What almost dying taught me about living | Suleika Jaouad

607,912 views ・ 2019-07-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Elif Nazlıcan Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
It was the spring of 2011,
0
12690
2976
2011 ilkbaharıydı
00:15
and as they like to say in commencement speeches,
1
15690
2802
ve mezuniyet konuşmalarında da söyledikleri gibi
00:18
I was getting ready to enter the real world.
2
18516
3564
gerçek dünyaya adım atmaya hazırlanıyordum.
00:22
I had recently graduated from college
3
22727
2632
Kısa süre önce üniversiteden mezun olmuştum
00:25
and moved to Paris to start my first job.
4
25383
2740
ve ilk işime başlamak için Paris'e taşınmıştım.
00:28
My dream was to become a war correspondent,
5
28990
3872
Hayalim bir savaş muhabiri olmaktı
00:32
but the real world that I found
6
32886
2157
ama bulduğum gerçek dünya
00:35
took me into a really different kind of conflict zone.
7
35067
4280
beni çok daha farklı bir çatışma alanına götürdü.
00:40
At 22 years old,
8
40974
2024
22 yaşında
00:43
I was diagnosed with leukemia.
9
43022
2903
lösemi tanısı aldım.
00:46
The doctors told me and my parents, point-blank,
10
46927
3285
Doktorlar bana ve aileme dolaysız olarak
00:50
that I had about a 35 percent chance of long-term survival.
11
50236
4465
uzun dönem sağ kalma şansımın yüzde 35 olduğunu söylediler.
00:56
I couldn't wrap my head around what that prognosis meant.
12
56006
4817
Bu öngörünün ne anlama geldiğini kavrayamıyordum.
01:00
But I understood that the reality and the life I'd imagined for myself
13
60847
5103
Ama anladım ki gerçeklik ve kendim için hayal ettiğim hayat
01:05
had shattered.
14
65974
1150
paramparça olmuştu.
01:07
Overnight, I lost my job, my apartment, my independence,
15
67744
5006
Tek gecede işimi, dairemi ve bağımsızlığımı kaybettim
01:12
and I became patient number 5624.
16
72774
3772
ve 5624 numaralı hasta oldum.
01:18
Over the next four years of chemo, a clinical trial
17
78680
3549
Sonraki 4 yıllık kemoterapi, klinik deney
01:22
and a bone marrow transplant,
18
82253
1880
ve bir kemik iliği nakli sonrasında
01:24
the hospital became my home,
19
84157
2311
hastane evim,
01:26
my bed, the place I lived 24/7.
20
86492
2995
yatağım ve 7 gün 24 saat yaşadığım yer oldu.
01:30
Since it was unlikely that I'd ever get better,
21
90111
3749
İyileşmem pek mümkün olmadığından
01:33
I had to accept my new reality.
22
93884
2927
yeni gerçekliğimi kabullenmek zorundaydım.
01:37
And I adapted.
23
97276
2351
Ben de adapte oldum.
01:40
I became fluent in medicalese,
24
100196
3595
Tıp dilinde akıcı konuşmaya başladım,
01:43
made friends with a group of other young cancer patients,
25
103815
4698
başka bir genç kanserli grupla arkadaş oldum,
01:48
built a vast collection of neon wigs
26
108537
4334
büyük bir neon peruk koleksiyonu kurdum
01:52
and learned to use my rolling IV pole as a skateboard.
27
112895
5807
ve yuvarlanan serum askımı bir kaykay gibi kullanmayı öğrendim.
01:59
I even achieved my dream of becoming a war correspondent,
28
119943
3079
Bir savaş muhabiri olma hayalimi bile gerçekleştirdim,
02:03
although not in the way I'd expected.
29
123046
2667
umduğum şekilde olmasa da.
02:06
It started with a blog,
30
126220
1754
Bir blogla başladı,
02:07
reporting from the front lines of my hospital bed,
31
127998
2337
hastane yatağımın cephesinden bildiriyordum
02:10
and it morphed into a column I wrote for the New York Times,
32
130359
3826
ve bu New York Times'da yazdığım bir köşe yazısına dönüştü,
02:14
called "Life, Interrupted."
33
134209
1733
adı da "Hayat, Kesintiye Uğramış."
02:16
But -- (Applause)
34
136784
1151
Ama -- (Alkış)
02:17
Thank you.
35
137959
1152
Teşekkürler.
02:19
(Applause)
36
139135
2060
(Alkış)
02:21
But above all else,
37
141620
2270
Ama hepsinin ötesinde,
02:23
my focus was on surviving.
38
143914
3158
odağım hayatta kalmaktı.
02:27
And -- spoiler alert --
39
147863
2627
Ve -- spoiler uyarısı --
02:30
(Laughter)
40
150514
2095
(Kahkaha)
02:32
I did survive, yeah.
41
152633
2128
Hayatta kaldım, evet.
02:34
(Applause)
42
154785
5030
(Alkış)
02:39
Thanks to an army of supportive humans,
43
159839
2865
Bir destekleyici insan ordusu sayesinde
02:42
I'm not just still here, I am cured of my cancer.
44
162728
3809
sadece burada olmakla kalmıyorum, kanserimi yendim.
02:46
(Applause)
45
166921
1161
(Alkış)
02:48
Thank you.
46
168106
1152
Teşekkürler.
02:49
(Applause)
47
169282
2064
(Alkış)
02:51
So, when you go through a traumatic experience like this,
48
171370
4133
Böyle travmatik bir deneyim yaşayınca
02:55
people treat you differently.
49
175527
1647
insanlar size farklı davranıyor.
02:57
They start telling you how much of an inspiration you are.
50
177614
4070
Size ne kadar büyük bir esin kaynağı olduğunuzu söylemeye başlıyorlar.
03:02
They say you're a warrior.
51
182136
2386
Bir savaşçı olduğunuzu söylüyorlar.
03:04
They call you a hero,
52
184546
1944
Size bir kahraman diyorlar,
03:06
someone who's lived the mythical hero's journey,
53
186514
2952
efsanevi kahramanın yolculuğunu yaşamış olan biri,
03:09
who's endured impossible trials
54
189490
2085
imkansız denemelere katlanmış
03:11
and, against the odds, lived to tell the tale,
55
191599
3327
ve bütün olanaksızlıklara rağmen masalı anlatmak için yaşamış,
03:14
returning better and braver for what you're been through.
56
194950
3867
yaşadığı şeyden sonra daha iyi ve daha cesur dönmüş biri.
03:19
And this definitely lines up with my experience.
57
199839
4606
Bu da kesinlikle benim yaşadıklarıma uyuyor.
03:24
Cancer totally transformed my life.
58
204469
2254
Kanser hayatımı tamamen değiştirdi.
03:26
I left the hospital knowing exactly who I was
59
206747
2968
Hastaneden tam olarak kim olduğumu
03:29
and what I wanted to do in the world.
60
209739
2063
ve dünyada yapmak istediğimi bilerek ayrıldım.
03:31
And now, every day as the sun rises,
61
211826
2689
Şimdi de her gün güneş doğarken
03:34
I drink a big glass of celery juice,
62
214539
2578
koca bir bardak kereviz suyu içiyorum
03:37
and I follow this up with 90 minutes of yoga.
63
217141
2825
ve ardından 90 dakika boyunca yoga yapıyorum.
03:40
Then, I write down 50 things I'm grateful for onto a scroll of paper
64
220649
5896
Sonra bir tomar kağıda minnettar olduğum 50 şeyi yazıyorum,
03:46
that I fold into an origami crane and send sailing out my window.
65
226569
4912
onu bir turna kuşu origamisi yapıp camımdan dışarıya salıyorum.
03:51
(Laughter)
66
231505
1667
(Kahkaha)
03:53
Are you seriously believing any of this?
67
233196
3131
Bunlara cidden inanıyor musunuz?
03:56
(Laughter)
68
236351
2082
(Kahkaha)
03:58
I don't do any of these things.
69
238457
1823
Bu şeylerin hiçbirini yapmıyorum.
04:00
(Laughter)
70
240304
1107
(Kahkaha)
04:01
I hate yoga, and I have no idea how to fold an origami crane.
71
241435
4201
Yogadan nefret ederim ve bir turna kuşu origamisi nasıl yapılır bilmiyorum.
04:07
The truth is that for me,
72
247355
2082
Gerçek şu ki, benim için
04:09
the hardest part of my cancer experience began once the cancer was gone.
73
249461
4876
kanser deneyimimin en zorlu kısmı kanser gittiğinde başladı.
04:15
That heroic journey of the survivor we see in movies
74
255538
3761
Filmlerde gördüğümüz hayatta kalan kişilerin kahramanca yolculuğu
04:19
and watch play out on Instagram --
75
259323
2310
ve Instagram'da izlediklerimiz --
04:21
it's a myth.
76
261657
1158
bu bir efsane.
04:22
It isn't just untrue, it's dangerous,
77
262839
2571
Sadece doğru olmamakla kalmıyor, tehlikeli de
04:25
because it erases the very real challenges of recovery.
78
265434
3395
çünkü iyileşmenin fazlasıyla gerçek olan zorluklarını siliyor.
04:29
Now, don't get me wrong -- I am incredibly grateful to be alive,
79
269529
5612
Beni yanlış anlamayın -- hayatta olduğum için son derece minnettarım
04:35
and I am painfully aware that this struggle is a privilege
80
275165
3502
ve acı verici şekilde farkındayım ki bu mücadeleyi deneyimlemek
04:38
that many don't get to experience.
81
278691
2080
herkesin yaşadığı bir ayrıcalık değil.
04:41
But it's important that I tell you
82
281284
2506
Ama size
04:43
what this projection of heroism and expectation of constant gratitude
83
283814
5271
bu kahramanlık gösteriminin ve sürekli minnet beklentisinin
iyileşmeye çalışan insanlara yaptığı şeyi söylemeliyim.
04:49
does to people who are trying to recover.
84
289109
2357
04:51
Because being cured is not where the work of healing ends.
85
291886
4350
Çünkü tedavi edilmek, iyileşmenin bittiği anlamına gelmez.
04:56
It's where it begins.
86
296784
1848
İyileşme asıl burada başlar.
04:59
I'll never forget the day I was discharged from the hospital,
87
299704
4191
Hastaneden taburcu edildiğim günü asla unutmayacağım,
05:03
finally done with treatment.
88
303919
2190
tedavim sonunda bitmişti.
05:06
Those four years of chemo had taken a toll on my relationship
89
306997
5813
4 yıllık kemoterapi, uzun süreli erkek arkadaşımla ilişkimi
05:12
with my longtime boyfriend,
90
312834
1886
olumsuz etkilemişti
05:14
and he'd recently moved out.
91
314744
2058
ve kısa süre önce taşınmıştı.
05:17
And when I walked into my apartment, it was quiet.
92
317498
3880
Ben daireye girdiğimde sessizdi.
05:21
Eerily so.
93
321831
1150
Ürkütücü bir şekilde.
05:24
The person I wanted to call in this moment,
94
324192
2695
O anda aramak istediğim kişi,
05:26
the person who I knew would understand everything,
95
326911
3499
her şeyi anlayabileceğini bildiğim kişi
05:30
was my friend Melissa.
96
330434
1666
arkadaşım Melissa'ydı.
05:32
She was a fellow cancer patient,
97
332498
2052
Kanser hastası bir arkadaşımdı
05:34
but she had died three weeks earlier.
98
334574
2624
ama üç hafta önce ölmüştü.
05:38
As I stood there in the doorway of my apartment,
99
338515
2976
Dairemin kapı eşiğinde dururken
05:41
I wanted to cry.
100
341515
1881
ağlamak istedim.
05:43
But I was too tired to cry.
101
343420
2882
Ama ağlayamayacak kadar yorgundum.
05:46
The adrenaline was gone.
102
346728
1849
Adrenalin gitmişti.
05:48
I had felt as if the inner scaffolding
103
348601
2770
Bana tanı koyulduğundan beri beni bir arada tutan
05:51
that had held me together since my diagnosis
104
351395
2437
içimdeki iskelenin
05:53
had suddenly crumbled.
105
353856
1641
birden parçalandığını hissettim.
05:56
I had spent the past 1,500 days working tirelessly to achieve one goal:
106
356173
6909
Son 1500 günümü tek bir amaca ulaşmak için yorulmadan çalışarak geçirmiştim:
06:03
to survive.
107
363106
1381
hayatta kalmak.
06:04
And now that I'd done so,
108
364511
1905
Şimdi bunu başardığımda da
06:06
I realized I had absolutely no idea how to live.
109
366440
5631
nasıl yaşayacağım hakkında hiçbir fikrim olmadığını fark ettim.
06:13
On paper, of course, I was better:
110
373996
2040
Kağıt üzerinde daha iyiydim tabii ki:
06:16
I didn't have leukemia,
111
376060
2103
lösemi değildim,
06:18
my blood counts were back to normal,
112
378187
1853
kan sayımlarım normale dönmüştü
06:20
and the disability checks soon stopped coming.
113
380064
2777
ve maluliyet maaşları kısa süre içinde gelmeyi bıraktı.
06:23
To the outside world,
114
383244
1238
Dış dünyaya karşı
06:24
I clearly didn't belong in the kingdom of the sick anymore.
115
384506
4500
açık bir şekilde hastaların krallığına ait değildim artık.
06:29
But in reality, I never felt further from being well.
116
389871
3952
Ama gerçekte, iyi olmaktan hiç bu kadar uzak olmamıştım.
06:34
All that chemo had taken a permanent physical toll on my body.
117
394688
4714
Tüm o kemoterapi vücudumu kalıcı olarak kötü etkilemişti.
06:39
I wondered, "What kind of job can I hold
118
399949
3120
Merak ettim, "Ne tür bir işe girebilirim,
06:43
when I need to nap for four hours in the middle of the day?
119
403093
4063
hem de gün ortasında dört saat boyunca uyumam gerekirken?
06:47
When my misfiring immune system
120
407180
2461
Tutukluk yapan bağışıklık sistemim
06:49
still sends me to the ER on a regular basis?"
121
409665
3348
hala düzenli olarak beni acil servise gönderirken?"
06:53
And then there were the invisible, psychological imprints
122
413657
3834
Bir de hastalığımın geride bıraktığı görünmez,
06:57
my illness had left behind:
123
417515
2150
psikolojik izler vardı:
06:59
the fears of relapse,
124
419689
2643
tekrar kötüleşme korkusu,
07:02
the unprocessed grief,
125
422356
1902
işlenmemiş yas,
07:04
the demons of PTSD that descended upon me for days, sometimes weeks.
126
424282
5640
günler, bazen haftalar boyu üstüme çöken travma sonrası stres bozukluğu.
07:10
See, we talk about reentry
127
430921
2254
Bakın, yeniden giriş hakkında konuşuyoruz,
07:13
in the context of war and incarceration.
128
433199
3325
hem de savaş ve hapsolma bağlamında.
07:16
But we don't talk about it as much
129
436548
1894
Ama yeniden giriş ile ilgili
07:18
in the context of other kinds of traumatic experiences, like an illness.
130
438466
4301
hastalık gibi diğer travmatik deneyimler bağlamında bu kadar çok konuşmuyoruz.
07:23
Because no one had warned me of the challenges of reentry,
131
443911
3904
Kimse beni yeniden girişin zorlukları hakkında uyarmadığı için
07:27
I thought something must be wrong with me.
132
447839
2777
bende bir terslik olduğunu düşündüm.
07:30
I felt ashamed,
133
450640
2175
Utanç duydum
07:32
and with great guilt, I kept reminding myself
134
452839
3286
ve suçluluk duygusu içinde kendime sürekli hatırlattım,
07:36
of how lucky I was to be alive at all,
135
456149
2291
hayatta olduğum için ne kadar şanslı olduğumu,
07:38
when so many people like my friend Melissa were not.
136
458464
2911
hem de arkadaşım Melissa gibi birçok insan şanslı değilken.
07:42
But on most days, I woke up feeling so sad and lost,
137
462387
3595
Ama çoğu günde üzgün ve kaybolmuş gibi hissederek uyandım,
07:46
I could barely breathe.
138
466006
1719
zar zor nefes alabiliyordum.
07:48
Sometimes, I even fantasized about getting sick again.
139
468204
4804
Bazen tekrar hasta olmanın hayalini bile kurdum.
07:53
And let me tell you,
140
473683
1152
Size şunu söyleyeyim,
07:54
there are so many better things to fantasize about
141
474859
3904
hayal kurabileceğiniz birçok daha iyi şey var,
07:58
when you're in your twenties and recently single.
142
478787
2722
üstelik 20 yaşlarında ve taze bekarsanız.
08:01
(Laughter)
143
481533
1922
(Kahkaha)
08:03
But I missed the hospital's ecosystem.
144
483479
3896
Ama hastane ortamını özlemiştim.
08:07
Like me, everyone in there was broken.
145
487399
3413
Oradaki herkes benim gibi kırılmıştı.
08:10
But out here, among the living, I felt like an impostor,
146
490836
4372
Ama burada, yaşayanların arasında, bir sahtekar gibi hissettim,
08:15
overwhelmed and unable to function.
147
495232
2904
bunalmış ve fonksiyonunu yitirmiş.
08:18
I also missed the sense of clarity I'd felt at my sickest.
148
498692
4365
Ayrıca en hasta olduğum zamanlardaki netlik hissini de özlemiştim.
08:23
Staring your mortality straight in the eye has a way of simplifying things,
149
503581
5065
Faniliğinin gözlerinin içine bakmanın veya odağını yeniden asıl önemli şeye
08:28
of rerouting your focus to what really matters.
150
508670
3523
yönlendirmenin işleri basitleştiren bir yanı var.
08:32
And when I was sick, I vowed that if I survived,
151
512686
2341
Hastayken hayatta kalırsam diye bir söz vermiştim,
08:35
it had to be for something.
152
515051
1502
bir şey uğruna olmalıydı.
08:36
It had to be to live a good life, an adventurous life,
153
516577
3397
İyi, macera dolu bir hayat yaşamak uğruna,
08:39
a meaningful one.
154
519998
1310
anlamlı bir hayat.
08:41
But the question, once I was cured,
155
521927
2459
Ama asıl soru, iyileşince ortaya çıktı:
08:44
became: How?
156
524410
1643
Nasıl?
08:46
I was 27 years old with no job, no partner, no structure.
157
526712
4918
27 yaşındaydım ve bir işim, bir partnerim, bir yapım yoktu.
08:51
And this time, I didn't have treatment protocols or discharge instructions
158
531654
4367
Üstelik bu sefer yolumu ileriye yönlendirecek tedavi protokollerim
08:56
to help guide my way forward.
159
536045
1799
veya taburcu yönergelerim yoktu.
08:58
But what I did have was an in-box full of internet messages
160
538773
5925
Olan şey, yabancılardan gelen internet mesajlarıyla dolu
09:04
from strangers.
161
544722
1289
bir gelen kutusuydu.
09:06
Over the years,
162
546895
1155
Yıllar geçtikçe
09:08
people from all over the world had read my column,
163
548074
2646
dünyanın her tarafından insanlar köşe yazımı okumuştu
09:10
and they'd responded with letters, comments and emails.
164
550744
4253
ve mektuplarla, yorumlarla, maillerle cevap vermişlerdi.
09:16
It was a mix, as is often the case, for writers.
165
556046
4708
Yazarlar için sıkça olduğu gibi, tam bir karışımdı.
09:21
I got a lot of unsolicited advice
166
561773
2635
Kanserimi eteri yağlarla nasıl iyileştireceğime dair
09:24
about how to cure my cancer with things like essential oils.
167
564432
3643
birçok istenmeyen tavsiye aldım.
09:29
I got some questions about my bra size.
168
569281
3023
Sütyen ölçümle ilgili bazı sorular aldım.
09:32
But mostly --
169
572687
1840
Ama çoğunlukla --
09:34
(Laughter)
170
574551
1103
(Kahkaha)
09:35
mostly, I heard from people who, in their own different way,
171
575678
4738
çoğunlukla, kendi farklı yollarıyla
09:40
understood what it was that I was going through.
172
580440
2482
yaşadığım şeyi anlayan insanlardan haber aldım.
09:43
I heard from a teenage girl in Florida
173
583696
2841
Florida'daki genç bir kızdan haber aldım,
09:46
who, like me, was coming out of chemo
174
586561
2310
o da benim gibi kemoterapiden çıkmıştı
09:48
and wrote me a message composed largely of emojis.
175
588895
3968
ve bana büyük kısmı emojilerden oluşmuş bir mesaj yazmıştı.
09:53
I heard from a retired art history professor in Ohio named Howard,
176
593649
5404
Ohio'daki Howard adlı emekli bir sanat tarihi profesöründen haber aldım,
09:59
who'd spent most of his life
177
599077
1424
hayatının çoğu kısmını
10:00
struggling with a mysterious, debilitating health condition
178
600525
3455
gençliğinden beri çektiği gizemli,
10:04
that he'd had from the time he was a young man.
179
604004
2587
zayıflatan bir hastalıkla uğraşarak geçirmişti.
10:07
I heard from an inmate on death row in Texas
180
607321
4681
Texas'ta bir ölüm hücresinde olan bir mahkumdan haber aldım,
10:12
by the name of Little GQ --
181
612026
2464
adı Küçük GQ --
10:14
short for "Gangster Quinn."
182
614514
2095
"Gangster Quinn"in kısaltması.
10:17
He'd never been sick a day in his life.
183
617442
2286
Hayatının tek bir günü hasta olmamış.
10:19
He does 1,000 push-ups to start off each morning.
184
619752
3141
Her sabah 1000 şınav çekiyor.
10:22
But he related to what I described in one column
185
622917
2606
Ama köşe yazımda "kanser tarafından hapsedilme"
10:25
as my "incanceration,"
186
625547
2187
diye tanımladığım şeye ilgi duymuştu,
10:27
and to the experience of being confined to a tiny fluorescent room.
187
627758
4185
floresan ışıklı bir hücreye hayatı boyunca hapsedilme deneyimine.
10:33
"I know that our situations are different," he wrote to me,
188
633458
4135
"Durumlarımızın farklı olduğunu biliyorum," diye yazdı bana,
10:37
"But the threat of death lurks in both of our shadows."
189
637966
4246
"Ama ölüm tehdidi ikimizin de gölgesinde gizli."
10:43
In those lonely first weeks and months of my recovery,
190
643819
4143
İyileşmemin yalnız geçen ilk haftalarında ve aylarında
10:47
these strangers and their words became lifelines,
191
647986
3877
bu yabancılar ve sözcükleri hayata tutunma dalım olmuştu,
10:51
dispatches from people of so many different backgrounds,
192
651887
2856
Farklı geçmişten ve çok farklı deneyimlere sahip
10:54
with so many different experiences,
193
654767
1974
birçok insanın yolladığı şeyler,
10:56
all showing me the same thing:
194
656765
2027
hepsi bana aynı şeyi gösterdi:
11:01
you can be held hostage
195
661250
2659
başına gelen en kötü şey tarafından
11:03
by the worst thing that's ever happened to you
196
663933
2984
rehin tutuluyorken
11:06
and allow it to hijack your remaining days,
197
666941
3406
bunun son günlerini gasp etmesine izin verebilirsin
11:10
or you can find a way forward.
198
670371
2872
ya da ileriye giden bir yol bulabilirsin.
11:14
I knew I needed to make some kind of change.
199
674960
3823
Bir çeşit değişiklik yapmam gerektiğini biliyordum.
11:18
I wanted to be in motion again
200
678807
2891
Tekrar hareket halinde olmak istiyordum,
11:21
to figure out how to unstuck myself and to get back out into the world.
201
681722
4694
kendimi kurtarıp dünyaya geri dönmek istiyordum.
11:26
And so I decided to go on a real journey --
202
686918
4206
Bu yüzden gerçek bir seyahate çıkmaya karar verdim --
11:31
not the bullshit cancer one
203
691791
3206
kanser zırvasına
11:35
or the mythical hero's journey that everyone thought I should be on,
204
695021
3216
veya çıkmam gerektiğini düşünülen efsanevi kahramanın seyahatine değil,
11:38
but a real, pack-your-bags kind of journey.
205
698261
3221
gerçek, çantanı toplayıp çık tarzı bir seyahate.
11:42
I put everything I owned into storage,
206
702586
3552
Sahip olduğum her şeyi depoladım,
11:47
rented out my apartment, borrowed a car
207
707621
2979
dairemi kiraya verdim, bir araba ödünç aldım
11:50
and talked a very a dear but somewhat smelly friend
208
710624
5059
ve çok değerli ama biraz kokan bir arkadaşımı bana
11:55
into joining me.
209
715707
1159
katılmaya ikna ettim.
11:56
(Laughter)
210
716890
2452
(Kahkaha)
11:59
Together, my dog Oscar and I embarked on a 15,000-mile road trip
211
719366
5551
Birlikte, köpeğim Oscar ve ben ABD'de 2400 km sürecek
12:04
around the United States.
212
724941
1571
bir yol gezisine çıktık.
12:07
Along the way, we visited some of those strangers who'd written to me.
213
727175
4905
Yolda, bana yazan yabancıların bazılarını ziyaret ettim.
12:12
I needed their advice,
214
732826
1555
Tavsiyelerine ihtiyacım vardı,
12:14
also to say to them, thank you.
215
734405
2219
ayrıca onlara teşekkür etmeliydim.
12:17
I went to Ohio and stayed with Howard, the retired professor.
216
737276
4920
Ohio'ya gidip emekli profesör Howard'la kaldım.
12:23
When you've suffered a loss or a trauma,
217
743085
3141
Bir kayıp verdiyseniz veya travma yaşadıysanız,
12:26
the impulse can be to guard your heart.
218
746250
2430
ilk dürtünüz kalbinizi korumak olabilir.
12:29
But Howard urged me to open myself up to uncertainty,
219
749069
4231
Ama Howard beni, kendimi belirsizliğe açmaya teşvik etti,
12:33
to the possibilities of new love, new loss.
220
753324
4560
yeni aşk ve yeni kayıp olasılıklarına.
12:38
Howard will never be cured of illness.
221
758561
2810
Howard asla iyileşemeyecek.
12:41
And as a young man, he had no way of predicting how long he'd live.
222
761395
3246
Gençken ne kadar yaşayacağını bilmesinin hiçbir yolu yoktu.
12:44
But that didn't stop him from getting married.
223
764665
2825
Ama bu onu evlenmekten alıkoymadı.
12:47
Howard has grandkids now,
224
767839
1944
Şimdi Howard'ın torunları var
12:49
and takes weekly ballroom dancing lessons with his wife.
225
769807
3563
ve eşiyle haftada bir salon dansı dersleri alıyorlar.
12:53
When I visited them,
226
773807
1318
Onları ziyaret ettiğimde
12:55
they’d recently celebrated their 50th anniversary.
227
775149
3633
kısa süre önce 50. yıl dönümlerini kutlamışlardı.
12:59
In his letter to me, he'd written,
228
779815
2508
Mektubunda bana şöyle yazmıştı,
13:02
"Meaning is not found in the material realm;
229
782347
2905
"Anlam, madde aleminde bulunan bir şey değildir;
13:05
it's not in dinner, jazz, cocktails or conversation.
230
785276
4087
akşam yemeğinde, cazda, kokteyllerde veya sohbetlerde değildir.
13:09
Meaning is what's left when everything else is stripped away."
231
789387
4072
Anlam, her şey soyup çıkarıldığında geriye kalan şeydir."
13:14
I went to Texas, and I visited Little GQ on death row.
232
794753
4573
Texas'a gittim ve ölüm hücresindeki Küçük GQ'yu ziyaret ettim.
13:19
He asked me what I did to pass all that time
233
799999
3353
Bana hastane odasında onca zamanı geçirmek için
13:23
I'd spent in a hospital room.
234
803376
2121
ne yaptığımı sordu.
13:26
When I told him that I got really, really good at Scrabble,
235
806355
4230
Ona kendimi Scrabble'da gerçekten çok ilerlettiğimi söylediğimde
13:30
he said, "Me, too!" and explained how,
236
810609
3426
bana "Ben de!" dedi
13:34
even though he spends most of his days in solitary confinement,
237
814059
3339
ve çoğu gününü hücre hapsinde geçirmesine rağmen
13:37
he and his neighboring prisoners make board games out of paper
238
817422
4005
o ve komşu mahkumlarının kağıttan masa oyunları yaptıklarını
13:41
and call out their plays through their meal slots --
239
821451
2961
ve yemek yarıklarından hamlelerini seslendiklerini anlattı --
13:45
a testament to the incredible tenacity of the human spirit
240
825474
5905
insan ruhunun inanılmaz azminin ve yaratıcılıkla adapte olma yeteneğimizin
13:51
and our ability to adapt with creativity.
241
831403
3622
bir kanıtı.
13:56
And my last stop was in Florida,
242
836426
1936
Son durağım da Florida'ydı,
13:58
to see that teenage girl who'd sent me all those emojis.
243
838386
3487
bana tüm o emojileri gönderen o genç kızı görmeye gittim.
14:02
Her name is Unique, which is perfect,
244
842585
3142
Adı Unique (Eşsiz) ve bu mükemmel,
14:05
because she's the most luminous, curious person I've ever met.
245
845751
4168
çünkü o tanıştığım en zeki ve meraklı insan.
14:10
I asked her what she wants to do next and she said,
246
850831
2930
Ona şimdi ne yapmak istediğini sordum ve dedi ki,
14:13
"I want to go to college and travel
247
853785
1889
"Üniversiteye gitmek ve seyahat etmek,
14:15
and eat weird foods like octopus that I've never tasted before
248
855698
3133
daha önce tatmadığım, ahtapot gibi garip yemekler yemek
14:18
and come visit you in New York
249
858855
1520
ve seni New York'ta ziyaret etmek,
14:20
and go camping, but I'm scared of bugs,
250
860399
1904
kampa gitmek istiyorum, böcek korkum var
14:22
but I still want to go camping."
251
862327
1720
ama yine de kampa gitmek istiyorum."
14:25
I was in awe of her,
252
865768
2428
Ona çok saygı duymuştum,
14:28
that she could be so optimistic and so full of plans for the future,
253
868220
5270
geleceği için bu kadar planı olmasına ve çok pozitif olmasına hayran kaldım,
14:33
given everything she'd been through.
254
873514
1917
hem de yaşadığı onca şeye rağmen.
14:36
But as Unique showed me,
255
876180
1675
Ama Unique'in bana gösterdiği gibi
14:37
it is far more radical and dangerous to have hope
256
877879
4857
umudunuzun olması, korkunun sizi kenara bastırmasından
14:42
than to live hemmed in by fear.
257
882760
2066
çok daha radikal ve tehlikeli.
14:46
But the most important thing I learned on that road trip
258
886699
4381
Ama o gezide öğrendiğim en önemli şey
14:51
is that the divide between the sick and the well --
259
891104
4179
hasta olanların ve olmayanların arasındaki çizginin
14:55
it doesn't exist.
260
895307
1373
var olmamasıydı.
14:57
The border is porous.
261
897149
2126
Bu sınır, geçirgen.
14:59
As we live longer and longer,
262
899585
2365
Biz daha uzun yaşadıkça,
15:01
surviving illnesses and injuries that would have killed our grandparents,
263
901974
3857
büyükbabalarımızı, hatta ebeveynlerimizi öldürecek
hastalık ve yaralanmalardan sağ kaldıkça
15:05
even our parents,
264
905855
1325
15:07
the vast majority of us will travel back and forth between these realms,
265
907204
4728
büyük çoğunluğumuz bu iki alem arasında ileri geri seyahat edecek,
15:11
spending much of our lives somewhere between the two.
266
911956
3397
hayatımızın çoğunu bu ikisinin arasında bir yerde geçireceğiz.
15:16
These are the terms of our existence.
267
916059
3103
Bunlar varoluşumuzun koşulları.
15:20
Now, I wish I could say that since coming home from my road trip,
268
920228
4198
Şimdi, keşke yol gezimden döndükten sonra
15:24
I feel fully healed.
269
924450
2127
iyice iyileşmiş hissettiğimi söyleyebilseydim
15:26
I don't.
270
926601
1150
Ama öyle değil.
15:28
But once I stopped expecting myself
271
928601
2626
Ama kendimden bana tanı konulmadan önceki halim olmayı
15:31
to return to the person I'd been pre-diagnosis,
272
931251
3978
beklemeyi bıraktığım anda,
15:35
once I learned to accept my body and its limitations,
273
935253
5104
vücudumu ve onun sınırlarını öğrendiğim zaman
15:40
I actually did start to feel better.
274
940381
2232
gerçekten de daha iyi hissetmeye başladım.
15:43
And in the end, I think that's the trick:
275
943405
3849
Sonuçta, bence işin sırrı şu:
15:47
to stop seeing our health as binary,
276
947278
3520
sağlığımızı ikili olarak görmeyi bırakmak,
15:50
between sick and healthy,
277
950822
1687
hasta veya sağlıklı,
15:52
well and unwell,
278
952533
1503
iyi veya kötü,
15:54
whole and broken;
279
954060
1698
bir bütün veya kırılmış;
15:55
to stop thinking that there's some beautiful, perfect state of wellness
280
955782
4440
ulaşmamız gereken güzel, mükemmel bir iyilik durumu olduğunu
16:00
to strive for;
281
960246
1542
düşünmeyi bırakmak;
16:01
and to quit living in a state of constant dissatisfaction
282
961812
3883
ona ulaşana kadar sürekli bir memnuniyetsizlik halinde yaşamaktan
16:05
until we reach it.
283
965719
1346
vazgeçmek.
16:08
Every single one of us will have our life interrupted,
284
968605
5739
Her birimizin hayatı sekteye uğrayacak,
16:14
whether it's by the rip cord of a diagnosis
285
974368
2206
bu bir teşhisin paraşüt ipini açmasıyla da olsa
16:16
or some other kind of heartbreak or trauma that brings us to the floor.
286
976598
4440
bizi yere seren herhangi başka bir çeşit kalp kırıklığı veya travmayla da.
16:22
We need to find ways to live in the in-between place,
287
982384
5138
Ortadaki kısımda yaşamanın,
16:27
managing whatever body and mind we currently have.
288
987546
4119
sahip olduğumuz beden ve akılla başa çıkmanın yollarını bulmalıyız.
16:32
Sometimes, all it takes is the ingenuity of a handmade game of Scrabble
289
992776
6630
Bazen gerekli olan tek şey el yapımı bir Scrabble oyunundaki beceri
16:39
or finding that stripped-down kind of meaning in the love of family
290
999430
4222
veya aileye olan sevginin sade anlamını bulmak
16:43
and a night on the ballroom dance floor,
291
1003676
2592
ve balo salonundaki dans pistinde bir gece
16:46
or that radical, dangerous hope
292
1006292
2920
veya bir gün böceklerden korkan bir genç kızın
16:49
that I'm guessing will someday lead a teenage girl terrified of bugs
293
1009236
4121
kampa gitmesini sağlayacak olan o radikal,
16:53
to go camping.
294
1013381
1150
tehlikeli umuttur.
16:55
If you're able to do that,
295
1015832
1865
Eğer bunu yapabiliyorsanız,
16:57
then you've taken the real hero's journey.
296
1017721
3920
gerçek bir kahraman seyahatine çıkmışsınız demektir.
17:01
You've achieved what it means to actually be well,
297
1021665
4380
Gerçekten iyi olmanın ne demek olduğuna ulaşmışsınızdır, yani:
17:06
which is to say: alive, in the messiest, richest, most whole sense.
298
1026069
6661
en dağınık, en zengin, en bütün şekilde hayatta olmak.
17:13
Thank you, that's all I've got.
299
1033173
1750
Teşekkür ederim, hepsi bu.
17:14
(Applause)
300
1034947
2762
(Alkış)
17:17
Thank you.
301
1037733
1156
Teşekkürler.
17:18
(Applause)
302
1038913
3182
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7