James Stavridis: How NATO's Supreme Commander thinks about global security

James Stavridis: Bir Amiral'in küresel güvenlik konusundaki düşünceleri

57,129 views

2012-07-23 ・ TED


New videos

James Stavridis: How NATO's Supreme Commander thinks about global security

James Stavridis: Bir Amiral'in küresel güvenlik konusundaki düşünceleri

57,129 views ・ 2012-07-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Eyüp UYANIK Gözden geçirme: Ahmet Yükseltürk
00:15
I'm gonna talk a little bit about open-source security,
1
15752
4850
Biraz açık kaynak güvenliği hakkında konuşacağım,
00:20
because we've got to get better at security
2
20602
2024
çünkü 21. yüzyılda güvenlik konusunda daha iyi seviyelere
00:22
in this 21st century.
3
22626
2020
ulaşmamız gerekiyor.
00:24
Let me start by saying, let's look back to the 20th century,
4
24646
4687
İsterseniz konuya 20. yüzyıla bir göz atarak başlayalım,
00:29
and kind of get a sense of how that style of security
5
29333
3669
böylece o dönemdeki güvenlik anlayışımıza dair bir fikir
00:33
worked for us.
6
33002
1478
sahibi olabiliriz.
00:34
This is Verdun, a battlefield in France
7
34480
3292
Burası Verdun, Belçika'daki NATO Karargâhı'nın hemen kuzeyinde
00:37
just north of the NATO headquarters in Belgium.
8
37772
3317
Fransa'da bir muharebe alanı.
00:41
At Verdun, in 1916, over a 300-day period,
9
41089
6616
Verdun'da, 1916 yılında 300 gün içerisinde
00:47
700,000 people were killed,
10
47705
3128
700.000 kişi hayatını kaybetti,
00:50
so about 2,000 a day.
11
50833
2059
yani gün başına ortalama 2000 kişi.
00:52
If you roll it forward -- 20th-century security --
12
52892
4328
20. yüzyılda biraz daha ilerleyerek
00:57
into the Second World War,
13
57220
2903
II. Dünya Savaşı'na gelirseniz,
01:00
you see the Battle of Stalingrad,
14
60123
2482
karşınıza Stalingrad Savaşı çıkar;
01:02
300 days, 2 million people killed.
15
62605
3568
300 gün içinde 2 milyon kişi ölmüştür.
01:06
We go into the Cold War, and we continue
16
66173
2786
Soğuk Savaş dönemine ilerliyoruz, denemeye devam ediyoruz
01:08
to try and build walls.
17
68959
2779
ve duvarlar inşa ediyoruz..
01:11
We go from the trench warfare of the First World War
18
71738
4052
I. Dünya Savaşı'nın siper muharebelerinden yola çıktık,
01:15
to the Maginot Line of the Second World War,
19
75790
3579
II. Dünya Savaşı'nda Maginot Hattı'na vardık,
01:19
and then we go into the Cold War,
20
79369
2429
oradan da Soğuk Savaş dönemine
01:21
the Iron Curtain, the Berlin Wall.
21
81798
2938
Demir Perde'ye ve Berlin Duvarı'na ulaşıyoruz.
01:24
Walls don't work.
22
84736
2227
Duvarlar bir işe yaramaz.
01:26
My thesis for us today is, instead of building walls
23
86963
4332
Bugün benim savunduğum tez, duvarlar inşa etmek yerine
01:31
to create security, we need to build bridges.
24
91295
3656
güvenliği sağlamak için köprüler inşa etmemiz gerektiğidir.
01:34
This is a famous bridge in Europe.
25
94951
2424
Bu Avrupa'da bulunan meşhur bir köprü.
01:37
It's in Bosnia-Herzegovina.
26
97375
2122
Bosna Hersek'te.
01:39
It's the bridge over the Drina River,
27
99497
2239
Drina Nehri üzerinde,
01:41
the subject of a novel by Ivo Andrić,
28
101736
2826
Ivo Andrić tarafından kaleme alınan bir romana konu olmuş.
01:44
and it talks about how,
29
104562
1758
Romanda
01:46
in that very troubled part of Europe and the Balkans,
30
106320
3866
Avrupa'nın ve Balkanların bu en sorunlu bölgesinde
01:50
over time there's been enormous building of walls.
31
110186
4143
zaman içerisinde ne kadar büyük duvarların inşa edildiği konu ediliyor.
01:54
More recently, in the last decade, we begin to see
32
114329
3091
Yakın zamanda, geride bıraktığımız on yıl içerisinde
01:57
these communities start, hesitatingly,
33
117420
3690
bölge toplumlarının tereddütlü de olsa bir araya gelmeye
02:01
to come together.
34
121110
1553
başladıklarına şahit oluyoruz.
02:02
I would argue, again, open-source security
35
122663
4173
Tekrar etmek istiyorum ki, açık kaynak güvenliği
02:06
is about connecting the international,
36
126836
2836
uluslararası, kurumlararası,
02:09
the interagency, the private-public,
37
129672
3747
özel-kamu bağını kurarak,
02:13
and lashing it together with strategic communication,
38
133419
3765
bunları büyük oranda sosyal ağlar vasıtasıyla
02:17
largely in social networks.
39
137184
2468
stratejik iletişimle birleştirmekten geçmektedir.
02:19
So let me talk a little bit about why we need to do that,
40
139652
4365
İsterseniz buna neden ihtiyaç duyduğumuz hakkında konuşayım,
02:24
because our global commons is under attack
41
144017
3747
çünkü küresel değerlerimiz çeşitli yönlerden
02:27
in a variety of ways,
42
147764
1983
saldırı altında,
02:29
and none of the sources of threat to the global commons
43
149747
3766
ve bu değerlere yapılan saldırıların tehdit kaynaklarının hiçbiri
02:33
will be solved by building walls.
44
153513
2829
duvarlar inşa ederek çözülmez.
02:36
Now, I'm a sailor, obviously.
45
156342
2306
Ben bir denizciyim, hepinizin bildiği gibi.
02:38
This is a ship, a liner, clipping through the Indian Ocean.
46
158648
4609
Bu da bir gemi, yolcu gemisi, Hint Okyanusu'nda yol alıyor.
02:43
What's wrong with this picture?
47
163257
2621
Peki bu resimdeki yanlışlık ne?
02:45
It's got concertina wire along the sides of it.
48
165878
3511
Geminin kenarlarında dikenli teller var.
02:49
That's to prevent pirates from attacking it.
49
169389
2756
Amacı korsanların saldırılarından korunmak.
02:52
Piracy is a very active threat today
50
172145
3107
Günümüzde korsanlık dünya çapında oldukça
02:55
around the world. This is in the Indian Ocean.
51
175252
3329
aktif bir tehdit. Bu Hint Okyanusu'ndan bir örnek.
02:58
Piracy is also very active in the Strait of Malacca.
52
178581
3791
Korsanlık ayrıca Malakka Boğazı'nda da oldukça aktif.
03:02
It's active in the Gulf of Guinea.
53
182372
2076
Gine Körfezi'nde de.
03:04
We see it in the Caribbean.
54
184448
1757
Karayipler'de de karşımıza çıkıyor.
03:06
It's a $10-billion-a-year discontinuity
55
186205
2787
Küresel taşımacılık sistemine yıllık
03:08
in the global transport system.
56
188992
3566
10 milyar dolarlık zarara sebep oluyor.
03:12
Last year, at this time, there were 20 vessels,
57
192558
3455
Geçen yıl bu zamanlar, 20 gemi
03:16
500 mariners held hostage.
58
196013
2587
ve 500 denizci rehine alınmıştı.
03:18
This is an attack on the global commons.
59
198600
3623
İşte bu küresel değerlere bir saldırıdır.
03:22
We need to think about how to address it.
60
202223
2786
Bunu nasıl çözmemiz gerektiği konusunda düşünmeliyiz.
03:25
Let's shift to a different kind of sea,
61
205009
2450
Şimdi de değişik bir denize,
03:27
the cyber sea.
62
207459
2378
siber denize geçelim.
03:29
Here are photographs of two young men.
63
209837
3237
Fotoğraflarda iki genç adam görüyorsunuz.
03:33
At the moment, they're incarcerated.
64
213074
2397
Şu anda hapisteler.
03:35
They conducted a credit card fraud that netted them
65
215471
5479
Kredi kartı dolandırıcılığıyla 10 milyar dolardan fazla
03:40
over 10 billion dollars.
66
220950
3320
bir parayı ele geçirdiler.
03:44
This is part of cybercrime which is a $2-trillion-a-year
67
224270
5026
Bu da küresel ekonomiye yıllık 2 trilyon dolar zarar veren
03:49
discontinuity in the global economy.
68
229296
3026
siber suçlardan biri.
03:52
Two trillion a year.
69
232322
1346
Yılda iki trilyon dolar.
03:53
That's just under the GDP of Great Britain.
70
233668
3462
Bu rakam Birleşik Krallığın GSYH'nin hemen altında bir rakam.
03:57
So this cyber sea, which we know endlessly
71
237130
2927
Radikal açıklığın temel öğesi olduğunu bildiğimiz
04:00
is the fundamental piece of radical openness,
72
240057
3996
bu siber denizin kendisi de
04:04
is very much under threat as well.
73
244053
4530
aynı zamanda tehdit altında bulunmakta.
04:08
Another thing I worry about in the global commons
74
248583
3023
Küresel değerlerle ilgili beni endişelendiren diğer bir konu ise
04:11
is the threat posed by trafficking,
75
251606
2760
kaçakçılık tehdidi;
04:14
by the movement of narcotics, opium,
76
254366
4534
Afganistan'dan yola çıkarak Avrupa'ya
04:18
here coming out of Afghanistan through Europe
77
258900
3364
oradan da ABD'ye ulaşan
04:22
over to the United States.
78
262264
1410
uyuşturucu ticareti.
04:23
We worry about cocaine
79
263674
2157
And Dağları'ndan kuzeye gelen kokain
04:25
coming from the Andean Ridge north.
80
265831
2385
bizi endişelendiriyor.
04:28
We worry about the movement of illegal weapons
81
268216
3218
Yasa dışı silah ticareti ve kaçakçılığı
04:31
and trafficking. Above all, perhaps,
82
271434
2419
bizi endişelendiriyor. Beki de hepsinden öte
04:33
we worry about human trafficking, and the awful cost of it.
83
273853
3971
insan kaçakçılığı ve bunun korkunç bedeli bizi endişelendiriyor.
04:37
Trafficking moves largely at sea
84
277824
2655
Kaçakçılık büyük oranda denizde yapılıyor ancak
04:40
but in other parts of the global commons.
85
280479
2487
diğer küresel ortamlar da kullanılıyor.
04:42
This is a photograph, and I wish I could tell you
86
282966
4613
Gördüğünüz bir fotoğraf ve keşke size fotoğrafta gördüğünüzün
04:47
that this is a very high-tech piece of US Navy gear
87
287579
4872
kaçakçılığı önlemek için ABD Deniz Kuvvetlerinin sahip olduğu
04:52
that we're using to stop the trafficking.
88
292451
2689
üstün teknoloji ürünü aygıtlardan biri olduğunu söyleyebilseydim.
04:55
The bad news is,
89
295140
1800
Kötü haber;
04:56
this is a semi-submersible run by drug cartels.
90
296940
5625
bu uyuşturucu kartelleri tarafından kullanılan bir tür yarı denizaltı.
05:02
It was built in the jungles of South America.
91
302565
4173
Güney Amerika'nın ormanlarında inşa edilmiş.
05:06
We caught it with that low-tech raft — (Laughter) —
92
306738
4862
Bunu şu düşük donanımlı botla yakaladık (Kahkahalar),
05:11
and it was carrying six tons of cocaine.
93
311600
3882
ve üzerinde altı ton kokain bulunuyordu.
05:15
Crew of four. Sophisticated communications sweep.
94
315482
4471
Dört kişilik mürettebatı ve gelişmiş iletişim cihazlarına sahipti.
05:19
This kind of trafficking, in narcotics, in humans, in weapons,
95
319953
5062
Bu tarz kaçakçılıklar, uyuşturucu, insan, silah,
05:25
God forbid, in weapons of mass destruction,
96
325015
2905
Tanrı korusun, kitle imha silahları,
05:27
is part of the threat to the global commons.
97
327920
2889
küresel değerlere karşı tehdidin bir parçası.
05:30
And let's pull it together in Afghanistan today.
98
330809
4154
Ve bunların hepsini bugün Afganistan'da birleştirelim.
05:34
This is a field of poppies in Afghanistan.
99
334963
2746
Bu Afganistan'da bir haşhaş tarlası.
05:37
Eighty to 90 percent of the world's poppy,
100
337709
3308
Dünyadaki haşhaş, afyon ve eroinin
05:41
opium and heroin, comes out of Afghanistan.
101
341017
3319
%80-%90 arasında değişen oranı Afganistan'dan çıkıyor.
05:44
We also see there, of course, terrorism.
102
344336
2779
Orada aynı zamanda terörizmi de görüyoruz elbette.
05:47
This is where al Qaeda is staged from.
103
347115
2302
El Kaide'nin ortaya çıktığı yer burası.
05:49
We also see a very strong insurgency embedded there.
104
349417
4606
Aynı zamanda orada çok kuvvetli bir direniş görüyoruz.
05:54
So this terrorism concern is also part
105
354023
3780
Yani bu terörizm sorunu da çözmemiz gereken
05:57
of the global commons, and what we must address.
106
357803
4073
küresel değerlerin bir parçasıdır.
06:01
So here we are, 21st century.
107
361876
3313
İşte, 21. yüzyıla geldik.
06:05
We know our 20th-century tools are not going to work.
108
365189
3719
20. yüzyılın yöntemlerinin işe yaramayacağını biliyoruz.
06:08
What should we do?
109
368908
2565
O zaman ne yapmalıyız?
06:11
I would argue that we will not deliver security
110
371473
4765
Güvenliği sadece silah namlusuyla
06:16
solely from the barrel of a gun.
111
376238
2453
sağlayamayacağımızı iddia ediyorum.
06:18
We will not deliver security solely from the barrel of a gun.
112
378691
4163
Güvenliği sadece silah namlusuyla sağlayamayız.
06:22
We will need the application of military force.
113
382854
2903
Askeri kuvvete başvurmaya ihtiyacımız olacak.
06:25
When we do it, we must do it well, and competently.
114
385757
3094
Bunu yaptığımız zaman iyi ve yeterli bir biçimde yapmalıyız.
06:28
But my thesis is, open-source security is about international,
115
388851
6165
Ama benim tezime göre açık kaynak güvenliği internet üzerinden
06:35
interagency, private-public connection pulled together
116
395016
4535
stratejik iletişimi sağlayacak şekilde uluslararası, kurumlararası ve
06:39
by this idea of strategic communication on the Internet.
117
399551
6289
özel-kamu iletişimini bir araya getirmekten geçiyor.
06:45
Let me give you a couple of examples of how this works in a positive way.
118
405840
3561
İsterseniz bunun nasıl faydalı bir şekilde çalıştığına dair birkaç örnek vereyim.
06:49
This is Afghanistan. These are Afghan soldiers.
119
409401
4471
Burası Afganistan. Bunlar da Afgan askerleri.
06:53
They are all holding books.
120
413872
2318
Hepsi ellerinde kitap tutuyor.
06:56
You should say, "That's odd. I thought I read that
121
416190
4804
Diyebilirsiniz ki; "Çok garip. Bu coğrafyada
07:00
this demographic, young men and women
122
420994
3496
20'li ve 30'lu yaşlardaki genç erkek ve kadınların
07:04
in their 20s and 30s, is largely illiterate in Afghanistan."
123
424490
4969
büyük kısmının okuma yazma bilmediğini okuduğumu düşünüyordum."
07:09
You would be correct.
124
429459
1741
Haklısınız da.
07:11
Eighty-five percent cannot read
125
431200
2197
Afganistan Güvenlik Kuvvetlerine katıldıklarında
07:13
when they enter the security forces of Afghanistan.
126
433397
3060
%85'i okuma bilmiyor.
07:16
Why? Because the Taliban withheld education
127
436457
3147
Neden? Çünkü bu genç erkek ve kadınların
07:19
during the period of time in which these men and women
128
439604
3284
okuma öğrenecekleri yaşlarında Taliban
07:22
would have learned to read.
129
442888
1391
eğitimi kısıtladı.
07:24
So the question is, so,
130
444279
1743
Şimdi sorulması gereken soru şu;
07:26
why are they all standing there holding books?
131
446022
3341
neden ellerinde kitaplarla orada duruyorlar?
07:29
The answer is, we are teaching them to read
132
449363
3693
Cevap; özel sektör kuruluşlarıyla,
07:33
in literacy courses by NATO
133
453056
3368
kalkınma ajanslarıyla işbirliği içinde
07:36
in partnership with private sector entities,
134
456424
3495
NATO okuma yazma kurslarında
07:39
in partnership with development agencies.
135
459919
3387
biz onlara okumayı öğretiyoruz.
07:43
We've taught well over 200,000 Afghan Security Forces
136
463306
4461
200.000'in üzerinde Afgan Güvenlik Kuvveti mensubuna
07:47
to read and write at a basic level.
137
467767
2548
temel seviyede okuma ve yazma öğrettik.
07:50
When you can read and write in Afghanistan,
138
470315
2783
Afganistan'da okuma yazma biliyorsanız
07:53
you will typically put a pen in your pocket.
139
473098
3139
genellikle cebinizde bir kalem bulundurursunuz.
07:56
At the ceremonies, when these young men and women
140
476237
2588
Törenlerde, bu genç erkek ve kadınlar
07:58
graduate, they take that pen with great pride,
141
478825
3544
mezun olduklarında, o kalemi büyük bir gururla alarak
08:02
and put it in their pocket.
142
482369
2100
ceplerine koyuyorlar.
08:04
This is bringing together international
143
484469
2942
İşte bu uluslararası,
08:07
— there are 50 nations involved in this mission —
144
487411
2846
— misyonda 50 ülke bulunmakta —
08:10
interagency — these development agencies —
145
490257
2846
kurumlararasını — kalkınma ajansları —
08:13
and private-public, to take on this kind of security.
146
493103
4090
ve özel-kamuyu bu tür bir güvenlikte bir araya getiriyor.
08:17
Now, we are also teaching them combat skills, of course,
147
497193
3634
Biz onlara aynı zamanda savaş tekniklerini de öğretiyoruz elbette,
08:20
but I would argue, open-source security
148
500827
2768
ama açık kaynak güvenliğinin
08:23
means connecting in ways that create
149
503595
2684
daha uzun süreli güvenlik etkisi yaratan
08:26
longer lasting security effect.
150
506279
2852
bir etkileşim olduğunu iddia ediyorum.
08:29
Here's another example.
151
509131
2300
İşte başka bir örnek.
08:31
This is a US Navy warship.
152
511431
3439
Bu bir ABD savaş gemisi.
08:34
It's called the Comfort.
153
514870
1919
Adı Comfort.
08:36
There's a sister ship called the Mercy.
154
516789
2737
Bir de kardeş gemisi var, Mercy.
08:39
They are hospital ships.
155
519526
2135
Bunlar hastane gemileri.
08:41
This one, the Comfort, operates throughout
156
521661
2082
Resimdeki Comfort, Karayipler ve Güney Amerika
08:43
the Caribbean and the coast of South America
157
523743
3611
sahillerinde görev yapıyor ve
08:47
conducting patient treatments.
158
527354
1988
hasta muayene ve tedavi görevini icra ediyor.
08:49
On a typical cruise, they'll do 400,000 patient treatments.
159
529342
4741
Normal bir görev süresince 400.000 hastaya müdahale ediyorlar.
08:54
It is crewed not strictly by military
160
534083
3791
Mürettebat sadece askerlerden değil, aynı zamanda
08:57
but by a combination of humanitarian organizations:
161
537874
3904
Umut Harekatı, Gülümseme Projesi
09:01
Operation Hope, Project Smile.
162
541778
3268
gibi insani yardım örgütlerin mensuplarından da oluşuyor.
09:05
Other organizations send volunteers.
163
545046
3586
Diğer organizasyonlar gönüllüler yolluyorlar.
09:08
Interagency physicians come out.
164
548632
2255
Kurumlararası doktorlar katılıyorlar.
09:10
They're all part of this.
165
550887
2129
Hepsi bunun bir parçası.
09:13
To give you one example of the impact this can have,
166
553016
2905
Yarattığı etkiye dair bir örnek vermek gerekirse,
09:15
this little boy, eight years old,
167
555921
3229
bu küçük çocuk, sekiz yaşında,
09:19
walked with his mother two days
168
559150
3219
iki gün önce annesiyle birlikte
09:22
to come to the eye clinic put on by the Comfort.
169
562369
3092
Comfort'taki göz kliniğine gelmek üzere yola çıktı.
09:25
When he was fitted, over his extremely myopic eyes,
170
565461
5368
İleri derecede miyop gözlerinin tedavisi tamamlandığında,
09:30
he suddenly looked up and said,
171
570829
3146
aniden gökyüzüne baktı ve
09:33
"Mama, veo el mundo."
172
573975
3238
"Anne, dünyayı görüyorum." dedi.
09:37
"Mom, I see the world."
173
577213
2888
"Anne, dünyayı görüyorum."
09:40
Multiply this by 400,000 patient treatments,
174
580101
3458
Bu örneği 400.000 hastanın tedavisiyle,
09:43
this private-public collaboration with security forces,
175
583559
4669
bu güvenlik kuvvetlerinin özel-kamu işbirliği girişimiyle çarpın,
09:48
and you begin to see the power
176
588228
2069
ve güvenliği başka bir biçimde tesis etme
09:50
of creating security in a very different way.
177
590297
3796
gücünü görmeye başlayın.
09:54
Here you see baseball players.
178
594093
4297
Burada beyzbol oyuncuları görüyorsunuz.
09:58
Can you pick out the two US Army soldiers
179
598390
3820
Bu fotoğraftaki iki ABD askerini
10:02
in this photograph?
180
602210
1957
seçebiliyor musunuz?
10:04
They are the two young men on either side
181
604167
2195
Farklı takımlarda yer alan iki genç adam.
10:06
of these young boys. This is part of a series
182
606362
3015
Bu beyzbol klinikleri serisinin
10:09
of baseball clinics, where we have explored collaboration
183
609377
3843
bir parçası; bu kamplarda
10:13
between Major League Baseball,
184
613220
2108
ABD Beyzbol Ligi ile
10:15
the Department of State,
185
615328
1356
konunun diplomatik kısmını ayarlayan
10:16
who sets up the diplomatic piece of this,
186
616684
2391
Amerikan Dışişleri Bakanlığı arasındaki işbirliğini inceledik.
10:19
military baseball players, who are real soldiers
187
619075
4225
Gerçek askerler, bu görev için
10:23
with real skills but participate in this mission,
188
623300
4033
gerçek yetenekleri bulunan
10:27
and they put on clinics
189
627333
1902
asker beyzbol oyuncuları
10:29
throughout Latin America and the Caribbean,
190
629235
2086
Latin Amerika ve Karayipler çapında,
10:31
in Honduras, in Nicaragua,
191
631321
3360
Honduras ve Nikaragua'da,
10:34
in all of the Central American and Caribbean nations
192
634681
4702
beyzbolun popüler olduğu tüm
10:39
where baseball is so popular,
193
639383
1790
Orta Amerika ve Karayip ülkelerinde kamplara katılıyorlar
10:41
and it creates security.
194
641173
2256
ve bu güvenlik yaratıyor.
10:43
It shows role models to young men and women
195
643429
2458
Bu genç erkek ve kadınlara
10:45
about fitness and about life that I would argue
196
645887
3600
formda kalma ve hayat hakkında rol modelleri sunuyor ve
10:49
help create security for us.
197
649487
4165
bu durumun bize güvenliği tesis etmede yardımcı olduğu fikrindeyim.
10:53
Another aspect of this partnership
198
653652
2597
Bu işbirliğinin bir diğer yönü de
10:56
is in disaster relief.
199
656249
1951
afetlere yardım konusu.
10:58
This is a US Air Force helicopter participating
200
658200
3747
Bu, 2004 yılında 250.000 kişinin ölümüne neden olan
11:01
after the tsunami in 2004 which killed 250,000 people.
201
661947
6954
tsunami sonrasında yardım faaliyetlerine katılan bir ABD Hava Kuvvetleri helikopteri.
11:08
In each of these major disasters — the tsunami in 2004,
202
668901
4511
Bu büyük felaketlerin her birinde — 2004 yılındaki tsunamide
11:13
250,000 dead, the Kashmiri earthquake in Pakistan, 2005,
203
673412
6874
250.000 ölü, 2005 yılındaki Pakistan Keşmir depreminde
11:20
85,000 dead,
204
680286
2026
85.000 ölü,
11:22
the Haitian earthquake, about 300,000 dead,
205
682312
4669
Haiti depreminde yaklaşık 300.000 ölü,
11:26
more recently the awful earthquake-tsunami combination
206
686981
4891
son olarak Japonya'yı ve nükleer endüstrisini vuran
11:31
which struck Japan and its nuclear industry —
207
691872
3364
korkunç tsunami karışımı deprem,
11:35
in all of these instances, we see partnerships
208
695236
3087
tüm bunlarda
11:38
between international actors,
209
698323
3322
uluslararası aktörler ile
11:41
interagency, private-public working with security forces
210
701645
3908
güvenlik kuvvetleri ile birlikte çalışan
11:45
to respond to this kind of natural disaster.
211
705553
3826
kurumlararası, özel-kamu işbirliğinin ortak çalışmasını görüyoruz.
11:49
So these are examples of this idea of open-source security.
212
709379
4352
İşte bunlar açık kaynak güvenliği düşüncesinin örnekleri.
11:53
We tie it together, increasingly, by doing things like this.
213
713731
4671
Günden güne daha fazla bu tarz şeyleri yaparak bunları birleştiriyoruz.
11:58
Now, you're looking at this thinking, "Ah, Admiral,
214
718402
2911
Şimdi bu resme bakarak şöyle düşünüyorsunuz: "Amiral,
12:01
these must be sea lanes of communication,
215
721313
3186
bunlar deniz ticaret yolları olmalı,
12:04
or these might be fiber optic cables."
216
724499
2800
ya da bunlar fiber optik kablolar."
12:07
No. This is a graphic of the world according to Twitter.
217
727299
5192
Hayır. Bu Twitter'a göre dünyanın grafiği.
12:12
Purple are tweets. Green are geolocation.
218
732491
6568
Morlar tweetler. Yeşiller coğrafi yerler.
12:19
White is the synthesis.
219
739059
2046
Beyazlar ise birleşimi.
12:21
It's a perfect evocation of that great population survey,
220
741105
4085
O büyük nüfus araştırmasını kusursuz bir biçimde hatırlatıyor,
12:25
the six largest nations in the world in descending order:
221
745190
3747
büyükten küçüğe dünyadaki en büyük altı ülke:
12:28
China, India, Facebook, the United States,
222
748937
2678
Çin, Hindistan, Facebook, ABD,
12:31
Twitter and Indonesia. (Laughter)
223
751615
4322
Twitter ve Endonezya. (Kahkahalar)
12:35
Why do we want to get in these nets?
224
755937
1763
Neden bu ağlara girmek istiyoruz?
12:37
Why do we want to be involved?
225
757700
1810
Neden bunların bir parçası olmak istiyoruz?
12:39
We talked earlier about the Arab Spring,
226
759510
1856
Daha önce Arap Baharı ve
12:41
and the power of all this.
227
761366
1401
gücünden bahsetmiştik.
12:42
I'll give you another example,
228
762767
1343
Size başka bir örnek vereceğim,
12:44
and it's how you move this message.
229
764110
2253
ve bu mesajı nasıl yayacağınızla ilgili.
12:46
I gave a talk like this in London a while back
230
766363
2333
Bir süre önce Londra'da bu konuda benzer bir
12:48
about this point. I said, as I say to all of you,
231
768696
3388
konuşma yapmıştım. Hepinize söylediğim gibi onlara da
12:52
I'm on Facebook. Friend me.
232
772084
2146
Facebook'ta olduğumu söyledim. Beni arkadaş olarak ekleyin.
12:54
Got a little laugh from the audience.
233
774230
2127
Dinleyicilerden gülenler oldu.
12:56
There was an article which was run by AP, on the wire.
234
776357
5231
AP tarafından yayınlanan bir makale vardı.
13:01
Got picked up in two places in the world:
235
781588
2516
Dünyada iki yerde kullanılmış:
13:04
Finland and Indonesia.
236
784104
2348
Finlandiya ve Endonezya.
13:06
The headline was: NATO Admiral Needs Friends.
237
786452
3890
Başlık şöyleydi: NATO Amiralinin Arkadaşa İhtiyacı Var.
13:10
(Laughter)
238
790342
1483
(Kahkahalar)
13:11
Thank you. (Applause)
239
791825
2544
Teşekkür ederim. (Alkış)
13:14
Which I do. (Laughter)
240
794369
2554
Gerçekten de öyle. (Kahkahalar)
13:16
And the story was a catalyst,
241
796923
2557
Ve bu hikaye bir katalizör oldu,
13:19
and the next morning I had hundreds
242
799480
2719
ertesi sabah yüzlerce
13:22
of Facebook friend requests
243
802199
1635
Endonezyalı ve Finliden
13:23
from Indonesians and Finns,
244
803834
2517
yüzlerce arkadaşlık isteği almıştım,
13:26
mostly saying, "Admiral, we heard you need a friend,
245
806351
2982
çoğu da "Amiral, duyduk ki arkadaşa ihtiyacınız varmış,
13:29
and oh, by the way, what is NATO?" (Laughter)
246
809333
3602
ve bu arada, NATO da ne demek?" diyordu. (Kahkahalar)
13:32
So ... (Laughter)
247
812935
2052
Yani. .. (Kahkahalar)
13:34
Yeah, we laugh, but this is how we move the message,
248
814987
4086
Evet, gülüyoruz, ama bu mesajı nasıl yayacağımızla ilgili,
13:39
and moving that message is how we connect
249
819073
2735
ve bu mesajı yaymak uluslararası,
13:41
international, interagency, private-public,
250
821808
2451
kurumlararası, özel-kamu,
13:44
and these social nets to help create security.
251
824259
3870
ve sosyal ağların güvenliğin tesisine katkılarını sağlamak anlamına geliyor.
13:48
Now, let me hit a somber note.
252
828129
3433
Şimdi, karamsar bir noktaya değinmeme izin verin.
13:51
This is a photograph of a brave British soldier.
253
831562
3758
Bu cesur bir İngiliz askerinin fotoğrafı.
13:55
He's in the Scots Guards.
254
835320
2206
İskoç Muhafızları'nda görevli.
13:57
He's standing the watch in Helmand,
255
837526
1746
Helmand'da nöbet tutuyor,
13:59
in southern Afghanistan.
256
839272
2264
güney Afganistan'da.
14:01
I put him here to remind us,
257
841536
2656
Onu buraya koymamın nedeni,
14:04
I would not want anyone to leave the room thinking
258
844192
3327
bu salondan çıkarken kimsenin, gerçek askeri etkiyi
14:07
that we do not need capable, competent militaries
259
847519
4213
yaratabilmemiz için, kapasiteli ve kabiliyetli ordulara
14:11
who can create real military effect.
260
851732
3235
ihtiyacımız olmadığını düşünerek çıkmasını istemiyor olmam.
14:14
That is the core of who we are and what we do,
261
854967
3095
Bu bizim kim olduğumuz ve ne yaptığımızın özüdür,
14:18
and we do it to protect freedom, freedom of speech,
262
858062
4056
ve bunu yapmamızın nedeni özgürlüğü, konuşma özgürlüğünü,
14:22
all the things we treasure in our societies.
263
862118
2965
kendi toplumlarımızdaki değer verdiğimiz her şeyi korumaktır.
14:25
But, you know, life is not an on-and-off switch.
264
865083
4259
Ama, tabi, hayat açma-kapama anahtarı değildir.
14:29
You don't have to have a military that is either
265
869342
2389
Ya zor bir savaşta ya da kışlasında duracak bir
14:31
in hard combat or is in the barracks.
266
871731
3803
askeriyeye sahip olmak zorunda değilsiniz.
14:35
I would argue life is a rheostat.
267
875534
4783
Hayatın bir reosta olduğunu düşünüyorum.
14:40
You have to dial it in,
268
880317
2529
Onu ayarlamalısınız,
14:42
and as I think about how we create security
269
882846
3269
ve 21. yüzyılda güvenliği nasıl tesis ettiğimizi
14:46
in this 21st century, there will be times
270
886115
2652
düşündükçe şu sonuca varıyorum; gerçek savaşlarda ve krizlerde
14:48
when we will apply hard power in true war and crisis,
271
888767
5129
geleneksel güce başvurmamızı gerektiren zamanlar olacak,
14:53
but there will be many instances,
272
893896
1921
ancak
14:55
as we've talked about today,
273
895817
1758
bugün konuştuğumuz gibi,
14:57
where our militaries can be part of creating
274
897575
3192
silahlı kuvvetlerimizin 21. yüzyıl
15:00
21st-century security, international,
275
900767
4054
güvenliğinin tesisinin parçası olduğu, uluslararası,
15:04
interagency, private-public,
276
904821
2408
kurumlararası, özel-kamu, birbirine bağlı
15:07
connected with competent communication.
277
907229
4556
etkin bir iletişimin olduğu birçok örnek olacak.
15:11
I would close by saying that we heard earlier today
278
911785
4487
Konuşmamı bugün daha önce değinilen Wikipedia hakkında konuşarak
15:16
about Wikipedia. I use Wikipedia all the time
279
916272
3963
tamamlayacağım. Wikipedia'yı çeşitli bilgilere bakmak için
15:20
to look up facts, and as all of you appreciate,
280
920235
3161
her zaman kullanıyorum ve hepinizin takdir edeceği gibi
15:23
Wikipedia is not created by 12 brilliant people
281
923396
4153
Wikipedia bir odaya kapatılan zeki 12 kişinin
15:27
locked in a room writing articles.
282
927549
2475
yazılarıyla ortaya çıkmadı.
15:30
Wikipedia, every day, is tens of thousands of people
283
930024
3713
Wikipedia, her gün onbinlerce insanın
15:33
inputting information, and every day millions of people
284
933737
4800
bilgi eklemesi ve her gün milyonlarca insanın
15:38
withdrawing that information.
285
938537
1863
bu bilgileri kullanmasıdır.
15:40
It's a perfect image for the fundamental point
286
940400
3620
Bu hiçbirimizin hep beraber düşünmemizden daha zeki
15:44
that no one of us is as smart as all of us thinking together.
287
944020
4622
olamayacağımıza ilişkin kusursuz bir örnektir.
15:48
No one person, no one alliance, no one nation,
288
948642
3660
Hiçbir insan, hiçbir ittifak, hiçbir ulus,
15:52
no one of us is as smart as all of us thinking together.
289
952302
4781
hiçbirimiz hep beraber düşünmemiz kadar zeki olamaz.
15:57
The vision statement of Wikipedia is very simple:
290
957083
4682
Wikipedia'nın vizyon cümlesi çok basit:
16:01
a world in which every human being can freely share
291
961765
3114
her insanın tüm bilgiyi serbest bir şekilde
16:04
in the sum of all knowledge.
292
964879
1633
paylaşabileceği bir dünya.
16:06
My thesis for you is that by combining international,
293
966512
4478
Benim tezim; uluslararası,
16:10
interagency, private-public, strategic communication,
294
970990
4170
kurumlararası, özel-kamu, stratejik iletişimin
16:15
together, in this 21st century,
295
975160
3465
hepsini birleştirerek, 21. yüzyılda
16:18
we can create the sum of all security.
296
978625
3267
tüm güvenliklerin toplamını yaratabiliriz.
16:21
Thank you. (Applause)
297
981892
2457
Teşekkür ederim. (Alkış)
16:24
Thank you very much. Thank you. Thank you. (Applause)
298
984349
4226
Çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. (Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7