You shouldn't have to choose between filling your prescriptions and paying bills | Kiah Williams

39,822 views ・ 2020-10-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
Every day in this country,
0
13119
1879
Bu ülkede her gün aileler,
00:15
families are forced to make impossible choices
1
15022
2974
sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda
00:18
when it comes to their health care.
2
18020
2093
imkânsız seçimler yapmak zorunda kalıyor.
00:20
Like Kimberly, who said,
3
20137
2251
Kimberly'nin dediği gibi,
00:23
"There was times I had to choose between my food and my pills.
4
23388
4246
"Yemeğim ve haplarım arasında seçim yapmak zorunda olduğum zamanlar oldu.
00:27
It wasn't luxury stuff, because I didn't make that much.
5
27658
3331
Lüks bir şey değildi çünkü o kadar kazanmıyordum.
00:31
It was like, 'Can I get shampoo or conditioner?'
6
31013
2856
'Şampuan mı alabilirim yoksa saç kremi mi?' gibiydi.
00:34
Things you take for granted."
7
34586
1713
Kesin gözüyle baktığınız şeylerdi."
00:36
And Debbie, who said,
8
36323
2627
Debbie de şöyle diyordu,
00:38
"You put your medicine in one hand,
9
38974
2799
"Bir tarafta ilaçlar,
00:41
your living costs in the other.
10
41797
2201
diğer tarafta yaşam masrafları.
00:44
OK. Well, what am I going to do?
11
44618
2545
Peki, o zaman ne yapacağım?
00:47
Am I going to get my medicine
12
47187
1929
İlacımı mı alacağım
00:49
or am I going to pay my bills?
13
49140
1634
yoksa faturalarımı mı ödeyeceğim?
00:51
Well, I can't live without my medicine,
14
51340
2612
İlacım olmadan yaşayamam
00:53
but I can't live if I don't pay my bills."
15
53976
2690
ama faturalarımı ödemezsem de yaşayamam. "
00:57
Ten thousand people die every month in this country,
16
57065
4404
Bu ülkede her ay on bin kişi,
ihtiyaçları olan ilacı almadığı için hayatını kaybediyor.
01:01
because they don't take the medicine that they need.
17
61493
2575
01:04
More people die from not taking medications
18
64623
3306
Opioid doz aşımı ve araba kazalarında olandan
01:07
than opioid overdoses and car accidents combined.
19
67953
4754
daha fazla insan ilaç almadığı için ölüyor.
01:13
But you can't take medicine if you can't afford it.
20
73488
3380
Ama paranız yetmiyorsa ilaç alamazsınız.
01:17
Today, the average household spends 3,000 dollars a year
21
77280
5108
Bugün bir hane halkı ilaçlara yılda 3.000 dolar harcıyor.
01:22
on medications.
22
82412
1571
01:24
About a third of folks who are uninsured
23
84007
2922
Sigortasız olanların yaklaşık üçte biri,
01:26
said that they stopped taking medicine as prescribed
24
86953
3767
maliyeti nedeniyle reçeteye göre ilaç almayı bıraktığını söyledi.
01:30
because of cost.
25
90744
1425
01:32
Even folks with insurance,
26
92193
2381
Sigortalılar bile
01:34
if they make under 35,000 dollars a year,
27
94598
3273
yılda 35 bin dolardan az kazanıyorlarsa
01:37
half of them report skipping the medications
28
97895
3598
bunların yarısı sigortası karşılamıyorsa ilaçları almadığını bildiriyor.
01:41
if their insurance doesn't cover it.
29
101517
1838
01:43
So there are 10 million adults like Kimberly and like Debbie
30
103814
4857
Yani her gün imkânsız seçimler yapmaya zorlanan
01:48
who are forced to make impossible choices every day.
31
108695
4409
Kimberly ve Debbie gibi 10 milyon yetişkin var.
01:53
We all know that prescription drug prices are too high.
32
113555
3989
Hepimiz reçeteli ilaç fiyatlarının çok yüksek olduğunu biliyoruz.
01:58
And our health care system,
33
118131
1983
Bazı insanları sigortasız
02:00
that makes some folks uninsured and other folks underinsured,
34
120138
4125
ve diğerlerini eksik sigortalı yapan sağlık sistemimiz,
02:04
doesn't prioritize people who need access now
35
124287
4391
şu anda erişime ihtiyacı olan ve şimdi ilaca ihtiyaç duyan
02:08
and need medications now.
36
128702
2445
insanlara öncelik vermiyor.
02:11
Ten million -- it's a big number,
37
131532
2305
On milyon - bu büyük bir sayı,
02:13
but it's also a solvable number,
38
133861
1997
ama aynı zamanda çözülebilir bir sayı,
02:15
because there's also 10 billion dollars
39
135882
4039
çünkü ayrıca boşa giden 10 milyar dolarlık
02:19
of perfectly good, unused medication
40
139945
3368
mükemmel derecede iyi,
02:23
that goes to waste.
41
143337
1396
kullanılmamış ilaç var.
02:24
So this is an injustice on two sides:
42
144757
2632
Yani bu iki taraflı bir haksızlık:
02:27
people not getting the medicine that they need to survive and to thrive,
43
147413
4851
İnsanlar hayatta kalmak ve iyileşmek için ihtiyaç duydukları ilacı alamıyor
02:32
and that very same medication being sent to a medical waste incinerator
44
152288
5629
ve aynı ilaç imha edilmek üzere tıbbi atık yakma fırınına gönderiliyor.
02:37
to be destroyed.
45
157941
1352
02:39
This waste is unconscionable, but it also offers an opportunity.
46
159317
4895
Bu israf ölçüsüz ama aynı zamanda bir fırsat da sunuyor.
02:44
I started SIRUM,
47
164236
1809
Kâr amacı gütmeyen bir teknoloji şirketi olan SIRUM'u,
02:46
a not-for-profit technology company, with my cofounders Adam and George,
48
166069
5280
kurucu ortaklarımız Adam ve George ile
02:51
to turn discarded medications into a lifeline,
49
171373
4079
atılmış ilaçları bir cankurtaran halatına dönüştürmek için kurdum,
02:55
just like the medications in this warehouse.
50
175476
2993
tıpkı bu depodaki ilaçlar gibi.
02:58
We may not be able to fix
51
178862
1579
Sağlık sistemimizin bizi yüzüstü bıraktığı tüm yolları düzeltemeyebiliriz,
03:00
all the ways in which our health care system is failing us,
52
180465
3431
03:03
but we can fix this one.
53
183920
2387
ancak bunu düzeltebiliriz.
03:06
Medications come from manufacturers and wholesalers who have safety stock,
54
186927
4634
İlaçlar, güvenlik stoğu olan üreticilerden ve toptancılardan gelir
03:11
and when it's short-dated, they destroy it.
55
191585
2161
ve kısa vadeli olduğunda onu yok ederler.
03:14
It also comes from health care facilities
56
194130
2325
Hastaneler, eczaneler
03:16
like hospitals, pharmacies and nursing homes,
57
196479
3076
ve huzurevleri gibi sağlık tesislerinden de gelir
03:19
who end up with surplus when a patient stops taking medication
58
199579
3809
ve bir hasta ilacı bıraktığında
03:23
or when they pass away.
59
203412
1800
veya öldüğünde fazlalık elde edilir.
03:25
We can use this untapped source of medications
60
205236
4071
İlaca ihtiyacı olan 10 milyon insanın ihtiyacını karşılamak için
03:29
to supply all 10 million people who need medications.
61
209331
5118
bu kullanılmayan ilaç kaynağını kullanabiliriz.
03:34
And we can do this today.
62
214473
1644
Bunu bugün yapabiliriz.
03:36
SIRUM gets surplus medications
63
216589
2815
SIRUM, bu yüzlerce tesise
03:39
by putting recycling bins into these hundreds of facilities
64
219428
3706
geri dönüşüm kutuları koyarak
ihtiyaç fazlası ilaçları topluyor.
03:43
that have surplus.
65
223158
1381
03:44
They fill the bin, and when the box is full,
66
224563
3236
Kutuyu dolduruyorlar ve kutu dolduğunda SIRUM,
03:47
SIRUM initiates a courier pickup to pick up that medication,
67
227823
3902
bu ilacı almak için kurye toplama işlemini başlatıyor.
03:51
and we handle the shipping, the tracking, the manifests and the tax receipt.
68
231749
6513
Sonra nakliye, takip, bildirimler ve vergi makbuzunu biz hallediyoruz.
03:58
Medicine donors want to donate because it's actually cheaper and easier
69
238286
4992
İlaç bağışçıları bağış yapmak istiyor
çünkü bu, düzenlenmiş ilaç imha sürecinden daha ucuz ve daha kolay.
04:03
than the highly regulated medicine destruction process.
70
243302
3209
04:06
And there are strong tax incentives to actually donate.
71
246917
4298
Bağış yapmaları için güçlü vergi teşvikleri var.
04:11
We then deliver those donated medications to people who need it.
72
251239
4435
Daha sonra bağışlanan ilaçları ihtiyacı olan kişilere ulaştırıyoruz.
04:15
A new prescription comes in,
73
255698
1819
Yeni bir reçete gelir
04:17
and our platform matches that patient need with the inventory that's available.
74
257541
5409
ve platformumuz bu hastanın ihtiyacını mevcut envanterle eşleştirir.
04:22
Our platform then generates a warehouse pick list,
75
262974
3041
Platformumuz daha sonra bir depo seçim listesi oluşturur,
04:26
the medications are picked and the prescriptions filled.
76
266039
3008
ilaçlar toplanır ve reçeteler işlenir.
04:29
We are building the 21st-century pharmacy experience
77
269428
4436
Düşük gelirli ailelerin hak ettiği
04:33
that low-income families deserve.
78
273888
2818
21. yüzyıl eczane deneyimini inşa ediyoruz.
04:37
Patients can register in under five minutes
79
277017
2915
Hastalar beş dakikadan kısa bir sürede kayıt olabilir
04:39
and have access to over 500 different medications,
80
279956
4513
ve 500'den fazla farklı ilaca erişebilir,
04:44
a stable list of medications for everything from heart disease
81
284493
4676
kalp hastalıklarından ruh sağlığı rahatsızlıklarına kadar
04:49
to mental health conditions,
82
289193
1952
her şey için sabit bir ilaç listesi,
04:51
actually representing over 75 percent of all prescriptions prescribed
83
291169
5998
aslında bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde verilen tüm reçetelerin
04:57
in the United States today.
84
297191
1621
yüzde 75'inden fazlası demek.
04:59
We also partner with a network of doctors, nurses and case managers
85
299204
5277
Ayrıca, toplum sağlığı merkezlerinde ve hastaları hizmete yönlendiren
ücretsiz kliniklerde doktorlar, hemşireler ve vaka yöneticilerinden
05:04
at community health centers and free clinics
86
304505
2649
05:07
that refer patients to the service.
87
307178
2287
oluşan bir ağ ile ortaklık yapıyoruz.
05:09
We make it as easy for these health care providers
88
309489
2972
Bu sağlık hizmeti sağlayıcılarının
05:12
to have a prescription filled with donated medications
89
312485
3159
bağışlanan ilaçlarla karşılanan bir reçete almalarını
05:15
as it is to send a prescription to a local pharmacy.
90
315668
3839
yerel bir eczaneye reçete göndermek kadar kolaylaştırıyoruz.
05:19
And patients can pick up medications on-site at one of our partners
91
319917
4766
Hastalar, partnerlerimizden birinde elden ilaç alabilir
05:24
or have medications delivered directly to their home.
92
324707
3361
veya ilaçları doğrudan evlerine teslim ettirebilir.
05:28
By circumventing the traditional supply chain,
93
328423
3531
Geleneksel tedarik zincirini aşarak çoğu ilacın bir aylık arzı için
05:31
we're able to offer flat, transparent pricing --
94
331978
3814
yaklaşık iki dolar olan sabit,
05:35
about two dollars for a month's supply of most medications.
95
335816
4369
şeffaf bir fiyatlandırma sunabiliyoruz.
05:41
And that allows a predictable, affordable price
96
341003
4147
Bu, insanların gerçekten bütçe yapabileceği tahmin edilebilir,
05:45
that folks can actually budget for.
97
345174
2568
uygun bir fiyat demek.
05:48
We've already supplied enough medication for 150,000 people.
98
348091
5148
Şimdiye kadar 150.000 kişiye yetecek kadar ilaç sağladık.
05:53
But we can do more.
99
353756
1810
Ama daha fazlasını yapabiliriz.
05:55
Our goal is to reach one million people
100
355590
3164
Hedefimiz, önümüzdeki beş yıl içinde
05:58
with approaching a billion dollars of unused medicine
101
358778
4039
bir milyar dolar kullanılmayan ilacı
06:02
in the next five years,
102
362841
1630
bir milyon insana ulaştırmak
06:04
scaling our program to 12 states.
103
364495
2736
ve programımızı 12 eyalete yaymak.
06:07
At this scale, we can actually cover communities that are home
104
367255
4417
Bu ölçekte, tutarlı ve uygun fiyatlı ilaca erişime sahip olmayan
06:11
to 40 percent of the 10 million people
105
371696
3918
10 milyon insanın yüzde 40'ına ev sahipliği yapan
06:15
who lack consistent, affordable access.
106
375638
4053
topluluklara yetebiliriz.
06:19
Our direct service to one million people
107
379715
3600
Bir milyon kişiye doğrudan hizmetimiz,
06:23
will drive price competition for so many more.
108
383339
3477
çok daha fazlası için fiyat rekabetini artıracak.
06:26
Walmart launched one of the only price innovations in pharmacy
109
386840
4083
Walmart, dört dolarlık sabit bir ücret karşılığında sınırlı bir ilaç listesiyle
06:30
in 2006,
110
390947
1652
2006 yılında
06:32
by offering a limited list of medications
111
392623
2588
eczanedeki tek fiyat yeniliklerinden
06:35
for a flat fee of four dollars.
112
395235
2201
birini başlattı.
06:37
This sparked incredible change.
113
397460
2027
Bu inanılmaz bir değişikliğe yol açtı.
06:39
It sparked competitors to offer other lists
114
399511
3560
Rakipleri başka listeler ve aynı fiyat garantisi
06:43
and price match guarantees.
115
403095
2561
sunmaya teşvik etti.
06:45
By targeting transparent, affordable medications
116
405680
4142
Bu yeni eyaletlerde şeffaf, uygun fiyatlı ilaçları hedefleyerek
06:49
into these new states,
117
409846
1901
aslında tüm düşük gelirli topluluklar için fiyatları düşüren
06:51
we can actually drive regional price competition
118
411771
3351
06:55
that drives down the prices for entire low-income communities.
119
415146
5376
bölgesel fiyat rekabetini yönlendirebiliriz.
07:00
Our health care system is complex.
120
420879
2852
Sağlık sistemimiz karmaşık.
07:04
It is daunting.
121
424398
1317
Bu ürkütücü.
07:06
It feels impossible to make headway.
122
426217
3235
İlerlemek imkânsız geliyor.
07:09
But we can completely reimagine medicine access.
123
429476
4846
Ancak ilaca erişimi yeniden hayal edebiliriz.
07:15
By using surplus medications as a beachhead to force change
124
435242
5179
Fazla ilaçları bu milyarlarca dolarlık endüstrinin değişimini zorlamak için
07:20
into this multibillion dollar industry,
125
440445
3432
bir savunma hattı olarak kullanarak,
07:23
we can create radical access to medications
126
443901
4019
dünyanın en zengin uluslarından birinde yaşayan insanların,
07:27
based on a fundamental belief
127
447944
2195
hayatta kalmak ve iyileşmek için
07:30
that people who live in one of the wealthiest nations in the world
128
450163
4696
ihtiyaç duydukları ilaca erişmeliler ve de erişebilirler
07:34
can and should have access to medicine that they need
129
454883
4534
temel inancına dayanarak
07:39
to survive and to thrive.
130
459441
2462
ilaçlara radikal erişim sağlayabiliriz.
07:42
I do not pretend to have all of the answers
131
462522
3475
Sağlık sistemimizdeki tüm sorunları çözmek için
07:46
to fix all of the problems in our health care system.
132
466021
3742
tüm cevaplara sahip olduğumu iddia etmiyorum.
07:50
But getting medications to the millions of people
133
470189
3413
Ancak sağlıklı bir yaşam sürmek için
07:53
who need it to live a healthy life,
134
473626
2653
ilaçlara ihtiyaç duyan milyonlarca insana ilaç götürmek,
07:56
saving medicine to save lives --
135
476303
3356
hayat kurtarmak için ilacı kurtarmak --
07:59
that is something we can do today.
136
479683
4105
bugün yapabileceğimiz bir şey bu.
08:04
Thank you.
137
484762
1218
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7