3 ways to make better decisions -- by thinking like a computer | Tom Griffiths

939,847 views ・ 2018-10-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cem Turkel Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:13
If there's one city in the world
0
13407
1581
Kiralamak veya satın almak için
00:15
where it's hard to find a place to buy or rent,
1
15012
2333
bir yer bulmanın zor olduğu tek bir şehir varsa
00:17
it's Sydney.
2
17369
1150
orası Sydney'dir.
00:19
And if you've tried to find a home here recently,
3
19043
2367
Eğer yakın bir zamanda burada bir ev aradıysanız
00:21
you're familiar with the problem.
4
21434
1840
bu probleme aşinasınız demektir.
00:23
Every time you walk into an open house,
5
23298
2014
Ne zaman bir açık ev etkinliğine uğrasanız
00:25
you get some information about what's out there
6
25336
2191
oralarda neler bulunduğu
ve pazarda neler olduğu hakkında birkaç bilgi alırsınız,
00:27
and what's on the market,
7
27551
1393
00:28
but every time you walk out,
8
28968
1430
fakat bu etkinliklerden her ayrıldığınızda
00:30
you're running the risk of the very best place passing you by.
9
30422
3214
o en güzel evin elinizden kaçması riskiyle karşı karşıya kalırsınız.
00:33
So how do you know when to switch from looking
10
33660
2820
Peki arama faslından teklif vermeye hazır olma faslına
00:36
to being ready to make an offer?
11
36504
1562
geçmemiz gereken zamanı nasıl anlarız?
00:39
This is such a cruel and familiar problem
12
39663
2401
Bu öyle acımasız ve tanıdık bir sorun ki
00:42
that it might come as a surprise that it has a simple solution.
13
42088
3074
cevabının basitliği size sürpriz gibi gelebilir.
00:45
37 percent.
14
45588
1203
yüzde 37.
00:46
(Laughter)
15
46815
1828
(Gülüşmeler)
00:48
If you want to maximize the probability that you find the very best place,
16
48667
3936
En iyi evi bulma olasılığınızı maksimize etmek istiyorsanız
00:52
you should look at 37 percent of what's on the market,
17
52627
2825
pazarda olan evlerin yüzde 37'sine bakmalı
00:55
and then make an offer on the next place you see,
18
55476
2310
ve baktığınız evlerin hepsinden daha iyi olan
00:57
which is better than anything that you've seen so far.
19
57810
2524
gördüğünüz ilk yeni evde teklif yapmalısınız.
01:00
Or if you're looking for a month, take 37 percent of that time --
20
60358
3805
Eğer bir aylık ev bakıyorsanız, bu zamanın %37'sini,
01:04
11 days, to set a standard --
21
64187
2915
11 günü, standart olarak belirleyin
01:07
and then you're ready to act.
22
67126
1575
ve artık başlamaya hazırsınız.
01:09
We know this because trying to find a place to live
23
69829
2709
Bunu biliyoruz çünkü kalacak bir yer bulmak
01:12
is an example of an optimal stopping problem.
24
72562
2325
OSP dediğimiz optimal durma problemine bir örnek.
01:14
A class of problems that has been studied extensively
25
74911
2483
Matematikçiler ve bilgisayar bilimcileri tarafından
01:17
by mathematicians and computer scientists.
26
77418
2105
kapsamlıca araştırılan bir problemler sınıfı.
01:21
I'm a computational cognitive scientist.
27
81502
2519
Ben bir hesaplamalı bilişsel bilimi uzmanıyım.
01:24
I spend my time trying to understand
28
84045
1960
Zamanımı, şaşırtıcı başarılarımız
01:26
how it is that human minds work,
29
86029
1798
ve üzücü başarısızlıklarımız ile
01:27
from our amazing successes to our dismal failures.
30
87851
3671
insan aklının nasıl çalıştığını anlamaya harcarım.
01:32
To do that, I think about the computational structure
31
92552
2493
Bunu yapmak için günlük hayattaki problemlerimizin
01:35
of the problems that arise in everyday life,
32
95069
2659
hesaplamalı yapısına kafa yorup
01:37
and compare the ideal solutions to those problems
33
97752
2375
bu problemlerin ideal çözümlerini
01:40
to the way that we actually behave.
34
100151
1747
gerçekte nasıl davrandığımızla karşılaştırırım.
01:42
As a side effect,
35
102725
1185
Bir yan etkisi olarak
01:43
I get to see how applying a little bit of computer science
36
103934
2715
biraz bilgisayar bilimi uygulamanın
01:46
can make human decision-making easier.
37
106673
1860
insanların karar vermesini nasıl kolaylaştırabildiğini görebiliyorum.
01:49
I have a personal motivation for this.
38
109828
1847
Bunun için kişisel bir motivasyonum var.
01:52
Growing up in Perth as an overly cerebral kid ...
39
112153
3166
Perth'te büyüyen, gereğinden fazla beyniyle hareket eden bir çocuk olarak...
01:55
(Laughter)
40
115343
4731
(Gülüşmeler)
Her zaman rasyonel olduğunu düşündüğüm şekilde davranmaya çalışırdım,
02:00
I would always try and act in the way that I thought was rational,
41
120098
3147
02:03
reasoning through every decision,
42
123269
1597
her kararımı etraflıca düşünerek
02:04
trying to figure out the very best action to take.
43
124890
2403
yapılacak en doğru eylemi hesaplamaya çalışırdım.
02:07
But this is an approach that doesn't scale up
44
127972
2190
Fakat yetişkin hayatındaki problemlerle
02:10
when you start to run into the sorts of problems
45
130186
2242
karşılaşmaya başlandığı zaman
02:12
that arise in adult life.
46
132452
1500
bu yakaşım pek ilerlemiyor.
02:13
At one point, I even tried to break up with my girlfriend
47
133976
2728
Bir noktada, hem kendi hem de benim tercihlerimi
02:16
because trying to take into account her preferences as well as my own
48
136728
3350
dikkate alıp mükemmel çözümler sunduğu için
02:20
and then find perfect solutions --
49
140102
1683
kız arkadaşımdan ayrılmaya bile çalıştım,
02:21
(Laughter)
50
141809
2259
(Gülüşmeler)
02:24
was just leaving me exhausted.
51
144092
1752
beni bitkin bırakıyordu.
02:25
(Laughter)
52
145868
2533
(Gülüşmeler)
02:28
She pointed out that I was taking the wrong approach
53
148425
2429
Bu problemi çözmek için
02:30
to solving this problem --
54
150878
1609
yanlış bir yaklaşımı ele aldığımı ifade etti
02:32
and she later became my wife.
55
152511
1382
ve daha sonrasında eşim oldu.
02:33
(Laughter)
56
153917
2062
(Gülüşmeler)
02:36
(Applause)
57
156003
4971
(Alkış)
02:40
Whether it's as basic as trying to decide what restaurant to go to
58
160998
3461
Gidilecek restorana karar vermek gibi basit
02:44
or as important as trying to decide who to spend the rest of your life with,
59
164483
4055
veya kiminle yaşlanacağına karar vermek gibi önemli
02:48
human lives are filled with computational problems
60
168562
2375
ve sırf çaba ile çözülmesi zor olan
02:50
that are just too hard to solve by applying sheer effort.
61
170961
4196
hesaplamalı sorularla doludur insan hayatı.
02:55
For those problems,
62
175650
1166
Böylesi sorunlar için
02:56
it's worth consulting the experts:
63
176840
1961
uzmanlara danışmaya değer,
02:58
computer scientists.
64
178825
1151
yani bilgisayar bilimcilere.
03:00
(Laughter)
65
180000
1784
(Gülüşmeler)
03:01
When you're looking for life advice,
66
181808
1819
Yaşam tavsiyeleri aradığınız zaman,
03:03
computer scientists probably aren't the first people you think to talk to.
67
183651
3640
bilgisayar bilimcileri muhtemelen aklınıza gelen ilk kişiler olmaz.
03:07
Living life like a computer --
68
187315
1875
Hayatı bir bilgisayar gibi yaşamak --
03:09
stereotypically deterministic, exhaustive and exact --
69
189214
2578
deterministik, teferruatlı ve hatasız --
03:11
doesn't sound like a lot of fun.
70
191816
1552
pek eğlenceli duyulmuyor.
03:14
But thinking about the computer science of human decisions
71
194153
2927
Fakat insan kararlarının bilgisayar bilimini düşünmek
03:17
reveals that in fact, we've got this backwards.
72
197104
2408
gösteriyor ki aslında biz bunu ters anlamışız.
03:19
When applied to the sorts of difficult problems
73
199536
2198
İnsan hayatında ortaya çıkan
03:21
that arise in human lives,
74
201758
1239
zor problemlere uygulandığında
03:23
the way that computers actually solve those problems
75
203021
2727
bilgisayarların bu problemleri asıl çözme biçimi
03:25
looks a lot more like the way that people really act.
76
205772
2896
insanların davranışlarına aslında çok daha fazla benziyor.
03:29
Take the example of trying to decide what restaurant to go to.
77
209267
2922
Gidilecek restorana karar verme örneğini ele alalım.
03:33
This is a problem that has a particular computational structure.
78
213090
3088
Bu problemin belirli bir hesaplamalı yapısı vardır.
Elinizde bir seçenekler havuzu var,
03:36
You've got a set of options,
79
216202
1524
03:37
you're going to choose one of those options,
80
217750
2049
bu seçeneklerden birini seçeceksiniz
03:39
and you're going to face exactly the same decision tomorrow.
81
219823
2811
ve aynı kararla yarın da karşı karşıya kalacaksınız.
03:42
In that situation,
82
222658
1151
Bu durumda,
03:43
you run up against what computer scientists call
83
223833
2295
bilgisayar bilimcilerinin "keşif-sömürü ödünleşimi" adını verdiği
03:46
the "explore-exploit trade-off."
84
226152
2372
bir durumla karşılaşacaksınız.
03:49
You have to make a decision
85
229115
1334
Bir seçim yapmanız gerekecek.
03:50
about whether you're going to try something new --
86
230473
2334
Yeni bir şey denemek --
03:52
exploring, gathering some information
87
232831
2183
keşfetmek
03:55
that you might be able to use in the future --
88
235038
2285
ve ileride de kullanabileceğiniz bilgiler toplamak--
03:57
or whether you're going to go to a place that you already know is pretty good --
89
237347
3793
veya yeterince iyi olduğunu önceden bildiğiniz bir yere gideceksiniz --
04:01
exploiting the information that you've already gathered so far.
90
241164
3003
daha önce edindiğiniz bilgileri sömürerek.
04:05
The explore/exploit trade-off shows up any time you have to choose
91
245488
3096
Keşif/sömürü ödünleşimi, yeni bir şey denemek
ve önceden iyi olduğunu bildiğiniz şeyle devam etmek arasında
04:08
between trying something new
92
248608
1350
04:09
and going with something that you already know is pretty good,
93
249982
2980
seçim yaptığınız her anda ortaya çıkar,
04:12
whether it's listening to music
94
252986
1550
müzik dinlerken de olabilir,
04:14
or trying to decide who you're going to spend time with.
95
254560
2634
kimle vakit geçireceğine karar verirken de.
Bu teknoloji şirketlerinin de yeni şeyler denediklerinde karşılaştığı bir sorun,
04:17
It's also the problem that technology companies face
96
257218
2494
04:19
when they're trying to do something like decide what ad to show on a web page.
97
259736
3667
web sitelerinde hangi reklamı göstereceklerine karar vermek gibi.
04:23
Should they show a new ad and learn something about it,
98
263417
2572
Yeni bir reklam gösterip onunla ilgili bir şeyler mi öğrenmeliler,
04:26
or should they show you an ad
99
266003
1383
yoksa büyük ihtimalle üstüne tıklayacağınızı bildikleri
04:27
that they already know there's a good chance you're going to click on?
100
267420
3306
bir reklamı mı göstermeliler?
04:30
Over the last 60 years,
101
270750
1151
Son 60 yıl boyunca,
04:31
computer scientists have made a lot of progress understanding
102
271925
2892
bilgisayar bilimcileri keşif/sömürü ödünleşimini
04:34
the explore/exploit trade-off,
103
274841
1452
anlamak konusunda çok yol katettiler
04:36
and their results offer some surprising insights.
104
276317
2398
ve sonuçları şaşırtıcı iç görüler sunuyor.
04:39
When you're trying to decide what restaurant to go to,
105
279291
2598
Gidilecek restorana karar vermeye çalıştığınızda
04:41
the first question you should ask yourself
106
281913
2000
kendinize sormanız gereken ilk soru,
04:43
is how much longer you're going to be in town.
107
283937
2179
şehirde ne kadar daha bulunacağınızdır.
04:46
If you're just going to be there for a short time,
108
286505
2342
Orada sadece kısa bir süreliğine bulunacaksanız
04:48
then you should exploit.
109
288871
1515
o hâlde sömürmeniz gerekir.
04:50
There's no point gathering information.
110
290410
1905
Bilgi edinmenizin bir manası olmayacaktır.
04:52
Just go to a place you already know is good.
111
292339
2048
Sadece iyi olduğunu bildiğiniz yere gidin.
04:54
But if you're going to be there for a longer time, explore.
112
294411
2929
Fakat eğer orada uzun bir süre kalacaksanız, keşfe çıkın.
04:57
Try something new, because the information you get
113
297364
2387
Farklı bir şey deneyin, çünkü edineceğiniz bilgi
04:59
is something that can improve your choices in the future.
114
299775
2974
gelecekteki seçimlerinizi iyileştirebilir.
05:02
The value of information increases
115
302773
1979
Bilginin değeri, onu kullanacağınız fırsatların
05:04
the more opportunities you're going to have to use it.
116
304776
2600
sayısıyla orantılı olarak artar.
05:08
This principle can give us insight
117
308193
1754
Bu prensip bize
05:09
into the structure of a human life as well.
118
309971
2070
insan yaşamının yapısı üzerine de iç görü verebilir.
05:13
Babies don't have a reputation for being particularly rational.
119
313104
3053
Bebeklerin özellikle rasyonel olmak gibi bir ünü yok.
05:17
They're always trying new things,
120
317098
1825
Sürekli yeni şeyler denerler
05:18
and you know, trying to stick them in their mouths.
121
318947
2836
ve onları ağızlarına sokmaya çalışırlar.
05:22
But in fact, this is exactly what they should be doing.
122
322621
2952
Fakat aslında, yapmaları gereken de budur.
05:25
They're in the explore phase of their lives,
123
325597
2430
Hayatlarının keşfetme evresindeler
05:28
and some of those things could turn out to be delicious.
124
328051
2621
ve o şeylerden bazıları çok lezzetli çıkabilir.
05:32
At the other end of the spectrum,
125
332040
1572
Diğer tarafta ise,
05:33
the old guy who always goes to the same restaurant
126
333636
2506
her zaman aynı restorana gidip
05:36
and always eats the same thing
127
336166
1635
aynı şeyi yiyen bir yaşlı adam
05:37
isn't boring --
128
337825
1328
sıkıcı değildir --
05:39
he's optimal.
129
339177
1509
optimaldir.
05:40
(Laughter)
130
340710
3830
(Gülüşmeler)
05:44
He's exploiting the knowledge that he's earned
131
344564
2228
Tüm hayatı boyunca
05:46
through a lifetime's experience.
132
346816
1767
edindiği bilgiyi sömürüyordur.
05:50
More generally,
133
350406
1151
Genellemek gerekirse,
05:51
knowing about the explore/exploit trade-off
134
351581
2031
keşif/sömürü ödünleşimini biliyor olmak
05:53
can make it a little easier for you to sort of relax and go easier on yourself
135
353636
3667
siz bir karar vermeye çalştığınızda rahatlamanıza
ve kendinize fazla yüklenmemenize yardımcı olur.
05:57
when you're trying to make a decision.
136
357327
1810
05:59
You don't have to go to the best restaurant every night.
137
359161
2728
Her gece en iyi restorana gitmenize gerek yok.
06:01
Take a chance, try something new, explore.
138
361913
2979
Şansınızı deneyin, farklı bir şey deneyin, keşfedin.
06:04
You might learn something.
139
364916
1627
Yeni bir şey öğrenebilirsiniz.
06:06
And the information that you gain
140
366567
1589
Ve edindiğiniz bilgi
06:08
is going to be worth more than one pretty good dinner.
141
368180
2543
iyi bir akşam yemeğinden daha değerli olacaktır.
06:12
Computer science can also help to make it easier on us
142
372178
2699
Bilgisayar bilimi de ev ve ofis gibi yerlerde
06:14
in other places at home and in the office.
143
374901
2152
bize kolaylıklar sağlayabilir.
06:17
If you've ever had to tidy up your wardrobe,
144
377860
2453
Eğer gardrobunuzu düzenlemeniz gerektiyse,
06:20
you've run into a particularly agonizing decision:
145
380337
2671
özellikle cefalı bir seçimle karşı karşıya kalmışsınızdır:
06:23
you have to decide what things you're going to keep
146
383032
2382
hangi eşyaları tutacağınıza
06:25
and what things you're going to give away.
147
385438
2009
ve hangilerini bağışlayacağınıza karar vermeniz gerekir.
06:27
Martha Stewart turns out to have thought very hard about this --
148
387974
3000
Martha Stewart bu konuda fazlasıyla düşünmüş olmalı -
06:30
(Laughter)
149
390998
1205
(Gülüşmeler)
06:32
and she has some good advice.
150
392227
1678
ve birkaç iyi tavsiyesi var.
06:33
She says, "Ask yourself four questions:
151
393929
2295
Der ki, "Kendinize dört soru sorun:
06:36
How long have I had it?
152
396248
1526
Ne zamandan beri bendeydi?
06:37
Does it still function?
153
397798
1450
Hala çalışıyor mu?
06:39
Is it a duplicate of something that I already own?
154
399272
3199
Sahip olduğum başka bir şeyle aynı işe mi yarıyor?
06:42
And when was the last time I wore it or used it?"
155
402495
2411
Ve en son ne zaman giyindim veya kullandım?"
06:46
But there's another group of experts
156
406648
1715
Fakat başka bir grup uzman,
06:48
who perhaps thought even harder about this problem,
157
408387
3130
ki muhtemelen bu sorun hakkında daha fazla düşünmüştür,
06:51
and they would say one of these questions is more important than the others.
158
411541
3660
bu sorulardan birinin diğerlerinden daha önemli olduğunu söylerler.
06:55
Those experts?
159
415819
1150
Hangi uzmanlar mı?
06:57
The people who design the memory systems of computers.
160
417281
2848
Bilgisayarların hafıza sistemlerini tasarlayan insanlar.
Bilgisayarların çoğunda iki tip hafıza sistemi vardır:
07:00
Most computers have two kinds of memory systems:
161
420153
2254
07:02
a fast memory system,
162
422431
1387
hızlı hafıza sistemi,
07:03
like a set of memory chips that has limited capacity,
163
423842
3169
sınırlı kapasiteye sahip olan hafıza çipleri gibidir
07:07
because those chips are expensive,
164
427035
2052
çünkü o çipler pahalıdır
07:09
and a slow memory system, which is much larger.
165
429111
3260
ve daha geniş olan yavaş hafıza sistemi.
07:13
In order for the computer to operate as efficiently as possible,
166
433239
3000
Bilgisayarın olabildiğince verimli çalışabilmesi için
erişmek istediğiniz bilgi parçalarının
07:16
you want to make sure
167
436263
1151
07:17
that the pieces of information you want to access
168
437438
2352
hızlı hafıza sisteminde olduğundan
07:19
are in the fast memory system,
169
439814
1477
emin olmak istersiniz,
07:21
so that you can get to them quickly.
170
441315
1754
böylece onlara hızlıca ulaşabilirsiniz.
07:23
Each time you access a piece of information,
171
443093
2061
Bir bilgi parçasına her eriştiğinizde
07:25
it's loaded into the fast memory
172
445178
1525
hızlı hafıza içerisine yüklenir
07:26
and the computer has to decide which item it has to remove from that memory,
173
446727
3877
ve bilgisayar, sınırlı kapasiteye sahip olduğu için
07:30
because it has limited capacity.
174
450628
1741
o hafızadan hangi kalemi kaldırması gerektiğine karar vermelidir.
07:33
Over the years,
175
453794
1151
Yıllar boyunca,
07:34
computer scientists have tried a few different strategies
176
454969
2739
hızlı hafızadan neyi çıkarmak gerektiğine karar vermek için
07:37
for deciding what to remove from the fast memory.
177
457732
2292
bilgisayar bilimciler farklı stratejiler denediler.
07:40
They've tried things like choosing something at random
178
460048
3176
Rastgele nesneler seçmeyi
07:43
or applying what's called the "first-in, first-out principle,"
179
463248
2906
veya "ilk giren ilk çıkar prensibi"
yani hafızada en uzun zamandır bulunan kalemi kaldırmak gibi
07:46
which means removing the item
180
466178
1399
07:47
which has been in the memory for the longest.
181
467601
2176
birkaç farklı strateji denediler.
07:50
But the strategy that's most effective
182
470091
2713
Fakat en etkili strateji,
07:52
focuses on the items which have been least recently used.
183
472828
3229
yakın zamanda kullanılmayan kalemlere odaklanır.
07:56
This says if you're going to decide to remove something from memory,
184
476972
3191
Eğer hafızadan bir şey kaldırılacaksa bunun son erişilme zamanı
08:00
you should take out the thing which was last accessed the furthest in the past.
185
480187
4968
geçmişte en uzak olan parça olması gerektiğini söyler.
08:05
And there's a certain kind of logic to this.
186
485179
2159
Ve bunda belli bir mantık vardır.
08:07
If it's been a long time since you last accessed that piece of information,
187
487362
3598
O bilgi parçasına son erişilmesinin üzerinden uzun zaman geçti
08:10
it's probably going to be a long time
188
490984
1762
ve bir dahaki ihtiyaç olacak zamana kadar
08:12
before you're going to need to access it again.
189
492770
2192
muhtemelen yine uzun bir zaman geçecektir.
08:15
Your wardrobe is just like the computer's memory.
190
495787
2774
Gardırobunuz da bilgisayarın hafızası gibidir.
08:18
You have limited capacity,
191
498585
2030
Sınırlı bir kapasiteniz var ve oraya ihtiyacınız olma ihtimali
08:20
and you need to try and get in there the things that you're most likely to need
192
500639
5327
en yüksek olan şeyleri koymaya çalışmalısınız,
08:25
so that you can get to them as quickly as possible.
193
505990
2419
böylece onlara mümkün olan en hızlı şekilde erişebilirsiniz.
08:29
Recognizing that,
194
509016
1151
Bunu dikkate alarak
08:30
maybe it's worth applying the least recently used principle
195
510191
2813
yakın zamanda kullanılmayanları kaldırma prensibini
gardırobunuzu düzenlerken kullanmanız uygulamaya değer.
08:33
to organizing your wardrobe as well.
196
513028
1949
08:35
So if we go back to Martha's four questions,
197
515001
2082
Martha'nın dört sorusuna dönersek,
08:37
the computer scientists would say that of these,
198
517107
2861
bilgisayar bilimcileri, son sorunun,
08:39
the last one is the most important.
199
519992
1941
en önemli soru olduğunu söyleyeceklerdir.
08:43
This idea of organizing things
200
523473
2055
Nesneleri düzenlerken
08:45
so that the things you are most likely to need are most accessible
201
525552
3129
en çok ihtiyacınız olan şeylerin en erişilebilir olması
08:48
can also be applied in your office.
202
528705
1676
ofisinizde de uygulanabilir.
08:51
The Japanese economist Yukio Noguchi
203
531091
1930
Japon ekonomist Yukio Noguchi
08:53
actually invented a filing system that has exactly this property.
204
533045
3055
bu özelliğe sahip bir dosyalama sistemi icat etti.
08:57
He started with a cardboard box,
205
537161
1609
Bir karton kutuyla başladı
08:58
and he put his documents into the box from the left-hand side.
206
538794
2940
ve tüm belgelerini kutuya sol taraftan başlayarak koydu.
09:02
Each time he'd add a document,
207
542067
1434
Ne zaman yeni bir belge eklese
09:03
he'd move what was in there along
208
543525
1621
içindeki belgeleri kaydırırdı
09:05
and he'd add that document to the left-hand side of the box.
209
545170
2810
ve yeni belgeyi kutunun soluna eklerdi.
09:08
And each time he accessed a document, he'd take it out,
210
548004
2667
Bir belgeye eriştiği zaman onu çıkarır,
09:10
consult it and put it back in on the left-hand side.
211
550695
2608
inceler ve sol tarafa geri koyardı.
09:13
As a result, the documents would be ordered from left to right
212
553327
3281
Böylece, kutu içindeki tüm belgeler, kullanım sıklığına göre
09:16
by how recently they had been used.
213
556632
1761
soldan sağa doğru sıralanırdı.
09:18
And he found he could quickly find what he was looking for
214
558417
2774
Ve soldan başlayıp
09:21
by starting at the left-hand side of the box
215
561215
2054
sağa doğru ilerleryerek
09:23
and working his way to the right.
216
563293
1572
aradığını hızlıca bulabildiğini fark etti.
09:25
Before you dash home and implement this filing system --
217
565215
2621
Siz eve koşup bu dosyalama sistemini uygulamadan önce
09:27
(Laughter)
218
567860
1731
(Gülüşmeler)
09:29
it's worth recognizing that you probably already have.
219
569615
2638
zaten uyguluyor olabileceğinizi fark etmeniz önemlidir.
09:32
(Laughter)
220
572891
3310
(Gülüşmeler)
09:36
That pile of papers on your desk ...
221
576225
2866
Masanızın üzerindeki kağıt desteleri...
09:39
typically maligned as messy and disorganized,
222
579115
2474
dağınık ve düzensiz diye iftira atılan
09:41
a pile of papers is, in fact, perfectly organized --
223
581613
2565
kağıt desteleri aslında mükemmelce düzenlidir
09:44
(Laughter)
224
584202
1000
(Gülüşmeler)
09:45
as long as you, when you take a paper out,
225
585226
2014
siz bir kağıdı alıp
09:47
put it back on the top of the pile,
226
587264
2432
destenin en üstüne geri koyduğunuz sürece
09:49
then those papers are going to be ordered from top to bottom
227
589720
2826
o kağıtlar yukarıdan aşağıya
09:52
by how recently they were used,
228
592570
1552
kullanım sıklığına göre sıralanmış olacaktır
09:54
and you can probably quickly find what you're looking for
229
594146
2701
ve destenin üst kısmından başlayarak
09:56
by starting at the top of the pile.
230
596871
1700
aradığınız şeyi muhtemelen kolayca bulacaksınız.
09:59
Organizing your wardrobe or your desk
231
599988
1848
Gardırobunuzu veya masanızı düzenlemek
10:01
are probably not the most pressing problems in your life.
232
601860
2681
muhtemelen hayatınızdaki en stresli sorunlar değildir.
10:05
Sometimes the problems we have to solve are simply very, very hard.
233
605588
3602
Bazen çözmemiz gereken sorunlar basitçe çok, çok zordur.
10:09
But even in those cases,
234
609716
1150
Böyle durumlarda dahi
10:10
computer science can offer some strategies
235
610890
2021
bilgisayar bilimi bazen stratejiler
10:12
and perhaps some solace.
236
612935
1669
ve belki bazı teselliler sunabilir.
10:16
The best algorithms are about doing what makes the most sense
237
616048
3075
En iyi algoritmalar en mantıklı şeyleri
10:19
in the least amount of time.
238
619147
1502
en kısa sürede yapmakla ilgilidir.
10:22
When computers face hard problems,
239
622627
1958
Bilgisayarlar zor sorunlarla karşılaştığında
10:24
they deal with them by making them into simpler problems --
240
624609
2762
onları daha basit sorunlara çevirerek hallederler,
10:27
by making use of randomness,
241
627395
1346
rastlantısallık kullanarak,
10:28
by removing constraints or by allowing approximations.
242
628765
3817
kısıtları kaldırarak veya hata payını arttırarak.
10:32
Solving those simpler problems
243
632606
1494
Kolaylaştırılmış sorunları çözmek
10:34
can give you insight into the harder problems,
244
634124
2920
zor sorunlarla ilgili iç görüler verebilir
10:37
and sometimes produces pretty good solutions in their own right.
245
637068
3031
ve bazen kendi durumlarında yeterince iyi çözümler üretebilirler.
10:41
Knowing all of this has helped me to relax when I have to make decisions.
246
641658
3569
Bütün bunları bilmek karar verirken rahatlamamı sağladı.
10:45
You could take the 37 percent rule for finding a home as an example.
247
645251
3255
Ev bulmak için yüzde 37 kuralını örnek olarak alabilirsiniz.
10:49
There's no way that you can consider all of the options,
248
649015
2702
Tüm seçenekleri ele almanıza imkân yok,
10:51
so you have to take a chance.
249
651741
1580
o yüzden şansınızı deneyin.
10:53
And even if you follow the optimal strategy,
250
653888
2860
En optimal stratejiyi deneseniz bile,
10:56
you're not guaranteed a perfect outcome.
251
656772
1931
mükemmel neticeyi garantileyemeyebilirsiniz.
10:59
If you follow the 37 percent rule,
252
659198
2154
Eğer yüzde 37 kuralını takip ederseniz
11:01
the probability that you find the very best place is --
253
661376
3279
en iyi mekânı bulma olasılığınız
11:04
funnily enough ...
254
664679
1508
şaşırtıcı şekilde ...
11:06
(Laughter)
255
666211
1014
(Gülüşmeler)
11:07
37 percent.
256
667249
1420
Yüzde 37.
11:09
You fail most of the time.
257
669966
1689
Çoğu zaman başaramayacaksınız.
11:12
But that's the best that you can do.
258
672522
1744
Fakat yapabileceğiniz en iyi şey bu.
11:14
Ultimately, computer science can help to make us more forgiving
259
674846
3052
Son olarak, bilgisayar bilimi bize kendi kısıtlamalarımıza karşı
11:17
of our own limitations.
260
677922
1909
daha affedici olmamız konusunda yardımcı olur.
11:20
You can't control outcomes, just processes.
261
680333
2539
Sonuçları değil, sadece işlemleri kontrol edebilirsiniz.
11:22
And as long as you've used the best process,
262
682896
2119
Ve en iyi işlemi kullandığınız sürece,
11:25
you've done the best that you can.
263
685039
1763
yapabileceğinizin en iyisini yaptınız.
11:26
Sometimes those best processes involve taking a chance --
264
686826
3688
Bazen en iyi işlemler şansınızı denemeyi içerir,
11:30
not considering all of your options,
265
690538
2115
tüm seçeneklerinizi dikkate almayı
11:32
or being willing to settle for a pretty good solution.
266
692677
2729
veya gayet iyi bir sonucu kabullenmeye razı olmayı değil.
11:35
These aren't the concessions that we make when we can't be rational --
267
695430
3350
Bunlar rasyonel olamayacağımız zaman vereceğimiz imtiyazlar değil,
11:38
they're what being rational means.
268
698804
1629
rasyonel olmanın kendisi demektir.
11:40
Thank you.
269
700833
1151
Teşekkürler.
11:42
(Applause)
270
702008
4547
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7