Vultures: The acid-puking, plague-busting heroes of the ecosystem - Kenny Coogan

1,480,112 views ・ 2020-02-24

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Giray Başbuğ Gözden geçirme: Gözde Alpçetin
00:06
In the grasslands of Mauritania,
0
6813
2470
Moritanya çayırlarında,
00:09
a gazelle suffering from tuberculosis takes its last breath.
1
9283
4600
veremden muzdarip olan bir ceylan son nefesini veriyor.
00:13
Collapsing near a small pool,
2
13883
2039
Küçük bir gölün yakınına çöken ceset
00:15
the animal’s corpse threatens to infect the water.
3
15922
4200
suyu kirletmekle tehdit ediyor.
00:20
But for the desert’s cleanup crew, this body isn’t a problem: it’s a feast.
4
20122
5843
Ancak çölün temizlik ekibi için bu beden bir sorun değil: Bir ziyafet.
00:25
Weighing up to 10 kilograms
5
25965
1842
10 kilo ağırlığına ulaşabilen
00:27
and possessing a wingspan of nearly 3 meters,
6
27807
3240
ve neredeyse 3 metre kanatlara sahip
00:31
the lappet-faced vulture is the undisputed king of the carcass.
7
31047
4848
sarkık suratlı akbaba, cesedin tartışmasız kralı.
00:35
This bird’s powerful beak and strong neck
8
35895
3080
Bu kuşun güçlü gagası ve kuvvetli boynu
00:38
easily tear through tough hide and muscle tissue,
9
38975
3500
daha zayıf akbabaların kazabilmesi için
00:42
opening entry points for weaker vultures to dig in.
10
42475
4318
sert deri ve kas dokuyu kolayca deliyor.
00:46
This colossal competition is too dangerous for the tiny Egyptian vulture.
11
46793
4860
Bu devasa rekabet, minik Mısır akbabası için fazla tehlikeli.
00:51
With a wingspan of only 180 centimeters,
12
51653
2850
Yalnızca 180 santimetrelik kanat genişliği ile bu akbaba,
00:54
this vulture migrated to Africa from his family nest in Portugal,
13
54503
4629
alçak basınç alanlarını kullanarak bazen saatlerce havada kalıp
00:59
using thermal updrafts to stay aloft for hours at a time.
14
59132
4685
Portekiz'deki yuvasından Afrika'ya göç etti.
01:03
But upon arrival, he finds himself near the bottom of the pecking order.
15
63817
4469
Ama varışının üzerine, kendini hiyerarşinin neredeyse tabanında buldu.
01:08
Fortunately, what he lacks in size, he makes up for in intelligence.
16
68286
5087
Neyse ki boyuttan kaybettiğini zekasıyla telafi ediyor.
01:13
A short distance away, he spots an unguarded ostrich nest,
17
73373
4322
Biraz uzakta, kocaman ama kırılamaz yumurtalarla dolu
01:17
full of immense, but impenetrable eggs.
18
77695
3310
korumasız bir deve kuşu yuvası gözüne çarpıyor.
01:21
Using a large rock, he smashes one open for a well-earned meal—
19
81005
4824
Büyük bir taş kullanarak, birini kırıp hak edilmiş bir yemek yiyor --
01:25
though he’ll circle back to the gazelle once the larger birds are gone.
20
85829
4789
büyük kuşlar dağılınca dönüp dolaşıp ceylana tekrar gidecek.
01:30
High above the commotion are Ruppell’s Griffon vultures.
21
90618
4020
Kargaşadan çok çok yükseklerde benekli akbabalar dolanıyor.
01:34
Soaring at an altitude of over 11,000 meters,
22
94638
4024
11.000 metreden yüksekte süzülen bu kuşlar
01:38
these birds fly higher than any other animal.
23
98662
4378
tüm diğer hayvanlardan daha yüksekte uçuyor.
01:43
At this height, they can’t see individual carcasses.
24
103040
3580
Bu yükseklikten tek tek leşleri seçemezler.
01:46
But the sight of their fellow vultures guides them to the feeding.
25
106620
4482
Ama diğer akbabaların görüntüleri onları beslenmeye yönlendiriyor.
01:51
Their featherless heads help them regulate
26
111102
2240
Tüysüz kafaları, inişle gerçekleşen
01:53
the sudden rise in temperature as they descend—
27
113342
3110
ani sıcaklık değişimini ayarlamalarına yardımcı olur --
01:56
and keep them clean as they tear into the decaying gazelle.
28
116452
4395
ve çürüyen ceylana yumulurken temiz kalmalarını sağlar.
02:00
The carcass is stripped clean in hours,
29
120847
2654
Leş, su kaynağını kirletmeden bayağı önce,
02:03
well before the rotting meat infects the water supply.
30
123501
3610
saatler içinde temizlenir.
02:07
And the tuberculosis doesn’t stand a chance at infecting the vultures.
31
127111
5113
Veremin, akbabalara bulaşma konusunda en ufak bir şansı yok.
02:12
These birds have evolved the lowest gastric pH in the animal kingdom,
32
132224
4848
Bu kuşlar, hayvan krallığındaki en düşük mide pH'ına sahip.
02:17
allowing them to digest diseased carrion and waste without becoming sick.
33
137072
5447
Bu da hastalanmadan, hastalıklı leşleri ve artıkları sindirmelerini sağlıyor.
02:22
In fact, species like the mountain-dwelling bearded vulture
34
142519
3930
Hatta dağları kendilerine mesken edinen sakallı akbaba gibi türlerin
02:26
have stomachs so acidic,
35
146449
1861
midesi o kadar asidiktir ki
02:28
they can digest most bones in just 24 hours.
36
148310
4781
çoğu kemiği yalnızca 24 saatte sindirebilirler.
02:33
This adaptation helps smaller vultures supplement their diet with dung,
37
153091
4646
Bu adaptasyon, küçük akbabaların beslenmelerini dışkı ile desteklemesini,
02:37
while larger vultures can consume diseased meat up to 3 days old.
38
157737
5131
büyük akbabaların ise 3 gün beklemiş hastalıklı etleri tüketebilmesini sağlar.
02:42
Their acidic stomachs protect them from living animals too:
39
162868
3600
Asidik mideleri onları diğer yaşayan hayvanlardan da korur.
02:46
their rancid vomit scares off most predators.
40
166468
4299
İğrenç kokan kusmukları çoğu yırtıcıyı kaçırır.
02:50
These stomachs of steel are essential to removing pathogens like cholera,
41
170767
4537
Bu çelikten mideler; kolera, şarbon ve kuduz patojenlerini
02:55
anthrax, and rabies from the African ecosystem.
42
175304
4000
Afrika ekosisteminden kaldırmakta kilit konumdadırlar.
02:59
But while vultures can easily digest natural waste,
43
179304
3540
Ancak akbabalar, ne kadar doğal atıkları kolayca sindirebilseler de
03:02
man-made chemicals are another story.
44
182844
3130
insan yapımı kimyasallar ayrı bir konu.
03:05
Diclofenac, a common veterinary drug used to treat cattle in India,
45
185974
4960
Hindistan'da sığır tedavisinde yaygın bir ilaç olan diklofenak
03:10
is fatal to vultures.
46
190934
1980
akbabalar için ölümcüldür
03:12
And because local religious beliefs prohibit eating beef,
47
192914
3450
ve yerel dini inançlar sığır eti yemeyi yasakladığı için
03:16
scavengers often consume cattle carcasses.
48
196364
3590
leşçil hayvanlar sık sık sığır leşleri tüketir.
03:19
Since the 1990s, the drug,
49
199954
2245
1990'lardan beri,
elektrik direkleri ve yaşam alanı kaybıyla beraber bu ilaç
03:22
along with threats from electricity pylons and habitat loss,
50
202199
4163
03:26
has contributed to a 95% decline in the region’s vulture population.
51
206362
5397
bölgenin akbaba popülasyonundaki %95 düşüşe katkıda bulundu.
03:31
In nearby Africa, poachers intentionally poison carcasses
52
211759
4348
Yakın Afrika'da kaçak avcılar, kuşların yetkililere yerlerini belli etmemesi için
03:36
to prevent the birds’ presence from alerting authorities to their location.
53
216107
4504
kasten leşleri zehirliyor.
03:40
One poisoned carcass can kill over 500 vultures.
54
220611
4965
Zehirli bir leş 500'den fazla akbabanın sonu olabilir.
03:45
Today, more than 50% of all vulture species are endangered.
55
225576
4506
Günümüzde, tüm akbaba türlerinin %50'sinden fazlası tehlikede.
03:50
In regions where vultures have gone extinct,
56
230082
2580
Akbabaların neslinin tükendiği bölgelerde
03:52
corpses take three times longer to decay.
57
232662
3380
cesetlerin yok olması üç kat zaman alıyor.
03:56
These carcasses contaminate drinking water,
58
236042
2410
Bu cesetler içme sularını kirletirken
03:58
while feral dogs and rats carry the diseases into human communities.
59
238452
5044
vahşi köpekler ve fareler, hastalıkları insan topluluklarına taşıyor.
04:03
The Asian and African Vulture Crisis has led to an epidemic of rabies in India,
60
243496
6088
Asya ve Afrika Akbaba Krizi, Hindistan'da yılda yaklaşık 20.000 insanı öldüren
04:09
where infections kill roughly 20,000 people each year.
61
249584
4743
bir kuduz salgınına yol açtı.
04:14
Fortunately, some communities have already realized how important vultures are.
62
254327
5434
Neyse ki bazı topluluklar akbabaların ne kadar önemli olduğunu çoktan anladı.
04:19
Conservationists have successfully banned drugs like Diclofenac,
63
259761
4048
Çevreciler, diklofenak gibi ilaçları başarıyla yasaklatırken
04:23
while other researchers are working to repopulate vulture communities
64
263809
4000
araştırmacılar, çiftleşme programlarıyla
akbaba popülasyonlarını canlandırmak üzerinde çalışıyor.
04:27
through breeding programs.
65
267809
1670
04:29
Some regions have even opened vulture restaurants
66
269479
2960
Hatta bazı bölgeler, çiftçilerin ilaçsız çiftlik hayvanı sağladığı
04:32
where farmers safely dispose of drug-free livestock.
67
272439
4060
akbaba restoranları açtılar.
04:36
With help, vultures will be able to continue their role
68
276499
3210
Biraz yardım ile, akbabalar görevlerini yerine getirmeyi sürdürecek.
04:39
conserving the health of our planet— transforming death and decay into life.
69
279709
5410
Gezegenimizin sağlığını koruyup ölüm ve çürümeyi hayata dönüştürecek.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7