A dance to honor Mother Earth | Jon Boogz and Lil Buck

Çeviri: Gözde Zülal Solak Gözden geçirme: Sevkan Uzel

Mother Earth: Our end was imminent

Doğa Ana: Sonumuz yakındı,

yet finality relented.

ama dönüşü olmayan bitiş hafifledi.

Wind, water and fire gently revived;

Rüzgar, su ve ateş yavaşça dirildi;

you and I reconciled,

sen ve ben uzlaştık,

rhythms realigned,

ritmler yeniden uyumlandı,

the blues gone green.

hüzünler yeşillendi.

Your care in conserving in exchange for my fruit

Meyvelerime karşılık, beni korumaya

and replenishing this picturous restoring of painted skies,

ve bu boyalı göklerin renkli dönüşünü tazelemeye özen gösteriyorsun,

mountains rolling,

dağlar sallanıyor,

forest covering --

ormanlar kaplıyor --

no more warming.

artık ısınma yok.

The purity and simplicity of how we used to be.

Eskiden olduğumuz gibi saflık ve sadelik içinde.

You remember me?

Beni hatırladın mı?

All I give to humanity?

İnsanlığa tüm o verdiklerimi?

Housing, land, seas, birds,

Barınak, toprak, denizler, kuşlar,

beast and all of mankind,

hayvanlar ve tüm insanlık,

exclusively the interface where you and the elements meet

özellikle senin ve elementlerin buluştuğu

and vibrate harmoniously.

ve ahenkle titreştiği ortak yüzey.

(Piano plays)

(Piyano çalıyor)

(Violin plays)

(Keman çalıyor)

(Music)

(Müzik)

(Music tempo quickens)

(Müzik temposu hızlanıyor)

(Violin plays)

(Keman çalıyor)

(Music)

(Müzik)

(Violin plays)

(Keman çalıyor)

(Music)

(Müzik)

(Music ends)

(Müzik bitiyor)

(Applause)

(Alkış)

My beauty altered,

Güzelliğim değişti,

muddied waters, fields stripped bare,

sular çamurlu, tarlalar yok oldu,

interior scarred beyond repair,

iç dünya yaralı, tamir edilemez,

our memories eroding.

anılar aşınıyor.

You once obsessed over my frame

Bir zamanlar görüntümden ve

and how I came to be;

oluşumumdan etkilendin;

my nature, its polarity --

doğam, onun kutupluluğu --

how my sweet winds whisper softly, yet assault seas.

tatlı rüzgarlarım nasıl hafifçe fısıldıyor, fakat denizlere saldırıyor.

You remember me?

Beni hatırladın mı?

All I give to humanity?

İnsanlığa tüm o verdiklerimi?

Housing, land, seas, birds,

Barınak, toprak, denizler, kuşlar,

beast and all of mankind --

hayvanlar ve tüm insanlığın tümü,

exclusively the interface where you and the elements meet

özellikle senin ve elementlerin buluştuğu

and vibrate harmoniously.

ve ahenkle titreştiği ortak yüzey.

The unseen traveler forever passing,

Görünmez yolcu geçiyor sürekli,

carrying life,

yaşamı taşıyor,

moving,

hareket ediyor,

awning of earth felt and heard,

dünya hissedip duydukça, o koruyor,

strong and stirring,

güçlü ve heyecanlı,

blowing.

savruluyor.

Breathe you in, cleansing wind,

Seni içine çekiyor, arındıran rüzgar,

gentle and still,

kibar ve durgun,

quieter.

daha sessiz.

The source eternally here,

Buradaki ebedi kaynak,

ascent and descending:

yükseliyor ve alçalıyor:

air.

hava.

Rhythmic flow,

Uyumlu akış,

fluid and graceful,

akışkan ve zarif,

waves of serenity,

sükunet dalgaları,

smooth strings of purity,

saflığın pürüzsüz ipleri,

rains replenishing rapidly,

hızlıca tazelenen yağmurlar,

rivers of dreams,

rüya nehirleri,

raging springs covering earth in abundance,

dünyayı bol bol kaplayan öfkeli su kaynakları,

universal solvent dissolving,

evrensel çözücü çözülüyor,

drink, liquid, life and power:

içecek, sıvı, yaşam ve güç:

water.

su.

Born when the universe was formed,

Evren oluştuğunda doğdu,

warmed mankind,

insanlığı ısıttı,

gave him light,

ona ışık verdi,

colored rays illuminate ember flickers

renkli ışınlar, titrek alevleri aydınlatıyor,

incandescent, powerful and brilliant.

parlak, güçlü ve göz alıcı.

Sacred son of air, father of fury,

Havanın kutsal oğlu, öfkenin babası,

heat dancing vigorously

ateş kuvvetlice dans ediyor

between perfection and beauty.

mükemmellik ve güzellik arasında.

Unconfined agility,

Özgür kıvraklık,

fast and fancy,

hızlı ve süslü,

sparks of ingenuity rise:

yaratıcılık kıvılcımları yükseliyor:

fire.

ateş.

(Canku One Star dances)

(Canku One Star dans ediyor)

(Choir chants)

(Koro şarkı söylüyor)

(Drums)

(Davullar)

(Drumming and chanting)

(Davullar ve koro)

(Drumming and chanting)

(Davullar ve koro)

(Drumming and chanting)

(Davullar ve koro)

(Music ends)

(Müzik bitiyor)

(Applause)

(Alkış)

(Violin plays)

(Keman çalıyor)

(Music)

(Müzik)

(Music ends)

(Müzik bitiyor)

(Applause)

(Alkış)