BORROW vs LEND Learn Meanings and Differences with Example English Sentences

Hi, everyone. I’m Esther.

Herkese selam. Ben Esther'im.

In this video, I’m going to talk about two similar and sometimes confusing English verbs

Bu videoda benzer ve bazen kafa karıştırıcı olan iki İngilizce fiil olan

‘borrow’ and ‘lend’.

'borrow' ve 'lend' hakkında konuşacağım .

Mixing up the words ‘borrow’ and ‘lend’ can be a common confusion,

'Ödünç almak' ve 'borç vermek' kelimelerini karıştırmak yaygın bir kafa karışıklığı olabilir,

but this video will help you master their usage.

ancak bu video bunların kullanımında uzmanlaşmanıza yardımcı olacaktır.

Let’s get started.

Başlayalım.

Let’s start with ‘borrow’.

'Ödünç almak'la başlayalım.

It is a verb.

Bu bir fiildir.

It means to take something from someone with the plan of giving it back after using it.

Bir şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi planlayarak birinden almak anlamına gelir.

‘borrow’ is similar to the verbs ‘take’, ‘get’, and ‘receive’.

'Ödünç almak', 'almak', 'almak' ve 'almak' fiillerine benzer.

Remember, you borrow from someone.

Birinden borç aldığını unutma.

Let’s look at some examples.

Bazı örneklere bakalım.

The first sentence says,

İlk cümle şöyle diyor:

‘Could I borrow your pen for a minute, please?’

'Kaleminizi bir dakikalığına ödünç alabilir miyim lütfen?'

I’m asking if I can take your pen

Kalemini alabilir miyim diye soruyorum

but I will give it back after I use it.

ama kullandıktan sonra geri vereceğim.

The next sentence says,

Sonraki cümle şöyle diyor:

‘Brenda often borrows Erin's car.’

'Brenda sık sık Erin'in arabasını ödünç alır.'

Again Brenda might take Erin's car and use it for a little bit

Yine Brenda, Erin'in arabasını alıp bir süreliğine kullanabilir

but she will give it back to Erin.

ama onu Erin'e geri verecektir.

Now, I will talk about ‘lend’.

Şimdi 'borç vermek'ten bahsedeceğim.

It's an irregular verb.

Düzensiz bir fiildir.

The past tense of lend is ‘lent’.

Ödünç vermenin geçmiş zamanı 'ödünç vermek'tir.

It means to give something to someone for a short period of time

Birine kısa bir süre için bir şey verip,

expecting it to be given back.

geri verilmesini beklemek anlamına gelir.

‘lend’ is similar to the verb ‘give’.

'Ödünç vermek', 'vermek' fiiline benzer.

Remember, you lend to someone.

Unutma, birine borç veriyorsun.

Let’s look at some examples.

Bazı örneklere bakalım.

The first sentence says,

İlk cümle şöyle diyor:

‘I never lend my money to anyone.’

'Paramı asla kimseye borç vermem.'

This means even though someone might pay me back,

Bu, birisi bana geri ödeme yapsa bile

I never give anyone that money.

o parayı asla kimseye vermeyeceğim anlamına geliyor.

The next sentence says,

Sonraki cümle şöyle diyor:

‘I lent Gary my umbrella.’

'Gary'ye şemsiyemi ödünç verdim.'

In this sentence, it means I gave Gary my umbrella

Bu cümlede Gary'ye şemsiyemi verdim

and he will give it back to me later.

ve o da onu bana daha sonra geri verecek anlamına geliyor.

Now, let's do a checkup.

Şimdi bir kontrol yapalım.

In this conversation, there are a few sentences.

Bu konuşmada birkaç cümle var.

In one of the sentences, we should use the word ‘borrow’.

Cümlelerden birinde 'ödünç almak' kelimesini kullanmalıyız.

In the other sentence, we use ‘lend’.

Diğer cümlede 'borç vermek' kullanıyoruz.

Take a moment to think about where we use these verbs.

Bir dakikanızı ayırıp bu fiilleri nerede kullandığımızı düşünün.

‘A’ says,

'A' diyor ki,

‘May I _blank_ your car?’

'Arabanı boşaltabilir miyim?'

‘A’ is asking ‘B’ can I take something from you and I will return it later.

'A', 'B'ye senden bir şey alabilir miyim, sonra geri vereceğim' diye soruyor.

The word ‘borrow’ means to take and return, so ‘A’ says,

'Ödünç almak' kelimesi alıp geri vermek anlamına gelir, dolayısıyla 'A',

‘May I borrow your car?’

'Arabanı ödünç alabilir miyim?' der.

In reply ‘B’ says, ‘Of course, I'd be happy to _blank_ it to you?’

Cevap olarak 'B' şöyle diyor: 'Elbette, bunu size boş bırakmaktan memnuniyet duyarım?'

In this case, we use ‘lend’

Bu durumda 'ödünç verme'yi kullanırız

because lend means to give something to someone

çünkü ödünç vermek, bir şeyi daha sonra geri alacağını bilen

knowing that they'll get it back later.

birine vermek anlamına gelir .

So let's take a look.

Öyleyse bir göz atalım.

A: May I borrow your car?

A: Arabanı ödünç alabilir miyim?

B: Of course. I'd be happy to lend it to you.

B: Elbette. Bunu sana ödünç vermekten mutluluk duyarım.

Now you know the difference between ‘lend’ and ‘borrow’.

Artık 'borç vermek' ve 'borç almak' arasındaki farkı biliyorsunuz.

This can be confusing but with a lot of practice you will master these very important verbs.

Bu kafa karıştırıcı olabilir ama çok pratik yaparak bu çok önemli fiillerde ustalaşacaksınız.

Good job, everybody and see you in the next video.

Herkese iyi çalışmalar, bir sonraki videoda görüşmek üzere.