The urgent case for antibiotic-free animals | Leon Marchal

Translator: Ivana Korom Reviewer: Krystian Aparta

Çeviri: Furkan Zonturoğlu Gözden geçirme: Nevaz Mescioğlu

There was a time when simple infections were deadly,

Basit enfeksiyonların ölümcül olduğu bir zaman vardı

but now, thanks to the wide availability of antibiotics,

ancak şimdi, antibiyotiklerin geniş kullanılabilirliği sayesinde,

this is merely a relic of the past.

bu sadece geçmişin bir kalıntısı.

But actually, I should say "was,"

Ama aslında "kalıntısıydı" demeliyim

because nowadays, we're using antibiotics so much

çünkü günümüzde, o kadar çok antibiyotik kullanıyoruz ki

that the bacteria that cause these infections

enfeksiyona neden olan bakteriler direnç kazanıyor.

are becoming resistant.

And that should really scare the hell out of all of us.

Bu gerçekten hepimizi korkutmalı.

If we do not change our behavior and wean ourselves off antibiotics,

Davranışlarımızı değiştirmez ve kendimizi antibiyotiklerden vazgeçirmezsek

the UN predicts that by 2050,

BM, 2050 yılına kadar

antimicrobial resistance will become our single biggest killer.

antimikrobiyal direncin bizim en büyük katilimiz olacağını öngörüyor.

So we must start to act.

Bu yüzden harekete geçmeliyiz.

But "where to begin" is an interesting question,

Ancak "nereden başlamalı" ilginç bir soru

because we humans are not the only ones using antibiotics.

çünkü antibiyotik kullanan sadece biz insanlar değiliz.

Worldwide, 50 to 80 percent of all antibiotics are used by animals.

Dünya çapında tüm antibiyotiklerin yüzde 50 ile 80'i

hayvanlar tarafından kullanılmaktadır.

Not all of these are critical for human health,

Bunların hepsi insan sağlığı için kritik değil

but if we do not get it under control right now,

ama şimdiden kontrol altına almazsak

we're looking at a very scary future for humans and animals alike.

insanlar ve hayvanlar için çok korkutucu bir geleceğe bakıyoruz.

To begin, let's talk about how we ended up here.

Başlamak için buraya nasıl geldiğimizden bahsedelim.

The first large-scale use of antibiotics was in the early '50s of the last century.

İlk büyük ölçekli antibiyotik kullanımı, geçen yüzyılın 50'li yılların başındaydı.

In the Western world, prosperity was increasing

Batı dünyasında refah artıyordu

and people wanted to eat more animal protein.

ve insanlar daha fazla hayvansal protein yemek istiyorlardı.

When animals were sick, you could now treat them with antibiotics

Hayvanlar hasta olduğunda antibiyotiklerle tedavi edebilirdiniz,

so they did not die and kept growing.

böylece ölmezler ve büyümeye devam ederlerdi.

But soon, it was discovered

Ancak kısa bir süre sonra,

that adding small and regular amounts of antibiotics to the feed

yemlere az ve düzenli miktarda antibiyotik eklenmesinin

kept the animals healthy,

hayvanları sağlıklı tuttuğu,

made them grow faster

onların daha hızlı büyümesini

ve daha az beslenmeye ihtiyaç duymasını sağladığı keşfedildi.

and caused them to need less feed.

So these antibiotics worked well --

Yani bu antibiyotikler iyi çalıştı --

really well, actually.

gerçekten iyi, aslında.

And with increasing animal production,

Ve artan hayvansal üretim ile

also antibiotic use skyrocketed worldwide.

aynı zamanda antibiyotik kullanımı da dünya çapında fırladı.

Unfortunately, so did antibiotic resistance.

Ne yazık ki antibiyotik direnci de öyle.

Doktorunuz size antibiyotik şişesinin tamamını bitirmenizi söylemesinin nedeni,

The reason your doctor tells you to finish the entire bottle of antibiotics

is if you shorten your dose, you will not kill all of the bugs.

dozunuzu azaltmanız durumunda tüm böcekleri öldürmeyeceğinizdir.

And the ones that stick around build up the antibiotic resistance.

Ve etrafta dolaşanlar antibiyotik direncini arttırır.

It's the same problem with giving animals small and regular doses of antibiotics:

Hayvanlara az ve düzenli dozlarda antibiyotik vermekle aynı problem:

some bad bugs die but not all of them.

Bazı kötü böcekler ölüyor ama hepsi değil.

Spread that across an entire industry,

Bunu bütün bir endüstriye yayarsanız

and you can understand that we accidentally build up

yanlışlıkla büyük bir antibiyotik dirençli

a large reservoir of antibiotic-resistant bacteria.

bakteri rezervuarı oluşturduğumuzu anlayabilirsiniz.

Ama bunu size söylemekten nefret ediyorum.

But I hate to break it to you --

the problem doesn't stop there.

Sorun orada bitmiyor.

You know who else takes antibiotics?

Başka kim antibiyotik kullanıyor biliyor musunuz?

Fluffy, your cat, and Rover, your dog.

Kediniz Pofuduk ve köpeğiniz Rover.

(Laughter)

(Gülüşme)

Pets rank even amongst the heaviest users of all,

Evcil hayvanlar, en ağır kullanıcılar arasında bile sıralanır

and they use antibiotics

ve insan sağlığı için

that are much more critical for human health.

çok daha kritik olan antibiyotikler kullanırlar.

Combine this with how close we live with our companion animals

Bunu, bize eşlik eden hayvanlarımızla ne kadar yakın yaşadığımızla birleştirin

and you understand the risk

ve kendi evcil hayvanınızdan

of you picking up antibiotic-resistant bacteria from your own pet.

antibiyotiğe dirençli bakterileri alma riskinizi anlarsınız.

But how do these antibiotic-resistant bacteria

Ancak çiftlik hayvanlarındaki

bu antibiyotiğe dirençli bakteriler sizi nasıl etkiler?

in farm animals affect you?

Let me give you an example we have, actually, data on.

Size verilerimizle ilgili bir örnek vereyim.

The levels of antibiotic-resistant salmonella in pigs in Europe

Avrupa'daki domuzlarda farklı antibiyotik türlerine karşı

against different types of antibiotics

antibiyotiğe dirençli salmonella seviyeleri

range from less than a percent to as high [as] 60 percent.

yüzde 1'den az bir yüzdeden yüzde 60'a kadar değişmektedir.

Which means that in most cases,

Bu, çoğu durumda, bu antibiyotiğin

this antibiotic will not work anymore to kill this salmonella.

bu salmonellayı öldürmek için artık işe yaramayacağı anlamına gelir.

And there was a high correlation

Domuzdaki antibiyotiğe dirençli salmonella

between antibiotic-resistant salmonella in the pig

ve nihai ürün arasında

and in the final product.

yüksek bir bağlantı vardı.

Whether that is pork chop,

İster domuz pirzolası, ister kaburga

spare ribs or minced meat.

veya isterse de kıyma olsun.

Now, luckily, typically less than one percent

Neyse ki genellikle tüm çiğ et, balık veya yumurtaların

of all raw meat, fish or eggs

yüzde birinden daha azı

will contain salmonella.

salmonella içerecektir.

And this only poses a risk when not treated well.

Ve bu sadece iyi tedavi edilmediğinde bir risk oluşturur.

Still, there are over 100,000 human salmonella cases in the EU

Hâlâ Avrupa'da 100.000'den fazla insanda ve ABD'de bir milyondan fazla insanda

and more than a million cases in the US.

salmonella vakası var.

In the US, leading to 23,000 hospitalizations

ABD'de, her yıl 23.000 hastaneye yatış oluyor

and 450 people dead each year.

ve 450 kişi ölüyor.

With antibiotic-resistant salmonella on the rise,

Antibiyotiğe dirençli salmonella arttıkça

this death toll is likely to increase.

bu ölü sayısının artması muhtemeldir.

But it's not only about consuming yourself.

Ama bu sadece kendinizi tüketmekle ilgili değil.

This year, more than 100 people got infected

Bu yıl, 100'den fazla kişiye,

with a multidrug-resistant salmonella

köpeklerini domuz kulakları ile besledikten sonra,

after feeding pig ears, as a treat, to their dog.

birçok ilaca dirençli bir salmonella bulaştı.

So we really must cut back on antibiotic use in animal production.

Bu yüzden hayvansal üretimde

antibiyotik kullanımını gerçekten kesmeliyiz.

And luckily, this is starting to happen.

Neyse ki bu olmaya başlıyor.

The EU was the first region to ban

Avrupa, yemde düşük dozlarda antibiyotik koymayı yasaklayan ilk bölgedir.

putting antibiotics in low doses in the feed.

From '99 on, in several steps,

1999'dan itibaren, birkaç adımda,

the amount of different types of antibiotics allowed was reduced,

izin verilen farklı tipte antibiyotiklerin miktarı azaldı

and in 2006, a complete ban went into place.

ve 2006'da tam bir yasak yürürlüğe girdi.

Antibiotics were only allowed

Antibiyotiklere, sadece bir veteriner

when a veterinarian determined the animal was sick.

hayvanın hasta olduğunu belirlediğinde izin verildi.

Kulağa hoş geliyor, değil mi?

Sounds great, right?

Problem solved.

Sorun çözüldü.

No, wait, not so fast.

Hayır, bekleyin, o kadar hızlı değil.

As soon as the reduction program started,

Azaltma programı başlar başlamaz antibiyotiklerin,

it was very quickly discovered

birçok kötü çiftlik uygulamasını örtbas etmek için

that antibiotics had been the perfect blanket

mükemmel bir battaniye olduğu çok hızlı bir şekilde keşfedildi.

to cover up a lot of bad farm practices.

More and more animals became sick

Giderek daha fazla hayvan hastalandı

and needed to be cured with ... antibiotics.

ve antibiyotiklerle tedavi edilmesi gerekiyordu.

So instead of the total amount going down,

Yani toplam miktar, düşmek yerine,

it actually increased.

aslında arttı.

Surely, that was not the way to go.

Elbette, gidilecek yol bu değildi.

But luckily, that was not the end of the story.

Ama neyse ki bu, hikâyenin sonu değildi.

The whole European agricultural sector started on a journey,

Tüm Avrupa tarım sektörü bir yolculuğa başladı

and I think it's a journey anybody can learn from.

ve bence bu herkesin bir şeyler öğrenebileceği bir yolculuk.

This is also the time I personally entered the scene.

Bu aynı zamanda sahneye şahsen girdiğim zamandır.

I joined a large European feed compounder.

Büyük bir Avrupa yem birleştiricisine katıldım.

A feed compounder makes a total diet for a farmer to feed to his animals

Bir yem birleştiricisi, bir çiftçinin hayvanlarını beslemesi için

bir beslenme programı oluşturur

and often also provides the advice

ve çoğu zaman hayvanların en iyi şekilde nasıl yetiştirileceği konusunda

on how to raise the animals in the best way.

tavsiyelerde bulunur.

I was really motivated to work together with my colleagues,

Meslektaşlarım, veterinerler

veterinarians and, of course, the farmers

ve tabii ki çiftçiler ile birlikte

to figure out how to keep the animals healthy and antibiotic-free.

hayvanları sağlıklı ve antibiyotiksiz tutmayı çözmek beni gerçekten motive etti.

Now there are three major things that need to happen

Şimdi antibiyotiksiz üretim için

for antibiotic-free production.

olması gereken üç önemli şey var.

Let me walk you through the playbook.

Size bir senaryo anlatayım.

To start -- and it sounds very obvious --

Başlamak -- ve bu çok bariz görünüyor --

that our hygiene is the place to start.

hijyenimiz, başlamak için bir yer.

Better cleaning of the stable and the drinking-water lines

Ahırın ve içme suyu hatlarının daha iyi temizlenmesi,

making it harder for the disease to come in and spread across the stable.

hastalığın ortaya çıkmasını ve ahıra yayılmasını zorlaştırır.

That's all very important,

Hepsi çok önemli

but the part I was personally most interested in

ama kişisel olarak en çok ilgilendiğim kısım

was better feeding for the animals,

hayvanlar için daha iyi beslenme,

better nutrition.

daha iyi besin.

Feeding a well-balanced diet is important.

Dengeli bir diyet beslenmesi önemlidir.

Think about it this way:

Şöyle düşünün:

when you yourself do not eat enough fiber, you do not feel well.

Siz yeterince lif yemediğinizde kendinizi iyi hissetmezsiniz.

Tükettiğiniz yiyeceklerin bir kısmı sizin tarafınızdan sindirilmez,

Part of the food you consume is not digested by yourself

but fermented in your large intestine by bacteria.

kalın bağırsağınızda bakteriler tarafından fermente edilir.

So you're feeding those microbes with part of your diet.

Yani bu mikropları diyetinizin bir kısmı ile besliyorsunuz.

Initially, most young animals were fed low-fiber,

Başlangıçta, genç hayvanların çoğu düşük lifli, yüksek nişasta ve protein,

high-starch and protein,

very finely ground and highly digestible diets.

çok ince öğütülmüş ve yüksek sindirilebilir diyetlerle beslendi.

Like being yourself on a diet of hamburger buns,

Kendini hamburger ekmeği, pirinç, waffle

rice, waffles and protein bars.

ve protein barlarından oluşan bir diyete sokmak gibi.

We changed this to a lower-protein,

Bunu daha düşük proteinli, yüksek lifli,

higher-fiber, coarser type of diet.

kaba bir diyet türüne değiştirdik.

Like being on a diet of whole grains, salad with meat or beans.

Kepekli tahıllar, et veya fasulye salatası diyetine sokmak gibi.

This shifted the bacterial flora in the animals' guts

Bu, hayvanların bağırsaklarındaki bakteri florasını

to the more beneficial ones

daha faydalı olanlara kaydırdı

and reduced the chance that pathogens would flourish.

ve patojenlerin gelişme şansını azalttı.

You might be surprised

Şaşırmış olabilirsiniz

but not only diet composition, also diet structure plays a role.

ancak sadece diyet bileşimi değil, aynı zamanda diyet yapısı da rol oynar.

Simply the fact that the same diet is coarser

Basitçe, aynı diyetin daha kaba olması,

daha iyi gelişmiş bir sindirim sistemi

will lead to a better-developed digestive tract,

ve dolayısıyla daha sağlıklı bir hayvan sağlayacaktır.

and thus, a healthier animal.

But the best part was that farmers started to buy this actually, too.

Ancak en iyi yanı, çiftçilerin bunu da satın almaya başlamasıydı.

Dünyanın diğer bölgelerinden farklı olarak

Unlike some other parts of the world,

Batı Avrupalı çiftçiler çoğunlukla kendi bağımsız satın alma kararlarını

Western European farmers mainly still make their independent buying decisions:

kendileri veriyorlar:

who to buy the feed from and sell their animals to.

yemi kimden alıp hayvanlarını kime satma kararlarını.

So what you're actually selling in the end

Yani sonunda sattığınız şey

reflects the actual local need of these farmers.

bu çiftçilerin gerçek yerel ihtiyacını yansıtıyor.

For example,

Örneğin antibiyotiklerin azaltılmasında

the protein content in piglet diets

çok daha dikkatli olan ülkelerdeki,

in countries that are much more vigilant in reducing antibiotics,

like, for example, Germany and the Netherlands,

örneğin Almanya ve Hollanda gibi,

were already 10 to 15 percent lower

domuz yavrularının diyetindeki protein içeriği,

than in a country like the UK, which was slower to pick this up.

İngiltere gibi daha yavaş bir ülkeye göre zaten yüzde 10 ile 15 daha düşüktü.

But, like with better hygiene, better nutrition helps

Ancak daha iyi hijyen gibi daha iyi beslenme de yardımcı olur

but will not totally prevent you from becoming sick.

fakat hasta olmanızı tamamen engellemez.

So more is needed.

Yani daha fazlasına ihtiyaç var.

And that's why we turned to the microbiome.

İşte bu yüzden mikrobiyoma döndük.

Making the water with the feed more acidic

Yem ile suyun daha asidik hâle getirilmesi

daha çok yararlı bakteri sağlayan

helps to create an environment

that benefits the more beneficial bacteria

ve patojenleri engelleyen bir ortam yaratmaya yardımcı olur.

and inhibits the pathogens.

Like fermented food,

Fermente yiyecekler gibi,

whether it's yogurt, sauerkraut or salami,

yoğurt, lahana turşusu veya salam olsun,

they'll all spoil less quickly, too.

hepsi de daha geç bozulacak.

Now, with modern techniques,

Modern tekniklerle

like the ones based on DNA testing,

örneğin DNA testine dayalı olanlar,

we can see that there are many more different microorganisms present.

birçok daha farklı mikroorganizmanın da var olduğunu görebiliriz.

And this ecosystem, which we call the microbiome,

Ve mikrobiyom dediğimiz bu ekosistem

is much more complex.

çok daha karmaşık.

Turns out there are about eight times more microorganisms in your gut

Bağırsakta, vücudunuzdaki doku hücrelerinden

yaklaşık sekiz kat daha fazla mikroorganizma olduğu ortaya çıkıyor.

as tissue cells in your body.

And for animals, the impact is no less.

Hayvanlar için de etki daha az değil.

So if we want to work without antibiotics in animal production,

Yani hayvansal üretimde antibiyotik olmadan çalışmak istiyorsak

we have to make the animals much more robust.

hayvanları çok daha sağlıklı hâle getirmeliyiz.

So that when a disease strikes,

Böylece bir hastalık vurduğunda

the animals are much more resilient.

hayvanlar çok daha dirençlidir.

And this three-pronged nutribiosis approach

Ve ev sahibi, besin ve mikrobiyomu içeren

involving the host, nutrition and the microbiome

bu üç yönlü nutribiosis yaklaşımı,

is the way to do it.

bunu yapmanın yoludur.

Now the practice of raising animals on an antibiotic-containing

Antibiyotik içeren veya antibiyotik kullanımına neden olan bir diyetle

or antibiotic-use-provoking diet is a bit cheaper at farm level.

hayvan yetiştirme uygulaması çiftlik düzeyinde biraz daha ucuz.

But in the end, we are talking about a few percent at the consumer level.

Ama sonunda, tüketici düzeyinde birkaç yüzdeden bahsediyoruz.

That's actually quite affordable

Bu aslında dünya nüfusunun

for the middle- and high-income part of the world population.

orta ve yüksek gelirli kısmı için oldukça uygun.

And a very small price to pay

Kendi sağlığımız veya sevdiklerimizin sağlığı söz konusu olduğunda

when our own health or our loved ones' health is at stake.

ödemek için çok küçük bir fiyat.

So what do you think, what direction do we take?

Peki ne düşünüyorsunuz, hangi yöne gidiyoruz?

Do we allow antimicrobial resistance to become our biggest killer,

Antimikrobiyal direncin, büyük finansal ve özel bir kişisel maliyetle

at huge financial and a special personal cost?

en büyük katilimiz olmasına izin veriyor muyuz?

Or do we, besides reducing human antibiotic consumption,

Yoksa insanların antibiyotik tüketimini azaltmanın yanı sıra

truly start embracing antibiotic-free animal production?

antibiyotiksiz hayvan üretimini gerçekten benimsemeye başlıyor muyuz?

For me, the choice is very obvious.

Benim için seçim çok açık.

But to make this happen,

Ama bunu gerçekleştirmek için

we have to set reduction targets

azalma hedefleri belirlemeli

and make sure that they're followed all around the world.

ve bunların tüm dünyada takip edildiğinden emin olmalıyız.

Because farmers compete with each other.

Çünkü çiftçiler birbirleriyle yarışırlar.

And at a country level,

Ülke düzeyinde,

trading block or the global market,

ticaret bloğunda veya küresel pazarda

costs are very important.

maliyetler çok önemlidir.

And also, we have to be realistic.

Ayrıca gerçekçi olmalıyız.

Farmers need to have the possibilities

Çiftçilerin bu azalmayı sağlamak için

to invest more in better management and better feed

daha iyi yönetime ve daha iyi yemlere daha fazla yatırım yapma olanaklarına

in order to achieve this reduction.

sahip olmaları gerekmekte.

And besides legal limits, the market can play a role,

Yasal sınırların yanı sıra piyasaya antibiyotiği azaltılmış

by offering antibiotic-reduced or antibiotic-free products.

veya antibiyotik içermeyen ürünler sürülebilir.

And with growing consumer awareness,

Artan tüketici bilinci ile

these market forces will increase in power.

bu piyasa güçlerinin gücü artacak.

Now everything I've been talking about seems to be great for us.

Şimdi bahsettiğim her şey bizim için harika görünüyor.

But what about the animals?

Peki ya hayvanlar?

Şimdi, tahmin edin ne, onların hayatları da iyileşiyor.

Now, guess what, their lives get better, too.

Better health, less stress, happier life.

Daha iyi sağlık, daha az stres, daha mutlu hayat.

So now you know.

Artık biliyorsunuz.

We have the knowledge how to produce meat, eggs and milk

Çok düşük miktarda antibiyotikli veya antibiyotiksiz et,

yumurta ve süt üretmeyi artık biliyoruz

without or with very low amounts of antibiotics,

and I'll argue it's a small price to pay

ve bakteriyel enfeksiyonların

yeniden en büyük katilimiz olduğu bir geleceği önlemek için

to avoid a future in which bacterial infections

bunun, ödemek için küçük bir bedel olduğunu savunacağım.

again become our biggest killer.

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkış)