5 steps to remove yourself from drama at work | Anastasia Penright

Çeviri: Tarık Yıldırım Gözden geçirme: Sara Ozturk

Alright. I have a close, tight-knit circle of friends.

Benim yakın, sıkı bir arkadaş çevrem var.

We're all in different cities and we're all in different areas,

Hepimiz ayrı şehirlerde yaşıyoruz ve ayrı alanlarda çalışıyoruz.

from local news to city government

Yerel haberlerden, şehir yönetimine

to law, financial services ...

hukuktan, mali hizmetlere...

And despite those different areas,

Ayrı alanlara rağmen

we seem to share similar stories of workplace drama.

hepimiz iş yeri dramasıyla ilgili benzer hikayeler paylaşıyormuşuz gibi görünüyor.

Now, I define workplace drama as

Ben iş yeri dramasını

an annoyance that adds additional stress to the job.

işinize ek stres yükleyen gereksiz sıkıntı olarak tanımlıyorum.

So again, it's when people get on your nerves,

Bu insanlar damarınıza bastığında ortaya çıkıyor,

not the job itself.

işin kendisiyle alakalı bir durum değil.

So as we're going through these stories,

Bu hikayelerin üstünden geçerken

I'm realizing there has to be a better way for us to coexist with our coworkers

çalışma arkadaşlarımızla birlikte olmanın bu kadar drama içermeyen,

daha iyi yollarının olması gerektiğinin farkına varmaya başladım.

without this much drama.

So I created a few steps that have been working for me,

Bundan dolayı şu ana kadar işime yarayan bazı adımlar oluşturdum

and I'm happy to share them with you guys today.

ve bunları sizinle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.

Step 1: rewind and reflect,

1. adım: Geri sar ve düşün.

also known as, "What did I do?"

Diğer bir tabirle "Ne yaptım?"

I want you guys to all replay your most recent workplace drama situation

Sizlerden en yakın iş yeri dramasını kafanızda bir film gibi

in your head like a movie.

yeniden oynatmanızı istiyorum.

Ignore all of the emotion and just focus on you.

Bütün duyguları görmezden gelin ve sadece kendinize odaklanın.

But for now, let's just think about this hypothetical:

Ama şimdilik, sadece kuramsal düşünelim

say you're on a group project,

Bir grup projesinde olduğunuzu düşünün,

you each have your own individual assignments

hepinizin kendinize ait görevleriniz var

and then you all divide up the work.

ve sonra o işi bölüyorsunuz.

But then someone becomes unresponsive --

Ama sonra birisi tepkisiz kalıyor,

not answering calls, they go ghost.

aramalarınızı açmıyor, hayalet oluyorlar.

Then you or someone else has to now pick up that additional slack.

Sonra sizin ya da başka birisinin fazladan iş alması gerekiyor.

So in a brief, small, very tiny lapse in judgment,

Sonra kısa, küçücük bir karar vermede

you vent to the nearby coworker.

yakındaki bir iş arkadaşınızın yanına gidiyorsunuz.

Then all of a sudden, your ghost comes back,

Sonra ansızın hayalet geri geliyor

and they surprisingly know everything you just said.

ve şaşırtıcı bir şekilde ne dediğinizi biliyor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Now, what did I do in this situation?

Ben bu durumda ne yaptım?

I vented to someone who was not my confidant.

Sırdaşım olmayan birine dertlendim.

Why would I do that?

Neden böyle yapayım ki?

Sometimes we create this unspoken bond with people

Bazen insanlarla aramızda dile getirilmemiş, sadece kafamızda olan

that only exists in our heads.

bir bağ kurarız.

They don't owe me their discretion.

Bana sessizliklerini borçlu değiller.

I just assumed it was there.

Sadece ben öyle sandım.

So we're not going to go down a rabbit hole,

Bu yüzden neden öyle yaptıklarını anlamaya çalışarak

trying to figure out why they did that.

bir çıkmaza girmeyeceğiz.

It doesn't matter. They did it.

Yaptılar, bu önemli değil.

But the goal in this step is self-reflection.

Fakat bu aşamanın amacı özdüşünüm.

We need to focus on what did we do

Kendi yaptığımıza odaklanmalıyız ki

so we can avoid it in the future.

gelecekte aynı hatayı yapmayalım.

Step 2: come back to reality,

2. adım: Gerçeğe dön.

also known as, "It needs to stop."

Başka bir deyişle "Bu artık bitmeli."

(Laughter)

(Gülüşmeler)

So you guys ever think about problems before you get to work?

Peki sizler işe gitmeden önce bu sorunlar hakkında düşünüyor musunuz?

Oh -- it's just me?

Sadece ben mi düşünüyorum?

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Well, I'm guilty of it.

Tamam, suçlu benim.

I think about all of these situations in my head,

Bütün bu sorunları kafamda kuruyorum

and then I get mad just thinking about it.

ve sadece onları düşünerek sinirleniyorum.

So I'm telling myself, "No, you're just being prepared, Stacy."

Sonra kendime diyorum ki

"Hayır, sadece hazırlanıyorsun, Stacy"

(Laughter)

(Gülüşmeler)

"You are just making sure that you can handle

"Sen sadece başına gelebilecek şeylerin altından kalkabileceğine emin oluyorsun."

whatever they're about to throw at you."

But you're not.

Ama aslında öyle yapmıyorsunuz.

What you're really doing is setting yourself up

Gerçekte ise sadece kafanızda kuruyorsunuz

and creating this anxiety in your head

ve kafanızda var olmayan

that doesn't exist.

endişeler oluşturuyorsunuz.

Then we also have to be careful about

Aynı zamanda başka insanların

listening to other people's made-up scenarios.

uydurma senaryolarını dinlerken de dikkatli olmalısınız.

Here's what I mean.

Anlatmaya çalıştığım şey şu:

Let's say you're in the break room,

Dinlenme odasında olduğunuzu düşünün

and you're talking to some coworkers.

ve orada iş arkadaşlarınızla konuşuyorsunuz.

Then, all of a sudden, another coworker comes in.

Birden başka bir iş arkadaşınız geliyor.

Now, they seem to just be in deep thought --

Derin düşüncelere dalmış gibi görünüyor,

not overly cheerful, but they're not rude.

çok neşeli görünmüyor ama kaba da değil.

They come in, they walk out.

İçeri giriyor ve çıkıyor.

Then the coworkers over here begin to diagnose

Sonra içerideki diğer iş arkadaşlarınız teşhis koymaya başlıyor,

what they feel is wrong with that person.

o insan hakkında sezdikleri "yanlış"mış.

They're saying things like,

"Sadece işi alamadığı için kızgın."

"Oh, they're just mad they didn't get the job."

gibi şeyler söylüyorlar.

Or they're saying, "Oh, no, no, no --

Ya da "Yok yok o bu dönemlerde hep böyle üzgün."

during this season, they're just always upset."

And you're sitting here like, yep, that must be it.

Siz de orada oturmuş evet kesin bundandır diye düşünüyorsunuz.

You're listening to this as if this is facts.

Onları söyledikleri gerçekmiş gibi dinliyorsunuz.

Meanwhile, this coworker can be in deep thought

Ama aslında iş arkadaşınız herhangi bir şey hakkında

about literally anything.

derin düşüncelere dalmış olabilir.

They could have just opened a pack of Starburst,

Sadece bir paket "Starburst" açıp

got four yellows back-to-back,

arka arkaya 4 sarı bulmuştur

and they're just trying to figure out what happened.

ve az önce başına geleni anlamaya çalışıyordur.

(Laughter) (Applause)

(Gülüşmeler) (Alkışlar)

But you're over here listening.

Fakat siz oraya oturmuş,

And you're listening to their made-up scenario

onların uydurma senaryolarını dinliyorsunuz.

that now can impact

Belki de bu dinledikleriniz o insanla

how you choose to interact with that person throughout the day.

o gün boyunca nasıl iletişim kuracağınızı etkileyecek.

Whether we're creating fake stories in our head

Kafamızda hikaye uydursak da,

or listening to other people's made-up stories,

başkalarının uydurma hikayelerini dinlesek de

it needs to stop.

bu artık bitmeli.

The goal in this step:

Bu aşamanın amacı:

stop stressing over things that haven't happened.

Yaşanmamış olaylar üzerinde bu kadar düşünmemek.

Alright. Step 3:

Tamamdır. 3. adım:

vent and release.

Dışarı at ve bırak.

It's good to have a vent buddy.

Dedikodu yapabileceğiniz bir arkadaşınızın olması güzel bir şey.

This is your coach, your cheerleader,

O sizin koçunuz, ponpon kızınız,

your therapist,

terapistiniz,

whatever you need them to be in the moment.

o anda neye ihtiyaç duyuyorsanız o.

Bu ilk adımdaki gibi sadece o anda yanınızda bulunan birisi değil.

This is not like that person in Step 1 that just happened to be in earshot.

You have an established relationship with your vent buddy.

Sizin o kişiyle köklü bir ilişkiniz var.

Now, here's another scenario.

İşte başka bir senaryo:

You're getting ready to tell a customer or a client

Bir müşteriye onun duymak istemeyeceği

something that they just don't want to hear.

bir şey söylemeye hazırlanıyorsunuz.

So, as you're in the middle of this spiel,

Tam konuşmanın ortasındayken

up comes another coworker,

başka bir iş arkadaşınız geliyor ve sözünüzü kesiyor.

and they interrupt you

and then says the exact same thing you were saying.

Sonra sizin söyleyeceğiniz şeyin aynısını söylüyor.

You can't make a scene in front of a customer.

Bir müşterinin önünde olay çıkaramazsınız.

So you just have to sit back, "Mm-hmm," and just listen as they do this.

Yani oturup onları izlemeniz gerekiyor.

And you're burning up inside.

Ama içiniz içinizi kemiriyor.

So what do we do?

Peki ne yapıyoruz?

We go to our vent buddy.

Hemen kankamızın yanına gidiyoruz.

We talk about it. We get mad.

Onunla konuşup, sinirleniyoruz.

And that's the time for that. Get mad.

İşte tam zamanı.

Sinirlenin, kızın, küfredin, bağırın,

Get angry.

Curse, scream,

do whatever you need to do to get it out.

içinizden atmak için ne gerekiyorsa onu yapın.

Now here's the hard part:

Şimdi zor kısım şu:

you then have to switch that tone to positivity.

Sonrasında pozitif bir ruh haline bürünmelisiniz.

I truly believe in positive and negative energy,

Ben pozitif ve negatif enerjiye gerçekten inanıyorum.

and it has a way of controlling our moods throughout the day.

Gerçekten de o günkü modumuzu kontrol edebiliyor.

You've got to think of things like, "OK, where do I go from here?

"Tamam, şimdi ne yapmalıyım? Farklı olarak ne yapabilirim?"

What can I do differently?"

gibi şeyler düşünmelisiniz.

And then, if you're the vent buddy,

Eğer dedikodu kankası sizseniz

it's your responsibility to lead your friend back to the positive.

arkadaşınızı pozitife yönlendirmek sizin göreviniz.

Now, the other hard part:

Diğer zor kısım ise:

you have to then apply those learnings to the situation.

Öğrendiklerinizi olaya uygulamalısınız.

You can't carry that resentment around.

O kini içinizde taşıyamazsınız.

If you do, that one-off situation now becomes a pattern.

Eğer yaparsanız o bir kerelik olay bir kalıba döner.

Pattern behavior is harder to ignore than a one-off situation.

Kalıp davranışları görmezden gelmek bir kerelik olaylara göre daha zordur.

The goal in this step is,

Bu adımın amacı:

"Let's turn our vent session into a productive conversation."

"Dedikodumuzu verimli bir sohbete çevirelim."

Step 4:

4. adım:

learn a new language,

Yeni bir dil öğren.

also known as, "We need to talk."

Diğer bir deyişle "Konuşmamız lazım."

Guys, I personally don't like to pick up the phone at work.

Ben iş yerinde telefonla konuşmayı sevmem,

I just don't.

sadece hoşlanmıyorum.

I feel like whatever you need to say to me can be an instant message

Bence söylenmesi gereken her şey bir mesajla söylenebilir.

or an email.

Ya da bir e-posta ile.

That is my work language.

Bu benim iş yeri dilim.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

The only problem with that,

Tek sorun

you can't hear tone through an email.

e-posta ile ses tonuna erişemiyor olmanız.

I read emails the same way I speak,

Ben e-postaları konuştuğum gibi okurum.

so I'm pretty sure I've misinterpreted some tones before,

Eğer bildiğim birinden gelmiyorsa

unless I know you.

bazı tonları yanlış yorumladığıma eminim.

So here's an example.

Bir örnek vereyim.

I'm going to show you guys an email, and I want you to read it,

Size bir posta göstereceğim, onu okumanızı istiyorum.

and then I'm going to read it out loud.

Sonrasında ise ben sesli bir şekilde okuyacağım.

Alright, that was fast enough, you should have read it.

Yeterince hızlıydı, okumuş olmanız lazım.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

"Stacy,

"Stacy,

Thank you for reaching out about my group.

grubuma yaptığın yardımların için teşekkür ederim.

At this time, we will not need any additional support.

Artık ek yardımlara ihtiyacımız yok.

Going forward, if I feel we need help, I'll ask, you won't have to reach out.

Yardıma ihtiyacımız olursa sana sorarım, senin ulaşmana gerek yok.

Per my last email (attached below),

En son e-postamda (ekte),

I've outlined what I do, and what you do,

benim görevlerimi ve senin görevlerini özetledim.

so we can avoid this in the future.

Bu sayede gelecekte bundan kaçınabiliriz.

As always, thank you for your partnership!!"

Her zamanki gibi ortaklığın için teşekkürler!!"

Guys ...

Arkadaşlar...

(Laughter)

(Gülüşmeler)

That's how you read it?

Siz bu şekilde mi okuyorsunuz?

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Guys, there are certain words in there

Oradaki bazı kelimeleri

that if you hear or if you see in an email,

duyarsanız veye e-postada görürseniz

it is safe to assume they typed it with their middle fingers.

onları orta parmağıyla yazdığına emin olabilirsiniz.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I didn't know it then. I know it now.

O zamanlar bilmiyordum.

Artık biliyorum.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I think I messed up some people's emails. They're correcting them.

Galiba bazı insanların e-postalarını mahvettim.

Onları düzeltiyorlar.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

With all of that said,

Bütün bunlarla birlikte

you have to know when it is time to pick up the phone.

ne zaman telefonu açmanız gerektiğini bilmelisiniz.

You have to know when it is time to have a face-to-face.

Ne zaman yüz yüze konuşmanız gerektiğini bilmelisiniz.

And these face-to-face conversations are not easy.

Bu yüz yüze konuşmalar hiç kolay değil.

They are difficult, but they are necessary.

Zorlar ama gerekliler.

The goal is to try to understand the other person's perspective.

Amacımız diğer insanın bakış açısını anlamak.

So you'll start the conversation with things like,

Yani konuşmalara şu şekilde başlamalısınız:

"OK, you got upset when I ..."

"Tamam, sen ben... yaptığımda üzüldün."

Or you'll say things like,

ya da

"OK, you already had the situation handled,

"Olay zaten senin kontrolün altındaydı

and then I ..."

sonra ben..."

So that way, you can see exactly where they're coming from.

Bu şekilde nedenini tam olarak anlayabilirsiniz.

Also, don't try to make people like you.

Aynı zamanda insanlara kendinizi beğendirmeye çalışmayın.

We all have our own upbringings. We all have our experiences.

Hepimiz farklı yetiştik, farklı deneyimlerimiz var.

And we all have our own communication styles.

Hepimizin iletişim tarzı farklı.

As the new generations are entering the workforce,

Yeni nesillerle çalışmaya başladıkça onlara adapte oluyoruz.

we're also adapting to it.

Meetings are now emails.

Toplantılar artık e-posta,

Emails are now texts.

e-postalar artık mesaj,

Off-sites are now Skype.

buluşmalar artık Skype.

So as we're adjusting to that,

Onlara adapte oldukça

we need to at least try to understand

onların ne tarz bir iletişim kurduklarını anlamaya çalışmalıyız.

what type of style of communication they use.

The goal in that step

Bu adımın amacı,

is to really understand their work language

onların çalışma dilini tam olarak anlamak

and accept the fact that it may be different than yours.

ve sizinkilerden farklı olabileceğini kabullenmek.

Step 5: recognize and protect,

5.adım: Tanı ve koru.

also known as, "We need to take a walk."

Başka bir deyişle "Bir yürüyüşe çıkalım."

So here's my last scenario from one of my teacher friends.

Bir öğretmen arkadaşımdan aldığım sonuncu senaryom:

You're about to have a meeting with a parent,

Bir ebeveyn ile görüşme yapmak üzeresiniz,

and prior to it, you and a coworker, you kind of discuss it,

önceden bir iş arkadaşınızla bu konuyu konuştunuz

and the coworker tells you, "It's alright, I got your back.

ve size dedi ki "Tamamdır, arkanı kollarım.

I'm going to agree with your recommendations."

Senin tavsiyelerine katılacağım."

So you're kind of side-eyeing them because they've burned you before,

Ona gözünüzün ucuyla bakıyorsunuz çünkü önceden yapmadığı şey değil.

but you've had the "we need to talk,"

Ama zaten "Konuşmamız lazım." kısmını yaptınız.

so you're like, "We're in sync now, I'm going to trust them."

Bu yüzden "Bir sıkıntı yok, ona güveneceğim" diye düşünüyorsunuz.

You go through the meeting,

Görüşmeyi yapıyorsunuz,

the parent disagrees with you,

ebevenler size katılmıyor,

and like clockwork, the coworker agrees with the parent in front of you,

iş arkadaşınız ebeveynlere katılıyor

making you look ridiculous.

ve sizi küçük düşürüyor.

Again, we can't make a scene in front of people, right?

İnsanların önünde olay çıkaramayız değil mi?

So you've got to hold it in.

Bu yüzden içinizde tutmanız lazım.

And then, after the meeting,

Görüşmeden sonra aynı iş arkadaşınız tüm küstahlığıyla gelip

that same coworker has all the audacity,

comes up to you and says, "Crazy meeting, right?"

"Çılgın bir görüşmeydi, değil mi?" diyor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Yeah.

Aynen.

They're testing you now. It's a test. (Laughs)

Sizi test ediyorlar, bu bir test. (Güler)

So that's the perfect time to just go off, right?

Patlamanın tam zamanı, değil mi?

This is a repeat offender.

Bunu ilk yapışı değil.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Siz olayı arkanızda bırakıp gittiniz ama o tekrardan yüzünüze vurdu.

You walked away, and they came back with it.

But we're trying to avoid workplace drama, not take a cannonball leap into it,

Ama biz dramadan uzaklaşmaya çalışıyoruz içine dalmaya çalışmıyoruz.

so we have to walk away.

Bu yüzden uzaklaşmamız lazım.

You lead that conversation by taking the first available exit.

Sohbetten ilk boşlukta ayrılmalısınız.

You're not doing this for them.

Bunu onlar için yapmıyorsunuz.

You're doing this for you.

Bunu kendiniz için yapıyorsunuz.

You have to protect your energy.

Enerjinizi korumanız lazım.

Don't try to figure out why they would do this,

Neden böyle bir şey yaptıklarını anlamaya çalışmayın.

and no more coming-to-Jesus conversations.

Davranışlarını konuşarak düzeltmeyi denemeyin.

It is what it is, they did what they did,

Olanlar oldu, yapılanlar yapıldı

and given the opportunity, they'd probably do it again.

ve eğer bir daha şans verseniz yine yaparlardı.

But you now know that.

Fakat artık bunu biliyorsunuz.

You now recognize that.

Artık bunun farkındasınız.

So that way, you can act accordingly.

Artık gerektiği gibi davranabilirsiniz.

We typically try to set expectations -- our expectations --

Biz genelde başka insanlar üzerinde beklenti oluşturuyoruz --

on other people,

kendi beklentilerimizi.

and then get disappointed when they don't follow through.

Ama öyle olmayınca hayal kırıklığına uğruyoruz.

We have to learn to accept people where they are

İnsanları oldukları gibi kabul etmeyi öğrenmeliyiz

and adjust ourselves to handle those situations.

ve bu durumların üstesinden gelebilmek için kendimizi ayarlamalıyız.

The goal in this step

Bu adımın amacı,

is to recognize when it is time to professionally walk away from someone.

birinden ustaca uzaklaşmamız gereken zamanı fark edebilmek.

Guys, I realize these steps may come off as saying, "Take the high road."

Arkadaşlar, bu adımlar size

"Büyüklük sizde kalsın." demek gibi gelebilir.

And people always say it. "Just take the high road."

İnsanlar her zaman "Büyüklük sizde kalsın." der.

And they describe it as some elegant path of righteousness

İnsanlar bunu doğruluğa giden gökkuşakları ve tek boynuzlu atlarla dolu

filled with rainbows and unicorns.

zarif bir yol olarak tanımlar.

It's not that.

Olay bu değil.

It's embarrassing.

Aslında utanç verici

It's humiliating.

ve küçük düşürücüdür.

It leaves this knot of resentment in the pit of your stomach.

Ama içinizde bir parça kin bırakır.

And as you're traveling down this amazing high road,

O muhteşem yolu yürürken

keşke söyleseydim, keşke yapsaydım

you see billboards of things you shoulda said

and things you shoulda did.

dediğiniz şeylerle dolu tabelalar görürsünüz.

You go over there and you look at the easy road,

Sonra diğer yola bakarsınız

and they're chillin', not worried about a thing.

ve oradakiler rahattır, kimse bir şeyi dert etmez.

But I have to admit,

Ama kabul etmem gerek

the more I travel down this road, it does get a little easier.

o yolu yürüdükçe cidden kolaylaşıyor.

Petty situations, they don't bother me as much.

Önemsiz olaylar artık beni eskisi kadar rahatsız etmiyor.

I learn little nuggets here and there.

Zamanla değerli şeyler öğreniyorum.

And as I continue down this path,

Bu yolu yürüdükçe

there seem to be more opportunities waiting for me.

beni bekleyen başka fırsatlar varmış gibi görünüyor.

I have like-minded people who want to connect with me,

Benimle aynı kafadaki insanlar iletişime geçmek istiyor.

projects that people want me on,

İnsanların benim içinde olmamı istediği projeler var,

leaders reaching out

beni bir başkasından duyan yöneticiler bana ulaşıyor.

because they heard about me through someone else.

And the best part?

En iyi kısmı ise

The need to even look at the easy road

Kolay yolu arama ihtiyacı

is no longer there.

artık yok.

Guys, we're not going to change the way adults act in the workplace.

Yetişkinlerin iş yerinde nasıl davrandığını değiştirmeyeceğiz.

We are not.

Yapmayacağız.

And for that reason, there will always be workplace drama.

Bu yüzden iş yeri draması her zaman olacak.

But if we stick to these steps

Ama eğer bu adımlara bağlı kalırsak

and put in the work that comes with it,

ve beraberinde getirdiği işleri yaparsak

we can learn to avoid it.

nasıl kaçınacağımızı öğrenebiliriz.

Guys, thank you for being my vent buddies.

Benimle dedikodu yaptığınız için teşekkkürler.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And thank you so much for your time.

Zamanınız için teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkış)