Keith Schacht & Zach Kaplan: Products (and toys) from the fu

Zach Kaplan ve Keith Schacht geleceğin oyuncaklarını tanıtıyor

34,373 views

2008-11-04 ・ TED


New videos

Keith Schacht & Zach Kaplan: Products (and toys) from the fu

Zach Kaplan ve Keith Schacht geleceğin oyuncaklarını tanıtıyor

34,373 views ・ 2008-11-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: guler genc Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:12
Zach Kaplan: Keith and I lead a research team.
0
12160
2000
Zach Kaplan: Keith ve ben bir araştırma ekibinin başındayız.
00:14
We investigate materials and technologies
1
14160
2000
Beklenmedik özellikleri olan
00:16
that have unexpected properties. Over the last three years,
2
16160
4000
madde ve teknolojiler araştırıyoruz. Son üç yılda
00:20
we found over 200 of these things, and so we looked
3
20160
2000
200'ün üzerinde bu tür şeyler bulduk, böylece geri dönüp
00:22
back into our library and selected six we thought would be most
4
22160
4000
bunlardan TED için şaşırtıcı olabileceğini düşündüğümüz
00:26
surprising for TED.
5
26160
3000
altı tanesini seçtik.
00:29
Of these six, the first one that we're going to talk about
6
29160
3000
Bu altı taneden bizim bahsedeceklerimizden ilki
00:32
is in the black envelope you're holding.
7
32160
3000
tuttuğunuz siyah zarfın içinde.
00:35
It comes from a company in Japan called GelTech. Now go ahead and open it up.
8
35160
4000
GelTech adlı bir Japon şirketinden geliyor. Hadi durmayın, açın
00:44
Keith Schacht: Now be sure and take the two pieces apart.
9
44160
4000
Şimdi iki parçayı birbirinden ayırdığınızdan emin olun.
00:48
What's unexpected about this is that it's soft, but it's also a strong magnet.
10
48160
7000
Beklenmedik olan yanı yumuşak ama aynı zamanda kuvvetli bir mıknatıs olması.
00:55
Zach and I have always been fascinated
11
55160
3000
Zach ve ben her zaman bunun gibi
00:58
observing unexpected things like this.
12
58160
2000
beklenmedik şeyleri gözlemlerken büyülenmişizdir.
01:00
We spent a long time thinking about why this is, and it's just recently that we realized:
13
60160
4000
Neden böyle olduğu konusunda uzun süre düşündük ve ancak çok yakın bir zamanda farkına vardık:
01:04
it's when we see something unexpected,
14
64160
2000
Ne zaman beklenmedik bir şey görsek,
01:06
it changes our understanding of the way things work.
15
66160
4000
nesnelerin işleyişleri konusundaki anlayışımızı değiştiriyor.
01:10
As you're seeing this gel magnet for the first time,
16
70160
2000
İlk defa bu jel mıknatısı gördüğünüz gibi,
01:12
if you assume that all magnets had to be hard,
17
72160
3000
eğer bütün mıknatısların sert olması gerektiğini düşünüyorsanız,
01:15
then seeing this surprised you and it changed your understanding
18
75160
3000
o zaman bunu görmeniz sizi şaşırttı ve mıknatısların çalışabilme şeklini
01:18
of the way magnets could work.
19
78160
3000
anlayışınızı değiştirdi.
01:21
ZK: Now, it's important to understand what the unexpected properties are.
20
81160
3000
ZK: Beklenmedik özelliklerin ne olduklarını anlamak önemli.
01:24
But to really think about the implications of what this makes possible,
21
84160
4000
Ama gerçekten bunu mümkün kılan
01:28
we found that it helps to think about how it could be applied in the world.
22
88160
4000
Dünyada nasıl uygulanabileceği hakkında düşünmeye yardımcı olduğunu gördük.
01:32
So, a first idea is to use it on cabinet doors.
23
92160
3000
İlk fikir dolaplar üzerinde kullanmak.
01:35
If you line the sides of the cabinets using the gel material --
24
95160
5000
Eğer dolapların kenarlarını jel malzemeyle kaplarsak,
01:40
if a cabinet slams shut it wouldn't make a loud noise,
25
100160
2000
dolap kapandığı zaman gürültü çıkarmayacaktır,
01:42
and in addition the magnets would draw the cabinets closed.
26
102160
3000
ve ek olarak, mıknatıslar dolapların kapalı kalmasını sağlayacaktır.
01:45
Imagine taking the same material, but putting it on the bottom of a sneaker.
27
105160
5000
Aynı malzemeyi spor ayakkabılarınızın altına koyduğunuzu hayal edin.
01:50
You know, this way you could go to the container store and buy one of those
28
110160
3000
bildiğiniz gibi, bu şekilde nalbura gidip
01:53
metal sheets that they hang on the back of your door, in your closet,
29
113160
3000
gardrop kapınızın arkasına asılabilecek metal levhalar alabilir
01:56
and you could literally stick your shoes up instead of using a shelf.
30
116160
4000
ve raf kullanmak yerine ayakkabılarınızı metal levhalara tutturabilirsiniz.
02:00
For me, I really love this idea.
31
120160
3000
Bu fikri çok sevdim.
02:03
(Laughter)
32
123160
2000
(Kahkahalar)
02:05
If you come to my apartment and see my closet,
33
125160
2000
Eğer evime gelir ve dolabımı görürseniz,
02:07
I'm sure you'd figure out why: it's a mess.
34
127160
3000
eminim neden olduğunu anlarsınız. Tam bir dağınıklık.
02:10
KS: Seeing the unexpected properties and then seeing a couple of
35
130160
2000
KS: Beklenmedik özellikler görmek ve sonrasında beklenmedik bir kaç uygulama
02:12
applications -- it helps you see why this is significant, what the potential is.
36
132160
4000
görmek, neden anlamlı olduğunu ve potensiyelini görmenizi sağlıyor.
02:16
But we've found that the way we present our ideas
37
136160
3000
ama şunun farkına vardık fikirlerimizi sunma şeklimiz,
02:19
it makes a big difference.
38
139160
3000
büyük fark yaratıyor.
02:22
ZK: It was like six months ago that Keith and I were out in L.A.,
39
142160
3000
ZK: Bundan altı ay önce ben ve Keith Los Angeles'da ki
02:25
and we were at Starbucks having coffee with Roman Coppola.
40
145160
3000
Starbucks'da Roman Coppola ile birlikte kahve içiyorduk.
02:28
He works on mostly music videos and commercials
41
148160
3000
Şirketi,The Directors Bureau'da çoğunlukla
02:31
with his company, The Directors Bureau.
42
151160
2000
klipler ve reklamlar üzerinde çalışıyor.
02:33
As we were talking, Roman told us that he's kind of an inventor on the side.
43
153160
4000
Fakat biz konuştukça Roman bize bir yandan da buluşlar yaptığını söyledi.
02:37
And we were showing him the same
44
157160
1000
ve biz de ona şu anda elinizde tuttuğunuz
02:38
gel magnet that you're holding in your hand -- and you know,
45
158160
2000
aynı jel mıknatısı gösteriyorduk ve aynı fikirleri
02:40
we shared the same ideas. And you could see it in his face:
46
160160
3000
kendisiyle paylaşıyorduk. Roman'nın yüzündeki ifadeden
02:43
Roman starts to get really excited and he whips out this manila folder;
47
163160
5000
ne kadar heyecanlandığı görülüyordu hemen dosyasını çıkarttı.
02:48
he opens it up and Keith and I look in,
48
168160
3000
dosyayı açmasıyla Keith ve ben içene baktık
02:51
and he starts showing us concepts that he's been working on.
49
171160
2000
ve bize üzerinde çalıştığı tasarımları gösterdi.
02:53
These things just get him really excited. And so we're looking
50
173160
3000
bu şeyler onu çok heyecanlandırdı. Biz tüm bu tasarımlara
02:56
at these concepts, and we were just like, whoa, this guy's good.
51
176160
7000
bakarken, bu adam başarılı dedik,
03:03
Because the way that he presented the concept -- his approach
52
183160
4000
çünkü, tasarımları sunma yaklaşımı bizimkinden
03:07
was totally different than ours. He sold it to you as if it was for sale right now.
53
187160
6000
tamamen farklıydı. Ürün sanki şu anda satılıyormuş gibi size pazarlıyordu.
03:13
When we were going in the car back to the airport,
54
193160
3000
arabayla havaalanına geri dönerken,
03:16
we were thinking: why was this so powerful?
55
196160
4000
nasıl bu kadar başarılıydı? diye düşündük.
03:20
And as we thought about it more, we realized that
56
200160
1000
düşündükçe anladık
03:21
it let you fill in all the details about the experience,
57
201160
4000
deneyimlerle ilgili tüm detayları sanki TV' de izlemiş gibi
03:25
just as if you saw it on TV. So, for TED we decided to take our favorite
58
205160
4000
anlamanızı sağlıyor. Biz de TED için en gözde fikrimiz olan
03:29
idea for the gel magnet and work with Roman and his team
59
209160
3000
jel mıknatıs için Directors Bureau'da Roman ve ekibiyle
03:32
at the Directors Bureau to create a commercial for a product
60
212160
4000
geleceğin ürününe bir reklam
03:36
from the future.
61
216160
2000
hazırlamaya başladık.
03:38
Narrator: Do you have a need for speed?
62
218160
3000
(Video): Hıza ihtiyacınız mı var?
03:41
Inventables Water Adventures dares you to launch yourself
63
221160
6000
Inventables Water Adventures, size meydan okuyor.
03:47
on a magnetically-levitating board down a waterslide
64
227160
4000
Kendinizi manyetik olarak havalanan bır kayağın üzerinde kaydıraktan aşağı bırakabilir misiniz?
03:51
so fast, so tall, that when you hit the bottom, it uses brakes to stop.
65
231160
9000
o kadar uzun, o kadar hızlı ki sonuna geldiğinizde frenlere ihtiyacınız olacak.
04:02
Aqua Rocket: coming this summer.
66
242160
5000
Aqua Rocket. Bu yaz geliyor.
04:09
KS: Now, we showed the concept to a few people before this,
67
249160
3000
KS: tasarımı bundan önce birkaç kişiye gösterdik,
04:12
and they asked us, when's it coming out?
68
252160
2000
ve onlarda ne zaman piyasaya çıkacağını sordular.
04:14
So I just wanted to let you know, it's not actually coming out,
69
254160
2000
Şunu bilmenizi isterim ki, piyasaya çıkmıyor,
04:16
just the concept is.
70
256160
2000
sadece tasarım.
04:18
ZK: So now, when we dream up these concepts, it's important for us
71
258160
3000
ZK: bu tasarımları hayal ederken bizim için önemli olan
04:21
to make sure that they work from a technical standpoint.
72
261160
3000
teknik açıdan çalışıyor olmaları.
04:24
So I just want to quickly explain how this would work.
73
264160
2000
şimdi size kısaca nasıl çalıştığını anlatacağım.
04:26
This is the magnetically-levitating board that they mentioned in the commercial.
74
266160
4000
Bu reklamda manyetik olarak havalanan kayaktan bahsediliyor.
04:30
The gel that you're holding would be lining the bottom of the board.
75
270160
3000
tuttuğunuz jel kayağın altını kaplıyor.
04:33
Now this is important for two reasons.
76
273160
2000
Bu iki sebepden dolayı çok önemli.
04:35
One: the soft properties of the magnet that make it so that, if it were
77
275160
2000
İlki, mıknatısı özel kılan yumuşak özelliği
04:37
to hit the rider in the head, it wouldn't injure him.
78
277160
2000
kayan kişiçarpsa dahi, zarar vermez.
04:39
In addition, you can see from the diagram on the right,
79
279160
2000
Ek olarak, sağdaki şekilde gördüğünüz üzere
04:41
the underpart of the slide would be an electromagnet.
80
281160
3000
kaydırağın alt kısmı elektrikli mıknatıs olacak.
04:44
So this would actually repel the rider a little bit as you're going down.
81
284160
3000
Böylece bu aşağı doğru inilirken kayan kişiyi biraz daha itecek.
04:47
The force of the water rushing down, in addition to that repulsion force,
82
287160
3000
Bu itme gücüne, suyun akım gücü eklendiğinde,
04:50
would make this slide go faster than any slide on the market.
83
290160
3000
bunun piyasadaki her hangi bir kayaktan daha hızlı gitmesini sağlayacak.
04:53
It's because of this that you need the magnetic braking system.
84
293160
2000
İşte bu yüzden magnetik fren sistemine ihtiyaç duyuluyor.
04:55
When you get to the very bottom of the slide --
85
295160
2000
Kaydırağın sonuna geldiğinizde--
04:57
(Laughter)
86
297160
2000
(Kahkahalar)
04:59
-- the rider passes through an aluminum tube.
87
299160
2000
kayan kişi alüminyum tüpün içinden geçiyor.
05:01
And I'm going to kick it to Keith to explain why that's important
88
301160
2000
Şimdi teknik açıdan neden bu kadar önemli olduğunu göstermek için
05:03
from a technical standpoint.
89
303160
1000
sözü Keith'e devrediyorum.
05:04
KS: So I'm sure all you engineers know that even though aluminum is
90
304160
3000
KS: eminim siz mühendisler alüminyumun metal olduğu halde
05:07
a metal, it's not a magnetic material. But something unexpected
91
307160
4000
manyetik olmadığını biliyorsunuzdur. Alüminyum tüpün üstüne
05:11
happens when you drop a magnet down an aluminum tube.
92
311160
2000
mıknatıs damlattığınızda baklenmedik birşey gerçekleşiyor.
05:13
So we set up a quick experiment here to show that to you.
93
313160
3000
Burada size gösterebilmek için ufak bir deney hazırladık.
05:24
(Laughter)
94
324160
3000
(Kahkahalar)
05:34
Now, you see the magnet fell really slowly.
95
334160
3000
Gördüğünüz gibi mıknatıs oldukça yavaş iniyor.
05:37
Now, I'm not going to get into the physics of it,
96
337160
2000
Fizik kurallarından bahsetmeyeceğim ama sadece şunu bilmenizi istiyorum,
05:39
but all you need to know is that the faster the magnet's falling,
97
339160
3000
mıknatıs ne kadar hızlı inerse durma gücü
05:42
the greater the stopping force.
98
342160
1000
o kadar fazla olur.
05:43
ZK: Now, our next technology is actually a 10-foot pole,
99
343160
3000
ZK: Sıradaki teknolojimiz aslında üç metrelik bir direk
05:46
and I have it right here in my pocket.
100
346160
2000
ve şu an benim cebimde duruyor.
05:48
(Laughter)
101
348160
4000
(Kahkahalar)
05:52
There're a few different versions of it.
102
352160
2000
Birkaç farklı çeşidi var.
05:54
(Laughter)
103
354160
5000
(Kahkahalar)
05:59
KS: Some of them automatically unroll like this one.
104
359160
2000
KS: Bazıları bunun gibi otomatik olarak açılıyor.
06:01
They can be made to automatically roll up, or they can be made
105
361160
3000
Otomatik olarak sarılmaları ya da
06:04
stable, like Zach's, to hold any position in between.
106
364160
3000
Zach'inki gibi herhangi bir konumda sabit kalması sağlanabilir.
06:11
ZK: As we were talking to the vendor -- to try to learn about
107
371160
3000
ZK: bunları nasıl uygulayacağımızı ve şu anda nasıl uylandığı hakkında
06:14
how you could apply these, or how they're being applied currently --
108
374160
3000
bilgi edinmek için sağlayıcıyla konuştuk.
06:17
he was telling us that, in the military they use this one
109
377160
4000
O da ordunun bunu kullandığını söyledi askerler göğüslerinde
06:21
so soldiers can keep it on their chests -- very concealed --
110
381160
2000
gizleyerek taşıyabiliyorlar, ve araziye çıktılarında
06:23
and then, when they're out on the field, erect it as an antenna
111
383160
3000
dikerek gönderilen sinyalleri net bir şekilde almak için
06:26
to clearly send signals back to the base.
112
386160
3000
anten olarak kullanıyorlar.
06:29
In our brainstorms, we came up with the idea you could use it for a soccer goal:
113
389160
4000
Bizim düşündüklerimiz arasında futbol kalesi olarak kullanmak var.
06:33
so at the end of the game, you just roll up the goal and put it in your gym bag.
114
393160
3000
Böylece oyun bittiğinde kale rulo halinde spor çantasına konabilir.
06:36
(Laughter)
115
396160
2000
(Kahkahalar)
06:38
KS: Now, the interesting thing about this is,
116
398160
2000
KS: Bu şeyin ilginç olan yanı,
06:40
you don't have to be an engineer to appreciate why
117
400160
2000
üç metrelik bir direğin cebinize sığabilmesinin ilginç olduğunu
06:42
a 10-foot pole that can fit in your pocket is so interesting.
118
402160
3000
anlamak için bir mühendis olmanıza gerek yok.
06:45
(Laughter)
119
405160
3000
(Kahkahalar)
06:48
So we decided to go out onto the streets of Chicago
120
408160
2000
Biz de Chicago sokaklarına çıkıp insanların
06:50
and ask a few people on the streets what they thought you could do with this.
121
410160
3000
bununla ne yapabileceklerini sorduk.
06:53
Man: I clean my ceiling fans with that and I get the spider webs
122
413160
3000
(Video): Tavan vantilatörlerimdeki örümcek ağlarını temizlemek için
06:56
off my house -- I do it that way.
123
416160
2000
kullanırım, ben böyle yapıyorum.
06:58
Woman: I'd make my very own walking stick.
124
418160
2000
Tamamen bana ait bir baston yapardım.
07:00
Woman: I would create a ladder to use to get up on top of the tree.
125
420160
4000
Ağacın tepesine çıkmak için merdiven olarak kullanırdım.
07:04
Woman: An olive server.
126
424160
2000
Zeytin tepsisi.
07:06
Man: Some type of extension pole -- like what the painters use.
127
426160
4000
Bir çeşit ilave direk, boyacıların kullandıkları gibi.
07:10
Woman: I would make a spear that, when you went deep sea diving,
128
430160
3000
Bir mızrak yapardım, böylece derin deniz dalışlarında
07:13
you could catch the fish really fast, and then roll it back up,
129
433160
4000
balığı hızlıca yakalar, geri sarar
07:17
and you could swim easier ... Yeah.
130
437160
4000
ve daha rahat yüzebilirdiniz, evet.
07:21
(Laughter)
131
441160
3000
(Kahkahalar)
07:24
ZK: Now, for our next technology we're going to do a little demonstration,
132
444160
3000
ZK: Şimdi, sıradaki teknolojimiz için küçük bir gösteri yapacağız,
07:27
and so we need a volunteer from the audience.
133
447160
3000
ve bu yüzden seyirciler arasından bir gönüllüye ihtiyacımız var.
07:30
You sir, come on up.
134
450160
1000
Siz bayım, yukarı gelin.
07:31
(Laughter)
135
451160
4000
(Kahkahalar)
07:35
Come on up. Tell everybody your name.
136
455160
2000
Yukarı gelin. Herkese isminizi söyleyin.
07:37
Steve Jurvetson: Steve.
137
457160
1000
Steve Jurvetson: Steve.
07:38
ZK: It's Steve. All right Steve, now, follow me.
138
458160
4000
ZK: Steve. Pekala Steve, şimdi beni takip et.
07:42
We need you to stand right in front of the TED sign.
139
462160
2000
TED ambleminin önünde durman gerek.
07:44
Right there. That's great.
140
464160
2000
Tam orada. Harika.
07:46
And hold onto this. Good luck to you.
141
466160
2000
Buna tutun. İyi şanslar.
07:48
(Laughter)
142
468160
3000
(Kahkahalar)
07:51
KS: No, not yet.
143
471160
1000
KS: Hayır, daha değil.
07:52
(Laughter)
144
472160
6000
(Kahkahalar)
07:58
ZK: I'd just like to let you all know that this presentation
145
478160
2000
ZK: Bu sunumun size Target tarafından
08:00
has been brought to you by Target.
146
480160
1000
getirildiğini belirtmek isterim.
08:01
KS: Little bit -- that's perfect, just perfect.
147
481160
4000
KS: Azıcık daha --mükemmel, sadece mükemmel.
08:05
Now, Zach, we're going to demonstrate
148
485160
3000
Şimdi, Zach, gelecekten gelen
08:08
a water gun fight from the future.
149
488160
2000
bir su tabancasını göstereğiz.
08:10
(Laughter)
150
490160
6000
(Kahkahalar)
08:16
So here, come on up to the front. All right, so
151
496160
3000
Tamam buraya, öne çıkın. Pekala, şimdi
08:19
now if you'll see here -- no, no, it's OK.
152
499160
4000
eğer buraya bakarsanız -- hayır, önemli değil.
08:23
So, describe to the audience the temperature of your shirt. Go ahead.
153
503160
5000
Seyircilere gömleğinizin sıcaklığını anlatın. Hadi.
08:28
SJ: It's cold.
154
508160
2000
SJ: Soğuk.
08:30
KS: Now the reason it's cold is that's it's not actually water loaded
155
510160
2000
KS: Soğuk olmasının nedeni aslında bu su tabancalarının
08:32
into these squirt guns -- it's a dry liquid developed by 3M.
156
512160
4000
suyla dolu olmaması. Onun yerine 3M tarafından geliştirilmiş kuru sıvı.
08:36
It's perfectly clear, it's odorless, it's colorless.
157
516160
5000
Tamamen berrak, kokusuz, renksiz.
08:41
It's so safe you could drink this stuff.
158
521160
2000
O kadar güvenli ki, içebilirsiniz.
08:43
(Laughter)
159
523160
2000
(Kahkahalar)
08:45
And the reason it feels cold is because it evaporates
160
525160
3000
Soğuk hissettirmesinin nedeni
08:48
25 times faster than water.
161
528160
2000
sudan yirmibeş kat daha hızlı buharlaşıyor olması.
08:50
(Laughter)
162
530160
3000
(Kahkahalar)
08:53
All right, well thanks for coming up.
163
533160
2000
Pekala, geldiğin için teşekkürler.
08:55
(Laughter)
164
535160
1000
(Kahkahalar)
08:56
ZK: Wait, wait, Steven -- before you go we filled this with the dry liquid
165
536160
4000
ZK: Bekle, bekle Steven -- gitmeden önce bunu kuru sıvıyla doldurduk
09:00
so during the break you can shoot your friends.
166
540160
1000
böylece molada arkadaşlarını vurabilirsin.
09:01
SJ: Excellent, thank you.
167
541160
1000
SJ: Harika, teşekkürler.
09:02
KS: Thanks for coming up. Let's give him a big round of applause.
168
542160
2000
KS: Katıldığınız için teşekkürler. Onun için kocaman bir alkış.
09:04
(Applause)
169
544160
3000
(Alkış)
09:07
So what's the significance of this dry liquid?
170
547160
4000
Peki bu kuru sıvının önemi ne?
09:11
Early versions of the fluid were actually used on a Cray Supercomputer.
171
551160
4000
Sıvının ilk versiyonları Cray Süperbilgisayarlar üzerinde kullanıldı.
09:15
Now, the unexpected thing about this
172
555160
3000
Bu şeyin beklenmedik olan özelliği ise,
09:18
is that Zach could stand up on stage and drench
173
558160
2000
Zach'in sahnede durup, tamamen masum bir seyirciyi;
09:20
a perfectly innocent member of the audience without any concern
174
560160
3000
Elektronik cihazlara hasar vermesini, seyircinin sırılsıklam kalmasını,
09:23
that we'd damage the electronics, that we'd get him wet,
175
563160
3000
Ya da kitap veya bilgisayarlara zarar vermesini
09:26
that we'd hurt the books or the computers. It works because it's non-conductive.
176
566160
4000
Hiç endişe etmeden ıslatmasına izin veriyor. Çünkü iletken değil.
09:30
So you can see here, you can immerse a whole circuit board
177
570160
2000
Burada gördüğünüz gibi, bütün bir devre kartını bu maddeye daldırabilirsiniz
09:32
in this and it wouldn't cause any damage.
178
572160
2000
ve devre kartı hiçbir zarar görmeyecektir.
09:34
You can circulate it to draw the heat away.
179
574160
2000
Isıyı uzaklaştırması için kullanabilirsiniz.
09:36
But today it's most widely used in office buildings --
180
576160
2000
Ama günümüzde yaygın olarak
09:38
in the sprinkler system -- as a fire-suppression fluid.
181
578160
3000
işyerleri için yangın söndürme sistemlerindeki sıvı olarak kullanılır.
09:41
Again, it's perfectly safe for people. It puts out the fires, doesn't hurt anything.
182
581160
4000
İnsanlar için tamamen güvenli. Yangını söndürüyor ve hiçbir şeye zarar vermiyor.
09:45
But our favorite idea for this
183
585160
1000
Ama bizim favori fikrimiz
09:46
was using it in a basketball game. So during halftime,
184
586160
3000
bu sıvıyı basketbol maçlarında kullanmaktı. Devre arasında,
09:49
it could rain down on the players, cool everyone down,
185
589160
2000
oyuncuların üzerine yağdırıp herkesi serinletebilir
09:51
and in a matter of minutes it would dry. Wouldn't hurt the court.
186
591160
4000
ve dakikalar içerisinde kuruyup gider. Ayrıca sahaya da zarar vermez.
09:55
ZK: Our next technology comes to us from a company in Japan
187
595160
2000
ZK: Sıradaki teknolojimiz Japonya'daki Sekisui Kimyasal adlı bir şirketten.
09:57
called Sekisui Chemical. One of their R&D engineers
188
597160
3000
Araştırma ve geliştirme mühendislerinden biri
10:00
was working on a way to make plastic stiffer.
189
600160
3000
plastiği daha sert yapmanın bir yolu üzerinde çalışıyormuş.
10:03
While he was doing this, he noticed an unexpected thing.
190
603160
3000
Bunu yaparken beklenmedik bir şey fark etmiş.
10:06
We have a video to show you.
191
606160
1000
Size göstereceğimiz bir videomuz var.
10:33
KS: So you see there, it didn't bounce back. Now, this was
192
633160
2000
Gördüğünüz üzere, geri sekmedi. Bu, yaptıkları deneylerde
10:35
an unintended side effect of some experiments they were doing.
193
635160
3000
isteyerek yapılmış bir yan etki değildi.
10:38
It's technically called, "shape-retaining property."
194
638160
3000
Teknik olarak, "şeklini koruma özelliği" deniyor.
10:41
Now, think about your interactions with aluminum foil.
195
641160
3000
Alüminyum folyoyla olan deneyimlerinizi düşünün.
10:44
Shape-retaining is common in metal: you bend a piece of aluminum foil,
196
644160
3000
metallerin şeklini koruması olağandır. Bir parça alüminyum folyoyu
10:47
and it holds its place. Contrast that with
197
647160
3000
kıvırırsınız ve o şekilde kalır. Buna zıt olarak,
10:50
a plastic garbage can -- and you can push in the sides
198
650160
2000
örneğin plastik çöp kapağının, kenarlarından bükebilirsiniz
10:52
and it always bounces back.
199
652160
3000
ve her zaman eski şekline geri dönecektir.
10:55
ZK: For example, you could make a watch that wraps around your wrist,
200
655160
3000
ZK: Örnek vermek gerekirse, bileğinizi saran ama kopçası olmayan
10:58
but doesn't use a buckle.
201
658160
3000
bir kol saati yapabilirsiniz.
11:01
Taking it a little further, if you wove
202
661160
2000
Bir adım öne taşırsak, eğer o şeritleri
11:03
those strips together -- kind of like a little basket -- you could make
203
663160
3000
bir sepet gibi örerseniz, şeklini koruyan bir levha
11:06
a shape-retaining sheet, and then you could embed it in a cloth:
204
666160
4000
yapabilirsiniz ve böylece onu bir kumaşın içine yerleştirerek
11:10
so you could make a picnic sheet that wraps around the table,
205
670160
2000
piknik masasını saran bir örtü yapabilirsiniz,
11:12
so that way on a windy day it wouldn't blow away.
206
672160
3000
bu sayede rüzgarlı bir günde örtünüz uçup gitmeyecektir.
11:15
For our next technology, it's hard to observe
207
675160
1000
Sıradaki teknolojimiz, beklenmedik özelliklerini tek başına
11:16
the unexpected property by itself, because it's an ink.
208
676160
4000
gözlemlememiz açısından zor çünkü bir mürekkep.
11:20
So, we've prepared a video to show it applied to paper.
209
680160
2000
Bu yüzden kağıda uygulanmış halini göstermek için bir video hazırladık.
11:27
KS: As this paper is bending, the resistance of the ink changes.
210
687160
4000
KS: Kağıt kıvrıldığı sürece mürekkebin de direnci değişiyor.
11:31
So with simple electronics, you can detect how much the page is being bent.
211
691160
4000
Bu sayede basit elektronik aletlerle kağıdın ne kadar kıvrıldığını ölçebiliriz.
11:35
Now, to think about the potential for this,
212
695160
2000
Böyle bir şeyin işlevi ne olur diye düşünmek için,
11:37
think of all the places ink is supplied: on business cards,
213
697160
3000
mürekkebin kullanıldığı bütün alanları bir düşünün. Kartvizitler,
11:40
on the back of cereal boxes, board games. Any place you use ink,
214
700160
4000
mısır gevreği kutularının arkaları, kutu oyunları... Mürekkebi kullandığınız
11:44
you could change the way you interact with it.
215
704160
2000
her yer de onunla olan etkileşiminizi değiştirebilirsiniz.
11:46
ZK: So my favorite idea for this is to apply the ink to a book.
216
706160
4000
ZK: Beni favori fikrim mürekkebi bir kitapta kullanmak.
11:50
This could totally change the way that you interface with paper.
217
710160
3000
Bu yöntem kağıtla olan ilişkinizi tamamen değiştirebilir.
11:53
You see the dark line on the side and the top. As you turn the pages
218
713160
3000
Yandaki ve üstteki koyu çizgiyi görüyorsunuz. Kitabın sayfalarını çevirdikçe,
11:56
of the book, the book can actually detect what page you're on,
219
716160
3000
kitap, sayfanın eğimine göre tam olarak
11:59
based on the curvature of the pages.
220
719160
2000
hangi sayfada olduğunuzu saptayabilecek.
12:01
In addition, if you were to fold in one of the corners, then you could program
221
721160
4000
Buna ek olarak, eğer köşelerden birini kıvıracak olursanız, o zaman kitabı size
12:05
the book to actually email you the text on the page for your notes.
222
725160
5000
notlarınız için metni, elektronik posta olarak göndermesi için programlayabilirsiniz.
12:10
KS: For our last technology, we worked again with Roman and his team
223
730160
2000
KS: Göstereceğimiz son teknolojimizi anlatmak için
12:12
at the Directors Bureau to develop a commercial from the future
224
732160
3000
gelecekten bir reklam hazırlamaları için Directors Bureau'da
12:15
to explain how it works.
225
735160
2000
tekrar Roman ve ekibiyle çalıştık.
12:26
Old Milk Carton: Oh yeah, it smells good.
226
746160
2000
Evet! Güzel kokuyor.
12:33
Who are you?
227
753160
2000
Sen de kimsin?
12:35
New Milk Carton: I'm New Milk.
228
755160
3000
Ben Taze Süt'üm!
12:38
OMC: I used to smell like you.
229
758160
2000
Ben de eskiden senin gibi kokardım...
12:40
Narrator: Fresh Watch, from Inventables Dairy Farms.
230
760160
2000
Inventables'ın Mandırası'ndan Freshwatch!
12:42
Packaging that changes color when your milk's gone off.
231
762160
3000
Sütünüz bozulduğunda renk değiştiren ambalaj.
12:45
Don't let milk spoil your morning.
232
765160
3000
Sütünüzün sabahınızı ekşitmesine izin vermeyin.
12:48
ZK: Now, this technology was developed by these two guys:
233
768160
3000
ZK: Bu teknoloji bu iki adam tarfından geliştirildi --
12:51
Professor Ken Suslick and Neil Rakow, of the University of Illinois.
234
771160
3000
Illinois Üniversitesi'nden Profesör Ken Suslick ve Neil Rakow.
12:54
KS: Now the way it works: there's a matrix of color dyes.
235
774160
3000
KS: Çalşma şekli şöyle: burada boya renkleri gösteren bir tablo var.
12:57
And these dyes change color in response to odors.
236
777160
3000
Ve bu boyalar kokulara tepki olarak renk değiştiriyorlar.
13:00
So the smell of vanilla, that might change the four on the left to brown
237
780160
4000
Böylece vanilyanın kokusu, sol kahverengiden dört ve
13:04
and the one on the right to yellow. This matrix can produce
238
784160
3000
sağdaki sarıdan bir tanesini değiştirebilir, böylece bu tablo binlerce
13:07
thousands of different color combinations to represent thousands of different smells.
239
787160
4000
farklı koku için binlerce farklı renk kombinasyonlarını üretebilir.
13:11
But like in the milk commercial, if you know what odor you want to detect,
240
791160
3000
Ama süt reklamında olduğu gibi, eğer hangi kokuyu saptamak istediğinizi biliyorsanız,
13:14
then they can formulate a specific dye to detect just that odor.
241
794160
3000
sadece tek bir kokuyu saptayabilecek tek bir boya da üretebilirler.
13:17
ZK: Right. It was that that started a conversation with Professor Suslick and myself,
242
797160
4000
ZK: Doğru. Profesör Suslick ile yaptığım konuşmayı başlatan da bu oldu.
13:21
and he was explaining to me the things that this is making possible,
243
801160
3000
Bunun neleri mümkün kılabileceğini anlatıyordu.
13:24
beyond just detecting spoiled food. It's really where the significance of it lies.
244
804160
5000
Bunun önemi sadece bozulmuş yiyecekleri saptamasının ötesinde.
13:29
His company actually did a survey of firemen all across the country to try to learn,
245
809160
4000
Şirketi, gerçekten ülkedeki bütün itfaiyecilere acil bir durumla karşılaştıklarında
13:33
how are they currently testing the air when they respond to an emergency scene?
246
813160
4000
halihazırda kullandıkları havayı test etme yöntemini öğrenmek adına bir anket yaptı.
13:37
And he kind of comically explained that
247
817160
3000
Ve eğlenceli bir şekilde açıkladı;
13:40
time after time, what the firemen would say is:
248
820160
2000
Her seferinde söyledikleri,
13:42
they would rush to the scene of the crime; they would look around;
249
822160
3000
koşarak suç mahalline gidip etrafa bakınırız.
13:45
if there were no dead policemen, it was OK to go.
250
825160
2000
Eğer hiç ölü polis yoksa, gitmek güvenlidir.
13:47
(Laughter)
251
827160
3000
(Kahkahalar)
13:50
I mean, this is a true story. They're using policemen as canaries.
252
830160
4000
Demek istediğim, bu gerçek bir hikaye. Polisleri kanarya niyetine kullanıyorlar.
13:54
(Laughter)
253
834160
2000
(Kahkahalar)
13:56
But more seriously, they determined that you could develop
254
836160
2000
Ama daha ciddi anlamda, insanlardan daha iyi koku alabilen
13:58
a device that can smell better than the humans,
255
838160
3000
bir aygıt geliştirilebileceğini ortaya çıkardılar,
14:01
and say if it's safe for the firemen.
256
841160
3000
mesela itfaiyeciler için güvenli olup olmadığını anlamak için.
14:04
In addition, he's spun off a company from the University called ChemSensing,
257
844160
4000
Ek olarak, üniverste dışında ChemSensing diye bir şirkette
14:08
where they're working on medical equipment.
258
848160
3000
tıbbi bir donanım üzerinde çalışıyorlar,
14:11
So, a patient can come in and actually blow into their device.
259
851160
3000
böylece hasta gelip, gerçekten aygıta üfleyebilecek.
14:14
By detecting the odor of particular bacteria, or viruses,
260
854160
4000
Belirli bakterilerin, virüslerin veya akciğer kanserinin bile kokusunu tespit ederek
14:18
or even lung cancer, the dots will change and they can use
261
858160
3000
noktalar renk değiştirecek ve böylece
14:21
software to analyze the results.
262
861160
3000
bir yazılım sonuçları analiz edecek.
14:24
This can radically improve the way that doctors diagnose patients.
263
864160
4000
Bu yöntem, doktorların hastalarına teşhis koymasına kökten bir gelişme getirecek.
14:28
Currently, they're using a method of trial and error,
264
868160
2000
Şu an deneme-yanılma yöntemini kullanıyorlar
14:30
but this could tell you precisely what disease you have.
265
870160
3000
ama renk değiştiren noktalar size kesin olarak hangi hastalığa sahip olduğunuzu söyleyebilecek.
14:33
KS: So that was the six we had for you today, but I hope you're starting to see
266
873160
3000
KS: Bugün sizin için hazırladığımız altı şey bunlardı, ama umarım bu şeyleri
14:36
why we find these things so fascinating.
267
876160
2000
niye bu kadar büyüleyici bulduğumuzu anlamaya başlamışsınızdır.
14:38
Because every one of these six changed our understanding
268
878160
3000
Çünkü bu altı şeyden her biri dünyada neyin mümkün olduğunu
14:41
of what was possible in the world. Prior to seeing this,
269
881160
3000
kavrayışımızı değiştirdi. Bunu görmeden önce
14:44
we would have assumed: a 10-foot pole couldn't fit in your pocket;
270
884160
3000
üç metre uzunluğunda bir direğin cebinize sığmayacağını varsayardık.
14:47
something as inexpensive as ink couldn't sense the way paper is being bent;
271
887160
3000
Ya da mürekkep kadar ucuz bir şeyin kağıdın büküldüğünü algılayamayacağını.
14:50
every one of these things -- and we're constantly trying to find more.
272
890160
4000
Ya da bu ürünlerin her birinin imkansız olduğunu. Biz sürekli daha fazlasını bulmaya çalışıyoruz.
14:54
ZK: This is something that Keith and I really enjoy doing.
273
894160
2000
ZK: Bu, Keith ve benim yapmaktan gerçekten hoşlandığımız bir şey.
14:56
I'm sure it's obvious to you now, but it was actually yesterday
274
896160
4000
Eminim ki artık sizin için apaçık ama
15:00
that I was reminded of why. I was having a conversation
275
900160
2000
dün neden olduğunu bir kez daha fark ettim. Steve Jurvetson'la
15:02
with Steve Jurvetson, over downstairs by the escalators,
276
902160
4000
merdivenlerin aşağısında, asansörlerin yanında muhabbet ediyorduk
15:06
and he was telling me that when Chris sent out that little box,
277
906160
3000
ve bana Chris'in gönderdiği küçük kutudan bahsediyordu,
15:09
one of the items in it was the hydrophobic sand --
278
909160
2000
kutunun içindeki eşyalardan biri de hidrofobik kumdu
15:11
the sand that doesn't get wet. He said that he was playing with it with his son.
279
911160
4000
yani ıslanmayan kum. Dedi ki oğluyla beraber oynuyormuş
15:15
And you know, his son was mesmerized,
280
915160
2000
ve biliyor musunuz, oğlu hipnotize olmuş,
15:17
because he would dunk it in the water, he would take it out
281
917160
2000
çünkü kumu suya daldırıyor, sonrada kupkuru çıkarıyormuş.
15:19
and it was bone dry. A few weeks later, he said that his son
282
919160
3000
Birkaç hafta sonra, Chris dedi ki, oğlu
15:22
was playing with a lock of his mother's hair, and he noticed
283
922160
3000
annesinin saçındaki buklelerden biriyle oynarken fark etmiş ki
15:25
that there were some drops of water on the hair.
284
925160
2000
üzerinde birkaç damla su varmış.
15:27
And he took the thing and he looked up to Steve and he said,
285
927160
2000
O şeyi almış ve Steve'e bakıp şöyle demiş,
15:29
"Look, hydrophobic string."
286
929160
2000
"Bak, hidrofobik bir tel."
15:31
(Laughter)
287
931160
3000
(Kahkahalar)
15:34
I mean, after hearing that story -- that really summed it up for me.
288
934160
3000
Demek istediğim, bu hikayeyi duymak, gerçekten bana bir şeyler kattı.
15:37
Thank you very much.
289
937160
1000
Çok teşekkür ederim.
15:38
KS: Thank you.
290
938160
1000
KS: Teşekkürler.
15:39
(Applause)
291
939160
2000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7