How to embrace emotions at work | The Way We Work, a TED series

Transcriber: TED Translators admin

Çeviri: Can Boysan Gözden geçirme: Gözde Alpçetin

No matter how hard you might try,

Her ne kadar çok deneseniz de

you can't just flip a switch when you step into the office

ofise girdiğinizde duygularınızı kapatıp

and turn your emotions off.

ışıkları öylece açamazsınız.

Feeling feelings is part of being human.

Hissiyatları hissetmek insan olmanın bir parçası.

[The Way We Work]

[Çalışma Şeklimiz]

A pervasive myth exists that emotions don't belong at work,

Var olan yaygın bir efsaneye göre, duyguların işte yeri yoktur

and this often leads us

ve bu da bizim yanlışlıkla profesyonelliği

to mistakenly equate professionalism with being stoic or even cold.

çok sabırlı hatta soğuk olmakla bir tutmamıza sıklıkla yol açar.

But research shows that in the moments when our colleagues

Fakat araştırma gösteriyor ki

iş arkadaşlarımız, gösterişli olan profesyonel sunumlarını bıraktıklarında

drop their glossy professional presentation,

onların aslında bize ne söylediğine inanmamız çok daha olası oluyor.

we're actually much more likely to believe what they're telling us.

We feel connected to the people around us.

Çevremizdeki insanlarla ilişki halinde hissediyoruz.

We try harder, we perform better

Daha çok deniyoruz, daha iyi çalışıyoruz

and we're just generally kinder.

ve genellikle daha kibar oluyoruz.

So it's about time that we learn how to embrace emotion at work.

Yani iş hayatında duygularımızı kucaklamayı öğrenmenin tam zamanı.

Now, that's not to say

Bu, birden itfaiye hortumuna dönüşeceğiniz anlamına gelmez.

you should suddenly become a feelings fire hose.

A line exists between sharing, which builds trust,

Güven inşa eden paylaşım ile

onu yok eden aşırı paylaşım arasında ince bir çizgi vardır.

and oversharing, which destroys it.

If you suddenly let your feelings run wild at work

İşteyken hislerinizin coşmasına birdenbire izin verirseniz

and give people far more information than they bargained for,

ve insanlara beklediklerinden çok daha fazla bilgi verirseniz

you make everyone around you uncomfortable

çevrenizdeki herkesi rahatsız edersiniz

and you also undermine yourself.

ve kendinize de zarar verirsiniz.

You're more likely to be seen as weak or lacking self awareness,

Zayıf veya öz farkındalıktan yoksun birisi olarak görülmeniz daha muhtemeldir,

so, great to say you weren't feeling well last night --

bu yüzden dün akşam iyi hissetmediğinizi --

yarım yamalak hazmedilmiş akşam yemeğinizle

you don't need to go into every lurid detail

nasıl yeniden tanıştığınız hakkında

about how you got reacquainted with your half-digested dinner.

her korkunç ayrıntıya girmeyi gerek görmediğinizi söylemek çok iyidir.

So there's a wide spectrum of emotional expression.

Yani duygusal yüz ifadelerinin geniş bir spektrumu var.

On one hand, you have under-emoters,

Bir tarafta az duygulu davrananlar var;

or people who have a hard time talking about their feelings,

bu kişiler hisleri hakkında konuşmakta zorlanırlar

and on the other end are over-emoters,

ve diğerleri de çok duygulu davrananlardır;

those who constantly share everything that's going on inside,

bu kişiler içlerinde olan her şeyi sürekli paylaşırlar

ve bunların hiçbiri sağlıklı bir iş yerine yol açmaz.

and neither of these make for a healthy workplace.

So what's the balance between these two extremes?

Peki, bu iki uç arasındaki denge nedir?

Bu dengeye, seçici hassasiyet deniyor.

It's something called selective vulnerability.

Selective vulnerability is opening up

Seçici hassasiyet, durağanlık ve psikolojik güveni,

while still prioritizing stability and psychological safety,

hem sizin için hem de iş arkadaşlarınız için öncelerken gelişiyor.

both for you and for your colleagues.

Luckily, anyone can learn

Neyse ki herkes seçici hassas olmayı uygulama yoluyla öğrenebilir.

to be selectively vulnerable, with practice.

Here are four ways to get started.

İşte başlamak için dört yol.

First, flag your feelings without becoming emotionally leaky.

İlk olarak, duygularınızı sızdırmadan hislerinizi işaretleyin.

Bad moods are contagious,

Kötü ruh hali bulaşıcıdır

and even if you're not vocalizing what you're feeling,

ve hissinizi söylemeseniz bile

chances are your body language or your expressions

vücut dilinizin veya yüz ifadelerinizin kendini ele vermesi çok olasıdır.

are a dead giveaway.

So if you are crossing your arms or hammering on your keyboard,

Kollarınızı kavuşturuyor ya da klavyenizi yumrukluyorsanız

your coworkers are going to know you're upset.

iş arkadaşlarınız üzgün olduğunuzu anlayacaklardır.

And if you don't say anything,

Hiçbir şey söylemezseniz

they might start to think it's about them and get worried.

bunun onlar hakkında olduğunu düşünmeye başlayıp endişelenebilirler.

So if you are reacting to a non-work-related event,

Trafik gibi iş dışı bir duruma tepki gösteriyorsanız

so traffic for example, just flag it.

onu işaretleyin.

You don't need to go into detail.

Detaya girmenize gerek yok.

You can say something as simple as "I'm having a bad morning.

"Kötü bir sabah geçiriyorum, sizinle ilgisi yok" kadar

basit bir şey söyleyebilirsiniz.

It has nothing to do with you."

Now if it's a work-related event

Güçlü duygular hissetmenize yol açan

that's causing you to feel strong emotions,

ve işle ilgili olan bir durum ise

that brings us to point number two.

bizi ikinci yola götürüyor.

Try to understand the need behind your emotion,

Duygunuzun ardındaki ihtiyacı anlamaya çalışın

and then address that need.

ve bu ihtiyacın üzerine gidin.

If you suddenly start to find everyone around you irritating,

Çevrenizdeki herkesi birdenbire sinir bozucu bulmaya başlıyorsanız

arkanıza yaslanın ve buna kafa yorun.

sit back and reflect on that.

And it might be that you're irritable because you're anxious,

Bunun sebebi sinirli olduğunuz için kaygılı hissetmeniz olabilir

and you're anxious because you're worried about hitting a looming deadline.

ve gözünüzde büyüyen son günü aşmaktan endişe duyuyorsunuz çünkü kaygılısınız.

And in that case, you can go back to your team

Bu durumda ihtiyacınıza değinmek

ve şöyle bir şey söylemek için ekibinize geri dönebilirsiniz:

to address that need and say something like,

"I want to make sure I get everything done ahead of the deadline.

"Her şeyi son günden önce tamamladığıma emin olmak istiyorum.

Can you help me put together a realistic plan to do that?"

Bunun için gerçekçi bir plan oluşturmama yardım edebilir misiniz?

If you're thinking of sharing,

Paylaşmayı düşünüyorsanız

try and put yourself in the other person's shoes.

kendinizi başkasının yerine koymayı deneyin.

So if what you're about to say would help you feel more supported

Daha çok desteklenmiş hissetmenize yardımcı olabilecek

and better understand the situation,

ve durumu daha iyi anlamayı sağlayacak her ne ise

then go ahead and share it.

devam edin ve onu paylaşın.

But if it gives you any kind of pause, you might want to leave it out.

Fakat bu durum sizi düşündürürse onu ihmal etmek isteyebilirsiniz.

And finally, read the room and provide a path forward.

Son olarak, etrafınıza bakın ve ileriye dönük bir yol seçin.

If everyone on your team has been pulling long hours,

Ekibinizdeki herkes çok çaba sarfediyorsa

ve özellikle iş arkadaşlarınızdan birinin

and you notice that one of your colleagues seems particularly deflated or anxious,

hüzünlü veya endişeli göründüğünü fark ederseniz

bunu kabullenebilir, biraz empati yapabilirsiniz

you can acknowledge that and show some empathy,

fakat sonra onlara, uygulanmaya müsait olan

but then try to give them something actionable

ve tutunabilecekleri bir şey vermeye çalışın.

that they could hold on to.

Bu durumda, ona şunu önerebilirsiniz:

And in this case,

you could suggest that you go to your manager

Müdüründen haftalık toplantıyı bir gün geriye çekmeyi rica edebilirsin.

and ask that your weekly meeting

be pushed back a day so you both have more time to work.

Böylece çalışmak için ikinizin de daha çok zamanı olur.

You're showing you're invested in their success,

Onların başarısı için emek harcadığınızı

ayrıca onların refahını önemsediğinizi gösterirsiniz.

but also that you care about their well-being.

Hissettiklerimize dair dürüst olduğumuzda,

When we can be honest about what we feel,

and freely suggest ideas, make mistakes

özgürce fikir önerip hata yaptığımızda

ve olduğumuz kişinin her parçasından saklanmak zorunda olmadığımızda

and just not have to hide every piece of who we are,

we're much more likely to stay at the company for a long time.

arkadaşlığımızı uzun süre sürdürmemiz çok daha olasıdır.

We're also happier and more productive.

Daha mutlu ve verimli de oluruz.

So take a moment to reflect on the emotional expression

Her gün işe götürdüğünüz

duygusal yüz ifadeniz üzerine biraz düşünün.

that you bring to work each day.

And if you are prone to oversharing, try editing.

Çok paylaşmaya yatkın biriyseniz, ifadelerinizi düzenlemeye çalışın.

And if you're a little bit more reserved,

Biraz içinize kapanıksanız

look for moments when you can open up to your colleagues

iş arkadaşlarınıza açılma anını kollayın

and be a bit vulnerable.

ve biraz hassas olun.

And chances are, there will be a big difference

İnsanların size verdikleri cevaplarda

in how people respond to you.

büyük bir fark olması çok olası.

And selective vulnerability might just become

Böylece seçici hassasiyet

en değerli parçalarınızdan biri olabilir.

one of your most valuable tools.