
221
625260
2000
sonra Kolombiyanın girişine,
10:27
and to the Pacific Ocean
222
627260
2000
oradan Pasifik Okyanusuna
10:29
and then on to this place called the Great Pacific Garbage Patch --
223
629260
3000
sonra da Müthiş Pasifik Çöp Alanı olarak adlandırılan bu yere --
10:32
which is this giant Pacific gyre in the North Pacific,
224
632260
2000
burası da Kuzey Pasifik'teki dev pasifik girdabı,
10:34
where a lot of this plastic ends up floating around --
225
634260
3000
birçok plastiğin yüzdüğü yer --
10:38
and then back onto the lagoon.
226
638260
3000
sonra da lagüne geri dönüyorlar.
10:41
So that was basically a buddy story
227
641260
2000
Bu temelinde bir arkadaşlık hikayesi,
10:43
with a plastic bottle following along.
228
643260
3000
plastik bir şişenin takibinde yaşanıyor.
10:46
So a lot of people remember the plastic bottle anyway,
229
646260
3000
Birçok insan plastik şişeyi zaten hatırlayacaktır,
10:49
but we really talked about marine debris and plastic
230
649260
3000
ama biz burada deniz altındaki çöplerden
10:52
in the course of that one.
231
652260
2000
ve plastikten bahsettik.
10:54
The third storyline I did about a year and a half ago
232
654260
2000
Bir buçuk yıl önce çizdiğim üçüncü hikaye
10:56
was probably my most difficult.
233
656260
2000
herhalde en zor hikayemdi.
10:58
It was on shark finning, and I felt really strongly
234
658260
2000
Çok hassas olduğum bir konuda
11:00
about this issue.
235
660260
2000
"Köpekbalığı yüzgeçleri" hakkında.
11:02
And I felt like, since my main character was a shark,
236
662260
3000
Ve ana karakterim köpekbalığı olduğu için,
11:05
the comic strip was a perfect vehicle for telling the public about this.
237
665260
3000
bunun halka bu konuda bilgi vermek için müthiş bir araç olduğunu düşündüm.
11:08
Now, finning is the act
238
668260
2000
Bu eylem, köpekbalıklarını
11:10
of taking a shark, cutting the valuable fins off
239
670260
3000
yakalamak, onun değerli yüzgecini kesmek
11:13
and throwing the live animal back in the water.
240
673260
3000
ve hayvanı canlı olarak suya geri atmayı içeriyor.
11:16
It's cruel, it's wasteful.
241
676260
2000
Zalimce, vahşice.
11:18
There's nothing funny or entertaining about it,
242
678260
2000
Bunun eğlenceli veya komik bir yanı yok,
11:20
but I really wanted to take this issue on.
243
680260
2000
ama bu konuyu ele almak istedim.
11:22
I had to kill my main character, who is a shark.
244
682260
3000
Köpekbalığı olan ana karakterimi öldürmek zorunda kaldım.
11:25
We start with Sherman in a Chinese restaurant,
245
685260
2000
Sherman Çin restoranında iken başlıyor hikaye,
11:27
who gets a fortune that he's about to get caught by a trawler,
246
687260
3000
falında trol avcıları tarafından yakalanmak üzere olduğunu öğreniyor,
11:30
which he does.
247
690260
2000
öyle de oluyor.
11:32
And then he dies.
248
692260
2000
Sonra da ölüyor.
11:34
He gets finned, and then he gets thrown overboard.
249
694260
2000
Yüzgeci kesiliyor, ve denize atılıyor.
11:36
Ostensibly, he's dead now.
250
696260
2000
Görünürde o şimdi ölü.
11:38
And so I killed a character that's been in the newspaper for 15 years.
251
698260
3000
Ve ben 15 yıldır gazetede olan bir karakteri öldürdüm.
11:41
So I got a lot of reader feedback on that one.
252
701260
2000
Bu konuda bir çok okurdan geri dönüş aldım.
11:43
Meanwhile, the other characters are talking about shark fin soup.
253
703260
3000
Bu arada, diğer karakterler köpekbalığı yüzgeci çorbası hakkında konuşuyor.
11:46
I do three or four strips after that
254
706260
2000
Bundan sonra üç ya da dört bant çizdim,
11:48
where we explore the finning issue
255
708260
2000
orada bu olayı ve
11:50
and the shark fin soup issue.
256
710260
2000
bu yüzgeç çorbasından bahsettim.
11:52
Sherman's up in shark heaven.
257
712260
2000
Sherman şimdi yukarıda köpekbalığı cennetinde.
11:54
This is what I love about comic strips, you know.
258
714260
2000
Komik bantları hakkında sevdiğim şey de bu işte.
11:56
You really don't have to worry about the audience suspending its sense of disbelief
259
716260
3000
Okuyucunun inanç hissini askıya alacağından şüphe duymamalısınız,
11:59
because, if you start with a talking shark,
260
719260
2000
çünkü eğer konuşan bir köpekbalığı ile başlarsanız,
12:01
readers pretty much check their disbelief at the door.
261
721260
3000
okuyucular kapıda inançlarını bırakacaklardır.
12:04
You can kind of do anything.
262
724260
2000
Bir nevi her şeyi yapabilirsiniz.
12:06
It becomes a near-death experience for Sherman.
263
726260
3000
Bu Sherman için ölümün eşiğinde bir deneyim idi.
12:09
Meanwhile, Ernest finds his fins on the internet.
264
729260
2000
Bu arada, Ernest Sherman'ın yüzgecini internette buluyor.
12:11
There was a real website based in China
265
731260
2000
Çin menşeili bir internet sitesi vardı
12:13
that actually sold shark fins,
266
733260
2000
gerçekten köpekbalığı yüzgeci satıyordu,
12:15
so I kind of exposed that.
267
735260
3000
ben de bunu ifşa ettim.
12:18
And he clicks the "buy now" button.
268
738260
3000
Ve "satın al" tuşuna tıklıyor.
12:21
And voila, next-day air, they show up,
269
741260
2000
Ve işte, ertesi gün ekspres hava yolu ile geliyorlar
12:23
and they surgically reattach them.
270
743260
2000
ve onu geri dikiyorlar.
12:25
I ended that series with a kind of a mail-in petition
271
745260
3000
Bu seriyi bir çeşit dilekçe mektubu ile bitirdim,
12:28
that encouraged our National Marine Fishery Service,
272
748260
2000
bizim Ulusal Deniz Balık Servisimizi
12:30
to force other countries
273
750260
2000
diğer ülkeleri, köpekbalığı yönetimi konusunda daha
12:32
to have a stronger stance with shark management.
274
752260
2000
güçlü bir tutum takınmaya zorlamaları için destekleyen br dilekçe.
12:34
(Applause)
275
754260
2000
(Alkışlar)
12:36
Thanks.
276
756260
2000
Teşekkürler.
12:38
I'd like to end with a little metaphor here.
277
758260
2000
Ufak bir benzetme ile bitirmek istiyorum.
12:40
I've been trying to think of a metaphor to represent Mission Blue,
278
760260
3000
Mavi Görevi sunmak için bir benzetme düşünüyorum ne zamandır,
12:43
and this is what I came up with.
279
763260
2000
ve sonunda bunu buldum.
12:45
Imagine you're in an enormous room,
280
765260
2000
Düşünün ki kocaman bir odadasınız,
12:47
and it's as dark as a cave.
281
767260
2000
bir mağara gibi karanlık.
12:49
And you can have anything in that room, anything you want,
282
769260
2000
Ve odada her şeyiniz var, istediğiniz her şey,
12:51
but you can't see anything.
283
771260
2000
ama hiçbir şeyi göremiyorsunuz.
12:53
You've been given one tool, a hammer.
284
773260
3000
Size sadece bir araç verilmiş, çekiç.
12:56
So you wander around in the darkness, and you bump into something,
285
776260
3000
Karanlıkta dolaşmaya başlıyorsunuz ve bir şeye rastlıyorsunuz,
12:59
and it feels like it's made of stone.
286
779260
2000
ve taştan yapıldığını fark ediyorsunuz.
13:01
It's big, it's heavy. You can't carry it away,
287
781260
2000
Çok büyük, ağır. İtemiyorsunuz,
13:03
so you bang it with your hammer, and you break off a piece.
288
783260
3000
çekiçle vurmaya başlıyorsunuz ve parçalara ayırıyorsunuz.
13:06
And you take the piece out into the daylight.
289
786260
2000
Bu parçayı alıp güneş ışığına çıkarıyorsunuz.
13:08
And you see you have a beautiful piece of white alabaster.
290
788260
3000
Mükemmel beyaz bir mermer parçası olduğunu anlıyorsunuz.
13:11
So you say to yourself, "Well, that's worth something."
291
791260
2000
Kendinize diyorsunuz ki, "Bu oldukça değerli bir şey."
13:13
So you go back into the room,
292
793260
2000
Odaya geri dönüyorsunuz,
13:15
and you break this thing to pieces, and you haul it away.
293
795260
3000
o şeyi parçalara ayırıyorsunuz, ve başka bir yere taşıyorsunuz.
13:18
And you find other things, and you break that up, and you haul those away.
294
798260
2000
Başka şeyler buluyorsunuz, kırıyorsunuz ve taşıyorsunuz yeniden.
13:20
And you're getting all kinds of cool stuff.
295
800260
2000
Ve bir sürü mükemmel parçaya sahip oluyorsunuz.
13:22
And you hear other people doing the same thing.
296
802260
2000
Diğer insanların da aynı şeyi yaptığını duyuyorsunuz.
13:24
So you get this sense of urgency,
297
804260
2000
Şu hisse kapılıyorsunuz,
13:26
like you need to find as much stuff as possible as soon as possible.
298
806260
3000
kısa zamanda mümkün olduğunca fazla parça bulmalıyım.
13:29
And then some yells, "Stop!"
299
809260
2000
Sonra birisi bağırıyor, "Durun!".
13:31
And they turn up the lights.
300
811260
2000
Ve ışıkları açıyorlar.
13:33
And you realize where you are; you're in the Louvre.
301
813260
3000
Ve nerede olduğunuzu fark ediyorsunuz; Louvre Müzesinde'siniz.
13:38
And you've taken all this complexity and beauty,
302
818260
4000
Tüm o bütünlüğü ve güzelliği almışsınız
13:42
and you've turned it into a cheap commodity.
303
822260
3000
ve onu ucuz bir ticari mala çevirmişsiniz.
13:45
And that's what we're doing with the ocean.
304
825260
3000
Okyanus'ta da yaptığımız tam olarak bu işte.
13:48
And part of what Mission Blue is about
305
828260
2000
Mavi Görev'in kısmen yapmak istediği de
13:50
is yelling, "Stop!"
306
830260
3000
"Durun!" diye bağırmak,
13:53
so that each of us --
307
833260
2000
böylece her birimiz --
13:55
explorer, scientist, cartoonist, singer, chef --
308
835260
3000
kaşif, bilim adamı, karikatürist, şarkıcı, şef --
13:58
can turn up the lights in their own way.
309
838260
2000
kendimizce bir ışık yakabiliriz.
14:00
And that's what I hope my comic strip does in a small way.
310
840260
2000
İşte bu da bant karikatürümün gerçekleştirmesini umduğum şey.
14:02
That's why I like what I do.
311
842260
2000
Yaptığım işi bu yüzden seviyorum.
14:04
Thanks for listening.
312
844260
2000
Dinlediğiniz için teşekkür ederim.
14:06
(Applause)
313
846260
2000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7