Why should you read “Midnight’s Children”? - Iseult Gillespie

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Saliha Karatepeli

It begins with a countdown.

Her şey bir geri sayımla başladı.

On August 14th, 1947,

14 Ağustos 1947'de,

a woman in Bombay goes into labor as the clock ticks towards midnight.

saat gece yarısına doğru ilerlerken Bombay'daki bir kadının doğumu başladı.

Across India, people hold their breath for the declaration of independence

Hindistan'da insanlar, yaklaşık iki yüzyıllık İngiliz işgali

after nearly two centuries of British occupation and rule.

ve egemenliğinin ardından bağımsızlık ilanı için nefesini tutuyordu.

And at the stroke of midnight,

Tam gece yarısında,

a squirming infant and two new nations are born in perfect synchronicity.

bir bebek ve iki yeni ülke mükemmel senkronizasyonla doğdu.

These events form the foundation of "Midnight’s Children,"

Bu olaylar Salman Rushdie’nin göz kamaştırıcı romanı

a dazzling novel by the British-Indian author Salman Rushdie.

“Geceyarısı Çocukları”nın temelini oluşturuyor.

The baby who is the exact same age as the nation is Saleem Sinai,

Ulusla aynı yaşta olan bebek, romanın kahramanı

the novel’s protagonist.

Saleem Sinai'dır.

His narrative stretches over 30 years of his life,

Hikayesi, aile sırları ve derin gizemler üzerine yorum yapmak için

jumping backwards and forwards in time to speculate on family secrets

zamanda geriye ve ileriye giderek

and deep-seated mysteries.

30 senelik yaşamına yayılıyor.

These include the greatest enigma of all: Saleem has magic powers,

Bu gizemler, en büyük bilmeceyi de içeriyor:

Saleem'in sihirli güçleri vardır ve bir şekilde doğum zamanı ile ilgilidir.

and they’re somehow related to the time of his birth.

And he’s not the only one.

Ancak yalnız değildir.

All children born in and around the stroke of midnight

Gece yarısı ve civarında doğan tüm çocuklar

are imbued with extraordinary powers;

olağanüstü güçlerle aşılanmıştır;

like Parvati the Witch, a spectacular conjurer;

muhteşem bir sihirbaz olan Cadı Parvati

and Saleem’s nemesis Shiva, a gifted warrior.

ve Saleem’in düşmanı olan yetenekli savaşçı Shiva gibi.

With his powers of telepathy,

Telepatik güçleriyle Saleem,

Saleem forges connections with a vast network of the children of midnight—

gece yarısı çocuklarından oluşan -

suya daldırıldığında cinsiyetini değiştiren bir çocuk

including a figure who can step through time and mirrors,

ve çok dilli yapışık ikizleri içeren

a child who changes their gender when immersed in water,

and multilingual conjoined twins.

geniş bir ağ ile bağlantı kuruyor.

Saleem acts as a delightful guide to magical happenings

Saleem, hem büyülü olaylara hem de tarihi bağlamlara

and historical context alike.

keyifli bir rehber olarak hareket ediyor.

Although his birthday is a day of celebration,

Doğum günü bir kutlama günü olmasına rağmen,

it also marks a turbulent period in Indian history.

Hindistan tarihinde çalkantılı bir döneme işaret eder.

In 1948, the leader of the Indian independence movement,

1948'de Hint bağımsızlık hareketinin lideri

Mahatma Gandhi, was assassinated.

Mahatma Gandhi öldürüldü.

Independence also coincided with Partition,

Bağımsızlık ayrıca, İngiliz kontrolündeki Hindistan'ı

which divided British-controlled India

Hindistan ve Pakistan olarak iki ülkeye ayıran

into the two nations of India and Pakistan.

bölünme ile aynı zamana denk geldi.

This contributed to the outbreak of the Indo-Pakistani Wars in 1965 and 1971.

Bu, 1965 ve 1971'deki Hint-Pakistan Savaşlarının patlak vermesine sebep oldu.

Saleem touches on all this and more,

Saleem, 1971'de Bangladeş'in kurulmasını

tracing the establishment of Bangladesh in 1971

ve Indira Gandhi'nin acil durum kurallarını takip ederek

and the emergency rule of Indira Gandhi.

tüm bunlara ve daha fazlasına değiniyor.

This vast historical frame is one reason why "Midnight’s Children"

Bu geniş tarihsel çerçeve, Geceyarısı Çocukları'nın

is considered one of the most illuminating works of postcolonial literature

sömürgecilik sonrası edebiyat eserlerinin en aydınlatıcı olarından

biri olarak görülmesinin nedenidir.

ever written.

This genre typically addresses the experience of people living in colonized

Bu tür tipik olarak, sömürge ve daha önce sömürgeleştirilmiş

ülkelerde yaşayan insanların deneyimlerine hitap ederek

and formerly colonized countries,

and explores the fallout through themes like revolution, migration, and identity.

devrim, göç ve kimlik gibi temaları araştırır.

Rushdie, who like Saleem was born in 1947, was educated in India and Britain,

Saleem gibi 1947'de doğmuş olan Rushdie,

Hindistan ve İngiltere'de eğitim gördü.

and is renowned for his cross-continental histories, political commentary,

Kıtalar arası geçmişi, politik yorumları ve büyülü gerçekçiliği ile ünlüdür.

and magical realism.

He enriches "Midnight’s Children" with a plethora of Indian

"Geceyarısı Çocukları"nı, aile geleneklerinden

and Pakistani cultural references,

yiyecek, din ve halk hikayelerine kadar

from family traditions to food, religion and folktales.

Hint ve Pakistan kültürel referanslarıyla zenginleştirir.

Scribbling by night under the watchful eyes of his lover Padma,

Sevgilisi Padma'nın gözlerinin altında geceleri karalayarak,

Saleem’s frame narrative echoes that of "1001 Nights,"

Saleem’in çerçeve anlatısı, Scheherazade adlı bir kadının

where a woman named Scheherazade tells her king a series of stories

kralına kendisini hayatta tutması için bir dizi hikaye anlattığı

to keep herself alive.

"1001 Gece"yi yansıtıyor.

And as Saleem sees it,

Saleem'in gördüğü gibi,

1001 is “the number of night, of magic, of alternative realities.”

1001 “alternatif gerçekliklerin, gecelerin ve sihirlerin sayısı”dır.

Over the course of the novel,

Romanın seyri boyunca,

Rushdie dazzles us with multiple versions of reality.

Rushdie gerçeğin birçok versiyonuyla göz kamaştırıyor.

Sometimes, this is like reading a rollercoaster.

Bazen, bir hız trenini okumaya benzer.

Saleem narrates:

Saleem anlatıyor:

“Who what am I? My answer:

''Kimim, neyim ben? Cevabım:

I am everyone everything whose being-in- the-world affected was affected by mine.

Ben, benim yeteneğimden etkilenen dünyadaki her şey, herkesim.

I am anything that happens after I’ve gone

Ben, benden sonra olan

which would not have happened if I had not come.

ve ben olmasaydım olmayacak olan her şeyim.

Nor am I particularly exceptional in this matter;

Ben de bu konuda özellikle istisnai değilim;

each 'I,' every one of the now-six- hundred-million-plus of us,

her bir “ben”, altı yüz milyon artı bizin her biri,

contains a similar multitude.

benzer bir çokluk içeriyor.

I repeat for the last time:

Son kez tekrar ediyorum:

to understand me, you’ll have to swallow a world.”

Beni anlamak için bir dünya yutmalısınız.''

Saleem’s narrative often has a breathless quality—

Saleem’in anlatısının soluk kesen bir kalitesi var-

and even as Rushdie depicts the cosmological consequences of a life,

hatta Rushdie bir yaşamın kozmolojik sonuçlarını gösterse de

he questions the idea that we can ever condense history into a single narrative.

tarihi tek bir anlatı haline getirebilme fikrini sorguluyor.

His mind-bending plot and shapeshifting characters

Onun akıl almaz entrikası ve şekil değiştiren karakterleri

have garnered continuing fascination and praise.

büyülemeye ve övgü almaya devam etti.

Not only did "Midnight’s Children" win the prestigious Man Booker Prize

“Geceyarısının Çocukları” yalnızca yayınlanma yılında

prestijli Man Booker Ödülü'nü kazanmakla kalmadı,

in its year of publication,

but in a 2008 competition that pitted all 39 winners against each other,

39 kazananın rekabet ettiği 2008'deki bir yarışmada,

it was named the best of all the winners.

kazananlar arasında en iyisi oldu.

In a masterpiece of epic proportions,

Rushdie, büyük başyapıtta

Rushdie reveals that there are no singular truths—

tekil gerçeklerin olmadığını,

rather, it’s wiser to believe in several versions of reality at once,

aksine gerçeğin birçok versiyonuna inanmanın,

hold many lives in the palms of our hands,

avuçlarımızda birçok yaşamı tutmanın ve saatin tek bir vuruşunda

and experience multiple moments in a single stroke of the clock.

birçok anı tecrübe etmenin daha akıllıca olduğunu ortaya koyuyor.