How to build synthetic DNA and send it across the internet | Dan Gibson

74,447 views ・ 2018-08-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:13
Alright, let me tell you about building synthetic cells
0
13388
3175
Pekâlâ, size sentetik hücreler yapmayı
00:16
and printing life.
1
16587
1945
yaşam yazdırmayı anlatayım.
00:18
But first, let me tell you a quick story.
2
18556
2483
Ama önce size kısa bir hikâye anlatayım.
00:21
On March 31, 2013,
3
21063
2506
31 Mart 2013 tarihinde
00:23
my team and I received an email from an international health organization,
4
23593
4183
ekibim ve ben uluslararası bir sağlık örgütünden bir eposta aldık,
00:27
alerting us that two men died in China
5
27800
2833
Çin'de H7N9 kuş gribine yakalandıktan kısa süre sonra
00:30
shortly after contracting the H7N9 bird flu.
6
30657
3055
hayatını kaybeden iki kişi hakkında bilgilendirilmiştik.
00:34
There were fears of a global pandemic
7
34149
1857
Küresel bir salgın korkusu vardı
00:36
as the virus started rapidly moving across China.
8
36030
3333
çünkü virüs tüm Çin'de hızla yayılıyordu.
00:40
Although methods existed to produce a flu vaccine
9
40004
2782
Bir grip aşısı yapma ve hastalığı yayılmasını önlemek için
00:42
and stop the disease from spreading,
10
42810
1972
bazı yöntemler olmasına karşın,
00:44
at best, it would not be available for at least six months.
11
44806
3844
en iyi ihtimalle altı aydan önce hazır olmayacaktı.
00:49
This is because a slow, antiquated flu vaccine manufacturing process
12
49474
4730
Bunun nedeni 70 yıl önce geliştirilmiş olan
00:54
developed over 70 years ago was the only option.
13
54228
3958
yavaş ve demode aşı üretme süreci.
00:59
The virus would need to be isolated from infected patients,
14
59140
3452
Virüsün enfekte hastalardan izole edilmesi gerekiyor,
01:02
packaged up and then sent to a facility
15
62616
2294
sonra hazırlanarak bir tesise gönderilecek,
01:04
where scientists would inject the virus into chicken eggs,
16
64934
4016
orada bilim insanları virüsü tavuk yumurtalarına enjekte edecek
01:08
and incubate those chicken eggs for several weeks
17
68974
2571
ve yumurtalar birkaç hafta kuluçkaya yatırılacak,
01:11
in order to prepare the virus for the start of a multistep,
18
71569
3722
böylelikle çok aşamalı ve aylar sürecek bir aşı üretme sürecinin
01:15
multimonth flu vaccine manufacturing process.
19
75315
3282
ilk adımı için virüs hazırlanmış olacak.
01:19
My team and I received this email
20
79363
1994
Ekibim ve ben bu e-postayı aldık
01:21
because we had just invented a biological printer,
21
81381
3886
çünkü grip aşısı yönergelerinin
01:25
which would allow for the flu vaccine instructions
22
85291
2421
anında internetten indirilip yazılabileceği
01:27
to be instantly downloaded from the internet and printed.
23
87736
3321
biyolojik bir yazıcıyı daha yeni icat etmiştik.
01:31
Drastically speeding up the way in which flu vaccines are made,
24
91633
3286
Bu icat, grip aşıları hazırlanış şeklini büyük oranda hızlandıracak
01:34
and potentially saving thousands of lives.
25
94943
2800
ve muhtemelen binlerce hayat kurtaracak.
01:38
The biological printer leverages our ability to read and write DNA
26
98776
4974
Biyolojik yazıcı DNA okuma ve yazma yetimizi artırmakta
01:43
and starts to bring into focus
27
103774
1970
ve biyolojik ışınlama dediğimiz sürece
01:45
what we like to call biological teleportation.
28
105768
3133
bir odak noktası sunuyor.
01:49
I am a biologist and an engineer who builds stuff out of DNA.
29
109704
4200
Ben DNA'dan bir şeyler inşa eden bir biyolog ve mühendisim.
01:54
Believe it or not, one of my favorite things to do
30
114577
2349
Kulağa inanılmaz gelse de en sevdiğim şeylerden biri
01:56
is to take DNA apart and put it back together
31
116950
2377
DNA'yı parçalarına ayırıp geri birleştirerek
01:59
so that I can understand better how it works.
32
119351
2758
nasıl çalıştığını daha iyi anlamak.
02:02
I can edit and program DNA to do things, just like coders programing a computer.
33
122442
4659
Bilgisayarı programlar gibi ben de DNA'yı biçimlendirip programlayabilirim.
02:07
But my apps are different.
34
127797
1801
Ama benim uygulamalarım farklı.
02:09
They create life.
35
129622
1246
Benimkiler hayat yaratıyor.
02:10
Self-replicating living cells and things like vaccines and therapeutics
36
130892
4272
Kendini kopyalayan yaşayan hücreler, aşı ve tedaviler gibi şeyler
02:15
that work in ways that were previously impossible.
37
135188
3107
daha önce mümkün olmayan şekillerde çalışıyor.
02:19
Here's National Medal of Science recipient Craig Venter
38
139141
3301
Ulusal Bilim Madalyası alan Craig Venter
02:22
and Nobel laureate Ham Smith.
39
142466
2135
ve Nobel Ödülü sahibi Ham Smith.
02:25
These two guys shared a similar vision.
40
145038
2309
Bu iki adam benzer bir vizyon paylaşıyordu.
02:27
That vision was, because all of the functions and characteristics
41
147371
4397
Bu vizyona göre, virüsler ve yaşayan hücreler dahil
02:31
of all biological entities, including viruses and living cells,
42
151792
4157
tüm biyolojik varlıkların işlev ve özellikleri
02:35
are written into the code of DNA,
43
155973
2430
DNA koduna yazılıyor,
02:38
if one can read and write that code of DNA,
44
158427
3396
o hâlde biri bu DNA kodunu okuyup yazabilirse
02:41
then they can be reconstructed in a distant location.
45
161847
3263
bu kodlar uzak bir konumda yeniden yapılandırılabilir.
02:46
This is what we mean by biological teleportation.
46
166043
3334
Biyolojik ışınlamadan kastettiğimiz şey bu.
02:50
To prove out this vision,
47
170210
1342
Bu vizyonu kanıtlamak için
02:51
Craig and Ham set a goal of creating, for the first time,
48
171576
2993
Craig ve Ham ilk defa bilgisayarda DNA kodundan başlayarak
02:54
a synthetic cell, starting from DNA code in the computer.
49
174593
3153
sentetik bir hücre yaratma hedefi koydu.
02:58
I mean, come on, as a scientist looking for a job,
50
178284
4857
İş arayan bir bilim insanı olarak
03:03
doing cutting-edge research, it doesn't get any better than this.
51
183165
3063
son teknoloji bir araştırma yapmak... yani daha iyisi olamazdı.
03:06
(Laughter)
52
186252
1759
(Kahkahalar)
03:08
OK, a genome is a complete set of DNA within an organism.
53
188035
4527
Genom, bir organizmadaki tüm DNA setidir.
03:13
Following the Human Genome Project in 2003,
54
193138
2709
2003 İnsan Genomu Projesi'nden sonra,
03:15
which was an international effort to identify
55
195871
2199
bu proje bir insanın tam genetik haritasını çıkarmak için
03:18
the complete genetic blueprint of a human being,
56
198094
3158
uluslararası bir teşebbüstü,
03:21
a genomics revolution happened.
57
201276
2253
genom biliminde bir devrim gerçekleşti.
03:23
Scientists started mastering the techniques for reading DNA.
58
203553
3692
Bilim insanları DNA okuma tekniklerinde uzmanlaşmaya başladılar.
03:27
In order to determine the order of the As, Cs, Ts and Gs
59
207269
3294
Bir organizmadaki A'ların, C'lerin, T'lerin ve G'lerin
03:30
within an organism.
60
210587
1266
sırasını belirlemek için.
03:32
But my job was far different.
61
212475
1556
Fakat benim işim çok farklıydı.
03:34
I needed to master the techniques for writing DNA.
62
214412
3006
Benim DNA yazma tekniklerinde uzmanlaşmam gerekiyordu.
03:37
Like an author of a book,
63
217442
1270
Bir kitap yazarı gibi
03:38
this started out as writing short sentences,
64
218736
2182
her şey DNA koduna ilişkin kısa cümleler
03:40
or sequences of DNA code,
65
220942
2103
ve dizilimler yazarak başladı,
03:43
but this soon turned into writing paragraphs
66
223069
2278
ama sonra paragraf yazmaya
03:45
and then full-on novels of DNA code,
67
225371
2365
ve sonra da DNA koduna dair roman yazmaya dönüştü.
03:47
to make important biological instructions for proteins and living cells.
68
227760
4229
paragraf yazmaya ve sonra da tam bir DNA kodu romanı yazmaya dönüştü.
03:52
Living cells are nature's most efficient machines at making new products,
69
232466
3500
Yaşayan hücreler yeni ürünler yapmak için doğanın en etkili makineleri,
03:55
accounting for the production
70
235990
1659
toplam ilaç pazarının
03:57
of 25 percent of the total pharmaceutical market,
71
237673
3571
%25'lik üretiminden sorumlu,
04:01
which is billions of dollars.
72
241268
1933
bu da milyarlarca dolar demek.
04:03
We knew that writing DNA would drive this bioeconomy even more,
73
243823
3881
Hücreler de aynı bilgisayarlar gibi programlanabildiğinde
04:07
once cells could be programmed just like computers.
74
247728
3166
DNA yazmanın bu biyo-ekonomiyi daha da işler kılacağını biliyorduk.
04:11
We also knew that writing DNA would enable biological teleportation ...
75
251339
4651
Ayrıca DNA yazmanın biyolojik ışınlamayı mümkün kılacağını da...
04:17
the printing of defined, biological material,
76
257186
2908
DNA kodundan başlayarak
tanımlanmış biyolojik materyalin yazılmasını.
04:20
starting from DNA code.
77
260118
1695
04:22
As a step toward bringing these promises to fruition,
78
262575
2962
Bu vaatleri gerçekleştirmek için atılan bir adım olarak
04:25
our team set out to create, for the first time,
79
265561
2722
ekibimiz DNA kodundan başlayarak
04:28
a synthetic bacterial cell,
80
268307
2238
ilk defa sentetik bir bakteri hücresini
04:30
starting from DNA code in the computer.
81
270569
2599
bilgisayarda yaratmaya koyuldu.
04:33
Synthetic DNA is a commodity.
82
273918
2127
Sentetik DNA bir ticari mal.
04:36
You can order very short pieces of DNA from a number of companies,
83
276069
3611
Pek çok firmadan çok küçük oranlarda DNA siparişi verebilirsiniz
04:39
and they will start from these four bottles of chemicals that make up DNA,
84
279704
3667
ve onlar da DNA'yı oluşturan kimyasallar içeren bu dört şişeden başlıyor;
04:43
G, A, T and C,
85
283395
1445
G, A, T ve C
04:44
and they will build those very short pieces of DNA for you.
86
284864
3256
ve sizin için küçük DNA parçaları yapıyorlar.
04:48
Over the past 15 years or so,
87
288986
1833
Yaklaşık son 15 yıldır
04:50
my teams have been developing the technology
88
290843
2323
ekiplerim bu küçük DNA parçalarını birbirine tutturarak
04:53
for stitching together those short pieces of DNA
89
293190
2756
bunu eksiksiz bir bakteriyel genoma dönüştürecek
04:55
into complete bacterial genomes.
90
295970
2190
bir teknolojisi geliştiriyorlar.
04:58
The largest genome that we constructed contained over one million letters.
91
298871
4333
Oluşturduğumuz en büyük genomda bir milyondan fazla harf vardı.
05:03
Which is more than twice the size of your average novel,
92
303942
2660
Bu, ortalama bir romanın iki katına denk geliyor
05:06
and we had to put every single one of those letters in the correct order,
93
306626
3443
ve tek bir harf hatası bile yapmadan
tüm harfleri doğru sıraya koymamız gerekiyordu.
05:10
without a single typo.
94
310093
1269
05:11
We were able to accomplish this by developing a procedure
95
311386
4293
''Vitro rekombinasyon döneminde tek aşamalı isotermal'' dediğim
05:15
that I tried to call the "one-step isothermal in vitro recombination method."
96
315703
5047
bir prosedür geliştirerek bunu başarabildik.
05:20
(Laughter)
97
320774
2089
(Kahkahalar)
05:22
But, surprisingly, the science community didn't like this technically accurate name
98
322887
4992
Ancak şaşırtıcı bir şekilde, bilim camiası bu teknik olarak doğru ismi beğenmedi
05:27
and decided to call it Gibson Assembly.
99
327903
2600
ve adını Gibson Kurulumu koydu.
05:31
Gibson Assembly is now the gold standard tool,
100
331625
2857
Gibson Kurulumu artık standart bir araç,
05:34
used in laboratories around the world
101
334506
2468
uzun ve kısa DNA parçaları yapabilmek için
05:36
for building short and long pieces of DNA.
102
336998
2800
dünyadaki tüm laboratuvarlarda kullanılıyor.
05:40
(Applause)
103
340236
5333
(Alkışlar)
05:45
Once we chemically synthesized the complete bacterial genome,
104
345593
3325
Tam bakteriyal genomu kimyasal olarak sentezledikten sonra,
05:48
our next challenge was to find a way
105
348942
2310
bir sonraki zorluk
05:51
to convert it into a free-living, self-replicating cell.
106
351276
3468
onu hayatta kalabilen, çoğalabilen bir hücreye dönüştürmek.
05:55
Our approach was to think of the genome as the operating system of the cell,
107
355427
3825
Yaklaşımımız genomu, hücrenin işletim sistemi olarak düşünmekti,
05:59
with the cell containing the hardware necessary to boot up the genome.
108
359276
4495
genomu harekete geçirmede gerekli donanım hücrenin içinde olacak şekilde.
06:04
Through a lot of trial and error,
109
364553
1619
Pek çok deneme ve yanılmanın ardından
06:06
we developed a procedure where we could reprogram cells
110
366196
3135
hücreleri yeniden programlayabileceğimiz ve hatta bir bakteriyel türü
06:09
and even convert one bacterial species into another,
111
369355
3349
başka bir türe çevirebileceğimiz bir prosedür geliştirdik,
06:12
by replacing the genome of one cell with that of another.
112
372728
3524
bunun için bir hücrenin genomunu başka biriyle değiştirdik.
06:17
This genome transplantation technology then paved the way
113
377363
4064
Sonra bu genom transplant teknolojisi,
06:21
for the booting-up of genomes written by scientists
114
381451
3229
doğa tarafından değil bilim insanları tarafından yazılan genomların
06:24
and not by Mother Nature.
115
384704
1667
işlerliğini kolaylaştırdı.
06:26
In 2010, all of the technologies
116
386768
2619
2010 yılında,
06:29
that we had been developing for reading and writing DNA
117
389411
2785
DNA okuma ve yazma için geliştirdiğimiz tüm bu teknolojiler
06:32
all came together when we announced the creation
118
392220
2921
ilk sentetik hücrenin yaratılışını ilan etmemizle birlikte
06:35
of the first synthetic cell,
119
395165
2214
bir araya geldi,
06:37
which of course, we called Synthia.
120
397403
2158
tabii adını ''Synthia'' koyduk.
06:39
(Laughter)
121
399585
2001
(Kahkahalar)
06:41
Ever since the first bacterial genome was sequenced, back in 1995,
122
401610
4580
1995 yılında ilk bakteriyel genom sıralandığından bu yana,
06:46
thousands more whole bacterial genomes have been sequenced and stored
123
406214
3459
binlerce daha tam bakteriyel genom
bilgisayar veritabanlarında sıralandı ve saklandı.
06:49
in computer databases.
124
409697
1406
06:51
Our synthetic cell work was the proof of concept
125
411601
2387
Sentetik hücre çalışmamız
bu süreci tersine dönderebileceğimizin kanıtıydı:
06:54
that we could reverse this process:
126
414012
2010
06:56
pull a complete bacterial genome sequence out of the computer
127
416046
3595
bilgisayardan tam bir bakteriyel genom dizilimi alarak
06:59
and convert that information into a free-living, self-replicating cell,
128
419665
4761
bu bilgiyi kendi kendine yaşayan ve çoğalan bir hücreye dönüştürmek,
07:04
with all of the expected characteristics of the species that we constructed.
129
424450
4338
oluşturduğumuz türlerin beklenen tüm özellikleri buna dahil.
07:10
Now I can understand why there may be concerns
130
430409
2549
Böyle bir genetik mutasyona ilişkin
07:12
about the safety of this level of genetic manipulation.
131
432982
3194
neden endişe duyulabileceğini anlıyorum.
07:16
While the technology has the potential for great societal benefit,
132
436918
4151
Bu teknolojinin büyük çapta sosyal faydası olmakla birlikte
07:21
it also has the potential for doing harm.
133
441093
2440
zarar verme potansiyeli de var.
07:24
With this in mind, even before carrying out the very first experiment,
134
444355
4063
Bu bilgiyle hareketle ilk deneyi gerçekleştirirken bile
07:28
our team started to work with the public and the government
135
448442
2865
bu teknolojiyi sorumlulukla geliştirmek ve düzenlemek için
07:31
to find solutions together
136
451331
2603
ekibimiz, kamu ve hükûmetle birlikte
07:33
to responsibly develop and regulate this new technology.
137
453958
3800
ortaklaşa çözüm arayışına girdi.
07:38
One of the outcomes from those discussions was to screen every customer
138
458331
3802
Bu arayışlardan doğan bir çözüm önerisi,
tüm müşterilerin ve onların DNA sentez düzenlerinin incelenmesiydi,
07:42
and every customer's DNA synthesis orders,
139
462157
2595
07:44
to make sure that pathogens or toxins are not being made by bad guys,
140
464776
4896
burada amaç, kötü insanlar tarafından patojen veya toksin yapılmadığından
07:49
or accidentally by scientists.
141
469696
1934
veya bilim insanlarının bir kaza yapmadığından emin olmaktı.
07:52
All suspicious orders are reported to the FBI
142
472974
3388
Tüm şüpheli dizilimler FBI'ya
07:56
and other relevant law-enforcement agencies.
143
476386
2770
ve diğer ilgili yasal teşkilatlara bildiriliyor.
08:00
Synthetic cell technologies will power the next industrial revolution
144
480641
4270
Sentetik hücre teknolojileri bir sonraki sanayi devrimine güç verecek
08:04
and transform industries and economies
145
484935
2864
ve sanayi ve ekonomilere
08:07
in ways that address global sustainability challenges.
146
487823
3667
küresel sürdürülebilirlik zorlukları konusunda yardım edecek.
08:12
The possibilities are endless.
147
492006
2206
Olasılıkların sonu yok.
08:14
I mean, you can think of clothes
148
494236
1588
Yenilenebilir biyo kaynaktan yapılan
08:15
constructed form renewable biobased sources,
149
495848
3697
giysiler hayal edin,
08:19
cars running on biofuel from engineered microbes,
150
499569
3651
düzenleme yapılmış mikroplardan elde edilen biyo yakıtlı arabalar,
08:23
plastics made from biodegradable polymers
151
503244
3579
biyo çözünür polimerden plastikler
08:26
and customized therapies, printed at a patient's bedside.
152
506847
3719
ve hastaların baş ucunda yazdırılabilen kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri.
08:31
The massive efforts to create synthetic cells
153
511196
2587
Sentetik hücre yaratmaya ilişkin bu büyük çalışmalar
08:33
have made us world leaders at writing DNA.
154
513807
2800
DNA yazma konusunda bizi dünya lideri yaptı.
08:37
Throughout the process, we found ways to write DNA faster,
155
517149
3722
Bu süreç boyunca daha hızlı, doğru ve güvenilir
08:40
more accurately and more reliably.
156
520895
2200
DNA yazma yolları bulduk.
08:43
Because of the robustness of these technologies,
157
523688
2294
Bu teknolojilerin sağlamlığı sayesinde,
08:46
we found that we could readily automate the processes
158
526006
3000
bu süreçleri otomatik bir hâle getirebileceğimizi
08:49
and move the laboratory workflows out of the scientist's hands
159
529030
3666
ve laboratuvar iş akışını bilim insanlarının elinden alarak
08:52
and onto a machine.
160
532720
1266
bir makineye aktarabileceğimizi gördük.
08:55
In 2013, we built the first DNA printer.
161
535004
3000
2013 yılında ilk DNA yazıcıyı yaptık.
08:58
We call it the BioXp.
162
538631
2309
İsmi BioXp.
09:00
And it has been absolutely essential in writing DNA
163
540964
3196
Dünyanın dört bir yanında ekibim ve araştırmacıların
09:04
across a number of applications
164
544184
1615
üzerinde çalışmakta olduğu
09:05
my team and researchers around the world are working on.
165
545823
3800
bir dizi uygulama üzerinde DNA yazma konusunda inanılmaz bir öneme sahip.
09:10
It was shortly after we built the BioXp
166
550077
2017
BioXp'yi yaptıktan kısa bir süre sonra,
09:12
that we received that email about the H7N9 bird flu scare in China.
167
552118
4886
Çin'deki H7N9 kuş gribi epostasını almıştık.
09:17
A team of Chinese scientists had already isolated the virus,
168
557498
3421
Çinli bilim insanlarından oluşan bir ekip virüsü izole etmeyi başarmıştı,
09:20
sequenced its DNA and uploaded the DNA sequence to the internet.
169
560943
3516
DNA'sınının dizilimini yapmış ve bunu internete yüklemişti.
09:25
At the request of the US government, we downloaded the DNA sequence
170
565616
3515
ABD hükûmetinin isteğiyle bu DNA dizilimini indirdik
09:29
and in less than 12 hours, we printed it on the BioXp.
171
569155
3565
ve 12 saatten kısa bir zaman içinde BioXp'de yazdırdık.
09:33
Our collaborators at Novartis
172
573529
1578
Sonra Novartis'teki iş ortaklarımız,
09:35
then quickly started turning that synthetic DNA into a flu vaccine.
173
575131
4015
bu sentetik DNA'yı hızlı bir şekilde grip aşısına dönüştürdüler.
09:39
Meanwhile, the CDC, using technology dating back to the 1940s,
174
579497
4530
Bu esnada Hastalık Kontrol Merkezi 1940'lara dayanan teknolojiyi kullanarak
09:44
was still waiting for the virus to arrive from China
175
584051
2930
Çin'den virüsün gelmesini bekliyordu,
09:47
so that they could begin their egg-based approach.
176
587005
2740
yumurta bazlı yaklaşımlarına ancak o zaman başlayabilirlerdi.
09:50
For the first time, we had a flu vaccine developed ahead of time
177
590234
3549
İlk defa yeni ve yayılma tehlikesi olan bir konuda
09:53
for a new and potentially dangerous strain,
178
593807
2469
zamanından önce bir grip aşısı yaptık
09:56
and the US government ordered a stockpile.
179
596300
2641
ve ABD hükûmeti çok miktarda sipariş etti.
09:58
(Applause)
180
598965
5628
(Alkışlar)
10:04
This was when I began to appreciate, more than ever,
181
604617
2468
İşte bu noktada, daha önce hiç olmadığı kadar
10:07
the power of biological teleportation.
182
607109
2754
biyolojik ışınlanmanın değerini anladım.
10:09
(Laughter)
183
609887
1150
(Kahkahalar)
10:11
Naturally, with this in mind,
184
611061
2088
Doğal olarak bunu da akılda tutarak
10:13
we started to build a biological teleporter.
185
613173
2206
biyolojik bir ışınlayıcı geliştirmeye başladık.
10:16
We call it the DBC.
186
616402
2189
İsmi DBC.
10:18
That's short for digital-to-biological converter.
187
618615
3132
Açılımı dijitalden biyolojik hâle çevirici.
10:22
Unlike the BioXp,
188
622267
1334
BioXp işe başlarken
10:23
which starts from pre-manufactured short pieces of DNA,
189
623625
3079
üretim öncesi DNA kısa parçalarından faydalanıyor,
10:26
the DBC starts from digitized DNA code
190
626728
3103
DBC bunun aksine işe dijital yapılmış DNA kodundan başlıyor
10:29
and converts that DNA code into biological entities,
191
629855
3055
ve bunu biyolojik varlıklar hâline getiriyor,
10:32
such as DNA, RNA, proteins or even viruses.
192
632934
3533
örneğin DNA, RNA, proteinler ve hatta virüsler.
10:37
You can think of the BioXp as a DVD player,
193
637188
2873
BioXp'yi bir DVD oynatıcı gibi düşünün,
10:40
requiring a physical DVD to be inserted,
194
640085
3048
içine bir DVD koymanız gerekiyor,
10:43
whereas the DBC is Netflix.
195
643157
2333
diğer yandan DBC Netflix gibi.
10:47
To build the DBC,
196
647974
1232
DBC'yi yapmak için
10:49
my team of scientists worked with software and instrumentation engineers
197
649230
4849
Bilim ekibim, yazılım ve enstrümantasyon mühendisleriyle birlikte çalışarak
10:54
to collapse multiple laboratory workflows,
198
654103
2768
çoklu laboratuvar iş akışını ortadan kaldırdı,
10:56
all in a single box.
199
656895
1468
hepsi tek bir aşama olacak şekilde.
10:58
This included software algorithms to predict what DNA to build,
200
658696
3881
Buna yapılacak DNA'nın ne olduğunu tahmin eden algoritma,
11:02
chemistry to link the G, A, T and C building blocks of DNA into short pieces,
201
662601
4452
G, A, T ve C DNA yapı taşlarını kısa parçalara ayıracak kimyasal bilgi,
11:07
Gibson Assembly to stitch together those short pieces into much longer ones,
202
667077
4278
bu kısa parçaları çok daha büyük parçalar hâline getirecek olan Gibson Kurulumu
11:11
and biology to convert the DNA into other biological entities,
203
671379
3559
ve DNA'yı protein gibi diğer biyolojik varlıklara çevirecek olan
11:14
such as proteins.
204
674962
1182
biyolojik bilgi de dâhil.
11:17
This is the prototype.
205
677089
1627
Bu prototip.
11:18
Although it wasn't pretty, it was effective.
206
678740
2190
Çok güzel değilse de etkiliydi.
11:20
It made therapeutic drugs and vaccines.
207
680954
2293
Tedavi ilaçları ve aşılar yaptı.
11:23
And laboratory workflows that once took weeks or months
208
683271
3774
Daha önce haftalar ve aylar süren laboratuvar iş akışları
11:27
could now be carried out in just one to two days.
209
687069
3548
şimdi yalnızca bir veya iki günde yapılabiliyor.
11:30
And that's all without any human intervention
210
690641
2587
Bu tamamen insan müdahelesi olmadan
11:33
and simply activated by the receipt of an email
211
693252
2591
ve dünyanın herhangi bir yerinden gönderilebilecek
11:35
which could be sent from anywhere in the world.
212
695867
2543
bir epostasının alınmasıyla faaliyete geçti.
11:39
We like to compare the DBC to fax machines.
213
699069
3119
DBC'yi faks makineleriyle karşılaştırıyoruz.
11:43
But whereas fax machines received images and documents,
214
703016
3365
Ancak faks makineleri görseller ve belgeler alıyordu,
11:46
the DBC receives biological materials.
215
706405
2738
DBC ise biyolojik materyaller alıyor.
11:50
Now, consider how fax machines have evolved.
216
710024
2682
Faks makinelerinin nasıl geliştiğini düşünün.
11:53
The prototype of the 1840s is unrecognizable,
217
713553
3183
Bugünkü makinelerle karşılaştırdığınızda
11:56
compared with the fax machines of today.
218
716760
2518
1840'ların prototipi tanınmayacak düzeyde,
11:59
In the 1980s, most people still didn't know what a fax machine was,
219
719958
3810
1980'lerde, çoğu insan hâlâ faks makinesinin ne olduğunu bilmiyordu,
12:03
and if they did,
220
723792
1396
bilseler bile,
12:05
it was difficult for them to grasp the concept
221
725212
2359
dünyanın diğer bir yanına
12:07
of instantly reproducing an image on the other side of the world.
222
727595
3621
anında bir görselin kopyalanacağı fikrini anlayamıyorlardı.
12:11
But nowadays, everything that a fax machine does
223
731672
2294
Şimdi ise faks makinesinin yaptığı her şeyi
12:13
is integrated on our smart phones,
224
733990
1675
akıllı telefonlarımıza entegre ettik
12:15
and of course, we take this rapid exchange of digital information for granted.
225
735689
4418
ve bu hızlı dijital bilgi alışverişinin değerini bilmiyoruz.
12:20
Here's what our DBC looks like today.
226
740831
2452
DBC'nin görünümü artık böyle.
12:23
We imagine the DBC evolving in similar ways as fax machines have.
227
743307
4387
Faks makinesine benzer bir gelişim gösterdiği kanısındayız.
12:28
We're working to reduce the size of the instrument,
228
748212
2627
Araç boyutunu azaltmak için çalışıyoruz
12:30
and we're working to make the underlying technology
229
750863
2619
ve altında yatan teknolojiyi daha güvenilir, daha ucuz,
12:33
more reliable, cheaper, faster and more accurate.
230
753506
3754
daha hızlı ve daha doğru kılmaya çalışıyoruz.
12:38
Accuracy is extremely important when synthesizing DNA,
231
758061
3762
DNA sentezlemede tam doğruluk çok önemli,
12:41
because a single change to a DNA letter
232
761847
2016
çünkü bir DNA harfinde tek bir değişiklik
12:43
could mean the difference between a medicine working or not
233
763887
3024
ilacın işe yarayıp yaramaması
veya sentetik hücrenin canlı olup olmaması arasındaki fark anlamına geliyor.
12:46
or synthetic cell being alive or dead.
234
766935
2533
12:50
The DBC will be useful for the distributed manufacturing
235
770292
3460
DNA'dan başlayarak dağıtımlı ilaç üretiminde
12:53
of medicine starting from DNA.
236
773776
2000
DBC'nin de yardımı olacak.
12:56
Every hospital in the world could use a DBC
237
776649
2763
Dünyadaki her hastane hastalarının yanında
12:59
for printing personalized medicines for a patient at their bedside.
238
779436
3731
onlara kişiselleştirilmiş ilaç yazdıracak bir DBC'den fayda görebilir.
13:03
I can even imagine a day when it's routine for people to have a DBC
239
783846
5010
İnsanların DBC'ye sahip olmasının normal olduğu o günü hayal edin,
13:08
to connect to their home computer or smart phone
240
788880
2269
bunu bilgisayarlarına veya akıllı telefonlarına bağlayarak
kendi reçetelerini indirebilecekleri bir araç olduğunu,
13:11
as a means to download their prescriptions,
241
791173
2015
13:13
such as insulin or antibody therapies.
242
793212
2119
insülin veya antikor tedavisi gibi.
13:15
The DBC will also be valuable when placed in strategic areas around the world,
243
795355
4453
Dünyanın stratejik bölgelerine yerleştrildiğinde de çok değerli olacak,
13:19
for rapid response to disease outbreaks.
244
799832
2667
yaygın hastalıklara hızlı yanıt imkânı sağlayacak.
13:22
For example, the CDC in Atlanta, Georgia
245
802879
3103
Örneğin Atlanta, Georgia'daki Hastalık Kontrol Merkezi
13:26
could send flu vaccine instructions to a DBC on the other side of the world,
246
806006
4793
dünyanın diğer bölgesindeki bir DBC'ye grip aşısı talimatlarını gönderebilir,
13:30
where the flu vaccine is manufactured right on the front lines.
247
810823
3944
burada grip aşısı en ileri düzeyde üretilebilir.
13:35
That flu vaccine could even be specifically tailored to the flu strain
248
815085
5230
Hatta bu grip aşısı üzerinde o bölgede baş gösteren grip salgını için
13:40
that's circulating in that local area.
249
820339
3222
özel olarak düzenleme yapılabilir.
13:43
Sending vaccines around in a digital file,
250
823585
2492
Aynı aşıların yığınlar hâlinde taşınması yerine
13:46
rather than stockpiling those same vaccines and shipping them out,
251
826101
3817
dijital bir dosya içinde gönderilmeleri
13:49
promises to save thousands of lives.
252
829942
2631
binlerce hayat kurtarmayı vaadediyor.
13:53
Of course, the applications go as far as the imagination goes.
253
833212
4200
Tabii bu uygulamalar hayal ettiğiniz kadar ilerleyebilir.
13:58
It's not hard to imagine placing a DBC on another planet.
254
838164
3995
Başka bir gezegene bir DBC yerleştirmeyi hayal etmek hiç de zor değil.
14:03
Scientists on Earth could then send the digital instructions to that DBC
255
843315
5104
Dünyadaki bilim insanları o DBC'ye dijital talimatlar göndererek
14:08
to make new medicines or to make synthetic organisms
256
848443
4007
DBC'nin yeni ilaçlar yapmasını veya sentetik organizmalar yaparak
14:12
that produce oxygen, food, fuel or building materials,
257
852474
3667
bu organizmaların oksijen, besin, yakıt veya malzeme yapması sağlanabilir,
14:16
as a means for making the planet more habitable for humans.
258
856165
3174
bu sayede gezegenin insanlar için daha elverişli olması sağlanır.
14:20
(Applause)
259
860002
4440
(Alkışlar)
14:24
With digital information traveling at the speed of light,
260
864466
3341
Dijital bilginin ışık hızında ilerlemesiyle
14:27
it would only take minutes to send those digital instructions
261
867831
2897
bu dijital talimatların Dünya'dan Mars'a gönderilmesi
14:30
from Earth to Mars,
262
870752
1190
birkaç dakika sürer,
14:31
but it would take months to physically deliver those same samples
263
871966
3849
ama aynı örnekleri bir uzay aracında bizzat götürmek aylar sürer.
14:35
on a spacecraft.
264
875839
1150
14:37
But for now, I would be satisfied beaming new medicines across the globe,
265
877821
4603
Ama şimdilik, küresel ilaç ışınlanmasıyla tamamen otomatik ve talep üzerine,
yeni ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklardan hayat kurtarmak
14:42
fully automated and on demand,
266
882448
2190
14:44
saving lives from emerging infectious diseases
267
884662
3598
ve beklemeye zamanı olmayan hastalar için
14:48
and printing personalized cancer medicines for those who don't have time to wait.
268
888284
4752
kişiselleştirilmiş kanser ilacı yazdırmak beni memnun ediyor.
14:53
Thank you.
269
893060
1175
Teşekkürler.
14:54
(Applause)
270
894259
7000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7