Sasa Vucinic: Why a free press is the best investment

Sasa Vucinic özgür basına yatırım yapıyor

21,374 views ・ 2007-01-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yasemin Bayraktar Gözden geçirme: Zeynep Duygu Tamer
00:25
Video: Narrator: An event seen from one point of view
0
25000
3000
Video: Anlatıcı: Tek bakış açısıyla görülen bir olay
00:28
gives one impression.
1
28000
1000
tek bir izlenim yaratır.
00:33
Seen from another point of view, it gives quite a different impression.
2
33000
4000
Başka bir açıyla görmek, oldukça farklı bir izlenim yaratır.
00:38
But it's only when you get the whole picture you can fully understand
3
38000
4000
Ama sadece resmin tümünü gördüğünüzde neler olduğunu
00:42
what's going on.
4
42000
3000
tamamen anlayabilirsiniz
00:45
Sasha Vucinic: It's a great clip, isn't it?
5
45000
3000
Sasa Vucinic: Harika bir klip, değil mi?
00:48
And I found that in 29 seconds, it tells more about
6
48000
5000
Ve bunu 29 saniyede buldum, bağımsız medyanın
00:53
the power of, and importance of, independent media
7
53000
3000
gücü ve önemi hakkında benim bir saatte
00:56
than I could say in an hour.
8
56000
3000
anlatabileceğimden daha fazlasını anlatıyor.
00:59
So I thought that it will be good to start with it.
9
59000
4000
O yüzden biraz istatistikle birlikte bununla
01:03
And also start with a little bit of statistics.
10
63000
3000
başlamanın iyi olacağını düşündüm.
01:06
According to relevant researchers, 83 percent of the population of this planet
11
66000
6000
İlgili araştırmacılara göre, dünya nüfusunun yüzde 83'ü
01:12
lives in the societies without independent press.
12
72000
5000
bağımsız medyanın olmadığı toplumlarda yaşıyor.
01:17
Think about that number: 83 percent of the population on the whole planet
13
77000
5000
Şu rakamı bir düşünün: Tüm dünya nüfusunun yüzde 83'ü
01:22
does not really know what is going on in their countries.
14
82000
4000
ülkelerinde gerçekten neler olup bittiğini bilmiyor.
01:26
The information they get gets filtered through somebody
15
86000
4000
Edindikleri bilgi bu bilgiyi çarpıtan ya da
01:30
who either twists that information, or colors that information,
16
90000
4000
renklendiren, birşeyler yapan biri tarafından
01:34
does something with it.
17
94000
1000
süzgeçten geçiriliyor.
01:35
So they're deprived of understanding their reality.
18
95000
5000
Yani gerçeklerini anlamaktan mahrum bırakılıyorlar.
01:40
That is just to understand how big and important this problem is.
19
100000
6000
Bu sadece sorunun ne kadar büyük ve önemli olduğunu anlamak içindi.
01:46
Now those of you who are lucky enough to live in those societies
20
106000
7000
Şimdi yüzde 17'lik kısmı temsil eden toplumlarda yaşayacak kadar şanslı olan
01:53
that represent 17 percent, I think should enjoy it until it lasts.
21
113000
6000
sizler, bence bunun sonuna kadar tadını çıkarmalısınız.
01:59
You know, Sunday morning, you flick the paper, get your cappuccino.
22
119000
4000
Bilirsiniz, Pazar sabahı gazetenizi açıp, kapuçinonuzu içersiniz.
02:03
Enjoy it while it lasts.
23
123000
1000
Hala yapabiliyorken tadını çıkarın.
02:04
Because as we heard yesterday, countries can lose stars from their flags,
24
124000
7000
Çünkü dün duyduğumuz gibi, ülkeler bayraklarındaki yıldızları kaybedebilirler,
02:11
but they can also lose press freedom,
25
131000
3000
ama ayrıca basın özgürlüğünü de kaybedebilirler,
02:14
as I guess Americans among us can tell us more about.
26
134000
5000
sanırım aramızdaki Amerikalılar bize bu konuda daha fazla şey anlatabilirler.
02:19
But that's totally another and separate topic.
27
139000
3000
Ama bu tamamen başka ve ayrı bir konu.
02:22
So I can go back to my story.
28
142000
4000
Yani hikayeme geri dönebilirim.
02:26
My story starts -- the story I want to share -- starts in 1991.
29
146000
5000
Benim hikayem -- paylaşmak istediğim hikaye -- 1991'de başlıyor.
02:31
At that time I was running B92, the only independent,
30
151000
4000
O zamanlar, ülkedeki tek bağımsız hatta
02:35
for that matter the only electronic media, in the country.
31
155000
3000
tek elektronik medya olan B92'yi işletiyordum.
02:38
And I guess we were sharing -- we had that regular life of the only
32
158000
5000
Ve sanırım biz, hükümetin hayatınızı gerçekten içler acısı hale getirmek istediği
02:43
independent media in the country, operating in hostile environment,
33
163000
6000
saldırgan bir çevrede faaliyet gösteren ülkedeki tek bağımsız medyanın
02:49
where government really wants to make your life miserable.
34
169000
4000
sahip olabileceği olağan hayatı yaşıyorduk.
02:53
And there are different ways.
35
173000
1000
Ve bunun farklı yolları var.
02:54
Yeah, it was the usual cocktail:
36
174000
1000
Evet, her zamanki kokteyldi:
02:55
a little bit of threats, a little bit of friendly advice,
37
175000
3000
biraz tehdit, biraz dostça tavsiye,
02:58
a little bit of financial police, a little bit of text control,
38
178000
4000
biraz mali polis, biraz metin denetimi.
03:02
so you always have somebody who never leaves your office.
39
182000
4000
Yani ofinizi hiçbir zaman terk etmeyen biri her zaman oluyor.
03:06
But what they really do, which is very powerful,
40
186000
5000
Ama aslında yaptıkları şey, ki bu çok güçlüdür,
03:11
and that is what governments in the late '90s started doing
41
191000
4000
ve bu hükümetin 90'ların sonlarında
03:15
if they don't like independent media companies --
42
195000
2000
bağımsız medya şirketlerinden rahatsız olduklarında başlattıkları birşey
03:17
you know, they threaten your advertisers.
43
197000
2000
bilirsiniz, size reklam verenleri tehdit ederler
03:19
Once they threaten your advertisers, market forces are actually,
44
199000
5000
Size reklam verenleri bir kere tehdit ettiklerinde piyasa güçleri gerçekten,
03:24
you know, destroyed, and the advertisers do not want to come --
45
204000
5000
bilirsiniz, mahvoluyor ve reklamcılar gelip --
03:29
no matter how much does it make sense for them --
46
209000
3000
onlara ne kadar anlamsız gelse de--
03:32
do not want to come and advertise.
47
212000
2000
gelip reklam vermek istemiyorlar.
03:34
And you have a problem making ends meet.
48
214000
4000
Ve siz iki yakanızı bir araya getirmekte sorun yaşıyorsunuz.
03:38
At that time at the beginning of the '90s, we had that problem,
49
218000
4000
O zamanlar 90'ların başında, bir sorunumuz vardı,
03:42
which was, you know, survival below one side,
50
222000
2000
bilirsiniz, tek tarafın baskısına rağmen hayatta kalmak,
03:44
but what was really painful for me was,
51
224000
4000
ama benim için asıl acı verici olan şey şuydu,
03:48
remember, the beginning of the '90s, Yugoslavia is falling apart.
52
228000
3000
hatırlayın, 90'ların başları, Yugoslavya parçalanıyor.
03:51
We were sitting over there with a country in a downfall,
53
231000
3000
Çöküşte olan bir ülkede yaşıyorduk,
03:54
in a slow-motion downfall.
54
234000
4000
yavaş yavaş çökmekte olan.
03:58
And we all had all of that on tapes.
55
238000
3000
Ve hepimiz olanları bantlara kaydetmiştik
04:01
We had the ability to understand what was going on.
56
241000
3000
Neler olduğunu anlayabiliyorduk.
04:04
We were actually recording history.
57
244000
2000
Aslında tarihi bir olayı kaydediyorduk.
04:06
The problem was that we had to re-tape that history a week later;
58
246000
5000
Sorun şu ki bir hafta sonra o tarihi tekrar kaydetmek zorunda kaldık;
04:11
because if we did not, we could not afford enough tapes
59
251000
4000
çünkü eğer yapmasaydık, bu tarihin arşivini tutmak için
04:15
to keep archives of that history.
60
255000
3000
yeteri kadar bant almaya paramız yetmeyecekti.
04:18
So if I gave you that picture, I don't want to go too long on that.
61
258000
5000
Eğer size durumu tarif edebildiysem, daha fazla uzatmak istemiyorum.
04:23
In that context a gentleman came to my office at that time.
62
263000
4000
Bu bağlamda o zamanlar ofisime bir beyefendi geldi.
04:27
It was still 1991.
63
267000
1000
Hala 1991 yılıydı.
04:28
He was running a media systems organization
64
268000
3000
Hala faaliyette olan bir medya sistemleri kuruluşu işletiyordu
04:31
which is still in business, the gentleman is still in business.
65
271000
3000
bu beyefendi hala faaliyet gösteriyor.
04:34
And what did I know at that time about media systems?
66
274000
3000
Ve o zamanlar medya sistemleri hakkında ne biliyordum?
04:37
I would think media systems were organizations,
67
277000
3000
Medya sistemlerinin kuruluşlar olduğunu düşünüyordum,
04:40
which means they should help you.
68
280000
4000
yani size yardım etmeliydiler.
04:44
So I prepared two plans for that meeting, two strategic plans:
69
284000
3000
Böylece bu toplantı için iki plan hazırladım, iki stratejik plan.
04:47
the small one and the big one.
70
287000
2000
Küçük olan ve büyük olan.
04:49
The small one was, I just wanted him
71
289000
2000
Küçük olan şuydu, ondan sadece
04:51
to help us get those damn tapes,
72
291000
2000
şu kahrolası bantları almamıza yardımcı olmasını istedim,
04:53
so we can keep that archive for the next 50 years.
73
293000
4000
ki sonraki 50 yıl için arşiv tutabilelim.
04:57
The big plan was to ask him for a 1,000,000-dollar loan.
74
297000
5000
Büyük plansa ondan bir milyon dolar borç istemekti.
05:02
Because I thought, I still maintain,
75
302000
3000
Çünkü düşündüm ki, ve hala aynı kanıdayım,
05:05
that serious and independent media companies are great business.
76
305000
4000
ciddi ve bağımsız medya şirketleri çok iyi işlerdir.
05:09
And I thought that B92 will survive and be a great company
77
309000
4000
Milosevic öldüğü zaman, B92'nin hayatta kalacağını ve iyi bir şirket
05:13
once Milosevic is gone, which turned out to be true.
78
313000
3000
olacağını düşündüm ve bu konuda haklı çıktım.
05:16
It's now probably either the biggest or the second biggest
79
316000
3000
Sanırım şimdi ülkedeki ya en büyük ya da
05:19
media company in the country.
80
319000
2000
ikinci büyük medya şirketi.
05:21
And I thought that the only thing that we needed at that time
81
321000
3000
Ve o dönem zor zamanları atlatmak için
05:24
was 1,000,000-dollar loan to take us through those hard times.
82
324000
4000
ihtiyacımız olan tek şeyin bir milyon dolar olduğunu düşünmüştüm.
05:28
To make a long story short, the gentleman comes into the office,
83
328000
4000
Kısacası, bu beyefendi ofisime gelir,
05:32
great suit and tie.
84
332000
4000
iyi bir takım ve kravatla.
05:36
I gave him what I thought was a brilliant explanation
85
336000
4000
Ona siyasi durumun açıklamasını bana göre dahice olan açıklamasını yaptım
05:40
of the political situation and explained how hard and difficult
86
340000
5000
ve savaşın ne kadar zorlu ve eziyetli geçeceğini
05:45
the war will be.
87
345000
2000
açıkladım.
05:47
Actually, I underestimated the atrocities, I have to admit.
88
347000
3000
Aslında, kabul etmeliyim ki, yapılan zulümleri hafife aldım.
05:50
Anyway, after that whole, big, long explanation,
89
350000
3000
Her neyse, çok uzun süren bir açıklamanın ardından,
05:53
the only question he had for me -- and this is not a joke --
90
353000
5000
bana sorduğu tek soru -- bu şaka değil --
05:58
is, are we paying royalties after we broadcast music
91
358000
4000
şuydu, Michael Jackson'ın şarkılarını yayınladıktan sonra
06:02
of Michael Jackson?
92
362000
4000
telif hakkı ödüyor muyuz?
06:06
That was really the only question he had.
93
366000
2000
Bu gerçekten sorduğu tek soruydu.
06:08
He left, and I remember being actually very angry at myself
94
368000
7000
Gittiğinde, kendime çok kızdığımı hatırlıyorum, çünkü dünyada
06:15
because I thought there must be an institution in the world
95
375000
4000
medya şirketlerine kredi sağlayan bir kurumun olması
06:19
that is providing loans to media companies.
96
379000
3000
gerektiğini düşünüyordum.
06:22
It's so obvious, straight in your face,
97
382000
3000
O kadar bariz ve göz önünde ki bu fikri birisinin aklına
06:25
and somebody must have thought of it.
98
385000
1000
getirmemesi imkansızdı...
06:26
Somebody must have started something like that.
99
386000
3000
Biri böyle birşeyi başlatmış olmalıydı.
06:29
And I thought, I'm just dumb and I cannot find it.
100
389000
4000
Ve onu bulamadığım için çok aptal olduğumu düşündüm.
06:33
You know, in my defense, there was no Google at that time;
101
393000
2000
Bilirsiniz, kendimi savunmam gerekirse, o zamanlar Google yoktu;
06:35
you could not just Google in '91.
102
395000
3000
91 yılında Google'da arama yapamıyordunuz.
06:38
So I thought that that's actually my problem.
103
398000
4000
Yani bunun sadece benim sorunum olduğunu düşündüm.
06:42
Now we go from here, fast forward to 1995.
104
402000
4000
Şimdi buradan hızlı bir şekilde 1995'e geçiyoruz.
06:46
I have -- I left the country, I have a meeting with George Soros,
105
406000
6000
Ben -- ülkeden ayrıldım, George Soros ile bir toplantım vardı,
06:52
trying for the third time to convince him that
106
412000
6000
onun -- kuruluşunun medya bankası gibi çalışacak
06:58
his foundation should invest in something that should
107
418000
3000
birşeye yatırım yapması için üçüncü kez
07:01
operate like a media bank.
108
421000
4000
ikna etmeye çalışıyordum.
07:05
And basically what I was saying is very simple.
109
425000
3000
Ve temelde söylediğim şey çok basitti.
07:08
You know, forget about charity; it doesn't work.
110
428000
1000
Bilirsiniz, bağışı unutun, işe yaramıyor;
07:09
Forget about handouts; 20,000 dollars do not help anybody.
111
429000
5000
el ilanlarını unutun, 20,000 doların kimseye faydası yok.
07:14
What you should do is you should treat media companies as a business.
112
434000
4000
Yapmanız gereken şey medya şirketlerine iş olarak bakmanız.
07:18
It's business anywhere.
113
438000
2000
Bu heryerde iştir.
07:20
Media business, or any other business, it needs to be capitalized.
114
440000
3000
Medya işi ya da başka bir işin sermayeleştirilmesi gerekir.
07:23
And what these guys need, actually, is access to capital.
115
443000
5000
Ve bu adamların gerçekten ihtiyacı olan şey sermayeye erişim.
07:28
So third meeting, arguments are pretty well exercised.
116
448000
5000
Böylece üçündü toplantı, savlar oldukça iyi çalışıldı.
07:33
At the end of the meeting he says,
117
453000
2000
Toplantının sonunda şöyle dedi;
07:35
look, it is not going to work; you will never see your money back;
118
455000
4000
bak, bu işe yaramayacak, paranı bir daha geri alamayacaksın.
07:39
but my foundations will put 500,000 dollars so you can test the idea.
119
459000
5000
Ama benim kuruluşlarım 500,000 dolar verecek, böylece fikri test edebilirsin.
07:44
See that it will not work.
120
464000
5000
İşe yarayıp yaramayacağını görürsün.
07:49
He said, I'll give you a rope to hang yourself.
121
469000
2000
Sana kendini asman için bir ip vereceğim dedi.
07:51
(Laughter)
122
471000
2000
(Gülüşmeler)
07:53
I knew two things after that meeting.
123
473000
3000
Bu toplantıdan sonra iki şeyi biliyordum.
07:56
First, under no circumstances I want to hang myself.
124
476000
4000
Birincisi, hiçbir koşulda kendimi asmak istemiyordum.
08:00
And second, that I have no idea how to make it work.
125
480000
6000
Ve ikincisi bu işin nasıl yürüyeceği konusunda en ufak bir fikrim yoktu.
08:06
You see, at the level of a concept, it was a great concept.
126
486000
4000
Görüyorsunuz, bir konsepte göre çok iyiydi.
08:10
But it's one thing to have a concept;
127
490000
2000
Ama bir konsepte sahip olmak ayrı,
08:12
it's a totally separate thing to actually make it work.
128
492000
3000
onun işe yaramasını sağlamak ise tamamen ayrı bir şeydir.
08:15
So I had absolutely no idea how that could actually work.
129
495000
4000
Yani bunun nasıl işe yarayacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu.
08:19
Had the wrong idea; I thought that we can be a bank.
130
499000
3000
Yanlış bir fikrim vardı, bir banka olabileceğimizi düşünmüştüm.
08:22
You see banks -- I don't know if there are any bankers over here;
131
502000
3000
Bankaları bilirsiniz, aranızda hiç bankacı var mı bilmiyorum,
08:25
I apologize in advance -- but it's the best job in the world.
132
505000
4000
şimdiden özür dilerim, ama bu dünyadaki en iyi iş.
08:29
You know, you find somebody who is respectable
133
509000
3000
Bilirsiniz, saygın ve çok parası olan
08:32
and has a lot of money.
134
512000
1000
birini buluyorsunuz.
08:33
You give them more money; they repay you that over a time.
135
513000
5000
Ona daha fazla para veriyorsunuz; zaman içinde size geri ödüyorlar.
08:38
You collect interest and do nothing in between.
136
518000
2000
Faiz alıyorsunuz ve arada hiçbir şey yapmıyorsunuz.
08:40
So I thought, why don't we get into that business?
137
520000
2000
Bu yüzden neden biz de bu işe girmeyelim ki diye düşündüm.
08:42
(Laughter)
138
522000
2000
(Gülüşmeler)
08:44
So here we are having our first client, brilliant.
139
524000
6000
İşte buradayız ilk müşterimizi bulduk, harika.
08:50
First independent newspaper in Slovakia.
140
530000
2000
Slovakya'daki ilk bağımsız gazete.
08:52
The government cutting them off
141
532000
1000
Hükümet onların Bratislava'daki
08:53
from all the printing facilities in Bratislava.
142
533000
3000
matbaalarla çalışmasını engelliyor.
08:56
So here's the daily newspaper
143
536000
1000
İşte başkentten 400 kilometre uzakta
08:57
that has to be printed 400 kilometers away from the capital.
144
537000
4000
basılması gereken bu günlük gazete.
09:01
It's a daily newspaper with a deadline of 4 p.m.
145
541000
4000
Son teslim saati öğleden sonra 4 olan günlük bir gazete.
09:05
That means that they have no sports;
146
545000
2000
Bu demek oluyor ki spor haberleri yok,
09:07
they have no latest news; circulation goes down.
147
547000
3000
son haberler yok, tiraj düşüyor.
09:10
It's a kind of very nice, sophisticated way
148
550000
3000
Bu bir günlük gazetenin ekonomik gelişimini
09:13
how to economically strangle a daily newspaper.
149
553000
4000
engellemenin bir çeşit çok iyi, çok yönlü yolu.
09:17
They come to us with a request for a loan.
150
557000
2000
Bize kredi isteğiyle geldiler.
09:19
They want to -- the only way for them to survive
151
559000
2000
İstedikleri -- hayatta kalmaları için tek yol
09:21
is to get a printing press.
152
561000
2000
baskı makinesi almak.
09:23
And we said, that's fine; let's meet;
153
563000
3000
Ve dediğimiz gibi, önemli değil, bir toplantı yapalım,
09:26
you'll bring us your business plan, which eventually they did.
154
566000
4000
bize iş planınızı getirin dedik ve neticede getirdiler.
09:30
We start the meeting.
155
570000
2000
Toplantıya başladık.
09:32
I get these two pieces of paper, not like this, A4 format,
156
572000
4000
Bu iki sayfa kağıdı aldım, böyle değil, A4 formatında,
09:36
so it's much bigger.
157
576000
2000
yani daha büyük.
09:38
A lot of numbers there. A lot of numbers.
158
578000
3000
Üzerinde birçok rakam var. Birçok rakam.
09:41
But however you put it, you know, the numbers
159
581000
2000
Ama nasıl koyarsanız koyun, bilirsiniz, rakamlar
09:43
do not make any sense.
160
583000
2000
anlam ifade etmez.
09:45
And that's the best they could do.
161
585000
2000
Ve bu yapabileceklerinin en iyisiydi.
09:47
We were the best that they could do.
162
587000
1000
Yapabilecekleri en iyi şey bizdik.
09:48
So that is how we understood what our method is.
163
588000
2000
İşte bu şekilde yöntemimizin nasıl olduğunu anladık.
09:50
It's not a bank. We had to actually
164
590000
3000
Bir banka değil. Aslında bu şirketlere girip
09:53
go into these companies and earn our return
165
593000
4000
verdiğimiz parayı geri kazanmalıydık
09:57
by fixing them -- by establishing management systems,
166
597000
3000
onları düzelterek -- yönetim sistemleri kurarak
10:00
by providing all that knowledge, how do you run a business
167
600000
2000
tek taraflı bir işin nasıl yürütüldüğünün bilgisini sağlayarak --
10:02
on one side -- while they all know how to run, how to create content.
168
602000
6000
onlarınsa tüm bildikleri nasıl işletecekleri ve nasıl fikir yaratacaklarıydı.
10:08
Just quickly on the results.
169
608000
6000
Hemen sonuçlara dönelim.
10:14
Over these 10 years, 40 million dollars in affordable financing,
170
614000
6000
Bu 10 yılı aşkın sürede, uygun maliyetli finansmanda 40 milyon dolar,
10:20
average interest rate five percent to six percent.
171
620000
3000
ortalama faiz oranı yüzde 5 ile yüzde 6 arası.
10:23
Lately we are going wild, charging seven percent from time to time.
172
623000
6000
Son zamanlarda, kendimizi aştık, zaman zaman yüzde 7 talep ediyoruz.
10:29
We do it in 17 countries of the developing world.
173
629000
4000
Bunu gelişen dünyanyanın 17 ülkesinde yapıyoruz.
10:33
And here is the most stunning number.
174
633000
3000
Ve işte en çarpıcı rakam.
10:36
Return rate -- the one that Soros was so worried about -- 97 percent.
175
636000
6000
Getiri oranı -- Soros'u çok endişelendiren -- yüzde 97.
10:42
97 percent of all the scheduled repayments came back to us on time.
176
642000
5000
Belirlenmiş geri ödemelerin yüzde 97'si zamanında geri döndü.
10:47
What do we typically finance?
177
647000
1000
Genelde neyi finanse ediyoruz?
10:48
We finance anything that a media company would need,
178
648000
3000
Bir medya şirketiniz ihtiyaç duyacağı herşeyi finanse ediyoruz,
10:51
from printing presses to transmitters.
179
651000
5000
baskı makinesinden vericilere kadar.
10:56
What is most important is we do it
180
656000
5000
En önemlisi bunu
11:01
either in form of loans, equities, lease --
181
661000
3000
kredi, hisse senetleri, finansal kiralama şekillerinde yapıyoruz --
11:04
whatever is appropriate for, you know, supporting anybody.
182
664000
3000
bilirsiniz birini desteklemek için hangisi en uygunsa.
11:07
But what is most important here is, who do we finance?
183
667000
5000
Ama burada en önemli olan şey kimi finanse ediyoruz?
11:12
We believe that in the last 10 years companies
184
672000
2000
Son 10 yılda finanse ettiğimiz şirketlerin
11:14
that we've financed are actually the best media companies
185
674000
4000
gelişen dünyadaki en iyi medya şirketleri
11:18
in the developing world.
186
678000
2000
olduğuna inanıyoruz.
11:20
That is a "Who is Who" list.
187
680000
2000
Bu bir "Kim Kimdir" listesi.
11:22
And I could spend hours talking about them,
188
682000
5000
Ve saatlerce onlardan bahsedebilirim,
11:27
because they're all kind of heroes.
189
687000
1000
çünkü hepsi birer kahraman.
11:28
And I can, but I'll give you just, maybe one,
190
688000
3000
Ve kimlerle çalıştığımıza dair belki bir
11:31
and depending on time I may give you two examples
191
691000
3000
ve zamana göre iki örnek
11:34
who we work with.
192
694000
1000
verebilirim.
11:35
You see we started working in Eastern and Central Europe,
193
695000
2000
Görüyorsunuz çalışmaya Doğu ve Merkez Avrupa'da başladık,
11:37
and moved to Russia.
194
697000
2000
ve Rusya'ya taşındık.
11:39
Our first loan in Russia was in Chelyabinsk.
195
699000
3000
İlk kredimizi Rusya'da Chelyabinsk'de verdik.
11:42
I'll bet half of you have never heard of that place.
196
702000
3000
Bahse varım yarınız bu yerin adını duymamıştır.
11:45
In the south of Russia there's a guy called
197
705000
3000
Rusya'nın güneyinde Boris Nikolayevich Kirshin
11:48
Boris Nikolayevich Kirshin, who is running
198
708000
2000
adında orada bağımsız bir gazete
11:50
an independent newspaper there.
199
710000
2000
çıkaran bir adam yaşıyor.
11:52
The city was closed until early '90s
200
712000
2000
Şehir 90'ların başlarına kadar kapalıydı
11:54
because, of all things, they were producing glass for Tupolev planes.
201
714000
7000
çünkü Tupolev uçakları için cam üretiyorlardı.
12:01
Anyway, he's running independent newspaper there.
202
721000
4000
Her neyse, orada bağımsız bir gazete çıkarıyor.
12:05
After two years working with us, he becomes
203
725000
2000
Bizimle iki yıl çalıştıktan sonra
12:07
the most respected newspaper in that small place.
204
727000
6000
o küçük yerdeki en saygın gazete oluyor.
12:13
Governor comes to him one day,
205
733000
2000
Vali bir gün onu görmeye geliyor
12:15
actually invites him to come to his office.
206
735000
2000
aslında onu ofisine davet ediyor.
12:17
He goes and sees the governor. The governor says,
207
737000
3000
Gidip valiyi görüyor. Vali şöyle diyor,
12:20
Boris Nikolayevich, I understand you are doing a great job,
208
740000
2000
Boris Nikolayevich, anlıyorum ki çok iyi bir işin var,
12:22
and you are the most respected newspaper in our district.
209
742000
6000
ve bölgemizdeki en saygın gazetenin sahibisin.
12:28
And I want to offer you a deal.
210
748000
4000
Ve sana bir anlaşma öneriyorum.
12:32
Can you please give me your newspaper for the next nine months,
211
752000
3000
Önümüzdeki dokuz ay için gazeteni bana verir misin lütfen,
12:35
because I have elections --
212
755000
2000
çünkü seçinlerim var --
12:37
there are elections coming up in nine months.
213
757000
3000
dokuz ay içinde seçimler var.
12:40
I will not run, but it's very important for me
214
760000
3000
İşletmeyeceğim, ama bu beni kimin başarıya
12:43
who is going to succeed me.
215
763000
2000
götüreceği çok önemli.
12:45
So give me the paper for nine months. I'll give it back to you.
216
765000
2000
Bu yüzden gazeteyi dokuz aylığına bana ver, geri vereceğim.
12:47
I have no interest in being in media business.
217
767000
3000
Medya işiyle ilgilenmiyorum.
12:50
How much would that cost?
218
770000
3000
Kaça mal olur?
12:53
Boris Nikolayevich says, "It's not for sale."
219
773000
2000
Boris Nikolayevich "Satılık değil." der
12:55
The governor says, "We will close you."
220
775000
3000
Vali "Kapatırız." der
12:58
Boris Nikolayevich says, "No, you cannot do it."
221
778000
2000
Boris Nikolayevich ise "Hayır, yapamazsınız" der
13:00
Six months later the newspaper was closed.
222
780000
4000
Altı ay sonra gazete kapatıldı.
13:04
Luckily, we had enough time to help Boris Nikolayevich
223
784000
3000
Neyse ki Boris Nikolayevich'e şirketten tüm mal varlığını
13:07
take all the assets out of that company and bring him into a new one,
224
787000
4000
kurtarabilmesi, yeni bir iş kurabilmesi, tüm abone listelerini alabilmesi
13:11
to get all the subscription lists, rehire staff.
225
791000
4000
tekrar personel alımı için yardım etmeye yeteri kadar vaktimiz oldu.
13:15
So what the governor got was an empty shell.
226
795000
3000
Yani vali boşuna çabaladı.
13:18
But that is what happens if you're in business of independent media,
227
798000
4000
Ama işte bağımsız medya işindeyseniz
13:22
and if you are a banker for independent media.
228
802000
4000
ve bağımsız medya için bir bankacıysanız başınıza bu gelir
13:26
So it sounds like a great story.
229
806000
6000
Kulağa güzel bir hikaye gibi geliyor.
13:32
Somewhere down the road we opened a media management center.
230
812000
4000
Sürecin ilerleyen dönemlerinde, bir medya yönetim merkezi açtık.
13:36
We started our media lab, sounds like a real great story.
231
816000
3000
Medya laboratuvarımızı kurduk, gerçekten kulağa güzel geliyor.
13:39
But there is a second angle to that.
232
819000
3000
Ama bunun ikinci bir açısı var.
13:42
The second angle, like in this clip.
233
822000
2000
İkinci açı, bu klipteki gibi.
13:44
If you take the camera above, you start thinking
234
824000
2000
Eğer kamerayı yukarı koyarsak, tekrar
13:46
about these numbers again.
235
826000
1000
bu rakamları düşünmeye başlarsınız.
13:47
40 million dollars over 10 years spread over 17 countries.
236
827000
7000
10 yılı aşkın sürede 17'den fazla ülkede 40 milyon dolar.
13:54
That is not too much, is it?
237
834000
2000
Çok fazla değil, öyle değil mi?
13:56
It's actually just a drop in the sea.
238
836000
2000
Bu aslında sadece denizde bir damla.
13:58
Because when you think about the importance,
239
838000
2000
Çünkü önemini düşündüğünüzde,
14:00
some of the issues that we were talking about last night --
240
840000
3000
dün gece konuştuğumuz bazı sorunları --
14:03
this last session we had about Africa and his
241
843000
2000
bu son oturumda Afrika'dan ve
14:05
hypothetical 50 billion dollars destined for Africa.
242
845000
5000
Afrika için gönderilen farazi 50 milyar dolardan.
14:10
All of those, not all, half of those problems mentioned last night --
243
850000
6000
Tüm bunlar, hepsi değil, bu sorunların yarısından dün gece bahsedildi --
14:16
government accountability, corruption, how do you fight corruption,
244
856000
5000
hükümete hesap verme zorunluluğu, yıkım, yıkımla nasıl savaşırız,
14:21
giving voice to unheard, to poor --
245
861000
3000
duyulmayanların, fakirlerin sesi olmak--
14:24
it's why independent media is in business.
246
864000
4000
işte bu yüzden bağımsız medya var.
14:28
And it's why it was invented.
247
868000
2000
Ve bu yüzden icat edildi.
14:30
So from that perspective, what we did is just really
248
870000
3000
Yani bu açıdan, yaptığımız şey gerçekten
14:33
one drop in the sea of that need that we can identify.
249
873000
7000
tanımlayabileceğimiz ihtiyacın denizdeki tek bir damlası.
14:40
Now ours is just one story.
250
880000
3000
Şimdi bizimki sadece bir hikaye.
14:43
I'm sure that in this room there are, like, 15 other wonderful stories
251
883000
3000
Eminim bu odada belki muhteşem işler başarmış kar amacı gütmeyen
14:46
of nonprofits doing spectacular work.
252
886000
3000
teşkilatların başka 15 harika hikayesi vardır.
14:49
Here is where the problem is,
253
889000
3000
İşte sorunun olduğu yer burası,
14:52
and I'll explain to you as well as I can what the problem is.
254
892000
6000
ve size sorunun ne olduğunu elimden geldiğince açıklayacağım.
14:58
And it's called fundraising.
255
898000
2000
Ve buna bağış toplama deniyor.
15:00
Imagine that this third of this room is filled
256
900000
4000
düşünün ki bu odanın bu üçte birlik kısmı
15:04
with people who represent different foundations.
257
904000
3000
farklı kuruluşları temsil eden insanlarla dolu.
15:07
Imagine two thirds over here running excellent organizations,
258
907000
5000
Düşünün ki o kısmın üçte ikisi mükemmel işler yürütüyorlar,
15:12
doing very important work.
259
912000
3000
çok önemli işler yapıyorlar.
15:15
Now imagine that every second person over here
260
915000
2000
Şimdi o tarafta her iki kişiden birinin
15:17
is deaf, does not hear, and switch the lights off.
261
917000
5000
sağır olduğunu, duymadığını düşünün ve ışıkarı söndürün.
15:22
Now that is how difficult it is to match people
262
922000
2000
İşte odanın bu tarafındaki insanlarla
15:24
from this side of the room
263
924000
2000
diğer tarafındaki insanları
15:26
with people of that side of the room.
264
926000
3000
bir araya getirmek bu kadar zor.
15:29
So we thought that some kind of a big idea is needed
265
929000
5000
Bü yüzden bağış toplamayı yeniden düşünmek, yenilemek için
15:34
to reform, to totally rethink fundraising.
266
934000
5000
bir çeşit büyük bir fikre ihtiyaç olduğunu düşündük.
15:39
You know, instead of people running in this dark,
267
939000
2000
Bilirsiniz, insanların karanlıkta dolanarak,
15:41
trying to find their own match, who will be willing,
268
941000
3000
gönüllü olan, aynı amaçları taşıyan
15:44
who has the same goals.
269
944000
2000
eşlerini aramalarındansa
15:46
Instead of all of that we thought there is --
270
946000
3000
Tüm bunların yerine düşündük ki
15:49
something new needs to be invented.
271
949000
3000
yeni bir şey icat edilmeli.
15:52
And we came up with this idea of issuing bonds,
272
952000
3000
Ve aklımıza ihraç bonoları,
15:55
press freedom bonds.
273
955000
1000
özgür basın bonoları geldi.
15:56
If there are investors willing to finance
274
956000
7000
Eğer ABD hükümetinin bütçe açığını finanse etmek isteyen
16:03
U.S. government budget deficit,
275
963000
2000
yatırımcılar varsa,
16:05
why wouldn't we find investors willing to finance
276
965000
3000
neden özgür basın açıklarını finanse etmek isteyen
16:08
press freedom deficit?
277
968000
3000
yatırımcılar olmasın ki?
16:11
We've decided to do it this fall; we will issue them,
278
971000
2000
Bunu bu sonbaharda yapmaya karar verdik; onları piyasaya çıkaracağız,
16:13
probably in denominations of 1,000 dollars.
279
973000
3000
muhtemelen 1,000 dolarlık değerler şeklinde.
16:16
I don't want to advertise them too much; that's not the point.
280
976000
2000
Çok fazla reklam yapmak istemiyorum, çünkü konu bu değil.
16:18
But the point is, if we ever survive to actually issue them,
281
978000
4000
Asıl konu, eğer onları piyasaya sürmeyi başarabilirsek,
16:22
find enough investors that this can be considered a success,
282
982000
4000
yeterince yatırımcı bulabilirsek bunu bir başarı olarak düşünebiliriz,
16:26
there's nothing stopping the next organization
283
986000
3000
önümüzdeki bahar ihraç bonosu çıkarmamızı
16:29
to start to issue bonds next spring.
284
989000
5000
engelleyecek birşey olmaz.
16:34
And those can be environmental bonds.
285
994000
2000
Ve bunlar çevresel bonolar da olabilir.
16:36
And then two weeks later, Iqbal Quadir can issue his
286
996000
5000
Ve böylece iki yıl sonra, Iqbal Quadir Bangladeş bonolarında
16:41
electricity in Bangladesh bonds.
287
1001000
3000
elektriğini piyasaya sürebilir.
16:44
And before you know it, any social cause
288
1004000
3000
Ve sizin haberiniz bile olmadan, herhangi bir sorun
16:47
can be actually financed in this way.
289
1007000
3000
bu şekilde finanse edilebilir.
16:50
Now we do daydreaming in 11:30 with 55 seconds left.
290
1010000
5000
Şimdi saat 11:30'da 55 saniyemiz kalmışken hayal kuruyoruz.
16:55
But let's take the idea further.
291
1015000
2000
Ama haydi bu hayali daha ileri götürelim.
16:57
You do it, you start it in the States, because it's,
292
1017000
3000
Siz yapın, Amerika'da başlatın, çünkü
17:00
you know, concepts are very, very close to American minds.
293
1020000
3000
bilirsiniz, konseptler Amerikan düşüncesine çok, çok yakındır.
17:03
But you can actually bring it to Europe, too.
294
1023000
2000
Ama bunu aslında Avrupa'da da yapabilirsiniz.
17:05
You can bring it to Asia.
295
1025000
2000
Aysa'ya da götürebilirsiniz.
17:07
You can, once you have all of those different points,
296
1027000
4000
Bütün farklı açılara sahip olduğunuzda
17:11
you can make it easy for investors.
297
1031000
2000
işi yatırımcılar için kolaylaştırabilirsiniz.
17:13
Put all of those bonds at one place
298
1033000
2000
Tüm bonoları tek bir yerde toplayın
17:15
and they sit down and click.
299
1035000
2000
ve gelip başlasınlar.
17:17
Once you have more than 10 of them
300
1037000
2000
10 taneden fazlasına sahip olduğunuzda
17:19
you have to develop some kind of a matrix.
301
1039000
3000
bir çeşit matriks geliştirmelisiniz.
17:22
What do investors get?
302
1042000
1000
Yatırımcılar ne kazanıyor?
17:23
On one side financial, on the other side social.
303
1043000
3000
Bir mali yönü bir de sosyal yönü var.
17:26
So that brings the idea of some kind of rating agency,
304
1046000
6000
Böylece bu bir derecelendirme kuruluşu fikrini ortaya çıkarıyor
17:32
Morningstar type.
305
1052000
2000
Morningstar gibi.
17:34
It says, you know, social impact over here is spectacular, five stars.
306
1054000
4000
Biliyorsunuz buradaki sosyal etki muhteşem, beş yıldızlı.
17:38
Financial, they give you one percent, only one star.
307
1058000
4000
Size sağladıkları para yüzde bir, sadece bir yıldız.
17:42
Now take it to the last step.
308
1062000
4000
Şimdi bir sonraki seviyeye taşıyın.
17:46
Once you have all of that put together,
309
1066000
2000
Hepsini bir araya getirdiğinizde,
17:48
there's not one reason why you couldn't actually have
310
1068000
5000
neden tüm bu bonoları elinizden oldukça
17:53
a marketplace for all of that,
311
1073000
2000
çabuk bir şekilde
17:55
where you cannot dispose of all of those bonds in a pretty quick way.
312
1075000
5000
çıkarabileceğiniz bir pazarınız olmasın.
18:00
And in that way you organize the financing
313
1080000
3000
Ve bu şekilde finansmanı siz sağlarsınız
18:03
so there are no dark rooms, no blind people
314
1083000
2000
Böylece ne karanlık odalar, ne kör insanlar
18:05
running around to find each other.
315
1085000
2000
birbirini bulmak için oradan oraya koşturur.
18:07
Thank you.
316
1087000
1000
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7