Corneille Ewango: A hero of the Congo Basin forest

Corneille Ewango: Kongo ormanının bir kahramanı

10,321 views ・ 2008-07-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Kerime Gunturk Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:12
I don't speak English.
0
12160
2000
İngilizce konuşamam.
00:14
I start speaking English, learning English, about a year ago.
1
14160
4000
İngilizceyi konuşmaya, öğrenmeye yaklaşık bir yıl önce başladım.
00:18
I speak French and I grew up with French, so my English is Franglais.
2
18160
7000
Fransızca konuşurum ve Fransızcayla büyüdüm,Yani İngilizcem Fransız İngilizcesi.
00:25
I'm born in the Western Congo, in an area around here,
3
25160
5000
Batı Kongo da şurada bir bölgede doğdum.
00:30
and then went to university in Kisangani.
4
30160
5000
Ve sonra üniversiteye Kisanganide gittim.
00:35
And after I finished, I went to this area, the Ituri Forest.
5
35160
4000
Ve üniversiteyi bitirdikten sonra İturi ormanına gittim.
00:39
But what I've been doing --
6
39160
2000
Ama ben ne yapıyordum
00:41
when I was about 14, I grew in my uncle's house.
7
41160
7000
14 yaşıma kadar, amcamın evinde kaldım.
00:48
And my father was a soldier,
8
48160
3000
Ve babam bir askerdi.
00:51
and my uncle was a fisherman and also a poacher.
9
51160
4000
Amcam bir balıkçıydı ve aynı zamanda kaçak bir avcıydı.
00:55
What I've been doing from 14 to 17 was,
10
55160
5000
14 yaşından 17 yaşıma kadar onlara
01:00
I was assisting them collecting ivory tusk, meat
11
60160
7000
fildişi,et ve her ne öldürdülerse toplamalarına
01:07
and whatever they were killing, poaching, hunting in the forest,
12
67160
4000
ormanda avlanmalarına yardımcı oluyor,
01:11
bring it in the main city to get access to the market.
13
71160
4000
Ve bunları büyük şehirlere getirip pazara çıkarmalarını sağlıyordum
01:16
But finally, I got myself involved.
14
76160
4000
Ama sonunda kendi başıma dert sardım
01:20
Around 17 to 20 years, I became, myself, a poacher.
15
80160
6000
Ve 17 yaşından 20 li yaşlarıma kadar ben kendim yasadışı bir avcı oldum.
01:27
And I wanted to do it, because -- I believed -- to continue my studies.
16
87160
5000
Ve bunu yapmak istemiştim çünkü eğitimime devam edeceğime inanıyordum.
01:32
I wanted to go to university, but my father was poor, my uncle even.
17
92160
4000
Üniversiteye gitmek istedim ama babam fakirdi, aynı şekilde amcamda
01:36
So, I did it.
18
96160
2000
Bende kendi çabamla gittim.
01:38
And for three to four years, I went to university.
19
98160
4000
Ve 3-4 yıl üniversiteye gittim.
01:42
For three times, I applied to biomedical science, to be a doctor.
20
102160
5000
3 defa bir doktor olmak için biomedikal bilimlere başvuru yaptım.
01:48
I didn't succeed.
21
108160
2000
Başaramadım.
01:50
I was having my inscriptions, my admission to biology.
22
110160
4000
Biyolojiye kayıt için tüm belgelerim elimdeydi.
01:55
And I said, "No way, I'm not doing it.
23
115160
2000
Ve dedimki: Asla. bunu yapmıyorum
01:57
My family's poor, my area don't have better health care.
24
117160
4000
Ailem fakir ve yaşadığım yer daha iyi sağlık hizmetlerine sahip değil,
02:01
I want to be a doctor to serve them."
25
121160
2000
Ben bir doktor olup onlara hizmet etmek istiyorum.
02:03
Three times, that means three years, and I start getting old.
26
123160
5000
Üç defa ki bu üç yıl demektir ve ben yaşlanmaya başladım
02:08
I say, "Oh, no, I continue."
27
128160
2000
Dedim ki: oh! Hayır! yeter..Devam ettim.
02:10
So, I did tropical ecology and plant botany.
28
130160
5000
Bende tropikal ekoloji ve bitki botaniği çalıştım.
02:16
When I finished, I went to the Ituri Forest for my internship.
29
136160
4000
Mezun olduktan sonra staj için İturi ormanına gittim.
02:20
It's where I really getting passion with what I'm doing
30
140160
4000
Ve orda yaptığım işe şu ana kadar duyduğum tutkuyu hissetmeye başladım.
02:24
right up to now -- I'm standing in front of you --
31
144160
4000
İşte şimdi karşınızda dururken bu tutkum
02:28
doing botany and wildlife conservation.
32
148160
3000
Botanik ve vahşi yaşamı korumadır.
02:32
That time the Ituri Forest was created as a forest reserve
33
152160
4000
İturi ormanına gittiğimde orman bazı hayvanlar ve bitkilerle
02:36
with some animals and also plants.
34
156160
5000
koruma bölgesi olarak ayrılmıştı
02:41
And the training center there was built
35
161160
2000
Ve eğitim merkezi
02:43
around the scientific Congolese staff
36
163160
5000
Kongolu ve bazı Amerikalı bilim adamları
02:48
and some American scientists also.
37
168160
3000
etrafında inşa edilmişti
02:51
So, the Okapi Faunal Reserve protects number --
38
171160
3000
Yani Okapi Bitki koruma alanı
02:54
I think that is the largest number of elephants
39
174160
4000
en büyük fil topluluğunu barındırdığını düşünüyorum
02:58
we have right now in protected areas in Congo.
40
178160
3000
artık Kongo da korunmuş bir bölgemiz var
03:01
It has also chimpanzees.
41
181160
2000
aynı zamanda şempanzelerde var.
03:03
And it has been named Okapi Faunal Reserve
42
183160
3000
Ve buraya bu güzel yaratık yüzünden
03:06
because of this beautiful creature.
43
186160
3000
Okapi Hayvan Koruma Alanı adı verilmişti.
03:09
That is a forest giraffe.
44
189160
2000
Bu bir orman zürafası.
03:11
I think you guys know it quite well.
45
191160
3000
Hepinizin onu çok iyi bildiğini düşünüyorum.
03:14
Here we have savanna giraffes,
46
194160
2000
Burada da Savana Zürafası
03:16
but through evolution we have this forest giraffe
47
196160
5000
ama evrimler sonucu Kongoda
03:21
that lives only in Congo.
48
201160
2000
sadece orman zürafası yaşıyor.
03:23
It has also some beautiful primates.
49
203160
3000
Aynı zamanda bu ormanda güzel maymunlarda var.
03:26
Thirteen species -- highest diversity we can find in one single area in Africa.
50
206160
7000
13 farklı çeşitle ki bu rakam Afrika da tek bir bölgede bulunan en yüksek çeşitliliktir.
03:33
And it has the Ituri Forest itself --
51
213160
3000
ve Uturi ormanının yaklaşık
03:36
about 1,300 species of plants, so far known.
52
216160
5000
1300 çeşit bitkide barındırdığı biliniyor.
03:41
I joined the Wildlife Conservation Society, working there, in 1995,
53
221160
6000
Orda çalışan Vahşi Yaşamı Koruma Topluluğuna 1995 te katıldım
03:47
but I started working with them as a student in 1991.
54
227160
3000
Ama aslında 1991 de onlarla öğrenci olarak çalışmaya başlamıştım.
03:50
I was appointed as a teaching assistant at my university
55
230160
5000
Öğretim asistanı olarak görevlendirilmiştim
03:55
because I accomplished with honor.
56
235160
4000
çünkü Üniversiteden şeref derecesiyle mezun olmuştum.
03:59
But I didn't like the way -- the instruction I got was very poor.
57
239160
5000
Ama bundan hoşlanmadım çünkü eğitim çok zayıftı.
04:04
And I wanted to be formed to a training center and a research center.
58
244160
4000
Ve bende Eğitim Merkezinden Araştırma Merkezine gitmek istedim
04:08
With the end of the dictatorship regime of Mobutu Sese Seko,
59
248160
5000
Mobutu Sese Seko nun dikdatör rejiminin sonlanmasıyla,
04:13
that most of you know, life became very, very difficult.
60
253160
5000
pek çoğunuzun bildiği üzere hayat bayağı zor hale geldi.
04:18
And the work we have been doing
61
258160
2000
Ve bizim yaptığımız işinde yapılması
04:20
was completely difficult to do and to achieve it.
62
260160
4000
ve başarılması tamamen zorlaştı.
04:24
When Kabila started his movement to liberate Congo,
63
264160
5000
Kabila Kongoyu liberalleştirmek için harekete geçtiğinde
04:30
so Mobutu soldiers started moving and retreated.
64
270160
4000
Mobutu askerleri yer değistirmeye ve geri çekilmeye başladılar
04:34
So they started fleeing from the east to the west.
65
274160
4000
ve doğudan batıya kaçmaya başladılar
04:38
And the Okapi Faunal Reserve is there,
66
278160
3000
ve Okapi hayvan Koruma Alanıda o bölgedeydi.
04:41
so there was a road from Goma, somewhere here,
67
281160
5000
Goma dan nuraya ve şu taraflara bir yol vardı
04:46
and coming like this.
68
286160
2000
ve bu şekilde geliyordu
04:48
So they might go through, pass through the Okapi Faunal Reserve.
69
288160
5000
böylece burdan geçip Okapi koruma alanına geliyorlardı.
04:53
Congo has five of the world's richest sites of protected area,
70
293160
6000
Kongo dünyadaki en zengin 5 korunmuş bölgeye sahip
04:59
and the Okapi Faunal Reserve is one of them.
71
299160
3000
ve Okapi hayvan koruma alanıda onlardan bir tanesi
05:02
So soldier was fleeing in the Okapi Faunal Reserve.
72
302160
3000
Askerler Okapi hayvan Koruma Alanına kaçıyorlardı.
05:05
On their way, they looted everything.
73
305160
4000
Ve yolları üzerindeki her şeyi yağmalıyorlardı.
05:09
Torture, wars -- oh, my God, you can't believe.
74
309160
3000
İşkence, savaşlar- oh Tanrım.. inanamazsınız!!
05:12
Every person was looking his way -- where to go, we don't know.
75
312160
5000
Herkes nereye kaçabileceğini düşünüyordu, bir şey bilmiyorduk.
05:17
And it was for us, the young, the first time really
76
317160
3000
Ve biz gençler için tüm bunlar gerçekten ilkti,
05:20
we hear the language of war, of guns.
77
320160
5000
ilk kez savaşın dilini ve silahları duyduk.
05:25
And even people who faced the rebellion of 1963,
78
325160
5000
Hatta bağımsızlığımızı kazandıktan sonra 1963 deki
05:30
after our independence, they didn't believe what was happening.
79
330160
5000
isyanı görenler bile bu yaşananlara inanamıyordu.
05:36
They were killing people. They were doing whatever they want
80
336160
2000
İnsanları öldürüyorlardı ve güçleri olduğu için
05:38
because they have power.
81
338160
2000
canları ne isterse yapıyorlardı.
05:40
Who have been doing that?
82
340160
2000
Bunları kim yapıyordu?
05:42
Young children. Child soldiers.
83
342160
3000
Genç çocuklar, çocuk askerler
05:45
You can't ask him how old he is because he has guns.
84
345160
5000
Kaç yaşında olduğunu soramıyordunuz bile çünkü elinde silahı vardı.
05:50
But I was from the west, working in the east.
85
350160
3000
Ama ben batı tarafındandım doğuda çalışıyordum
05:53
I even [at] that time was not speaking Swahili.
86
353160
3000
Ve o zaman savahili dilini bile konuşamıyordum.
05:57
And when they came, they looted everything.
87
357160
2000
askerler geldikleri zaman her şeyi yağmaladılar.
05:59
You can't speak Lingala because Lingala was from Mobutu,
88
359160
4000
Lingataca konuşamazdınız çünkü Lingata Mabutudandı
06:03
and everyone speaking Lingala is soldier.
89
363160
3000
ve Lingataca konuşan herkes askerdi.
06:06
And I was from the same area to him.
90
366160
2000
Ve bende Mabutuyla aynı bölgedendim.
06:08
All my friends said, we are leaving because we are a target.
91
368160
3000
Tüm arkadaşlarım gitmeleri gerektiğini çünkü hedef olduklarını söyledi.
06:11
But I'm not going to the east, because I don't know Swahili.
92
371160
4000
Ama doğuya gidemezdim çünkü savahili bilmiyordum
06:15
I stay. If I go, I will be killed.
93
375160
2000
Bende kaldım, eğer gitseydim öldürülebilirdim
06:17
I can't go back to my area -- it's more than 1,000 kilometers [away].
94
377160
4000
Kendi bölgeme de gidemiyordum 1000 kilometreden daha uzaktı,
06:21
I stayed after they looted everything.
95
381160
3000
Askerler her şeyi yağmaladıktan sonra kaldım
06:24
We have been doing research on botany,
96
384160
3000
Botanik üzerine araştırma yapıyorduk,
06:27
and we have a small herbarium of 4,500 sheets of plants.
97
387160
6000
Ve 4500 bitki yaprağından oluşan küçük bir bitki koleksiyonumuz vardı.
06:33
We cut, we dry and we packed them,
98
393160
2000
Bitkileri kesip,kurutuyor, paketliyor
06:35
we mounted them on a folder.
99
395160
3000
ve onları dosyalıyorduk
06:38
Purpose: so that we start them for agriculture,
100
398160
4000
Bunu yapmaktaki amacımız bu bitkilerin tarımını yapabilmek,
06:42
for medicine, for whatever, and for science,
101
402160
3000
ilaç yapımında kullanabilmekti. Ve bilim içindi,
06:45
for the study of the flora and the change of the forest.
102
405160
4000
bitki örtüsü ve orman çalışmaları için.
06:49
That is people moving around, that's even Pygmies.
103
409160
3000
Bunlar ortada gezen insanlar, pigmeler bile var.
06:52
And this is a bright guy, hard-working person, and Pygmy.
104
412160
7000
Ve bu yetenekli bir adam ve çok çalışkan. Ve pigmeler
06:59
I've been working with him about 10 years.
105
419160
3000
Onunla yaklaşık 10 yıldır çalışıyorum.
07:02
And with soldiers, they went to the forest for poaching elephants.
106
422160
5000
Ve askerlerle, onlarda ormanda kaçak fil avına çıktılar.
07:07
Because he's Pygmy, he knows how to track elephants in the forest.
107
427160
4000
Bu adam pigme olduğu için ormanda fillerin nasıl yakalanacağını biliyor.
07:11
He has been attacked by a leopard and they abandon him in the forest.
108
431160
6000
bir leoparın saldırısına uğramıştı ve arkadaşları onu ormanda terk etmişti
07:17
They came to told me, I have to save him.
109
437160
3000
Bana gelip onun hayatını kurtarmam gerektiğini söylediler.
07:20
And what I did, I gave him just antibiotics
110
440160
3000
Ben ne yaptım? Ona sadece tüberküloz tedavisinde kullandığımız
07:23
that we care for tuberculosis.
111
443160
4000
antibiyotiklerden verdim.
07:27
And fortunately, I saved his life.
112
447160
3000
Ve şans eseri onun hayatını kurtardım.
07:30
And that was the language of the war.
113
450160
4000
Ve bu savaşın diliydi.
07:34
Everywhere there has been constant extraction of mineral,
114
454160
5000
Her yerde sürekli maden çıkarılıyor,
07:39
killing animals, the logging timbers and so on.
115
459160
4000
Hayvanlar öldürülüyor, tomruklar kereste oluyor, daha pek çok şey yapılıyordu.
07:43
And what of important things --
116
463160
2000
Ve en önemlisi,
07:45
I think all of you here have a cell phone.
117
465160
3000
buradaki herkesin cep telefonu olduğunu düşünüyorum
07:48
That mineral has killed a lot:
118
468160
2000
Bu maden çok fazla ölüme sebep oldu,
07:50
five millions of Congolese have gone because of this
119
470160
4000
5 milyon Kongolu Kalton ismi verilen
07:54
Colombo-Tantalite -- they call it Coltan --
120
474160
3000
bu colombo-tantalit madeni yüzünden öldü.
07:57
that they use it to make cell phones
121
477160
3000
Cep telefonu yapımında kullanılıyordu
08:00
and it has been in that area, all over in Congo. Extraction,
122
480160
5000
bu bölgede vardı ve tüm Kongoda vardı
08:05
and good, big business of the war.
123
485160
3000
ve çıkarımı savaşın güzel ve büyük işlerindendi.
08:08
And what I did for the first war, after we have lost everything,
124
488160
6000
Ve ben ilk savaş sonrası her şeyimizi kaybettikten sonra ne yaptım?
08:14
I have to save something, even myself, my life and life of the staff.
125
494160
4000
Kendim için, hayatım için ve hayatın gerekleri için bir şeyleri kurtarmalıydım.
08:18
I buried some of our new vehicle engines, I buried it to save it.
126
498160
6000
Bazı yeni araçlarımızın motorlarını, onları kurtarabilmek için gömdüm.
08:24
And some of equipment went with them,
127
504160
2000
Ve ekipmanın bir kısmını da kurtarabilmek için
08:26
on the top of the canopy, to save it.
128
506160
2000
ağaçtaki cibinliğe sakladım.
08:28
He's not collecting plants, he's going to save our equipment
129
508160
3000
Bu adam bitki toplamıyor cibinlikteki ekipmanımızı
08:31
on the canopy.
130
511160
2000
kurtarmaya gidiyor.
08:33
And with the material that's left --
131
513160
2000
Ve kalan malzemeyle-
08:35
because they wanted to destroy it, to burn it,
132
515160
3000
çünkü askerler onları yok edip yakmak istiyorlardı,
08:38
they didn't understand it, they didn't go to school --
133
518160
2000
anlamıyorlardı çünkü hiç eğitim almamışlardı
08:40
I packed it.
134
520160
2000
Bitki koleksiyonumuzu paketledim.
08:42
And that is me, going to, hurrying to Uganda,
135
522160
4000
Buda ben Uganda ya bir telaşla giderken,
08:46
to try to save that 4,000 material,
136
526160
3000
4000 malzemeyi kurtarmayı deniyorum
08:49
with people carrying them on the bikes, bicycles.
137
529160
5000
benimle birlikte başka motosikletli ve bisikletli insanlarda malzeme taşıyor.
08:54
And after that, we succeeded.
138
534160
2000
Ve başardık.
08:56
I housed that 4,000 material at the herbarium of Makerere University.
139
536160
5000
Bu 4000 malzemeyi Makarere Üniversitesinin bitki koleksiyonuna teslim ettim.
09:01
And after the war, I have been able to bring it back home,
140
541160
4000
Ve savaştan sonra onları eve geri getirebildim
09:05
so that we continue our studies.
141
545160
2000
Böylece çalışmalarımıza devam ettik.
09:07
The second war came while we didn't expect it.
142
547160
4000
İkinci savaş biz hiç öngöremeden geldi.
09:11
With friends, we had been sitting and watching match football,
143
551160
4000
Sanırım biz arkadaşlarla oturmuş futbol izleyip
09:15
and having some good music with WorldSpace radio,
144
555160
4000
bir yandan da Worldspace radyosundan iyi müzikler dinlerken
09:19
when it started, I think.
145
559160
2000
savaş başladı
09:21
So, it was so bad.
146
561160
3000
Çok kötüydü.
09:24
We heard that now from the east again the war started,
147
564160
3000
Ve savaşın yine doğudan başladığını duyduk.
09:27
and it's going fast.
148
567160
2000
Ve hızla ilerliyordu
09:29
This time I think Kabila will go in place of, as he did with Mobutu.
149
569160
5000
Bu sefer Kabilanın Mabutuyla gittiği yerlere gideceğini düşünüyordum
09:34
And the reserve was a target to the rebels.
150
574160
4000
Ve Koruma Alanı yine asilerin hedefiydi.
09:38
Three different movements and two militia acting in the same area
151
578160
6000
Üç farklı hareket ve iki milis kuvveti aynı alandaydı,
09:44
and competing for natural resources.
152
584160
3000
Ve doğal kaynaklarımız için savaşıyorlardı.
09:47
And there was no way to work.
153
587160
2000
Çalışılacak gibi değildi.
09:49
They destroy everything.
154
589160
2000
Her şeyi yok ettiler.
09:51
Poaching -- oh, no way.
155
591160
2000
Yasadışı avlanma, oh her şey..
09:53
And that's the powerful men. We have to meet and to talk to them.
156
593160
6000
Bunlarda güçlü adamlar onlarla görüşmemiz ve konuşmamız gerekiyordu.
09:59
What's the regulation of the reserve
157
599160
2000
Koruma Alanının mevzuatı
10:01
and what is the regulation of the parks?
158
601160
2000
ve parkın mevzuatı nedir?
10:03
And they can't do what they are doing.
159
603160
3000
Yaptıkları işi yapamıyorlardı.
10:06
So we went to meet them.
160
606160
2000
Bizde onlarla görüşmeye gittik.
10:08
That is Coltan extraction, gold mining.
161
608160
4000
Bu Coltan altın madeni
10:12
So, we started talking with them,
162
612160
2000
Adamlarla konuşmaya başladık
10:14
convincing them that we are in a protected area.
163
614160
2000
Ve onları Korunmuş Alanın içinde olduğumuza ikna etmeye çalıştık.
10:16
There are regulations
164
616160
2000
Bu bölgede
10:18
that it's prohibited to do logging, mining and poaching, specifically.
165
618160
6000
tomrukçuluğu, madenciliği ve özellikle yasadışı avlanmayı yasaklayan bir mevzuat vardı
10:24
But they said, "You guys,
166
624160
2000
Ama onlar dedi ki:
10:26
you think that soldiers who are dying are not important,
167
626160
4000
siz ölen askerlerin önemli olmadığını
10:30
and your animals you are protecting are most important.
168
630160
5000
en önemli şeyin koruduğunuz hayvanlar olduğunu düşünüyorsunuz.
10:35
We don't think so.
169
635160
2000
Oysa biz böyle düşünmüyoruz.
10:37
We have to do it, because to let our movement advance."
170
637160
4000
Bu hareketi işimizin ilerlemesi için yapmak zorundayız.
10:41
I say, "No way, you are not going to do it here."
171
641160
3000
Bende asla bu işi burada yapamazsınız dedim.
10:44
We started talking with them and I was negotiating.
172
644160
3000
Onlarla konuşmaya başladık ve ben pazarlık ediyordum
10:47
Tried to protect our equipment, tried to protect our staff
173
647160
5000
Ekipmanımızı, eşyalarımızı ve
10:52
and the villages of about 1,500 people.
174
652160
4000
köylerdeki 1500 insanı korumayı deniyordum.
10:56
And we continued.
175
656160
2000
Ve devam ettik
10:58
But I was doing that, negotiating with them.
176
658160
3000
Bazen onlarla pazarlık ederken
11:01
Sometimes we are having meeting
177
661160
2000
bazı zamanlar Jean-Pierre Bemba,
11:03
and they are talking with Jean-Pierre Bemba,
178
663160
2000
Mbusa Nyamwisi ile de
11:05
with Mbusa Nyamwisi, with Kabila, and I'm there.
179
665160
4000
görüşmelerimiz oluyordu.
11:09
Sometimes, they talk to my own language, that is, Lingala.
180
669160
3000
Bazen benim ana dilimi konuşuyorlardı ki bu Lingaladır
11:12
I hear it and what strategy they are doing, what they are planning.
181
672160
4000
Yaptıkları stratejiyi ve ne planladıklarını duyuyordum.
11:16
Sometimes, they are having a helicopter
182
676160
2000
Bazen helikopterlerle onlara mühimmat
11:18
to supply them with ammunition and so on.
183
678160
2000
ve başka şeyler getiriliyordu.
11:20
They used me to carry that, and I was doing counting,
184
680160
5000
Bunları bana taşıttırıyorlardı aynı zamanda hangi malzeme nerden gelmiş
11:25
what comes from where, and where, and where.
185
685160
2000
onunda sayımını yapıyordum
11:27
I had only this equipment -- my satellite phone, my computer
186
687160
6000
Benim tüm ekipmanım bunlardı: uydu telefonum, bilgisayarım
11:33
and a plastic solar panel -- that I hide it in the forest.
187
693160
6000
Ve ormana sakladığım plastik güneş panelim.
11:39
And every time, daily, after we have meeting,
188
699160
4000
Ve her zaman, günlük olarak onlarla görüşmemizden sonra
11:43
what compromise we have, whatever,
189
703160
4000
Uzlaşmamız neyse, vesaire,
11:47
I go, I write a short email, send it.
190
707160
2000
Gidip kısa bir email yazıp gönderiyordum
11:50
I don't know how many people I had on my address.
191
710160
4000
Adres bölümümde sayısını bilmediğim tüm insanlara gönderiyordum.
11:54
I sent the message: what is going about the progress of the war
192
714160
4000
Mesajlarımda savaşın ilerleyişindeki durumu
11:58
and what they are planning to do.
193
718160
2000
Ve ne yapmayı planladıklarını yazıyordum.
12:00
They started suspecting that what we do on the morning,
194
720160
4000
Tabi şüphelenmeye başladılar çünkü sabah ne yaptıysak,
12:04
and the afternoon, it's on the news, BBC, RFI.
195
724160
3000
Öğleden sonra hepsi haberlerdeydi: BBC, RFI,
12:07
(Laughter)
196
727160
1000
( Gülüşmeler)
12:08
Something might be going on.
197
728160
2000
Bir şeyler dönüyordu,
12:10
And one day, we went for a meeting.
198
730160
2000
Ve birgün bir görüşmeye gittik.
12:12
(Applause)
199
732160
2000
(alkışlama)
12:14
Sorry.
200
734160
3000
Pardon
12:18
One day, we went to meet the Chief Commander.
201
738160
2000
Birgün baş kumandanla bir görüşmeye gittik
12:20
He had the same iridium cell phone like me.
202
740160
3000
Benim iridyum cep telefonumun aynısından onda da vardı.
12:23
And he asked me, "Do you know how to use this?"
203
743160
2000
Ve bana sordu: Bunun nasıl kullanıldığını biliyor musun?
12:25
I said, "I have never seen it.
204
745160
2000
Bende o telefonu hiç görmediğimi söyledim.
12:27
(Laughter)
205
747160
1000
(gülüşmeler)
12:28
I don't know."
206
748160
2000
Bilmiyorum dedim
12:30
And I had mine on my pocket.
207
750160
2000
Üstelik benim iridyum telefonumda cebimdeydi o an
12:32
So, it was a chance that they trusted me a lot.
208
752160
2000
Bu bir şanstı bana çok güveniyorlardı.
12:34
They didn't -- they was not looking on me.
209
754160
2000
Üzerimi aramadılar.
12:36
So I was scared.
210
756160
2000
Çok korkmuştum.
12:38
And when we finished the meeting, I went to return it in the forest.
211
758160
4000
Ve görüşme bittiği zaman yine ormana döndüm
12:42
And I was sending news, doing whatever,
212
762160
4000
Ne yaptıysak haberlere günlük olarak rapor ediyordum.
12:46
reporting daily to the U.N., to UNESCO, to our institution in New York,
213
766160
5000
Birleşmiş Milletlere, UNESCOya, New Yorktaki instütümüze
12:51
what have been going.
214
771160
2000
neler olduğunu haber veriyordum.
12:53
And for that, they have been having big pressure to leave, to free the area.
215
773160
5000
Ve bu büyük baskı yüzünden askerler gitmek ve bölgeyi özgür bırakmak zorunda kaldılar.
12:58
Because there was no way --
216
778160
2000
Çünkü başka hiçbir yol yoktu
13:00
whatever they do, it's known the same time.
217
780160
2000
Her ne yapıyorlarsa aynı anda öğreniliyordu
13:02
During the first two rebellions, they killed all animals in the zoo.
218
782160
5000
İlk iki isyan sırasında hayvanat bahçesindeki bütün hayvanlar öldürüldü.
13:07
We have a zoo of 14 Okapis, and one of them was pregnant.
219
787160
4000
Hayvanat bahçesinde 14 okapimiz vardı ve içlerinden biri hamileydi.
13:11
And during the war, after a week of heavy war, fighting in the area,
220
791160
6000
Ve bölgede savaş devam ederken ağır çatışmadan bir hafta sonra
13:17
we succeeded: we had the first Okapi.
221
797160
2000
Başardık; ilk okapi yavrumuz doğdu.
13:19
This is the only trouser and shirt remind me of this.
222
799160
3000
O anı bana hatırlatan tek pantolon ve tişört budur.
13:22
This is not local population, this is rebels.
223
802160
3000
Bunlar yerel halk değil, isyancılar
13:25
They are now happy sending the news
224
805160
2000
Mutlular çünkü savaş esnasında bir okapi korundu
13:27
that they have protected the Okapi with the war,
225
807160
2000
ve bu haberi iletmekten mutlular.
13:29
because we sent the news that they are killing
226
809160
3000
Çünkü onların her yerde öldürdüğünü
13:32
and poaching everywhere.
227
812160
1000
ve yasadışı avlanma yaptıkları mesajını göndermiştik
13:33
After a week, we celebrated the birthday of that Okapi,
228
813160
5000
Okapinin doğum günü kutlamalarından bir hafta sonra
13:38
they killed an elephant, just 50 meters to the area
229
818160
4000
Okapinin doğduğu hayvanat bahçesine
13:42
where the zoo, where Okapi was born.
230
822160
3000
50 metre uzaklıkta bir fil öldürdüler
13:45
And I was mad.
231
825160
1000
Çılgına dönmüştüm.
13:46
I oppose it -- that they are now going to dissect it,
232
826160
2000
Baş kumandanı görüp ona durumu rapor edene kadar
13:48
until I do my report and then I see the Chief Commander.
233
828160
6000
fili parçalara ayırmalarına engel oldum
13:54
And I succeeded.
234
834160
2000
Ve başardım
13:56
The elephant just decayed and they just got the tusks.
235
836160
5000
Fil parçalara ayrılmadan çürüdü ve onlarda sadece dişlerini aldılar.
14:01
What we are doing after that -- that was the situation of the war --
236
841160
5000
Bundan sonra ne yaptık, bunlar savaşın manzarasıydı.
14:06
we have to rebuild.
237
846160
2000
her şeyi yeniden inşa etmeliydik.
14:08
I had some money. I was paid 150 dollars.
238
848160
3000
Biraz param vardı,150 dolardı maaşım
14:11
I devoted half of it to rebuild the herbarium,
239
851160
6000
Yarısını bitki müzesini yeniden inşa etmek için verdim
14:17
because we didn't have good infrastructure to start plants.
240
857160
3000
Çünkü bitki yetiştirmek için iyi bir alt yapımız yoktu.
14:20
Wildlife Conservation Society more dealing with plants.
241
860160
4000
Vahşi yaşamı koruma topluluğu da daha çok bitkilerle ilgileniyordu
14:24
I started this with 70 dollars,
242
864160
3000
Buna 70 dolarla başladım
14:27
and start fundraising money to where I've been going.
243
867160
4000
Ve gittiğim her yerde bağış toplamaya başladım
14:31
I had opportunity to go all over,
244
871160
2000
Bitki müzesinin ve benim Afrikalı ekipmanımın bulunduğu
14:33
where herbarium for my African material is.
245
873160
3000
Her yere gitme fırsatım oldu.
14:36
And they supported me a bit, and I built this.
246
876160
5000
Bana birazcık destek verdiler ve bende bunu inşa ettim.
14:41
Now, it's doing work to train young Congolese.
247
881160
5000
Şimdi genç Kongoluları eğitmek için kullanılıyor.
14:46
And also, what one of the speciality we are doing,
248
886160
3000
Aynı zamanda yaptığımız başka bir şey daha var
14:49
my design is tracking the global warming effect on biodiversity,
249
889160
6000
Benin küresel ısınmanın canlı çeşitliliği üzerindeki etkilerini saptayan bir dizaynım var
14:55
and what the impacts of the Ituri Forest is playing to uptake carbon.
250
895160
5000
Ve utiki ormanının karbon alımında oynadığı rolü de araştırıyoruz.
15:00
This is one of the studies we are doing on a 40-hectare plot,
251
900160
3000
Bu 40 hektarlık arsada yaptığımız çalışmalardan birisi
15:04
where we have tagged trees and lianas from one centimeters,
252
904160
4000
Ağaçları ve tropik asma bitkilerini etiketledik
15:08
and we are tracking them.
253
908160
2000
ve 1cm. den itibaren takip ediyoruz.
15:10
We have now data of about 15 years,
254
910160
4000
Şu an yaklaşık 15 yıllık datamız var.
15:14
to see how that forest is contributing to the carbon reductions.
255
914160
7000
Böylece ormanın karbon emilimine nasıl katkı sağladığını görebiliyoruz
15:21
And that is -- I think it's difficult for me.
256
921160
5000
Ve bu – bunun benim için zor olduğunu düşünüyorum.
15:26
This is a very embarrassing talk, I know.
257
926160
2000
Bu çok utanç verici bir konuşma, biliyorum
15:29
I don't know where to start, where to finish it.
258
929160
3000
Nerde başlayıp nerde bitireceğimi bilmiyorum
15:32
When I was thinking to come here,
259
932160
2000
Buraya gelmeyi düşündüğüm zaman
15:34
what best title I wanted to say to my talk, I didn't find this.
260
934160
5000
Konuşmamın en iyi başlığı ne olabilir diye düşündüm. Bunu ben bulmadım
15:39
But now I think that I would have titled it, "The Language of Guns."
261
939160
5000
Şu an ona nasıl bir başlık verebileceğimi buldum:Silahların Dili
15:44
Where are you people?
262
944160
2000
İnsanlar neredesiniz?
15:46
Now we are talking about reconstitution, rebuild Africa.
263
946160
5000
Şimdi Afrikayı yeniden teşkilatlandırmayı yeniden kurmayı konuşuyoruz
15:51
But is gun industries a tool to rebuild, or is it a game?
264
951160
8000
Peki silah endüstrisi yeniden inşa için bir gereç midir? Veya bir oyun mudur?
15:59
I think we see the war like a game --
265
959160
5000
Savaşı bir oyun olarak gördüğümüzü düşünüyorum
16:04
like soccer, football.
266
964160
2000
Futbol gibi
16:06
Everybody is happy, but see what it's doing,
267
966160
5000
Herkes mutlu ama yaptığına bakın
16:11
see what is going in Darfur.
268
971160
2000
Darfur da neler olduğuna bakın
16:13
Now we say, oh, my God.
269
973160
1000
Şimdi diyoruz ki : aman tanrım
16:14
See what the wars in Rwanda.
270
974160
2000
Rwanda daki savaşlara bakın
16:16
That's because of the language of guns.
271
976160
4000
Bunlar silahların dili yüzünden
16:20
I don't think that someone may blame Google,
272
980160
4000
Birilerinin google ı suçlayabileceğini düşünmüyorum
16:24
because it's doing the right things,
273
984160
3000
Çünkü doğru şeyleri yapıyor
16:27
even if people like Al-Qaeda are using Google
274
987160
3000
El kaide gibi insanlar birbirleriyle bağlantı kurmak için
16:30
to connect between them.
275
990160
2000
google kullanıyor olsa da.
16:32
But it's serving millions for the best.
276
992160
3000
Ama google milyonlara en iyisi için hizmet veriyor
16:35
But what is doing with gun industries?
277
995160
3000
Ama silah endüstrisi için ne yapıyor?
16:38
Thank you.
278
998160
2000
Teşekkürler
16:40
(Applause)
279
1000160
5000
(alkışlama)
16:45
Chris Anderson: Thank you, thank you.
280
1005160
2000
Chris Anderson: Teşekkürler, teşekkürler
16:47
Just wait over there.
281
1007160
2000
Biraz bekleyin
16:50
It's an amazing story.
282
1010160
2000
Bu inanılmaz bir hikaye
16:52
I suspect a lot of people here have the same question I have.
283
1012160
4000
Buradaki pek çok insanında benim kafamdaki soruyu sorduğunu düşünüyorum
16:57
How can we help you?
284
1017160
5000
Size nasıl yardım edebiliriz?
17:02
Corneille Ewango: That's really embarrassing questions.
285
1022160
3000
Corneille Ewango: Bu gerçekten çok utanç verici bir soru
17:06
I think that now I feel nervous.
286
1026160
2000
Şimdi biraz tedirgin oldum
17:08
And I think, helping us, people are acting sometimes by ignorance.
287
1028160
6000
Bazen insanların bize yardım ederken cahillikle hareket ettiğini düşünüyorum
17:14
I did it myself.
288
1034160
2000
Ben kendimde yaptım
17:16
If I know when I was young,
289
1036160
2000
Eğer gençken bir fil öldürürken
17:18
that [by] killing an elephant, I'm destroying biodiversity,
290
1038160
3000
Canlı çeşitliliğini yok ettiğimi bilseydim
17:21
I would not have done it.
291
1041160
2000
yapmazdım.
17:23
Many, many of you have seen the talents of Africans,
292
1043160
4000
Pek çoğunuz Afrikalıların yeteneklerini görmüştür
17:27
but there are few who are going to school.
293
1047160
4000
Ama çok azı okula gidiyor
17:31
Many are dying because of all those kind of pandemics,
294
1051160
5000
Pek çoğu salgın hastalıklar nedeniyle ölüyor
17:36
HIV, malaria, poverty, not going to school.
295
1056160
5000
Aids, sıtma, fakirlik ve eğitimsizlik.
17:41
What you can assist us, it's by building capacities.
296
1061160
4000
Bize kapasiteler inşa ederek yardım edebilirsiniz
17:45
How many have got opportunity like me
297
1065160
2000
Kaç kişi benim gibi Amerikaya gelip
17:47
to go to U.S., do a master's?
298
1067160
2000
yüksek lisans yapma şansı bulur?
17:49
And go -- now, I'm in the Netherlands to do a Ph.D.
299
1069160
3000
Ve ben şu an doktora için Hollanda dayım
17:52
But many of them are just here, because they don't have money.
300
1072160
3000
Ama pek çoğu buradalar çünkü paraları yok
17:55
And they can't go even to university.
301
1075160
3000
Ve üniversiteye bile gidemiyorlar
17:58
They can't even attain the bachelor's degree.
302
1078160
3000
Üniversitedeki bir bölüme bile katılamıyorlar
18:01
Building capacities for the young generation
303
1081160
4000
Genç kuşaklar için yeni imkanlar inşa etmek
18:05
is going to make a better generation
304
1085160
2000
daha iyi kuşaklara ve yarın Afrika için daha
18:07
and a better future tomorrow for Africa.
305
1087160
3000
iyi bir geleceğe sebep olacaktır.
18:10
CA: Thank you, thank you.
306
1090160
1000
CA: Teşekkür ederim, teşekkür ederim.
18:11
(Applause)
307
1091160
2000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7