What Earth in 2050 could look like - Shannon Odell

435,863 views ・ 2024-03-28

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Güzide Nisa Nur Saygılı Gözden geçirme: Başak Gökdaş
00:07
While we’re already feeling the devastating effects
0
7003
2419
İnsanlığın kaynaklı iklim değişikliğinin
00:09
of human-caused climate change,
1
9422
1877
yıkıcı etkilerini biz hissediyorken,
00:11
governments continue to fall short on making and executing emissions pledges
2
11382
4421
hükümetler salınım vaatleri hakkında yetersiz kalmaya devam ediyor
00:15
that would help thwart further warming.
3
15803
1919
bu küresel ısınmayı daha da körüklüyor.
00:17
So, what will our world look like in the next 30 to 80 years,
4
17764
4087
Önümüzdeki 30-80 yıl içinde böyle giderse
00:21
if we continue on the current path?
5
21851
1919
dünyamız nasıl görünecek?
00:23
While it’s impossible to know exactly how the next decade will unfold,
6
23978
3545
Önümüzdeki 10 yılda ne olacağını kestirmek zor
00:27
scientists and climate experts have made projections,
7
27523
3379
bilim insanları ve iklim uzmanları devletlerin ekonomik
00:30
factoring in the current state of affairs.
8
30902
2085
ilişkileriyle ilgili öngörüler tasarladılar.
00:33
This future we’re about to describe is bleak,
9
33112
2461
Tanımlamak üzere olduğumuz bu gelecek kasvetli,
00:35
but remember there’s still time to ensure it doesn’t become our reality.
10
35573
4338
ama unutmayın ki gerçek olmamasını sağlamak için zaman var.
00:40
It’s 2050.
11
40119
1210
2050 yılındayız.
00:41
We’ve blown past the 1.5 degree target that world leaders promised to stick to.
12
41329
4546
Dünya liderlerinin bağlı kalmaya söz verdiği 1,5 derecelik hedefi aştık.
00:45
The Earth has warmed 2 degrees since the 1800s,
13
45875
3170
Dünya ilk kez fosil yakıtları büyük ölçüde
00:49
when the world first started burning fossil fuels in mass scale.
14
49045
3420
kullanmaya başladığı 1800′lerden beri 2 derece ısındı.
00:52
Reports on heatwaves and wildfires regularly fill the evening news.
15
52715
4338
Sıcaklık dalgaları ve yangın haberleri haber bültenlerinde sürekli çıkıyor.
00:57
Summer days exceed 40 degrees in London and 45 degrees in Delhi,
16
57345
4212
Yaz günleri Londra’da 40 dereceyi ve Delhi’de 45 dereceyi aşıyor.
01:01
as extreme heat waves are now 8 to 9 times more common.
17
61557
3420
Çünkü aşırı sıcak hava dalgaları şu anda 8 ila 9 kat daha yaygın.
Yüksek sıcaklıklar, evleri uygun şekilde soğutmak için gereken
01:05
These high temperatures prompt widespread blackouts,
18
65269
2753
01:08
as power grids struggle to keep up with the energy demands
19
68022
2920
enerji taleplerini karşılamakta zorlanan elektrik şebekeleri nedeniyle
01:10
needed to properly cool homes.
20
70942
1960
elektrik kesintilerine neden oluyor.
01:13
Ambulance sirens blare through the night,
21
73069
2127
Ambulans sirenleri gece boyunca ötüyor,
01:15
carrying patients suffering from heatstroke, dehydration, and exhaustion.
22
75196
4087
kalp krizi, susuzluk ve bitkinlikten muzdarip hastaları taşıyor.
01:19
The southwestern United States, southern Africa, and eastern Australia
23
79534
4296
Güneybatı ABD, güney Afrika ve doğu Avustralya
01:23
experience longer, more frequent, and more severe droughts.
24
83830
3336
daha uzun, daha sık ve daha şiddetli kuraklıklar yaşıyor.
01:27
Meanwhile, the Philippines, Indonesia, and Japan
25
87208
3086
Bu arada, Filipinler, Endonezya ve Japonya
01:30
face more frequent heavy rainfall
26
90294
1794
daha sık yağışlarla yüzleşiyor
01:32
as rising temperatures cause water to evaporate faster,
27
92130
3211
yükselen sıcaklıklar suyu daha hızlı buharlaştırıp
01:35
and trap more water in the atmosphere.
28
95341
2419
atmosfere daha çok su hapsettiği için.
01:37
As the weather becomes more erratic,
29
97885
1794
Hava daha düzensiz hale geldikçe,
01:39
some communities are unable to keep pace with rebuilding
30
99804
2794
bazı topluluklar sürekli olarak yıkılan şeyleri
01:42
what’s constantly destroyed.
31
102598
1669
yeniden yapamaz hale geldiler.
01:44
Many move to cities,
32
104350
1210
Çoğu konut kıtlığı ve
01:45
where they face housing shortages and a lack of jobs.
33
105560
2752
işsizlikle yüzleştikleri şehirlere taşınıyor.
01:48
A resource squeeze is felt in newborn intensive care wards,
34
108437
3379
Yenidoğan yoğun bakımlarında kaynakların çekildiği hissediliyor,
01:51
as the rising temperature and air pollution
35
111816
2127
çünkü yüksek sıcaklıklar ve hava kirliliği
01:53
cause higher rates of premature and underweight births.
36
113943
3003
yüksek oranda prematüre ve zayıf doğumlara sebep oluyor.
01:57
More children develop asthma and respiratory disease,
37
117029
2962
Daha fazla çocukta astım ve solunum yolu hastalığı görülüyor
01:59
and rates balloon in communities regularly exposed to forest fire smoke.
38
119991
3837
ve oranlar orman yangınına maruz kalan topluluklarda patlıyor.
02:04
The global emissions added to the atmosphere each year
39
124036
2920
Her yıl atmosferde çoğalan küresel emisyonlar,
02:06
finally start to level off, thanks to government action,
40
126956
2920
hükümetlerin müdahalesiyle azalmaya başlıyor
02:09
but it’s decades too late.
41
129876
1543
ama bu onlarca yıl gecikmiş durumda.
02:11
We fail to reach net zero in time.
42
131419
2085
Zamanında net sıfıra ulaşamıyoruz.
02:13
As a result, by 2100 the Earth has warmed another 0.5 to 1.5 degrees.
43
133713
5797
Sonuç olarak, 2100 yılına kadar Dünya 0,5 ila 1,5 derece daha ısındı.
02:19
Over half of our remaining glaciers have melted.
44
139677
2586
Kalan buzullarımızın yarısından fazlası eridi.
02:22
As the sea heats up, its volume increases due to thermal expansion.
45
142263
3837
Deniz ısındıkça, termal genleşme nedeniyle hacmi artıyor.
02:26
Together, this elevates sea level by well over a meter.
46
146184
3169
Birlikte, bu deniz seviyesini bir metreden fazla yükseltiyor.
02:29
Entire nations, like the Marshall Islands and Tuvalu, are uninhabitable
47
149395
4296
Marshall Adaları ve Tuvalu gibi ada ülkeleri battığından
02:33
as large swaths of their islands are submerged.
48
153691
2836
büyük bir kısmı yaşanmaz halde.
02:36
Some islands, like the Maldives,
49
156819
1919
Maldivler gibi bazı adalar
02:38
spend billions building interconnected rafts
50
158738
2294
evlerin, restoranların ve okulların bağlı olduğu
02:41
that house apartments, schools, and restaurants
51
161032
2752
yüzen beton kaideler için
02:43
that float above its drowned cities.
52
163826
2002
milyarlar harcıyor.
02:45
Resettled climate migrants in Jakarta, Mumbai, and Lagos
53
165912
3878
Cakarta, Mumbai ve Lagos’ta yeniden yerleşen iklim göçmenleri tekrardan
02:49
are forced to abandon their homes once again,
54
169790
2378
evlerini terk etmek zorundalar çünkü yükselen
02:52
as rising tides and extreme storms flood buildings and crumble infrastructure.
55
172168
4463
dalgalar ve sert fırtınalar her yeri su altında bırakıyor, altyapıyı felç ediyor.
02:56
Overall, 250 million people are displaced.
56
176672
3587
Toplamda 250 milyon insan yerinden oluyor.
03:00
Some affluent cities like New York and Shanghai attempt to adapt,
57
180509
4171
New York ve Şangay gibi bazı varlıklı şehirler,
binaları ve yolları yükselterek uyum sağlamaya çalışıyor.
03:04
elevating buildings and roadways.
58
184680
1919
03:06
Ten-meter-tall seawalls line the cities’ coasts.
59
186891
3003
Şehirlerin kıyılarını 10 metre olan dalgakıranlar kaplıyor.
03:10
Children learn about extinct sea life which once inhabited the ocean’s reefs,
60
190019
3879
Çocuklar bir zamanlar mercanlardaki yok olmuş deniz yaşamını öğreniyor,
03:13
all of which have vanished thanks to rising surface water temperatures.
61
193898
3879
tüm bunlar yükselen yüzey sıcaklığı yüzünden silindiler.
03:18
Grocery prices skyrocket,
62
198361
1793
Market fiyatları birdenbire yükseliyor,
03:20
as food and water scarcity touch all communities.
63
200154
3253
yiyecek ve su kıtlığı her toplumu etkiliyor.
03:23
Fruits and products long grown in the tropics and subtropics
64
203658
3336
Orta tropik ve tropiklerde uzun süredir yetişen meyveler ve ürünler
03:26
rarely show up on shelves,
65
206994
1627
nadiren raflarda görülüyor
03:28
as intense heat waves paired with increasing humidity
66
208621
2836
çünkü artan nemle birlikte yoğun ısı dalgaları
03:31
make it deadly for farmers to work outdoors.
67
211457
2294
çiftçiler için dışarıda çalışmayı ölümcül yapıyor.
03:33
Unpredictable heatwaves, droughts, and floods
68
213960
2502
Öngörülemeyen sıcak hava dalgaları,
kuraklık ve seller
03:36
cripple small-scale farmers in Africa, Asia, and South America,
69
216462
4087
daha önce dünyanın gıdanın üçte birini karşılayan
03:40
who previously produced one-third of the world’s food.
70
220591
3003
üç kıtadaki küçük çiftlikleri çökertiyor.
03:43
Hundreds of millions of people are pushed into hunger and famine.
71
223719
3712
Yüz milyonlarca insan açlığa ve kıtlığa sürükleniyor.
03:47
Climate predictions can feel overwhelming and terrifying.
72
227932
3128
İklim tahminleri bunaltıcı ve korkunç gelebilir.
03:51
Yet many of the experts responsible for these assessments remain optimistic.
73
231185
4171
Ancak bu değerlendirmelerden sorumlu uzmanların çoğu iyimser.
03:55
Since countries have first begun taking steps to lower their emissions,
74
235398
3336
Ülkeler salınımlarını azaltmak için ilk adımları attıklarından dolayı,
03:58
warming projections have shifted downwards.
75
238734
2545
ısınma tahminleri düşüşe geçti.
04:01
In less than a decade, we’ve reduced our projected emission rates
76
241320
3629
10 yıldan az bir sürede salınım oranlarımızı düşürdük
04:04
so that we’re no longer on track to hit nearly 4 degrees of warming.
77
244949
3378
ki böylece 4 derece ısınmada değiliz.
04:08
Policies that invest in renewable energy sources,
78
248452
2795
Yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik eden,
04:11
cut fossil fuel production, support electric transportation,
79
251247
3462
fosil yakıt tüketimini kesen, elektrikli ulaşımı destekleyen,
04:14
protect our forests, and regulate industry
80
254709
2836
ormanlarımızı koruyan ve sanayiyi düzenleyen politikalar,
04:17
can help mitigate the worst effects of climate change.
81
257628
3128
iklim değişikliğinin en kötü etkilerini hafifletebilir.
04:20
But climate experts have also stressed that current policies and pledges
82
260965
4129
Ama iklim uzmanları ayrıca belirtiyor ki şu anki politikalar ve sözler
04:25
don’t go far enough— in speed or scale.
83
265094
2961
oranlarda ve hız konusunda yetersizler.
04:28
Enacting real change will require bold solutions,
84
268055
2962
Gerçek bir değişim cesur çözümler,
04:31
innovations, and collective action.
85
271017
2127
yenilikler ve kolektif eylem gerektirecek.
04:33
There’s still time to rewrite our future, and every tenth of a degree counts.
86
273185
4547
Geleceğimizi yeniden yazmak için hâlâ zaman var ve küçük dereceler bile önemli.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7