What I've learned about parenting as a stay-at-home dad | Glen Henry

Çeviri: Mustafa Ozhanoglu Gözden geçirme: Figen Ergürbüz

Alright, I want to tell you how I got my superpowers through fatherhood.

Size babalık sayesinde süper güçlerimi nasıl kazandığımı anlatmak istiyorum.

Nefret ettiğim bir işte çalışıyordum, tamam mı?

I was working a job I hated, OK?

Herhangi birinizin nefret ettiği bir işte çalışıp çalışmadığını bilemiyorum.

And I don't know if anyone here ever worked a job they hated.

Has anyone here ever worked a job they hated?

Burada herhangi biri nefret ettiği bir işte çalıştı mı hiç?

(Laughter)

OK, good, because I'm not alone

(Gülüşmeler)

Tamam, güzel, yalnız değilim

and I have something to confess; I don't want you guys to judge me.

itiraf edeceğim bir şey var; beni yargılamanızı istemiyorum.

This feels like a safe space, is it a safe space?

Burası güvenli bir alan gibi geliyor bana güvenli alan mı?

Audience: Yes.

Seyirci: Evet.

Glen Henry: OK, I was working the job I hated,

Tamam, nefret ettiğim bir işte çalışıyordum,

my manager and I were not getting along.

patronum ve ben iyi geçinemiyorduk.

I was sitting in my car, looking in the rearview mirror,

Arabamda dikiz aynasına bakarak oturuyordum

trying to figure out which friend I could call

bomba ihbarı yapmak için hangi arkadaşımı aramam gerektiğini düşünüyordum

to call in a bomb threat,

so I didn't have to go back in the building.

ki binanın içine geri dönmeyeyim.

(Gülüşmeler)

(Laughter)

Tamam, bu benim için çok sıkıntı yaratıyordu

OK, this was having a lot of issues for me,

işimde çok sıkıntılarım vardı

I was having a lot of issues at my job

and I'd come home every day from work

hergün işten eve gelirdim

and my wife would ask me the same question.

ve karım bana hep aynı soruyu sorardı.

And when you hate your job,

Ve işininizden nefret ettiğinizde

this is the worst question anyone could ask you.

bu soru birinin size sorabileceği en kötü sorudur.

She'd say, "Hey babe, how was your day?"

Şöyle derdi, "Merhaba bebeğim, günün nasıldı?"

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And I'd say,

Ve ben de,

"Why you bringing up old stuff?"

"Neden eski konuları açıp duruyorsun?" diyordum.

(Laughter)

I just left it, I don't want to think about that place again.

(Gülüşmeler)

İşi yeni bıraktım, o yeri bir daha düşünmek dahi istemiyorum.

See, we were spending about 40 percent of my income on childcare.

Bakın, kazancımın %40'ını çocuk bakımına harcıyorduk.

We had one child.

Bir çocuğumuz vardı.

And we were pregnant with our second child.

Ve karım ikinci çocuğumuza hamileydi.

And we were trying to figure out how we were going to fix this whole thing

Ve tüm bu para meselesini nasıl halledeceğimizi bulmaya çalışıyorduk

of this money situation, and she said,

ve karım dedi ki:

"Hey, babe, I've got a great idea."

"Bebeğim, harika bir fikrim var"

I said, "What's up?"

"nedir?" dedim

She said, "I think you'd be a great stay-at-home dad."

Dedi ki, "bence senden güzel ev erkeği olur."

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Ben de şöyleydim, "Neden böyle bir şey söyledin ki?"

I was like, "Why would you say something like that?"

(Gülüşmeler)

(Laughter)

She said, "Because babies like you."

"Bebekler seni sever de ondan" dedi.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I was like, "No, they don't."

"Hayır sevmezler" dedim.

She was like, "No, they do like you.

O da, "Severler seni

ve bence babalarından gelen sevginin

And I think it would be great

neye benzediğini çocuklarımızın görmeleri de harika olur," dedi.

for our children to see what love looks like, coming from a father."

Ben de, "Tamam," dedim.

I was like, OK.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Evet, bununla ilgili sorunum vardı

So, I had issues with this,

çünkü daha önce fazla ev babası görmemiştim ve

because I haven't seen a lot of stay-at-home dads before

erkeklerin beni bununla yargılayacağını düşünüyordum, şunu anladım, şunu dedim

and I thought men would judge me, so get this, I said this --

please don't be offended -- I said,

--lütfen üstünüze alınmayın (sözüm meclisten dışarı)--

"Uh, you know, that sounds boring.

dedim ki, "bilirsin, bu çok sıkıcı görünüyor"

And what do stay-at-home moms do all day, anyway?"

"Ve ev hanımları bütün gün ne yapıyorlar ki zaten?"

Audience: Ooh!

Seyirci: Ooh!

She smiled at me a smile only a woman full of knowledge can smile

Bana gülümsedi.. bir gülücük... ancak her şeyin

farkında olan bir kadın böyle gülümseyebilir

(Laughter)

and said, "Well, this should be easy for you.

(Gülüşmeler)

ve dedi ki, "Şey, bu senin için kolay olacak öyleyse"

And it will save us some money, it seems like a no-brainer."

"Ve para da biriktirebileceğiz, kolay bir karar gibi görünüyor."

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Fast-forward six months,

6 ay ileri sarıyorum.

Yaklaşık bir haftalık ev babasıydım.

I'd been a stay-at-home dad for about a week.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I was standing in my bathroom, looking into the mirror

Banyoda, aynanın önünde ayakta duruyordum

(Laughter)

(Gülüşmeler)

crying, tears --

ağlıyordum, gözyaşları --

(Laughter)

(Gülüşmeler)

running all down my face.

yanaklarımdan aşağı doğru akıyordu.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

My one-and-a-half-year-old was banging on the bathroom door --

1,5 yaşındaki çocuğum banyo kapısına vuruyordu --

because I locked them out, you know --

bilirsiniz işte, kendimi içeri kilitlemiştim --

(Laughter)

(Gülüşmeler)

crying, tears running down his face.

ağlıyordum, gözyaşları yüzümden aşağı akıyordu.

And my newborn was in the bassinet, crying, tears running down his face.

Ve yeni doğan çocuğum ise beşiğinde ağlıyordu, gözyaşları yanağından akıyordu.

I looked at myself in the mirror, and I said ...

Aynada kendime baktım ve şöyle dedim:

"Which friend can you call to call in a bomb threat?

"Bomba ihbarı için hangi arkadaşımı arayabilirim ki?"

We've got to get out of here."

"Hemen buradan çıkmalıyız."

(Laughter)

(Gülüşmeler)

See, I had traded my manager for my children.

Görüyorsunuz, patronumla çocuklarımı takas etmiştim.

I didn't know what I got myself into.

Kendimi neyin içine soktuğumun farkında bile değildim.

I thought I knew everything about being a stay-at-home parent,

Ev babası olmakla alakalı her şeyi bildiğimi zannediyordum

and in fact, I knew nothing at all.

ve aslında hiçbir şey bilmiyormuşum.

Because even though my manager was --

Çünkü patronum şey olsa da --

well, at least my children were a lot cuter than my manager,

-- şey, çocuklarım en azından ondan çok daha sevimlidirler --

they were just as demanding.

onun kadar zorluydular.

(Video) Child: Wipe my butt.

(Video) Çocuk: Popomu sil.

Papa, wipe my butt.

Baba, popomu temizle.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Wipe my butt.

Po-po-mu sil.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

GH: What had I gotten myself into?

Kendimi neyin içine sokmuştum böyle?

I thought I knew everything about being a stay-at-home parent --

Ev babası olmakla ilgili her şeyi bildiğimi sanıyordum

in fact, I knew nothing.

aslında, hiçbir şey bilmiyormuşum.

I thought that all I had to do was feed them,

Tüm yapmam gereken çocukları yedirip içirmek

change their diapers, and they'd be fine.

bezlerini değiştirmekti ve her şey tamam.

Like, I really thought that's it.

Tam olarak bu kadar olacağını sandım.

"Sesame Street" on TV, keep them distracted,

TV'de "Susam Sokağı" onları oyalayacaktı,

bir kâse elma püresi, bir şişe süt ve her şey tamamdı.

apple sauce in a bowl, milk in a bottle, they'd be fine.

Fakat çocukları yalnız bırakırsanız

But if you leave children alone,

birazcık yaramazlığın içine sokuyorlar kendilerini.

they'll get into just a little bit of mischief.

(Video) Child: Hi.

(Video) Çocuk: Merhaba.

GH: Where is the powder?

GH: Un nerede?

Child: I don't know.

Çocuk: Bilmiyorum

GH: Well, where did you put it, where did it --

GH: Yahu, Nereye koydunuz onu, nerede --

Who did it?

Kim yaptı bunu?

Child 1: No, you did it! Child 2: No, you did it!

Çocuk 1: Hayır, sen yaptın! Çocuk 2: Hayır, sen yaptın!

Child 1: No, you did it! Child 2: No, you did it!

Çocuk 1: Hayır, sen yaptın! Çocuk 2: Hayır, sen yaptın!

(Laughter)

(Gülüşmeler)

GH: You know what else I thought I knew about being a stay-at-home parent?

GH: Ev babası olmakla ilgili başka ne bildiğimi zannettim biliyor musunuz?

I thought that all I had to do was take them to the park once a week,

Yapmam gereken tek şeyin onları alıp haftada bir parka götürmek olduğunu sandım

because if I took them to the park once a week, they'd be fine.

çünkü onları haftada bir kez parka götürürsem, her şey tamam olacaktı.

In fact, I knew nothing at all.

Aslında hiçbir şey bilmiyormuşum.

OK.

Tamam.

If you take kids to park every day then that means they get dirty every day.

Çocukları her gün parka götürürseniz, bu onların her gün kirleneceği anlamına gelir

If they got dirty every day, they need baths every day,

ve eğer her gün kirlenirlerse her gün banyo yapmaları gerekir.

if they got baths every day --

Her gün banyo yaparlarsa --

bir an anlamadığınızı sandım-- anlarsınız 2 yaşından küçük iki çocuk sahibi olmak

I just don't think you understand, see, having two kids under two,

you end up changing over 20 dirty diapers a day, OK.

günde 20 kirli bezi değiştirmeniz anlamına gelir, tamam mı?

And if you give them a bath, that's just more nakedness.

Onları banyo ettirirseniz, bu yalnızca daha fazla çıplaklık demek.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And a higher probability of getting peed on,

Ve üzerinize işeme ihtimali,

and no one likes getting peed on, even if it's from a baby.

kimse üzerine işenmesinden hoşlanmaz, bir çocuk tarafından yapılsa bile.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But I read this article by Father Lee

Fakat Father Lee tarafından yazılan deterjan markaları,

which cites a survey done by two detergent companies, Omo and Persil.

Omo ve Persil, tarafından yapılan bir anketi anlatan bu makaleyi okudum.

And they did this study and it said, that at two hours a day,

Ve bu çalışmayı yaptılar ve diyorlar ki; günde iki saat,

prisoners get more outside time than children.

mahkumlar dışarıda çocuklardan daha fazla zaman harcıyorlarmış.

That convicted me and so we went outside.

Bu beni mahkum etti ve böylece dışarı çıktık.

(Video) (Music)

(Video) (Müzik)

(Laughter)

(Gülüşmeler)

GH: Görüyorsunuz, ev babası olmakla ilgili hiçbir şey biliyormuşum

GH: See, I knew nothing about being a stay-at-home parent,

and once I embraced the fact that I knew nothing,

ve hiçbir şey bilmediğim gerçeğini kabullenince

I began to learn from my new managers.

yeni patronlarımdan ders almaya başladım.

And I always was told

Ve bana hep söylenen şuydu:

that as a stay-at-home parent, you get no sleep.

Evde anne babaysan, uyku uyumak yoktur.

Or as a parent in general, you get no sleep.

Veya genel anlamıyla anne baba olarak uyku uymak yoktur.

But that's not true, because if you sleep when they do,

Fakat bu doğru değil çünkü onlar uyuyunca uyursanız

you actually can get some sleep.

birazcık siz de uyku çekebiliyorsunuz.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

You know what else I thought as a stay-at-home parent?

Ev babası olarak başka ne düşündüm biliyor musunuz?

I though I knew that the best way to teach kids right from wrong

onlara yanlışı doğruyu öğretmenin en iyi yolunun

onları disipline etmekten geçtiğini zannediyordum

was to discipline them,

because that would make sure they understood right from wrong,

çünkü bu yanlışı, acıyı, korkuyu

the pain, the fear -- that would teach them.

doğruyu anlamalarını sağlayacaktı -- bu onlara ders verecekti.

But the truth is, the best way to teach my children right from wrong

Fakat, gerçek şu ki; çocuklara yanlıştan doğruyu öğretmenin en iyi yolu

is to teach them.

Take out a whiteboard and draw pictures and make connections

onlara ders vermektir.

Bir tahta çıkarırsın ve resimler çizersin

that they can understand.

ve anlayacakları bağlantılar kurarsın.

That was the best way.

En iyi yol buydu.

A lot of these images you're seeing are coming from my YouTube channel,

Şu an gördüğünüz bir çok görsel benim YouTube kanalım,

"Beleaf in Fatherhood" dan.

"Beleaf in Fatherhood."

I document the misadventures of being a stay-at-home dad.

Ev babası olma maceramı böyle belgeledim.

Ve kusursuz da değil tabii sadece çabaladığımı ortaya koyuyor.

And it's not perfect, it's just showing that I'm trying.

And I'm not trying to be an example

Ve bir örnek de olmaya çalışmıyorum,

but just proof that it's possible for whoever else is doing this.

bunu başka her kim yapıyor olursa olsun mümkün olduğunun da kanıtıyım ben.

You know what I also knew about being a stay-at-home parent?

Ev babası olmakla ilgili ne biliyordum, biliyor musunuz?

I knew that children needed love,

Çocukların sevgiye gereksinim duyduğunu biliyordum

but I just didn't know what love looked like.

ama sevgi nasıl bir şeydi onu bilmiyordum sadece.

(Video) (Music)

(Video) (Müzik)

GH: It turns out putting diapers on your head

GH: Bir bezi başınızın üstüne koymanın

and play-fighting until the kids fall asleep

ve çocuklar uykuya yenik düşene kadar boğuşmanın

is a great way to love your kids.

çocuklarınıza sevgi göstermenin en iyi yol olduğu ortaya çıktı.

So, I was learning a lot,

Yani çok şey öğreniyordum

but it's not all fun and boogers, is it?

fakat hepsi eğlenceli şeyler değil, değil mi?

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I asked a group of stay-at-home parents what's the hardest thing,

Bir çok ev anne babasına en zor şeyin

the thing they underestimated most about being stay-at-home parents,

ev anne babası olmakla ilgili en çok hafife aldıkları şeyin ne olduğunu sordum

and they said that the loneliness was one of those things.

ve dediler ki, yalnızlık o şeylerden biri.

Not having someone else to talk to, feeling inadequate,

Konuşacak başka birinin olmaması, yetersiz hissetmek

feeling selfish for wanting me-time.

kendinize ait zaman istediğiniz için bencil hissetmek.

And nursery rhymes suck.

Ve tekerlemeler de çok kötü.

(Gülüşmeler)

(Laughter)

Like, really, "Mary Had a Little Lamb" is cool the first couple of times,

Mesela, "Mary Had a Litle Lamb" ilk birkaç seferde iyi

but after all these years on repeat,

ama tüm bu yıllar boyunca tekrar ettikten sonra,

you wonder why Mary just ain't make herself a wool skirt

Mary neden kendine bir yünden etek yapmıyor ya da

and have lamb chops, you know what I'm saying?

kuzu budu yemiyor merak ediyor insan, anlıyorsunuz, değil mi?

(Laughter)

(Gülüşmeler)

The one thing I underestimated most was the emotional fatigue.

En çok hafife aldığım bir şey de duygusal tükenmişlik idi.

See, I was an artist, so I'd write songs for other artists.

Ben bir sanatçıydım, bu yüzden diğer sanatçılar için şarkılar yazardım.

Because that's how I made money from home.

Çünkü eve parayı böyle getiriyordum.

But when you're with your kids all day, you become emotionally tired.

Fakat tüm gün çocuklarınızla olunca duygusal olarak yoruluyorsunuz.

And that means all your creativity comes from your emotions,

Ve bu şu anlama gelir, yaratıcılığınız duygularınızdan gelir

so you’re just tapped out, you're done.

bu yüzden bitersiniz, işiniz biter.

So you become done with time.

Böylece saat ile olan işiniz biter

Nap time, time-tables, time-out, time like to cook,

--uyku saati, zaman çizelgeleri, molalar, yemek pişirme saati

with all types of time, you're just done.

ve tüm saat türleriyle-- işiniz biter

You had no time for anything.

hiçbir şey için zamanınız olmaz.

And some people are done with their spouse as a stay-at-home parent.

Ve bazı insanların ev anne babası olarak eşleriyle olan işleri de biter.

Because the spouse just doesn't get it.

Çünkü eşiniz anlayamaz bunu.

I was talking to a friend of mine, he said,

Bir arkadaşımla konuşuyordum, dedi ki:

"Man, I come home from work,

"Dostum, işten eve geliyorum

drawers are open, clothes hanging outside the drawers,

çekmeceler açık, giysiler dışarı taşmış vaziyette,

the kids are still in their pajamas ...

çocukların pijamaları hâlâ üzerlerinde…

And it can't be that hard to have dinner ready when I get home, right?"

eve geldiğimde, sofrayı hazırlamış olmak bu kadar da zor olamaz, haksız mıyım?"

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Start to freak out, you know what I'm saying?

Kafayı yiyecektim, ne dediğimi anlıyorsunuz değil mi?

(Laughter)

(Gülüşmeler)

He was trying to confide in me --

Sırlarını bana anlatmaya çabalıyordu--

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I said, "You have no idea what you're talking about."

"Neden bahsettiğin hakkında en ufak fikrin bile yok," dedim ben de.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

She wakes up every morning, tired from the night before,

Her sabah uyanır, bir gece öncesinden yorgundur,

baby attached to her breast, dropping this kid off at school,

bebeği memesindedir, çocuğun birini okula bırakmak

ve diğerini parka götürmek.

and taking this one to the park.

Çamaşırlar gökyüzüne yükselir,

Laundry piles up to the skies,

annenle bir saat telefonda konuşur

he has a conversation on the phone for an hour with your mom

Allah bilir ne konuda,

about God knows what,

senin eve aldığın köpeği yürüyüşe çıkartır.

takes the dog you wanted for a walk ...

(Gülüşmeler)

(Laughter)

And nobody died, bro.

Ve kimse ölmedi kardeşim.

She kept your kids alive all day, that's hard."

O, çocuklarını tüm gün hayatta tuttu, bu çok zor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Ev anne babalarının savunucusu oldum ben.

I have become an advocate for stay-at-home parents.

Why?

Neden?

Because finally, I was standing in their shoes.

Çünkü sonuç olarak ben kendimi onların yerine koydum.

Because when you're standing in someone else's shoes,

Çünkü kendinizi başka birinin yerine koyduğunuz zaman

you see the world from a different perspective.

dünyayı başka bir açıdan görüyorsunuz.

And when you start to take steps, it feels like baby steps, wobbling.

Ve adım atmaya başladığınızda bebek adımlarıymış gibi, sendeliyormuşsun gibi.

But then they turn into stomps.

Fakat sonra yere sağlam basmaya dönüşüyor.

And you start making footprints for the next generation to walk in.

Ve bir sonraki nesil için bir yol açmaya başlıyorsunuz.

Anne babalar olarak belirli bir yolda yürüyoruz, anlıyor musunuz?

See, we're walking on a certain path, as parents.

We're all in this together.

Bu işte hep birlikteyiz.

No one can deny that family is one of the biggest foundations

Ailenin birinin hayatındaki en büyük kurum olduğunu

in anyone's life.

hiç kimse inkar edemez.

And we're all walking on this path,

Ve hepimiz bu yolda yürüyoruz

and we're pulling these thickets out of the way, and these thorns,

ve engelleri yoldan kaldırıyoruz

making it easier for the ones coming after us.

ve arkamızdan gelenler için işi daha kolaylaştırıyoruz.

It turns out, parenting has a lot more to do with landscaping.

Anne baba olmanın öğretmekten ders vermekten çok

keşfetmek ve öğrenmek ile alakalı olduğu

And learning.

More than teaching.

ortaya çıkıyor.

And the best thing to do is to show up for class.

Ve yapılacak en iyi şey her gün sınıfa gitmektir.

Be present is what I learned as a stay-at-home dad.

Sınıfta olmak ,orada olmak benim ev babası olarak öğrendiğim şeydir.

And let your presence be a gift.

Ve bırakın varlığınız hediyeniz olsun.

(Video) Shh.

(Video) Şşş.

(Door unlocking)

(Kapı açılır)

Hi!

Merhaba!

(Children giggling)

(Çocuklar kıkırdıyor)

(Gülüşmeler)

(Laughter)

GH: This was me, coming home from tour one day.

GH: Bu benim, bir gün turdan eve dönüyorum.

I thought that the father was supposed to pursue the child.

Babanın çocuğu takip etmesi gerektiğini zannederdim.

But it turns out the father makes himself present.

Fakat ortaya çıkıyor ki, baba orada (evde) var ise

And the children run after him.

çocuk onun ardından gelir.

And that right there is a superpower.

Ve işte tam burada bir süper güç vardır.

And that right there, my friends, is everything.

Ve, dostlar, işte her şey tam da burada.

Thank you.

Teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkışlar)