Wade Davis: The worldwide web of belief and ritual

Wade Davis; Dünya genelindeki inanç ve ritüel ağı üzerine.

86,387 views

2008-06-13 ・ TED


New videos

Wade Davis: The worldwide web of belief and ritual

Wade Davis; Dünya genelindeki inanç ve ritüel ağı üzerine.

86,387 views ・ 2008-06-13

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Hidayet Utkan Tan Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:12
You know, culture was born of the imagination,
0
12160
4000
Bildiğiniz gibi, kültür hayal gücünden doğmuştur ve
00:16
and the imagination -- the imagination as we know it --
1
16160
3000
bizim bildiğimiz şekliyle hayal gücü,
00:19
came into being when our species descended
2
19160
3000
türümüzün atası Homo erectus soyundan
00:22
from our progenitor, Homo erectus,
3
22160
3000
geldiği zaman ortaya çıkmıştır ve bilinçle aşılanarak
00:25
and, infused with consciousness, began a journey that would carry it
4
25160
3000
dünyanın yaşanılabilir her köşesine
00:28
to every corner of the habitable world.
5
28160
3000
taşınacağı bir yolculuğa başlamıştır.
00:31
For a time, we shared the stage with our distant cousins, Neanderthal,
6
31160
3000
Bir süre sahneyi, açıkça bir miktar farkındalık kıvılcımına sahip olan
00:34
who clearly had some spark of awareness,
7
34160
2000
uzak kuzenlerimiz Neandarteller ile paylaştık.
00:36
but -- whether it was the increase in the size of the brain,
8
36160
3000
Ancak, ister beynimizin hacminin artması,
00:39
or the development of language,
9
39160
2000
dilin gelişimi veya
00:41
or some other evolutionary catalyst --
10
41160
2000
bazı evrimsel katalizörler yoluyla olsun -
00:43
we quickly left Neanderthal gasping for survival.
11
43160
4000
hayatta kalma mücadelesi verirken kısa sürede Neandertal'i terkettik.
00:47
By the time the last Neanderthal disappeared in Europe,
12
47160
3000
27,000 yıl önce ilk Neanderaller
00:50
27,000 years ago,
13
50160
2000
Avrupa'da yok olduklarında,
00:52
our direct ancestors had already,
14
52160
2000
İlk atalarımız zaten,
00:54
and for 5,000 years,
15
54160
2000
5000 yıldır,
00:56
been crawling into the belly of the earth,
16
56160
2000
iç yağı mumlarının alevinde
00:58
where in the light of the flickers of tallow candles,
17
58160
3000
üst Paleolitik dönemin muhteşem sanatını meydana
01:01
they had brought into being
18
61160
2000
getirdikleri bir dünya üzerinde
01:03
the great art of the Upper Paleolithic.
19
63160
2000
gezmekteydiler.
01:05
And I spent two months in the caves of southwest France
20
65160
3000
"Juniper Fuse" adında güzel bir kitap yazmış olan,
01:08
with the poet Clayton Eshleman, who wrote a beautiful book called "Juniper Fuse."
21
68160
3000
Clayton Eshleman isimli bir şair ile güneybatı Fransa'nın mağralarında iki ay geçirdim.
01:11
And you could look at this art and you could, of course,
22
71160
2000
Bu sanata baktığınızda tabii ki bu sanatı
01:13
see the complex social organization
23
73160
2000
meydana getiren insanların
01:15
of the people who brought it into being.
24
75160
2000
kompleks sosyal organizasyonlarını görebilirsiniz.
01:17
But more importantly, it spoke of a deeper yearning,
25
77160
3000
Ancak daha önemlisi avlanma büyüsünden daha derin
01:20
something far more sophisticated than hunting magic.
26
80160
3000
çok daha sofistike bir özlemden söz ediyordu.
01:23
And the way Clayton put it was this way.
27
83160
2000
Clayton bunun şu şekilde açıkladı:
01:25
He said, "You know, clearly at some point,
28
85160
4000
Dedi ki" Biliyorsun, belli bir noktada açıkca,
01:29
we were all of an animal nature, and at some point, we weren't."
29
89160
2000
hepimiz hayvan doğasındaydık ve belli bir noktada ise, değildik.
01:31
And he viewed proto-shamanism as a kind of original attempt,
30
91160
2000
İlk şamanizmi, geri döndürülemeyecek şekilde
01:33
through ritual, to rekindle a connection
31
93160
3000
kaybolmuş olan bir bağlantıyı, rituel yoluyla
01:36
that had been irrevocably lost.
32
96160
2000
yeniden alevlendirmek olarak görmektedir.
01:38
So, he saw this art not as
33
98160
2000
Böylelikle, bu sanatı avlanma büyüsü
01:41
hunting magic, but as postcards of nostalgia.
34
101160
4000
olarak değil ancak nostalji kartpostalları olarak görmekteydi.
01:45
And viewed in that light,
35
105160
2000
Bu ışık altında bakıldığında tamamen
01:47
it takes on a whole other resonance.
36
107160
2000
başka bir yankı almaktadır.
01:49
And the most amazing thing about the Upper Paleolithic art
37
109160
2000
Üst Paleolitik sanat ile ilgili en şaşırtıcı şey ise
01:51
is that as an aesthetic expression,
38
111160
3000
bir estetik ifade biçimi olarak
01:54
it lasted for almost 20,000 years.
39
114160
3000
neredeyse 20,000 yol boyunca sürmüş olmasıdır.
01:57
If these were postcards of nostalgia,
40
117160
3000
Eğer bunlar nostaljinin kartpostalları idiyse
02:00
ours was a very long farewell indeed.
41
120160
3000
bizimki gerçekten çok uzun bir vedaydı.
02:03
And it was also the beginning of our discontent,
42
123160
2000
Bu ayrıca bizim huzursuzluğumuzun başlangıcıydı,
02:05
because if you wanted to distill all of our experience
43
125160
2000
çünkü Paleolitik'ten itibaren tüm deneyimlerimizi
02:07
since the Paleolithic, it would come down to two words:
44
127160
3000
damıtacak olursak, iki kelimeye indirgenirdi:
02:10
how and why.
45
130160
2000
nasıl ve niçin.
02:12
And these are the slivers of insight upon which cultures have been forged.
46
132160
3000
Bunlar kültürlerin üzerine işlendiği kavrayış dilimleridirler.
02:15
Now, all people share the same
47
135160
2000
Şimdi, bütün insanlar aynı ham,
02:17
raw, adaptive imperatives.
48
137160
2000
uyarlanabilir zorunlulukları paylaşmaktadır.
02:19
We all have children.
49
139160
2000
Hepimizin çocukları var.
02:21
We all have to deal with the mystery of death,
50
141160
2000
Hepimiz ölüm miti, ölümden sonra
02:23
the world that waits beyond death,
51
143160
2000
bizi bekleyen dünya, yaşlanan büyüklerimiz
02:25
the elders who fall away into their elderly years.
52
145160
3000
ile uğraşmak zorundayız.
02:28
All of this is part of our common experience,
53
148160
2000
Bütün bunlar bizim ortak deneyimimizin bir parçası,
02:30
and this shouldn't surprise us, because, after all,
54
150160
2000
ve bu bizi şaşırtmamalı çünkü,
02:32
biologists have finally proven it to be true,
55
152160
2000
biologlar sonunda, filozofların her zaman doğru olduğunu
02:34
something that philosophers have always dreamt to be true.
56
154160
3000
hayal ettikleri bir şeyin doğruluğunu kanıtladılar.
02:37
And that is the fact that we are all brothers and sisters.
57
157160
2000
Bu, hepimizin erkek ve kız kardeşler olduğumuz gerçeğidir.
02:39
We are all cut from the same genetic cloth.
58
159160
3000
Hepimiz aynı genetik kumaştan kesildik.
02:42
All of humanity, probably, is descended from a thousand people
59
162160
3000
İnsanlığın tümü, takriben 70.000 yıl önce Afrika'yı
02:45
who left Africa roughly 70,000 years ago.
60
165160
3000
terk eden muhtemelen 1000 kişinin soyundan gelmektedir.
02:48
But the corollary of that is that,
61
168160
2000
Ancak bunun sonucu şudur:
02:50
if we all are brothers and sisters
62
170160
2000
eğer hepimiz kardeş isek,
02:52
and share the same genetic material,
63
172160
2000
ve aynı genetik malzemeyi paylaşıyorsak,
02:54
all human populations share the same raw human genius,
64
174160
2000
tüm insan nüfusları aynı ham insan dehasını,
02:56
the same intellectual acuity.
65
176160
2000
aynı zekayı paylaşmaktadırlar.
02:58
And so whether that genius is placed
66
178160
2000
Böylece, bu dehanın Batının büyük başarısı olan
03:00
into -- technological wizardry
67
180160
2000
teknolojik sihre mi yoksa tersine
03:02
has been the great achievement of the West --
68
182160
3000
efsanenin özündeki anıların
03:05
or by contrast, into unraveling the complex threads
69
185160
3000
karmaşık düğümlerini çözmek için mi kullanıldığı
03:08
of memory inherent in a myth,
70
188160
2000
sadece bir tercih ve kültürel
03:10
is simply a matter of choice and cultural orientation.
71
190160
2000
yönelim meselesidir.
03:12
There is no progression of affairs
72
192160
2000
İnsan deneyiminde
03:14
in human experience.
73
194160
2000
şartların ilerlemesi diye bir şey yoktur.
03:16
There is no trajectory of progress. There's no pyramid
74
196160
2000
İlerleyişin bir yörüngesi yoktur.
03:18
that conveniently places Victorian England at the apex
75
198160
3000
Viktorya dönemi İngilteresini en tepeye
03:21
and descends down the flanks
76
201160
2000
ve kanatlardan aşağıya doğru
03:23
to the so-called primitives of the world.
77
203160
2000
dünyanın sözde ilkellerini koyan bir piramit bulunmamaktadır.
03:25
All peoples are simply cultural options,
78
205160
3000
Tüm insanlar sadece kültürel opsiyonlar,
03:28
different visions of life itself.
79
208160
2000
hayatın değişik görünüşleridirler.
03:30
But what do I mean by different visions of life
80
210160
2000
Ancak, varoluş için tamamen farklı
03:32
making for completely different
81
212160
2000
ihtimaller barındıran, hayatın
03:34
possibilities for existence?
82
214160
2000
farklı görünümleri ile ne demek istiyorum?
03:36
Well, let's slip for a moment into the greatest culture sphere
83
216160
2000
Bir anlığına hayal gücü tarafından şu ana kadar
03:38
ever brought into being by the imagination,
84
218160
3000
meydana getirilmiş en muhteşem kültür sahasına,
03:41
that of Polynesia.
85
221160
2000
Polonezya'ya bir göz atalım.
03:43
10,000 square kilometers,
86
223160
2000
10,000 kilometrekare, onlarca binlerce ada
03:45
tens of thousands of islands flung like jewels upon the southern sea.
87
225160
3000
güney denizi üzerine mücevherler gibi fırlatılmışlar.
03:48
I recently sailed on the Hokulea,
88
228160
2000
Yakın zamanda, denizciler hakkında
03:50
named after the sacred star of Hawaii,
89
230160
3000
bir film yapmak için, tüm Güney Pasifik boyunca,
03:53
throughout the South Pacific to make a film
90
233160
2000
ismini Hawai'nin kutsal yıldızından alan Hokulea üzerinde,
03:55
about the navigators.
91
235160
2000
denize açıldım.
03:57
These are men and women who, even today, can name
92
237160
2000
Bunlar, bugün bile, geceleyin gökyüzünde
03:59
250 stars in the night sky.
93
239160
2000
250 yıldızın ismini söyleyebilen erkekler ve kadınlar.
04:01
These are men and women who can sense the presence of distant atolls
94
241160
3000
Bunlar, ufkun ötesindeki uzak mercan adalarının varlığını;
04:04
of islands beyond the visible horizon,
95
244160
2000
teknelerinin gövdeleri boyunca
04:07
simply by watching the reverberation of waves
96
247160
2000
dalgaların kırılmalarını izleyerek,
04:09
across the hull of their vessel, knowing full well
97
249160
2000
Pasifikteki her ada grubunun; bir adli tıp uzmanının
04:11
that every island group in the Pacific
98
251160
2000
parmak izi okuyuşundaki,
04:13
has its unique refractive pattern
99
253160
2000
aynı kesinlik ile okunabilen,
04:15
that can be read with the same perspicacity
100
255160
3000
kendine özgü kırılma biçimleri olduğunu çok iyi bilerek,
04:18
with which a forensic scientist would read a fingerprint.
101
258160
3000
hisseden erkek ve kadınlar.
04:21
These are sailors who in the darkness, in the hull of the vessel,
102
261160
2000
Bunlar, karanlıkta, teknelerinin gövdelerinde,
04:23
can distinguish as many as 32 different sea swells
103
263160
3000
zaman içinde herhangi bir noktada, kano boyunca hareket ederek,
04:26
moving through the canoe at any one point in time,
104
266160
3000
okyanus boyunca titreşen büyük akıntılardan
04:29
distinguishing local wave disturbances
105
269160
2000
lokal dalga bozukluklarını ayırt ederek,
04:31
from the great currents that pulsate across the ocean,
106
271160
3000
32 kadar farklı deniz kabarmasını,
04:34
that can be followed with the same ease
107
274160
2000
dünyevi bir kaşifin bir nehri denize kadar takip etmesindeki
04:36
that a terrestrial explorer would follow a river to the sea.
108
276160
3000
aynı kolaylıkla seçebilen denizciler.
04:39
Indeed, if you took all of the genius
109
279160
2000
Aslında, bizim ay üzerine bir insan
04:41
that allowed us to put a man on the moon
110
281160
2000
koymamızı sağlayan tüm dehayı alır
04:43
and applied it to an understanding of the ocean,
111
283160
2000
ve bunu okyanusun anlaşılmasına uygularsanız
04:45
what you would get is Polynesia.
112
285160
2000
elde edeceğiniz şey Polonezya'dır.
04:47
And if we slip from the realm of the sea
113
287160
2000
Eğer denizin dünyasından
04:49
into the realm of the spirit of the imagination,
114
289160
3000
hayal gücünün ruhunun dünyasına kayarsak
04:52
you enter the realm of Tibetan Buddhism.
115
292160
2000
Tibetli Budistlerin dünyasına girersiniz.
04:54
And I recently made a film called "The Buddhist Science of the Mind."
116
294160
3000
Yakın zamanda "Aklın Budist Bilmi" adlı bir film yaptım.
04:57
Why did we use that word, science?
117
297160
3000
Neden bilim kelimesini kullandık?
05:00
What is science but the empirical pursuit of the truth?
118
300160
2000
Bilim doğrunun deneysel yollarla aranmasından başka nedir?
05:02
What is Buddhism but 2,500 years
119
302160
2000
Budizm aklın doğasının
05:04
of empirical observation
120
304160
2000
2500 yıllık deneysel gözleminden
05:06
as to the nature of mind?
121
306160
2000
başka nedir ki?
05:08
I travelled for a month in Nepal with our good friend, Matthieu Ricard,
122
308160
3000
İyi dostumuz Matthieu Ricard ile Nepalde 1 ay süresince seyahat ettim
05:11
and you'll remember Matthieu famously said to all of us
123
311160
2000
ve hatırlarsanız bir keresinde burada TED'te
05:13
here once at TED,
124
313160
2000
Matthieu bize mükemmel bir şekilde şöyle söylemişti:
05:15
"Western science is a major response to minor needs."
125
315160
3000
"Batı bilimi küçük ihtiyaçlara verilen çok büyük bir cevaptır"
05:18
We spend all of our lifetime trying to live to be 100
126
318160
2000
Hepimiz hayatımızı dişlerimizi kaybetmeden
05:20
without losing our teeth.
127
320160
2000
100 yaşına kadar yaşamaya çalışarak geçiriyoruz.
05:22
The Buddhist spends all their lifetime trying to understand the nature of existence.
128
322160
3000
Budistler tüm yaşamlarını varoluşun doğasını anlamaya çalışarak geçirirler.
05:25
Our billboards celebrate naked children in underwear.
129
325160
2000
Bizim reklam panolarımız iç çamaşırları içindeki çıplak çocukları göklere çıkarıyorlar.
05:27
Their billboards are manuals,
130
327160
2000
Onların reklam panoları kılavuzlar,
05:29
prayers to the well-being of all sentient creatures.
131
329160
3000
hisseden tüm varlıkların iyilikleri için yapılan dualardır.
05:32
And with the blessing of Trulshik Rinpoche, we began a pilgrimage
132
332160
2000
Trulshik Rinpoche'nin kutsaması ile birlikte,
05:34
to a curious destination,
133
334160
2000
Muhteşem bir doktorun eşliğinde, ilginç bir istikamete doğru
05:36
accompanied by a great doctor.
134
336160
2000
kutsal bir yolculuğa başladık.
05:38
And the destination was a single room in a nunnery,
135
338160
3000
Varış yerimiz, 55 yıl önce bir kadının
05:41
where a woman had gone into lifelong retreat
136
341160
2000
ömür boyu inzivaya çekildiği,
05:43
55 years before.
137
343160
3000
rahibe manastırındaki bir odaydı.
05:46
And en route, we took darshan from Rinpoche,
138
346160
3000
Ve giderken Rinpoche'den bir görüş aldık,
05:49
and he sat with us and told us about the Four Noble Truths,
139
349160
3000
bizimle oturdu ve bize Budist yolunun
05:52
the essence of the Buddhist path.
140
352160
2000
4 yüce doğrusunu anlattı.
05:54
All life is suffering. That doesn't mean all life is negative.
141
354160
3000
Hayatın tamamı acı çekmektir. Bu hayatının tamamının olumsuz olduğu anlamına gelmez.
05:57
It means things happen.
142
357160
2000
Şeylerin oldukları anlamına gelir.
05:59
The cause of suffering is ignorance.
143
359160
2000
Acı çekmenin sebebi cahilliktir.
06:01
By that, the Buddha did not mean stupidity;
144
361160
2000
Budha bununla aptallığı kastetmedi;
06:03
he meant clinging to the illusion
145
363160
2000
hayatın durgun ve öngörülür olduğu
06:05
that life is static and predictable.
146
365160
2000
illüzyonuna tutunmayı kastetti.
06:07
The third noble truth said that ignorance can be overcome.
147
367160
2000
Üçüncü yüce doğru cahilliğin aşılabilir olduğunu söyledi.
06:09
And the fourth and most important, of course,
148
369160
2000
Dördüncü ve tabi ki en önemlisi ise
06:11
was the delineation of a contemplative practice
149
371160
2000
düşünceye dalma egzersizinin tarifinin
06:13
that not only had the possibility
150
373160
2000
insan kalbinin transformasyonunun
06:15
of a transformation of the human heart,
151
375160
2000
bir ihtimal değil ancak böyle bir dönüşümün
06:17
but had 2,500 years of empirical evidence
152
377160
3000
bir kesinlik olduğuna dair
06:20
that such a transformation was a certainty.
153
380160
3000
2500 yıllık deneysel kanıtın olmasıdır.
06:23
And so, when this door opened onto the face of a woman
154
383160
2000
Bu kapı 55 yıldır o odadan çıkmamış olan
06:25
who had not been out of that room in 55 years,
155
385160
3000
bir kadının yüzüne açıldığında,
06:28
you did not see a mad woman.
156
388160
2000
çılgın bir kadın görmediniz.
06:30
You saw a woman who was more clear
157
390160
2000
Bir dağ akarsuyu göletinden
06:32
than a pool of water in a mountain stream.
158
392160
3000
daha berrak bir kadın gördünüz.
06:35
And of course, this is what the Tibetan monks told us.
159
395160
3000
Tabi ki bu, Tibetli rahiperce bize söylenendi.
06:39
They said, at one point, you know, we don't really believe
160
399160
3000
Bir noktada, biliyorsunuz, sizin gerçekten aya
06:42
you went to the moon, but you did.
161
402160
2000
gittiğinize inanmıyoruz, ama gittiniz dediler.
06:44
You may not believe that we achieve enlightenment
162
404160
2000
Bizim bir yaşam süresinde aydınlanmayı başardığımıza
06:46
in one lifetime, but we do.
163
406160
3000
inanmayabilirsiniz, ancak başarıyoruz.
06:49
And if we move from the realm of the spirit
164
409160
2000
Eğer ruhun dünyasından
06:51
to the realm of the physical,
165
411160
2000
fizikselin dünyasına,
06:53
to the sacred geography of Peru --
166
413160
2000
Peru'nun kutsal coğrafyasına gidecek olursak:
06:55
I've always been interested in the relationships of indigenous people
167
415160
3000
Ben her zaman dünyanın gerçekten
06:58
that literally believe that the Earth is alive,
168
418160
2000
canlı olduğuna, tüm arzu ve ihtiyaçlarına
07:00
responsive to all of their aspirations,
169
420160
2000
cevap verdiğine inanan yerli insanların
07:02
all of their needs.
170
422160
2000
ilşkilerine ilgi duydum.
07:04
And, of course, the human population
171
424160
2000
Tabii ki, insan nüfüsunun
07:06
has its own reciprocal obligations.
172
426160
2000
kendi karşılıklı yükümlülükleri vardır.
07:08
I spent 30 years living amongst
173
428160
2000
Chinchero halkının arasında
07:10
the people of Chinchero
174
430160
2000
yaşayarak 30 yıl geçirdim
07:12
and I always heard about an event that I always wanted to participate in.
175
432160
3000
ve her zaman içinde yer almak istediğim bir olayı duydum.
07:15
Once each year, the fastest young boy
176
435160
3000
Her sene bir defa, her köydeki en hızlı
07:18
in each hamlet is given the honor of becoming a woman.
177
438160
3000
erkek çocuğuna kadın olma onuru verilir.
07:21
And for one day, he wears the clothing of his sister
178
441160
2000
Yılda bir kez kız kardeşinin kıyafetlerini giyer
07:23
and he becomes a transvestite,
179
443160
2000
ve bir travesti,
07:25
a waylaka. And for that day,
180
445160
2000
bir waylaka olur. O gün için
07:27
he leads all able-bodied men on a run,
181
447160
3000
bütün sağlıklı erkeklere bir koşuda öncülük eder,
07:30
but it's not your ordinary run.
182
450160
2000
ancak bu bidiğiniz sıradan bir koşu değildir.
07:32
You start off at 11,500 feet.
183
452160
3000
3500 metre yükseklikte başlarsınız.
07:35
You run down to the base of the sacred mountain, Antakillqa.
184
455160
2000
Kutsal dağ Antakillga'dan aşağıya doğru koşarsınız.
07:37
You run up to 15,000 feet,
185
457160
2000
4570 metre yukarı doğru koşarsınız,
07:39
descend 3,000 feet.
186
459160
2000
900 metre alçalırsınız.
07:41
Climb again over the course of 24 hours.
187
461160
2000
24 saat içerisinde tekrar tırmanırsınız.
07:44
And of course, the waylakama spin,
188
464160
2000
Tabii ki bu waylakama çevrimi
07:46
the trajectory of the route,
189
466160
2000
bu rotanın güzergahı,
07:48
is marked by holy mounds of Earth,
190
468160
2000
kokainin yeryüzüne, alkolün rüzgara
07:50
where coke is given to the Earth, libations of alcohol to the wind,
191
470160
3000
verildiği, dünyanın kutsal tepeleleri ile işaretlidir;
07:53
the vortex of the feminine is brought to the mountaintop.
192
473160
3000
dişilin doruğu dağın zirvesine getirilmektedir.
07:56
And the metaphor is clear: you go into the mountain as an individual,
193
476160
3000
Metafor açıktır: Dağa bir birey olarak girersiniz,
07:59
but through exhaustion, through sacrifice,
194
479160
3000
ancak bitkinlik, fedakarlık yoluyla,
08:02
you emerge as a community that has once again
195
482160
2000
gezegendeki yerini tekrar teyit etmiş bir
08:04
reaffirmed its sense of place in the planet.
196
484160
3000
halk olarak çıkarsınız.
08:07
And at 48, I was the only outsider ever to go through this,
197
487160
3000
48 yaşında iken, şimdiye kadar bundan geçen,
08:10
only one to finish it.
198
490160
2000
ve bitiren tek yabancı oldum.
08:12
I only managed to do it by chewing more coca leaves in one day
199
492160
3000
Bunu ancak bir günde, bu bitkinin 4000 yıllık tarihinde,
08:15
than anyone in the 4,000-year history of the plant.
200
495160
3000
herkesten daha çok koka yaprağı çiğneyerek yapabildim.
08:19
But these localized rituals become pan-Andean,
201
499160
2000
Ancak bu yerelleştirilmiş ritüeller, And medeniyetlerini birleştirici olmaya
08:21
and these fantastic festivals,
202
501160
2000
dönüştüler ve Qoyllur Rit'i gibi,
08:23
like that of the Qoyllur Rit'i, which occurs
203
503160
2000
bu fantastik festivaller Palides
08:25
when the Pleiades reappear in the winter sky.
204
505160
3000
kış gökyüzünde tekrar belirdiğinde yapılmaktadır.
08:28
It's kind of like an Andean Woodstock:
205
508160
2000
Bir çeşit And medeniyetleri Woodstock'una benzer:
08:30
60,000 Indians on pilgrimage
206
510160
2000
60,000 kızılderili büyük buzulun
08:32
to the end of a dirt road
207
512160
2000
3 dili tarafından hükmedilen Sinakara adındaki
08:34
that leads to the sacred valley, called the Sinakara,
208
514160
2000
kutsal vadiye giden
08:36
which is dominated by three tongues
209
516160
2000
toprak yolun sonuna doğru
08:38
of the great glacier.
210
518160
2000
kutsal bir yolculuktadır.
08:40
The metaphor is so clear. You bring the crosses from your community,
211
520160
3000
Bu metafor çok açık. Kendi topluluğunuzdan
08:43
in this wonderful fusion of Christian
212
523160
2000
haçları bu muhteşem hiristiyanlık ve kolombiya öncesi
08:45
and pre-Columbian ideas.
213
525160
2000
fikirlerin birleşimine getirirsiniz.
08:47
You place the cross into the ice,
214
527160
2000
Haçı tüm Apus'un veya Inca'nın dağlarının
08:49
in the shadow of Ausangate, the most sacred of all Apus,
215
529160
3000
en kutsalı Ausangate'nin gölgesine,
08:52
or sacred mountains of the Inca.
216
532160
2000
buzun üzerine koyarsınız.
08:54
And then you do the ritual dances that empower the crosses.
217
534160
3000
Sonra haçları güçlendiren ritüel danslarını yaparsınız.
08:57
Now, these ideas and these events
218
537160
2000
Bu fikirler ve olaylar, birçoğunuzun
08:59
allow us even to deconstruct iconic places
219
539160
3000
daha önceden bulunduğu Machu Picchu gibi ikonik yerleri
09:02
that many of you have been to, like Machu Picchu.
220
542160
2000
netleştirmenize olanak tanırlar.
09:04
Machu Picchu was never a lost city.
221
544160
2000
Machu Picchu hiç bir zaman kayıp bir şehir değildi.
09:06
On the contrary, it was completely linked in
222
546160
2000
Aksine, Inca'nın bir yüzyıldan kısa
09:08
to the 14,000 kilometers of royal roads
223
548160
3000
bir zamanda yaptığı 14,000 km'lik
09:11
the Inca made in less than a century.
224
551160
2000
kral yolları ile tamamen bağlantılıydı.
09:13
But more importantly, it was linked in
225
553160
2000
Ancak daha da önemlisi And uygarlığı düşüncesinin
09:15
to the Andean notions of sacred geography.
226
555160
3000
kutsal coğrafyasına bağlanmıştı.
09:18
The intiwatana, the hitching post to the sun,
227
558160
3000
Güneşe bakan bir bağlama kazığı olan intiwatana,
09:21
is actually an obelisk that constantly reflects the light
228
561160
3000
Machu Picchu'nun kutsal Apu'sunun, yani
09:24
that falls on the sacred Apu of Machu Picchu,
229
564160
3000
Sugarloaf dağının üzerine düşen ışığı
09:27
which is Sugarloaf Mountain, called Huayna Picchu.
230
567160
3000
sürekli yansıtan bir obelisktir aslında.
09:30
If you come to the south of the intiwatana, you find an altar.
231
570160
3000
Eğer intiwatana'nın güneyine gelirseniz bir adak taşı bulursunuz.
09:33
Climb Huayna Picchu, find another altar.
232
573160
2000
Huayna Picchu'ya tırmanın ve başka bir adak taşı bulun.
09:35
Take a direct north-south bearing,
233
575160
2000
Doğrudan kuzey-güney mevkiini alın,
09:37
you find to your astonishment
234
577160
2000
sizi hayret içinde bırakan,
09:39
that it bisects the intiwatana stone,
235
579160
2000
intiwatana taşını tam ikiye kestiğini,
09:41
goes to the skyline,
236
581160
2000
ufuk çizgisine gittiğini,
09:43
hits the heart of Salcantay, the second of the most important mountains
237
583160
3000
Salcantay'ın kalbine, inka imparatorluğunun
09:46
of the Incan empire.
238
586160
2000
ikinci en önemli dağına çarptığını bulacaksınız.
09:48
And then beyond Salcantay, of course,
239
588160
2000
Salcantay'ın ötesinde,
09:50
when the southern cross reaches the southernmost point in the sky,
240
590160
3000
güney haçı gökyüzündeki en güney uç noktaya ulaştığında
09:53
directly in that same alignment, the Milky Way overhead.
241
593160
3000
doğrudan aynı hizada, başınızın üzerinde bulunan Samanyoludur.
09:56
But what is enveloping Machu Picchu from below?
242
596160
3000
Ancak Machu Picchu'yu aşağıdan kaplayan nedir?
09:59
The sacred river, the Urubamba, or the Vilcanota,
243
599160
3000
Samanyolunun yeryüzündeki eşiti
10:02
which is itself the Earthly equivalent of the Milky Way,
244
602160
3000
kutsal nehir Uramba veya Vilcanota
10:05
but it's also the trajectory that Viracocha walked
245
605160
3000
ancak, ayrıca Viracocha'nın evreni meydana getirdiği
10:08
at the dawn of time when he brought the universe into being.
246
608160
3000
zamanın şafağında yürüdüğü yoldur.
10:11
And where does the river rise?
247
611160
2000
Bu nehir nereden doğuyor?
10:13
Right on the slopes of the Koariti.
248
613160
4000
Tam olarak Koariti'nin yamaçlarında.
10:17
So, 500 years after Columbus,
249
617160
2000
Böylelikle Kolombus'tan 500 yıl sonra
10:19
these ancient rhythms of landscape
250
619160
3000
bu manzaranın antik ritimleri
10:22
are played out in ritual.
251
622160
2000
ritüelde çalındılar.
10:24
Now, when I was here at the first TED,
252
624160
2000
Şimdi, Ben burada ilk TED'de iken
10:26
I showed this photograph: two men of the Elder Brothers,
253
626160
3000
Bu fotografı gösterdim: Büyük Ağabey'lerden iki adam,
10:29
the descendants, survivors of El Dorado.
254
629160
3000
El Dorado'dan kurtulmuş olan sonraki nesillerden.
10:32
These, of course, are the descendants
255
632160
3000
Bunlar tabii ki antik Tairona
10:35
of the ancient Tairona civilization.
256
635160
3000
medeniyetinin soyundan gelenlerdir.
10:38
If those of you who are here remember that I mentioned
257
638160
2000
Eğer burada olanlarınız hatırlarlarsa
10:40
that they remain ruled by a ritual priesthood,
258
640160
3000
geleneksel rahipliğin yönetiminde kaldıklarından bahsettim,
10:43
but the training for the priesthood is extraordinary.
259
643160
2000
ancak rahiplik için eğitim olağanüstüdür.
10:45
Taken from their families, sequestered in a shadowy world of darkness
260
645160
3000
Ailelerinden alınarak, 18 yıl boyunca karanlığın
10:48
for 18 years -- two nine-year periods deliberately chosen
261
648160
3000
gölgeli dünyasında tek başlarına bırakılırlar,
10:51
to evoke the nine months they spend in the natural mother's womb.
262
651160
3000
doğal ana rahminde geçirdikleri 9 ayı hatırlatmak için özenle seçilmiş iki 9 aylık periyot.
10:54
All that time, the world only exists as an abstraction,
263
654160
4000
Tüm bu sürede toplumlarının değerleri öğretilirken
10:58
as they are taught the values of their society.
264
658160
2000
dünya yalnızca bir soyutlama olarak var olmaktadır.
11:00
Values that maintain the proposition that their prayers,
265
660160
3000
Kozmik dengeyi yalnızca dualarının
11:03
and their prayers alone, maintain the cosmic balance.
266
663160
3000
sağladığını ifade eden değerleri.
11:06
Now, the measure of a society is not only what it does,
267
666160
3000
Şimdi, bir toplum sadece ne yaptığı ile değil aynı zamanda
11:09
but the quality of its aspirations.
268
669160
2000
özlemlerinin kalitesi ile de ölçülür.
11:11
And I always wanted to go back into these mountains,
269
671160
2000
Ben her zaman büyük antropolg Reichel-Dalmatoff'un da
11:13
to see if this could possibly be true,
270
673160
3000
bildirdiği gibi bunun doğru olup
11:16
as indeed had been reported by the great anthropologist,
271
676160
3000
olamayacağını görmek için bu dağlara
11:19
Reichel-Dolmatoff.
272
679160
2000
yeniden gitmek istedim.
11:21
So, literally two weeks ago,
273
681160
2000
Böylece tam olarak iki hafta önce
11:23
I returned from having spent six weeks with the Elder Brothers
274
683160
3000
kesinlikle hayatımın en olağanüstü
11:26
on what was clearly the most
275
686160
2000
seyahati olan, Ağabeylerle 6 hafta geçirdikten
11:28
extraordinary trip of my life.
276
688160
2000
sonra geri döndüm.
11:30
These really are a people who live and breathe
277
690160
3000
Bunlar gerçekten kutsalın dünyasını
11:33
the realm of the sacred,
278
693160
2000
soluyan ve yaşayan insanlar,
11:35
a baroque religiosity that is simply awesome.
279
695160
2000
harika, barok tarzda bir sofuluk.
11:37
They consume more coca leaves than any human population,
280
697160
3000
Herhangi bir insan topluluğundan çok daha fazla koka yaprağı tüketiyorlar,
11:40
half a pound per man, per day.
281
700160
2000
Kişi başına bir günde ¼kg.
11:42
The gourd you see here is --
282
702160
3000
Burada gördüğünüz su kabağı --
11:45
everything in their lives is symbolic.
283
705160
3000
hayatlarındaki her şey sembolik.
11:48
Their central metaphor is a loom.
284
708160
2000
Merkezi metaforları bir dokuma tezgahı.
11:50
They say, "Upon this loom, I weave my life."
285
710160
2000
"Bu tezgah üzerinde hayatımı dokuyorum" diyorlar.
11:52
They refer to the movements as they exploit the ecological niches of the gradient
286
712160
3000
Eğimlerin ekolojik konumlarından faydalanırken
11:55
as "threads."
287
715160
2000
hareketlerden "ipler" olarak bahsetmekteler.
11:57
When they pray for the dead, they make these gestures with their hands,
288
717160
3000
Ölüleri için dua ettiklerinde elleri ile bu jestleri yapıyorlar,
12:00
spinning their thoughts into the heavens.
289
720160
3000
düşüncelerini cennetlere fırlatıyorlar.
12:03
You can see the calcium buildup on the head of the poporo gourd.
290
723160
3000
Poporo kabağının tepesindeki kalsiyum birikmesini görebilirsiniz.
12:06
The gourd is a feminine aspect; the stick is a male.
291
726160
3000
Kabak dişi görünüştür, sopa ise erkek.
12:09
You put the stick in the powder
292
729160
2000
Kutsal külleri almak için sopayı
12:11
to take the sacred ashes -- well, they're not ashes,
293
731160
2000
tozun içine batırırsınız -- aslından onlar kül değildirler,
12:14
they're burnt limestone --
294
734160
1000
koka yaprağını güçlendirmek,
12:15
to empower the coca leaf, to change
295
735160
2000
ağzın ph dengesini değiştirerek
12:17
the pH of the mouth to facilitate the absorption
296
737160
2000
kokain hidrokloridin emilimini kolaylaştırmak için
12:19
of cocaine hydrochloride.
297
739160
2000
yakılmış kireç taşıdır.
12:21
But if you break a gourd, you cannot simply throw it away,
298
741160
3000
Ancak eğer bir kabağı kırarsanız, onu fırlatıp atamazsınız
12:24
because every stroke of that stick
299
744160
2000
çünkü o sopanın o kalsiyumu
12:26
that has built up that calcium,
300
746160
2000
biriktirmiş olan her vuruşunda
12:28
the measure of a man's life,
301
748160
2000
insan hayatının ölçüsü,
12:30
has a thought behind it.
302
750160
3000
arkasında bir düşüncesi vardır.
12:33
Fields are planted in such an extraordinary way,
303
753160
2000
Tarlalar o kadar olağan dışı bir şekilde
12:35
that the one side of the field
304
755160
2000
ekilmişlerdir ki, tarlanın bir kenarı
12:37
is planted like that by the women.
305
757160
2000
bu şekilde kadın tarafından ekilmiştir.
12:39
The other side is planted like that by the men. Metaphorically,
306
759160
3000
Diğer kenarı erkek tarafından bu şekilde ekilmiştir.
12:42
you turn it on the side, and you have a piece of cloth.
307
762160
3000
Metaforik olarak, kenarları üzerine koyarsanız bir parça elbise elde edersiniz.
12:45
And they are the descendants of the ancient Tairona civilization,
308
765160
3000
Onlar antik Tairona medeniyetinin soyundan gelmektedirler
12:48
the greatest goldsmiths of South America,
309
768160
1000
Güney Amerika'nın en büyük kuyumcuları
12:49
who in the wake of the conquest,
310
769160
2000
Fethin ardından,
12:51
retreated into this isolated volcanic massif
311
771160
3000
Karayip kıyılarından 6000 metre yükselen
12:54
that soars to 20,000 feet
312
774160
2000
bu izole edilmiş
12:56
above the Caribbean coastal plain.
313
776160
2000
volkanik dağlara çekilen insanlardır.
12:58
There are four societies:
314
778160
2000
Dört toplum vardır:
13:00
the Kogi, the Wiwa, the Kankwano and the Arhuacos.
315
780160
3000
Kogi, Wiwa, Kankwano ve Arhuacos.
13:03
I traveled with the Arhuacos,
316
783160
2000
Arhuacos ile seyahat ettim
13:05
and the wonderful thing about this story
317
785160
2000
ve bu hikaye ile ilgili en müthiş şey
13:07
was that this man, Danilo Villafane --
318
787160
3000
bu adam, Danilo Villafane --
13:10
if we just jump back here for a second.
319
790160
3000
eğer bir saniyeliğine buraya geri dönersek.
13:13
When I first met Danilo, in the Colombian embassy in Washington,
320
793160
3000
Danilo ile Washington'da Kolombiya elçiliğinde tanıştığımızda
13:16
I couldn't help but say, "You know,
321
796160
2000
Kendimi şunu söylemekten alıkoyamadım:
13:18
you look a lot like an old friend of mine."
322
798160
2000
"Biliyor musun, benim eski bir arkadaşıma çok benziyorsun"
13:20
Well, it turns out he was the son of my friend, Adalberto,
323
800160
3000
Daha sonradan, FARC tarafından öldürülen, 1974'ten,
13:23
from 1974, who had been killed by the FARC.
324
803160
3000
Adalberto'nun oğlu olduğu ortya çıktı.
13:26
And I said, "Danilo, you won't remember this,
325
806160
3000
Ve şöyle söyledim" Danillo, belki hatırlamazsın ama
13:29
but when you were an infant, I carried you on my back,
326
809160
2000
sen bir bebekken, seni dağlarda aşağı ve yukarı
13:31
up and down the mountains."
327
811160
2000
sırtımda taşıdım.
13:33
And because of that, Danilo invited us
328
813160
2000
Ve bu yüzden Danillo bizi daha önce
13:35
to go to the very heart of the world,
329
815160
2000
hiçbir gazetecinin girmesine izin verilmeyen bir yere
13:37
a place where no journalist had ever been permitted.
330
817160
2000
dünyanın tam kalbine davet etti.
13:39
Not simply to the flanks of the mountains,
331
819160
2000
Sadece dağların kenarlarına değil, ancak
13:41
but to the very iced peaks which are the destiny of the pilgrims.
332
821160
3000
kutsal yolculukların istikameti olan buzlu zirvelere.
13:44
And this man sitting cross-legged
333
824160
2000
Ve bu bağdaş kurararak oturan kişi
13:46
is now a grown-up Eugenio,
334
826160
2000
şu anda büyümüş bir Eugenio
13:48
a man who I've known since 1974.
335
828160
3000
1974'ten beri tanıdığım bir insan.
13:51
And this is one of those initiates.
336
831160
2000
Ve bu kabul törenlerinden bir tanesi.
13:53
No, it's not true that they're kept in the darkness for 18 years,
337
833160
3000
18 yıl boyunca karanlıkta tutuldukları doğru değil
13:56
but they are kept within the confines
338
836160
2000
ancak 18 yıl boyunca
13:58
of the ceremonial men's circle
339
838160
2000
törensel erkeklerin etki alanının sınırları
14:00
for 18 years.
340
840160
2000
içerisinde tutulurlar.
14:02
This little boy will never step outside
341
842160
2000
Bu küçük çocuk erkeklerin kulübelerini kuşatan
14:04
of the sacred fields
342
844160
2000
kutsal tarlalardan
14:06
that surround the men's hut for all that time,
343
846160
3000
hiç bir zaman dışarı çıkmayacak,
14:09
until he begins his journey of initiation.
344
849160
3000
ta ki kabul yolculuğuna başlayana kadar.
14:12
For that entire time, the world only exists as an abstraction,
345
852160
3000
Tüm bu zaman, kozmik dengeyi sadece dualarının sağladığı
14:15
as he is taught the values of society,
346
855160
2000
düşüncesi dahil, toplumun duaları öğretilirken
14:17
including this notion that their prayers alone
347
857160
2000
dünya sadece
14:19
maintain the cosmic balance.
348
859160
3000
bir soyutlama olarak var olmaktadır.
14:22
Before we could begin our journey,
349
862160
2000
Yolculuğumuza başlamadan önce
14:24
we had to be cleansed at the portal of the Earth.
350
864160
2000
Yeryüzünün ana kapısında arınmamız gerekti.
14:26
And it was extraordinary to be taken by a priest.
351
866160
2000
Ve bir rahip tarafından alınmak olağanüstüydü.
14:28
And you see that the priest never wears shoes because holy feet --
352
868160
3000
Ve rahibin hiçbir zaman ayakkabı giymediğini göreceksiniz
14:31
there must be nothing between the feet
353
871160
2000
çünkü bir mamo için yeryüzü ve
14:33
and the Earth for a mamo.
354
873160
3000
ayakları arasında hiçbir şey olmamalıdır.
14:36
And this is actually the place where the Great Mother
355
876160
2000
Burası Büyük Anne'nin
14:38
sent the spindle into the world
356
878160
2000
dağları oluşturan ve dünyanın kalbi
14:40
that elevated the mountains and created the homeland
357
880160
2000
dedikleri anavatanı yaratan
14:42
that they call the heart of the world.
358
882160
2000
iğ ağacını dünyaya gönderdiği yerdir.
14:44
We traveled high into the paramo,
359
884160
2000
Paramo'ya doğru yükseklere seyahat ettik
14:46
and as we crested the hills,
360
886160
2000
ve biz tepeleri aşarken
14:48
we realized that the men were interpreting
361
888160
2000
erkeklerin yüzeydeki
14:50
every single bump on the landscape
362
890160
2000
her tepeciği kendi yoğun
14:52
in terms of their own intense religiosity.
363
892160
3000
dinselliklerinin ışığında yorumladıklarını fark ettik.
14:55
And then of course, as we reached our final destination,
364
895160
3000
Sonra Mamancana denilen
14:58
a place called Mamancana,
365
898160
2000
nihai varış yerimize ulaştığımızda
15:00
we were in for a surprise,
366
900160
2000
kendimizi bir sürprizle karşı karşıya bulduk
15:02
because the FARC were waiting to kidnap us.
367
902160
2000
Çünkü FARC bizi kaçırmak için bekliyordu.
15:04
And so we ended up being taken aside into these huts,
368
904160
3000
Böylece karanlığa kadar gözden uzakta
15:07
hidden away until the darkness.
369
907160
2000
bu kulübelerde saklanmak zorunda kaldık.
15:09
And then, abandoning all our gear,
370
909160
2000
Sonra malzemelerimizin hepsini bırakarak
15:11
we were forced to ride out in the middle of the night,
371
911160
3000
gecenin karanlığında oldukça dramatik
15:14
in a quite dramatic scene.
372
914160
2000
bir manzarada ilerlemek zorunda kaldık.
15:16
It's going to look like a John Ford Western.
373
916160
2000
Bir John Ford Western'ine benzeyecek.
15:18
And we ran into a FARC patrol at dawn, so it was quite harrowing.
374
918160
3000
Şafakta bir FARC devriyesine rastladık ve çok fazla korkutucuydu.
15:21
It will be a very interesting film. But what was fascinating
375
921160
3000
Çok ilginç bir film olacak. Ancak asıl etkileyici olan
15:24
is that the minute there was a sense of dangers,
376
924160
2000
bir tehlike sezildiği anda mamolar
15:26
the mamos went into a circle of divination.
377
926160
3000
bir kehanet çemberi meydana getirdiler.
15:29
And of course, this is a photograph
378
929160
2000
Bu tabii ki, tam olarak bizim saklandığımız
15:31
literally taken the night we were in hiding,
379
931160
2000
gecede, bizi dağlardan çıkarırlarken
15:33
as they divine their route
380
933160
2000
rotalarını kutsala yönlendirdiklerinde
15:35
to take us out of the mountains.
381
935160
2000
çekilen bir fotograf.
15:37
We were able to, because we had trained
382
937160
2000
İşimizi yapmaya devam edebildik çünkü
15:39
people in filmmaking,
383
939160
2000
film yapımı işinde eğitimli
15:41
continue with our work,
384
941160
2000
insanlarımız vardı,
15:43
and send our Wiwa and Arhuaco filmmakers
385
943160
3000
Wiwa ve Arhuaco film yapımcılarımızı
15:46
to the final sacred lakes
386
946160
2000
filmin son sahnelerini çekmek için
15:48
to get the last shots for the film,
387
948160
2000
en son kutsal göllere gönderdik,
15:50
and we followed the rest of the Arhuaco back to the sea,
388
950160
2000
ve yüksekteki unsurları denize götürerek,
15:52
taking the elements from the highlands to the sea.
389
952160
3000
Arhuaco'nun geri kalanını denize doğru izledik.,
15:55
And here you see how their sacred landscape
390
955160
2000
Burada kutsal manzaralarının nasıl genelev, otel ve
15:57
has been covered by brothels and hotels and casinos,
391
957160
3000
kumarhanelerle kaplandığını görüyorsunuz
16:00
and yet, still they pray.
392
960160
3000
ve yine de halen dua ediyorlar.
16:03
And it's an amazing thing to think
393
963160
2000
Miami'ye yalnızca iki saat mesafedeki
16:05
that this close to Miami,
394
965160
3000
bir yerde sizin sağlınız için
16:08
two hours from Miami, there is an entire civilization of people
395
968160
3000
dua eden bir uygarlığın var olduğunu
16:11
praying every day for your well-being.
396
971160
3000
düşünmek gerçekten muhteşem bir şey.
16:14
They call themselves the Elder Brothers.
397
974160
2000
Kendilerine Büyük Ağabeyler diyorlar.
16:16
They dismiss the rest of us who have ruined the world
398
976160
3000
Dünyayı mahvetmiş olan geri kalanımızı
16:19
as the Younger Brothers. They cannot understand
399
979160
2000
Küçük Kardeşler diyerek reddediyorlar.
16:21
why it is that we do what we do to the Earth.
400
981160
3000
Dünyaya yaptığımız bu şeyleri neden yaptığımızı anlayamıyorlar.
16:24
Now, if we slip to another end of the world,
401
984160
2000
Şimdi dünyanın bir başka ucuna kayarsak,
16:26
I was up in the high Arctic
402
986160
2000
önceki başkan yardımcısının muhteşem kitabından bir miktar esinlenerek
16:28
to tell a story about global warming,
403
988160
2000
küresel ısınma hakkında
16:30
inspired in part by
404
990160
2000
bir hikaye anlatmak için
16:32
the former Vice President's wonderful book.
405
992160
2000
Arktik bölgesindeydim.
16:34
And what struck me so extraordinary
406
994160
2000
Beni en çok şaşırtan şey
16:36
was to be again with the Inuit --
407
996160
2000
yine Inuit halkları ile ilgili olan bir şeydi
16:38
a people who don't fear the cold, but take advantage of it.
408
998160
3000
-- soğuktan korkmayan ancak ondan faydalanan insanlar.
16:41
A people who
409
1001160
2000
Hayal güçleri ile,
16:43
find a way, with their imagination,
410
1003160
2000
buzdan bir hayat çıkarmanın,
16:45
to carve life out of that very frozen.
411
1005160
3000
bir yolunu bulan insanlar.
16:48
A people for whom blood on ice
412
1008160
2000
Buz üzerindeki kanın ölümün işareti
16:50
is not a sign of death, but an affirmation of life.
413
1010160
3000
olmadığı ancak onlar için hayatın onaylanması olan insanlar.
16:53
And yet tragically, when you now go to those northern communities,
414
1013160
2000
Ve trajik olarak, bu kuzeydeki toplumlara gittiğinizde
16:55
you find to your astonishment
415
1015160
2000
Kuzey Grönland'daki Kanak gibi bir yerde,
16:57
that whereas the sea ice used to come in in September
416
1017160
2000
sizi hayret içinde bırakan,
16:59
and stay till July,
417
1019160
2000
deniz buzunun eskiden Eylül'de gelip,
17:01
in a place like Kanak in northern Greenland,
418
1021160
2000
Temmuz kadar kaldığını, şu an ise
17:03
it literally comes in now in November
419
1023160
2000
Kasım ayında geldiğini ve
17:05
and stays until March.
420
1025160
2000
Marta kadar kaldığını öğrenirsiniz.
17:07
So, their entire year has been cut in half.
421
1027160
3000
Böylece tüm bir yıl ikiye bölünmüş oluyor.
17:10
Now, I want to stress that none of these peoples
422
1030160
2000
Şimdi, şunu vurgulamak isterim ki,
17:12
that I've been quickly talking about here
423
1032160
2000
burada çabuk bir şekilde bahsettiğim insanların
17:14
are disappearing worlds.
424
1034160
2000
hiçbirisi kaybolan dünyalar değildirler.
17:16
These are not dying peoples.
425
1036160
2000
Bunlar ölmekte olan insanlar değiller.
17:18
On the contrary, you know,
426
1038160
2000
Tam tersine, biliyorsunuz,
17:20
if you have the heart to feel and the eyes to see,
427
1040160
2000
eğer hissetmek için kalbiniz ve görmek için gözleriniz
17:22
you discover that the world is not flat.
428
1042160
2000
var ise, dünyanın düz olmadığını keşfedersiniz.
17:24
The world remains a rich tapestry.
429
1044160
3000
Dünya zengin bir duvar kilimi olarak ve
17:27
It remains a rich topography of the spirit.
430
1047160
3000
ruhun zengin bir topoğrafyası olarak kalmaktadır.
17:30
These myriad voices of humanity
431
1050160
2000
İnsanlığın bu sayısız sesleri
17:32
are not failed attempts at being new,
432
1052160
2000
başarısızlığa uğramış olan yeni ve
17:34
failed attempts at being modern.
433
1054160
2000
modern olma çabalar değildirler.
17:36
They're unique facets of the human imagination.
434
1056160
2000
İnsanlığın hayal gücünün eşsiz görünümleridirler.
17:38
They're unique answers to a fundamental question:
435
1058160
3000
Temel bir soruya eşsiz yanıtlardır:
17:41
what does it mean to be human and alive?
436
1061160
3000
İnsan ve canlı olmak ne anlama geliyor?
17:44
And when asked that question, they respond
437
1064160
2000
Bu soru sorulduğunda 6000
17:46
with 6,000 different voices.
438
1066160
2000
farklı sesle cevap veriyorlar.
17:48
And collectively, those voices become our human repertoire
439
1068160
3000
Kitlesel biçimde, bu sesler
17:51
for dealing with the challenges that will confront us
440
1071160
2000
sonraki bin yılda karşımıza çıkacak zorluklar ile
17:53
in the ensuing millennia.
441
1073160
2000
başa çıkabilmemiz için insan repertuvarımız olurlar.
17:55
Our industrial society is scarcely
442
1075160
2000
Sanayi toplumumuz sadece
17:57
300 years old.
443
1077160
2000
300 yaşındadır.
17:59
That shallow history shouldn't suggest to anyone
444
1079160
2000
Bu sığ tarihin önümüzdeki bin yılda karşımıza
18:01
that we have all of the answers
445
1081160
2000
çıkacak bütün sorulara cevaplarımız
18:03
for all of the questions that will confront us
446
1083160
2000
olduğunu kimseye
18:05
in the ensuing millennia.
447
1085160
2000
önermemesi gerekir.
18:07
The myriad voices of humanity are not failed attempts at being us.
448
1087160
3000
İnsanlığın sayısız sesleri biz olmakta başarısızlığa uğramış girişimler değildirler.
18:10
They are unique answers to that fundamental question:
449
1090160
3000
Şu temel soruya olan eşsiz cevaplardır:
18:13
what does it mean to be human and alive?
450
1093160
2000
İnsan ve canlı olmak ne anlama gelmektedir?
18:15
And there is indeed a fire burning over the Earth,
451
1095160
3000
Dünya üzerinde kendisi ile birlikte sadece hayvanları ve bitkileri değil
18:18
taking with it not only plants and animals,
452
1098160
3000
ancak insanlığın dehasını da
18:21
but the legacy of humanity's brilliance.
453
1101160
2000
beraberinde götüren bir ateş yanmaktadır.
18:23
Right now, as we sit here in this room,
454
1103160
2000
Şu an bu odada otururken
18:25
of those 6,000 languages spoken the day that you were born,
455
1105160
3000
doğduğunuz günden beri konuşulan 6000 dilin
18:28
fully half aren't being taught to children.
456
1108160
3000
tamamen yarısı çocuklara öğretilmemektedir.
18:31
So, you're living through a time
457
1111160
1000
Böylelikle, insanlığın entelektüel,
18:32
when virtually half of humanity's intellectual,
458
1112160
3000
sosyal ve ruhsal efsanesinin adeta yarısının
18:35
social and spiritual legacy
459
1115160
2000
kayıp gitmesine izin verildiği
18:37
is being allowed to slip away.
460
1117160
2000
bir zamanda yaşıyorsunuz.
18:39
This does not have to happen.
461
1119160
2000
Bunun olması gerekmiyor.
18:41
These peoples are not failed attempts at being modern --
462
1121160
3000
Bu insanlar, modern olma girişimlerinde başarısızlığa uğrayan,
18:44
quaint and colorful and destined to fade away
463
1124160
2000
hoş ve renkli ve sanki bir doğa yasası sayesinde
18:46
as if by natural law.
464
1126160
2000
kaderlerinde yok olmak olan insanlar değildirler.
18:48
In every case, these are dynamic, living peoples
465
1128160
2000
Bunlar, her durumda, tanımlanabilir güçler tarafından
18:50
being driven out of existence by identifiable forces.
466
1130160
3000
varoluşun dışına sürülmüş dinamik canlı insanlardır.
18:53
That's actually an optimistic observation,
467
1133160
3000
Bu aslında iyimser bir gözlem çünkü
18:56
because it suggests that if human beings
468
1136160
2000
eğer insanlar kültürel yıkımın etmeni iseler
18:58
are the agents of cultural destruction,
469
1138160
2000
bizim aynı zamanda kültürel ayakta kalmayı
19:00
we can also be, and must be,
470
1140160
2000
kolaylaştırabileceğimizi, ve kolaylaştırmamız gerektiğini
19:02
the facilitators of cultural survival.
471
1142160
2000
önermektedir.
19:04
Thank you very much.
472
1144160
2000
Çok teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7