Social Services Are Broken. How We Can Fix Them | Hilary Cottam | TED.com

136,766 views ・ 2015-11-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: İnci Hande Yener Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:12
I want to tell you three stories
0
12761
2488
Size, bu yüzyılın derin ve karışık sosyal problemlerini çözmek için
00:15
about the power of relationships
1
15273
2452
ilişkilerin gücü hakkında
00:17
to solve the deep and complex social problems of this century.
2
17749
4289
üç hikâye anlatmak istiyorum.
00:22
You know, sometimes it seems like all these problems
3
22062
2913
Bilirsiniz, bazen tüm problemler;
00:24
of poverty, inequality, ill health, unemployment, violence, addiction --
4
24999
4789
yoksulluk, adaletsizlik, hastalık, işsizlik, şiddet, bağımlılık--
00:29
they're right there in one person's life.
5
29812
2826
bir tek insanın hayatındaymış gibi görünür.
00:32
So I want to tell you about someone like this that I know.
6
32662
3681
İşte size tanıdığım birisinin böyle bir hikâyesini anlatmak istiyorum.
00:36
I'm going to call her Ella.
7
36367
2069
Ben ona Ella diyeceğim.
00:38
Ella lives in a British city on a run down estate.
8
38460
3706
Ella, alt statülü İngiliz şehirlerinden birisinde yaşıyor.
00:42
The shops are closed, the pub's gone,
9
42190
2194
Dükkanlâr kapalı, barlar bitmiş,
00:44
the playground's pretty desolate and never used,
10
44408
2299
oldukça ıssız ve hiç kullanılmamış oyun alanları
00:46
and inside Ella's house, the tension is palpable
11
46731
2826
ve Ella'nın evinin içindeki gerilim hissediliyor
00:49
and the noise levels are deafening.
12
49581
2000
ve gürültü sağır edici bir seviyede.
00:51
The TV's on at full volume.
13
51605
1814
Televizyonun sesi son seste.
00:53
One of her sons is fighting with one of her daughters.
14
53443
2532
Oğullarından birisi, bir kız kardeşi ile kavga ediyor.
00:55
Another son, Ryan, is keeping up this constant stream of abuse from the kitchen,
15
55999
3771
Diğer oğlu Ryan, mutfaktan bu kavgaya ayak uyduruyor.
00:59
and the dogs are locked behind the bedroom door and straining.
16
59794
3181
Köpekler bir odaya kitlenmiş ve gerginler.
01:02
Ella is stuck.
17
62999
1712
Ella şaşkın.
01:04
She has lived with crisis for 40 years.
18
64735
2560
O bu krizle 40 yıldır yaşıyor.
01:07
She knows nothing else, and she knows no way out.
19
67319
3734
Hiçbir şey ve hiçbir çıkış yolu bilmiyor.
01:11
She's had a whole series of abusive partners,
20
71077
2649
Ella'nın bir sürü ağzı bozuk sevgilisi oldu ve trajik bir olay,
01:13
and, tragically, one of her children has been taken into care by social services.
21
73750
4317
çocuklarından birisi sosyal hizmetler tarafından koruma altına alındı.
01:18
The three children that still live with her
22
78091
2272
Beraber yaşamaya devam ettiği üç çocuğuyla,
01:20
suffer from a whole range of problems, and none of them are in education.
23
80387
3475
bir sürü problemden muzdarip ve çocukların hiçbirisi eğitim göremedi.
01:23
And Ella says to me that she is repeating the cycle
24
83886
2997
Ve Ella bana, kendi annesinin hayatındaki
01:26
of her own mother's life before her.
25
86907
2764
sirkülasyonunu tekrar ettiğini söyledi.
01:29
But when I met Ella, there were 73 different services
26
89695
3280
Fakat ben Ella ile tanıştığımda,
01:32
on offer for her and her family in the city where she lives,
27
92999
3138
yaşadığı yerde, o ve ailesi için 73 farklı sosyal hizmet servisi vardı.
01:36
73 different services run out of 24 departments in one city,
28
96161
4269
Şehirde, 73 farklı sosyal servisin 24 departmanı kapatıldı
01:40
and Ella and her partners and her children were known to most of them.
29
100454
3310
ve Ella ve ailesi çoğu tarafından tanınıyordu.
01:43
They think nothing of calling social services
30
103788
2114
Onlar, bir kavga patlak verdiği zaman, orta yolu bulmak için
01:45
to try and mediate one of the many arguments that broke out.
31
105926
2852
sosyal hizmetleri aramanın işe yaramayacağını düşünüyorlardı.
01:48
And the family home was visited on a regular basis by social workers,
32
108802
3449
Evleri sosyal hizmetlerde çalışanlar tarafından,
01:52
youth workers, a health officer, a housing officer, a home tutor
33
112275
4700
gençlik çalışanları, sağlık personeli, temizlikçi, öğretmen
ve yerel polis tarafından düzenli olarak ziyaret ediliyordu.
01:56
and the local policemen.
34
116999
1976
01:58
And the governments say that there are 100,000 families
35
118999
2738
Ve devlet, İngiltere'de Ella gibi
02:01
in Britain today like Ella's,
36
121761
2099
ekonomik, sosyal ve çevresel yoksunluk döngüsünü
02:03
struggling to break the cycle of economic, social and environmental deprivation.
37
123884
5361
kırmak için mücadele eden 100.000 aile olduğunu söylüyordu.
02:09
And they also say that managing this problem
38
129269
2174
Ve aynı zamanda, bu problemi çözebilmek için
02:11
costs a quarter of a million pounds per family per year
39
131467
3002
her aile için yılda, 1/4 milyon pound harcama yapmak gerektiğini
ve hiçbir şeyin değişmediğini söylüyorlardı.
02:14
and yet nothing changes.
40
134493
1372
02:15
None of these well-meaning visitors are making a difference.
41
135889
3086
Bu iyi niyetli ziyaretçilerin hiçbiri bir fark yaratmamaktadır.
02:18
This is a chart we made in the same city with another family like Ella's.
42
138999
4283
Ella gibi aynı şehirde yaşayan diğer bir aileye aynı tabloyu uyguladık.
02:23
This shows 30 years of intervention in that family's life.
43
143306
3602
Bu, o ailenin yaşamında 30 yıllık bir müdahaleyi gösterir.
02:26
And just as with Ella, not one of these interventions is part of an overall plan.
44
146932
3831
Ve Ella gibi, hiçbir müdahale genel planının bir parçası değildir.
02:30
There's no end goal in sight.
45
150787
1447
Görünürde bir amaç yoktur.
02:32
None of the interventions are dealing with the underlying issues.
46
152258
3051
Müdahalelerin hiçbiri, altında yatan sorunlarla uğraşmaz.
02:35
These are just containment measures, ways of managing a problem.
47
155333
3010
Bunlar sadece, önlem, bir problemi yönetmenin yollarıdır.
02:38
One of the policemen says to me,
48
158367
1719
Bir polis memuru bana şöyle demişti,
02:40
"Look, I just deliver the message and then I leave."
49
160110
2489
"Bak, ben sadece mesajı veririm ve sonra giderim."
02:42
So, I've spent time living with families like Ella's
50
162623
2685
Dünyanın farklı yerlerinde,
Ella'nınki gibi ailelerle pek çok zaman geçirdim,
02:45
in different parts of the world,
51
165332
1540
02:46
because I want to know: what can we learn
52
166896
2238
çünkü bizim sosyal kurumlarımızın çalışmadığı yerlerde
02:49
from places where our social institutions just aren't working?
53
169158
3493
diğerlerinden neler öğrenebileceğimizi bilmek istiyordum.
02:52
I want to know what it feels like to live in Ella's family.
54
172675
2791
Ella'nın ailesi gibi bir ailede yaşamanın nasıl hissettirdiğini bilmek istiyordum.
02:55
I want to know what's going on and what we can do differently.
55
175490
4011
Neler olduğunu ve farklı olarak ne yapabileceğimizi bilmek istiyordum.
02:59
Well, the first thing I learned is that cost is a really slippery concept.
56
179525
4089
Peki, ilk öğrendiğim şey ise, masrafların gerçekten kaygan bir kavram olduğudur.
03:03
Because when the government says that a family like Ella's
57
183638
2718
Çünkü, devlet Ella gibi bir aile için
03:06
costs a quarter of a million pounds a year to manage,
58
186380
2597
yılda, 1/4 milyon pound harcama yapmak gerektiğini söylüyordu,
03:09
what it really means
59
189001
1151
bu da demek oluyor ki,
03:10
is that this system costs a quarter of a million pounds a year.
60
190176
2970
bu sistemin yılda 1/4 milyon pound harcama yapmasıdır.
03:13
Because not one penny of this money actually touches Ella's family
61
193170
3115
Çünkü, bu paranın bir kuruşunun bile Ella'nın ailesine
03:16
in a way that makes a difference.
62
196309
1580
fark yaratacak bir faydası olmaz.
03:17
Instead, the system is just like this costly gyroscope
63
197913
2543
Bunun yerine, sistem sadece pahalı jiroskop gibidir,
03:20
that spins around the families, keeping them stuck at its heart,
64
200480
2979
ailelerin etrafında döner ve tam olarak neredelerse
03:23
exactly where they are.
65
203483
2025
onları özünde sıkıştırmış olarak tutar.
03:25
And I also spent time with the frontline workers,
66
205532
2323
Ben aynı zamanda cephe işçileriyle de vakit geçirdim
03:27
and I learned that it is an impossible situation.
67
207879
2823
ve bunun imkânsız bir durum olduğunu öğrendim.
03:30
So Tom, who is the social worker for Ella's 14-year-old son Ryan,
68
210726
4715
Tom, Ella'nın 14 yaşındaki oğlu Ryan'ın sosyal görevlisi,
03:35
has to spend 86 percent of his time servicing the system:
69
215465
3510
zamanının yüzde 86'sını bu sisteme hizmet için harcıyor:
03:38
meetings with colleagues, filling out forms,
70
218999
2071
Meslektaşlarıyla toplantılar yapıp form dolduruyorlar,
03:41
more meetings with colleagues to discuss the forms,
71
221094
2428
meslektaşlarıyla daha fazla toplantı yapıp formlar hakkında tartışıyorlar,
03:43
and maybe most shockingly,
72
223546
1246
belki de en şok edicisi
03:44
the 14 percent of the time he has to be with Ryan
73
224816
2569
zamanlarının yüzde 14'ünde Ryan ile olmak zorunda ki
03:47
is spent getting data and information for the system.
74
227409
2496
sistem için bilgi ve veri almaya harcasın.
03:49
So he says to Ryan,
75
229929
1151
Ve Ryan'a soruyor,
03:51
"How often have you been smoking? Have you been drinking?
76
231104
2687
"Ne sıklıkla sigara içiyorsun?" "Alkol kullanıyor musun?"
03:53
When did you go to school?"
77
233815
1313
"Okula ne zaman gittin?"
03:55
And this kind of interaction rules out the possibility
78
235152
2550
Bu tarz bir etkileşim, normal bir konuşma olasılığına
03:57
of a normal conversation.
79
237726
1212
imkân vermez.
03:58
It rules out the possibility of what's needed
80
238962
2118
Bu durum, Tom ile Ryan arasında
04:01
to build a relationship between Tom and Ryan.
81
241104
2977
oluşması gereken ilişkinin kurulmasına imkân vermez.
04:04
When we made this chart,
82
244999
1389
Bu tabloyu yaptığımızda,
04:06
the frontline workers, the professionals --
83
246412
2015
işçiler, uzmanlar--
04:08
they stared at it absolutely amazed.
84
248451
1771
hayretle baktılar.
04:10
It snaked around the walls of their offices.
85
250246
2729
Ofis duvarlarının etrafından kıvrılarak gittiler.
04:12
So many hours, so well meant, but ultimately so futile.
86
252999
5976
Böyle saatlerce, iyi ifade edildi fakat sonuç nafile
04:18
And there was this moment of absolute breakdown,
87
258999
3440
ve kesin kırılma anı vardır
04:22
and then of clarity:
88
262463
1832
ve sonrasında gelen aydınlanma:
04:24
we had to work in a different way.
89
264319
2613
Farklı bir yönden çalışmalıydık.
04:27
So in a really brave step, the leaders of the city where Ella lives
90
267652
3305
04:30
agreed that we could start by reversing Ryan's ratio.
91
270981
2645
Ryan'ın oranını tersine çevirmeye başlayacaktık.
04:33
So everyone who came into contact with Ella or a family like Ella's
92
273650
3160
Ella ile veya Ella gibi bir aile ile iletişime geçen herkes,
04:36
would spend 80 percent of their time working with the families
93
276834
2912
zamanlarının yüzde 80'nini aile ile çalışarak,
04:39
and only 20 percent servicing the system.
94
279770
2565
sadece yüzde 20'sini hizmet servisinde harcayarak geçirecekti.
04:42
And even more radically,
95
282359
1851
Ve hatta daha radikal olarak,
04:44
the families would lead
96
284234
1170
aileler öncülük edecek
04:45
and they would decide who was in a best position to help them.
97
285428
3327
ve onlara en iyi yardımcı olabilecek kişiye karar verecekler.
04:48
So Ella and another mother were asked to be part of an interview panel,
98
288779
3359
Ella ve başka bir anne görüşme panelinin bir parçası olmak istediler,
04:52
to choose from amongst the existing professionals
99
292162
2323
uzmanların arasından
04:54
who would work with them.
100
294509
2267
onlarla kimin çalışacaklarını seçmek istediler.
04:56
And many, many people wanted to join us,
101
296800
1966
Ve pek, pek çok insan bize katılmak istedi,
04:58
because you don't go into this kind of work to manage a system,
102
298790
3071
çünkü bir sistemi yönetmek için bu tarz işlere girilmez,
05:01
you go in because you can and you want to make a difference.
103
301885
2853
yapabilecekseniz ve fark yaratmak istiyorsanız girilir.
05:04
So Ella and the mother asked everybody who came through the door,
104
304762
3213
Ella ve anne kapıdan gelen herkese,
05:07
"What will you do when my son starts kicking me?"
105
307999
2432
"Oğlum bana tekme atmaya başladığında ne yapacaksın?" diye sordu.
05:10
And so the first person who comes in says,
106
310455
2520
Ve gelen ilk kişi,
05:12
"Well, I'll look around for the nearest exit
107
312999
2119
"Etrafımdaki en yakın çıkışa bakarım
05:15
and I will back out very slowly,
108
315142
2833
ve yavaşça geri giderim,
05:17
and if the noise is still going on, I'll call my supervisor."
109
317999
3001
eğer sesler hâlâ devam ederse, gözetmene haber veririm " diyor.
05:21
And the mothers go, "You're the system. Get out of here!"
110
321024
2713
Ve anne gidip "Sen sistemsin, defol buradan!"
05:23
And then the next person who comes is a policeman, and he says,
111
323761
3214
Bir sonraki gelen kişi polis memuru ve o
05:26
"Well, I'll tackle your son to the ground and then I'm not sure what I'll do."
112
326999
3976
"oğlunu yere yatırırım ve o zaman ne yaparım emin değilim" diyor.
05:30
And the mothers say, "Thank you."
113
330999
1678
"Teşekkürler" diye cevap veriyor anne.
05:32
So, they chose professionals who confessed
114
332701
2222
Ella ve diğer anne, cevapları olmadıkları
05:34
they didn't necessarily have the answers,
115
334947
1970
itirafında bulunan
05:36
who said -- well, they weren't going to talk in jargon.
116
336941
3589
-- mesleki argo konuşmayacak uzmanları seçti.
05:40
They showed their human qualities and convinced the mothers
117
340554
2889
Onlar insani niteliklerini gösterdi ve anneleri
05:43
that they would stick with them through thick and thin,
118
343467
2613
onlara karşı yumuşak olmasalar bile, iyi ve kötü zamanda
05:46
even though they wouldn't be soft with them.
119
346104
2059
yanında olacaklarını söyleyerek ikna ettiler.
05:48
So these new teams and the families
120
348187
1692
Böylece yeni ekibe ve ailelere
05:49
were then given a sliver of the former budget,
121
349903
2159
önceki bütçeden az bir miktar verildi
05:52
but they could spend the money in any way they chose.
122
352086
2491
fakat onlar parayı istedikleri şekilde harcayabileceklerdi.
05:54
And so one of the families went out for supper.
123
354601
2235
Bir aile, akşam yemeğine gitti.
05:56
They went to McDonald's and they sat down and they talked and they listened
124
356860
3605
McDonald'sa gittiler orada oturdular, uzun zamandır ilk kez
06:00
for the first time in a long time.
125
360489
2060
birbirleriyle konuştular, birbirlerini dinlediler.
06:02
Another family asked the team
126
362573
1590
Bir başka aile, ekibe
06:04
if they would help them do up their home.
127
364187
3042
evlerini yapmaya yardımcı olup olamayacaklarını sordu.
06:07
And one mother took the money
128
367253
1507
Bir anne parayı alarak,
06:08
and she used it as a float to start a social enterprise.
129
368784
3527
sosyal girişim başlatma adına şirket kurmak için kullandı.
06:12
And in a really short space of time,
130
372335
2449
Ve gerçekten kısa bir zaman içerisinde,
06:14
something new started to grow:
131
374808
2409
ekip ve çalışanlar arasında
06:17
a relationship between the team and the workers.
132
377241
2898
büyümeye başlayan bir ilişki oldu.
06:20
And then some remarkable changes took place.
133
380163
2917
Kayda değer değişimler gözlendi.
06:23
Maybe it's not surprising
134
383104
1520
Belki şaşırtıcı gelmeyecek ama
06:24
that the journey for Ella has had some big steps backwards
135
384648
2734
bu yolculuk Ella için, geriye ve ileriye dönük
bazı büyük adımlar atılmasını sağladı.
06:27
as well as forwards.
136
387406
1161
06:28
But today, she's completed an IT training course,
137
388591
2765
Bugün, Ella IT eğitimini tamamladı,
06:31
she has her first paid job, her children are back in school,
138
391380
3288
ilk maaşını aldı, çocukları okullarına geri döndü,
06:34
and the neighbors,
139
394692
1151
bu ailenin başka bir yere
06:35
who previously just hoped this family would be moved anywhere
140
395867
2909
taşınmasını bekleyen komşuları,
06:38
except next door to them,
141
398800
1206
yan kapı komşusu olması hariç,
06:40
are fine.
142
400030
1151
iyiler.
06:41
They've made some new friendships.
143
401205
2100
Yeni bir arkadaşlık ilişkisi kurdular.
Değişime katılan aynı insanlardı--
06:43
And all the same people have been involved in this transformation --
144
403329
4016
06:47
same families, same workers.
145
407369
2606
aynı aileler, aynı çalışanlar.
06:49
But the relationship between them has been supported to change.
146
409999
3907
Fakat aralarındaki ilişki değişim için desteklenmiştir.
06:54
So I'm telling you about Ella because I think that relationships
147
414556
3081
Bu yüzden size Ella'yı anlattım, çünkü ben ilişkileri
06:57
are the critical resource we have
148
417661
1937
bu zorlu sorunların bazılarını
çözmeye sahip kritik bir kaynak olduğunu düşünüyorum.
06:59
in solving some of these intractable problems.
149
419622
2378
Ama bugün bizim ilişkilerimizin hepsi
07:02
But today, our relationships are all but written off
150
422024
2722
siyasiler, sosyal politikalar, yardım kuruluşları tarafından yazılır.
07:04
by our politics, our social policies, our welfare institutions.
151
424770
3868
Ve ben bunun gerçekten değişmesi gerektiğini öğrendim.
07:08
And I've learned that this really has to change.
152
428662
2676
Peki, ilişkiler derken neyi kastediyorum?
07:12
So what do I mean by relationships?
153
432002
1950
07:14
I'm talking about the simple human bonds between us,
154
434411
3004
Aramızdaki basit insani bağlardan bahsediyorum,
07:17
a kind of authentic sense of connection, of belonging,
155
437439
2536
bir tür otantik anlamda bağlantı, ait olma,
07:19
the bonds that make us happy, that support us to change,
156
439999
2684
bizi mutlu eden, değişimimizi destekleyen,
07:22
to be brave like Ella and try something new.
157
442707
2804
Ella gibi cesur olmamızı sağlayan, yeni bir şey deneten bağlar.
07:25
And, you know, it's no accident
158
445535
1920
Bilirsiniz, bu bir tesadüf değildir,
07:27
that those who run and work in the institutions
159
447479
2539
o kurumları işleten ve çalışanlar,
Ella ve ailesini desteklemesi gerekenler,
07:30
that are supposed to support Ella and her family
160
450042
2258
ilişkiler hakkında konuşmuyor.
07:32
don't talk about relationships,
161
452324
1514
07:33
because relationships are expressly designed out of a welfare model
162
453862
4072
Çünkü ilişkiler İngiltere'de hazırlanan ve tüm dünyaya ihraç edilen
bir sosyal modelden tasarlanmıştır.
07:37
that was drawn up in Britain and exported around the world.
163
457958
3458
07:41
The contemporaries of William Beveridge,
164
461440
1933
İlk sosyal modeli belirleyen mimar
ve Beveridge Raporu yazarı William Beveridge çağdaşlarının
07:43
who was the architect of the first welfare state
165
463397
2258
07:45
and the author of the Beveridge Report,
166
465679
1920
ortalama hisli ve duygusal bir adama karşı
07:47
had little faith in what they called the average sensual or emotional man.
167
467623
3499
içlerinde küçük bir inanç vardı.
Bunun yerine, onlar kişiliksiz sistem
07:51
Instead, they trusted this idea of the impersonal system
168
471146
3444
ve bağımsız olarak sistemde çalışan bürokrat fikrine güvendiler.
07:54
and the bureaucrat who would be detached and work in this system.
169
474614
4361
07:58
And the impact of Beveridge
170
478999
2115
Beveridge etkilerinin
08:01
on the way the modern state sees social issues
171
481138
2243
modern devlet üzerindeki sosyal olgularda
08:03
just can't be underestimated.
172
483405
2059
görülen etkileri küçümsenemez.
08:05
The Beveridge Report sold over 100,000 copies
173
485488
3176
Baskının sadece ilk haftasında,
Beveridge Raporu 100.000 kopya sattı.
08:08
in the first weeks of publication alone.
174
488688
2329
08:11
People queued in the rain on a November night to get hold of a copy,
175
491041
3209
İnsanlar, kopyasını alabilmek için bir Kasım gecesi yağmurda sıra bekledi
08:14
and it was read across the country, across the colonies, across Europe,
176
494274
3366
ve ülke çapında, Avrupa'da,
Amerika'da okundu
08:17
across the United States of America,
177
497664
1741
ve dünya çapındaki tasarlanmış
08:19
and it had this huge impact
178
499429
1772
08:21
on the way that welfare states were designed around the globe.
179
501225
3597
sosyal devletler üzerinde büyük bir etkisi oldu.
08:24
The cultures, the bureaucracies, the institutions -- they are global,
180
504846
5061
Kültürler, kurumlardaki bürokrasiler -- evrensellerdir
ve onlar sağduyuymuş gibi görülebilir.
08:29
and they've come to seem like common sense.
181
509931
2020
08:31
They've become so ingrained in us,
182
511975
2084
Onları artık göremesek bile
08:34
that actually we don't even see them anymore.
183
514083
2247
içimize yerleşmiş durumdalar.
08:36
And I think it's really important to say that in the 20th century,
184
516856
3119
Bence, bu kurumların 20. yüzyılda
son derece başarılı olduklarını söylemek önemlidir.
08:39
they were remarkably successful, these institutions.
185
519999
2637
08:42
They led to longer lifespans, the eradication of mass disease,
186
522660
3431
Daha uzun yaşam sürelerine, toplu hastalıkları ortadan kalkmasına,
toplu konutlara, evrensel eğitime yol açtı.
08:46
mass housing, almost universal education.
187
526115
2991
08:49
But at the same time,
188
529999
1976
Ama aynı zamanda,
Beveridge bugünün sorunlarının tohumlarını ekti.
08:51
Beveridge sowed the seeds of today's challenges.
189
531999
3432
08:55
So let me tell you a second story.
190
535999
1764
Şimdi size ikinci bir hikâye anlatayım.
08:57
What do you think today is a bigger killer than a lifetime of smoking?
191
537787
5212
Bugün ömür boyu sigara içmekten
daha büyük bir katilin var olduğunu söylesem ne düşünürsünüz?
09:05
It's loneliness.
192
545226
1608
Yalnızlık.
09:07
According to government statistics, one person over 60 -- one in three --
193
547741
4916
Devlet istatistiklerine göre, 60 yaşını aşkın- her üç kişiden biri-
haftada bir kişiyle görüşmüyor ya da konuşmuyor.
09:12
doesn't speak to or see another person in a week.
194
552681
3192
09:16
One person in 10, that's 850,000 people,
195
556666
3309
10 kişiden biri ki bu 850.000 insan eder,
09:19
doesn't speak to anyone else in a month.
196
559999
2335
bir ay içinde bir başkası ile konuşmuyor.
09:22
And we're not the only people with this problem;
197
562924
2274
Bu probleme sahip tek insan biz değiliz;
bu problem Batı ülkelerinin hepsinde mevcuttur.
09:25
this problem touches the whole of the Western world.
198
565222
2431
Çin gibi hızlı kentleşme, kitlesel göç sürecinin ülkelerde
09:27
And it's even more acute in countries like China,
199
567677
2298
09:29
where a process of rapid urbanization, mass migration, has left older people
200
569999
3683
bu durum daha ağırdır,
köylerde yaşlı insanlar tek başlarına yaşamaya terk edilmiştir.
09:33
alone in the villages.
201
573706
1544
09:35
And so the services that Beveridge designed and exported --
202
575274
3821
Beveridge'nin tasarladığı ve sunduğu servisler
bu tür problemleri çözemez.
09:39
they can't address this kind of problem.
203
579119
2287
09:41
Loneliness is like a collective relational challenge,
204
581430
2610
Yalnızlık kolektif ilişkisel bir meydan okuma gibidir
ve geleneksel bürokrasi cevaplarıyla çözülmez.
09:44
and it can't be addressed by a traditional bureaucratic response.
205
584064
3847
Birkaç yıl önce, bu problemi anlamak isterken,
09:48
So some years ago, wanting to understand this problem,
206
588486
2951
yaşadığım Güney Londra'da 60 yaş üzeri
09:51
I started to work with a group of about 60 older people
207
591461
2873
insanlarla çalışmaya başladım.
09:54
in South London, where I live.
208
594358
1821
09:56
I went shopping, I played bingo,
209
596203
2075
Alışverişe gittim, tombala oynadım,
fakat esas olarak ben sadece gözlemleyip dinliyordum.
09:58
but mainly I was just observing and listening.
210
598302
2163
10:00
I wanted to know what we could do differently.
211
600489
2545
Farklı olarak ne yaptığımızı bilmek istiyordum.
Eğer onlara sorarsanız, insanlar size iki şey istediklerini söylerler.
10:03
And if you ask them, people tell you they want two things.
212
603837
2828
10:06
They want somebody to go up a ladder and change a light bulb,
213
606689
2909
Birinin merdivene çıkıp, ampulü değiştirmesini isterler
10:09
or to be there when they come out of hospital.
214
609622
2298
ve hastaneden çıkarken orada olmanızı isterler.
10:11
They want on-demand, practical support.
215
611944
2354
Onlar pratik destek talep ederler.
10:14
And they want to have fun.
216
614322
1558
Eğlenmek isterler.
10:15
They want to go out, do interesting things with like-minded people,
217
615904
3218
Aynı fikirde olan insanlarla
dışarı çıkıp, değişik şeyler yapmak isterler
10:19
and make friends like we've all made friends at every stage of our lives.
218
619146
3720
ve hayatımızın her aşamasındaki gibi arkadaş olmak isterler.
10:23
So we rented a phone line, hired a couple of handymen,
219
623478
2729
Bu yüzden bir telefon hattı ve birkaç işe yarayan erkek kiralandı
ve "Çember" adı verdiğimiz bir servis başladı.
10:26
and started a service we called "Circle."
220
626231
2337
10:28
And Circle offers its local membership a toll-free 0 800 number
221
628592
3821
"Çember" tamamen ücretsiz 0 800'lü numara olan yerel üyelik sunar
ve onlar talepleri için destek almak için ararlar.
10:32
that they can call on demand for any support.
222
632437
2729
İnsanlar bizi çeşitli nedenlerden dolayı aradılar.
10:35
And people have called us for so many reasons.
223
635190
2169
Evcil hayvanları iyi olmadığında,
10:37
They've called because their pets are unwell,
224
637383
2119
DVD'leri kırıldığında, cep telefonlarını nasıl kullanmaları gerektiğinde
10:39
their DVD is broken, they've forgotten how to use their mobile phone,
225
639526
3274
10:42
or maybe they are coming out of hospital
226
642824
1925
veya hastaneden çıkarken
orada bekleyen biri olmasını istediklerinde bizi aradılar.
10:44
and they want someone to be there.
227
644773
1653
"Çember" aynı zamanda zengin sosyal içerik sunuyor--
10:46
And Circle also offers a rich social calendar --
228
646450
3150
- örgü, dart, müze turları, balonla uçmak,-- siz söyleyin.
10:49
knitting, darts, museum tours, hot air ballooning -- you name it.
229
649624
4115
10:54
But here's the interesting thing, the really deep change:
230
654255
4395
Ama burada ilginç bir şey var, gerçekten derin bir değişiklik:
Zamanla oluşan dostluklar
10:58
over time, the friendships that have formed
231
658674
3211
pratik teklifi değiştirmeye başladı.
11:01
have begun to replace the practical offer.
232
661909
2554
11:04
So let me tell you about Belinda.
233
664964
1633
Size Belinda'dan bahsedeyim.
11:06
Belinda's a Circle member, and she was going into hospital for a hip operation,
234
666621
4236
Belinda "Çember"in bir üyesi ve hastaneye kalça ameliyatı olmaya gidiyordu.
11:10
so she called her local Circle to say they wouldn't see her for a bit.
235
670881
3984
Lokal Çemberi arayarak onu biraz göremeyeceklerini söyler.
11:14
And Damon, who runs the local Circle, calls her back and says, "How can I help?"
236
674889
3800
Yerel Çember'de çalışan Damon onu geri arar ve "Size nasıl yardımcı olabilirim?" der.
11:18
And Belinda says, "Oh no, I'm fine --
237
678713
1911
Ve Belinda " Oh hayır, iyiyim--
11:20
Jocelyn is doing the shopping, Tony's doing the gardening,
238
680648
2793
Jocely alışveriş yapıyor, Tony bahçeyle uğraşıyor,
11:23
Melissa and Joe are going to come in and cook and chat."
239
683465
2697
Melissa ve Joe gelip yemek yapıp sohbet ediyor.
Yani beş Çember üyesi Belinda'ya bakmak için
11:26
So five Circle members had organized themselves
240
686186
3007
kendileri organize olmuşlar.
11:29
to take care of Belinda.
241
689217
1904
11:32
And Belinda's 80, although she says that she feels 25 inside,
242
692123
3346
Belinda 80 yaşında olmasına rağmen, 25 yaşında hissettiğini söylüyor,
11:35
but she also says
243
695493
1564
fakat aynı zamanda çembere katıldığında kendisini sıkışmış
11:37
that she felt stuck and pretty down when she joined Circle.
244
697081
3446
ve oldukça kötü hissettiğini söyledi.
Ancak onun ilk etkinliğe gelmesini teşvik etmek
11:41
But the simple act of encouraging her to come along to that first event
245
701083
4481
doğal dostluk kurmasına yol açmak en basit hareketti.
11:45
led to a process where natural friendships formed,
246
705588
3200
11:48
friendships that today are replacing the need for expensive services.
247
708812
4321
Bugün arkadaşlıklar pahalı hizmet ihtiyaçlarının yerine geçiyor.
11:53
It's relationships that are making the difference.
248
713157
2977
Bu, fark yaratan ilişkilerdir.
11:57
So I think that three factors have converged
249
717572
2908
Yani bence üç faktörün birleşmesiyle,
ilişkileri kalbimize ve merkezimize koyarak
12:00
that enable us to put relationships at the heart and center
250
720504
2992
bugünün sosyal problemlerini nasıl çözebileceğimizi sağlar.
12:03
of how we solve social problems today.
251
723520
2845
12:06
Firstly, the nature of the problems --
252
726389
2063
İlk olarak, problemlerin ana kaynağı--
12:08
they've changed, and they require different solutions.
253
728476
2655
onların değişmesi ve farklı çözümlere ihtiyaç duymasıdır.
12:11
Secondly, the cost, human as much as financial, of doing business as usual.
254
731155
4490
İkinci olarak, maliyet, her zamanki gibi iş yapmanın, finansal ve insan maliyeti.
12:15
And thirdly, technology.
255
735669
1735
Ve son olarak, teknoloji.
Şu ana kadar iki etken hakkında konuştum.
12:18
I've talked about the first two factors.
256
738009
2520
Teknoloji bu yaklaşımları ölçeklendirmeyi sağlar ve
12:20
It's technology that enables these approaches to scale
257
740553
2948
olanaklar dâhilinde milyonlarca insanı destekler.
12:23
and potentially now support thousands of people.
258
743525
2954
12:26
So the technology we've used is really simple,
259
746911
2159
Yani bizim kullandığımız teknoloji çok basit.
12:29
it's made up of available things like databases, mobile phones.
260
749094
3453
Veri tabanları, cep telefonları gibi mevcut şeylerden oluşmuştur.
12:32
Circle has got this very simple system that underpins it,
261
752571
2736
Çember, onu destekleyen çok basit sisteme sahiptir,
bini aşkın üyeyi destekleyen küçük bir yerel ekip sağlar.
12:35
enables a small local team to support a membership of up to a thousand.
262
755331
3860
Ve siz bunu 1970'lerdeki komşu
12:39
And you can contrast this with a neighborhood organization
263
759215
2773
organizasyonlarla karşılaştırabilirsiniz,
12:42
of the 1970s,
264
762012
1157
bu tür ölçeklendirme mümkün olmadığında,
12:43
when this kind of scale just wasn't possible,
265
763193
2163
bu teknolojinin sağladığı kalite ve uzun ömür de.
12:45
neither was the quality or the longevity that the spine of technology can provide.
266
765380
4116
12:49
So it's relationships underpinned by technology
267
769520
3229
Bu yüzden, ilişkiler teknoloji tarafından desteklenmekte
12:52
that can turn the Beveridge models on their heads.
268
772773
2913
ve başlarına Beveridge modelini açabilirsiniz.
12:55
The Beveridge models are all about institutions with finite resources,
269
775710
3646
Beveridge modellerinin hepsi
kurumların sınırlı kaynaklarıyla ilgili olup
12:59
anonymously managing access.
270
779380
2441
anonim erişimleri yönetirler.
13:01
In my work at the front line,
271
781845
1620
İşimde ilk yıllarda,
13:03
I've seen again and again how up to 80 percent of resource
272
783489
3686
harcanan kaynakların yüzde 80'ine kadar insanları
dışarda tutmak için olduklarını tekrar tekrar gördüm.
Yani uzmanlar, giderek artan
13:07
is spent keeping people out.
273
787199
2035
sıra yönetme ve insanların hizmetlere ulaşımını durduracak
13:09
So professionals have to administer
274
789258
1690
13:10
these increasingly complex forms of administration
275
790972
2394
karmaşık yönetim formları
13:13
that are basically about stopping people accessing the service
276
793390
3342
yönetmek zorundalar.
13:16
or managing the queue.
277
796756
1727
13:18
And Circle, like the relational services that we and others have designed,
278
798930
4336
Çember gibi bizim ve başkalarının dizayn ettiği yöresel hizmetler,
bu mantığı tersine çevirir.
13:23
inverts this logic.
279
803290
1365
13:24
What it says is, the more people, the more relationships,
280
804679
3993
Yani söylemek istenilen, ne kadar çok insan o kadar çok ilişki,
13:28
the stronger the solution.
281
808696
2056
daha güçlü çözümler.
13:31
So I want to tell you my third and final story,
282
811734
2362
Size işsizlik hakkında üçüncü ve
son hikâyemi anlatmak istiyorum.
13:34
which is about unemployment.
283
814120
1959
13:37
In Britain, as in most places in the world,
284
817300
2766
İngiltere'de, Dünya'da çoğu yerde olduğu gibi,
bizim refah devletlerimiz öncelikle
13:40
our welfare states were primarily designed
285
820090
2540
insanları işe almak için,
13:42
to get people into work,
286
822654
2645
13:45
to educate them for this,
287
825323
1992
onları eğitmek için,
13:47
and to keep them healthy.
288
827339
1672
onların sağlıklı kalmaları için dizayn edilmiştir.
Fakat burada da sistem çöküyor.
13:49
But here, too, the systems are failing.
289
829035
2533
Ve böylece cevap
13:51
And so the response has been
290
831592
1372
13:52
to try and make these old systems even more efficient and transactional --
291
832988
3537
eski sistemi daha etkili ve işlemsel yapmak,
13:56
to speed up processing times, divide people into ever-smaller categories,
292
836549
3632
işlem sürelerini hızlandırmak,
insanları daha küçük kategoriler hâlinde bölerek
14:00
try and target services at them more efficiently -- in other words,
293
840205
3171
onlara daha etkili hizmet vermeyi
denemeyi amaçlamıştır- diğer bir deyişle, ilişkiselin tam tersi.
14:03
the very opposite of relational.
294
843400
2646
14:07
But guess how most people find work today?
295
847425
3404
Ama bugün çoğu insan nasıl iş buluyor tahmin edin?
14:11
Through word of mouth.
296
851583
1792
Kulaktan kulağa.
14:13
It turns out that in Britain today, most new jobs are not advertised.
297
853399
4601
İngiltere'de bugün, en yeni iş ilanlarının reklamı olmuyor.
Size arkadaşlarınız, işten bahsediyorlar,
14:18
So it's friends that tell you about a job,
298
858024
2143
14:20
it's friends that recommend you for a job,
299
860191
2273
iş için sizi öneriyorlar ve böylece zengin
14:22
and it's a rich and diverse social network that helps you find work.
300
862488
4291
ve çeşitli sosyal ağlar size iş bulmanızda yardımcı oluyor.
14:26
Maybe some of you here this evening are thinking,
301
866803
2325
Belki bazılarınız burada bu akşam
"ben işimi ilan ile buldum" diye düşünüyorlar,
14:29
"But I found my job through an advert,"
302
869152
1861
fakat geriye dönüp bakacak olursanız,
14:31
but if you think back, it was probably a friend that showed you the ad
303
871037
3322
büyük ihtimalle o ilanı size arkadaşınız gösterdi
ve başvurmanız için sizi cesaretlendirdi.
14:34
and then encouraged you to apply.
304
874383
1577
14:35
But not surprisingly,
305
875984
1323
Ama hiç şaşırtıcı değil ki,
zengin ve çeşitli sosyal ağlara ihtiyacı olan insanlar
14:37
people who perhaps most need this rich and diverse network
306
877331
3279
14:40
are those who are most isolated from it.
307
880634
2699
onlardan daha izole olanlardır.
Yani bunu bilerek,
14:43
So knowing this,
308
883357
1275
14:44
and also knowing about the costs and failure of current systems,
309
884656
3022
mevcut sistemlerin yetersizliği ve maliyetlerini bildiğimiz için,
ilişkilerin kalbinde olduğu yeni bir şeyler dizayn ettik.
14:47
we designed something new with relationships at its heart.
310
887702
2949
14:50
We designed a service that encourages people to meet up,
311
890675
5362
İşi olan ve işsiz insanları buluşmak için teşvik eden,
yapılandırılmış şekillerde birbiriyle çalışan ve
14:56
people in and out of work,
312
896061
1440
yeni fırsatları deneyen bir sistem dizayn ettik.
14:57
to work together in structured ways
313
897525
1751
14:59
and try new opportunities.
314
899300
1917
Yapılandırılmış şekillerde birbiriyle çalışan
ve yeni fırsatları deneyen bir hizmet dizayn ettik.
15:02
And, well, it's very hard to compare the results of these new systems
315
902308
3971
Ve de bu yeni hizmetlerin sonuçlarını
eski işlem modelleriyle karşılaştırmak oldukça zordur,
15:06
with the old transactional models,
316
906303
1672
15:07
but it looks like, with our first 1,000 members,
317
907999
2301
fakat ilk 1000 üyemiz ile, mevcut hizmetleri
maliyetin çok azı ile
15:10
we outperformed existing services by a factor of three,
318
910324
2891
üç kat daha üstün bir performans elde ettik gibi görünüyor.
15:13
at a fraction of the cost.
319
913239
1960
Ve burada da, biz teknolojiyi kullandık,
15:15
And here, too, we've used technology,
320
915223
2880
ama sosyal platformun yapacağı insan ağı şeklinde değil.
15:18
but not to network people in the way that a social platform would do.
321
918127
3398
15:21
We've used it to bring people face to face and connect them with each other,
322
921549
3602
Biz onu, insanları yüz yüze getirmek için,
birbirleriyle iletişim sağlayıp, gerçek ilişkiler kurabilmeleri için
15:25
building real relationships and supporting people to find work.
323
925175
3417
ve iş bulabilmelerini desteklemek için kullandık.
15:30
At the end of his life, in 1948,
324
930308
2947
Yaşamının sonunda,1948 yılında,
15:33
Beveridge wrote a third report.
325
933279
1989
Beveridge üçüncü raporunu yazdı.
15:35
And in it he said he had made a dreadful mistake.
326
935913
3361
Ve onda, korkunç bir hata yaptığını söyledi.
15:40
He had left people and their communities out.
327
940356
3823
O insanları ve toplulukları dışında bırakmıştı.
Ve bu ihmalin, insanları görmeye
15:45
And this omission, he said, led to seeing people,
328
945111
4605
ve insanların kendilerini kategoriler
15:49
and people starting to see themselves,
329
949740
2135
15:51
within the categories of the bureaucracies and the institutions.
330
951899
3785
ve bürokrasiler içinde görmeye yol açtığını söyledi.
15:55
And human relationships were already withering.
331
955708
2765
Ve insan ilişkileri çoktan bozuldu.
15:59
But unfortunately, this third report was much less read
332
959296
3216
Fakat maalesef, bu üçüncü rapor, Beveridge'nin önceki işlerine göre
daha az okundu.
16:02
than Beveridge's earlier work.
333
962536
1775
Ama bugün, insanları ve toplumları dizayn ettiğimiz
16:05
But today, we need to bring people and their communities
334
965115
4211
yeni sistem ve servislerin kalbine geri getirmek gerekiyor,
16:09
back into the heart of the way we design new systems and new services,
335
969350
4127
16:13
in an approach that I call "Relational Welfare."
336
973501
2507
bu yaklaşıma ben " İlişkisel Refah" diyorum.
16:16
We need to leave behind these old, transactional,
337
976032
2516
Bu eski, işlemsel, uygun olmayan, günün şartlarına uymayan
16:18
unsuitable, outdated models,
338
978572
2258
modelleri geride bırakmak gerekiyor
16:20
and we need to adopt instead the shared collective relational responses
339
980854
3511
ve bunun yerine Ella gibi bir aileyi destekleyen
toplu ilişkisel cevapların paylaşıldığı şeylere adapte olmak gerekir ki
16:24
that can support a family like Ella's,
340
984389
2456
16:26
that can address an issue like loneliness,
341
986869
2307
böylece yalnızlık gibi bir sorun çözümlenebilsin
ve bu iş için de, modern bir iş gücü piyasasında
16:29
that can support people into work and up the skills curve
342
989200
2735
insanların becerilerini artırarak onları işin içine dâhil ederek,
16:31
in a modern labor market,
343
991959
1444
sağlık, eğitim gibi zorlukların üstesinden gelinebilir
16:33
that can also address challenges of education, of health care systems,
344
993427
4138
ve böylece toplum üzerindeki pek çok probleme çözüm sunulabilir.
16:37
and so many more of those problems that are pressing on our societies.
345
997589
4280
16:42
It is all about relationships.
346
1002306
2562
Her şey ilişkilerle ilgilidir.
16:45
Relationships are the critical resource we have.
347
1005324
3027
İlişkiler sahip olduğumuz kritik kaynaklardır.
Teşekkürler.
16:48
Thank you.
348
1008375
1151
16:49
(Applause)
349
1009550
5449
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7