The myth of Anansi, the trickster spider - Emily Zobel Marshall

Çeviri: Esra Çakmak Gözden geçirme: Ebrar Batmaz

As the sun sets on a plantation in Jamaica,

Jamaika’da bir plantasyonda Güneş batmak üzereyken

children flock to Mr. Kwaku for a story.

çocuklar bir hikâye umuduyla Bay Kwaku’nun başına üşüştüler.

They all know he’s full of tales from Ghana, the land of their ancestors.

Hepsi onun, atalarının toprakları Gana’dan öyküler taşıdığını biliyordu.

But what they don’t know, Kwaku winks,

Bilmedikleri şey ise -- Kwaku göz kırpar --

is how their ancestors got those stories in the first place.

evvelinde atalarının bu hikâyeleri edinme öyküsüdür.

Long ago, all stories belonged to Nyame, the all-seeing Sky God.

Evvel zaman önce, bütün hikâyeler her şeyi gören gök tanrısı Nyame’ye aitti.

Dünyadaki insanlar sıkılmışlardı

People on Earth were bored and knew nothing about their history.

ve geçmişleri hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı.

But one creature decided enough was enough.

Ancak bu durum, bir canlının canına tak etti.

Anansi, the tricky, shapeshifting spider,

Kurnaz ve kılık değiştiren örümcek Anansi,

resolved to bring the stories down to Earth.

Dünya’ya hikâyeleri getirmeyi kafasına koydu.

He spun a web that stretched into the clouds

Bulutlara uzanan bir ağ ördü

and climbed up to confront the Sky God.

ve gök tanrısıyla yüzleşme gayesiyle yukarı tırmandı.

Crouching at Nyame’s feet, Anansi shouted at the top of his lungs

Nyame’nin ayaklarına kapandı ve avazı çıktığı kadar bağırdı;

that he had come to take ownership of the world’s stories.

dünyadaki hikâyelerin aidiyetini üzerine alması gerektiğini söyledi.

Looking down from his golden stool,

Nyame, altın iskemlesinden aşağıya bakarak

Nyame hooted with laughter at the spider’s absurd request.

örümceğin bu talebi üzerine kahkaha patlattı.

Nyame told Anansi that he could have all the stories he wished—

Nyame, Anansi’ye imkânsız bir görevi tamamlama şartıyla

but only if he could complete an impossible task.

dilediği bütün hikâyeleri alabileceğini söyledi.

If Anansi brought him Osebo the Leopard, Onini the Python,

Eğer Anansi kendisine Leopar Osebo’yu,

Piton Onini’yi, Eşek Arısı Mmoboro’yu

Mmoboro the Hornet, and Mmoatia the Forest Spirit,

ve Orman Ruhu Mmoatia’yı getirirse

then he could take the stories.

bütün hikâyeleri alabileceğini söyledi.

Anansi humbly accepted.

Anansi nazikçe teklifi kabul etti.

Nyame didn’t see him grinning as he scuttled away.

Anansi’nin uzaklaşırken sırıtışı Nyame’nin gözünden kaçtı.

Back on Earth, Anansi grabbed his magic bag and set to work.

Dünyaya dönen Anansi, büyülü çantasını aldığı gibi işe koyuldu.

Anansi found Onini the Python bathing in the sun.

Anansi, Piton Onini’yi güneşlenirken buldu.

Anansi scoffed that Onini couldn’t be the longest animal,

Anansi, Onini’nin en uzun hayvan olamayacağını söyleyerek onu tiye aldı,

saying he looked no longer than a piece of bamboo cane.

onun bir bambu çubuğu parçasından daha uzun gözükmediğini dile getirdi.

Enraged, Onini stretched himself across the bamboo to prove his lengthiness.

Sinirlenen Onini, uzunluğunu kanıtlamak için bambu parçası üzerine gerindi.

Anansi quickly bound him tight-tight to each end and placed him in his bag.

Anansi onu çabucak iki uçtan kuşattı ve çantasına yerleştirdi.

Next, Anansi dug a great pit in the middle of the path

Anansi sonrasında, Leopar Osebo’nun genellikle gezindiği yolun ortasına

Osebo the Leopard usually prowled, and covered it with banana leaves.

büyük bir çukur kazdı

ve muz kabuklarıyla üzerini kapattı.

Sure enough, mighty Osebo soon fell in.

Beklenildiği üzere, kudretli Osebo içine düştü.

Anansi scolded Osebo for his carelessness, but offered to rescue him.

Anansi, Osebo’yu dikkatsizliği için payladı

ancak yardım eli uzattı.

As he helped Osebo out of the pit, Anansi swiftly jabbed him with his knife.

Anansi Osebo’yu çukurdan kurtarırken

bıçağıyla aniden onu dürttü.

Osebo fell back to the ground

Osebo yere geri düştü,

where Anansi wound him up tight-tight in spider thread.

Anansi örümcek ağıyla onu sıkıca sardı.

Then, Anansi heard Mmoboro and his hornets buzzing.

Sonrasında, Anansi Mmoboro’yu ve onun vızıltısını işitti.

He cautiously approached them.

Temkinli bir şekilde onlara yanaştı.

This would be tricky— their stings could make someone swell up and die—

İğneleri birini şişirip öldürebilir

but Anansi knew they hated rain.

ancak Anansi onların yağmurdan nefret ettiklerini biliyordu.

He filled his mouth with water and spat it at the swarm.

Ağzını suyla doldurdu ve arı kümesine doğru tükürdü.

As they panicked, Anansi urged the hornets to shelter in his gourd,

Anansi, eşek arıları paniklediklerinde

onları sukabağı içinde siper etmeyi teklif etti

where they found themselves trapped.

ve onları tuzağa düşürmüş oldu.

Anansi had one more task: to capture Mmoatia

Anansi’nin son bir görevi kalmıştı,

kaçamaklı ve haşarı Orman Ruhu Mmoatia’yı yakalaması gerekiyordu.

the elusive and mischievous Forest Spirit.

She usually hid herself deep in the woods, but Anansi knew she was lonely.

Genellikle ormanın derinliklerinde saklanırdı,

ancak Anani onun yalnız olduğunu biliyordu.

So, he made a little doll covered in sap and left it in her path.

Bitki özsuyuyla kaplı bir oyuncak bebek yaptı ve onun yoluna bıraktı.

When she came upon it, Mmoatia spoke to the doll

Mmoatia, oyuncakla karşılaştığında onunla konuştu

but became enraged when it didn’t answer.

ancak cevap alamayınca köpürdü.

She hit the disrespectful doll

Saygısız oyuncağa patlatıverdi

and her small fists stuck to its sticky surface.

ve ufak yumrukları oyuncağın yapışkan yüzeyine saplanıverdi.

Anansi wrapped Mmoatia up tight-tight and scooped her into his bag

Anansi, Mmoatia’yı sıkıca sardı ve diğer yaratıkların yanına,

along with the other creatures.

çantasına gönderdi.

Triumphantly, he climbed his web back into the clouds.

Muzaffer bir edayla ağıyla bulutlara tırmandı.

When the Sky God saw that Anansi had completed the impossible task,

Gök tanrı, Anansi’nin imkânsız görevi tamamladığını görünce

he was amazed.

şaştı kaldı.

Nyame told Anansi that he had earned the world’s stories.

Nyame, Anansi’ye dünyanın hikâyelerini kazandığını söyledi.

Dancing for joy, Anansi gathered them up, stuffed the stories into his bag,

Sevinçten havalara uçtu,

Anansi hikâyeleri topladı ve çantasına yerleştirdi

and descended to Earth.

ve Dünya’ya geri döndü.

There, he scattered the stories throughout the world for people to share.

Hikâyeleri, dünyanın dört bir yanına insanlar paylaşsın diye yaydı.

And they did, Kwaku tells the children.

İnsanlar da bunu yaptı, dedi Kwaku çocuklara.

Generations have continued telling and reimagining Anansi’s stories

Anansi’nin hikâyeleri, Afrika’dan aşırılıp esir edilmelerinden sonra bile

even after being stolen from Africa and enslaved.

nesiller boyunca anlatıldı ve yeniden tasavvur edildi.

Anansi may be small, but “cunning’s better than strong,” Kwaku says,

Anansi küçük olabilir

ancak “Kurnazlık, güçten daha kuvvetlidir,” der Kwaku

and tells the children to take Anansi’s stories with them wherever they go.

ve çocuklara Anansi’nin hikâyelerini gittikleri her yere taşımalarını öğütler.

Looking at his audience, Kwaku knows that Anansi will persist

Kwaku dinleyicisine dayanarak;

as a symbol of resourcefulness and resistance in the face of oppression,

Anansi’nin beceriklilik, baskıya karşı direniş sembolü olarak süreceğini

and a testament to the enduring power of storytelling.

ve hikâye anlatıcılığının ebedi gücünün kanıtı olduğunu bilir.