3 ways to uproot a culture of corruption | Wanjira Mathai

24,942 views ・ 2020-03-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Helin Erden Gözden geçirme: Gözde Zülal Solak
00:12
Have you ever been robbed?
0
12766
1757
Hiç soyuldunuz mu?
00:15
Or had something you value forcibly taken from you
1
15577
4644
Peki hiç isteğiniz dışında değer verdiğiniz bir şey
00:20
against your will?
2
20245
1245
sizden zorla alındı mı?
00:21
It's violating.
3
21963
1350
Bu ihlaldir.
00:24
Feelings of fury, of assault
4
24297
3765
Kızgınlık, saldırı
00:28
and of helplessness.
5
28086
1751
ve çaresizlik hisleri.
00:30
That's what corruption feels like.
6
30720
2032
Yozlaşmanın hissettirdiği şey budur.
00:33
Corruption is theft.
7
33660
2572
Yozlaşma hırsızlıktır.
00:36
It is corrosive,
8
36709
1206
Yozlaşma yıpratıcıdır,
00:38
it is criminal,
9
38607
1259
yozlaşma suçtur,
00:40
it is toxic
10
40685
1501
yozlaşma zehirlidir
00:42
and it is predatory.
11
42210
1927
ve yırtıcıdır.
00:46
Now, I'm from Kenya,
12
46025
1329
Ben Kenya'dan geliyorum
00:48
and in Kenya, corruption takes different forms.
13
48656
3008
ve Kenya'da yozlaşma farklı biçimler alıyor.
00:53
I want to share the story of Karura Forest with you.
14
53336
2677
Sizinle bir Karura Ormanı hikayesi paylaşmak istiyorum.
00:57
This is my hometown of Nairobi.
15
57822
2508
Burası memleketim, Nairobi.
01:00
I love Nairobi. It's beautiful.
16
60977
1949
Nairobi'yi seviyorum. Güzel bir yer.
01:03
But it is a city of paradoxes.
17
63660
2314
Fakat bir çelişkiler şehri.
01:06
It is at once beautiful
18
66792
2966
Hem güzel bir şehir
01:09
and challenging.
19
69782
1284
hem de meydan okuyan bir şehir.
01:12
But at the heart of this beautiful city
20
72731
3213
Fakat bu güzel şehrin ortasında
01:15
that I call home
21
75968
1762
benim evim dediğim
01:17
is Karura Forest,
22
77754
2149
Karura Ormanı var,
01:20
an oasis of green, expansive beauty that would be the envy of any city anywhere.
23
80991
6227
herhangi bir şehri imrendirebilecek engin güzellikler ve yeşillerin vahası.
01:27
We almost lost Karura Forest to corruption.
24
87594
4159
Karura ormanını neredeyse yozlaşma yüzünden kaybediyorduk.
01:33
Word has reached my mother, Wangari Maathai,
25
93105
2830
Annem Wangari Maathai'nin duyduğuna göre,
01:35
that Karura Forest is under attack.
26
95959
2940
Karura ormanı saldırı altında.
01:40
There was a construction site coming up right in the middle of the forest.
27
100574
5503
Ormanın tam ortasına yapılacak bir inşaat alanı vardı.
01:47
Government officials had stolen the forest.
28
107050
3137
Devlet görevlileri ormanı çaldı.
01:51
They had divided, sold and gifted hundreds of parcels of Karura
29
111416
6623
Karura'nın yüzlerce parselini arkadaşlarına ve dostlarına
01:58
to their friends and cronies.
30
118063
1802
bölüştürdü, sattı ve hediye ettiler.
02:00
Now in 1977,
31
120832
2479
1977 yılında annem
02:03
my mother founded the Green Belt Movement
32
123335
2938
Kenya'nın her yerine ağaçlar dikmek,
02:06
to plant trees across Kenya,
33
126297
1860
yeşil alanları yenilemek
02:08
restore green spaces
34
128987
1244
ve Karura ormanı gibi yeşil alanları korumak için
02:10
and protect green spaces, much like Karura Forest.
35
130255
3335
Yeşil Kuşak Hareketini kurdu.
02:14
She got together her friends and allies,
36
134508
2193
Arkadaşlarını ve dostlarını bir araya getirdi
02:16
and together, they created what became
37
136725
2358
ve beraber, dünyanın en başarılı
02:19
one of the most successful tree-planting campaigns in the world.
38
139107
3880
ağaç dikme kampanyalarından birini yarattılar.
02:23
It was therefore no surprise
39
143961
1603
Dolayısıyla, Karura'nın saldırı altında olduğunu öğrendiğinde
02:25
that when word got to her that Karura was under attack,
40
145588
3362
derhal harekete geçmeleri
02:28
they immediately sprang into action.
41
148974
3350
şaşırtıcı değildi.
02:33
They battled police and hired goons
42
153020
3376
Bu ormandaki hırsızlığı durdurmak için
02:36
to stop the theft of this forest.
43
156420
3059
polisle ve kiralık katillerle savaştılar.
02:40
But fortunately, there was an uprising of support
44
160290
3785
Fakat ne yazık ki, yozlaşma ve açgözlülüğe hayır demeye gelen
02:44
from the clergy, politicians, students and the general public,
45
164099
6333
rahipler, politikacılar, öğrenciler ve halkın desteği
02:50
all of whom came out to say no to corruption and greed.
46
170456
4067
gittikçe yükseliyordu.
02:55
And pretty soon, that support was too strong and intense
47
175745
5326
Kısa süre sonra bu destek yetkililerin bastıramayacağı kadar
03:01
for the authorities to subdue.
48
181095
2530
güçlü ve yoğun bir hal aldı.
03:04
And Karura Forest was saved.
49
184101
2948
Karura ormanı kurtarıldı.
03:08
In the 2000s, I joined my mother in the Green Belt Movement
50
188555
3696
2000'lerde annemin Yeşil Kuşak Hareketi'ne katıldım
03:12
and witnessed the growth of the movement's advocacy activities,
51
192275
4411
ve hareketin savunma aktivitelerinin büyümesine,
03:16
its expansion beyond Kenya
52
196710
2889
Kenya'nın ötesine yayılmasına
03:19
and an extremely important growing consensus
53
199623
4726
ve 2004'te aldığı Nobel Barış Ödülü etrafında gelişen
03:24
around the 2004 Nobel Peace Prize that she received --
54
204373
3814
son derece önemli bir fikir birliğine tanık oldum --
03:28
that the environment, democracy and peace were inextricably linked.
55
208211
5366
çevre, demokrasi ve barış ayrılmaz biçimde birbirine bağlıydı.
03:34
I also learned that what my mother had faced that many years ago
56
214284
5032
Annemin Karura Ormanı'nı korumaya çalışırken
03:39
trying to protect Karura Forest
57
219340
2261
yıllar önce yüzleştiği şeyin
03:41
was not an isolated incident.
58
221625
1999
münferit bir olay olmadığını da öğrendim.
03:44
The corruption and greed that manifested itself then
59
224071
3833
O gün kendini gösteren yozlaşma ve açgözlülük
03:47
is alive and well today,
60
227928
1615
bugün de sağ ve sağlıklı,
03:50
from greedy politicians and public servants
61
230501
3349
devlet hazinesini yağmalamaya istekli,
03:53
willing to loot public coffers
62
233874
2583
hırslı politikacı ve devlet memurları yüzünden,
03:57
at their expense.
63
237347
1316
hem de halk pahasına.
03:59
Corruption is everywhere.
64
239151
2321
Yozlaşma her yerde.
04:02
Now, corruption is devastating to any economy, democracy
65
242213
4274
Şimdi, yozlaşma yıkıcıdır; her ekonomi, demokrasi
04:06
and the environment.
66
246511
1429
ve çevre için.
04:07
It robs citizens of vital social services
67
247964
3860
Vatandaşları hayati sosyal hizmetlere ulaşmaktan alıkoyar,
04:11
and renders human life worthless.
68
251848
2833
ve insan hayatını değersiz kılar.
04:16
When young men are willing
69
256509
2061
Genç adamlar düşük bir miktar para karşılığında
04:19
to join gangs
70
259418
1490
çetelere katılıp
04:22
and brutalize their communities
71
262043
2639
topluluklarını vahşileştirmeyi
04:24
for a small fee,
72
264706
1272
göze alıyorsa,
04:27
and women are raped on the way to work,
73
267382
2361
kadınlar işe giderken tecavüze uğruyorsa
04:29
and, when they report this,
74
269767
1996
ve bunu şikayet ettiklerinde
04:31
the perpetrators bribe their way out of jail,
75
271787
2883
saldırganlar rüşvetle hapisten çıkıyorsa
04:35
and when young girls have to sell their bodies
76
275521
2673
ve genç kızlar hijyenik ped alabilmek için
04:39
to buy sanitary towels,
77
279270
1846
vücutlarını satmak zorundaysa
04:42
you know the society is broken.
78
282766
2221
toplumun yıkıldığını anlıyorsunuz.
04:46
In recent years, Kenya has been ranked
79
286587
2624
Son yıllarda Kenya
04:49
amongst the top 10 most corrupt countries in the world.
80
289235
4450
dünyanın en yozlaşmış 10 ülkesinden biri seçildi.
04:56
Even more frustrating for me is that Kenya loses
81
296334
3623
Benim için daha da üzücü olan, Kenya'nın her yıl
04:59
a third of her national budget to corruption each year.
82
299981
3982
milli bütçesinin üçte birini yozlaşma yüzünden yitirmesi.
05:03
That is six billion dollars.
83
303987
2995
Bu altı milyar dolar demek.
05:07
It is totally unacceptable.
84
307844
2658
Bu kesinlikle kabul edilemez.
05:11
In a country where anti-corruption efforts have been frustrated and ignored
85
311287
5429
Yozlaşma karşıtı çabaların engellendiği, önemsenmediği
veya müdahaleye uğradığı bir ülkede,
05:16
and interfered with,
86
316740
1463
05:18
we absolutely need new strategies for dealing with this vice.
87
318227
5029
bu kötülükle baş etmek için yeni stratejilere ihtiyaç var.
05:24
We cannot complain forever.
88
324310
1609
Sonsuza kadar şikayet edemeyiz.
05:25
We either decide that we're going to live with it
89
325943
2659
Ya bununla yaşamayı öğreniriz
ya da bunu değiştiririz.
05:28
or we are going to change it.
90
328626
1822
05:32
There's some good news.
91
332082
1584
İşte iyi bir haber:
05:34
Human beings are not born corrupt.
92
334828
2849
İnsanlar yozlaşmış doğmaz.
Bir noktada, bu davranışlar toplu gelişim yerine
05:39
At some point, these behaviors are fostered by a culture
93
339000
4233
bireysel kazancı savunan kültür tarafından beslenir.
05:43
that promotes individual gain over collective progress.
94
343257
3763
Bu yüzden, eğer yozlaşmanın kökünü kazıyacaksak
05:48
So if we're going to uproot corruption,
95
348225
2657
05:50
we have got to start before it ever takes root.
96
350906
4752
daha köklenmeden işe başlamalıyız.
05:56
We have got to intervene early.
97
356574
2975
Erken müdahale etmemiz gerekiyor.
06:01
I don't know about your country,
98
361715
1597
Sizin ülkenizi bilmem
06:03
but where I come from,
99
363336
1516
ama benim geldiğim ülkede,
06:04
youth will lead us into the future.
100
364876
2989
bizi geleceğe gençlik taşıyacak.
06:08
In Kenya today, 80 percent of the population is under the age of 35.
101
368688
5582
Bugün Kenya'da, nüfusun %80'i 35 yaşın altında.
06:16
But by their own admission, they have conflicting values.
102
376127
3496
Ama kendilerinin de kabul ettiği üzere, çatışan değerlere sahipler.
06:20
Fifty-eight percent of young people in Kenya recently told us
103
380980
3409
Kenya'daki gençlerin %58'i bize
06:24
they will do anything to make money.
104
384413
3031
para kazanmak uğruna her şeyi yapabileceklerini söyledi.
06:29
An additional 45 percent said
105
389008
3147
Bunların %45'i de yozlaşmanın
06:33
corruption is a legitimate tool for doing business.
106
393107
3932
iş meselelerinde kullanılmasının meşru bir yol olduğunu söyledi.
06:39
Seventy-three percent
107
399365
1528
%73'ü kendi inançlarını savunmaya
06:41
said they would not be willing to stand up for what they believe in
108
401766
4449
istekli olmadıklarını söyledi,
06:46
for fear of retribution.
109
406239
2254
cezalandırılma korkusu yüzünden.
06:51
What I learned from my mother
110
411293
1852
Birkaç yıl önce
06:54
a few years ago
111
414020
2213
annemden öğrendiğim şey,
06:57
was this concept of "the power of one" --
112
417031
3488
"birin gücü" fikriydi --
07:00
that each of us can be potent agents of change
113
420543
3680
her birimiz değişimin güçlü temsilcileri olabiliriz
07:04
and that together, we are a force,
114
424247
2948
ve birlikteyken bir kuvvetiz,
07:09
that if we put our hands together, we can change the situation
115
429017
4743
eğer el ele verirsek, koşulları değiştirebiliriz
07:13
and no problem is too big.
116
433784
2571
ve hiçbir sorun çok büyük değildir.
07:17
My mother understood this so profoundly
117
437813
2392
Annem bunu o kadar derinden anlamıştı ki,
07:20
that it was at the center of her work.
118
440229
2620
tüm yaptıklarının merkezinde bu vardı.
07:22
Shifting cultures takes patience, persistence and commitment,
119
442873
4580
Kültürü değiştirmek sabır, istikrar ve taahhüt ister
07:27
and it is extremely slow and deep work.
120
447477
3516
ve çok yavaş ve derin bir iştir.
07:32
But if we are going to shift a culture, we have got to get that work started.
121
452965
4161
Ama eğer kültürümüzü değiştireceksek buna şimdi başlamak zorundayız.
07:37
And in the time since her passing, we have established a foundation in her name
122
457150
4426
Vefatından sonra, onun adına bir vakıf kurduk,
07:41
to do exactly that
123
461600
1272
tam da bunu yapmak üzere;
07:42
but to work with young people and children
124
462896
3664
gençler ve çocuklarla çalışmak,
07:46
to begin to build character and personal leadership,
125
466584
3202
karakter ve kişisel liderlik inşa etmeye başlamak,
07:49
to inspire purpose and integrity.
126
469810
2645
maksat ve dürüstlük aşılamak için.
07:53
But fighting corruption is not as easy as saying corruption is bad.
127
473577
4202
Ancak yozlaşmayla savaşmak, yozlaşma kötüdür demek kadar kolay değil.
07:58
Now, here are three strategies that we are employing
128
478940
2990
Şu an yürüttüğümüz ve her okul topluluğunda benzerinin
08:01
that we believe can be replicated in any school community.
129
481954
3763
yapılabileceğine inandığımız üç stratejiye gelelim:
08:06
First, we must understand the why:
130
486652
4339
Önce, nedenini anlamalıyız:
08:11
Why does corruption happen in the first place?
131
491015
3464
Yozlaşma, ilk başta neden ortaya çıkıyor?
08:15
Do we call it for what it is -- theft --
132
495480
3776
Ondan gerçek adıyla mı bahsediyoruz -- hırsızlık --
08:19
or do we gloss over it with other words?
133
499280
2887
yoksa başka kelimelerle örtbas mı ediyoruz?
08:23
When young children are able to model what it looks and feels like
134
503624
4780
Küçük çocuklar yozlaşmayla savaşmanın neye benzediğini
08:29
to deal with corruption,
135
509408
1737
ve nasıl hissettirdiğini modellemeye başlayabilirse,
08:32
they are likely, when faced with a dilemma in their future,
136
512754
3417
gelecekte bir ikilemde kaldıklarında, onlara öğretilen şekilde
davranma olasılıkları yüksek olacaktır.
08:37
to model what they've been taught.
137
517090
2210
08:41
Second, we need to teach character explicitly.
138
521693
5471
İkincisi, karakteri açık bir şekilde öğretmeliyiz.
08:47
Now, this may seem obvious,
139
527883
2594
Bu bariz bir şey gibi gelebilir
08:50
but a child who exhibits a growth mindset
140
530501
3346
ama gelişme zihniyeti ve otokontrol becerisi
08:53
and a sense of self-control
141
533871
1918
sergileyen bir çocuk,
08:56
is self-confident.
142
536950
1363
özgüven sahibidir.
08:59
And a self-confident child is likely to stand up for what they believe.
143
539472
4858
Özgüven sahibi bir çocuk inandığı şey için mücadele edecektir.
Üçüncüsü, çocuklarımızda erkenden kişisel liderlik inşa etmeliyiz.
09:07
Third, we need to build personal leadership in our children early
144
547928
6998
09:16
to give them an opportunity to know what it looks like
145
556120
3713
Böylece onlara, yozlaşmayı gördüklerinde bunun ayırdına varmanın
09:19
to call corruption out when they see it,
146
559857
3377
ne olduğunu bilme fırsatı vermiş oluruz.
Kendilerine ihtiyaç duyulduğunda
09:24
what it feels like to stand up and be counted when they're needed
147
564618
5159
ayağa kalkıp fikirlerini söylemenin ne hissettirdiğini öğrenirler.
09:31
and, for me, to make the more and most important connection
148
571078
3999
Bence en önemlisi, şu bağlantıyı kurabilmeleridir;
09:35
between human suffering on one hand
149
575101
3045
bir tarafta insanların acı çekişi,
09:39
and corruption, greed and selfishness on the other.
150
579226
3304
diğer tarafta yozlaşma, hırs ve bencillik.
09:45
We have got to believe in our capacity
151
585306
3382
Görmek istediğimiz geleceği yaratmak için
09:49
to bring about the future we want to see,
152
589791
2134
kendi yeterliliğimize inanmalıyız,
09:53
each of us in our small way.
153
593183
2932
her birimiz, kendi küçük katkımızla.
09:58
Young people must believe
154
598045
2190
Gençler, yeni bir gerçekliğin
10:00
that a new reality is possible.
155
600259
2438
mümkün olduğuna inanmalılar.
10:05
Corruption, climate change,
156
605118
2767
Yozlaşma, iklim değişimi,
10:07
ecosystem collapse, biodiversity loss --
157
607909
3032
ekolojik çöküş, biyoçeşitlilik kaybı --
10:10
all these issues need leadership.
158
610965
2768
tüm bu sorunlar liderlik gerektirir.
10:16
And in the words of Baba Dioum of Senegal,
159
616479
2727
Senegalli Baba Dioum'un söylediği gibi,
10:20
"In the final analysis,
160
620564
1909
"Son analizde,
10:24
we will conserve
161
624258
2415
yalnızca sevdiğimiz şeyleri koruyacağız,
10:26
only what we love,
162
626697
1718
10:29
we will love
163
629865
1193
yalnızca anladığımız şeyleri seveceğiz,
10:32
only what we understand
164
632169
1824
10:35
and we will understand
165
635171
2280
ve yalnızca bize öğretileni anlayacağız."
10:37
only what we are taught."
166
637475
3153
10:41
Thank you.
167
641191
1175
Teşekkürler.
10:42
(Applause)
168
642390
2685
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7