Zeynep Tufekci: How the Internet has made social change easy to organize, hard to win

Zeynep Tüfekçi: İnternet sosyal değişimi nasıl kolay organize edilir, zor kazanılır kıldı

139,062 views

2015-02-02 ・ TED


New videos

Zeynep Tufekci: How the Internet has made social change easy to organize, hard to win

Zeynep Tüfekçi: İnternet sosyal değişimi nasıl kolay organize edilir, zor kazanılır kıldı

139,062 views ・ 2015-02-02

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ramazan Şen Gözden geçirme: Gülben Seber
00:12
So recently, we heard a lot about how social media helps empower protest,
0
12996
4806
Geçenlerde, sosyal medyanın protestoları nasıl güçlendirdiğini sıkça duyduk
00:17
and that's true,
1
17802
1379
ve bu doğru,
00:19
but after more than a decade
2
19181
1655
fakat on yıldan fazla bir süre
00:20
of studying and participating in multiple social movements,
3
20836
3665
çoklu sosyal eylemleri çalıştıktan ve katıldıktan sonra
00:24
I've come to realize
4
24501
1802
anladım ki
00:26
that the way technology empowers social movements
5
26303
3311
teknoloji sosyal eylemleri güçlendirdiği gibi
00:29
can also paradoxically help weaken them.
6
29614
3106
onları çelişkili bir biçimde zayıflatabiliyor da.
00:32
This is not inevitable, but overcoming it requires diving deep
7
32720
3884
Bu kaçınılmaz değil fakat bunun üstesinden gelmek,
uzun vadede başarıyı mümkün kılan şeyin derinlerine inmeyi gerektiriyor.
00:36
into what makes success possible over the long term.
8
36604
4293
00:40
And the lessons apply in multiple domains.
9
40897
2561
Ve dersler çoklu alanlarda uygulanabilir.
00:43
Now, take Turkey's Gezi Park protests, July 2013,
10
43458
3995
Temmuz 2013'de Türkiye'de gerçekleşen ve sahada çalışmak için gittiğim
00:47
which I went back to study in the field.
11
47453
3037
Gezi Parkı eylemini ele alalım.
00:50
Twitter was key to its organizing.
12
50490
2453
Twitter organizasyonun kilit noktasıydı.
00:52
It was everywhere in the park -- well, along with a lot of tear gas.
13
52943
3394
Parkın her yerindeydi -- biber gazı eşliğinde.
00:56
It wasn't all high tech.
14
56337
1838
Her şey son teknoloji değildi.
00:58
But the people in Turkey had already gotten used to the power of Twitter
15
58175
3878
Fakat Türk halkı, bir yıl öncesinde meydana gelen talihsiz bir olayda
01:02
because of an unfortunate incident about a year before
16
62053
3940
Twitter'in gücünü keşfetmişti.
01:05
when military jets had bombed and killed
17
65994
3791
Askeriye jetleri sınır bölgesi yakınında
01:09
34 Kurdish smugglers near the border region,
18
69785
4089
34 Kürt kaçakçıyı bombalayıp öldürdüğünde
01:13
and Turkish media completely censored this news.
19
73874
4744
Türk medyası haberleri tamamen sansürledi.
01:18
Editors sat in their newsrooms
20
78618
1838
Editörler haber odalarında oturdu
01:20
and waited for the government to tell them what to do.
21
80456
2899
ve hükümetin onlara ne yapmaları gerektiğini söylemelerini bekledi.
01:23
One frustrated journalist could not take this anymore.
22
83355
2600
Bundan usanan bir gazeteci buna daha fazla dayanamadı.
01:25
He purchased his own plane ticket,
23
85955
1690
Kendi cebinden uçak biletini aldı
01:27
and went to the village where this had occurred.
24
87645
2312
ve olayın meydana geldiği köye gitti.
01:29
And he was confronted by this scene:
25
89957
2666
Ve şu sahneyle karşı karşıya geldi:
01:32
a line of coffins coming down a hill, relatives wailing.
26
92623
5398
Tepeden sıra sıra tabutlar geliyor, akrabalar ağıt yakıyor.
01:38
He later he told me how overwhelmed he felt,
27
98021
2441
Bana kendini mahcup hissettiğini söyledi.
01:40
and didn't know what to do,
28
100462
1721
Ve ne yapacağını bilememiş.
01:42
so he took out his phone,
29
102183
1973
Sonra telefonunu çıkarmış
01:44
like any one of us might,
30
104156
1768
-hepimizin yapabileceği gibi-
01:45
and snapped that picture and tweeted it out.
31
105924
3198
ve bu resmi çekip tweet atmış.
01:49
And voila, that picture went viral
32
109122
3727
Ve bingo, resim virüs gibi yayıldı
01:52
and broke the censorship and forced mass media to cover it.
33
112849
4388
ve sansür kırıldı ve kitlesel medya bunun üstünü örtmek zorunda kaldı.
01:57
So when, a year later, Turkey's Gezi protests happened,
34
117237
3181
Bir yıl sonra, Türkiye'de Gezi eylemleri başladı.
02:00
it started as a protest about a park being razed,
35
120418
2722
Bir parkın yok edilmesine karşı bir protesto olarak başladı
02:03
but became an anti-authoritarian protest.
36
123140
2303
ama sonra otoriteye karşı bir protestoya dönüştü.
02:05
It wasn't surprising that media also censored it,
37
125443
4158
Medyanın bunu da sansürlemesi elbette sürpriz olmadı,
02:09
but it got a little ridiculous at times.
38
129601
2932
fakat zaman zaman gülünç şeyler meydana geldi.
02:12
When things were so intense,
39
132533
2070
İşler iyice gerildiğinde,
02:14
when CNN International was broadcasting live from Istanbul,
40
134603
4395
CNN International İstanbul'dan yayın yapıyor,
02:18
CNN Turkey instead was broadcasting a documentary on penguins.
41
138998
6350
CNN Türkiye ise penguen belgeseli yayınlıyordu.
02:25
Now, I love penguin documentaries, but that wasn't the news of the day.
42
145351
4583
Penguen belgesellerini severim ama günün haberi bu değildi.
02:29
An angry viewer put his two screens together and snapped that picture,
43
149934
4297
Kızgın bir seyirci iki ekranı bir araya getirip bu resmi çekmiş
02:34
and that one too went viral,
44
154231
1867
ve bu da virüs gibi yayıldı
02:36
and since then, people call Turkish media the penguin media. (Laughter)
45
156098
4488
ve o zamandan beri, insanlar Türk medyasına penguen medyası diyor. (Gülüşmeler)
02:40
But this time, people knew what to do.
46
160586
2165
Ama bu sefer, insanlar ne yapacağını biliyordu.
02:42
They just took out their phones and looked for actual news.
47
162751
2959
Telefonlarını çıkartıp gerçek haberleri aradılar.
02:45
Better, they knew to go to the park and take pictures and participate
48
165710
4464
Daha da iyisi, parka gidip iştirak ettiler, resimler çektiler
02:50
and share it more on social media.
49
170174
1951
ve onları sosyal medyada paylaştılar.
02:52
Digital connectivity was used for everything from food to donations.
50
172125
6550
Dijital bağlantı, yiyecekten bağışlara kadar her şey için kullanıldı.
02:58
Everything was organized partially with the help of these new technologies.
51
178675
5272
Bu yeni teknolojilerin yardımıyla her şey kısım kısım organize edildi.
03:03
And using Internet to mobilize and publicize protests
52
183947
4206
Aslında protestoları harekete geçirmek ve duyurmak için internetin kullanılması
03:08
actually goes back a long way.
53
188153
2456
çok eskilere dayanıyor.
03:10
Remember the Zapatistas,
54
190609
1845
Zapatistaları,
03:12
the peasant uprising in the southern Chiapas region of Mexico
55
192454
4635
maskeli, pipo içen, karizmatik Marcos'un liderlik ettiği,
03:17
led by the masked, pipe-smoking, charismatic Subcomandante Marcos?
56
197089
5631
Meksika'nın güney Chiapas bölgesindeki köylü isyanını hatırlayın.
03:22
That was probably the first movement
57
202720
1879
Bu muhtemelen
internet sayesinde küresel dikkati çeken ilk eylemdi.
03:24
that got global attention thanks to the Internet.
58
204599
2371
03:27
Or consider Seattle '99,
59
207690
1648
Veya 1999 yılında Seattle'da
03:29
when a multinational grassroots effort brought global attention
60
209338
4803
çok uluslu halk eylemleri, o zamanlar belirsiz bir organizasyon olan
03:34
to what was then an obscure organization, the World Trade Organization,
61
214141
4685
Dünya Ticaret Organizasyonuna küresel dikkati çekti.
03:38
by also utilizing these digital technologies to help them organize.
62
218826
4541
Bunu organize etmek için de dijital teknolojiden yardım aldılar.
03:43
And more recently, movement after movement
63
223367
2535
Veya daha yeni, eylem üstüne yapılan eylemler
03:45
has shaken country after country:
64
225902
2838
ülke ülke yayıldı:
03:48
the Arab uprisings from Bahrain to Tunisia to Egypt and more;
65
228740
5132
Arap baharı Bahreyn'e, Tunus'a, Mısır'a ve daha birçok ülkeye yayıldı;
03:53
indignados in Spain, Italy, Greece; the Gezi Park protests;
66
233872
4872
İspanya'daki indignados (öfkeliler), İtalya, Yunanistan; Gezi Parkı eylemi;
03:58
Taiwan; Euromaidan in Ukraine; Hong Kong.
67
238744
4224
Tayvan; Ukrayna'da Yevromaydan; Hong Kong.
04:02
And think of more recent initiatives, like the #BringBackOurGirls hashtags.
68
242968
4712
Ve #Kızlarımızıgerigetirin etiketi gibi daha yeni girişimleri düşünün.
04:07
Nowadays, a network of tweets can unleash a global awareness campaign.
69
247680
6856
Bugünlerde, tweetlerle küresel farkındalık kampanyası başlatılabilir.
04:14
A Facebook page can become the hub of a massive mobilization.
70
254536
3918
Bir Facebook sayfası büyük bir seferberlik merkezi haline gelebilir.
04:18
Amazing.
71
258454
1770
Hayret verici.
04:20
But think of the moments I just mentioned.
72
260224
4314
Fakat behsettiğim anları düşünün.
04:24
The achievements they were able to have, their outcomes,
73
264538
4665
Sahip olabilecekleri başarılar, sonuçlar,
04:29
are not really proportional to the size and energy they inspired.
74
269203
4810
ilham ettikleri enerjinin büyüklüğüyle hiç de orantılı değil.
04:34
The hopes they rightfully raised are not really matched
75
274013
4021
Yeşerttikleri umutlar hiç de
04:38
by what they were able to have as a result in the end.
76
278034
4468
sonunda elde edebilecekleri sonuçlarla denk düşmedi.
04:42
And this raises a question:
77
282502
2412
Ve bu bir soru doğurdu:
04:46
As digital technology makes things easier for movements,
78
286204
4225
Dijital teknolojinin eylemler için işleri kolaylaştırmasına rağmen,
04:50
why haven't successful outcomes become more likely as well?
79
290429
4023
neden aynı şekilde başarılı sonuçlar da kolay olmuyor?
04:54
In embracing digital platforms for activism and politics,
80
294452
5565
Aktivizm ve siyaset için dijital platformları benimserken
05:00
are we overlooking some of the benefits of doing things the hard way?
81
300017
4234
acaba işleri zor yoldan yapmanın bazı faydalarını gözden mi kaçırıyoruz?
05:04
Now, I believe so.
82
304251
1217
Bence öyle.
05:05
I believe that the rule of thumb is:
83
305468
1805
Bence olay üç aşağı beş yukarı şöyle:
05:07
Easier to mobilize does not always mean easier to achieve gains.
84
307273
4727
Kolay harekete geçmek, her zaman kolay kazanç elde etmek değildir.
05:12
Now, to be clear,
85
312610
2893
Şimdi, açıkçası,
05:15
technology does empower in multiple ways.
86
315503
2854
teknoloji çeşitli şekillerde güç sağlar.
05:18
It's very powerful.
87
318357
1460
Çok güçlüdür.
05:19
In Turkey, I watched four young college students
88
319817
4046
Türkiye'de, dört üniversite öğrencisinin
05:23
organize a countrywide citizen journalism network called 140Journos
89
323863
4230
ülkede sansürsüz haberin merkezi haline gelen
05:28
that became the central hub for uncensored news in the country.
90
328093
4431
140Journos adında ülke çapında bir halk gazeteciliği ağı organize ettiğini gördüm.
05:32
In Egypt, I saw another four young people use digital connectivity
91
332524
5147
Mısır'da, başka bir dört gencin dijital iletişimi kullanarak
05:37
to organize the supplies and logistics for 10 field hospitals,
92
337671
3847
10 saha hastanesine malzeme ve lojistik organize ettiğini gördüm,
05:41
very large operations,
93
341518
2011
çok büyük organizasyonlar.
05:43
during massive clashes near Tahrir Square in 2011.
94
343529
5001
2011 yılında Tahrir Meydanı yakınındaki büyük çatışmalar boyunca devam etti.
05:49
And I asked the founder of this effort, called Tahrir Supplies,
95
349500
3717
Adı Tahrir Stok olan bu oluşumun kurucusuna
05:53
how long it took him to go from when he had the idea to when he got started.
96
353217
6110
ne kadar bir sürede bu fikri düşünüp eyleme dönüştürdüğünü sordum.
05:59
"Five minutes," he said. Five minutes.
97
359327
2359
"Beş dakika." dedi. Beş dakika.
06:01
And he had no training or background in logistics.
98
361686
2548
Ve lojistik hakkında hiçbir eğitimi veya arka planı yoktu.
06:04
Or think of the Occupy movement which rocked the world in 2011.
99
364234
3723
Veya 2011 yılında dünyayı sarsan "İşgal Hareketi"ni düşünün.
06:07
It started with a single email
100
367957
1978
Adbusters dergisine gönderilen tek bir eposta ile başladı
06:09
from a magazine, Adbusters, to 90,000 subscribers in its list.
101
369935
5241
ve listesine 90.000 kişi üye oldu.
06:15
About two months after that first email,
102
375176
2984
İlk epostadan yaklaşık iki ay sonra,
06:18
there were in the United States 600 ongoing occupations and protests.
103
378160
6349
Birleşik Devletlerde devam eden 600 işgal ve protesto vardı.
06:24
Less than one month after the first physical occupation in Zuccotti Park,
104
384509
5824
Zuccotti Park'taki ilk fiziksel işgalden bir ay kadar sonra,
06:30
a global protest was held in about 82 countries, 950 cities.
105
390333
6841
82 ülke, 950 şehirde, küresel bir protesto yapıldı.
06:37
It was one of the largest global protests ever organized.
106
397174
2745
Dünya çapında organize edilen en büyük protestolardan biriydi.
06:39
Now, compare that to what the Civil Rights Movement had to do in 1955 Alabama
107
399919
6687
1955'te Alabama'da İnsan Hakları Hareketinin ırklara göre ayrılmış otobüsleri
06:46
to protest the racially segregated bus system, which they wanted to boycott.
108
406606
6137
protesto etmek için yapmak zorunda kaldıkları şeylerle kıyaslayın.
06:52
They'd been preparing for many years
109
412743
1752
Yıllardır hazırlanıyorlardı
06:54
and decided it was time to swing into action
110
414495
2066
ve Rosa Parks tutuklandıktan sonra
06:56
after Rosa Parks was arrested.
111
416561
2203
eyleme geçme vaktinin geldiğini düşündüler.
06:58
But how do you get the word out --
112
418764
1666
Peki sesinizi nasıl duyurursunuz?
07:00
tomorrow we're going to start the boycott --
113
420430
2163
Yarın boykotu başlatacağız
07:02
when you don't have Facebook, texting, Twitter, none of that?
114
422593
5408
ve elinizde Facebook, SMS, Twitter, hiçbiri yok.
07:08
So they had to mimeograph 52,000 leaflets
115
428001
5170
Bir üniversitenin kopyalama odasına sızarak ve tüm gece gizlice çalışarak
52.000 broşürü teksir makinesi ile
07:13
by sneaking into a university duplicating room
116
433171
3193
07:16
and working all night, secretly.
117
436364
2541
çoğaltmak zorunda kaldılar.
07:18
They then used the 68 African-American organizations
118
438905
3493
Sonra 68 Afro-Amerikan kuruluşu kullanarak
07:22
that criss-crossed the city to distribute those leaflets by hand.
119
442398
3967
şehri baştan aşağı gezerek broşürleri elle dağıttılar.
07:26
And the logistical tasks were daunting, because these were poor people.
120
446365
4970
Lojistik görevleri bezdiriyordu çünkü fakir insanlardı.
07:31
They had to get to work, boycott or no,
121
451335
2090
Boykot et veya etme, işe gitmek zorundalardı.
07:33
so a massive carpool was organized,
122
453425
2902
O yüzden çok büyük bir dolmuş sistemi organize edildi,
07:36
again by meeting.
123
456327
2116
yine söylüyorum, bunu buluşarak yaptılar.
07:38
No texting, no Twitter, no Facebook.
124
458443
2395
SMS yok, Twitter yok, Facebook yok.
07:40
They had to meet almost all the time to keep this carpool going.
125
460838
3569
Bu sistemi yürütmek için neredeyse her zaman buluşmak zorundaydılar.
07:44
Today, it would be so much easier.
126
464407
2272
Bugün, bu çok daha kolay olurdu.
07:46
We could create a database, available rides and what rides you need,
127
466679
4988
Müsait araçların ve gidilecek yerlerin bir veritabanını oluştururduk,
07:51
have the database coordinate, and use texting.
128
471667
3282
veritabanı koordinatlarını alır ve mesajlaşırdık.
07:54
We wouldn't have to meet all that much.
129
474949
2554
O kadar sık buluşmak gerekmezdi.
07:57
But again, consider this:
130
477503
2276
Ama şunu tekrar düşünün:
07:59
the Civil Rights Movement in the United States
131
479779
2994
Amerika'daki İnsan Hakları Hareketi
08:02
navigated a minefield of political dangers,
132
482773
4494
siyasi tehlikelerin olduğu bir mayın tarlasından geçti,
08:07
faced repression and overcame, won major policy concessions,
133
487267
5503
baskıyla yüzleşti ve üstesinden geldi, büyük siyasi imtiyazlar elde etti,
08:12
navigated and innovated through risks.
134
492770
3236
riskler arasında yol alarak yenilikler getirdi.
08:16
In contrast, three years after Occupy sparked
135
496006
3533
Aksine, İşgal eşitsizlik hakkında küresel görüşmeleri
08:19
that global conversation about inequality,
136
499539
2606
ateşlediklen üç yıl sonra
08:22
the policies that fueled it are still in place.
137
502145
3825
buna neden olan yasalar hâlâ mevcuttu.
08:25
Europe was also rocked by anti-austerity protests,
138
505970
3145
Avrupa da kemer sıkma karşıtı protestolarıyla çalkalandı,
08:29
but the continent didn't shift its direction.
139
509115
4122
ama kıta yönünü değiştirmedi.
08:33
In embracing these technologies,
140
513237
2936
Bu teknolojileri benimserken
08:36
are we overlooking some of the benefits of slow and sustained?
141
516173
6408
yavaş ve kararlı hareket etmenin bazı faydalarını görmezden mi geliyoruz?
08:42
To understand this,
142
522581
1869
Bunu anlamak için,
08:44
I went back to Turkey about a year after the Gezi protests
143
524450
3123
Gezi eylemlerinden bir sene sonra Türkiye'ye geri döndüm
08:47
and I interviewed a range of people,
144
527573
2277
ve aktivistlerden siyasilere,
08:49
from activists to politicians,
145
529850
3707
iktidar partisi ve muhalefet partisinden eylemcilere kadar
08:53
from both the ruling party and the opposition party and movements.
146
533557
4617
her kesimden insanla görüşmeler yaptım.
08:58
I found that the Gezi protesters were despairing.
147
538174
3306
Gezi eylemcileri ümitlerini yitirmişti.
09:01
They were frustrated,
148
541480
2031
Ümitleri suya düşmüştü
09:03
and they had achieved much less than what they had hoped for.
149
543511
3056
ve umduklarından çok daha az şey başarmışlardı.
09:06
This echoed what I'd been hearing around the world
150
546567
2538
Tüm dünyada irtibat halinde olduğum
09:09
from many other protesters that I'm in touch with.
151
549105
3786
birçok protestocudan duyduğum şey yankılandı.
09:12
And I've come to realize that part of the problem
152
552891
2307
Ve anladım ki problem biraz da
09:15
is that today's protests have become a bit like climbing Mt. Everest
153
555198
5869
günümüz eylemlerinin, 60 şerpanın yardımıyla Everest dağına tırmanılıyormuş gibi
09:21
with the help of 60 Sherpas,
154
561067
2457
bir hale bürünmesinden kaynaklanıyor.
09:23
and the Internet is our Sherpa.
155
563524
3127
Ve bizim şerpamız da internet.
09:26
What we're doing is taking the fast routes
156
566651
4313
Yaptığımız şey, kestirme yollardan giderek
09:30
and not replacing the benefits of the slower work.
157
570964
3339
uzun yolun faydalarını yerine koymamak.
09:34
Because, you see,
158
574303
1696
Çünkü, görüyorsunuz,
09:35
the kind of work that went into organizing
159
575999
2868
organize edilen bu gibi işler,
09:38
all those daunting, tedious logistical tasks
160
578867
2783
tüm bu zor ve zahmetli lojistik görevler
09:41
did not just take care of those tasks,
161
581650
2629
bu görevleri yerine getirmekle kalmadı
09:44
they also created the kind of organization that could think together collectively
162
584279
4675
ayrıca öyle bir organizasyon yarattılar ki birlikte kollektif düşünebildiler
09:48
and make hard decisions together,
163
588963
2275
ve beraber zor kararlar alabildiler,
09:51
create consensus and innovate, and maybe even more crucially,
164
591238
3937
fikir birliği ve yenilikler ortaya koydular ve belki de daha önemlisi
farklılıklara rağmen beraber devam ettiler.
09:55
keep going together through differences.
165
595175
3367
09:58
So when you see this March on Washington in 1963,
166
598542
4788
1963 yılında Washington'da yapılan bu yürüyüşü gördüğünüzde,
10:03
when you look at that picture,
167
603330
1684
bu resme baktığınızda,
10:05
where this is the march where Martin Luther King gave his famous
168
605014
3341
- burası 1963 yılında, Martin Luther King'in
10:08
"I have a dream" speech, 1963,
169
608355
2852
meşhur "Bir hayalim var" konuşmasını yaptığı yer -
10:11
you don't just see a march and you don't just hear a powerful speech,
170
611207
4442
sadece bir yürüyüş görmez ve sadece güçlü bir hitap duymazsınız.
10:15
you also see the painstaking, long-term work that can put on that march.
171
615649
5473
Yürüyüşle sonuçlanan itinalı, uzun vadeli bir çalışma görürsünüz.
10:21
And if you're in power,
172
621122
1795
Ve eğer iktidardaysanız,
10:22
you realize you have to take the capacity signaled by that march,
173
622917
4299
bu yürüyüşle göze çarpan dirayetin farkına varmak zorundasınız,
10:27
not just the march, but the capacity signaled by that march, seriously.
174
627218
4506
sadece yürüyüşün değil, yürüyüşle göze çarpan dirayetin.
10:31
In contrast, when you look at Occupy's global marches
175
631724
4003
Aksine, İşgal'in iki hafta içerisinde düzenlenen
10:35
that were organized in two weeks,
176
635727
1642
küresel yürüyüşlerine baktığınızda
10:37
you see a lot of discontent,
177
637369
1384
bir sürü hoşnutsuzluk görürsünüz.
10:38
but you don't necessarily see teeth that can bite over the long term.
178
638753
4154
Fakat uzun süre etkisini gösterebilecek bir şey göremezsiniz.
10:43
And crucially, the Civil Rights Movement innovated tactically
179
643617
4093
Ve en önemlisi, İnsan Hakları Hareketi taktiksel olarak yenilendi.
10:47
from boycotts to lunch counter sit-ins to pickets to marches to freedom rides.
180
647710
6786
Boykotlardan büfe oturma eylemlerine, grevlerden yürüyüşlere, özgürlük turlarına.
10:54
Today's movements scale up very quickly without the organizational base
181
654496
3815
Günümüz eylemleri, zorluklara karşı destek olabilecek bir örgütsel tabanı olmadan
10:58
that can see them through the challenges.
182
658311
2589
çok hızlı bir şekilde büyüyor.
11:00
They feel a little like startups that got very big
183
660900
3800
sonraki adımda ne yapacağını bilemeden
11:04
without knowing what to do next,
184
664700
2005
çok büyüyen genç oluşumlara benziyorlar
11:06
and they rarely manage to shift tactically
185
666705
2657
ve çok nadir taktiksel manevraları yönetebiliyorlar
11:09
because they don't have the depth of capacity
186
669362
2497
çünkü bu gibi geçişleri atlatacak derinliğe
11:11
to weather such transitions.
187
671859
2292
ve kapasiteye sahip değiller.
11:14
Now, I want to be clear: The magic is not in the mimeograph.
188
674151
4707
Şimdi, net olmak istiyorum: İşin büyüsü teksir makinesinde değil,
11:19
It's in that capacity to work together, think together collectively,
189
679668
5821
beraber çalışma kapasitesinde ve birlikte kollektif düşünmekte,
11:25
which can only be built over time with a lot of work.
190
685489
3182
ki bu da zamanla çok sıkı çalışarak elde edilebilir.
11:28
To understand all this,
191
688671
2076
Tüm bunları anlamak için
11:30
I interviewed a top official from the ruling party in Turkey,
192
690747
3824
Türkiye'de iktidardaki partinin üst düzey bir yöneticisi ile röportaj yaptım
11:34
and I ask him, "How do you do it?"
193
694571
2168
ve ona: "Bunu nasıl yapıyorsunuz?" diye sordum.
11:36
They too use digital technology extensively, so that's not it.
194
696739
3703
Onlar da büyük ölçüde dijital teknolojiyi kullanıyorlar, yani mesele o değil.
11:40
So what's the secret?
195
700442
1930
Peki işin sırrı ne?
11:42
Well, he told me.
196
702372
1524
Bana anlattı.
11:43
He said the key is he never took sugar with his tea.
197
703896
6636
Bana kilit noktanın çayına hiç şeker atmaması olduğunu söyledi.
11:50
I said, what has that got to do with anything?
198
710532
3061
Bunun ne alakası olduğunu sordum.
11:53
Well, he said, his party starts getting ready for the next election
199
713593
3166
Bana partisinin son seçimlerden sonra
gelecek seçimlere hazırlanmaya başladığını
11:56
the day after the last one,
200
716759
1541
11:58
and he spends all day every day meeting with voters in their homes,
201
718300
3981
ve her gününü seçmenlerin evlerinde,
12:02
in their wedding parties, circumcision ceremonies,
202
722281
2582
düğünlerinde, sünnet törenlerinde geçirdiğini
12:04
and then he meets with his colleagues to compare notes.
203
724863
2955
ve sonra arkadaşlarıyla fikir alışverişinde bulunduğunu söyledi.
12:07
With that many meetings every day, with tea offered at every one of them,
204
727818
4566
Her gün yapılan bu yoğun görüşmelerde, her gidilen yerde çay ikram edilirmiş.
12:12
which he could not refuse, because that would be rude,
205
732384
3352
Kabalık olmasın diye geri çeviremiyormuş.
12:15
he could not take even one cube of sugar per cup of tea,
206
735736
4643
Bir bardak çaya bir şeker bile atamıyormuş
12:20
because that would be many kilos of sugar, he can't even calculate how many kilos,
207
740379
3956
çünkü bu kilolarca şeker yapar, kaç kilo olduğunu o bile hesaplayamamış
12:24
and at that point I realized why he was speaking so fast.
208
744335
3644
ve bu noktada neden bu kadar hızlı konuştuğunu anladım.
12:27
We had met in the afternoon, and he was already way over-caffeinated.
209
747979
3251
Öğleden sonra buluşmuştuk ve kafein limitini çoktan doldurmuştu.
12:32
But his party won two major elections
210
752527
4473
Ama partisi Gezi eylemlerinden sonra bir yıl içinde yapılan
12:37
within a year of the Gezi protests with comfortable margins.
211
757000
3658
iki büyük seçimi açık ara kazandı.
12:40
To be sure, governments have different resources to bring to the table.
212
760658
3339
Emin olmak için, hükümetler masaya koyacak farklı kaynaklara sahipler.
12:43
It's not the same game, but the differences are instructive.
213
763997
3150
Aynı oyun değil, fakat farklılıklar öğreticidir.
12:47
And like all such stories, this is not a story just of technology.
214
767154
3855
Ve bu gibi hikayelerde olduğu gibi, bu hikaye sadece teknolojiden ibaret değil.
12:51
It's what technology allows us to do converging with what we want to do.
215
771009
5082
Mesele, yapmak istediklerimizle ilintili olarak teknolojinin neler yapmamıza izin vermesidir.
12:56
Today's social movements want to operate informally.
216
776091
3786
Günümüz toplumsal hareketleri gayri resmi işlemek istiyorlar.
12:59
They do not want institutional leadership.
217
779877
2270
Kurumsal bir liderlik istemiyorlar.
13:02
They want to stay out of politics because they fear corruption and cooptation.
218
782147
4866
Yozlaşma ve seçimden korktukları için siyasetin dışında kalmak istiyorlar.
13:07
They have a point.
219
787013
1533
Bir amaçları var.
13:08
Modern representative democracies are being strangled in many countries
220
788546
3415
Modern temsili demokrasiler birçok ülkede güçlü çıkarlar tarafından
13:11
by powerful interests.
221
791961
1643
boğulmuş durumdalar.
13:14
But operating this way makes it hard for them
222
794244
3274
Fakat bu şekilde hareket etmek onların uzun vadede tutunmasını
13:17
to sustain over the long term and exert leverage over the system,
223
797518
3750
ve sistem üzerinde güç uygulamasını zorlaştırır,
13:21
which leads to frustrated protesters dropping out,
224
801268
3262
bu da pes eden, hüsrana uğramış protestoculara
13:24
and even more corrupt politics.
225
804530
3359
ve daha da yozlaşmış siyasilere
13:27
And politics and democracy without an effective challenge hobbles,
226
807889
5088
ve zorluklarla etkili bir şekilde baş edemeyen siyaset ve demokrasiye neden olur.
13:32
because the causes that have inspired the modern recent movements are crucial.
227
812977
6393
Çünkü modern yeni hareketlere ilham olan nedenler çok önemli.
13:39
Climate change is barreling towards us.
228
819370
3095
İklim değişikliği hızla ilerliyor.
13:42
Inequality is stifling human growth and potential and economies.
229
822465
4883
Eşitsizlik büyümeyi ve potansiyeli ve ekonomileri boğuyor.
13:47
Authoritarianism is choking many countries.
230
827348
2285
Sıkı yönetim birçok ülkede baskı kuruyor.
13:49
We need movements to be more effective.
231
829633
2751
Daha etkili hareketlere ihtiyacımız var.
13:52
Now, some people have argued that the problem is
232
832384
2678
Bazı kişiler
günümüz eylemlerinin eskisi kadar risk alamayan insanlardan oluştuğunu tartışıyor
13:55
today's movements are not formed of people who take as many risks as before,
233
835062
6459
14:01
and that is not true.
234
841521
2048
ve bu doğru değil.
14:03
From Gezi to Tahrir to elsewhere,
235
843569
2562
Gezi'de, Tahrir'de ve diğer yerlerde
14:06
I've seen people put their lives and livelihoods on the line.
236
846131
3638
hayatlarını ve rızıklarını ortaya koyan insanlar gördüm.
14:09
It's also not true, as Malcolm Gladwell claimed,
237
849769
2419
Malcolm Gladwell'in, günümüz eylemcileri zayıf sanal bağlar oluşturuyor
14:12
that today's protesters form weaker virtual ties.
238
852188
2742
iddiası da doğru değil.
14:14
No, they come to these protests, just like before,
239
854930
3791
Hayır, onlar eylemlere eskiden olduğu gibi
14:18
with their friends, existing networks,
240
858721
2612
arkadaşlarıyla, çevresiyle geldiler
14:21
and sometimes they do make new friends for life.
241
861333
2302
ve bazen de yeni arkadaşlar edindiler.
14:23
I still see the friends that I made
242
863635
2586
Ben hâlâ on yıl önce küresel Zapatista eylemlerinde
14:26
in those Zapatista-convened global protests more than a decade ago,
243
866221
3422
tanıştığım arkadaşlarımla görüşüyorum
14:29
and the bonds between strangers are not worthless.
244
869643
2972
ve yabancılar arasındaki bağ hiç de değersiz değil.
14:32
When I got tear-gassed in Gezi,
245
872615
2284
Gezi'de biber gazı yediğimde
14:34
people I didn't know helped me and one another instead of running away.
246
874899
5272
tanımadığım insanlar kaçmadılar, bana ve birbirlerine yardım ettiler.
14:40
In Tahrir, I saw people, protesters,
247
880171
3227
Tahrir'de birbirlerini korumak için canla başla çalışan
14:43
working really hard to keep each other safe and protected.
248
883398
2810
insanlar, eylemciler gördüm.
14:46
And digital awareness-raising is great,
249
886208
1889
Ve dijital bilinçlendirme harika
14:48
because changing minds is the bedrock of changing politics.
250
888097
3719
çünkü değişen zihinler değişen siyasetin temelidir.
14:51
But movements today have to move beyond participation at great scale very fast
251
891816
7400
Fakat günümüz eylemleri kısa sürede büyük ölçekli katılımdan daha öteye gitmeli
14:59
and figure out how to think together collectively,
252
899216
3499
ve birlikte kollektif düşünmeyi bulmalı,
15:02
develop strong policy proposals, create consensus,
253
902715
3741
sağlam kanun teklifleri geliştirmeli, fikir birliği sağlamalı,
15:06
figure out the political steps and relate them to leverage,
254
906456
3674
siyasi adımlar keşfetmeli ve bunlara itibar etmeli
15:10
because all these good intentions and bravery and sacrifice by itself
255
910130
3683
çünkü tüm bu iyi niyetler ve cesaret ve fedakarlık
15:13
are not going to be enough.
256
913813
1672
tek başına yeterli olmayacak.
15:15
And there are many efforts.
257
915485
1896
Ve daha birçok çaba var.
15:17
In New Zealand, a group of young people are developing a platform called Loomio
258
917381
4389
Yeni Zelanda'da bir grup genç katılımcı karar verme üzerine
15:21
for participatory decision making at scale.
259
921770
3001
Loomio adında bir platform kuruyorlar.
15:24
In Turkey, 140Journos are holding hack-a-thons
260
924771
3275
Türkiye'de 140Journos elindeki yaratıcı fikirlerle
15:28
so that they support communities as well as citizen journalism.
261
928046
3833
halk gazeteciliğinin yanında toplulukları da destekliyorlar.
15:32
In Argentina, an open-source platform called DemocracyOS
262
932619
3106
Arjentina'da DemocracyOS isimli açık kaynaklı bir platform
15:35
is bringing participation to parliaments and political parties.
263
935725
3408
parlementolara ve siyasi partilere katılım sağlıyor.
15:39
These are all great, and we need more,
264
939133
3385
Bunların hepsi harika ve dahasına ihtiyacımız var,
15:42
but the answer won't just be better online decision-making,
265
942518
4176
fakat cevap sadece daha iyi çevrimiçi karar verme olmayacak,
15:46
because to update democracy, we are going to need to innovate at every level,
266
946694
5553
çünkü demokrasiyi güncellemek için, örgütsel, siyasal, sosyal,
15:52
from the organizational to the political to the social.
267
952247
4493
her seviyede yeniliğe ihtiyacımız var.
15:56
Because to succeed over the long term,
268
956740
3952
Uzun vadede başarılı olmak için
16:00
sometimes you do need tea without sugar
269
960692
2372
Twitter'in yanında
bazen çayı şekersiz içmeniz gerekir.
16:03
along with your Twitter.
270
963064
1633
16:04
Thank you.
271
964697
1512
Teşekkür ederim.
16:06
(Applause)
272
966209
6801
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7