How to turn a group of strangers into a team | Amy Edmondson

504,979 views ・ 2018-06-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
It's August 5, 2010.
0
12864
2571
Takvimler 5 Ağustos 2010'u gösteriyordu.
00:16
A massive collapse at the San José Copper Mine in Northern Chile
1
16166
4115
Kuzey Şili'de bulunan San Jose Bakır Madeni'nde yaşanan çok büyük bir çöküntü
00:20
has left 33 men trapped half a mile -- that's two Empire State Buildings --
2
20305
6181
33 kişiyi dünyanın en sert kayalarının 800 metre altında bıraktı
00:26
below some of the hardest rock in the world.
3
26510
2831
ki bu yaklaşık iki tane Empire State Binası'na denk gelir.
00:30
They will find their way to a small refuge designed for this purpose,
4
30522
4690
Bu gibi durumlar için hazırlanmış ufak bir sığınak vardı
00:35
where they will find intense heat, filth
5
35236
4080
ki orası çok sıcak, pis
00:39
and about enough food for two men for 10 days.
6
39340
2961
ve iki kişiye 10 gün yetecek kadar erzağa sahipti.
00:43
Aboveground, it doesn't take long
7
43436
3468
Yeryüzünde, uzmanların
00:46
for the experts to figure out that there is no solution.
8
46928
3155
bir çözüm olmadığını anlamaları fazla uzun sürmemişti.
00:50
No drilling technology in the industry is capable of getting through rock
9
50560
5678
Elde bulunan sondaj teknolojisi, bu kadar sert ve derinde bulunan
00:56
that hard and that deep
10
56262
2433
kayaları işçilerin hayatını kurtaracak hızda
00:58
fast enough to save their lives.
11
58719
2335
delecek kapasiteye sahip değildi.
01:02
It's not exactly clear where the refuge is.
12
62612
3051
Sığınağın nerede olduğu tam olarak bilinmiyordu.
01:06
It's not even clear if the miners are alive.
13
66933
2312
Madencilerin hayatta olup olmadıkları bile belirsizdi.
01:10
And it's not even clear who's in charge.
14
70593
2012
Hatta komuta kimde o bile bilinmiyordu.
01:12
Yet, within 70 days, all 33 of these men will be brought to the surface alive.
15
72629
5925
Yine de 70 günün sonunda, 33 işçinin hepsi canlı bir şekilde oradan çıkarıldı.
01:19
This remarkable story is a case study
16
79090
3610
Bu, takım olmanın gücünü gösteren
01:22
in the power of teaming.
17
82724
1359
örnek bir olaydır.
01:24
So what's "teaming"?
18
84678
1339
Peki "takım olma" nedir?
01:26
Teaming is teamwork on the fly.
19
86041
2207
Takım olma doğaçlama yapılan ekip işidir.
01:28
It's coordinating and collaborating with people
20
88272
2452
Her türlü zorluk altında insanları
01:30
across boundaries of all kinds --
21
90748
1965
bir araya getirip iş birliği yapmaktır.
01:32
expertise, distance, time zone, you name it --
22
92737
4684
Bu farklılıklar uzmanlık alanı, mesafe, zaman dilimi vs. olabilir.
01:37
to get work done.
23
97445
1740
Amaç işi halletmektir.
01:39
Think of your favorite sports team, because this is different.
24
99209
3575
Tuttuğunuz spor takımını düşünün çünkü bu farklı bir şeydir.
01:42
Sports teams work together: that magic, those game-saving plays.
25
102808
4985
Spor takımları birlikte çalışırlar: O sihirli, maçı kurtaran anları düşünün.
01:47
Now, sports teams win because they practice.
26
107817
4083
Spor takımları antrenman yaptıkları için kazanırlar.
01:51
But you can only practice if you have the same members over time.
27
111924
4465
Ama antrenman yapma şartı, bir süre boyunca aynı elemanlara sahip olmaktır.
01:56
And so you can think of teaming ...
28
116413
2116
Şimdi takım olmayı düşünebilirsiniz.
01:58
Sports teams embody the definition of a team,
29
118553
3290
Spor takımları, takım olmanın somutlaşmış halidir.
02:01
the formal definition.
30
121867
1369
Sözlük tanımı şöyledir:
02:03
It's a stable, bounded, reasonably small group of people
31
123260
4001
Ortak bir amacı başarmak için birbirine bağlı olan
02:07
who are interdependent in achieving a shared outcome.
32
127285
2682
sabit, sınırlı, makulen az kişiden oluşan grup.
02:10
You can think of teaming as a kind of pickup game in the park,
33
130690
3523
Takım olmayı parkta yaptığınız, plansız maçlara benzetebilirsiniz.
02:14
in contrast to the formal, well-practiced team.
34
134237
2924
Ki bu resmi, iyi antrenmanlı takım tanımına hiç uymuyor.
02:17
Now, which one is going to win in a playoff?
35
137185
2528
Sizce rövanş maçını hangi takım kazanır?
02:19
The answer is obvious.
36
139737
1596
Cevap çok açık.
02:21
So why do I study teaming?
37
141828
1864
O zaman neden bu konuyu araştırıyorum?
02:24
It's because it's the way more and more of us have to work today.
38
144550
4422
Çünkü günümüzde çoğumuzun bu şekilde çalışması gerekiyor.
02:29
With 24/7 global fast-paced operations,
39
149368
3927
Bitmek bilmeyen hızlı, küresel işlemler,
02:33
crazy shifting schedules
40
153319
2712
değişken takvimlerimiz,
02:36
and ever-narrower expertise,
41
156055
2716
kısıtlı uzmanlıklarımız,
02:38
more and more of us have to work with different people all the time
42
158795
3230
işlerimizi bitirmek için sürekli başka insanlarla birlikte çalışmamız gerekiyor.
02:42
to get our work done.
43
162049
1363
02:43
We don't have the luxury of stable teams.
44
163436
2634
Sabit takımlara sahip olma lüksümüz yok.
02:46
Now, when you can have that luxury, by all means do it.
45
166094
4130
Eğer böyle bir lüksünüz varsa, bunu kullanın.
02:50
But increasingly for a lot of the work we do today,
46
170248
2744
Ama bugün yaptığımız işlerin bir çoğunda
02:53
we don't have that option.
47
173016
1458
bu seçeneğe sahip değiliz.
02:54
One place where this is true is hospitals.
48
174498
2852
Bunun geçerli olduğu yerlerden biri de hastaneler.
02:57
This is where I've done a lot of my research over the years.
49
177831
3104
Ben de yıllar boyunca birçok araştırmamı orada gerçekleştirdim.
03:00
So it turns out hospitals have to be open 24/7.
50
180959
4842
Hastaneler 7/24 açık olmak zorundalar.
03:06
And patients -- well, they're all different.
51
186524
3440
Hastaların da hepsi birbirinden farklı.
03:09
They're all different in complicated and unique ways.
52
189988
2757
Farklı ve benzersiz yönleriyle birbirlerinden ayrılıyorlar.
03:12
The average hospitalized patient is seen by 60 or so different caregivers
53
192769
5603
Hastaneye yatan bir hasta, kaldığı süre boyunca yaklaşık 60 civarı
03:18
throughout his stay.
54
198396
1452
tıbbi görevli görüyor.
03:20
They come from different shifts, different specialties,
55
200555
2683
Bu kişiler farklı zamanlarda ve özelliklerde geliyorlar.
03:23
different areas of expertise,
56
203262
3941
Uzmanlık alanları da farklı.
03:27
and they may not even know each other's name.
57
207227
2493
Birbirlerinin isimlerini bile bilmiyor olabilirler.
03:29
But they have to coordinate in order for the patient to get great care.
58
209744
3555
Ancak hastanın en iyi hizmeti alabilmesi için birlikte çalışmalılar.
03:33
And when they don't, the results can be tragic.
59
213323
2727
Bunu başaramazlarsa, trajik sonuçlar ortaya çıkabilir.
03:36
Of course, in teaming, the stakes aren't always life and death.
60
216885
3792
Tabii ki takım olma konusunda, ihtimaller hep yaşam ya da ölüm değil.
03:40
Consider what it takes to create an animated film,
61
220701
4040
Bir animasyon yaratmak için gerekenleri düşünün,
03:44
an award-winning animated film.
62
224765
1695
ödül kazanan bir animasyon.
03:46
I had the good fortune to go to Disney Animation
63
226484
3156
Disney Animation'u ziyaret etme şansına sahip olmuştum.
03:49
and study over 900 scientists, artists,
64
229664
4938
"Karlar Ülkesi" gibi harika yapıtlar yaratmak için
03:54
storytellers, computer scientists
65
234626
2387
değişken şartlarda bir araya gelen
03:57
as they teamed up in constantly changing configurations
66
237037
3963
900 bilim insanı, sanatçı, öykü yazarı ve bilgisayar uzmanı
04:01
to create amazing outcomes like "Frozen."
67
241024
3318
üzerinde araştırma yaptım.
04:04
They just work together, and never the same group twice,
68
244366
4439
Birlikte çalışıyorlar, aynı grupta iki kez bulunmuyorlar,
04:08
not knowing what's going to happen next.
69
248829
2322
ileride ne olacağını bilmiyorlar.
04:11
Now, taking care of patients in the emergency room
70
251175
3491
Acil serviste hastalara bakmakla
04:14
and designing an animated film
71
254690
2438
bir animasyon oluşturmak
04:17
are obviously very different work.
72
257152
2288
tabii ki çok farklı işler.
04:19
Yet underneath the differences, they have a lot in common.
73
259464
3736
Ancak farkları çıkartınca birçok ortak yönleri var.
04:23
You have to get different expertise at different times,
74
263224
3399
Farklı zamanlarda, farklı uzmanlıklara sahip olmalısınız.
04:26
you don't have fixed roles, you don't have fixed deliverables,
75
266647
3525
Sabit roller veya sabit bir iş yok.
04:30
you're going to be doing a lot of things that have never been done before,
76
270196
3538
Daha önce yapılmamış birçok şey yapmanız gerekiyor.
04:33
and you can't do it in a stable team.
77
273758
2462
Bunu da sabit bir takımda yapamazsınız.
04:36
Now, this way of working isn't easy,
78
276776
3587
Bu çalışma tarzı hiç kolay değil.
04:40
but as I said, it's more and more the way many of us have to work,
79
280387
3552
Ama dediğim gibi, artık çoğumuzun bu şekilde çalışması gerektiği için
04:43
so we have to understand it.
80
283963
1397
bunu anlamamız lazım.
04:45
And I would argue that it's especially needed
81
285384
3610
Ayrıca bunun karmaşık, tahmin edilemez işlerde
04:49
for work that's complex and unpredictable
82
289018
2106
ve büyük problemleri çözmede
04:51
and for solving big problems.
83
291148
2001
gerekli bir şey olduğunu düşünüyorum.
04:53
Paul Polman, the Unilever CEO, put this really well
84
293173
3799
Unilever CEO'su Paul Polman bunu çok güzel anlatıyor.
04:56
when he said, "The issues we face today are so big and so challenging,
85
296996
4124
Kendisi, "Bugün karşılaştığımız sorunlar çok büyük ve zorlular ki
05:01
it becomes quite clear we can't do it alone,
86
301144
2372
bunları kendi başımıza çözemeyeceğimiz çok bariz,
05:03
and so there is a certain humility in knowing you have to invite people in."
87
303540
3991
başka insanları da dahil etmek bu yüzden güzel bir tevazu örneğidir."
05:07
Issues like food or water scarcity cannot be done by individuals,
88
307943
6167
Yiyecek ve su kıtlığı gibi sorunlar bireyler tarafından çözülemez.
05:14
even by single companies,
89
314134
1598
Bir şirket bile bunu başaramaz.
05:15
even by single sectors.
90
315756
1576
Salt bir sektör bile.
05:17
So we're reaching out to team across big teaming,
91
317356
5140
Bu yüzden büyük takımlar oluşturmak için temaslar kuruyoruz.
05:22
grand-scale teaming.
92
322520
1499
Çok büyük takımlar.
05:24
Take the quest for smart cities.
93
324591
2213
Akıllı şehirleri düşünün.
05:27
Maybe you've seen some of the rhetoric:
94
327342
2585
Onlar hakkında söylenenleri duymuş olabilirsiniz:
05:29
mixed-use designs, zero net energy buildings,
95
329951
3574
Karışık tasarımlar, sıfır enerjili binalar,
05:33
smart mobility,
96
333549
2285
akıllı mobilite,
05:35
green, livable, wonderful cities.
97
335858
2495
yeşil, yaşanabilir, harika şehirler.
05:39
We have the vocabulary, we have the visions,
98
339162
3193
Gerekli söz oyunlarına ve vizyona sahibiz.
05:42
not to mention the need.
99
342379
1889
Tabii ki ihtiyaçtan bahsetmiyorum bile.
05:44
We have the technology.
100
344292
1496
Gerekli teknolojiye de sahibiz.
05:45
Two megatrends --
101
345812
1487
İki büyük trend var.
05:47
urbanization, we're fast becoming a more urban planet,
102
347323
2907
Biri olan kentleşme, bizi daha kentsel bir gezegen yapıyor.
05:50
and climate change --
103
350254
1300
Bir de iklim değişimi var.
05:51
have been increasingly pointing to cities
104
351578
2862
Bu iki trend, inovasyon için şehirleri hedef alıyor.
05:54
as a crucial target for innovation.
105
354464
2254
05:57
And now around the world in various locations,
106
357106
2270
Günümüzde dünyanın farklı yerindeki insanlar
05:59
people have been teaming up
107
359400
1988
yeşil, yaşanabilir, akıllı şehirler
06:01
to design and try to create green, livable, smart cities.
108
361412
4211
yaratmak için bir araya geliyorlar.
06:06
It's a massive innovation challenge.
109
366154
2500
Bu büyük bir inovasyon meydan okuması.
06:09
To understand it better,
110
369362
1696
Durumu daha iyi anlamak için
06:11
I studied a start-up -- a smart-city software start-up --
111
371082
5508
bir akıllı şehir yazılımı üzerine araştırma yaptım.
06:16
as it teamed up with a real estate developer,
112
376614
2654
Gerçek bir şehir planlamacısı,
06:19
some civil engineers,
113
379292
1979
inşaat mühendisleri,
06:21
a mayor,
114
381295
1457
belediye başkanı,
06:23
an architect, some builders, some tech companies.
115
383680
3859
bir mimar, birkaç müteahhit ve teknoloji firmaları bir araya geldi.
06:27
Their goal was to build a demo smart city from scratch.
116
387563
4274
Amaçları sıfırdan bir akıllı şehir demosu yaratmaktı.
06:32
OK. Five years into the project, not a whole lot had happened.
117
392475
4511
Projenin beşinci yılında fazla bir şey olmamıştı.
06:37
Six years, still no ground broken.
118
397010
4349
Altıncı yıl, hâlâ pek bir şey yok.
06:41
It seemed that teaming across industry boundaries
119
401383
3315
Görünüşe göre farklı sektörlerden
06:44
was really, really hard.
120
404722
2313
bir takım oluşturmak oldukça zormuş.
06:48
OK, so ...
121
408215
1212
Pekâlâ...
06:50
We had inadvertently discovered
122
410362
3476
Bu projede farkında olmadan
06:53
what I call "professional culture clash" with this project.
123
413862
3504
"profesyonel kültür çatışması" dediğim şeyi keşfettik.
06:57
You know, software engineers and real estate developers
124
417390
4059
Yazılım mühendisleri ve şehir planlamacıları
07:01
think differently --
125
421473
1593
farklı düşünüyorlar.
07:03
really differently:
126
423090
1758
Bayağı farklı:
07:04
different values, different time frames -- time frames is a big one --
127
424872
4341
farklı değerler, farklı zaman dilimleri -- zaman dilimleri farkı büyük bir fark --
07:09
and different jargon, different language.
128
429237
3157
farklı mesleki diller, farklı lisanlar.
07:12
And so they don't always see eye to eye.
129
432418
2667
Bu nedenle her zaman aynı fikirde olmuyorlar.
07:15
I think this is a bigger problem than most of us realize.
130
435109
3995
Bence bu çoğumuzun düşündüğünden daha büyük bir problem.
07:19
In fact, I think professional culture clash
131
439128
4604
Doğrusu, bence profesyonel kültürel çatışması
07:23
is a major barrier to building the future that we aspire to build.
132
443756
4500
hayalini kurduğumuz geleceği inşa etmemizin önündeki başlıca problem.
07:28
And so it becomes a problem that we have to understand,
133
448280
2781
Bu yüzden anlamamız gereken bir problem.
07:31
a problem that we have to figure out how to crack.
134
451085
3932
Nasıl çözeceğimizi bulmamız gereken bir problem.
07:35
So how do you make sure teaming goes well, especially big teaming?
135
455041
4047
Peki takım olmanın iyi gideceğinden nasıl emin oluyoruz,
özellikle büyük takımlar için?
07:39
This is the question I've been trying to solve for a number of years
136
459819
3274
İşte bu, benim senelerdir, farklı iş yerlerinde, araştırmamla,
07:43
in many different workplaces
137
463117
1455
cevabını bulmaya çalıştığım soru.
07:44
with my research.
138
464596
1281
07:46
Now, to begin to get just a glimpse of the answer to this question,
139
466266
4180
Şimdi, bu sorunun cevabını bir an için görmeye başlamak adına
07:50
let's go back to Chile.
140
470470
1312
Şili'ye geri dönelim.
07:52
In Chile, we witnessed 10 weeks of teaming
141
472403
5066
Şili'de farklı mesleklerden,
farklı şirketlerden, farklı sektörlerden
07:57
by hundreds of individuals
142
477493
2161
hatta farklı milletlerden yüzlerce bireyin
07:59
from different professions, different companies,
143
479678
2558
on hafta süren takım olma serüvenlerine şahit olduk.
08:02
different sectors, even different nations.
144
482260
2461
08:04
And as this process unfolded,
145
484745
3383
Bu süreç ilerledikçe
08:08
they had lots of ideas, they tried many things,
146
488152
4610
pek çok fikirleri vardı, pek çok şey denediler,
08:12
they experimented, they failed,
147
492786
2250
deneme yaptılar, başarısız oldular,
08:15
they experienced devastating daily failure,
148
495060
3498
her gün yıkıcı başarısızlıklarla karşılaştılar
08:18
but they picked up, persevered,
149
498582
1723
ama toparlandılar, dayandılar
08:20
and went on forward.
150
500329
2084
ve ilerledier.
08:22
And really, what we witnessed there
151
502437
4629
Gerçekten orda şahit olduğumuz şey
oldukça gerçek bir mücadele karşısında
08:27
was they were able to be humble
152
507090
2634
alçak gönüllü olabilmeleriydi,
08:29
in the face of the very real challenge ahead,
153
509748
3313
özellikle çeşitli uzmanlıktan ve ayrıca milliyetten olan
08:33
curious -- all of these diverse individuals,
154
513085
2275
08:35
diverse expertise especially, nationality as well,
155
515384
2704
bütün bu farklı bireylerin,
birbirlerinin ne sunduğu hakkında oldukça meraklı olabilmeleriydi.
08:38
were quite curious about what each other brings.
156
518112
2369
08:40
And they were willing to take risks to learn fast what might work.
157
520505
4451
Neyin işe yarayabilceğini hızlıca öğrenmek için risk almaya hazırdılar.
08:44
And ultimately, 17 days into this remarkable story,
158
524980
5226
Nihayetinde, bu olağanüstü hikâyenin 17 gün sonunda
her yerden fikirler geldi.
08:50
ideas came from everywhere.
159
530230
1741
08:51
They came from André Sougarret, who is a brilliant mining engineer
160
531995
3478
Devlet tarafından kurtarmaya öncülük etmek için atanan
08:55
who was appointed by the government to lead the rescue.
161
535497
2708
oldukça akıllı bir maden mühendisi olan André Sougarret'den geldi.
08:58
They came from NASA.
162
538229
1642
NASA'dan geldi.
08:59
They came from Chilean Special Forces.
163
539895
2572
Şili Özel Kuvvetleri'nden geldi.
09:03
They came from volunteers around the world.
164
543070
2261
Tüm dünyada gönüllülerden geldi.
09:05
And while many of us, including myself, watched from afar,
165
545355
4291
Birçoğumuz, kendim de dahil olmak üzere, uzaktan izlerken
09:10
these folks made slow, painful progress through the rock.
166
550273
4069
bu insanlar kayaları delerken yavaş, acılı aşama kaydettiler.
09:14
On the 17th day, they broke through to the refuge.
167
554366
4004
17. günde, sığınağa ulaştılar.
09:18
It's just a remarkable moment.
168
558394
1952
Bu gerçekten olağanüstü bir andı.
09:20
And with just a very small incision, they were able to find it
169
560905
4543
Sadece çok küçük bir yarıktan
bir dizi deneysel teknikler bulabildiler.
09:25
through a bunch of experimental techniques.
170
565472
2195
09:27
And then for the next 53 days,
171
567691
2469
Sonraki 53 gün boyunca, o dar hayat bağı,
09:30
that narrow lifeline would be the path
172
570184
4154
yeryüzünde geniş bir delik yaratmaya bir yol bulmak
09:34
where food and medicine and communication would travel,
173
574362
3994
09:38
while aboveground, for 53 more days, they continued the teaming
174
578380
4066
ve aynı zamanda bir kapsül tasarlamak için takım olmaya devam ederken
09:42
to find a way to create a much larger hole
175
582470
3825
yiyecek, ilaç ve iletişimin ulaşacağı yol olacaktı.
09:46
and also to design a capsule.
176
586319
3436
09:49
This is the capsule.
177
589779
1189
Kapsül bu.
09:50
And then on the 69th day,
178
590992
2241
Daha sonra 69. günde
09:53
over 22 painstaking hours,
179
593257
2785
itinali 22 saat süresince
09:56
they managed to pull the miners out one by one.
180
596066
3186
madencileri teker teker çıkarmayı başardılar.
09:59
So how did they overcome professional culture clash?
181
599276
3075
Peki profesyonel kültür çatışmasının üstesinden nasıl geldiler?
10:02
I would say in a word, it's leadership, but let me be more specific.
182
602375
4403
Tek kelimeyle liderlik derdim ama daha açık olayım.
10:06
When teaming works,
183
606802
1921
Bir takım olurken
10:08
you can be sure that some leaders,
184
608747
2833
bazı liderlerin, her seviyedeki liderlerin cevapların onlarda olmadığının
10:11
leaders at all levels,
185
611604
1395
10:13
have been crystal clear that they don't have the answers.
186
613023
3281
gün gibi ortada olduğundan emin olabilirsiniz.
10:16
Let's call this "situational humility."
187
616328
2337
Buna "durumsal alçak gönüllülük" diyelim.
10:18
It's appropriate humility.
188
618689
1299
Uygun bir alçak gönüllülük.
10:20
We don't know how to do it.
189
620012
1593
Nasıl yapıldığını bilmiyoruz.
10:21
You can be sure, as I said before, people were very curious,
190
621629
3199
Daha önce de söylediğim gibi insanların çok meraklı olduğundan emin olabilirsiniz
10:24
and this situational humility
191
624852
2078
ve bu durumsal alçak gönüllülük merakla birleştiğinde
10:26
combined with curiosity
192
626954
2161
10:29
creates a sense of psychological safety
193
629139
2566
yabancılarla risk almanızı sağlayan bir çeşit psikolojik güven yaratıyor.
10:31
that allows you take risks with strangers,
194
631729
2019
10:33
because let's face it: it's hard to speak up, right?
195
633772
3667
Çünkü hadi yüzleşelim: çekinmeden konuşmak zordur, değil mi?
10:37
It's hard to ask for help.
196
637463
1299
Yardım istemek zordur.
10:38
It's hard to offer an idea that might be a stupid idea
197
638786
3490
Eğer iyi tanımadığınız insanlar varsa
aptal bir fikir olabilen bir fikir sunmak zordur.
10:42
if you don't know people very well.
198
642300
1716
10:44
You need psychological safety to do that.
199
644040
2827
Bunu yapmak için psikolojik güvene ihtiyaç duyarsınız.
10:47
They overcame what I like to call the basic human challenge:
200
647613
4654
Temel insan mücadelesi demeyi tercih ettiğim şeyin üstesinden geldiler:
10:52
it's hard to learn if you already know.
201
652291
3046
zaten biliyorsanız öğrenmek zordur.
10:55
And unfortunately, we're hardwired to think we know.
202
655361
3424
Maalesef, bildiğimizi düşünmeye yatkınız.
10:58
And so we've got to remind ourselves -- and we can do it --
203
658809
3294
Bu yüzden kendimize meraklı olmayı;
başkalarının sunacaklarına meraklı olmayı hatırlatmalıyız
11:02
to be curious;
204
662127
1190
11:03
to be curious about what others bring.
205
663341
2198
ve bunu yapabiliriz.
11:05
And that curiosity can also spawn a kind of generosity of interpretation.
206
665563
5643
Bu merak aynı zamanda bir tür yorumlama cömertliğine de neden olabilir.
11:11
But there's another barrier, and you all know it.
207
671830
3074
Ama hepinizin bildiği başka bir engel var.
11:14
You wouldn't be in this room if you didn't know it.
208
674928
2398
Eğer bilmeseydiniz bu odada olmazdınız.
11:17
And to explain it, I'm going to quote from the movie "The Paper Chase."
209
677350
3435
Bunu açıklamak için "The Paper Chase" filminden bir alıntı yapacağım.
11:20
This, by the way, is what Hollywood thinks
210
680809
2017
Bu arada Hollywood Harvard profesörünün böyle görünmesi gerektiğini düşünüyor.
11:22
a Harvard professor is supposed to look like.
211
682850
2116
11:24
You be the judge.
212
684990
1258
Yargılamayı size bırakıyorum.
11:26
The professor in this famous scene,
213
686272
2010
Bu meşhur sahnedeki profesör,
11:28
he's welcoming the new 1L class,
214
688306
3062
hukuk fakültesi birinci sınıfını karşılıyor ve şöyle diyor:
11:31
and he says, "Look to your left. Look to your right.
215
691392
2469
"Solunuza bakın. Sağınıza bakın.
11:33
one of you won't be here next year."
216
693885
1722
Biriniz seneye burada olmayacak."
11:35
What message did they hear? "It's me or you."
217
695631
2891
Mesaj neydi? "Ya ben ya sen."
Benim başarmam için sen başarısız olmak zorundasın.
11:39
For me to succeed, you must fail.
218
699300
2059
11:41
Now, I don't think too many organizations welcome newcomers that way anymore,
219
701383
4509
Birçok organizasyonun artık yeni gelenleri bu şekilde karşıladığını sanmıyorum
11:45
but still, many times people arrive with that message of scarcity anyway.
220
705916
5011
ama yine de çoğu zaman insanlar zaten yetersizlik düşüncesiyle geliyolarlar.
11:50
It's me or you.
221
710951
1397
Ya ben ya sen.
11:52
It's awfully hard to team if you inadvertently see others as competitors.
222
712372
4576
Kasıtsızca diğerlerini rakipler olarak görüyorsanız takım olmak oldukça zordur.
11:56
So we have to overcome that one as well,
223
716972
2323
Bu yüzden bunun da üstesinden gelmeliyiz
11:59
and when we do, the results can be awesome.
224
719319
3642
ve bunu başardığımızda sonuçlar harika olabilir.
12:03
Abraham Lincoln said once,
225
723450
1944
Abraham Lincoln bir keresinde şöyle demişti:
12:05
"I don't like that man very much. I must get to know him better."
226
725418
3585
"O adamı pek sevmesem de onu yakından tanımalıyım."
12:09
Think about that --
227
729827
1151
Bunu bir düşünün --
12:11
I don't like him, that means I don't know him well enough.
228
731002
2742
Onu sevmiyorum ki bu onu yeterince tanımadığım anlamına geliyor. Olağanüstü.
12:13
It's extraordinary.
229
733768
1151
12:14
This is the mindset, I have to say,
230
734943
1673
Söylemeliyim ki
12:16
this is the mindset you need for effective teaming.
231
736640
3397
etkili bir takım olmak için ihtiyacın olan zihniyet bu.
12:21
In our silos, we can get things done.
232
741285
2541
Başarabilceğimizi biliyoruz.
12:23
But when we step back and reach out and reach across,
233
743850
3385
Ama ne zaman geri adım atıp iletişime geçtiğimizde
12:27
miracles can happen.
234
747259
2043
mucizeler gerçekleşebilir.
12:29
Miners can be rescued,
235
749326
1831
Madenciler kurtarılabilir,
12:31
patients can be saved,
236
751181
1443
hastalar kurtarılabilir,
12:32
beautiful films can be created.
237
752648
2917
güzel filmler çekilebilir.
Bu konuma ulaşmak için bence bundan daha iyi bir tavsiye yoktur:
12:36
To get there, I think there's no better advice than this:
238
756065
2721
12:38
look to your left, look to your right.
239
758810
2227
Soluna bak, sağına bak.
12:41
How quickly can you find the unique talents, skills
240
761061
5950
Yanındaki insanın eşsiz yeteneklerini, becerilerilerini ve umutlarını
ne kadar hızlı bulabilirsin?
12:47
and hopes of your neighbor,
241
767035
1451
12:48
and how quickly, in turn, can you convey what you bring?
242
768510
3469
Karşılığında seninkileri ne kadar hızlı aktarabilirsin?
Çünkü hiçbirimizin yalnız yapamayacağı yaratabilceğimizi bildiğimiz geleceği
12:52
Because for us to team up to build the future we know we can create
243
772003
4333
inşa etmek için bizim bir araya gelmemiz önemli.
12:56
that none of us can do alone,
244
776360
1509
12:57
that's the mindset we need.
245
777893
1582
İhtiyacımız olan zihniyet bu.
12:59
Thank you.
246
779831
1291
Teşekkür ederim.
13:01
(Applause)
247
781146
3749
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7