Iqbal Quadir: The power of the mobile phone to end poverty

Iqbal Quadir says mobiles fight poverty

35,868 views ・ 2007-01-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: ilknur solmaz Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:25
I'll just take you to Bangladesh for a minute.
0
25000
3000
Sizi bir dakikalığına Bangladeş’e götüreceğim.
01:07
Before I tell that story, we should ask ourselves the question:
1
67000
3000
Ben bu hikâyeyi anlatmadan önce, kendimize şu soruyu sormalıyız:
01:10
Why does poverty exist?
2
70000
2000
01:12
I mean, there is plenty of knowledge and scientific breakthroughs.
3
72000
5000
Demek istediğim çok fazla bilgi ve bilimsel ilerleme var.
01:17
We all live in the same planet,
4
77000
3000
01:20
but there's still a great deal of poverty in the world.
5
80000
2000
ancak dünyada yoksulluk oranı hâlâ çok yüksek.
01:22
And I think -- so I want to throw a perspective that I have,
6
82000
4000
Ve bence -- kendi bakış açımdan bahsetmek istiyorum
01:26
so that we can assess this project, or any other project, for that matter,
7
86000
6000
konuyla ilgili bu projeyi veya başka bir projeyi inceleyebiliriz.
01:33
to see whether it's contributing or --
8
93000
3000
İncelediğimiz projenin yoksulluğa bir katkısı var mı?
01:36
contributing to poverty or trying to alleviate it.
9
96000
2000
Ya da yoksulluğu hafifletmeye çalışıyor mu? Böylece görebiliriz.
01:38
Rich countries have been sending aid to poor countries for the last 60 years.
10
98000
5000
Zengin ülkeler 60 yıldır yoksul ülkelere yardım gönderiyorlar.
01:43
And by and large, this has failed.
11
103000
3000
Fakat bu işe yaramıyor.
01:46
And you can see this book,
12
106000
2000
01:48
written by someone who worked in the World Bank for 20 years,
13
108000
3000
Dünya Bankası'nda 20 yıl çalışmış biri tarafından yazıldı.
01:51
and he finds economic growth in this country to be elusive.
14
111000
5000
Ve o da, bu ülkede ekonomik büyümenin zor olduğunu söylüyor.
01:56
By and large, it did not work.
15
116000
3000
Ve genellikle, bunun işe yaramadığını.
01:59
So the question is, why is that?
16
119000
4000
Asıl sormamız gereken soru; neden böyle?
02:03
In my mind, there is something to learn from the history of Europe.
17
123000
5000
Bence Avrupa tarihinden öğreneceğimiz çok şey var.
02:08
I mean, even here, yesterday I was walking across the street,
18
128000
4000
Demek istediğim, burada bile, dün caddenin karşısında yürürken,
02:12
and they showed three bishops were executed 500 years ago,
19
132000
4000
500 yıl önce üç piskoposun idam edildiği yeri gösterdiler.
02:16
right across the street from here.
20
136000
2000
Burada caddenin tam karşısında.
02:18
So my point is, there's a lot of struggle has gone in Europe,
21
138000
4000
Demek istediğim şu ki insanların teknolojiyle güçlendirildiği
02:22
where citizens were empowered by technologies.
22
142000
3000
Avrupa'da da zamanında büyük mücadeleler verildi.
02:25
And they demanded authorities from --
23
145000
3000
Devletten talepte bulundular.
02:28
to come down from their high horses.
24
148000
3000
Onlara tepeden bakmayı bırakmalarını istediler.
02:31
And in the end, there's better bargaining
25
151000
3000
Ve sonuç olarak, karşılıklı anlaşmalara vardılar.
02:34
between the authorities and citizens,
26
154000
3000
Devlet ve vatandaşlar arasında,
02:37
and democracies, capitalism -- everything else flourished.
27
157000
3000
demokrasi, kapitalizm-- diğer her şey iyileşti ve gelişti.
02:40
And so you can see, the real process of --
28
160000
3000
Böylelikle asıl süreci görebilirsiniz--
02:43
and this is backed up by this 500-page book --
29
163000
4000
bu 500 sayfalık kitabın bu düşünceyi desteklediğini görebilirsiniz.
02:47
that the authorities came down and citizens got up.
30
167000
5000
Devlet onları desteklediğinde vatandaşların yükselişe geçtiği düşüncesi.
02:52
But if you look, if you have that perspective,
31
172000
2000
Fakat bakarsanız, bu bakış açısına sahip olursanız,
02:55
then you can see what happened in the last 60 years.
32
175000
3000
son 60 yılda, ne olduğunu görebilirsiniz.
02:58
Aid actually did the opposite.
33
178000
3000
Gönderilen yardımlar tam tersini yapıyor.
03:01
It empowered authorities,
34
181000
1000
Otoriteyi yani devleti güçlendiriyor.
03:03
and, as a result, marginalized citizens.
35
183000
3000
Ve sonuç olarak, vatandaşları ötekileştiriyor.
03:06
The authorities did not have the reason to make economic growth happen
36
186000
3000
Devlet neden ekonomik gelişmeyi ve büyümeyi istesin ki?
03:09
so that they could tax people
37
189000
3000
Çünkü insanlardan vergi alıyorlar.
03:12
and make more money for to run their business.
38
192000
4000
İşlerini yürütmek için daha fazla kazanıyorlar.
03:16
Because they were getting it from abroad.
39
196000
3000
Çünkü yurt dışından destek alıyorlardı.
03:19
And in fact, if you see oil-rich countries,
40
199000
4000
Aslında, petrol zengini ülkelere bakarsanız,
03:23
where citizens are not yet empowered, the same thing goes --
41
203000
3000
insanların henüz güçlenmediğini, aynı şeyin--
03:26
Nigeria, Saudi Arabia, all sorts of countries.
42
206000
3000
Nijerya, Suudi Arabistan ve bunun gibi ülkelerde-- olduğunu göreceksiniz.
03:29
Because the aid and oil or mineral money acts the same way.
43
209000
5000
Çünkü yardım, petrol, ya da madensel para aynı şeyi yapıyor.
03:34
It empowers authorities, without activating the citizens --
44
214000
4000
Yetkilileri güçlendiriyor, bunu da vatandaşları ayaklandırmadan,
03:38
their hands, legs, brains, what have you.
45
218000
4000
onların ruhu bile duymadan yapıyor.
03:42
And if you agree with that, then I think the best way to improve these countries
46
222000
6000
Buna katılıyorsanız, bence bir ülkeyi kalkındırmanın en iyi yolu,
03:48
is to recognize that economic development is of the people,
47
228000
3000
bireyleri kalkındırmaktan geçmektedir yani insanlara aittir.
03:51
by the people, for the people.
48
231000
3000
İnsanlar tarafından ve insanlar için olmalıdır.
03:54
And that is the real network effect.
49
234000
2000
Ve bu gerçek iletişim ağı etkisidir.
03:56
If citizens can network and make themselves more organized and productive,
50
236000
4000
Vatandaşlar iletişim ağı kurabilir ve kendilerini daha organize ve üretken
04:00
so that their voices are heard,
51
240000
2000
hâle getirirlerse o zaman seslerini duyurabilirler.
04:02
so then things would improve.
52
242000
2000
Bu durumda bir şeyler gelişir.
04:04
And to contrast that, you can see the most important institution in the world,
53
244000
5000
Ve bunun aksine, dünyadaki en önemli kuruluşa baktığımızda,
04:09
the World Bank, is an organization of the government,
54
249000
4000
yani Dünya Bankası'na, bir devlet kurumudur, devlete ait.
04:13
by the government, for the governments.
55
253000
3000
Devlet tarafından ve devletler için.
04:16
Just see the contrast.
56
256000
2000
Buradaki tezatı anlayın.
04:18
And that is the perspective I have, and then I can start my story.
57
258000
5000
Bu benim görüşüm, şimdi hikâyeme başlayabilirim.
04:23
Of course, how would you empower citizens?
58
263000
3000
İnsanları nasıl güçlendirirsiniz?
04:26
There could be all sorts of technologies. And one is cell phones.
59
266000
2000
Her çeşit teknoloji ile olabilir. Bunlardan biri de cep telefonu.
04:28
Recently "The Economist" recognized this,
60
268000
3000
Geçenlerde, “The Economist” bunu fark etmiş.
04:31
but I stumbled upon the idea 12 years ago,
61
271000
5000
Fakat ben bunu 12 yıl önce fark etmiştim.
04:36
and that's what I've been working on.
62
276000
3000
Üzerinde çalıştığım şey buydu.
12 yıl önce, New York’da yatırım bankacısı olmaya çalışıyordum.
04:42
So 12 years ago, I was trying to be an investment banker in New York.
63
282000
3000
04:45
We had -- quite a few our colleagues were connected by a computer network.
64
285000
7000
İş arkadaşlarımdan birkaçı ile bilgisayar ağıyla birbirimize bağlanmıştık.
04:53
And we got more productive because we didn't have to exchange floppy disks;
65
293000
7000
Ve bu sayede daha verimli olduk çünkü disketleri değiştirmemiz gerekmiyordu;
05:00
we could update each other more often.
66
300000
4000
birbirimizin verilerine ulaşabiliyorduk.
05:04
But one time it broke down.
67
304000
2000
Fakat bir gün iletişim ağı bozuldu.
05:06
And it reminded me of a day in 1971.
68
306000
4000
Ve bu bana 1971'deki bir günü hatırlattı.
05:10
There was a war going on in my country.
69
310000
4000
Ülkemde devam eden bir savaş vardı.
05:14
And my family moved out of an urban place, where we used to live,
70
314000
3000
Ailem uzun yıllar boyunca yaşadığımız şehirden taşındı.
05:17
to a remote rural area where it was safer.
71
317000
4000
Daha güvenli bir yer olan uzak kırsal bir alana taşındık.
05:21
And one time my mother asked me to get some medicine for a younger sibling.
72
321000
3000
Annem bir gün benden küçük kardeşim için ilaç almamı istedi.
05:24
And I walked 10 miles or so, all morning, to get there, to the medicine man.
73
324000
7000
Ve ben doktora gitmek için tüm sabah yaklaşık 16 km, belki daha fazla yürüdüm.
05:31
And he wasn't there, so I walked all afternoon back.
74
331000
3000
Hekim yoktu, bu yüzden öğleden sonra eve geri yürüdüm.
05:34
So I had another unproductive day.
75
334000
2000
Böylece hiçbir şey yapamadığım bir gün daha geçirdim.
05:36
So while I was sitting in a tall building in New York,
76
336000
3000
New York’da, bir gökdelende otururken,
05:39
I put those two experiences together side by side,
77
339000
3000
bu iki deneyimi yan yana koydum.
05:42
and basically concluded that connectivity is productivity --
78
342000
3000
Bağlantı demek üretkenlik demek oluyor.
05:45
whether it's in a modern office or an underdeveloped village.
79
345000
5000
İster modern bir ofis, isterse gelişmemiş bir köy olsun.
05:50
So naturally, I -- the implication of that is
80
350000
3000
Yani doğal olarak, benim bundan çıkarımım;
05:53
that the telephone is a weapon against poverty.
81
353000
5000
telefonun yoksulluğa karşı kullanılabilen bir silah olduğu.
05:58
And if that's the case, then the question is
82
358000
2000
Bu durumda, asıl soru şu:
06:00
how many telephones did we have at that time?
83
360000
4000
O zamanlar kaç telefonumuz vardı?
06:04
And it turns out, that there was one telephone in Bangladesh
84
364000
5000
Bangladeş'de o zamanlar
06:09
for every 500 people.
85
369000
2000
her 500 kişiye, bir telefon düşüyordu.
06:11
And all those phones were in the few urban places.
86
371000
3000
Ve tüm bu telefonlar birkaç merkezi noktadaydı.
06:15
The vast rural areas, where 100 million people lived,
87
375000
3000
100 milyon kişinin yaşadığı geniş kırsal alanlarda,
06:18
there were no telephones.
88
378000
3000
telefon yoktu.
06:21
So just imagine how many man-months or man-years are wasted,
89
381000
3000
İnsanların kaç ayının ya da kaç yılının boşa gittiğini bir düşünün.
06:24
just like I wasted a day.
90
384000
3000
Tıpkı benim bir günümü boşa geçirdiğim gibi.
06:27
If you just multiply by 100 million people, let's say losing one day a month,
91
387000
3000
Sadece 100 milyon kişi ile çarparsanız, ayda bir gün kaybetmek diyelim,
06:31
whatever, and you see a vast amount of resource wasted.
92
391000
4000
boşa harcanan zamanın ne kadar fazla olduğunu görüyorsunuz.
06:35
And after all, poor countries, like rich countries, one thing we've got equal,
93
395000
3000
Yoksul ülkelerin zengin ülkelerle eşit olduğu bir konu var. O da;
06:38
is their days are the same length: 24 hours.
94
398000
3000
günlerinin aynı uzunlukta olması: 24 saat.
06:41
So if you lose that precious resource,
95
401000
3000
Bu değerli zamanı kaybederseniz.
06:44
where you are somewhat equal to the richer countries,
96
404000
3000
Zengin ülkelerle eşit olduğunuz şeyi kaybederseniz.
06:47
that's a huge waste.
97
407000
2000
Bu büyük bir kayıp olur.
06:50
So I started looking for any evidence that --
98
410000
4000
Bu yüzden bu konuya dair herhangi bir kanıt aramaya başladım.
06:54
does connectivity really increase productivity?
99
414000
4000
Bağlantı gerçekten verimliliği artırıyor mu?
06:58
And I couldn't find much, really, but I found this graph produced by the ITU,
100
418000
4000
Pek bir şey bulamadım, sadece ITU tarafından üretilen bu grafiği buldum,
07:02
which is the International Telecommunication Union, based in Geneva.
101
422000
6000
ITU, Cenevre'de bulunan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği'dir.
07:08
They show an interesting thing.
102
428000
3000
İlginç bir şeyi gösteriyorlar.
07:11
That you see, the horizontal axis is where you place your country.
103
431000
4000
Gördüğünüz gibi, yatay eksen ülkenizi yerleştirdiğiniz yerdir.
07:15
So the United States or the UK would be here, outside.
104
435000
3000
Dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri veya İngiltere dışarıda olacaktır.
07:18
And so the impact of one new telephone,
105
438000
3000
Böylece yeni bir telefonun etkisi,
07:22
which is on the vertical axis, is very little.
106
442000
5000
ki bu dikey eksende gösterilmektedir, çok azdır.
07:27
But if you come back to a poorer country, where the GNP per capita is,
107
447000
3000
Eğer kişi başına düşen GSMH’nın az olduğu yoksul bir ülkeye dönerseniz,
07:30
let's say, 500 dollars, or 300 dollars,
108
450000
3000
diyelim ki 500 dolar ya da 300 dolar,
07:33
then the impact is huge: 6,000 dollars. Or 5,000 dollars.
109
453000
7000
etki çok büyük: 6.000 dolar ya da 5.000 dolardır.
07:40
The question was,
110
460000
1000
Soru şuydu:
07:41
how much did it cost to install a new telephone in Bangladesh?
111
461000
4000
Bangladeş'e yeni bir telefon tesis etmenin maliyeti ne kadardı?
07:45
It turns out: 2,000 dollars.
112
465000
4000
2.000 dolar ediyor.
07:49
So if you spend 2,000 dollars, and let's say the telephone lasts 10 years,
113
469000
3000
Dolayısıyla 2.000 doları harcarsanız ve telefonun 10 yıl kullanıldığını söyleyelim
07:52
and if 5,000 dollars every year -- so that's 50,000 dollars.
114
472000
3000
ve her yıl 5.000 dolarsa -- bu 50.000 dolardır.
07:55
So obviously this was a gadget to have.
115
475000
4000
Açıkça görülüyor ki, bu sahip olunması gereken bir aygıt.
07:59
And of course, if the cost of installing a telephone is going down,
116
479000
5000
Elbette, dijital bir devrim olduğu için,
08:04
because there's a digital revolution going on,
117
484000
2000
telefonu kurmanın bedeli de düşüyor.
08:06
then it would be even more dramatic.
118
486000
3000
Bu durumda daha da çarpıcı olurdu.
08:10
And I knew a little economics by then --
119
490000
3000
O zamanlar biraz ekonomi bilgisine sahiptim ve Adam Smith'in
08:13
it says Adam Smith taught us that specialization leads to productivity.
120
493000
3000
bize uzmanlaşmanın üretkenliğe yol açtığını öğrettiği söylenir.
08:16
But how would you specialize?
121
496000
3000
Peki ya, nasıl uzmanlaşırsınız?
08:19
Let's say I'm a fisherman and a farmer.
122
499000
4000
Diyelim ki bir balıkçıyım ve bir çiftçiyim.
08:23
And Chris is a fisherman farmer. Both are generalists.
123
503000
6000
Ve Chris balıkçı çiftçi. Her iki alanda da uzman.
08:29
So the point is that we could only -- the only way we could depend on each other,
124
509000
4000
Bu noktada, birbirimize bağlı olabilmenin tek yolu –
08:33
is if we can connect with each other.
125
513000
3000
iletişim hâlinde olabilmek.
08:36
And if we are neighbors, I could just walk over to his house.
126
516000
5000
Eğer komşu olsaydık, evine gidebilirdim.
08:41
But then we are limiting our economic sphere to something very small area.
127
521000
4000
Fakat o zaman ekonomik alanımızı çok küçük bir alanla sınırlandırmış olurduk.
08:45
But in order to expand that, you need a river,
128
525000
3000
Bunu genişletmek için, bir nehre ihtiyacınız var,
08:48
or you need a highway, or you need telephone lines.
129
528000
2000
ya da bir otobana, telefon hattına ihtiyacınız var.
08:50
But in any event, it's connectivity that leads to dependability.
130
530000
5000
Fakat bu iletişim, bizi birbirimize bağlar, dayanışma sağlar.
08:55
And that leads to specialization.
131
535000
2000
Bu da uzmanlaşmaya yol açar
08:57
That leads to productivity.
132
537000
2000
ve uzmanlaşma üretkenliğe yol açar.
08:59
So the question was, I started looking at this issue,
133
539000
4000
Mesele şu ki, bu konuyu incelemeye başladım,
09:03
and going back and forth between Bangladesh and New York.
134
543000
2000
Bangladeş ve New York arasında gidip geldim.
09:05
There were a lot of reasons people told me
135
545000
4000
Neden yeteri kadar telefonumuz olmadığı konusunda insanlar
09:09
why we don't have enough telephones.
136
549000
3000
bana pek çok nedenden bahsettiler.
09:12
And one of them is the lacking buying power.
137
552000
2000
Ve bunlardan biri satın alma gücünün eksik olması.
09:14
Poor people apparently don't have the power to buy.
138
554000
3000
09:17
But the point is, if it's a production tool, why do we have to worry about that?
139
557000
3000
Fakat daha önemlisi, eğer bu bir üretim aracıysa, neden endişeleniyoruz?
09:20
I mean, in America, people buy cars,
140
560000
3000
Mesela, Amerika’da insanlar araba satın alıyor,
09:23
and they put very little money down.
141
563000
3000
çok az para biriktiriyorlar.
09:26
They get a car, and they go to work.
142
566000
3000
Araba alıyorlar ve işe gidiyorlar.
09:29
The work pays them a salary;
143
569000
3000
İş yerleri onlara maaş veriyor.
09:32
the salary allows them to pay for the car over time.
144
572000
3000
Maaşları arabanın parasının ödenmesini sağlıyor.
09:35
The car pays for itself.
145
575000
1000
Böylece araba kendi kendini ödemiş oluyor.
09:36
So if the telephone is a production tool,
146
576000
3000
Telefon da bir üretim aracıysa,
09:39
then we don't quite have to worry about the purchasing power.
147
579000
3000
o zaman satın alma gücüyle ilgili olarak endişelenmenize gerek yok.
09:42
And of course, even if that's true, then what about initial buying power?
148
582000
5000
Ve tabii eğer bu doğruysa, ilk satın alma gücü ne olacak?
09:47
So then the question is, why can't we have some kind of shared access?
149
587000
5000
Öyleyse soru şu ki, neden bir tür havuz hesaba sahip olamıyoruz?
09:52
In the United States, we have -- everybody needs a banking service,
150
592000
4000
Amerika’da bizim, hepimizin bir banka hizmetine ihtiyacı var.
09:56
but very few of us are trying to buy a bank.
151
596000
3000
Fakat çok azımız banka satın almaya çalışıyoruz.
09:59
So it's -- a bank tends to serve a whole community.
152
599000
4000
Bir banka bütün bir topluluğa hizmet etme amacı güder.
10:03
So we could do that for telephones.
153
603000
3000
Bunu telefonlar için de yapabiliriz.
10:06
And also people told me that we have a lot of important primary needs to meet:
154
606000
5000
Ayrıca insanlar bana birçok temel ihtiyaçları olduğunu söyledi.
10:11
food, clothing, shelter, whatever.
155
611000
3000
Yiyecek, giyecek, barınak gibi…
10:14
But again, it's very paternalistic.
156
614000
2000
Fakat yine de bu çok geleneksel.
10:16
You should be raising income
157
616000
3000
Geliri yükseltmelisiniz ve insanların kendi paralarıyla
10:19
and let people decide what they want to do with their money.
158
619000
4000
ne yapmak istediklerine karar vermelerini sağlamalısınız.
10:24
But the real problem is the lack of other infrastructures.
159
624000
3000
Fakat asıl problem diğer altyapıların eksik olması.
10:27
See, you need some kind of infrastructure to bring a new thing.
160
627000
5000
Yeni bir şey getirmek için altyapıya ihtiyacınız vardır.
10:32
For instance, the Internet was booming in the U.S.
161
632000
3000
Örneğin Amerika’da internet oldukça gelişmiş bir durumdaydı.
10:35
because there were -- there were people who had computers.
162
635000
3000
Çünkü oradaki insanların bilgisayarları vardı.
10:38
They had modems.
163
638000
2000
Modemleri vardı.
10:40
They had telephone lines, so it's very easy to bring in a new idea, like the Internet.
164
640000
4000
Telefon hatları vardı, bu yüzden internet gibi yeni fikirler getirmek çok kolay.
10:44
But that's what's lacking in a poor country.
165
644000
3000
Fakat yoksul bir ülkede eksik olan şey budur.
10:47
So for example, we didn't have ways to have credit checks,
166
647000
2000
Örneğin, kredi kontrolleri yapmak için yollarımız yoktu.
10:49
few banks to collect bills, etc.
167
649000
5000
Fatura yatırılan birkaç banka vardı.
10:54
But that's why I noticed Grameen Bank, which is a bank for poor people,
168
654000
3000
Bu yüzden Grameen bankasını farkettim, yoksul insanların bankası,
10:57
and had 1,100 branches, 12,000 employees, 2.3 million borrowers.
169
657000
7000
1,100 şubesi, 12,000 çalışanı, 2,3 milyon kredi kullanıcısı vardı.
11:04
And they had these branches.
170
664000
2000
Şubeleri vardı.
11:06
I thought I could put cell towers and create a network.
171
666000
5000
Baz istasyonları kurup, bir ağ oluştura bileceğimi düşünüyordum.
11:11
And anyway, to cut the time short -- so I started --
172
671000
4000
Her neyse, lafı fazla uzatmayayım-- böylece başladım.
11:15
I first went to them and said,
173
675000
3000
Önce onlara gittim ve dedim ki;
11:18
"You know, perhaps I could connect all your branches and make you more efficient."
174
678000
3000
Belki de tüm şubelerinizi birleştirip sizi daha verimli hâle getirebilirim.
11:21
But you know, they have, after all, evolved in a country without telephones,
175
681000
4000
Ama biliyorsunuz ki, her şeyden önce, telefonları olmayan bir ülkedeler,
11:25
so they are decentralized. I mean, of course there might be other good reasons,
176
685000
5000
Bu yüzden merkezileşmemişler. Yani, elbette başka iyi sebepler olabilir,
11:30
but this was one of the reasons -- they had to be.
177
690000
2000
Fakat bu sebeplerden bir tanesiydi-- Bunun olması gerekiyordu.
11:32
And so they were not that interested to connect all their branches,
178
692000
4000
Bu yüzden tüm şubeleri ile bağlantı kurmak konusunda pek de ilgili değillerdi,
11:36
and then to be -- and rock the boat.
179
696000
2000
sonra-- piyasayı sallayabilirlerdi.
11:38
So I started focusing. What is it that they really do?
180
698000
4000
Böylece odaklanmaya başladım. Gerçekten ne yapıyorlar?
11:42
So what happens is that somebody borrows money from the bank.
181
702000
3000
Biri bankadan kredi çekince ne yapıyor?
11:45
She typically buys a cow. The cow gives milk.
182
705000
4000
Genellikle bir inek alıyor. İnek süt veriyor.
11:49
And she sells the milk to the villagers, and pays off the loan.
183
709000
4000
Köylülere süt satıyor ve kredisini ödüyor.
11:53
And this is a business for her, but it's milk for everybody else.
184
713000
5000
Bu onun için bir iş, diğerleri içinse sadece süt.
11:58
And suddenly I realized that a cell phone could be a cow.
185
718000
2000
Ve aniden telefonun bir inek olabileceğini düşündüm.
12:00
Because some way she could borrow 200 dollars from the bank,
186
720000
4000
Çünkü bir şekilde bankadan 200 dolar kredi çekebildi.
12:04
get a phone and have the phone for everybody.
187
724000
3000
Bir telefon alıyor ve herkes için telefon alıyor.
12:07
And it's a business for her.
188
727000
3000
Bu onun için bir iş.
12:10
So I wrote to the bank, and they thought for a while, and they said,
189
730000
4000
Bu yüzden bankaya yazdım, bir süre düşündüler ve sonra şunu söylediler;
12:14
"It's a little crazy, but logical.
190
734000
2000
''Biraz çılgınca ama mantıklı.
12:16
If you think it can be done, come and make it happen."
191
736000
4000
Bunun yapılabileceğini düşünüyorsan, gel ve yap.''
12:20
So I quit my job; I went back to Bangladesh.
192
740000
3000
Bu yüzden işimden istifa ettim ve Bangladeş’e geri döndüm.
12:23
I created a company in America called Gonofone,
193
743000
3000
Amerika’da Gonofone adında bir şirket kurdum.
12:26
which in Bengali means "people's phone."
194
746000
3000
Bagladeşçe anlamı "insanların telefonu."
12:29
And angel investors in America put in money into that.
195
749000
2000
Ve Amerika'daki sponsor yatırımcılar bu fikre yatırım yaptılar.
12:31
I flew around the world.
196
751000
2000
Dünyayı dolaştım.
12:33
After about a million -- I mean, I got rejected from lots of places,
197
753000
3000
Yaklaşık 1.609.344 km sonra -- birçok yerden reddedildim,
12:36
because I was not only trying to go to a poor country,
198
756000
3000
çünkü sadece yoksul ülkelere gitmeye çalışmıyordum.
12:39
I was trying to go to the poor of the poor country.
199
759000
2000
Yoksulunda yoksulu ülkelere gitmeye çalışıyordum.
12:41
After about a million miles, and a meaningful --
200
761000
4000
1.609.344 km sonra, bu anlamlı iş için saçlarımın büyük bir kısmı döküldükten
12:45
a substantial loss of hair, I eventually put together a consortium, and --
201
765000
3000
sonra, nihayet bir şirketler birliğini bir araya getirdim--
12:48
which involved the Norwegian telephone company,
202
768000
4000
Norveçli bir telefon şirketi
12:52
which provided the know-how,
203
772000
3000
gerekli olan teknik bilgiyi sağladı
12:55
and the Grameen Bank provided the infrastructure to spread the service.
204
775000
6000
ve Grameen Bankası hizmetin yayılması için altyapıyı sağladı.
13:01
To make the story short, here is the coverage of the country.
205
781000
4000
Uzun lafın kısası, bu ülkenin kapsamı.
13:05
You can see it's pretty much covered.
206
785000
3000
Her yeri kapladığını görebilirsiniz.
13:08
Even in Bangladesh, there are some empty places.
207
788000
3000
Bangladeş'de bile boş yerler var.
13:11
But we are also investing around another 300 million dollars this year
208
791000
4000
Fakat biz bu yıl 300 milyon dolar daha yatırım yapıyoruz.
13:15
to extend that coverage.
209
795000
3000
Kapsama alanını genişletmek için.
13:20
Now, about that cow model I talked about.
210
800000
3000
Şimdi, bahsettiğim o inek modeli ile ilgili.
13:23
There are about 115,000 people who are retailing telephone services
211
803000
6000
Telefon hizmetlerini perakende satan yaklaşık 115.000 kişi var.
13:29
in their neighborhoods.
212
809000
2000
Kendi muhitlerinde.
13:31
And it's serving 52,000 villages, which represent about 80 million people.
213
811000
6000
52.000 köye hizmet ediyor ve bu yaklaşık 80 milyon insan demek.
13:37
And these phones are generating
214
817000
4000
Ve bu telefonlar
13:41
about 100 million dollars for the company.
215
821000
3000
şirkete yaklaşık 100 milyon dolar kazandırıyor.
13:44
And two dollars profit per entrepreneur per day, which is like 700 dollars per year.
216
824000
5000
Her gün girişimci başına iki dolar kâr ki bu da yılda 700 dolar yapar.
13:53
And of course, it's very beneficial in a lot of ways.
217
833000
2000
Ve tabii ki bu birçok açıdan çok faydalı.
13:55
It increases income, improves welfare, etc.
218
835000
3000
Geliri ve refahı arttırır.
13:58
And the result is, right now, this company is the largest telephone company,
219
838000
4000
Ve sonuç olarak, şu anda, bu şirket en büyük telefon şirketi,
14:02
with 3.5 million subscribers,
220
842000
3000
3,5 milyon abonesi var.
14:05
115,000 of these phones I talked about --
221
845000
2000
Bahsettiğim bu telefonların 115.000'i--
14:07
that produces about a third of the traffic in the network.
222
847000
5000
bu, ağdaki trafiğin yaklaşık üçte birini üretiyor.
14:12
And 2004, the net profit, after taxes --
223
852000
4000
Ve 2004 yılı net kârı, vergilerin ardından--
14:16
very serious taxes -- was 120 million dollars.
224
856000
4000
çok ciddi rakamlar vergiler -- 120 milyon dolardı.
14:20
And the company contributed about 190 million dollars to the government coffers.
225
860000
5000
Ve şirket, hükûmet kasalarına yaklaşık 190 milyon dolar katkıda bulundu.
14:26
And again, here are some of the lessons.
226
866000
2000
Burada alınacak bazı dersler var.
14:28
"The government needs to provide economically viable services."
227
868000
2000
Hükûmetin ekonomik açıdan uygun hizmetleri sunması gerekiyor. "
14:30
Actually, this is an instance where private companies can provide that.
228
870000
3000
Aslında bu, özel şirketlerin sağlayabileceği bir örnek.
14:33
"Governments need to subsidize private companies."
229
873000
3000
Hükûmetlerin özel şirketlere destek vermesi gerekiyor.
14:36
This is what some people think.
230
876000
2000
Bazı insanlar böyle düşünüyor.
14:38
And actually, private companies help governments with taxes.
231
878000
3000
aslında, özel şirketler hükûmetlere vergilerle yardım ediyor.
14:41
"Poor people are recipients."
232
881000
2000
''Yoksul insanlar alıcıdır.''
14:43
Poor people are a resource.
233
883000
3000
Yoksul insanlar kaynaktır.
14:46
"Services cost too much for the poor."
234
886000
2000
''Yoksullar için hizmet maliyeti çok pahalı.''
14:48
Their involvement reduces the cost.
235
888000
4000
Onların katılımı bu maliyeti düşürür.
14:52
"The poor are uneducated and cannot do much."
236
892000
3000
"Yoksullar eğitimsiz ve çok bir şey yapamazlar."
14:55
They are very eager learners and very capable survivors.
237
895000
3000
Çok istekli öğrenciler ve çok mücadeleci insanlar.
14:58
I've been very surprised.
238
898000
2000
Çok şaşırdım.
15:00
Most of them learn how to operate a telephone within a day.
239
900000
3000
Çoğu, bir gün içerisinde bir telefonun nasıl kullanılacağını öğrendi.
15:03
"Poor countries need aid."
240
903000
3000
"Yoksul ülkelerin yardıma ihtiyacı var."
15:06
Businesses -- this one company has raised the --
241
906000
3000
Şirketler-- bir şirketin yükselttiği--
15:09
if the ideal figures are even five percent true, this one company
242
909000
5000
ideal rakamlar yüzde beş bile olsa, bu bir şirket
15:14
is raising the GNP of the country much more than the aid the country receives.
243
914000
5000
ülkenin GSMH'sını ülkenin aldığı yardımdan çok daha fazla artırıyor.
15:19
And as I was trying to show you, as far as I'm concerned,
244
919000
3000
Ve size göstermeye çalıştığım gibi, ilgilendiğim kadarıyla, bana kalırsa,
15:22
aid does damages because it removes the government from its citizens.
245
922000
5000
Yardım, hükûmeti vatandaşlarından uzaklaştırdığı için zarar veriyor.
15:27
And this is a new project I have with Dean Kamen, the famous inventor in America.
246
927000
4000
Ve bu, Amerika'daki ünlü mucit Dean Kamen ile gerçekleştirdiğim yeni bir projeydi.
15:31
He has produced some power generators,
247
931000
3000
Kamen elektrik jeneratörü üretti,
15:34
which we are now doing an experiment in Bangladesh,
248
934000
4000
Bangladeş'te şimdi bunun üzerine bir deney yapıyoruz,
15:38
in two villages where cow manure is producing biogas,
249
938000
3000
inek gübresinden biyogaz üretilen iki köyde,
15:41
which is running these generators.
250
941000
4000
biyogaz jeneratörlerin çalışmasını sağlıyor.
15:45
And each of these generators is selling electricity to 20 houses each.
251
945000
3000
Ve bu jeneratörlerin her biri 20 eve elektrik sağlıyor.
15:48
It's just an experiment.
252
948000
4000
Bu sadece bir deney.
15:52
We don't know how far it will go,
253
952000
1000
Ne kadar ilerleyeceğini bilmiyoruz.
15:53
but it's going on.
254
953000
2000
Ama devam ediyor.
15:55
Thank you.
255
955000
1000
Teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7